14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9 EKİM 2012 SALI 4 HABERLER ‘4+4+4 AYARI’ İÇİN GENELKURMAY İLE MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI ARASINDAKİ GÖRÜŞMELER SÜRÜYOR Yazarımızın yazısı elimize ulaşmadığından yayımlayamıyoruz. Askeri liselere de Kuranıkerim dersi BARKIN ŞIK CHP sıcak, MHP soğuk AKP’den, ‘18 yaş’ yoklaması AYŞE SAYIN ANKARA 4+4+4 uygulaması kapsamında askeri liselerin ders müfredatı da değişecek. Genelkurmay Başkanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı arasında konuyla ilgili görüşmeler yürütülüyor. Talim Terbiye Kurulu’ndan çıkacak karar sonrasında askeri liselere de Anadolu liseleri müfredatının getirileceği belirtiliyor. “Kuranıkerim”, “Peygamberin hayatı” ve “temel dini bilgiler” derslerinin bu kapsamda Anadolu liselerinde olduğu gibi askeri lise müfredatına da seçmeli ders olarak gireceği belirtiliyor. Türkiye’nin ünlü yabancı okulları Robert, Fransız, Alman, Amerikan ve İtalyan kolejlerinde bu yıldan itibaren Kuranıkerim ve peygamberin hayatı seçmeli ders olarak okutulacak. Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı, “Bazı Özel Orta öğretim Kurumları Haftalık Ders Çizelgeleri’nde 20122013 Öğretim Yılından” itibaren 9. sınıflardan başlamak ve kademeli olarak uygulanmak üzere değişiklik yaptı. Yabancı statülü okullar, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin tüm kanunlarına uymak zorunda. Talim Terbiye Kurulu’ndan çıkacak karar sonrasında bu okullarda da Kuranıkerim ve Hz. Muhammet’in hayatıı seçmeli ders olarak öğrencilere sunulacak. Söz konusu durum askeri liseler için de aynen geçerli. Askeri liselerde de eğitim öğretim yılı eylül ayı ile birlikte başladı. Askeri öğrenciler seçmeli derslerini seçti. Ancak, Talim Terbiye Kurulu’ndan çıkacak karar sonrasında en az 10 öğrencinin seçimini Kuranıkerim ve peygamberin hayatı derslerinden yana kullanacağını beyan etmesi durumunda askeri okul yönetiminin bu dersler için sınıf açması gerekecek. Sırrı Sakık, Erdoğan’ın kongredeki milliyetçi, dinci söylemine rağmen umudunu koruduğunu söyledi: Görüşmeler başlayabilir AYŞE SAYIN ANKARA Başbakan Tayyip Erdoğan’ın milletvekili seçilme yaşının 18’e indirilmesi ve silah altındaki er ve erbaşlara oy kullanma olanağı sağlanmasına ilişkin açıklamalarının ardından AKP harekete geçti. AKP grup başkanvekilleri bu konudaki anayasa değişikliği için “nabız yoklamak” amacıyla ziyaret ettiği CHP’den “destek” alırken öneriye mesafeli duran MHP, “yetkili kurullara götürme” kararı aldı. AKP Grup Başkanvekilleri Nurettin Canikli, Ahmet Aydın ve Mustafa Elitaş dün önce MHP’yi ardından da CHP’yi ziyaret etti. MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır, anayasa değişikliği önerisiyle ilgili “renk” vermedi. Şandır, bu konuyu partisinin yetkili kurullarına götüreceğini bildirmekle yetindi. AKP’liler, bu düzenlemeye gerekçe olarak Erdoğan’ın açıklamalarını gösterirken birçok AB ülkesinde seçilme yaşının 18 olduğunu ifade etti ancak örnek vermedi. AKP kanadı, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin, Erdoğan’ın bu önerisini, eğitimdeki “4+4+4” sistemine gönderme yapıp “Seçilme yaşını 66 aya indirelim” yönündeki esprisini de dikkate alarak “mesafeli durduğu” izlenimiyle MHP grubundan ayrıldı. AKP heyeti daha sonra CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi’yi ziyaret etti. Hamzaçebi, öneriye “imza desteği” vermeyeceklerini ancak genel kurulda oy desteği vereceklerini bildirdi. Görüşmede Hamzaçebi, AKP’lilere neden yeni anayasa sürecini beklemediklerini sordu. AKP’liler, önümüzdeki seçimlere “yetiştirme” gerekçesini gösterirken bu konuda ayrıntılı değerlendirme yapmadı. Er ve erbaşların oy kullanmasının eşitlik ilkesinin bir gereği olduğunu belirten Hamzaçebi, kışlalara sandık konulmaması gerektiğini, erlerin kışla dışındaki oy kullanmasının sağlanması gerektiğini söyledi. CHP’den “destek sözü” alan AKP, yerel seçimlerin 27 Ekim 2013’e çekilmesini öngören ve bugün TBMM Genel Kurulu’nda ilk tur oylaması yapılacak olan anayasa değişikliğinin ardından, öneriyi Meclis’e getirmeyi ve ilk olarak da 2013’deki yerel seçimlerde uygulamayı planlıyor. Bu kapsamda AKP’nin önerisinde anayasa’nın “milletvekili seçilme yeterliliğini” düzenleyen 76. maddesinin fıkrasında yapılacak değişiklikle milletvekili seçilme yaşı, 25’ten 18’e indirilecek. Belediye başkanlığı ve il genel meclisine seçilme yaşını 18’e indirmek için de anayasanın 67. maddesinde değişiklik yapılacak. ANKARA 20062011 yılları arasında, Mardin Bağımsız Milletvekili Ahmet Türk’le birlikte bizzat “Oslo sürecinde” rol aldıklarını söyleyen BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık, önümüzdeki dönemde yeni görüşmelerin başlayacağını tahmin ettiğini belirterek “Ancak bu görüşmeler tek başına MİT tarafından ya da kişiler üzerinden yürütülmemeli. BDP eşbaşkanlarımız, DTK eşbaşkanları devreye sokulmalı” çağrısında bulundu. ? Erdoğan’ın “terörle mücadele, siyasetle müzakere” sürecinden tam tersi bir noktaya geldiğini ve kendileriyle görüşmeyi reddettiğini anımsatan Sakık, “Sorunu çözsünler bizi tutuklayacaklarsa da tutuklasınlar, bizi öldüreceklerse de öldürsünler. Bu sorunun bedelini çok ağır ödüyoruz” diye konuştu. Geçen günlerde oğlu Sedar Sakık’ın intiharıyla sarsılan Sakık, Kürt sorununun çözümü, oğlunun ardından yaşadıkları ve “Oslo sürecinde rol aldıkları” açıklamalarıyla gündeme oturdu. Meclis’te bir grup gazeteciyle sohbet eden Sakık, Oslo sürecine 2006’da Ahmet Türk ile birlikte dahil olduklarını belirterek “Ancak tabii biz sürece katkı sağladık, görüşmelere katılmadık, görüşmelerde neler oldu neler konuşuldu, bunları biz bilmiyoruz. Ancak o dönemde Oslo’nun taşlarını biz döşedik” dedi. Başbakan Erdoğan’ın Oslo sürecinden önce Abdullah Öcalan’la ilgili “Ben olsam asardım” dediğini anımsatan Sakık, ondan sonra Oslo sürecinin başladığını, ancak kendilerinin daha sonra bu sürece katkı sağladığını ifade etti. Bu süreç dahilinde, Habur süreciyle ilgili de görüşmeler yaptıklarını kaydeden Sakık, şunları anlattı: “Habur’un mimarlarından biri Beşir Atalay’dı. Birkaç kez Beşir Bey’le konuşuldu. Ahmet Türk de, ben de bu görüşmelerde bulundum. Habur çok planlı, projeli bir şey değildi. ‘Acaba birkaç kişi gelirse olumlu olur mu?’ diye konuşuldu. Ama hayat bi DİYARBAKIR EMNİYET MÜDÜRÜ ze bir şeyi gösterdi ki olmuyor. Çünkü bunun benzeri 1999’da da yaşanmıştı. O tarihte bırakın silahların susması, silahlı güçlerin ülke sınırları dışına çekildiği bir dönemdi, iki grup geldi, biri silahlı biri silahsız. O dönemde sözler verilmişti. Hatta dikkat edin, PKK içerisinde ciddi sıkıntıların yaşandığı bir dönemdi. 500’e yakın bir gerillaya Oslo sürecine giderken, bir tuzak kuruldu. Kürtlerle devletin arasındaki ilk güven bunalımı budur. Hatta görüşmeler yapılırken Oslo’da, bir taraftan da Suriye, İran ve Irak’la görüşmeler yapılıyor, ‘Nasıl tasfiye ederiz’ diye.” ‘Kışlada oy kullanılmaz’ Güven’in açıklamaları ümit verdi DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Diyarbakır Emniyet Müdürü Recep Güven’in “Dağda ölen teröriste ağlayamıyorsanız insan değilsiniz. Ama eline silah alıp çoluk çocuk demeden insan katleden canavarlaşmış bir teröristi de enterne edemiyorsanız devlet değilsiniz” sözlerine bölgedeki sivil toplum örgütlerinin temsilcileri destek verdi. Diyarbakır Emniyet Müdürü Güven’in açıklamalarına değerlendiren BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, kendileri için bir bürokrattan önce sistemin önemli olduğunu belirterek “Bizim önerdiğimiz modelde Emniyet müdürleri, belediye başkanına bağlıdır. Ne zaman Diyarbakır Emniyet Müdürü, Osman Baydemir’e bağlanırsa o zaman bu bizi heyecanlandırır. Onun dışında bir şey bizi heyecanlandırmaz” dedi. İHD Diyarbakır Şubesi Başkanı Raci Bilici, Güven’in açıklamalarının Emniyet camiasından gelmesini “şaşırtıcı” bulduğunu belirterek “Bu açıklama söylemek için söylenmemişse, bu yönde bölgede diğer bürokratlara örnek olacaksa çok önemlidir” diye konuştu. Diyarbakır Barosu Başkanı Mehmet Emin Aktar da Güven’in çağrısının insani olduğunu belirterek “Bu açıklamalar ile ölümler karşısındaki çifte standartçı zihniyeti teşhir edilmiş olacaktır” dedi. Güneydoğu Sanayici ve İşadamları Derneği Başkanı Şahismail Bedirhanoğlu, açıklamaların uygulamaya dönüşmesini beklediklerini belirterek “Ben, önümüzdeki dönemlerde Diyarbakır Emniyet teşkilatının biraz daha yumuşak olabileceğini düşünüyorum” dedi. Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Remzi Can da “İnsanların ölmemesi ve gençlerin ölmemesi için herkesin katkıda bulunacak düşüncelerini açıklaması bizi sevindirmiştir” dedi. 9 Ekim 1978 tarihinde ülkücü katillerce öldürülen 7 TİP’li öğrenci; Efraim Ezgin, Faruk Ersan, Hürcan Gürses, Latif Can, Osman Nuri Uzunlar, Salih Gevenci ve Serdar Alten dün katledildikleri evin önünde anıldı. (Fotoğraf: AAMURAT KAYNAK) KP kongresi hayal kırıklığı yarattı Oğlunun acısını yaşadığı dönemde Başbakan Tayyip Erdoğan, Başbakan Yardımcıları Bülent Arınç ve Beşir Atalay’ın “umut veren” açıklamaları olduğunu kaydeden Sakık, herkesin AKP kongresinden Kürt sorununun çözümü konusunda bir “manifesto” beklediğini, ancak sonucun tam bir hayal kırıklığı olduğunu söyledi. Kurultay gününü “sabırsızlıkla beklediğini, hatta gece uyuyamadığını” anlatan Sakık, ancak Erdoğan’ın tamamen “ırkçı, milliyetçi, dinci” bir söylem dışında bir şey söylemediğini ifade etti. Erdoğan’ın “terörle mücadele, siyasetle müzakere” sürecinden tam tersi bir noktaya geldiğini ve kendileriyle görüşmeyi reddettiğini anımsatan Sakık, “Sorunu çözsünler bizi tutuklayacaklarsa da tutuklasınlar, bizi öldüreceklerse de öldürsünler; yeter ki bu sorunu çözsünler. Bu sorunun bedelini çok ağır ödüyoruz. Sizi Allahımla, şerefimle temin ederim oğlumun ölümünün sorumlusu bu savaştır, eşimin ölümünün sorumlusu bu savaştır” diye konuştu. Diyarbakır Emniyet Müdürü Recep Güven’in açıklamalarını da değerlendiren Sakık, bu açıklamaları bir “vicdan muhasebesi” olarak gördüğünü ve önemsediğini söyledi. Sırrı Sakık, geçmişte “kişiler” üzerinden sürecin yürütüldüğünü belirterek yeniden başlayan görüşme sürecinde BDP ve DTK yöneticilerinin muhatap alınmasını istedi. A Yerel seçime yetiştirme planı Bahçelievler’deki faşist katliamın üzerinden 34 yıl geçti 7 TİP’li genç anıldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Bahçelievler katliamının 34. yılında vahşice öldürülen 7 TİP’li genç, katledildikleri evin önünde anıldı. Anmada, katillerin AKP hükümetinin çıkardığı 3. yargı paketiyle serbest bırakılmaları eleştirildi. 9 Ekim 1978 tarihinde ülkücü katillerce öldürülen 7 TİP’li öğrenci; Efraim Ezgin, Faruk Ersan, Hürcan Gürses, Latif Can, Osman Nuri Uzunlar, Salih Gevenci ve Serdar Alten dün katledildikleri evin önünde anıldı. Ankara Tabip Odası, Türk Tabipleri Birliği, Halkevleri’nin de aralarında bulunduğu çok sayıda parti ve sivil toplum örgütü üyeleri, Adnan Ötüken Parkı’nda toplanarak katliamın yapıldığı evin önüne yürüdü. “Katiller serbest, adalet istiyoruz”, “devrim şehitleri ölümsüzdür” sloganlarıyla öğrencilerin katledildiği evin önüne gelindi. Burada katledilen gençler anısına bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. Burada konuşan 7 TİP’li öğrencinin ailelerinin avukatı Erşen Sansal, katliamın üzerinden 34 yıl geçtiğini ve bu süre içerisinde sürekli iktidarlar ve devlet tarafından TİP’lileri katledenlerin “şerefli” olarak nitelendiğini söyledi. Katliamdan bugüne kadar gelinen süreçte “yüksek makamların” konuyla ilgili birçok rapor hazırladığını dile getiren Sansal, raporların hiçbir zaman kamuoyuna açıklanmadığına dikkat çekti. Sivil toplum örgütleri adına açıklama yapan Haydar İlker de 8 Ekim tarihinin aynı zamanda 12 Eylül darbe yönetimi tarafından idam edilen Necdet Adalı’nın da ölüm yıldönümü olduğuna dikkat çekerek “Adalı’yı katleden darbecilerle hâlâ hesaplaşılmadı. Bahçelievler katliamını yapan katiller, yargı reformu adı altında serbest bırakıldı” dedi. 13 yeni büyükşehir kuruluyor ‘Kale düşürme tasarısı’ Meclis’te ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yerel seçimleri, 5 ay erkene alarak 27 Ekim 2013’te yapmayı planlayan AKP, ikinci hamlesini Büyükşehir Belediye Yasası’nda değişiklik öngören tasarıyı TBMM Başkanlığı’na sunarak yaptı. Tasarıyla büyükşehirlerin sınırları tüm ilçeler ile köyleri kapsayacak şekilde genişletiliyor. Böylelikle seçimlerde yalnızca o büyükşehirin merkez ilçelerinde yaşayan seçmenlerin değil, ilçe ve köylerin oyları da büyükşehir meclisi üyeliği ve başkanlığında dikkate alınacak. Tasarıyla; Aydın, Balıkesir, Denizli, Hatay, Malatya, Manisa, Kahramanmaraş, Mardin, Muğla, Tekirdağ, Trabzon, Şanlıurfa ve Van, büyükşehir belediyesi olacak. Tasarı ile bu illerin sınırları, il mülki sınırlarını kapsayacak şekilde genişletildi. Bu durum da “iktidarın, çoğunluğunu muhaliflerin elinde bulunan ve ‘kale’ olarak adlandırılan belediyeleri düşürme planı” olarak yorumlandı. Bu illerden Aydın, Muğla, Tekirdağ belediyelerini CHP’li; Balıkesir ve Manisa’yı ise MHP’liler yönetiyor. Van’da BDP’li, Şanlıurfa’da bağımsız bir isim görevde. Tasarıyla mevcut büyükşehirler Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Diyarbakır, Eskişehir, Erzurum, Gaziantep, İzmir, Kayseri, Konya, Mersin, Sakarya ve Samsun’un sınırları da, “ilk mülki sınırları” olarak genişletiliyor. Tasarıya göre, İstanbul ve Kocaeli il mülki sınırları içerisinde bulunan köylerin tüzelkişilikleri kaldırılarak bağlı bulundukları ilçe belediyesine mahalle olarak katılacak. ‘Halkın isteği’ BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ AÇIKLADI ‘28 ŞUBAT’IN KÖSTEBEĞİ’ OLDUĞU İDDİA EDİLEN SARMUSAK: Bayram tatili 6 gün Demirel’e suçlama ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) 4 günlük Kurban Bayramı tatiline arife günü ve 29 Ekim de eklenerek 6 güne çıkartıldı. Bakanlar Kurulu toplantısının ardından açıklamalarda bulunan Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, bayram tatilinin 6 gün olmasının kararlaştırıldığını söyledi. Buna göre bayramdan bir gün önce yani arife günü ile 29 Ekim’in Kurban Bayramı tatiline eklenmesiyle birlikte tatil süresi 6 gün olacak. 24 Ekim gece 00.00’dan 20 Ekim 07.00’a kadar köprü ve otoyollardan ücret alınmayacak. Emekli maaşları 1718 ve 19 Ekim tarihlerinde ödenecek. Arınç, Akçakale’ye düşen top mermilerinden sonra çıkartılan tezkerenin hangi durumlarda kullanılacağı yönündeki bir soru üzerine yetkinin tezkeresinin “Dostlar alışverişte görsün” anlayışıyla çıkartılmadığını vurguladı. Arınç, “Biz barışçı bir ülkeyiz, savaşı düşünmeyiz, aklımıza da getirmeyiz. Ama bağımsızlığımıza ve egemenliğimize de pek çok ülkeden fazla hassasiyet gösteririz” dedi. Arınç, tezkerede kullanım koşulu konusunda “icabı halde” ifadesinin yer aldığını anımsatırken, bu “icabın” ne olduğuna hükümetin karar vereceğini söyledi. Diyarbakır Emniyet Müdürü Recep Güven’in “Dağda ölen teröriste ağlayamıyorsanız insan değilsiniz” sözlerinin sorulması üzerine Arınç, “Kendisini Siirt’teki görevinden tanırım, başarılı bir görev profili çizmişti. Sözlerini, içeriğine baktığımız zaman takdirle karşılıyorum” dedi. ERDEM GÜL ANKARA TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyon, 28 Şubat sürecinde “Köstebek Davası”nda dönemin Emniyet İstihbarat Daire Başkanvekili Bülent Orakoğlu ve Yardımcısı Hanefi Avcı ile birlikte yargılanan “onbaşı” Kadir Sarmusak’ı dinledi. Sarmusak’ın açıklamaları şöyle: 1.5 yıllık polistim: Askere gittiğimde 1.5 yıllık polistim. Denizci olarak önce İskenderun’a gittim. Sonra Ankara’ya Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na geldim. Vatana ihanet suçu: (Belge sızdırma suçlamasıyla ilgili) Bir belgeyi TSK’den alıp servis etmek vatana ihanet suçu olarak değerlendiriliyor. Bu suçun zamanaşımı da 25 sene. Ben bundan daha önce yargılandım. Orada da belge sızdırmadığımı söyledim. O yargılamada beni ihbar eden Demirel’dir. Ben belgeleri çıkarmadım, ezberledim. Aczmendiler: Darbe EMASYA planı ile meşrulaştırılıyordu. herkesin hakkında irticacı diye fişler bulunuyordu ve bu kişilerin itibarların infaz ediliyordu. Aczmendilerden başörtüsüne kadar tüm eylemlerin içinde askerler vardı. Bu eylemleri askerler yönlendiriyordu. 28 Şubat’ta Aczmendilerin yüzde 40’ı asker kökenliydi. Bunlar fotoğraflarla belgelenmişti. Başörtü eyleminde halkı galeyana getirmek isteyenlerin en az 20’si askerdi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle