25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 EKİM 2012 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Uzmanlar ‘Türkiye’nin yüzde 810’u hasta’ diyor; 2030’da en yaygın şikâyet olacak 3 Depresyon salgın gibi BATMAN Dünyayı İşgal Et: Gaian Dünyası Sevgili okurlarım, “Dünyayı İşgal Et” bir kitap: Orijinali “Occupy World Street” adını taşıyor... Önemli bir çalışma: Günümüzde Samir Amin’in temsil ettiği Kıta Avrupası antiemperyalist düşüncesinin, Amerikan felsefesiyle ifade edilen pragmatik bir modeli denilebilir. ??? Büyük şirketlerin, özellikle de büyük finans kuruluşlarının Amerika’yı ve dünyayı sömürmesine karşı, “Biz yüzde 99’u temsil ediyoruz” sloganıyla 17 Eylül 2012’de başlayan “Occupy Wall Street” hareketi tüm dünyada büyük yankılar uyandırmıştı. Ama, başka ülkelerde de benzer gösterilerle desteklenmesine karşın uluslararası düzeyde yaygınlaşamadı. Oysa bu hareketin “Arap Baharı”ndan etkilenerek ortaya çıkması başta Samir Amin olmak kaydıyla pek çok yazar ve düşünürü umutlandırmıştı. Bugün bunlardan birinin yazdığı önemli ve anlamlı bir kitaptan söz etmek istiyorum. Ama önce kitabın esinlendiği hareket olan “Occupy Wall Street” eyleminin birinci yıldönümüne bakalım: Eylemciler, hareketin birinci yıldönümünde, New York Borsası’nı işgal etmek ve sokağa oturarak trafiği yavaşlatmak istediler, böylece azalan medya ilgisini arttırmaya ve hareketi yeniden canlandırmaya çalıştılar. “Bankalar kurtarıldı, biz satıldık” diyerek borsaya yürüyen ve trafiği engellemek isteyenlerden 181’i tutuklandı. Wall Street çevresinde yürüyenler “Lütfen Daha Az Faşizm” “Kapitalizme Son”, “Sağlık Hizmeti Bir İnsan Hakkıdır” yazan pankartlar taşıdılar ve Goldman Sachs binasının önünden geçerken “Bankerleri tutuklayın”, “Biz hâlâ buradayız” diye slogan attılar. Hareket, ekim başında sendika temsilcilerinin de desteğiyle New York’ta yaklaşık beş bin kişinin katıldığı büyük bir gösteri düzenledi ve ABD’nin büyük kentlerinde başka gösterilerle de desteklendi. Yine de hareketin, ilk başladığı sırada dünyada yarattığı umudu ve etkiyi sürdüremediği görülüyor. Ama eylem düzeyinde büyük bir destek görülmese de entelektüel düzeyde bu hareketten esinlenen pek çok çalışma su yüzüne çıktı. Bugün sözünü etmek istediğim “Occupy World Street” adlı kitap bunlardan biri. Yazan, aslında mevcut sistemi çok iyi bilen, onun etkili bir parçası olarak çalışmış bir eski borsacı: Ross Jackson. Dünya ekonomik ve mali düzenine karşı “Gaian Dünyası” dediği yeni bir düzen öneriyor. Değerli okurlarıma, Gaia’nın Yunan mitolojisinde, dünyayı simgeleyen, ayrıca bütün Titanlara ve Tanrılara hayat veren ana tanrıça olduğunu anımsatmak isterim. Jackson önce mevcut düzenin neden “sürdürülemez” ve “ıslah edilemez” olduğunu açıklıyor. Aslında tezi son derece doğru: İnsanoğlu, mevcut düzende, üzerinde yaşadığı dünyayı yok edecek bir biçimde üretim ve tüketim yapıyor; mevcut finansal sistem bunu destekleyerek bütün yerel ekosistemleri ve sosyal sistemleri tahrip ediyor; sonunda yeryüzü ile birlikte insanlık da yok olacak. Bu düzenin kendi kendini düzeltmesi de olanaksız, çünkü onu değiştirebilecek güce sahip olanlar düzeni değiştirmek istemiyor; düzeni değiştirmek isteyenlerse onu değiştirebilecek güce sahip değil. Jackson, bu kısırdöngüyü kırmak için en aşağıdan başlayan halk örgütlenmeleriyle, düzenle tam bütünleşmemiş olan ülkelerin ortaklaşa çalışmasını, örgütlenmesini, çevreyi koruyan, doğal kaynakları yok etmeyen bir finans, üretim ve tüketim düzeni kurmasını öneriyor... Bunun adına da “Gaian Dünyası” diyor. “Gaian Uygarlığının” iki ilkesini, ekolojik sürdürülebilirlik ve insan hakları olarak belirliyor. Bu dünyanın yaratılması, aşağıdan halktan gelen taleplerin ve örgütlenmenin, bazı devletlerle buluşması üzerine kurulan bir model çerçevesinde ele alınıyor. Danimarka, Bolivya, Sri Lanka, Kosta Rika, İzlanda, Norveç, Venezüella, Senegal, Bhutan, Yeni Zelanda, Maldivler, Tunus, Mauritius, Malezya, İsviçre gibi ülkeler bu düzenin kurulmasında işbirliği yapabilir diyor Jackson. Aslında kitabı okumadan, “Gaian Dünyasını” “romantik bir ütopya” olarak nitelememek gerek! Kitap, bugünkü finansal ve ekonomik düzeni çok iyi bilen bir borsacının, bilim kuramcısı Thomas Kuhn’dan başlayan, fizikçi Niels Bohr, İngiliz atmosfer kimyacısı James Lovelock, mikrobiyolog Lyn Margulis ile devam eden, evrim, homeostasis, endosimbiyoz ve simbiyoz kavramlarını, insanoğlunun dünya üzerindeki varlığı çerçevesinde irdeleyen son derece ciddi ve gerçekçi bir çalışma. İnsanlığın geleceği için mutlaka okunması gerek! Baraj SİBEL BAHÇETEPE göç ettirdi CİVAN DEĞER BATMAN Batman’ın Kozluk ilçesinde yapımı tamamlanan Garzan Barajı’nın su tutmaya başlamasıyla çevredeki iki köy ve birçok mezrada yaşayan aileler apar topar evlerini ve arazilerini terk etti. Kozluk ilçesine bağlı Akçakışla köyü Dutluca mezrası ile Yeni Doğan köyleri Garzan Barajı’nın su tutulmasıyla boşaltılmaya başladı. 100 haneli, 700 nüfuslu Yenidoğan köyü sakinleri baraj suyunun tutulmasını duyunca can havliyle eşyalarını araçlara bindirerek köyü terk ettiler. Yenidoğan köyü sakinlerinden Emin Ozak, “5 yıl önce Garzan Barajı’nın yapımına başlandı. Yenidoğan ve Akçakışla köyleri çok mağdur edildi. Para vermediler, köylülere bildirim yapılmadan suyu tuttular. Apar topar toplanmak zorunda kaldık. Atalarımız, dedelerimizin yüzyıllardır yaşadığı ve bize miras bıraktığı köyümüzü, topraklarımızı bırakıp gidiyoruz. Ne yapacağız, nereye gideceğiz bilmiyorum” dedi. Evini boşaltıp köyden göç etmek zorunda kalan Akçakışla köyü Dutluca mezrası sakinlerinden Ayten Doğmuş ise “5 yıldır Garzan Barajı ile ilgili hukuk mücadelesi veriyoruz. Kimse, ‘bu köylerde ne oluyor’ demiyor. Yetkililer gelsinler köylünün haline baksın. Çok mağduruz. İstimlak bedeli olarak verdikleri fiyat ile bir kümes bile alamayız. Neden kimse bu halimizi görmüyor? Yetkililerin bize yardımcı olmasını istiyoruz” diyerek gözyaşlarına boğuldu. Kanalda ceset bulundu ? ADANA (Cumhuriyet) Adana Mavi Bulvar’daki Devlet Su İşlerine (DSİ) ait sulama kanalında ceset olduğunu gören vatandaşlar polise haber verdi. Olay yerine gelen sualtı polisi ve Büyükşehir Belediye İtfaiyesi’ne bağlı CANKUR ekipleri cesedi sudan çıkardı. Araştırmada, cesedin 25 Eylül’de Denizli Polis Merkezi’ne ailesi tarafından kayıp başvurusunda bulunulan Muhammet Mustafa Eber’e (24) ait olduğu belirlendi. Bu arada, cesedin sol kolunda misina ipiyle bağlı bidon olduğu görüldü. Her geçen gün boyutları daha da büyüyen ekonomik krizler, yoksulluk, işsizlik, savaş, şiddet, artan kayıplar yaşamı anlamsızlaştırıyor, mutsuz kılıyor, depresyonu artırıyor. Yapılan araştırmalara göre Türkiye’de yüzde 810 arasında depresyon hastası bulunuyor. Psikiyatrlar, depresyonun küresel bir sorun haline geldiğini, 2030 yılında en yaygın görülen birinci hastalık olacağını vurguluyorlar ve “Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre hasİstanbul Haber Servisi Ruh Sağlığı Platformu, ültaların yüzde 50’si tedaviye ulakemizde bir an önce ruh sağlığı yasasının çıkarılması şamıyor. Depresyon, tedavi ile ve koruyucu hizmetlere önem verilmesi gerektiğini belirterek “Başta Sağlıkta Dönüşüm Politikası ve Gedüzelen bir hastalıktır. Hastanel Sağlık Sigortası olmak üzere sağlık hizmetleriların tedavi olamamaları, sağlık ne ulaşımı güçleştiren ekonomik görünümlü dühizmetine ulaşmamaları ya da zenlemeler, hasta hakları lehine değiştirilmelidir” deyanlış adrese yönelmelerinden nildi. 10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü nedeniyle kaynaklanıyor” diyorlar. dün, İstanbul Tabip Odası’nda basın toplantısı düDepresyon, kadınlarda en fazzenlendi. Ruh Sağlığı Platformu adına yapılan ortak la 3545, erkeklerde ise 3550 açıklamada, şiddetin yaşamın her alanında yükselyaşları arasında ortaya çıkıyor, diği anımsatılarak “Toplumsal şiddetin arttığı ve tophastalığın başlangıç yaşının ise orlumun tüm kesimlerini etkilediği bir ortamda sağlık talama 30 olduğu belirtiliyor. çalışanlarına, özellikle hekime yönelik şiddet on yıl öncesine göre 50 katına yükselmiştir” denildi. Bu yıl Dünya Ruh Sağlığı Federasyonu’nun 10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü’nün ana teması de tüm toplumun giderek yaygınlığı artan, olarak “küresel bir kriz olarak depresyo bireyler dışında ailelerini ve çocuklarını etnu” belirlenirken, konu ile ilgili açıklama kileyen depresyonla kapsamlı bir mücadele larda bulunan psikiyatr Doç. Dr. Burhanet yapılması gerektiğini ifade ediyor. Deptin Kaya, “Depresyonu nasıl önleyece resyon hastalık düzeyinde bulunduğunda ğiz” sorusuna bunun yalnızca psikiyatrik de antidepresanlar çok başarılı sonuç verğil ekonomik ve politik bir tartışmaya da ih mektedirler. Fakat halk arasında ilaçların tiyacının olduğunu söyledi. Üretim araçları bağımlılık yaptığına dair yanlış bilgiler var. nı ve sermayeyi elinde tutan yönetenler ile Depresyon mutlaka psikiyatri hekimleri tatemsilcilerinin mutluluğunun, milyarların rafından etkili biçimde tedavi edilmelidir. mutsuzluğuna yol açtığını vurgulayan Kaya Ülkemizde uzman sayısı yetersiz. AKP hü“Sistem, mutluluk değil keder üretiyor. kümetinin sağlıkta dönüşüm politikası Ruh Sağlığı Federasyonu, 2012 Dünya Ruh nitelikli ruh sağlığı hizmeti verilmesini de Sağlığı Günü’nde hem hükümetlerin hem etkilemektedir” diye konuştu. Ruh sağlığı Yasası çıkarılmalıdır 2 kadından biri cinsel sorun yaşıyor İstanbul Haber Servisi Yapılan çalışmalar her iki kadından birinin yaşamları boyunca en az bir cinsel sorun yaşadığını ancak bunu “sorun olarak görmediklerini” ortaya koyuyor. Uzmanlar, “Cinsel sorunların temelinde ise çok sayıda psikolojik etken yatıyor. Sorun yaşayanlar bir hekimden mutlaka destek almalıdırlar” diyor. Üsküdar Üniversitesi Nöropsikiyatri Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Feneryolu Polikliniği’nden Uzm. Psk. Çiğdem Demirsoy, yapılan araştırmalarda kadınların yüzde 3060’ında yaşamları boyunca en az bir cinsel sorun yaşandığının görüldüğünü söyledi. Sorunların cinsel ilişkinin her aşamasında görülebildiğine dikkat çeken Demirsoy, cinsel ilişkinin istek, uyarılma, doyum gibi aşamaları olduğunu belirtti. Kadınlarda istek ve uyarılma sorunlarının en sık karşılaşılan problemler arasında geldiğini ifade eden Demirsoy “Karşılaştığımız cinsel sorunların çok azı fiziksel, biyolojik nedenlere bağlı oluyor, daha çok psikososyal nedenlerin rol oynadığını görüyoruz” dedi. ÇOCUK GELİNLER ÇALIŞMASI Sabancı’ya küresel teşekkür Haber Merkezi Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, eski ABD Başkanı Bill Clinton’ın kurduğu Clinton Küresel Girişimi’nce (Clinton Global InitiativeCGI) New York’ta düzenlenen yıllık toplantıya katıldı. Sabancı Vakfı’ndan yapılan yazılı açıklamaya göre, ABD Başkanı Barack Obama’nın kadın ve kız çocuklarının desteklenmesine yönelik mesajlar verdiği açılış konuşmasının ardından gerçekleştirilen oturumda, Güler Sabancı’nın başkanı olduğu Sabancı Vakfı’na “Çocuk Gelinler” alanında desteklediği çalışmalardan dolayı Clinton Küresel Girişimi’nce teşekkür edildi. CGI Başkanı Bill Clinton, bu desteklerinden dolayı Güler Sabancı’yı tebrik ederek aralarında Obama’nın da bulunduğu katılımcılara Sabancı Vakfı’nın “Çocuk Gelinler” çalışmalarından övgüyle bahsetti. Clinton, çocuk gelinler konusunda yeterince çalışma yapılmadığını, dünyada yılda 10 milyon, günde 25 bin ve dakikada 19 kız çocuğunun kendi rızası olmadan evlendirildiğine dikkat çekti. Clinton, konuşmasının ardından sırasıyla eski İrlanda Cumhurbaşkanı Mary Robinson, eski Norveç Başbakanı Gro Brundtland, Ford Vakfı Başkanı Luis Lubinas ve Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı’yı sahneye davet ederek başarılı çalışmalarından ötürü özel bir sertifika takdim etti. Sabancı, 2011’de kadın ve kız çocuklarına yaptığı katkılardan dolayı CGI tarafından Küresel Vatandaşlık Ödülü’ne (Clinton Global Citizen Award) layık görülmüştü. Karate hocası taciz sanığı ? SAMSUN (Cumhuriyet) İlkadım ilçesinde bir spor salonunda karate hocası olan Z.K, iddiaya göre öğrencisi 12 yaşındaki Z.S’yi evine götürdü. 3 aydır karate dersi alan küçük kızı elle taciz ettikten sonra “kimseye bir şey söyleme” diyerek gönderdi. Ancak Z.S. başına gelenleri ailesine anlattı. Aile karate hocasından şikâyetçi oldu. Zafer K. küçük kızın kendisine iftira attığını ileri sürdü. Zafer K. çıkarıldığı nöbetçi mahkeme tarafından tutuklandı. Kadınlara ücretsiz mamoğrafi İstanbul Haber Servisi Kadıköy Belediyesi’nin ücretsiz olarak kadın sağlığı hizmeti sunan Mamagrofi Merkezi’nde 31 kadına erken teşhis konuldu. Meme kanseri tanısı konan kadınların tedavisine de destek olundu. Kadıköy’de ikamet eden tüm kadınlar, kadın sağlığıyla ilgili tetkiklerini bu merkezde ücretsiz olarak yaptırabiliyor. Meme kanserine dikkat çekmek, kadınlara erken tanı sağlayan tarama yöntemleri hakkında bilgi vermek amacıyla 1 yıl önce açılan Kadıköy Belediyesi Mamografi ve Kadın Sağlığı Merkezi tam 6 bin 742 kadına ulaştı. Felç hastalarına umut ANKARA (AA) “Lancet Neurology” dergisinde yayımlanan araştırmada etken madde olarak “NA1” kimyasalı içeren ilaçların felcin neden olduğu beyin hasarını engelleyebileceği belirtildi. Araştırma, Kanada ve ABD’deki hastanelerde yapılırken ilaç kullanan hastalardan sadece ikisinde hafif yan etkiler görüldü. “NA1” etken maddesinin güvenli olduğuna dikkati çeken bilim insanları, yeni bir tedavi yöntemi oluşturulması için daha fazla araştırma yapılması gerektiğine işaret etti. Daha önce hayvanlar üzerinde yapılan deneylerde “NA1” kimyasalının, felç sonrası oksijen alamayan beyin hücrelerinin ölmesini engellediği keşfedilmişti. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle