25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 EKİM 2012 SALI CUMHURİYET SAYFA ekonomi@cumhuriyet.com.tr EKONOMİ 11 AKP 30’un altında işçi çalıştıran işyerlerinde sendikal tazminat davası açma hakkını ortadan kaldıracak İşçi, hakkına sahip çıkıyor ? DİSK ve Türkİş’teki muhalif 10 sendikanın oluşturduğu SGBP, Meclis’te görüşmeleri devam eden ‘Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Yasa Tasarısı’nı Türkİş önünde protesto edecek ve TBMM’ye yürüyecek. MUSTAFA ÇAKIR Silindir Gibi... İktidarlarının, yaşamın her alanına dönük, insanları, haklarını silindir gibi ezip geçen icraatlarında keyfilik, umursamazlık dozunda sınır tanımazlık örneklerine her gün yenileri ekleniyor. Haberlerini izleyemez, algılayamaz konumdayız. İzleyebildiğimiz kadarı ile Odatv davasında, son karara göre, TÜBİTAK’tan istenen ek raporu bekliyorduk. Laf aramızda mahkemenin tutuklu sanıklar aleyhine çok uzun zaman beklediği rapor bal gibi de “kanıt olarak gösterilen belgelerin gerçek belge niteliklerini saptayamadım” diyordu. Galiba yargılamanın durumu gözetilerek bu gerçeği kulağını ters gösterir bir uslüpta söylemeyi yeğlemişti. “Gerçek değil ama gerçek olmadığını da söyleyemem” yuvarlamasından sonra mahkeme ek rapor isteme kararı almıştı. Doğrusu bu tabloda ek raporda ne denebileceğini merakla beklerken, Soner Yalçın’ın “Bu bir hukuk skandalıdır” haykırışını yansıtan dün gelen bu mektubunu sizinle de paylaşmak istedim. “Adalet doğruluktur. Adalet özgürlüğün teminatıdır. Adalet ile özgürlük arasında tezatlık varsa ortada hukuk cinayeti vardır. Bakınız: Tarih: 27 Eylül 2012, Silivri’deki 13. Ağır Ceza Mahkemesi, 235. duruşmasında Aslı Aydıntaşbaş’ı tanık olarak dinliyor. Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, Odatv iddianamesinde yer alan Soner Yalçın ile Aslı Aydıntaşbaş’ın telefon konuşması tapesinden bir bölüm okuyup; CHP Milletvekili İlhan Cihaner ile ilgili Aydıntaşbaş’a ‘derin adam’ sözünün ne anlama geldiğini soruyor. Bu sorunun davayla ilişkisi sorulduğunda da Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese şöyle diyor: ‘Savcı Bey birleştirme talepli dosyadan soru soruyor.’ Ne? Birleştirme talepli dosya mı? Odatv davasıyla Ergenekon davası birleştiriliyor mu? İyi de bizim bundan niye hiç haberimiz yok! Hukuken şöyle olması gerekiyor çünkü: Odatv davasının görüldüğü 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nde iddia makamının/savcının, dosyayı 13. Ağır Ceza Mahkemesi ile birleştirme talebinde bulunması gerekiyor. Bu talep üzerine biz sanıklara ve avukatlara görüşlerimizi dile getirmemiz ve tüm bunların sonucunda 16. Ağır Ceza Mahkemesi heyetinin karar vermesi gerekiyor. Evet, hukuk böyle diyor. Oysa kapalı kapılar ardında neler oluyor, hiç haberimiz yok. Bizim bildiğimiz şu: 14 Eylül 2012’deki son duruşmada 16. Ağır Ceza Mahkemesi, ‘top çevirmeyi bırakıp TÜBİTAK net konuşsun’ diyerek, TÜBİTAK’tan ek rapor istedi. 20 günlük de süre verdi. Bize göre, TÜBİTAK 339 sayfalık raporunda, davanın esasını oluşturan virüslü Word dosyasının bizim olmadığını net olarak açıkladı aslında. Biz yine de heyecanla TÜBİTAK’ın ek raporunu bekliyorduk. Ne safmışız! Karar çoktan verilmiş: Odatv davası ile Ergenekon davası birleştiriliyormuş! Dosya çoktan gitmiş! Şimdi herkes elini vicdanına koysun, bu mu hukuk, böyle mi adalet sağlanacak?... Kanunsuz ceza döneminin sonucudur bu. Yasalaştırılmış adaletsizliktir bu...” ??? 12 Eylül’e girerken 3 milyon sigortalı çalışanı olan Türkiye’de, işçilerin yarısı, 1.5 milyona varan sendika üyesi olarak toplu pazarlık düzeni haklarından yararlanıyorlardı. Sistem 12 Eylül’ün yasaklı anayasası, sendikal hakları ile geriye püskürtülmekle kalmadı. Özalizm, daha hızlı olarak da AKP iktidarları sürecinde tırmandırılan sendikasızlaştırma, kayıt dışı, taşeron çalıştırmalarla öylesine dibe vurdu ki.. Çalışma Bakanlığı gelinen sendikasızlaştırma koşullarında, “sendika üyeleri işçiler için yasal düzen içinde hiç toplusözleşme yapamaz noktaya geldiler” gerçeğini yasal olarak ilan etmemek için, yıllardır yasa gereği yayımlaması gereken resmi üyelikleri gösteren istatistikleri yayımlayamıyor. Oysa zaten bu istatistikler en başından beri, giderek artan oranlarda sahteliklere göz yumulması sayesinde, sahte üyeliklerle ancak sendikalara yetki verilebiliyordu. İşin çivisi öylesine çıkmıştı ki sendikalı sahte üyeliklere oturtulmuş sayılar bile sistemin kâğıt üstünde de ayakta kalmasına olanak vermiyordu. Bugün kamu özel kamuda toplam kayıtlı 11 milyon üstü çalışana karşın, sendikalı işçi sayısının 500 bini aşamadığı gerçeğini bilirsek sendikaların sözleşme ehliyeti için işkolunda üyelik barajı tuturma, hele de yüzde 10’lara ulaşmalarının gerçek dışı olduğunu çok çıplak görürüz. Zaten bu yüzden AKP iktidarı İLO sözleşmeleri, sendika özgürlükleri, işçi haklarına saygılı olmaktan çok, “sözleme yapma hakkın yasakladım” dememiş olmak için barajı kaldırma koşulunu yasal tartışma gündemine taşımak zorunda kaldı. Geldi de ne oldu? Yeni yasa yasaksız düzenlenmiyor. İktidarları, sendikaların komik sayılara düşmüş sendikalı işçiler için dahi sözleşme yapma haklarını ellerinden almanın yollarını arıyor. Meclis’teki taslak üzerinden karanlık ellerin oyunları ile yasaklar için çareler üretiliyor. 30’un altında işçi çalıştıran işyerlerinde sendikal nedenle işçi çıkarmada dava açma yolunun kapanması girişmi. Kafadan işletmelerin yüzde 82’sinde çalışan işçilerin toplusözleşme, sendikalaşma haklarının gasp edilmesi anlamına geliyor. Yüzde 1’lik barajların ise, yine çoğunluk işçi için toplusözleşme hakkının gasp edilmesi anlamını taşıdığını da eklersek... (Fotoğraf: ALİ AÇAR) ANKARA TBMM Genel Kurulu’ndaki görüşmelerine yarın devam edilmesi beklenen Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Yasa Tasarısı’na tepkiler devam ediyor. Türkİş’e bağlı Basınİş, Belediyeİş, Deriİş, Havaİş, Kristal İş, Petrolİş, Tek Gıda İş, TezKoopİş, TÜMTİS ve Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın oluşturduğu Sendikal Güç Birliği (SGBP) bugün Ankara’da tasarıyı protesto edecek. SGBP Dönem Sözcüsü, Türkiye Motorlu Taşıt İşçileri Sendikası (TÜMTİS) Genel Başkanı Kenan Öztürk, 10.00’da Türkİş önünde toplanacaklarını, yapacakları basın açıklamasının ardından da saat 11.00’de Meclis önüne yürüyeceklerini aktardı. Kızılay’da DİSK’in de kendilerine katılacağını belirten Öztürk, Meclis önünde eylem yapacaklarını söyledi. Öztürk, yasanın uygulamadaki antidemokratik düzenlemeleri kaldırmadığı gibi işkollarının birleştirilmesi ile barajı daha da yükselttiğine işaret ederek “Yüzde 1 işkolu barajı ile 10 sendika, yüzde 2 barajı ile 13 sendika, yüzde 3 barajı ile de 6 sendika barajın altında kalıyor. Toplamda Türkİş, Hakİş ve DİSK’e bağlı 29 sendika barajı aşamıyor” dedi. Yüzde 50+1 olan işyeri barajının da aynen devam ettiğine vurgu yapan Öztürk, hükümetin 30’un altında işçi çalıştıran işyerleri için yapmaya hazırladığı değişiklikle ilgili olarak da “30’un altında işçi çalıştıran işyerlerinde işe iade davası açılamıyordu. Bu kaldırılmadığı gibi şimdi yapılması planlanan değişiklikle, işçiler sendikal nedenlerle işten çıkarılmış olsalar bile sendikal tazminat davası açamayacaklar. Türkiye’deki işletmelerin yüzde 82’si 30’un altında işçi çalıştırıyor. Bu toplamda işçilerin yüzde 70’ine sendika üyeliğinin yasaklanması demek. İşçiler kapıya atılacak ama yaptırımı olmayacak” diye konuştu. Öztürk, eylemlerini Türkİş önünden başlatmalarının gerekçesini de “Antidemokratik yasa Meclis’te görüşülürken, Türkİş’in Başkanlar Kurulu’nun dahi toplanmaması, kamuoyuna açıklama yapılmaması düşündürücü. Kapalı kapılar ardında görüşmeler yapılıyor. Türkİş önünde Türkİş’i göreve çağıracağız” şeklinde açıkladı. Hakİş başkanlarının, TOBB tarafından kaleme alındığı bir metin etrafında uzlaşılarak Başbakan’a verildiği ileri sürülmüştü. Uzlaşılan maddeler arasında 30 kişinin altında çalışılan işyerlerinde sendikal tazminat ödenmeyeceği, greve çıkan işyeri önünde grev ve dayanışma çadırı kurulamayacağının da yer aldığı bazı Türk İş yöneticileri tarafından belirtilmişti... TOBB, TİSK, Türkİş ve DİSK, TOBB’yi protesto etti İstanbul Haber Servisi Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Toplu İş İlişkileri Kanun Tasarısı’nın hazırlanma sürecinde sendika düşmanlığı yapıldığı gerekçesiyle Levent’te bulunan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ni (TOBB) protesto etti. DİSK Genel Sekreteri Adnan Serdaroğlu, hükümetin TOBB, Hakİş ve Türkİş’in aralarında yaptığı gizli anlaşmayı dikkate alarak “Toplu İş İlişkileri Kanun Tasarısı”na karşı çıkarak tasarıyla sendikaların işlevsiz hale getirileceği ve kapatılma noktasına geleceğini söyledi. Serdaroğlu, “Türkİş içindeki arkadaşlarla bu anlayışı onların başına çalacağız. İşçileri, Hakİş gibi omurgasız, saltanatını sürdürmek isteyen Türkİş’in isteklerine kurban etmeyeceğiz” dedi. Kanyon Alışveriş Merkezi önünde, “TOBB, yandaş federasyonlar el ele. İşçiye ve gerçek sendikaya baraj kuruyorlar”, “Yaşasın örgütlü mücadelemiz. İşçiyiz, haklıyız, kazanacağız” pankartı açan DİSK’liler, “Hükümet yasanı al başına çal”, “İşçi düşmanı odalar” sloganları atarak TOBB önüne yürüdü. Nakit de yastık altına girdi Ekonomi Servisi Türkiye’de tasarruf yapma eğilimi düşüyor. Türkiye’de tasarrufum var diyenlerin oranı yüzde 1012 arasında değişiyor. Yani her 10 kişiden sadece biri birikim yapabiliyor. I N G Bank’ın Türkiye’nin Tasarruf Eğilimleri Araştırması’na göre tasarrufu olmayıp gelecekte tasarruf yapmayı planlayanların Cenk Tabakoğlu oranı 2012 üçüncü çeyrekte yüzde 50’den yüzde 36’ya düştü. Burada Avrupa’daki belirsizlikler etkili oldu. ING Bank Bireysel Bankacılık Pazarlama ve Özel Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Cenk Tabakoğlu, “Kentli nüfusun yüzde 88’inin tasarruf etmediğini ve gelir yetersizliğinin bunun en temel nedeni olduğunu görüyoruz. Bizim için en çarpıcı sonuçlardan birisi de tasarruf eden kişilerin ‘yastık altı nakit ve altını’ tercih etmelerinin çok yüksek olması. Bu sonucun altında, insanların paralarına her an erişim sağlamak istemeleri, acil durumlarda kullanmayı arzu etmeleri gibi motivasyonların yattığını düşünüyoruz” dedi. Tabakoğlu, 2011 başında piyasaya sundukları ING Turuncu Hesap’ın masrafsızlık ve rekabetçi faiz özellikleri ile 400 bin aktif müşteri sayısına ulaştığını belirterek 20 ayda müşterilerine faiz geliri ve diğer avantajlarla birlikte toplam 715 milyon TL kazandırdıklarını açıkladı. Türkİş bakanla görüşecek Öte yandan Türkİş tarafından yapılan yazılı açıklamada barajın sıfır olması, 30 işçi ve daha az işçi çalıştıran işyerlerinde işçilerin sendikal nedenle işten atılmaları halinde işe iade davası açma haklarını düzenleyen fıkranın tasarıdan çıkarılması, sendika kurucusunun sendikanın kurulacağı işkolunda çalışıyor olması gibi hükümleri bugün sosyal taraflarla birlikte Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik ile görüşeceği dile getirildi. Türkİş, sorunun çözülmemesi halinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile görüşüleceğini ve haklı taleplerin karşılık bulmaması halinde Türkİş’in, tasarı yasalaşmadan yol haritasını belirleyeceği ifade edildi. Son bir haftada ekonomi ve iş yaşamımıza baktığımızda farklı görüş ve değerlendirmelere tanık olduk. OECD Genel Sekreter Yardımcısı ve Başekonomisti Pier Carlo Padoan, bazı risklerin Türkiye ekonomisi için halihazırda devam ettiğini belirterek “Burada yüksek enflasyon sebebiyle rekabet gücünü kaybetme riski olabilir. Ayrıca likidite oluşturmaya fazla dayandığı için yine bir riske dönüşebilir. Bu bakımdan kısa ve orta vadede Türkiye’nin yapısal birtakım uyumlaşma çabalarını sürdürerek mali disipline de özen göstermesi gerekiyor” dedi. Soma linyitlerini 30 yıl Kolin İnşaat işletecek Ekonomi Servisi ManisaSoma linyit kömür sahasında kurulacak olan 450 Megavat (MW) kapasiteli termik santral yapımı rödovans sözleşmesi Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın da katıldığı bir törenle, TKİ Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Mustafa Aktaş ve Kolin İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Naci Koloğlu tarafından Ankara’da imzalandı. 153 milyon ton kömür rezervine sahip sahada yıllık yaklaşık 2.9 milyar kWh ödeyeceğini biliyorlar. İlginç şekilde piyasada bir çalkantı oluşmadı. Dolar kuru gün içinde sadece 2 kuruş yükseldi. Sonra tekrar geriledi. Faize etkisi de benzer seyretti. Türkiye ekonomisinin kırılganlığının ne kadar azaldığının en somut kanıtıdır” diyerek ilginç bir tespit yapıyor. enerji üretilecek. Bunun için Kolin İnşaat 6 yıllık inşaat süresini 4 yılda tamamlamaya çalışacak ve toplam 1 milyar dolarlık yatırım yapacak. Rödovans bedelini de yedinci yıldan itibaren ödemeye başlayacak. Yatırımcıya mümkün olduğunca az yük getiren mevcut modele göre rödovans bedeli, şartnamede belirlenen inşaat süresinin ardından ödenmeye başlıyor. Şirket, yaklaşık 102 bin dönümlük ruhsat alanını 30 yıl işletecek. OECD aman dikkat diyor! zorlanıyor. Bugüne kadar gecikmenin sebebi bu. Suriye ile yaşananlar, üst üste gelecek seçimler açık veren bütçemizde sıkı tasarruf tedbirleri uygulamaya engel olacak gibi. 2013 yılı bütçesinin 400 milyar TL’yi aşacağı tahmin ediliyor. Dolaylı vergilerde yapılan zamlarla bütçe açığının kapanması hedeflenirken önümüzdeki gelişmeler ve seçimlerin, bütçe disiplininden uzaklaşmasına neden olacağından kaygı duyuluyor. Yeterince kalkındınız, size para yok! Almanya ile 50 yıllık olan işbirliği bu sözlerle sona erdi. Almanya, kalkınma işbirliği kapsamında Türkiye’ye yaptığı yardımı durdurduğunu açıkladı. Ekonomimize Farklı Bakışlar kullanarak (zararına satış) dönüyor. İnşaat sektörü alarm veriyor. Gerçi sıkıntıda olduğu söylenen ve bunun için Başbakan’dan yardım istediği iddia edilen Ali Ağaoğlu “Batıyorum ama, paraya!” diyerek iddiaları yalanlasa da inşaat sektörü gerçekten ciddi bir virajdan geçiyor. İran’ın ekonomisi savaşı kaybetmek üzere Batı’nın ağır ambargolarına maruz kalan ülkede ulusal para biriminin bir yılda yüzde 80 değer kaybetmesi, yüzde 50’ye varan enflasyon ve yüzde 15’lik işsizlik rakamları alarm sinyallerini beraberinde getirdi. Bu durum Türkiye’yi yakından ilgilendiriyor. sorunu yaşıyor Şirketler likidite Enflasyon, eylül ayında da yükselişine devam etti Enflasyon eylülde de artınca yıl sonu tahminleri revize edildi. Yıllık TÜFE yüzde 9.19 oldu. Son zamlar, enflasyonu artırırken artan fiyatlar da iç talebi azalttı ve bu da fiyatları aşağı çekecek. Talep düşünce büyüme rakamları bundan etkilenecek. Merkez Bankası bu süreci iyi yönetmek için devamlı diken üstünde çalışıyor. savaş korkutuyor Suriye ile sıcak lanmasında zorlanılıyor Bütçe ve OVP’nin hazır Cari işlemler açığı korkutmaya devam ediyor 2011 sonunda 77.089 milyar dolar olan cari açık, 2012 yılının ilk altı ayında 31.298 milyar dolar. Orta Vadeli Program ve bütçe büyüklüklerinin tespitinde hükümet C MY B C MY B Türkiye’de şu an pozisyon değiştirerek ülkeyi terk etme ihtimali bulunan 134 milyar dolara yakın sıcak para var. Bu aslında canlı bir bomba. Sıcak savaş ihtimali sıcak parayı ürkütüyor. Reel sektörde firmalar bir hayli sıkıntıda. Çekler ödenemiyor. Kredi olanakları azalmış durumda. Bankalar kredi verdiği müşterilerini sıkıştırmaya başladı. İflaslar ve iflas ertelemeleri çok sayıda. Dev firmalar bile iflas ediyor. En son Türkiye’nin yurtdışına açılan ilk çocuk giyim markası Wenice Kid’s markasının sahibi Venice Pazarlama, Kuşam Tekstil Konfeksiyon ve Wenice Grup Tekstil iflas etti. Piyasaya 70 milyon Avro borcu var. Çoğu firma kredi, faktöringe dayalı ve cirosunu kredi gibi Yeni özelleştirmeler ve yatırımlar var THY ve Halk Bankası’nın yüzde 2030 oranında hisseleri halka arz edilecek. Pegasus halka açılıyor. Güney Koreli Posko çelik üretiminde Türkiye’yi dışa bağımlılıktan kurtaracak yatırımı Kocaeli’nde yapıyor. Üretim yıllık 200 bin ton ile başlayacak. Türkiye’nin ithal ettiği çelik 300 bin ton. Bizden bilgiler bunlar, yorumu size bırakıyoruz… Ekonominin kırılgan olmadığını iddia eden akademisyenler de var Asaf Savaş Akat “Suriye ile bir askeri çatışmaya girilir mi? Sanmıyorum. Kamuoyu araştırmaları toplumda ciddi bir çoğunluğun bu savaşı istemediğini gösteriyor. Vatandaşın sağduyusunu yansıtıyor. Savaşın ağır bedelini kimin
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle