26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 EKİM 2012 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA [email protected] KÜLTÜR 17 Uygar Batı’nın ilkel dincileri Müslümanları aşağılayan film Hıristiyan dünyasında depreşen ‘Haçlı’ kafasının ürünü DORUKHAN DORUK VE VERIKO TCHUMBURIDZE Genç müzisyenlerden yurtdışı başarısı Kültür Servisi Klasik müziğin en prestijli yarışmalarından 7. Uluslararası Çaykovski Genç Müzisyenler Yarışması’nda “Keman” dalında Veriko Tchumburidze birinci olurken 18 Avrupa ülkesinin en yetenekli çellistlerin yarıştığı Brüksel’deki Lions Avrupa Müzik Yarışması’nda ise çellist Dorukhan Doruk birinci oldu. Veriko Tchumburidze, GüherSüher Pekinel tarafından başlatılan ve Onduline Avrasya tarafından desteklenen “Dünya Sahnelerinde Genç Yetenekler” projesi kapsamında seçilen 14 yetenekli gençten biriydi. Konservatuvarların piyano, keman, çello, flüt, klarinet ve kompozisyon bölümü öğrencileri arasında yapılan seçimler arasında çellist Dorukhan Doruk’un da bulunduğu toplam 14 yetenekli genç belirlenmiş ve bu gençlere çeşitli burslar verilerek enstrüman desteği sağlanmıştı. Dorukhan Doruk Veriko Tchumburidze Güllü’nünMektubu Sevgili okurlar, bugün sizinle paylaşmak istediğim öyle çok konu vardı ki: İçinde yaşadığımızı söyledikleri “ileri demokrasi”de gazetemize yöneltilen sansür ve baskı… Büyük tepki sonucunda geri adım atılmak zorunda kalınan hayvanları yok etme yasası… Türkçe Onur Ödülleri ve 12 Eylül faşizminin bağımsızlığına son verdiği Türk Dil Kurumu… Tanık olduğum, söylemle eylem çelişkileri… Hangisini seçsem ki, derken… Bir mektup… Güllü Salkaya’nın mektubu geldi. Bütün konuları, yazıları erteledim. Sizlerle o mektubun her satırını paylaşmadan hiçbir şey yazamayacağımı anladım. İşte “Balyoz davası”nda 16 yıl hapis cezasına çarptırılan sivil memur Güllü Salkaya’nın mektubu: “Ben, Güllü Salkaya. Hani şu 2003 yılında yapıldığı iddia edilen Balyoz darbe planının, Silivri’de süren duruşmaları sonunda müebbet hapis cezasına çarptırılan tek sivil memuru var ya, işte o benim. Sadece 27 senesini devletine hizmetle geçirmiş bir insan değil, aynı zamanda bir eş ve de anneyim. Biri 22, diğeri 24 yaşında iki evladım var. Canım kızımı ve oğlumu evde babalarıyla baş başa bıraktım. Onurumu ise asla kimseye bırakmadım ve de bırakmayacağım. Tek tesellim, ailemin ve evlatlarımın başımıza gelenleri anlayacak yetişkinlikte olmaları. Ben, 27 yıl ekmeğini yediğim bir kuruma ihanet edecek kadar hainleşmedim. Ama Sayın Mahkeme, Sayın Heyet dedi ki; Güllü Salkaya, sen darbecisin. İlk gün sorduğum soruyu bugün yine soruyorum: Neymiş benim darbeciliğim? Koca koca generallerin, amirallerin, albayların, komutanlarımın suçu neyse, benimki de o: Güllü Salkaya adına tahsisli bir bilgisayarda son kaydedileni benim gözüktüğüm birkaç sözde dijital belgenin varlığı. Peki, 2003 yılında benim bu isimde bir bilgisayarım mı vardı? Mehmet Baransu bavuluyla sözde belgeleri Beşiktaş’a taşıyana kadar bu planı duymuşluğum, görmüşlüğüm mü var? Bir yerde imzama mı rastladılar? Hiçbiri değil. Peki, ben ne demeye 16 yıl ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum oldum o zaman? Bunun cevabını verecek bir makam mı var? O da yok. İslam ülkelerinde “infial”e yol açan “Müslümanların Masumiyeti” adlı ABD filminin amacı nedir? Sinemada değil “dolandırıcılık”ta tanınan birinin böylesi bir “kışkırtıcı”lığı üstMısır’daki protestolar ABD’ye karşı lenmesini kimler destekledi? tepkilerle bütünleşti. Sorular günlerdir tartışılırken, son yıllardaki “benzer kışkırtmalar”ı da akla getiriyor... PaAvrupa’da Haçlı askerleri pa’nın Müslümanlığı eleşyolcu edilirken. tirmesi; Danimarka’daki Hz. Muhammet karikatürleri; amaçlarına ulaşamadılar. İsviçre’deki “minare yasağı”; 3’üncü sefer 11891192’deydi. Almanya’da Müslümanları Fransa Kralı Ogüst ve İngiltere aşağılayan afişler... “HıristiKralı Aslan Yürekli Rişar Kuyan dinciliğinin dışavurumdüs’e denizden saldırdılar ama Londra’daki Müslümanlar ABD Elçiliği ları” sanki giderek tırmanıyor. alamadılar. 4’üncü sefer 1204’teyönünde filmi kınarlarken. İnsan ister istemez düşünüyor; di. Bizans’a imparator adayı An“az gelişmiş” Müslüman düngelos’un davetiyle gelip İstan “terörist” gösterilmesine İslam ülkelerinde ayyasından diğer dinlere karşı böybul’u yağmalayan Haçlılar, larca süren tepkilere rağmen, Fransa, Almanlesine “ilkel” tavırlar hemen hiç görülmedi. Gerçi, son “Fe Haçlıların üniformaları da 1261’e dek sürecek “Latin Devle ya, Hollanda, İtalya ve İspanya’daki kimi gahaçlıydı. zeteler aynı karikatürlere “inadına” yer verti”ni kurdular. tih 1453” de dahil kimi “ta5’inci sefer ise 1228’deydi. Al diler... Dahası, dönemin ABD Başkanı Bush, rih”le ilgili Türk filmlerinde, man İmparatoru II. Frederik’in gerilimden İran ve Suriye’yi sorumlu tuttu. özellikle “Bizans”lılara yöneAynı günlerde Papa 16. Benedikt de yangına donanması Kudüs’ü kuşattı; başarılik “Hıristiyanları incitebilesız oldu... 1248’deki 6’ncısında körükle gitti. 2006’daki Almanya konuşmacek” motifler vardır. Ancak Fransa Kralı Sen Lui “Eyyubi sında, 14.yy’da yaşayan Bizans İmparatoru Pahiçbirisi özünde “hakaret” niler”e esir düşmüş, rüşvet vererek ül leologos’un Hz. Muhammet hakkındaki “geyetli filmler değildir. kesine dönebilmişti... 7’nci ve son se tirdiği hiçbir yenilik yok; sadece kötü ve inPeki, “çok gelişmiş”, hatta fer ise 1270’te yine Lui’nin ordu sanlık dışı şeyler” sözlerini yineledi. İslam ül“uygarlaşmış” kabul edilen suyla yapıldı. Ne var ki bu kez de kelerindeki protestolar yükselince, aynı ülkeHıristiyan dünyasındaki doğölümcül bir veba salgınına yenildi lerden temsilcileri Vatikan’da ağırlayan Papa, rudan Müslümanlığa yönelik Batı medyasının manşete çıkardığı sözde ler. bu “aşağılayıcı sataşmalar” Bu seferlerde pusula, barut, kâğıt “özür” konuşmasında demişti ki; “birlikte yahangi “kafa”nın ürünü olabive matbaanın ilkel şekli Avrupa’ya şamayı öğrenmeliyiz!” lir? Ancak ne o toplantıya katılan “imam”ımız, götürülmüş, Batı’nın Doğu’dan ilk Yanıtı için “Haçlı Seferleİsviçre’deki minare ne de ilerleyen aylarda Papa’yı ziyaret eden bakazanımları elde edilmişti. ri”ni anımsamak gerekiyor referandumunun Yaklaşık 200 yıl süren seferlerin kanlarımız, “Biz Anadolu’da çağlar boyu zabelki... Vaktiyle Müslüman yasağı afişlerinde Müslümanlık günümüze yansıması Hıristiyan ül ten ‘birlikte’ yaşadık; bunu bilmeyen asıl sizcoğrafyaya saldıran Hıristiyan kara çarşaflarla kelerin Müslüman toplumlara karşı lersiniz” diyebilmişti... kralların yerini aynı “din aşaşağılandı... İşte “kızışan” bu süreçte İsviçre 2009 Ka“sömürgeci birliktelikleri”dir. Sakı”nın sözde “çağdaş!” sanayileşmeyle gelişen Batı kapitaliz sımı’ndaki referandumla “minare”leri yasaknatçıları almış olmasın? minin uluslararası gücünü tanımlayan emper ladı; ülkedeki 300 bin Müslüman “yok” sayıldı. 00 yıl sürdü yalizme ise bugün artık “küreselleşme!” de 2012 yazında Müslümanları “suçlu” gösteren niyor... ABD filmiyle doruğa çıkan “Haçlı dep “aranıyor” başlıklı afiş Almanya’yı donaTarih kitaplarına göre Haçlı Seferleri’nin amacı Kudüs’ü almaktı. Oysa Hıristiyanlığın reşmesi” de Hıristiyan devletlerin küreselleş tırken, şu son ABD filmi de yalnız değildi... Çünkü Fransız mizah dergisi “Charlie Hebdoğduğu Anadolu’daki Türk egemenliğine son me “şımarık”lığından besleniyor. Emperyalist ordular İslam ülkelerine sözde do” 19 Eylül’de yine Hz. Muhammet’i hedef vermek; dönemin “fakir Avrupa”sına İslam dünyasının zenginliğini aktarmak; Asya’yla demokrasiyi getirmek için “Arap Baharı sal alan karikatürler basarken, aynı karikatürler ticaret yollarını ele geçirmek... Asıl nedenlerdi. dırıları”nı sürdürürken, sözde sanatçılarının da Frankfurt’taki Alman “Titanic” dergisinde de Bu amaçla derlenmiş “dinci” ordularla İslamiyete “saldırı baharı!”nı yaşamaları yer aldı. Batı’daki bu “Haçlı ruhu depreşmesi”nin 10961099’da yapılan ilk seferde Haçlılar rastlantı olabilir mi? süreceği anlaşılıyor. Türkiye’ye düşen ise kızKudüs’ü, Bizans da İznik’i aldı; 11471149’daışkırtma yarışı gın İslam gençlerine “sakin olun” demekle yeki 2’nci seferde ise zafer “Anadolu Selçuktinmemek; emperyalizmi dize getirdiği onur2005 Eylülü’nde Danimarka gazetesi luları”nındı... Papa’nın çağrısıyla harekete geçen Alman İmparatoru ve Fransa Kralı “Jyllands Posten”de Hz. Muhammet’i aşa lu tarihiyle “küreselleşmenin Batı’daki şıAnadolu’ya girdi, Şam’a bile saldırdılar ancak ğılayan karikatürler yayımlandı. Peygamberin marıklığı”nı sorgulamak değil midir? Yanıtsız Soru: o Avesta, yeni sezonu ? Kültür Servisi Tiyatr (Kapan) oyunu ile af” Aydın Orak’ın yazdığı “D ini yapacak Kürtçe rim ste gö ilk açıyor. 6 Ekim’de artesi saat 20.30’da cum her nca yu oyun, sezon bo angir Sahne’de seyirci Türkçe üstyazılı olarak Cih gösterimi 18. İstanilk karşısında olacak. Daf’ın ında gerçekleşmişti. sam bul Tiyatro Festivali kap Avesta yeni sezonu ‘Daf’ ile açıyor TRT ÇALIŞANLARINDAN İTİRAZ ‘Radyoevimizi vermiyoruz’ Kültür Servisi Harbiye’deki tarihi İstanbul Radyoevi’nin Birleşmiş Milletler’e (BM) verilmek istenmesine karşı çıkan TRT çalışanları, yarın saat 13.30’da Radyoevi’nin önünde bir eylem düzenliyor. Bir basın açıklamasıyla kamuoyuna duyurdukları eyleme çağrıda bulunan TRT çalışanlarının “Duyduk ki BM, Radyoevimiz’e talip olmuş. Dünya Kültür Mirasi listeleri hazırlayan BM, nasıl bir kültür hazinesinin üzerine oturmak istediğinin farkında mı? Daha bir yıl önce UNESCO’nun 13 Şubat’ı ‘Dünya Radyo Günü’ olarak kabul ettiği bir ortamda, BM, İstanbul Radyoevi’nin boşaltılmasını, koca bir tarihin, koca bir kültürün kapının önüne konulmasını nasıl açıklayacak?” sözleriyle başlayan açıklamasında, radyo olarak tasarlanan ve 1949’da hizmete giren binanın kentin sembol yapılarından biri olduğu vurgulandı. Açıklamada “Koridorlarında Türkiye’nin kültür tarihinin izleri var. Stüdyoları, meşk odaları ülkenin en önemli sanatçılarına okul oldu. Tarihimizi, kültür belleğimizi yok edemezsiniz! Biz Radyoevimizi vermiyoruz!” denilerek kamuoyuna “Sesimize ses katmaya Radyoevimizin önüne davet ediyoruz” çağrısında bulunuldu. 2 İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi hakkımda öyle kötü bir karar verdi ki, diğer 300 küsur erkek sanıkla birlikte beni de babalık ve kocalıktan men etti. Yoksa onlar benim kadın olduğumun farkında mı değiller ya da bizleri tek tek yargıladıklarını unutup basmakalıp bir karara mı imza attılar? Söyleyecek sözüm kalmadı artık. Aklım ve beynim durdu. İşin kötüsü, ne hissedeceğimi de bilmiyorum. 27 sene devlet hizmetinin sonunda, birkaç sözde dijital belgede adım yazdığı için Hasdal Askeri Ceza ve Tutukevi’nin halihazırdaki tek kadın tutuklusu olarak yalnız başıma bir koğuşta kalıyorum. Bu yalanın kurbanı olmaya daha ne kadar devam edeceğimi ise bilmiyorum. Ben, Güllü Salkaya. Doğum yerim Erzincan. İşçi emeklisi bir babanın, dişinden tırnağından artırdığıyla okuttuğu beş evladından biriyim. O beş çocuktan biri, ben Güllü Salkaya, şimdi bir eş ve bir anneyim. Ailemden gördüğüm terbiyeyle, vatana, millete faydalı birer insan olsunlar diye yetiştirdiğim iki evladımın üniversite mezuniyetleriyle övünürken kendimi birden bire demir parmaklıklar ardında buldum. Artık mutlu değilim. Üzgünüm, şaşkınım, kırgınım ama umutsuz ve onursuz asla değilim. Bu yalan bir gün apaçık ortaya çıkana kadar, yüreğimde ve sevdiklerimin gözünde tek bir günahım dahi olmadığını biliyor olmanın rahatlığıyla bu haksız cezayı çekmeye devam edeceğim. Bu zorlu süreçte desteğini benden esirgemeyen herkese minnet duyuyorum. Saygılar ve sevgiler sunuyorum.” Güllü SalkayaHasdal Askeri Ceza ve Tutukevi Kadın olduğumun farkındalar mı?.. K Sözün ve vicdanın bittiği yer C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle