26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4 EKİM 2012 PERŞEMBE [email protected] 12 DIŞ HABERLER Akçakale’ye günlerdir düşen bombalar bu kez 5 can aldı. Bir anne ve üç kızı ile bir kadın öldü Göz göre göre ölüm Haber Merkezi Şanlıurfa’nın Akçakale ilçesinde Suriye tarafından atılan top mermisi cadde ortasında infilak etti. Patlama sonucu 2 kadın ve 3 çocuk yaşamını yitirdi, 3’ü polis memuru 10 kişi yaralandı. Olaydan sonra can güvenliklerinin olmadığı gerekçesiyle hükümet binasına yürüyen yurttaşlara, polis tazyikli su ve biber gazıyla müdahale etti. Sınıra yakın bölgede yaşayan çok sayıda Akçakaleli ilçeyi terk etti. Suriye’de ordu birlikleri ve muhalif güçler arasındaki çatışma sınıra yakın bölgede yoğunlaşırken son bir aydır tedirgin günler yaşayan Akçakale ilçesi dün top mermileriyle sarsıldı. Suriye’nin Rakka kentine bağlı Tel Abyad ilçesinden ateşlenen bir top mermisi saat 15.30’da Toprak Mahsulleri Ofisi’nin bahçesine düştü. Patlama sesi zaten diken üstünde olan ilçede tedirginliği artırırken saat 16.25’te ilçenin en merkezi yeri Kâzım Karabekir Mahallesi’ne de top mermisi düştü. Top mermisi İstasyon Caddesi üzerinde bulunan Timuçin ailesine ait tek katlı evin önünde büyük bir gürültüyle patladı. Bu sırada evinin önünde bulunan anne Zeliha Timuçin (39), çocukları Zeynep (8), Ayşegül (12) ve Fatoş Timuçin ile Gülşah Özer (40) olay yerinde hayatını kaybetti. Meryem (10), Aysel ve Hatice Timuçin, Özlem Özer, Mustafa Berkant, Mehmet Sonuç, Şeyma Özer ile bu bölgede güvenlik önlemi almak için çalışan başkomiser Ali Çolak, polis memurları Deniz Çakır ve İskender Türker yaralandı. Yaralılardan 2’sinin durumunun ağır olduğu öğrenildi. Olayın ardından yakınları ölen aileler, önlem alınmadığı ve can güvenliklerinin olmadığı gerekçesiyle Akçakale hükümet binasına yürüdü. Çevreden katılanlarla birlikte sayıları artan protestocular, hükümet binasına ve polislere taş yağdırdı. Bunun üzerine polisler tazyikli su ve biber gazıyla müdahale etti. İlçe bir anda yeniden savaş alanına döndü, polisler ve göstericilerden yaralananlar oldu. Protestolar üzerine ilçe kaymakamının zırhlı araçla olay yerinden ayrıldığı bildirildi. Gerginliğin tırmanması üzerine Şanlıurfa Emniyet Müdürlüğü ve Şanlıurfa İl Jandarma Komutanlığı’ndan Akçakale’ye takviye ekipler gönderildi. Aralarında özel harekât polislerinin de bulunduğu takviye güvenlik ekipleri akşam saatlerinde ilçeye ulaştı ve başta hükümet binası çevresi olmak üzere ilçede güvenlik önlemleri artırıldı. Vali Celalettin Güvenç, konuyla ilgili yaptığı açıklamada sağduyu çağrısı yaparak “Milletimizin başı sağ olsun. Acımız ne kadar büyük olursa olsun öfkelenmememiz lazım. Vatandaşlarımızı sağduyuya davet ediyorum” dedi. Bu arada Suriye tarafından gelen top sesleri akşam saatlerine kadar susmadı. Her an ilçe merkezine top ya da havan mermisi düşme ihtimaline karşı sürekli anons yapılırken akşam saatlerinde sokaklar boşaldı. Çok sayıda Akçakaleli de otobüs, minibüs ve otomobillerle panik halinde ilçeyi terk etti. Geçen cuma günü yine Suriye tarafından düşen top mermisi nedeniyle maddi hasar oluşmuştu. Büyük paniğe neden olan olayda 3 kişi hafif şekilde yaralanmıştı. Türkiye, yaşanan olayın ardından Suriye’ye nota vermişti. 18 Eylül’de sınırda başlayan çatışmalar nedeniyle sınıra yakın okullar eğitime kapatılmıştı. Medyaya Baskıda Son Eşik Başbakan’ın “Mecbur muyuz (davet) etmeye?” diye başlayan; “Her gün her türlü hakareti yapacaksın, buna rağmen davet edeceğiz. Yok böyle 25 kuruşa simit…” salvosuyla devam eden; “Basına engel konulmazmış, biz zaten koymuyoruz. O medya bize saygısızlık ettiği zaman ona haddini bildirmek de bizim cevabımızdır…” gözdağıyla tavan yapan büyük demokrasi deklarasyonu ardından; gazetelerin okur yorumlarında çok sayıda güçlü tepkiler gördüm. Önceki akşam geç vakit, yatmadan önce göz attığım okur yorumları arasında mesela bir gazetede şu tepkiler dikkatimi çekti: “Evet mecbursun!” diyordu biri; “Herkesin Başbakanı olmak iddiasındaysan, Türkiye’ye gerçek demokrasi getirme sevdan varsa davet etmeye mecbursun. Mecbur hissetmiyorsan, bu senin ‘demokrasi’den ne anladığını gösterir.” “Yaptığın oğlunun sünnet düğünü değilse mecbursun” diye üsteliyordu öteki. Bu minval tavır koyan çok yorum birbirini izliyordu: “Parti kongresi, partinin özeli değildir…” “Gemi azıya aldılar. Çok basit bir ilkesi vardır demokrasinin. Demokrasi çoğunluğun tahakkümü değildir. Aksine az olanın varlığını sürdürebileceği bir anlayıştır. Bunların bildiği, bilmezden geldiği ya da saptırdığı demokrasi anlayışı olsa olsa Beşşar Esad tipi demokrasidir.” “Demokrasi ayaklarını hâlâ yiyen var mı? Bence yoktur artık, yiyen varsa da afiyet olsun.” “Bir başbakana yakışır bir tepki mi bu? Herkesi kucakladığını söyleyeceksin. Yasaksız bir demokrasiyi sözüm ona savunacaksın. Millet iradesi falan dilinden düşmeyecek. Çokseslilikten, çoğulculuktan dem vuracaksın. Herkese aynı mesafede olduğunu, milletin başbakanı olacağını dillendireceksin. Sonra kalkıp, basın gibi demokrasinin en önemli unsurunu ‘mecbur muyum çağırmaya?’ diyeceksin. Gerçi bu üsluba şaşırmadım. Ve Başbakan’dan ilk kez duymuyoruz böylesi bir tepkiyi. Kendisine yakışanı yapmıştır.” “Niçin Genelkurmay Başkanlığı’nın gazetelere akreditasyon uyguladığı dönemlerde; arkadaşlar, adamlar gazetecileri davet etmeye mecbur mu demiyordunuz? Anayasaya göre kimsenin haber alma özgürlüğünü kısıtlayamazsınız.” “Ben mecbur muyum senin yayın organlarını takip etmeye?” vs… Birçok gazetenin köşe yazarlarını artık hiç okuyamadığım için, çoğu kez sadece okur yorumlarıyla yetiniyorum. Önceki akşam da “Helal olsun!” dediğim tüm bu okur yorumlarının hepsine bir bir göz attım ve yattım… Ertesi gün gazetenin internet baskısında aynı sayfaya geri döndüğümde ne göreyim? Haber (“O medyaya haddini bildirdik”) duruyordu. Ama gece okuduğum yorumların hiçbiri yoktu. Sabah tez vakit hepsi silinmişti… “Pes!” dedim kendime “Korku bu kadar mı artık dağları bekliyor? Demek okur yorumlarından bile çekinir hale geldiler!” Okurların yorumlarını 24 saat yerinde muhafaza edemeyen bir basından bahsediyoruz... Böyle bir basının gazetecilik mesleğini sahiplenmesi beklenebilir mi? Baskıya karşı meslek sahiplenmesinin ne denli zayıf reflekslere dayandığını, en son bu yaz aylarındaki “Esad’la söyleşi krizinde” görmüştük. Hatırlarsanız, haziran sonunda Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’dan; Türkiye’nin “önde gelen” sayılı gazetecileri için randevu alınmış; ancak Başbakan’ın konuya şiddetle vaziyet etmesiyle randevular iptal edilmişti. Sözüm ona meslekte saçlarını ağartmış kerli ferli adamlar, röportaj taleplerini kuzu kuzu geri almakta tereddüt göstermemişti. Dünya standartlarında bir gazetecilik olayı olan Esad söyleşisinden vazgeçmeyi aklından dahi geçirmeyen Ankara temsilcimiz Şam yolundan mesleki tutarlılık ile geri dönmemiş, bu cesareti gösteremeyen diğer meslektaşlarının ayıbını tek başına gidermişti. Ülkemizde sık rastlanmayan bu dört dörtlük profesyonel “gazeteci duruşunu” ihtimaldir ki Başbakan kendisine çok yanlış biçimde! açık bir meydan okuma olarak algıladı ve bu olaydan sonra Cumhuriyet’e karşı hepten bir “El mi yaman, bey mi yaman?” havasına girdi. Gazetecilik kriterleri içinde değerlendirilmesi gereken bir konuda, gazetemiz ve Utku Çakırözer’e karşı önüne çıkan ilk fırsatta açık meydan okumayla karşılık vermeye karar verdi. O kadar ki, AKP Sözcüsü Hüseyin Çelik bu meydan okumayı şimdiye dek hiç benzerine rastlanmayan bir örnekle kongre salonunda Utku ile yapılacak bir TV programını durdurmaya kadar vardırdı. Cumhuriyet’e karşı başlatılan bu açık had bildirme operasyonunu haber aldığımda, aklıma gelen ilk olay “Esad söyleşisinin rövanşı”(!) oldu. Gazeteciliğin sınırlarını öyle anlaşılıyor ki, bundan böyle her düzeyde ve her şart altında Başbakan belirleyecek. Türkiye’de gazeteciliğin bugünkü düzeyini dahi arar noktalara geleceğiz. Bu doludizgin ve toplu sürüklenişin durdurulmasının tek yolu meslek dayanışmasıdır. Ama okur yorumlarına dahi sahip çıkamayan bir medyadan hangi dayanışma beklenebilir? ABD, BM ve NATO’dan tepki Dünyanın gözü sınırda Haber Merkezi Şanlıurfa’nın Akçakale ilçesine isabet eden top mermisiyle 5 kişinin yaşamını yitirmesinin ardından NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen’in Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’yla telefonla görüşerek başsağlığı ve dayanışma duygularını iletti. NATO Sözcüsü Oana Lungescu, olayları yakından ve derin endişeyle takip ettiklerini belirterek “NATO’nun güneydoğu sınırındaki gelişmeler aktif gündemimizde” dedi. NATO’dan yapılan açıklamada da konunun artık Kuzey Atlantik Konseyi’nin gündeminde olduğu belirtildi. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Victoria Nuland, Türkiye’nin egemenliğine yönelik ihlali en sert şekilde kınadı. ABD’nin bir askeri seçeneği destekleyip desteklemeyeceğine açıklık getirilmezken ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton Türklerin tek taraflı bir askeri müdahaleyi düşündüğünün anımsatılması üzerine “Durum çok çok tehlikeli” yanıtı verdi. Pentagon ise bölgede sıcak çatışma beklemediğini açıkladı. Clinton, “Bütün sorumlu ülkeler, Esad rejimini kendi halkına saldırmayı bırakma konusunda ikna etmek için bir araya gelmek zorunda” dedi. BM Genel Sekreteri Ban Kimun telefonla görüştüğü Bakan Davutoğlu’na gerilimi azaltmak için Suriyeli yetkililerle iletişim kanallarını açık tutmaları çağrısında bulundu. Yurttaşa biber gazı Ankara’da yapılan toplantıların ardından Suriye’deki bazı hedefler vuruldu Suriye’ye ‘uyarı’ ateşi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye’den Suriye’ye gelen havan atışı sonucu 5 yurttaşın yaşamını yitirmesi üzerine Türkiye, Suriye’ye yönelik önemli bir tasarrufta bulundu. “Ben de seni vururum” mesajı kapsamında Suriye topraklarına uyarı ateşi açıldı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, gelişmeler üzerine Genelkurmay Başkanı Necdet Özel, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin ile acil temas kurdu. Bu temaslar sonucunda Ankara bölgedeki birliklere uyarı ateşi açılması emrini verdi. Suriye’ye top ateşi açıldı. Vurulan hedefler arasında İdlib havaalanı’nın da olduğu öne sürüldü. Şam kaynakları, Türkiye’den açılan top ateşi sonucu İdlib’deki bazı askeri hedeflerin vurulduğunu iddia etti. El Cezire televizyonu ise 34 kişinin öldüğünü iddia etti. Olaylar yaşandığı sırada Orgeneral Özel, denetlemelerde bulunmak üzere 3. Ordu Komutanlığı bölgesindeydi. Erdoğan ve Özel, olayı telefonla değerlendirdi. Ankara, gece boyunca Suriye’ye verilecek tepkiyi belirlemeye çalıştı. Konu BM’ye de taşınırken Ankara, NATO’nun kolektif savunmayı kapsayan 5. maddesinin harekete geçirilmesi çağrısını da değerlendirmeye aldı. Daha önce TBMM’DE SURİYE TEZKERESİ HAZIRLANIYOR AYŞE SAYIN ANKARA Akçakale’de Suriye tarafından atılan bomba nedeniyle 5 yurttaşın hayatını kaybetmesi üzerine bu ülkeye yönelik “misillemenin” ardından hükümet Suriye’ye için tezkere hazırlığı başlattı. TBMM Genel Kurulu’ndaki görüşmeler sırasında Akçakale’den gelen haber üzerine Meclis hareketlendi. Grup başkanvekilleri toplanarak durum değerlendirmesi yaptı. AKP’liler Meclis’in olası gelişmeler karşısında “açık kalması” için gece boyunca da çalışması önerisini getirdiler. Ancak diğer gruplardan itiraz olunca, bugün normalde saat 14.00’te toplanması planlanan TBMM Genel Kurulu toplantısı 10.00’a çekildi. Genel kurulun bugün doğrudan Suriye tezkeresi gündemi ile toplanacağı, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun genel kurulu bilgilendirmesi nedeniyle “kapalı oturum yapılabileceği” kaydedildi. Genel kurul kapandıktan sonra Meclis Genel Sekreterliği ve AKP Grup Yönetimi, Başbakanlık’ın uyarısı, tezkerenin gece geç saatlerde gelmesi olasılığını da dikkate alarak, gece nöbetçi görevli bıraktı. Gecenin ilerleyen saatlerinde Suriye’ye dönük olası sınır ötesi operasyon için yetki tezkeresi hazırlandığı bilgisi kesinleşti. CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, alınan kararı ve gelen bilgileri iletmek üzerine Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na bilgi verdi. Kılıçdaroğlu, gelişmeler üzerine kurmaylarını topladı. AKP yöneticileri, tezkere gelir gelmez İnce’ye bildireceklerini ilettikleri için toplantıda bir yandan da tezkere beklendi. CHP’nin bir “savaş tezkeresi”ne onay veremeyeceği değerlendirmesi yapılan toplantıda, tezkerenin içeriğini görmeden kamuoyuna bir açıklama yapılmaması kararlaştırıldı. Dönüm noktası Esad söyleşisi İlçeyi terk ediyorlar NATO’yu 4. madde çerçevesinde istişarelere çağıran Ankara’nın bu girişiminin halen geçerli olduğu, NATO’nun da konuyu dün gece büyükelçiler düzeyinde toplantıyla masaya yatırdı. Türkiye’nin NATO düzeyindeki daimi temsilcisinin de bu toplantıda ayrıntılı bilgi verdi. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Son olay, bardağı fazlasıyla taşırmıştır. Bunun uluslararası hukukta mutlaka bir karşılığı vardır. NATO sözleşmesinin belli maddeleri, üye ülkelerden birinin şu veya bu şe kilde saldırıya uğraması karşısında buna karşı yükümlülükler getirmektedir. Elbette haklarımızı sonuna kadar koruyacağız” diye konuştu. Konuyla ilgili bir bir açıklama yapan Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay da olayı çok ileri ve vahim bir gelişme olarak niteledi. Atalay, “Türkiye Suriye’deki olayların içine çekilmek isteniyor” diye konuştu. Başbakanlık’tan yapılan açıklamada, saldırının Beşşar Esad’a bağlı Suriye ordusu tarafından gerçekleştirildiğini işaret etti. Açıklamada şunlar kaydedildi: “Suriye rejim güçlerince açılan top ateşi sonucunda, Şanlıurfa’ya bağlı Akçakale ilçemizde 5 yurttaşımız hayatını kaybetmiş, 9 yurttaşımız da yaralanmıştır. Bu menfur saldırıya, sınır bölgesindeki silahlı kuvvetlerimiz tarafından angajman kuralları doğrultusunda anında gereken karşılık verilmiş; radarla tespit edilen Suriye’deki noktalara top atışı yapılarak hedefler vurulmuştur. Türkiye, angajman kuralları ve uluslararası hukuk çerçevesinde, Suriye rejiminin ulusal güvenliğimize yönelik bu tür provokasyonlarını asla karşılıksız bırakmayacaktır.” AKP KONGRESİ TEPKİ ÇEKTİ BÖLGEYE HEYET GÖNDERİLDİ Ahmedinejad: Bazı dostlar savaş istiyor Dış Haberler Servisi Hamas lideri Halid Meşal’in AKP kongresine katılmasına Şam’dan sert tepki gelirken İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad da kongrede Suriye yönetiminin hedef alınmasını eleştirdi. Önceki gün bir basın toplantısı düzenleyen Ahmedinejad’a, Başbakan Tayyip Erdoğan ve Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin kongrede Suriye konusunda yaptıkları konuşmalara ilişkin görüşleri soruldu. Erdoğan ve Mursi’nin isimlerini telaffuz etmeyen Ahmedinejad, “Suriye konusunda iki yöntem üzerinde durulmaktadır. Birisi savaş, diğeri uzlaşma. Biz, Suriyelilerin uzlaşma yaparak sorunlarını çözmesini söylüyoruz, bazı dostlar savaş istiyor” dedi. Suriye devlet televizyonu da Meşal’e sert tepki gösterirken Türkiye dahil birçok ülkenin Meşal’e kapılara kapattığı dönemlerde Şam’ın onu kucakladığını belirtti. CHP: Perşembenin gelişi belliydi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Akçakale’de 5 kişinin yaşamını yitirmesi haberi CHP’ye MYK toplantısı sürerken geldi. Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu’nun başkanlığında bir heyet ilçeye gönderildi. Tanrıkulu, “Biz insanların yaşamları üzerinden bir savaş, bir müdahale ortamının oluşmasına karşıyız, bu nedenle olayın gerçek boyutlarının ortaya çıkmasını bekleyeceğiz” dedi. Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydın da gelişmeleri yakından izlediklerini belirterek “AKP’nin izlediği Suriye politikası artık Türkiye’nin iç politikasını tehdit eder hale gelmiştir. Gelinen nokta, Recep Tayyip Erdoğan anlayışının ve Ahmet Davutoğlu maceracılığının sonucudur” görüşüne yer verdi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, “Perşembenin gelişi çarşambadan belliydi. Bugüne kadar iktidarın önlem almaması gerçekten şaşırtıcı” dedi. Kürtler, Beşşar Esad sonrasına hazırlanıyor Dış Haberler Servisi İngiliz Financial Times gazetesi, Suriye’deki Kürtlerin Esad sonrasına hazırlanmak amacıyla kendi idari ve asayiş birimlerini kurduklarını, birçok kentteki resmi binalara Kürt bayraklarının asıldığını ileri sürdü. Gazetede Loveday Morris imzasıyla yer alan “Kürtler Esad Sonrası İçin Hazırlanıyor” başlıklı makalede Kürt bölgelerinde PKK’nin uzantısı olarak bilinen PYD’nin etkinliğinin Türkiye’de kaygı yarattığı da iddia edildi. Makalede TürkiyeSuriye sınırındaki gerginliğin arttığına da dikkat çekilerek Türk ordusunun sınırdan geçmeye çalışan iki teröristi öldürdüğü vurgulandı. Suriye’nin kuzeydoğusunda oluşturulan yerel yönetim binalarında PKK lideri Abdullah Öcalan portrelerinin asıldığı belirtilen makalede, Derik kentinde açılan halkevi yönetimi üyelerinden birinin, Öcalan için “O Kürtler için bir kahraman” sözleri de yer aldı. C MY B C MY B Halep’te kanlı gün Suriye’de ordu ile rejim muhaliflerinin yoğun çatışmalarına sahne olan Halep’te dün beş ayrı yerde düzenlenen saldırılarda 48 kişinin hayatını kaybettiği, çoğu asker 100 kişinin de yaralandığı bildirildi. Suriye rejimine yakınlığıyla bilinen Lübnan gazetesi El Diyar’ın, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’ın Halep’e giderek operasyonlar için emir verdiği iddiası da doğrulanmadı. Öte yandan Lübnan Hizbullah Hareketi komutanlarından Ali Hüseyin Nassif’in, Suriye’de muhaliflerle girdiği çatışmada öldüğü bildirildi. (Fotoğraf: REUTERS)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle