19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 EKİM 2012 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 İki egemen gücün savaşında, olan halkımıza oluyor... Faili meçhul cinayetler, katliamlar, köy yakmalar, JİTEM’in uygulamaları, Eşref Bitlis’in uçağının düşürülmesi unutturulmak isteniyor. Bugün ne Doğan Öz, ne Uğur Mumcu, ne Musa Anter cinayetleri aydınlatılmış, salt tetikçileri bulunmuştur. 1993’teki Sivas katliamını unutturanlarla 1 Mayıs katliamını unutturan egemen güçlerin yeni kuşak temsilcilerinin, bir güç savaşı içinde olduklarını görmemek için enayi olmak gerekir. Yine bugün polis ve yargı eliyle toplum baskı altına alınmıştır. Medyayı yanına alan siyasal irade, kanlı terör eylemlerini unutturmak için de aynı yöntemi deniyor. ??? 20022005 yılları arasında bir askeri darbe düşünülmüş, ancak yapılamamıştır. Bu gerçeği elbet biliyor kimi gazeteciler, aydınlar, siyasetçiler ve işadamları. Yapılmamış bir darbenin yargısı yapılıyor... Bunlar yapılırken torbanın içine önüne gelen atılıyor, suçluyla suçsuz ayırt edilmiyor, “Fuhuş ve Casusluk” davasıyla Deniz Kuvvetleri’nde ayıklama başlıyor. Ergenekon ve Balyoz’da aynı şey... Elbet darbeyle ve darbecilerle hesaplaşılır... Bu yapılırken adalette eşitlik ilkesi göz ardı edilemez... Adil yargılama ayaklar altına alınıp çiğnenmez. Bugün açılan bu tür davalar simgeseldir... Tıpkı 12 Eylül’le hesaplaşmak gibi... Solcular, sosyalistler, devrimciler her zaman askeri vesayete ve darbeye karşı çıkmıştır. Unutmayın, darbeler sermayenin ve emperyalizmin isteği doğrultusunda yapılır. Egemen sınıflar darbe istemiyor... AKP, kendini daha güçlü kılmak için bir yol arıyordu ve buldu. ??? Havada bir toprak kokusu var... Yaşamın derinliğinde olup bitenlere bakıyorum... AKP kongresine Cumhuriyet ve 6 medya kuruluşunun alınmaması... Demokrasi ve özgürlükler... Bu konuyu bugün yazacaktım... Cumhuriyet Vakfı adına gazetemizin imtiyaz sahibi Orhan Erinç dün başyazısında her şeyi açık seçik yazdı... Yazmama gerek kalmadı... Son sözüm: Kaygılıyım, kaygılı... Düzeltme: 4 Eylül 2011’de yayımlanan yazımda kullandığım “Eylül’dü, Dalından kopan yaprakların” dizeleriyle başlayan şiir Cemal Süreya’nın değil, şair Zafer Akkaş’ındır. Düzeltir, özür dilerim. Tutuklu vekiller ve basına yasak konusunu gündeme getirdi Gül’den net mesajlar Y E N İ YA S A M A Y I L I AÇILIŞINDAN NOTLAR ERDEM GÜL Kaygılıyım, Kaygılı... Kıyıda balıkçı tekneleri, yüzlerini güneşe vermiş insanlar, bomboş çay bahçeleri ve kahveler... Bir yalnızlığı ve hüznü yaşıyor kıyı kasabaları. Hayat akıp gidiyor... Kendi düşüncelerimiz, toplumun geldiği çizgi, kafa karışıklığı, cehaletin batağında çırpınıp duran bir toplum düşünün isterseniz. İsterseniz gecenin yıldızlarını, gün doğumunu, batımını... Toprağın ve yıldızların kokusuna hasret, bunca acıyı küçük sevinçlerle yenmeye çalışıyor. Deplasmanda Orduspor’a yenilen Galatasaray taraftarları üzüntülü. Sevinen Orduspor ve seyircisi... Karadeniz çırpınırken, Tunceli’de, Şırnak’ta, Yüksekova’da yaşayan insanlarımız, Akçakale’de havan topu mermisiyle vurulan bir sokak, toz bulutu, kaçışan çocuklar ve kadınlar. Şafağın yolunu açan bir gecenin içinde son otuz yılı düşünürken yüreğimde bir acı var. Islık çalan bir çocuğun gelecekle ilgili düşleri, sınır boylarında nöbet tutan, çatışmaya giden Mehmet’ler, analar, babalar ve kardeşler... Aklıma takılan bir dize... Ingeborg Bachmann’ın dizeleri, sesimizin ve soluğumuzun kesildiği saatlerde: “Açılmıştı limanlar artık. Bindik gemilere / yelkenler fora, düşler fırlatılmış küpeşteden / dizlerimizde zincirler, bir gülüş saçlarımızda / kavuştu diye küreklerimiz suya tanrıdan önce.” Karanlık gözlerimiz belki dışarıda sessiz fırtınaya takılıyor. Umutlarımız yitiyor bir sonbahar gecesinde. ??? Sadece bununla da kalmıyor... Balyoz davasında verilen karar, AKP iktidarının, özellikle polis ve yargı eliyle Türkiye’de adaleti katlettiğinin en somut örneğidir. Eşit bir yargılama olmamış, suçluyla suçsuz aynı torbaya konulmuş, ülkemizde yargının siyasal iktidar tarafından yönlendirildiğini ortaya çıkarmıştır. Hukuk ve adaletten söz edilemez artık! Ergenekon, Balyoz, Devrimci Karargâh, KCK, Odatv davalarında evrensel hukuk çiğnenmiştir. Bir sonbahar akşamı, o şiddetli fırtına yerini sessiz bir çığlığa bırakıyor. Özel yetkili mahkemeler, hukuku bir kenara bırakıp siyasal bakış açısıyla karar veren mahkemelere dönüşmüştür. AKP iktidarı, yargıpolis vesayeti altında yeni bir rejim oluşturuyor. AKP’den alkış yok AYŞE SAYIN/MAHMUT LICALI ANKARA TBMM’nin yeni yasama yılına geçen yıl olduğu gibi yine “tutuklu milletvekilleri” ve BDP’lilere dönük “dokunulmazlık” tartışmalarının gölgesinde başladı. TBMM geçen yıl olduğu gibi bu bu yıl da CHP milletvekilleri Mustafa Balbay, Mehmet Haberal, MHP milletvekili Engin Alan, BDP milletvkeilleri Faysal Sarıyıldız, Gülser Yıldırım, İbrahim Ayhan, Selma Irmak ve Van bağımsız milletvekili Kemal Aktaş’ın tutuklulukları nedeniyle 8 eksikle yeni yasama yılına başladı. TBMM Başkanı Cemil Çiçek, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da yeni yasama yılının başlaması nedeniyle bütün milletvekillerinin masalarına “gül” koydurdu. CHP ise tutuklu milletvekilleri Balbay ve Haberal’ın genel kuruldaki sıralarını “çiçeklerle” donatarak bir anlamda tutukluluğu protesto ettiler. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ise tutuklu vekillere yönelik vurgusu nedeniyle Gül’ü kutlarken partisinin internet sitesinden “Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da seçilmiş milletvekillerinin cezaevinde tutulması ve yeni yasama yılında yemin ederek görevlerini yapmalarının engellenmesi bir demokrasi ayıbı olduğu kadar, verdiği söze sadık kalmayan AKP iktidarının da ayıbıdır” dedi. Çiçek’in anıta çelenk bırakırken TBMM Tören Kıtası’nda görev yapan polislerin “SelçukluOsmanlı” motiflerini yansıtan kıyafeti kırmızı sırmalı ceket ve lacivert pantolondan oluştu. İlk kez askeri bando yerine Polis Akademisi Bandosu görev aldı. Liderler birbirleriyle tokalaşmazken geçen yıldan bu yana BDP protestosundan vazgeçen askerler, “tam kadro” Meclis’teydi. YÖK, yüksek yargı organlarının başkanları, çok sayıda bürokrat ve elçilik temsilcileri de açılışa katıldı. Gül’ün tutuklu milletvekilleri sorununa vurgu yaptığı bölümde CHP, MHP ve BDP sıralarından alkış gelirken AKP’lilerin hiçbir tepki göstermemesi dikkat çekti. Gül’ün konuşmasında, başta Cumhuriyet olmak üzere “muhalif medya”ya AKP kongresini izleme yasağı konulmasını eleştiren sözleri CHP tarafından alkışlandı. ANKARA Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, yeni yasama yılı açılışındaki konuşmasında tutuklu vekil ve AKP kongresinde yaşanan medyaya yasak konularında net mesajlar verdi. Yargı kesinleşinceye kadar tahliye: Geçen yılki konuşmamda bu Meclis’in siyasetin tüm renk ve eğilimlerini temsil ettiğini ve bu nedenle çok güçlü olduğunu vurgulamıştım. Bu vesileyle, seçildikleri halde bu yasama yılında da Meclis’te olamayan milletvekillerinin bu tablo içinde bir noksanlık oluşturduğunu belirtmek isterim. Seçimlere yasal olarak katılmış, halkın oyunu almış, milletvekili sıfatını taşımaya hak kazanmış herkesin, haklarında kesin yargı kararları ortaya çıkana kadar yasama faaliyetine katılması gerektiğini düşünüyorum. Dokunulmazlık mesajı: Ülkemiz ve milletimizin karşılaştığı bütün sorunların çözüm yeri yüce Meclis’tir. Ülkemizdeki bütün fikir ve renklerin burada temsili önemlidir. Mühim olan bu yüce kurumun kapsayıcı olması ve çoğunluktan farklı düşünenlerin bu çatı altında kendilerine güvenli bir yer bul Akreditasyon yamasıdır. Meclis kompozisyonunda meysağı eleştirisi: Bir dana gelebilecek her türlü noksanlık, geçülkede yazarların, dümişte yapılanları tekrar etmekten ve şünürlerin ve fikir çok ihtiyacımız olan çözümleri daha da adamlarının görüşleötelemekten başka bir işe yaramayacaktır. rini korkusuzca pay Bölgemizdeki değişimler: laşabilmeleri, o ülkeArap dünyasındaki bu köklü dönüşüm ye itibar kazandırır. hareketi tamamen yerli olan bir hak, huAynı şekilde, gazetekuk ve onur mücadelesidir. Soğuk Savaş ciler, haberciler ve bir bütün olarak medya dönemi çoktan bitti. Ancak, Ortadomensuplarının halkı ğu’da bugün bile Soğuk Savaş mantalihaberdar etme götesi ve yöntemleriyle stratejik ve taktik revlerini yerine getihamleler sürdürülüyor. Bu nedenle, her rirken hiçbir engelle zamankinden daha dikkatli ve ihtiyatlı olkarşılaşmamaları da makta yarar bulunuyor. temel esastır. Tuzağa dikkat: Geçtiğimiz gün Fikir nedeniyle lerde yaşanan ve etkisini şimdi bile hishapse girilmemesettiren “film kışkırtması” bu girişimli: Hiç kimse fikirleri ve lerin son örneğidir. Bu tarz provokasfikirlerini medya yoyonlar bundan sonra da olacaktır. İslam luyla açıklaması yüâleminin bu tuzağa düşmeden demokrasi zünden hapse düşmeve kalkınma yolundaki çabalarını sürmelidir. Şiddeti teşvik dürmesi gerekir. eden ile görüş açıklayan Suriye için uluslararası toparasında kesin bir ayrım luma çağrı: Suriye’de akan kanın durgözetilmelidir. ması hepimizin ortak sorumluluğudur. Yakın tarih, uluslararası camianın üzerine düşeni yapmadığı durumlarda, bu tür olayların nasıl büyük kıyımlara dönüş Cumhurbaşkanı Gül’ün tutuklu vekil mesajına Erdoğan’ın yanıtı gecikmedi. tüğünü göstermektedir. Olaylara Soğuk Savaş mentalitesi ve kısır çıkarlar göz anadilini öğrenme bu yıldan itibaren öncülük ettiği bir gerçektir. Çoğu kez karlüğüyle bakmamalı, insani sorumluluk eğitim sistemi içerisine alındı. Terör şı taraftan kaynaklanan nedenlerle süreç larımızı dikkate alan, hak ve adaleti gö örgütü bu gelişmelerden çok rahatsız ol yavaşlasa da biz kendi işimize bakmalı ve AB müktesebatı çerçevesinde atılması du. zeten, cesur tutum sergilenmeli. gereken doğru adımları kararlılıkla at AB vurgusu: AB üyelik pers Teröre karşı zafiyet yok: Temalıyız. Bu nedenle, yüce Meclis’ten pektifinin getirmiş olduğu ivmeyle Türrör odaklarına karşı herhangi bir müsabeklentim, AB uyum yasalarına ve rekiye’nin, ekonomisini ve demokrasisini maha gösterilmesi ve teröre karşı mücadelede en ufak bir zafiyet içine giril güçlendiren ve vatandaşlarımızın hayat formlarına yönelik önceliğin yeniden temesi asla söz konusu olmayacaktır. standardını yükselten pek çok reforma sis edilmesi ve bunların bütün vatandaşlarımız adına somut kazanımlara TSK ve güvenlik güçleri teröre karşı yüdönüştürülmesinin sağlanmasıdır. rüttüğü mücadeleyi büyük fedakârlıkla Hesap verebilirlik: Hukuk devve yeni şartlara göre kendisini yeniden leti, şeffaflık ve hesap verebilirlik gibi teyapılandırarak sürdürmektedir. Terör mel demokratik ilkeler her ülkeyi güçile demokrasi hiçbir ahvalde kol kolü kılar. Bu davranış tarzı asla bir zala gezemez. Terörün kucaklan Yeni anayasa yapım sürecinde, pek fiyet olmadığı gibi, tam tersine ülmasına, övülmesine ve meşru çok meselenin ve alternatif anayasal sistemlekemizin ve kurumlarımızın gügösterilmesine müsamaha rin gündeme getirilmesi, bu sistemlerin olumlu ve cüne güç katacaktır. eden bir demokrasi de dünolumsuz yanlarının irdelenmesi sağlıklı bir tartışmadır. Ekonomi uyarıları: ya üzerinde mevcut deBu sistemlerin dünyada başarıyla uygulandığı örnekler Ekonomi alanında bugüne ğildir. bulunduğu gibi, ciddi sıkıntılara yol açtığı örnekler mevcutkadar sağlanan başarıların Kürt sorununtur. Önemli olan dünyadaki mevcut örnekleri de dikkate alaönemli bir sebebinin mada adımlar: Pek rak, meseleyi kendi bütünlüğü içinde, veçheleriyle tartışmaktır. li ve parasal disiplin olçok yasak sona erdi Hukuk devleti kaygısı giderilmeli: Türkiye’nin demokraduğu unutulmamalıdır. rildi. Kimliklere mü tik bir hukuk devleti olduğu yolunda kimsenin kaygısı da, kuşkusu Bu alanda yaşanacak dahale anlamına geda bulunmamalıdır. İç ve dış kamuoyunda bu yoldaki kazanımlarılen uygulamalar ar mızın haksız bir şekilde gölgelenmesine müsaade etmemeliyiz. Dün gevşemenin, tamiri tık yok. Anadili üze yada demokratik hak ve özgürlüklerin en geniş biçimde kullanılması imkânsız sonuçlara yol açacağı hatırda tuna imkân verdiği için zarar görmüş ülkeye pek rastlanılmaz. Buna rinde var olan bastulmalıdır. kılar kalktı. İsteyene karşılık sıkıntıdan sıkıntıya düşenlerin çoğu, hak ve özgürlüklerin dar TBMM BAŞKANI ÇİÇEK’TEN TUTUKLU VEKİL ÇAĞRISI BAŞKANLIK SİSTEMİ UYARISI MI? ‘Yargının çözmediği konu bize geri dönüyor’ komisyonunun kurulması ANKARA (Cumhuolduğunu belirterek “Hariyet Bürosu) TBMM yır işleri uzayınca şerre Başkanı Cemil Çiçek, dönüşür” dedi. yeni yasama yılında pek çok konunun çözüm beközüm bekliyor’ lediğini belirterek tutuklu milletvekilleri konuÇiçek, bu dönem içinde sunda “Yargının çözçalışma yapılması gereken mediği, yargının yasabir diğer konunun ise siyama organının muradını set hukukunun yeniden tanyeterince dikkate almazimi olduğunu ifade etti. Çiyıp getirip önümüze çek, şunları dile getirdi: koyduğu her konu siyasi “Kanuni, hukuki meşCemil Çiçek sorun olarak bize geri ruiyet ile siyasi meşruiyet dönüyor” diye konuştu. uyuşmuyor. Siyaset huTBMM Başkanı Çiçek, yeni yasa kukunun çizdiği çerçeve, reel siyama yılının başlaması dolayısıyla yap seti zorluyor, rehin alıyor. Sonuçta tığı açış konuşmasında, içeride ve hukuki meşruiyetle siyasi meşruiyet dışarıda çözülmesi gereken birçok çatışıyor. Siyasi Partiler Yasası, Sesorun bulunduğunu belirterek “Bun çim Mevzuatı, İç Tüzük, dokunulları birlikte uygarca tartışarak, ko mazlık, uzun tutukluluk, milletvenuşarak ve uzlaşarak çözmek du killiği statüsü, 84. madde, 14. madrumundayız. Aksi durumun ne gi de, daha pek çok konu çözülmeyi bi sorunlar çıkardığını tecrübeyle bekliyor. Yasamayargı ilişkileri, görmüş bulunuyoruz” dedi. yargının çözmediği, yargının yasaÇiçek, yeni anayasa ve darbelerin ma organının muradını yeterince soruşturulması konusunda başlangıç dikkate almayıp getirip önümüze yaptıklarını kaydederek darbeleri so koyduğu her konu siyasi sorun olaruşturan bir Meclis’in darbe anayasa rak bize geri dönüyor. Tarafınızdan sı ve darbe hukukuyla yoluna devam uygun görülüyorsa birlikte çözüm edemeyeceğini söyledi. Çiçek, “Bun çalışmalarını bu ve benzeri konudan bir an evvel kurtulmalıyız. İş larda başlatmalı ve vakit geçirmeleri geciktiremeyiz, öteleyemeyiz. den sonlandırmalıyız.” Eğer geciktirirsek ve ötelersek her Kalkınma ve iç barışın önündeki en gün daha büyük ölçüde anayasal so önemli engelin terör olduğunu kayrunlarla uğraşırız. Aksi varit olur deden Çiçek, “Bu sorun, partilerüstü sa yani yeni bir anayasa yapa hepimizin sorunudur. Herkesin nemazsak, bu bizim tarihi sorum rede durduğu ve safını açıkça beluluğumuzdur, bu sorumluluğun lirlemesini gerektiren bir sorunaltında kalırız” diye konuştu. Çi dur. Bu sorunu bizler çözeceğiz. Bizçek, ikinci konunun ise siyasi etik ler çözmeliyiz” dedi. ‘Ç olduğu, demokrasiden nasibini almamış ülkelerdir. GÜL’ÜN TUTUKLU VEKİL MESAJINA KARŞI ÇIKTI Ayağa kalkmadılar Erdoğan ilk kez yanıt verdi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, tutuklu milletvekillerinin yargı kesin karar verene kadar yasama faaliyetlerini yapabilmeleri gerektiğine ilişkin açıklamasına Başbakan Tayyip Erdoğan’dan jet yanıt geldi. Erdoğan, Gül’e karşı ilk kez farklı bir üslupla yanıt vererek “Sayın Cumhurbaşkanımızla bir polemiğin içerisine girmek istemem. Bizim bu düşünceyi paylaşmadığımız ortada zaten. Çünkü bu insanlar arazide çalışarak milletvekilliğini kazanmış olan insanlar değiller. Onlar zaten o dönemde içerideydiler ve o dönem içerideyken tersten dönüp parlamentoya gelme gayreti içindeydiler. Bakın şimdi onlardan bir tanesi (Engin Alan), buyurun ilk derece mahkemenin verdiği karar 18 yıl. Dışarıda olmuş olsaydı durum çok daha farklı olmuş olacaktı. Bunları iyi görmek durumundayız diye düşünüyorum” dedi. Erdoğan, yeni yasama yılı açılış toplantısı sonrası TBMM’den ayrılırken gazetecilerin sorularına yanıt verdi. Erdoğan, Cumhuriyet ve bazı gazetelere getirilen kongre yasağıyla ilgili soruyu ise “Gayet netim. Burada herhangi bir savunma içerisinde değilim. Bize sürekli olarak hakaret eden, her türlü saygısızlığı sürekli olarak gösterenleri, ben de kendi özel böyle bir günümüze davet etmek zorunda değilim. C MY B C MY B Gül salona girdiğinde, TBMM Başkanvekili Güldal Mumcu, Genel Başkan Yardımcıları Erdoğan Toprak, Bihlun Tamaylıgil, Umut Oran ile milletvekilleri İsa Gök, Kamer Genç, Nur Serter, İlhan Cihaner’in de bulunduğu 10 dolayındaki CHP milletvekili ayağa kalkmadı. Genel Kurul’a Deniz Feneri davasını simgeleyen “fener”le gelen CHP’li Kamer Genç, Gül salona girdikten sonra salonu terk etti. Gül, salondan ayrılırken de CHP grubu ayağa kalkmadı. Kamuda Kürtçe Bundan dolayı da davet etmedik. Olay bu kadar basittir. Yani bu işi bu kadar seviyorlarsa zaten bunca televizyonlar yayımladılar. Oradan takip eder, gerekli değerlendirmeleri yine yaparlar. Yani sadece onların şeyi; Arena’ya girememişlerdir olay budur” dedi. Erdoğan, dün AKP kongresinde dağıtılan kitapçıkta yer alan “Kamuda Kürtçenin bir hizmet olarak sunulması” hedefinin içeriğinin ve bununla ilgili takvimin sorulması üzerine, “Şu anda arkadaşlar çalışmayı yapıyor, ama hedefimiz en kısa zamanda bu uygulamayı başlatabilmek” diye konuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle