27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 17 EKİM 2012 ÇARŞAMBA 12 DIŞ HABERLER [email protected] Kardinal Turkson, ‘İslam Avrupa’yı ele geçirecek’ temalı videoyu Vatikan’da piskoposlara izletti İslam karşıtı klip izlemişler Dış Haberler Servisi Katolik dünyasının önde gelen kardinallerinden Peter Turkson’un, Vatikan’da düzenlenen bir uluslararası piskoposlar toplantısında katılımcılara İslamın Avrupa’da yükselen din olduğunu gösteren ve sosyal paylaşım sitesinde yayınlanan bir video klip izlettiği bildirildi. Vatikan’da aynı zamanda Adalet ve Barış Komitesi’nin de başkanlığını yapmakta olan Ganalı kardinalin toplantının serbest tartışma bölümünde katılımcılara izlettiği yedi dakikalık “Müslüman Nüfus İstatistiği” adlı klipte, İslamın Avrupa’da yükselişi, alarmı gerektiren bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Vatikan görevlilerinden Papaz Thomas Rosica, “Sabah geldiğimizden beri bunu kimin planladığı, bunun arkasında kimin olduğu sorularıyla karşılaştım. Ancak bu olayın Kilisenin meclis oturumunda tekrarlanmasına izin vermeyeceğiz” dedi. İslamın son zamanlarda “moda” sözcük haline geldiğini de vurgulayan Rosica, klibin çoğunlukla animasyon olduğunu kaydederken bir rahip de Turkson’un, izlettiği viTurkson’un deodaki iddiayı “karşı girişimi verilerle” çürütmek istetartışma yarattı. diğini belirtti. şık 262 piskoposun izToplantıda İslamı birinci gündem maddesi haline ge lediğinin kaydedildiği vurgulanırtirdiği belirtilen video klibi yakla ken Turkson’un videoyu neden izlettirdiği konusunda görüşünün alınamadığı kaydedildi. Söz konusu video klibini sosyal paylaşım sitesi Youtube’a yüklendiği 2009 yılından bu yana 13 milyon kişinin izlediği ifade edildi. Dramatik bir müzik eşliğinde anlatıcının “Sadece 39 yıl sonra Fransa bir İslam Cumhuriyeti olacak” dediği klipte, Avrupa’daki Müslüman nüfusun yükselişi istatistiki olarak gösteriliyor. Bir Fransız kadının doğurganlık oranını ortalama 1.8, Fransız Müslüman kadın ise ortalama 8.1 olduğu ileri sürülen video, Fransa’da din eksenli böyle bir istatistik yapılmadığı hatırlatılarak eleştirildi. ABD kökenli Pew Araştırma Merkezi’nin verilerine göre ise 2010’da yarısı Katolik olan Hıristiyanların sayısı 2.18 milyar, Müslümanların sayısı 1.6 milyar olarak belirtiliyor. Olaya tepki gösteren İtalya İslam Toplumu Başkan Yardımcısı Yahya Pallavicini, her iki dinin mensuplarını karşı tarafı ürkütmeye yönelik taktikler konusunda uyararak “Birbirimizle mücadele etmekten çok ortak değerler için mücadele etmeye odaklanmalıyız. Aynı Allah’a inanan kardeşler ve iman sahipleri olarak sorumluluğumuz ortak” dedi. Brookings Enstitüsü Dış Politika Araştırmaları Direktörü Michael O’Hanlon. Suriye’ye Bosna politikası ? ABD’nin Suriye politikasının kademeli olarak NATO ve ABD’nin 1990’lardaki Bosna politikasına benzeyeceği öngörüsünde bulunan ABD’li analist O’Hanlon’a göre Washington Esad’ın gitmesini istiyor ancak bunun için çok fazla bir şey yapmak istemiyor. ÖZGÜR ULUSOY ERDOĞAN, AHMEDİNEJAD’LA GÖRÜŞTÜ Bin Ladin ABD ELÇİSİNDEN PKK İÇİN ÇÖZÜM operasyonunu örnek alın ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) ABD’nin Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone, PKK’yle mücadelede işbirliği konusunda Türkiye’ye, Bin Ladin’i yakalamak için uyguladıkları yöntemi de içeren yeni bir öneri getirdiklerini açıkladı. Televizyonların Ankara temsilcileriyle yaptığı sohbet toplantısında Türkiye’ye, PKK’yle mücadelede işbirliği konusunda yeni bir öneri getirdiklerini anlatan Ricciardone, “Türk hükümetiyle PKK ve Kandil konusundaki tüm istihbarat bilgilerini paylaşıyoruz. Daha da fazlasını önerdik. Bin Ladin’in yakalanmasında, çoklu disiplinli yaklaşım sergiledik. İleri teknolojiden, özel harekâttan, kolluk kuvvetlerinden yararlandık. Türk hükümetine PKK ile mücadele konusunda önerimiz oldu, kullandığımız TTP (Tactics Technics Procedures) yani Taktik Teknik Prosedürleri paylaşmayı önerdik. Hükümetinizle yaptığımız gizli çalışmalara girmeyeceğim. Biz onlara bunu sunuyoruz. Biz daha da yakın şekilde çalışmaya hazırız” diye konuştu. PKK’nin askeri açıdan yenilmemiş olmasının kendilerini de üzdüğünü kaydeden Ricciardone, bu konuda ABD’ye yönelik şüphelerin kendilerini sinirlendirdiğini söyledi. Ricciardone, “Biz daha akıllı yöntemlerle, daha yakın çalışmaya hazırız. İstihbarat veriyoruz ama beraber yararlanmıyoruz, biz istihbarat veriyoruz. Türkiye nasıl kullanacağına kendi karar veriyor. Bizim Ladin’in yakalanma sürecinde savaş uzmanlarımız, istihbaratçılarımız, kolluk kuvvetlerimiz hepsi birlikte çalıştı. Çokdisiplinli bir yaklaşımla yakaladık. Biz bu deneyimi paylaşmak, yapmak için hazırız” dedi. Türkiye’nin bu teklife nasıl yanıt verdiği sorusuna “Türkiye, işbirliğinin ne kadarını açıklayacağına kendisi karar verir” yanıtını vermekle yetinen ABD Büyükelçisi, Türkiye’nin düşürülen uçağı ve UrfaAkçakale’ye düşen bombaların Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’ın bir tuzağı olabileceğini söyledi. Ricciardone, “Türkiye’nin düşmanı, bizim de düşmanımızdır” diye konuştu. Halep’te ÖSO ile askerler arasında çatışmalar sürüyor. (AFP) Tahran’dan Akçakale için destek Dış Haberler Servisi Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nın (ECO) 12. zirvesi dolayısıyla Azerbaycan’ın başkenti Baku’de bulunan Başbakan Tayyip Erdoğan ile İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad dün sürpriz bir buluşma gerçekleştirdi. TRT’nin Başbakanlık kaynaklarına dayandırdığı haberine göre görüşmede Erdoğan Akçakale olayıyla birlikte yaşanan gerginlikte Türkiye’nin haklılığından bahsetti. Ahmedinejad Akçakale konusundaki tutumunda Türkiye’yi haklı bulduklarını ve destek verdiklerini söyledi. Ankara’ya dönüşünde Ahmedinejad’la yaptığı görüşmeye değinen Erdoğan, Suriye ağırlıklı bir görüşme yaptıklarını belirterek krizin çözümü konusunda İran’a “üçlü müzakere sistemi” önerdiklerini söyledi. Erdoğan, “Bu sistem TürkiyeMısırİran böyle bir üçlü olabilir. İkinci sistem TürkiyeRusyaİran olabilir. Üçüncü bir sistem TürkiyeMısırSuudi Arabistan olabilir. Buralardan alınacak neticeyle bu daha da yaygınlaştırılabilir. BM Suriye Temsilcisi El Ahdar el Brahimi’nin attığı bir adım var, hiç olmazsa Kurban Bayramı’nda bir ateşkes sağlayalım. Bugün Sayın Ahmedinejad ile bunu görüştüğümüzde ‘Bu isabetli, doğru olur. Biz, bu konuda açıklama yaparız’ dediler. Bölgede bu konuyla birinci derecede ilgili ülkelerin böyle bir çağrıyı yapmasında büyük fayda var dedik. Bu şekilde bu konuyu da aramızda bir ortak destek beyanıyla karara bağladık” dedi. Zirvede KKTC’ye gözlemci statüsü verilirken bunun İran’ın bu kez vetosundan vazgeçmesiyle gerçekleştiği yorumları yapılıyor. ErdoğanAhmedinejad görüşmesinin önceden duyurulmaması AnkaraTahran hattında kriz yaşandığını gösterdiği yorumlarına neden olmuştu. Zirvenin açılışında yaptığı konuşmada uluslararası teröre de değinen Erdoğan’ın geçen hafta Pakistan’da Taliban kurşunlarının hedefi olan çocuk aktivist Malala Yusufzay ile önceki gün İstanbul’da katledilen üniversite öğrencisi Fatımanur Çevik’e yönelik vahşeti benzer olaylar olarak nitelemesi dikkat çekti. Erdoğan şunları söyledi: “Sevgili kızımız Malala’ya yapılan terör eyleminin bağışlanır hiçbir yanı yok. Benzer bir olayı da iki gün önce maalesef İstanbul’da bir üniversiteli kızımızla yaşadık. Bu olaylar ne yazık ki her geçen gün dünyamızda artıyor. Norveç’te geçen yıl yaşanan olay da bir başka boyutu. Bu işin üzerine gitmeyi hem insani hem İslami bir görev olarak telakki etmemiz lazım.” ÖSO ‘ateşe devam’ dedi Suriye Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Cihad Makdissi, BM Özel Temsilcisi Brahimi’nin ateşkes önerisine sıcak baktıklarını ancak bunun için “karşı tarafın” da masaya oturması gerektiğini söyledi. Brahimi’nin Kurban Bayramı süresince ateşkes ilan edilmesi çağrısına muhalif Özgür Suriye Ordusu’ndan (ÖSO) ret yanıtı geldi. ÖSO komutanı Ahmed Hicazi, AA’ya “Biz ancak Esad rejiminin tamamen devrilmesini kabul edebiliriz” dedi. (Fotoğraf: REUTERS) ABD’li uzmanlar, Amerikan seçimlerinin sonucu ne olursa olsun Beyaz Saray yönetiminin Suriye’ye daha fazla müdahil olmak konusunda gönülsüz davranacağı görüşünde. Amerikalı siyasi analistlere göre, ABD yönetimi Suriye konusunda 1990’larda Bosna’dakine benzer kademeli bir süreci tercih edebilir. TÜSİAD ile Brookings Enstitüsü’nün düzenlediği ve açılış konuşmasını TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner’in yaptığı “ABD Başkanlık Seçimleri Türkiye ve Bölgeye Etkileri” konulu konferansta ABD ve Türkiye’nin Suriye politikaları, Rusya ile ilişkiler ve bölgesel gelişmeler masaya yatırıldı. ABD’nin eski Almanya Büyükelçisi Richard Burt, Suriye konusunda ABD Başkanı Barack Obama ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bir ay öncesine kadar aynı dalga boyunda olduklarının söylenebileceğini ancak bugün için arada bir açı olduğu mesajını verdi. Obama’nın Suriye’ye müdahaleye istekli olmadığına dikkat çeken Burt, Obama yönetiminin Suriye’deki iç savaşta yalnızca Türkiye değil, Lübnan, Ürdün dahil çevre ülkelere yayılma tehlikesi gördüğünü ifade etti. Rus uçağına ilişkin sorular üzerine Ricciardone, “RSöylentilerle ilgili konuşmayacağım. Ancak şunu söyleyebilirim; dost ülkeler istihbaratlarını paylaşırlar” dedi. ABD Büyükelçisi, “Müslüman Kardeşler benzeri örgütlerin Suriye’deki yapılanmalarından elbette endişe duyuyoruz” diye konuştu. ilgili Uçakla istihbarat Erdoğan: Biri evde biri mağarada A zerbaycan dönüşü Ankara Esenboğa Havalimanı’nda basın toplantısı düzenleyen Başbakan Tayyip Erdoğan, ABD Büyükelçisi Francis Ricciardone’nin önerisiyle ilgili soruları da yanıtladı. Terör örgütüne karşı anlık istihbarat paylaşımının eski ABD Başkanı George W. Bush döneminde başladığını belirten Erdoğan, bunu daha ileri taşımaya çalışıldığını söyledi. Sürecin işlediğini belirten Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Fakat kendilerinin Bin Ladin ile ilgili uygulaması kendi şartları içinde değerlendirilir. Bizim bölgede terörle mücadelemizin de kendi şartları içinde değerlendirilmesi farklılık arz eder. Birisi evde, öbürü dağın mağaralarında. Dağlarda çok sayıda mağaralar var. Bu mağaralar biliyorsunuz 100150 metrede oluyor. Bu mağaraların olduğu yerleri ancak gördüğünüzde, dersiniz ki buranın şartlarıyla Bin Ladin’in bulunduğu ile aynı değil. Bin Ladin’in yeri, tüm resimleri video görüntüleri ortaya çıktığında bir ev, yani şartları farklı.” KKTC’ye gözlemci statüsü Clinton, Obama’ya siper oldu Dış Haberler Servisi ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Libya’nın Bingazi kentindeki ABD Konsolosluğu’na düzenlenen saldırıyla ilgili olarak, ülke dışındaki tüm diplomatik misyonlarının güvenlik sorumluluğunun kendisine ait olduğu söyledi. Clinton’ın bu çıkışı, ABD Başkanı Demokrat Partili Barack Obama ile Cumhuriyetçi rakibi Mitt Romney arasında gerçekleşecek 2. tur münazarası öncesinde geldi.Clinton, “Sorumluluğu üzerime alıyorum. Dışişleri Bakanlığı’nın dünyanın dört bir yanındaki çalışanının sorumluluğu bende” diye konuştu. Büyükelçi Chris Stevens’ın da aralarında olduğu 4 ABD’li yetkilinin öldüğü Libya’daki saldırının ardından Washington’da Obama yönetimine yönelik eleştiriler yükselmişti. ABD Başkanlık seçimleri öncesinde Romney kanadı, Obama’yı güvenlik zafiyeti göstermekle suçluyor. Öte yandan ABD yönetiminin, radikal gruplarla mücadele etmesine yardım etmek gerekçesiyle Libya’ya komando gücü kurması için Kongre’den 8 milyon dolara yakın bir yardım için onay aldığı savunuldu. Karaciç, meğer kanatsız melekmiş Dış Haberler Servisi Eski Yugoslavya için kurulan uluslararası mahkemede savaş suçlusu olduğu ve insanlığa karşı suç işlediği gerekçeleri de dahil 10 suçtan yargılanan Bosnalı Sırpların eski lideri Radovan Karaciç savunmasına , “yaptığı iyi şeyler için ödüllendirilmesi gerektiği” sözleriyle başladı. Karaciç “insanları savaştan uzak tutmak ve insan kaybını azaltmak için her şeyi yaptığını” iddia ederek kendisini “mülayim ve başkalarını anlama konusunda büyük kapasitesi olan hoşgörülü bir insan” olarak tanımladı. Savaş sırasında Bosna Sırp ordusunu hem de “zafere çok yakınken” “defalarca” durdurduğunu kaydeden zanlı, barış için çabaladığını ve uluslararası hukuka hep saygılı kaldığını da vurguladı. Savaş sırasında halkın acılarını dindirdiğini ileri süren Karaciç, savaşta ölenlerin sayısının da medyada belirtilen kadar çok olmadığını söyledi. Karaciç’in, 1995 yılında sekiz bin Bosnalının öldürüldüğü Srebrenica katliamında da rol oynadığı belirtiliyor. Brookings Enstitüsü Dış Politika Araştırmaları Direktörü Dr. Michael O’Hanlon, Obama yönetiminin Suriye’ye daha fazla müdahil olmaktaki isteksizliğinin, savaştan bıkkınlığın yanı sıra Moskova ile çok fazla karşı karşıya kalmama tercihi ile de açıklanabileceğini belirtti. “ABD başkanlık seçimlerini kim kazanırsa kazansın Suriye için net bir öngörüde bulunulabilir, o da ABD’nin kısa sürede daha fazlasını yapmayacağı” diyen O’Hanlon, Mitt Romney’in çevresindekilerin Amerikalıları 10 yıl önce Irak’ta savaşa sürüklemiş isimler olsa bile, aynı şeyleri Suriye’de bir kez daha yaşamak istemeyecekleri görüşünde. ABD’nin Suriye politikasının kademeli olarak NATO ve ABD’nin 1990’lardaki Bosna politikasına benzeyeceği öngörüsünde bulunan ABD’li uzman, kalmasının Washington için kabul edilemeyeceğini söylediği Esad’ın hâlâ savaşı kazanabileceğini belirtti. O’Hanlon, bunu önlemek için de öncelikle “Suudiler ve bölgedeki diğer dostların” belki muhalefete daha fazla silah ve eğitim vermek için teşvik edilebileceğini kaydetti. ABD’li uzmana göre, bu yetmezse belki 6 ay sonra bir uçuşa yasak bölge uygulaması, ABD özel kuvvetlerinin eğitim vermesi söz konusu olabilir. Bosna modelinin 23 yıllık bir gelişme öngördüğünü kabul eden ABD’li uzman, ABD’nin Esad’ın gitmesi gerektiğini düşündüğü ancak bunun için çok fazla bir şey yapmak istemediğini vurguladı. Rusya faktörü Malala ve Fatimanur Uçuşa yasak bölge C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle