19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 EKİM 2012 PAZAR CUMHURİYET SAYFA [email protected] DIŞ HABERLER 13 Suriye, Rusya’nın güvenlik konularında görüşün, önerisini kabul ederken ‘ortak komite kuralım’ dedi Şam: Diyaloğa hazırız ? Uçak krizinde Türkiye’ye destek veren ABD’nin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, Rusya’nın adını vermeden Suriye’ye destek politikalarını ahlaki çöküntü olarak niteledi. Dış Haberler Servisi Şam yönetimi, Rusya’nın güvenlik konularında Türkiye ile doğrudan diyalog kurulması önerisine olumlu yaklaştığını duyurdu. Suriye resmi haber ajansı SANA, Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanlığı’nın dün yayımladığı bildiride, konunun Rusya’nın Şam Büyükelçisi ile ele alındığı ve sınırda güvenliğin sağlanması için Suriye ile Türkiye arasında ortak komite kurulmasına hazır olunduğu kaydedildi. Açıklamada, bu çerçevede her iki ülkenin de ulusal egemenlik haklarına saygılı olunması vurgulandı. Suriye tarafından Akçakale’ye ölümlere neden olan ateşin düşmesi, Ankara’nın buna sert tepki göstererek misillemede bulunup sınıra askeri yığınağa başlamasının ardından Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, taraflara çözüm için temasa geçin çağrısı yapmıştı. Bu arada, MoskovaŞam seferini yapan yolcu uçağını zorunlu An İhlal olursa gereğini yaparız Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Suriye yönetimine sert mesajlar verdi. Ahmet Davutoğlu ”Ulusal güvenliğin tehlikeye düştüğünü hissedersek tereddüt etmeden mukabelede bulunuruz” dedi. İstanbul Haber Servisi Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, “Biz sınırlarımızda her türlü güvenlik tedbirlerini alıyoruz. Tabii Suriye’nin benzer bir ihlali yapmamasını istiyor ve ümit ediyoruz. Ama yapması halinde Türkiye, kendi ulusal güvenliği için her türlü tedbiri alır” dedi. Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle ile Hilton Otel’de görüştükten sonra gazetecilere açıklama yapan Davutoğlu, şunları söyledi: “Her şeyden önce tabii Akçakale olayında sınırlarımız ihlal edilmiştir. 5 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. Bundan sonra da benzer sınır ihlalleri olur ve Türkiye’nin ulusal güvenliğinin tehlikeye düştüğünü hissedersek, hiç tereddüt etmeden mukabelede bulunuruz. Zaten ertesi gün çıkardığımız tezkerede bu yetkiyi Meclisimiz hükümetimize verdi.” Almanya Dışişleri Sakanı Westerwelle ise BM ve uluslararası toplumun Suriye meselesinde yetersiz kaldığına yönelik bir soruya, “Bu konudaki eleştirilere kesinlikle katılıyorum. BM’deki bloke olmuş durumda. Tabii ki bu konuda yapılması gerekenler var” yanıtını vererek bu akşam AB dışişleri bakanları toplantısında Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov ile de bir araya geleceğini ve bu konuları görüşeceklerini söyledi. Davutoğlu, Westerwelle dışında Arap Birliği Genel Sekreteri Nebil elArabi ile de görüşme gerçekleştirdi. ABD VE ALMANYA RAPORU Türkiye’de Muhafazakârlık Neden Hiç Değişmiyor? Batılı bir diplomat, yıllar önce bana Türkiye’ye gelirken merkezden aldığı talimatın “Her şeyi olduğu gibi muhafaza et/Keep it as it is!” doğrultusunda olduğunu söylemişti. Bahsedilen Türkiye, “Soğuk Savaş” Türkiyesi’ydi ancak “Türkiye Değerler Araştırması”nın mimarı Prof. Yılmaz Esmer’in yorumlarını okurken o sözleri bir kez daha anımsadım. Vatan’dan Mine Şenocaklı’ya konuşan (89 Ekim) Prof. Esmer; 22 yıldır yürüttüğü araştırma için; “22 yıl önce Türkiye ne kadar muhafazakârsa, bugün de o kadar muhafazakâr. 22 yılda benim en çok dikkatimi çeken Türkiye’de değerler açısından çok az şeyin değişmesi” diyor. Yapılan her “değerler araştırmasında” Türkiye biliyorsunuz sapına dek sağcı ve dindar, muhafazakâr bir ülke çıkıyor. Muhafazakârlık ölçümlerinde oynamalar yıldan yıla belli belirsiz. Araştırmayı yöneten Esmer de bu nedenle özetle “Bir ülke bu kadar mı değişmez?” sorusunu yöneltiyor. “22 yıl içinde dünyada ve Türkiye’de inanılmaz teknolojik değişimler, devrim diyebileceğimiz gelişmeler oldu” diyor Prof. Esmer söz konusu söyleşide: “Onun yanında çok önemli, baş döndürücü ekonomik gelişmeler oldu. Dünyanın ekonomik merkezi Çin’e, Uzakdoğu’ya kaydı. Siyasal olarak da çok değişim yaşandı. Biz Türkiye’de 1990’da başladık bu araştırmaya, tam Sovyetler’in çözülme yılıydı. 1989’da Berlin Duvarı yıkıldı, onu izleyen 12 yıl içinde bütün o Sovyet Bloku çözüldü. Şimdi bu kadar değişimin ortasında, mesela Türklerin kadına bakışı değişmedi. Birbirlerine güvenmeme durumu değişmedi. Muhafazakârlığı, dindarlığı değişmedi.” Bunlar çok çarpıcı saptamalar. Bunca büyük jeostratejik, jeopolitik deprem olmuş. Akıllara durgunluk verici değişimler gerçekleşmiş. Türkiye ebedi ve ezeli bir değişmezlik adası olarak yerinden hiç kıpırdamamış… Acaba neden? Esmer; “Buna karşın İspanya korkunç bir kültürel değişimden geçti” diyerek sözlerine devam ediyor: “(İspanyollar üstelik) faşizmden geliyorlar ve koyu Katolik bilinen ülke. Öyle hızlı bir değişimden geçtiler ki, İspanyolların şimdi yüzde 80’inden fazlası ‘Çocuk sahibi olmak için kadının evlenmesi gerekmez’ diyor. Bizde bu oran sadece yüzde 56! İşin tuhafı 22 yıl önce de oran buydu.” Esmer’in İspanya örneği bize zihin açıcı bir karşılaştırma fırsatı sunuyor... Diktatör Franco’nun öldüğü 1975 yılına dek, İspanya’da da benzer bir “değerler araştırması” yapılsaydı; kuşkusuz bugün bizdeki mevcut duruma benzer sonuçlar çıkardı. Ancak ne var ki Franco’nun ölümüyle İspanya; Türkiye’den farklı olarak içinde tutulduğu “derin dondurucudan” çıktı. “Demokrasiye geçiş anayasasının” yapıldığı 70’ler sonu ile bu gelişmeye koşut ve paralel olarak Brüksel’in aldığı geri dönüşü olmayan “kesin AB angajmanı” ardından; “değişimin” önü açıldı. O yılları bizzat İspanya’da yaşadığım için, birden gelen “değişimin” nasıl kısa sürede boy verip, hızla şekillendiğini hatırlıyorum. Engellerini gümbür gümbür deviren bir nehir gibi yaşandı İspanya’da değişim. Türkiye’deki şartların aksine, ilk andan itibaren İspanya’da somut bir süreçle sunulan AB hedefi, o güne dek “meşru” görülmeyen tüm alternatif fikir ve düşünce hareketlerine; bir sihirli değnek değmişçesine “meşruiyet temeli” kazandırmıştı. “Sihirli değnek” özetle basın, kültür dünyası, siyasi mücadele ve de siyasi yarışın tüm diğer özgür Avrupa ülkelerindeki gibi biçimlendirilmesiyle özdeşti. İspanya siyasetinde bizdeki gibi yüzde 10 barajı yoktu. Sokağa çıkana biber gazı sıkılmıyordu. Pankart açana hapis cezası verilmiyor, muhalif gazeteciye hapis yolu gösterilmiyordu. Geçmişle ilgili simge şahsiyetler Silivri tarzı mahkemelerde, “toplu davalarda” yargılanmıyordu. Yeni ve eski tüm muhalif görüşlerin önü başka deyişle tam gaz açılmıştı. “Demokrat kamuoyu oluşturmanın” her tür engelle karşılaştığı Türkiye’nin aksine, İspanya’da “farklı görüş edinebilme” , “aykırı fikir söyleme”, “muhalefet olma” ve “oluşturma” tamamen serbestti. 20. yüzyılın üç çeyreğine yayılan kış uykusundan uyanan İspanya’ya özgürlük rejimi tam ve eksiksiz gelmişti. Bu büyük ve temel değişikliğin sebebi, WashingtonBrüksel hattında alınan “İspanya’yı Batı kurumlarına demirlemek” kararı olmuştu. İspanyaTürkiye arasındaki en büyük fark burada. Türkiye için hiçbir zaman bu türden bir karar alınmadı. Soğuk Savaş yıllarındaki gibi Türkiye hâlâ “Batı’ya demirli” olma kondisyonunu sürdürüyor ama Ankara’nın kurumlarını “Batı’nın kurumlarına demirlemesi” özenle, bilhassa engelleniyor… Batılı diplomatlara bu durumda tahmin edebileceğimiz gibi hâlâ; “Her şeyi olduğu gibi muhafaza edin. Aman yaprak oynamasın!” komutu veriliyor. İçteki kendi muhafazakâr dinamiklerimize bir de bu, hiç değişmeyen “değişim karşıtı” dış dinamik eklenince; ortaya Yılmaz Esmer uzmanlığında bir profösörü bile afallatan tablo çıkıyor. Evet. Türkiye’nin 22 yıllık değerler haritasındaki en dikkat çekici özellik Esmer’in sözleriyle; “değişenler değil değişmeyenler!” Dış şartlar değişmedikçe, bu değişim direnci ve “değişmezlik gerçeği” hiç değişmeyecek. Geçiş dönemi sancılı olacak BAHADIR SELİM DİLEK kara’ya indiren Türkiye’ye destek veren ABD yönetimi, Rusya’ya tepki gösterdi. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Victoria Nuland, ülke ismi vermeden Rusya’ya atıfta bulunarak Suriye rejimine yardım içeren politikaları “ahlaki çöküntü” olarak değerlendirdi. Suriye’nin Halep kentinde ordu ile muhalif güçler arasında yoğun çatışmaların sürdüğü belirtilirken kimi kaynaklar son üç gün içinde muhaliflerin 130 askeri öldürdüğünü, 250’sini esir aldığını savundu. Muhalif kaynaklar ayrıca Özgür Suriye Ordusu’nun Halep ve Humus’ta kuşattığı 2 hava savunma üssüne girdiğini de öne sürdü. AP ajansının haberinde üslerden birinin kuşatılmasında muhaliflere El Kaide bağlantılı olduklarından kuşkulanılan silahlı grupların destek verdiğine ilişkin iddialar aktarıldı. CLINTON: ABD VAZGEÇMEYECEK ‘Bahar’a destek stratejik zorunluluk Dış Haberler Servisi ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, tüm tehlikelere rağmen ülkesinin Arap dünyasının genç demokrasilerine verdiği desteği terk etmeyeceğini belirterek “ABD için, demokratik değişimleri desteklemek stratejik bir gerekliliktir” dedi. Washington’daki düşünce kuruluşu Stratejik ve Uluslararası Araştırmalar Merkezi’nde “Mağribde Değişim: Belirsizlik Çağında İstikrar Arayışı” başlıklı toplantıda konuşan Clinton, bölgede son dönemde görülen Amerikan karşıtı eylemlere işaret ederek “küçük sayıda bir grup radikalin şiddet eylemleri” nin ABD’yi bu bölgeye yönelik desteğinden caydıramayacağını vurguladı. Clinton, “Bu değişimlerin, Amerika’nın idare edeceği ya da kaybedeceği veya kazanacağı türden süreçler olmadığının farkındayız. Ancak demokratik kurumları güçlendirmek, evrensel hakları savunmak ve kapsayıcı ekonomik büyümeyi teşvik etmek için her gün çalışanların yanında yer almalıyız. Bu, uzun vadede daha fazla kapasite sahibi ortaklar ve daha kalıcı güvenlik yaratacaktır” diye konuştu. ABD açısından, demokratik değişimleri desteklemenin “idealizm meselesi değil, stratejik bir gereklilik olduğuna” vurgu yapan Clinton, “Özgürlük ve istikrar arasındaki yanlış seçime geri dönmeyeceğiz. Yükselen demokrasilere desteğimizi, süreçte pürüzler çıktığında da çekmeyeceğiz. Bu, hem çıkarlarımıza hem de değerlerimize zarar verecek ve pahalıya mal olacak bir stratejik hata olur” dedi. TALİBAN KATLİAMA DOYMUYOR Pakistan’ın kuzeybatısında aşi retler bölgesindeki Dera Adem Hel’de dün düzenlenen intihar saldırısında en az 14 kişi yaşamını yitirdi. Bomba yüklü araçla gerçekleştirilen saldırıda aralarında çocukların da olduğu 25 kişinin yaralandığını belirten yetkililer, olayın arkasında Taliban’ın olduğunun sanıldığını duyurdu. Patlamanın bölgedeki bir pazar yerinde meydana geldiği, saldırının hedefinin Taliban’a karşı savaşan hükümet yanlısı milisler olabileceği kaydediliyor. (REUTERS) Ennahda anayasada geri adım attı Dış Haberler Servisi “Arap Baharı”nın ilk başladığı ülke Tunus’ta, iktidarda bulunan Ennahda partisinin İslamcı uygulamalarına ilişkin tartışmalar sürerken yeni anayasa taslağındaki “dine hakaretin suç olduğu” maddesinin uzun tartışmaları ardından çıkarıldığı bildirildi. Ennahda’nın önerisiyle anayasada yer alması istenen “dine hakaretin suç sayılması”nı içeren madde son metinde koalisyondaki iki sol görüşlü partinin ve toplum örgütlerinin tepkisiyle çıkarıldı. Anayasanın son taslak halinin gelecek ay parlamentoda görüşüleceği belirtiliyor. ANKARA ABD, Hollanda ve İsviçre dışişleri bakanlıklarının finanse ettiği Barış Enstitüsü USIP ile Alman Uluslararası İlişkiler ve Güvenlik Enstitüsü SWP’nin 45 Suriyeli katılımcıyla hazırladığı “O Gün Sonrası” başlığını taşıyan projesinde dikkat çekici değerlendirmeler yer aldı. Rapordan öne çıkan başlıklar şöyle: ? Geçiş hukukunu sağlamaya yönelik çabalar illa ki büyük sorunlarla karşılaşacaktır. Bunların en başında silahlı mücadelenin ardından şiddetini artıran mezhepsel ve bölgesel gerilimin hüküm sürdüğü bölünmüş bir toplum sayılabilir. ? Sivil ayaklanmalar, yağmalama; Şabiha ve diğer milis gruplar dahil olmak üzere rejimden geriye kalanların mücadele etmek, misilleme yapmak ve istikrarı bozma çabaları; geçiş hükümetinin sivil otoritesi altına girmeyi reddeden silahlı grupların özel milis güçlere dönüşmesi. ? Temel ilkelerin ihlali halinde Suriye’deki anayasa yapımı halihazırdaki fay hatlarını daha da derinleştirebilir, ülkeyi bölebilir ve daha büyük çaplı ve uzun vadeli şiddet ve istikrarsızlığa yol açabilir. ? Suriye’nin istikrar, barış, demokrasi ve ekonomik güvenlik ile sonuçlanacak bir geçiş dönemi geçirip geçirmeyeceği büyük ölçüde yeni hükümetin acil ekonomik ve sosyal gereksinimlere ne kadar hızlı yanıt vereceğine bağlıdır. Raporda, Esad sonrası için tüm vatandaşların eşitliği konusuna dikkat çekildi. Projede değerlendirilen öneriler şöyle: ? Mezhepsel, etnik veya cinsiyet hususlarından ziyade tüm vatandaşların eşitliği hususları, bireyler ve devlet arasındaki ilişkilerde belirleyici olmalıdır. ?Ademi merkeziyetçilik unsurlarıyla birlikte devlet ve toprak bütünlüğü, her kesimden vatandaşın katılımına olanak sağlayacaktır. ? Suriye toplumunun tüm bileşenleri arasında birliğin güçlendirilmesi; milletin temel değerleri ve temel ilkeleri konusunda uzlaşıya varılması gerekmektedir. Aynı zamanda demokrasi ilkeleri ve tatbiki konusunda vatandaşların eğitilmesi ve yetkilendirilmesi gerekir. İspanya farkı T.C. KAYSERİ 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ HÂKİMLİĞİ’NDEN SAYI: 2008/319 Davacı Melikgazi Belediyesi ile davalılar Yusuf Özmerdivenli ve arkadaşları aleyhine mahkememize açılan ortaklığın giderilmesi davası nedeniyle; Tüm aramalara rağmen adresi tespit edilemeyen, Kayseri İli, Melikgazi İlçesi, Tacettin Veli Mahallesi, 5206 ada, 4 parselde kayıtlı taşınmazda hissesi bulunan davalı Emin oğlu, Bayram Düdük’e dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilemediğinden, davalının duruşma günü olan 13/12/2012 günü saat 09:05’te duruşmada hazır bulunması veya kendisini bir vekil ile temsil ettirmesi, aksi taktirde duruşmanın yokluğunda yapılarak davanın yokluğunda karara bağlanacağı, dava konusu parselin ortaklığının satış sureti ile giderilmesine karar verileceği 7201 sayılı tebligat yasasının 28 ve devamı maddeleri uyarınca ilanen tebliğ olunur. 12/09/2012 “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de”(Basın:63029) İSTA NBUL CUMOK ÇAĞ RISI 29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMINI ANKARA’DA KUTLUYORUZ YERİNİZİ AYIRTIN! HAREKET SAATİ: 01.00 HAREKET YERİ: KADIKÖY EVLENDİRME DAİRESİ ÖNÜ TELEFONLAR: 0535 793 44 14 0535 815 62 47 0532 236 85 90 Dış konjonktür belirleyici T.C. ANKARA 19. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Esas No: 2010/395 Esas Davacı : HABİBE HAYRİYE TİGİN Vekili : Av. ATİLA DOĞAN Davalı : KEVSER TİGİN Dava: Tapu İptali ve Tescil Dava Tarihi: 02/09/2010 Davacı Habibe Hayriye Tigin davalı Kevser Tigin aleyhine açılan Tapu iptali ve tescil davasında; Davacının davasında, 1 HMK’nin 95 ve devamı maddeleri gereğince davacı vekilinin eski hale getirme talebinin KABULÜNE, 2 İşbu karar kesinleştiğinde; dava dosyasının Mahkememizin yeni esasına kaydedilmesi yönünde Ankara Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne gönderilmesine, İşbu kararın, müddetinde temyiz edilmediği takdirde kesinleşeceği hususu davalı Kevser Tigin’e mahkeme kararı yerine geçerli olmak üzere ilan olunur. ww w .c umoki sta nbul . org T.C. SAKARYA 5. İCRA VE İFLAS MÜDÜRLÜĞÜ İFLASIN AÇILDIĞINA DAİR İLAN SAYI : 2012/1 İflas Sakarya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 10/09/2009 tarih, 2009/79 Esas ve 2009/319 karar sayılı ilamı ile Sakarya Caddesi no: 177, Adapazarı/Sakarya adresinde mukim BATI YAPI VE MALZEMELERİ TİCARET SANAYİ LİMİTED ŞİRKETİ’nin 10/09/2009 tarihinde saat: 12.38’de iflasına karar verilmiş ve iflas tasfiye işlemlerine müdürlüğümüz dosyasından başlanmıştır. İİK.’nin 166. maddesi uyarınca ilan ve tebliğ olunur. 09/10/2012 “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 63906 ) “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 63952) C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle