23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 OCAK 2012 PAZAR kultur@cumhuriyet.com.tr 16 KÜLTÜR Portakal Sanat ve Kültür Evi’nde ‘Çağdaş Batı Sanatının Büyük Ustalarından Tasarım Mücevherler’ sergisi Mücevherde çağdaş sanat SİBEL ÇORBACIOĞLU 11 Yaşında Hamile… 11 yaşında ve hamile… Önceki gün tüm gazetelerde onun öyküsü vardı… Fotoğraflarda 11 yaşındaki kız çocuğunun gözleri buğulanmıştı, tanınmasın diye… Dudakları mühürlüydü. Başörtüsü kaykılmıştı. Adı benim gördüğüm gazetelerde yazılmamıştı. Sadece Z.Ç. diye geçiyordu… Z.Ç. hastalanıp ambulansla hastaneye kaldırılmıştı. İlk muayenede 8 aylık hamile olduğu anlaşıldı. Doktorlar, hastanede kalması gerekir, diyordu. “Eşi” 25 yaşındaki E.D. buna izin vermiyor, kız çocuğunu hastaneden çıkarıp eve götürüyordu. Z.Ç. ile E.D. imam nikâhlıydı… Üstelik olay, Bolu İzzet Baysal Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi’nde geçiyordu. Bolu’nun Mudurnu ilçesine bağlı Alpagut köyünden getirilmişti 11 yaşındaki kız çocuğu… Yani kimilerinin ileri sürdüğü gibi sadece belli yörelerde, öyle taaa uzaklardaki(?) Güneydoğu’da falan değil, İstanbul’un burnunun dibinde yaşanmıştı olay… Z.Ç. haberini okuyanlar çok şaşırdırlar! OImaz böyle vahşet, dediler! İlkellikten öte, barbarlıktır bu, dediler! Yazıktır, günahtır, dediler… Hangi çağda yaşıyoruz, diye birbirine soranlar oldu… Ben de şaşıranlara şaşırdım doğrusu… Kadın kuruluşlarının belirlediği sayıyla bu ülkede 5.5 milyon, yazıyla beş buçuk milyon çocuk gelin var! Z.Ç. onlardan sadece biri! İntihara zorlanan kız çocukları bu istatistikte yok bile… Türkiye’de çocuk evliliklerinin yarısı 15 yaşından küçük kız çocuklarıyla yapılıyor. Ve bunların büyük bir bölümü akraba evliliği… Bu haberin verildiği gün Cumhuriyet’te aynı sayfada üç haber daha vardı: 5 yaşındaki kız çocuğuna, yeğenine tecavüz eden adam (Nevşehir), 16 yaşında intihar eden kız çocuğu (Çorum), 14 yaşında evden kaçırılan kız çocuğu (Malatya)… Beni bunlar da şaşırtmıyor. Ama doğrusu dün “11 yaşında hamile Z.Ç.”ye ilişkin olarak, Bolu Valisi İbrahim Özçimen’in (Hürriyet’teki) “savunmasını” okurken ben de şaşırdım: Vali Bey, bu işte herhangi bir terslik görmüyor. Ülkemizde çocuk evliliklerinin kanunen yasak olduğunu bilmiyor. “Olayda herhangi bir cebir, şiddet yok… Çocuğun kemik yaşı 11’den yüksek çıkmış” diyor… Diyebiliyor. Hani anımsayacaksınız, düzinelerle hasta yaratık, 13 yaşında bir kız çocuğuna tecavüz etmişti de, hâkim beyler, savcı beyler “kendi rızasıyla” diye karar vermişlerdi! Sanki o yaştaki çocuğun “rızası” olabilirmiş gibi! Yaa işte bu kız çocuklar hep “kendi rızalarıyla”, her daim “şiddete, cebire, baskıya” hedef olmadan, güzel güzel, cici cici tecavüze uğruyorlar, doğuruveriyorlar, ölüveriyorlar… Son yedi yılda kadın cinayetlerinin yüzde 1400 artmış olduğunu da herhalde Vali Bey bilmiyor. Sevgili okurlar, devlet büyükleri vatanı, memleketi, demokrasiyi kurtarmaya, “ileri demokrasiyi” güçlendirmeye devam etsinler… Bence, biz “küçük” insanlar da irtica ile savaşa devam etmeliyiz. Çünkü bu yukarıda söylediklerimin her biri, insan hakları ihlalidir. İnsanlığa karşı işlenmiş suçtur! Gericiliğin, karanlığın meşrulaştırılmasıdır. Yaygınlaştırılmasıdır. Devlet büyüklerinin çocuk gelinler olayını yok saymasıdır, görmezden gelmesidir ve böylelikle adeta teşvik etmesidir. Daha söylenecek çok şey var elbet. Ama en iyisi ben söylemeyeyim, siz nasılsa söylemek istediklerimi anlamışsınızdır! Portakal Sanat ve Kültür Evi’nin 2005 yılında “Batı Resminin Büyük Ustaları” sergisiyle başladığı dünya sanatını Türkiye ve İstanbul’a taşıma serüveni, “Monet’den Picasso’ya Batı Resminin Büyük Ustaları” ve “Warhol’dan Hirst’e Dünya Sanatının Modern ve Çağdaş Ustaları” sergilerinin ardından bambaşka bir boyuta sıçrayarak sürüyor. Türkiye’de bir ilke imza atacak olan “Çağdaş Batı Sanatının Büyük Ustalarından Tasarım Mücevherler” sergisi, her biri kendi alanında ilk akla gelen isimler olan Maya Portakal’ın düzenlediği serünlü sanatçıların gide Marc Quinn mücevher tasarımtasarımı olan bir larını bir araya yüzük de var. getiriyor. Alexander Calder, Anish Kapoor, Clau ? Sergide Alexander Calder, Anish Kapoor, Damien Hirst gibi sanatçıların tasarladığı yüzükler, kolyeler, kol düğmeleri ve iki de çanta yer alıyor. Maya Portakal, “Bunların hepsi birer sanat eseri” diyor. de Lalanne, Damien Hirst, Marc Quinn ve Tim Noble&Sue Webster’a ait 35 tasarım, 12 Ocak’ta Portakal Sanat ve Kültür Evi Galerisi’nde meraklılarıyla buluşacak. Bu sergi, satışa yönelik bir sergi olacak ve her biri ayrı bir sanat yapıtı olan 33’ü mücevher, ikisi çanta olan bu tasarımlar, 15 bin ile 470 bin TL’lik bir fiyat aralığıyla satışa sunulacak. En pahalıları ise Calder’in yapıtları. Sergiyle ilgili görüşlerini aldığımız Portakal Sanat ve Kültür Evi Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Maya Portakal, bu tasarımları birer “minik sanat eseri” olarak tanımlıyor: “Bu mücevherler, bir tablo ve heykelde olduğu gibi sanatçıların imzasını taşıyor, yani hepsi birer minik sanat eseri. Dolayısıyla vücutlar da bir noktadan sonra yürüyen müzecikler haline gelebilir.” Sergide yer alan eserlerde değerli taş kullanılmadığını vurgulayan Portakal, “Bunun neAnish Kapoor’un deni çok tasarladığı kolye açık” diyor. “Sanatçılar asıl değerli olan şeyin yani tasarımın önüne bir şeyin geçmesini istemiyor.” Sergilenecek tasarımların tamamının, Londra’da yaşayan ve bu mücevherler üzerine çalışan dostu Louisa Guinness’in koleksiyonundan seçildiğini anlatan Portakal, çağdaş sanat denildiğinde akla gelen ilk isimlerin yapıtlarını, İstanbul’a getirmiş olabilmekten büyük mutluluk duyuyor, çünkü bu hiç de kolay olmamış. Sergi için bir buçuk yıldır uğraştıklarını anlatan Portakal, sanatın hayatımızın içine ne kadar girebildiğini göstermenin çok heyecan verici olduğunu vurguluyor: “Sanat ile tasa rım artık evlendi, birbirlerine bağlandılar.” Dünyada sanatçıların mücevher tasarlama geleneği olduğunu anlatan Portakal, bu sanatçılar arasında Pablo Picasso, Max Ernst, Georges Braque, Jasper Johns gibi birçok ünlü ismin olduğunu belirtiyor. Bu mücevherleri sergileme fikri “Sanırım her kadın mücevher seviyor” diyen Maya Portakal’a ait, ama Portakal mücevher sevgisinin sadece kadınlara ait olmadığını da sözlerine eklemeden edemiyor: “Anish Kapoor, Bulgari’yle çalışırken erkekler için de yüzük tasarımları yapmış ve çok büyük ilgi görmüş. Biz de Kapoor’dan minik kol düğmeleri getirdik.” Sergi 28 Ocak Cumartesi gününe dek ziyarete açık olacak. Esin Afşar’ın albümleri CD’ye aktarıldı Kültür Servisi Geçen kasım ayında hayata veda eden sanatçı Esin Afşar’ın 19861987 yıllarında yayımlanan “Dün ve Bugünün Türk Şiir ve Ezgileri” ve “Ruhi Su’ya Türkü” albümleri ilk kez CD’ye aktarıldı. Ada Müzik’ten çıkan CD’nin kapak fotoğrafları İsa Çelik, grafik tasarımı ise Gökçin Girgine imzasını taşıyor. Sanatçının, “Dün ve Bugünün Türk Şiir ve Ezgileri” albümünde “Drama Köprüsü”, “Bana Seni Gerek Seni”, “Arabeske İnat”, “La Chanson D’Anatolie”, “Yoh Yoh”, “Tahir ile Zühre” gibi unutulmaz şarkılar yer alıyor. Şair Ahmed Arif’in sözleri ile Fikret Kızılok’un müziğine sahip “Vurulmuşum” adlı şarkı ile başlayan “Ruhi Su’ya Türkü” isimli albümde ise “Mahsus Mahal”, “Elif”, “Yarına Özlem”, “Ruhi Su’ya Türkü”, “Bir Eflatun Ölüm”ün de yer aldığı şarkılar bulunuyor. ‘Kurtuluş Son Durak’ kadının yaşadığı trajediyi komediyle anlatmaya çalışıyor İrtica ile savaşa devam Son durakta buluşan kadınlar ALPER TURGUT Azer Bülbül bugün uğurlanıyor ? Kültür Servisi Antalya’da hayatını kaybeden arabesk müziğin tanınmış isimlerinden Azer Bülbül’ün cenazesi bugün toprağa verilecek. Esenyurt Merkez Camisi’nde kılınacak öğle namazının ardından Hadımköy Gülbahçe Mezarlığı’nda toprağa verilecek. Azer Bülbül’ün ilk belirlemelere göre kalp krizinden öldüğü düşünülüyor. Kadına yönelik şiddetin dozu, ne yazık ki giderek artıyor. Bu büyük ve acıtan sosyal yara, çözümden çok, sorun üretildiği için kangrene dönüşüyor üstelik. İşte “Kurtuluş Son Durak”, bu trajediyi komediyle anlatmaya çabalayan ancak sonuçta trajikomik bir hale bürünen, sözü başka eylemi başka bir film, özetle. Evet, film kendini izletiyor, güldürüp eğlendiriyor. Buna sözümüz yok. Benim derdim, bu can alıcı meselenin karikatürize edilmesiyle... Kadını erkekleştirmek zaten çözüm değildir, erkek veya kadından önce insanız ve gerçek çözüm insan ve vicdanda yatıyor. Filmi oğul Yusuf Pirhasan çekti, senaryoyu baba Barış Pirhasan yazdı. Filmin geniş oyuncu kadrosunda Belçim Bilgin, Demet Akbağ, Nihal Yalçın, Asuman Dabak, Ayten Soykök, Damla Sönmez, Yavuz Bingöl, Ahmet Mümtaz Taylan ve Mete Horozoğlu var. Oyunculuk performansları hayli iyi, zaten filmin izlenebilirliğini onlar sağlıyor. Sıradan bir mahallenin, sıradan ama kışkırtıcı kadınları... Mahalleye yeni taşınan psikolog Eylem, hayatını yatalak babasına adamış Vartanuş, mafya babası sevgilisinin Filmde Damla Sönmez, Ayten Soykök, Belçim Bilgin, Asuman Dabak, Nihal Yalçın da rol alıyor. metresliğinden eşi olmaya asla geçemeyeceğini anlayan Goncagül, çocuklarına ilişmediği sürece günlük koca dayaklarına alışmış Gülnur ve annesinin yediği her tokadı kendi ruhuna da yiyen Tülay, hayatı pembe görmeye çalışan kuaför Füsun. Tüm bu kadınlar önce Eylem’i, sonra birer birer kendilerini ve belki de ülkedeki tüm kadınları Kurtuluş Son Durak’ta buluşturuyor. Kahramanlarımızın tek sarsılmaz ilkesi ise “Biz her türlü şiddete kar şıyız!” Filmin fnale doğru mesaj verme kaygısının ve erkek cesedi sayısının artması, kara mizahtan absürt bir hale dönüş, filmin anlatmak için yola çıktığı konuyu bambaşka bir mecraya sürüklemesine yol açıyor. Erkek şiddet uyguluyorsa öldürelim gitsin şeklinde algılanan bu süreç, hataya hatayla, yanlışa yanlışla karşılık vermek gibi bir anlamsızlık ile kol kola yürüyor finale doğru. Kadına yönelik şiddetin böyle çözülemeyeceği malum. İna dına kadın erkek eşitliğini savunmak varken diğer tüm yollar çözümsüzlüğü körükler, şiddeti büyütür, kördüğüme dönüştürür. Bir erkek olarak filmin bendeki yansıması, kadın izleyiciyle elbette farklı olacaktır. Antifeminist, bu maço kadın filmine kadınlar ne diyecek, işte tam olarak bunu merak etmekteyim. Bunun dışında ‘Kurtuluş Son Durak’ ciddi bir meseleyi gündeme taşıdığı için önemli, meseleyi yanlış ele alsa dahi... Her Kitap Kitap De ğildir Edebiyatçılara Çağrı Edebiyatta Çözüm İçin EDEBİYAT AJANSI www.edebiyatajansi.com C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle