19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 OCAK 2012 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Sosyalist Enternasyonal’den Başbakan Erdoğan’a ‘Artık Yeter’ kararı çıktı 5 “Okulla ilişkiniz kesildi komutanım... Apoletli eğitim tarih oldu...” Apoletli eğitimin tarih olduğunu manşete çeken arkadaşlar, Prof. Dr. Mehmet Altan’a bile özgürlük tanımayıp yazılarına son vermediler mi? AB kriterlerine göre askerlik dersleri kalkıyor ama hapishaneler gazetecilerle dolu... Tanrı aşkına söyleyin, nerede ileri demokrasi, nerede özgürlükler? ??? Türkiye önce yakın tarihiyle hesaplaşmalı... Ermeni soykırımı tezi ilk kez 1965 yılında geldi... 1915’in ellinci yılıydı... O dönemin siyasetçileri, Taner Timur’un değindiği gibi içten üzüntülerini bildirip Ermenilerin acılarını paylaşsaydı, bu sorun çözülmez miydi? Dar kafalı, kaba milliyetçi politikacılar... İnat ve boş gurur... Türkiye’yi küçük düşürücü duruma, yani bugünlere getirdi. Fransa’nın sicilinin bozuk olduğunu bilmeyen yok... Ya bizimki? Hrant Dink cinayetinin yargı kararı ortada... Erhan Tuncel salıverildi... Peki kimin maşası Tuncel? Önce jandarmanın, ardından polisin istihbarat elemanı... Çok merak ediyorum, Türkiye demokratik bir hukuk devleti mi? ??? Bir ülkede güpegündüz öldürülen Hrant Dink’in tetikçileri örgütlü suça girmiyor; cebinde üç yumurta bulunan, parasız eğitim için pankart açan üniversiteli genç “terörist” olarak örgütlü suçtan yargılanıyor. İstenilen cezalar da azbuz değil, en azı 1520 yıl... Faili belli ama bulunamayan cinayete kurban giden Musa Anter’in oğlu Anter Anter, 43 yıllık sürgün yaşamından sonra Türkiye’ye dönebildi. 1969 yılında Stockholm’de 1 Mayıs kutlamalarına katıldığı için yurttaşlıktan atıldı. Neyse Başbakan Erdoğan’ın izniyle Türkiye’ye gelip 20 yıl önce öldürülen babasının mezarını ziyaret etti. Bir de ne görsün, babasının kitapları Türkiye’de yasaklanmış... Acısına yeni bir acı daha eklendi Anter Anter’in! ??? Bir sarmalın içindeyiz... Kaygıyla bakıyoruz olup bitenlere, düş kırıklığına uğruyoruz... Zaman mı geçiyor yoksa biz mi zamanın içinden geçiyoruz? Yanıt veremiyorum! Sosyalistlerden tepki ANKARA (ANKA) Sosyalist Enternasyonal’den Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a “Ya Basta” (Artık Yeter) kararı çıktı. Erdoğan için kınama 11 bin 487 kilometre öteden geldi. Dünya çapında 162 siyasi partiyi temsil eden ve 1951 yılında şimdiki halini alan Sosyalist Enternasyonal’in (SE) Kosta Rika’nın başkenti San Jose’de yapılan 2 günlük toplantısında Türkiye’deki son siyasi gelişmeler de ele alındı. Toplantıda CHP’yi parti meclisi üyesi ve İstanbul Milletvekili Umut Oran temsil etti. Sosyalist Enternasyonal, Türkiye’deki antidemokratik uygulamaları eleştirmek için hazırladığı “İfade Özgürlüğü ve Yargı Bağımsızlığının Türkiye’deki Durumu” başlıklı bildirgede, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik fezlekeyi kınadı. Bildirgede Sosyalist Enternasyonal’in Kılıçdaroğlu’na yönelik fezlekeyi bas ? Sosyalist Enternasyonal, Türkiye’deki antidemokratik uygulamaları eleştirmek için hazırladığı bildirgede, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na yönelik fezlekeyi kınadı. kıların son adımı olarak gördüğü ifade edilirken, parasız eğitim isteyen öğrencilerden hidroelektrik santrallarına karşı çıkan köylülere kadar uzanan bir listede baskıların sürdüğü, 60’ın üzerinde gazetecinin tutuklu olduğu ve 12 Eylül 2010 tarihinde yapılan referandum sonucunda yargının yürütme tarafından ele geçirildiği belirtildi. kümetini ifade özgürlüğüne ve yargı bağımsızlığına saygı duymaya, demokratik değerleri de korumaya çağırdı. Sosyalist Enternasyonal bildirisinin çıktığı toplantıya CHP adına katılan ve burada SE Başkanı George Papandreou dahil olmak üzere birçok ülkeden gelen sosyal demokratlarla temaslarda bulunan İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın konuyla ilgili açıklaması şöyle: “Sosyalist Enternasyonal dünyadaki sol, özgürlükçü, demokrat ve ilerici güçlerin en büyük çatı organizasyonu. Tüm dünyada 162 üyesi var. Dünyadaki emekçilerin, yoksulların, her tür baskıya uğrayanların hakkını savunduğu gibi, daha iyi bir hayatı, daha adil bir dünya özle emokratik değerler korunmalı’ Sosyalist Enternasyonal sert bir şekilde, düşünce ve ifade özgürlüğünün demokratik bir toplumun temel değerlerinden olduğunu ifade ederken Türk hü ‘D mini de simgeliyor. Dolayısıyla Enternasyonal dünyadaki sorunları çok ciddi bir şekilde takip ediyor. Yapılan toplantılarda Türkiye’de yaşanan son gelişmeler de değerlendirildi. En sonunda da Sosyalist Enternasyonal bir kınama mesajı yayımlama gereği duydu. Bildiriyle AKP’nin otoriter, baskıcı ve antidemokratik uygulamaları güçlü bir şekilde kınandı. Görüyoruz ki artık mızrak çuvala sığmıyor, bütün dünya AKP’nin baskıcı rejiminden rahatsızlığını dile getiriyor. Erdoğan, Mayıs 2011’de AKP’nin Sosyalist Enternasyonal’e de katılabileceğini ifade etmişti. Öyle bir şey söylediler ki sanki Sosyalist Enternasyonal kendilerini davet etmiş... Elbette böyle bir şey söz konusu bile değil, AKP her zamanki gibi halkı yanıltmaya çalıştı, ama Sosyalist Enternasyonal’i yanıltamadı.” Bir Sarmalın İçindeyiz... Hani birkaç gün önce sormuştum, zaman mı geçiyor yoksa biz mi zamanın içinden geçiyoruz, diye... Tepelerin aklığa atıldığı saatlerde, kaygıyla bakıyoruz çoğu kez. Düş kırıklığına uğruyoruz... Bunca ölümleri, kıyımları, kalleşçe kurulan pusuları, katliamları unutup sapla samanı ayırt edemiyoruz. Fransız senatosundan geçen Ermeni soykırımını inkârı cezalandırma yasası, tepkiler, her konuda bilgi sahibi “malum kişilerin” yazıp çizdikleri, bakıyorum 1930’lara değin uzanıyor. Üstü kapalı eleştiriler Mustafa Kemal Atatürk’e ve İsmet İnönü’ye yöneliyor. Gördüğünüz gibi suçlular bulundu... ??? Oysa 1915 olayları bir savaşın ürünüdür... Bernard Lewis bunu açık bir dille söylemiştir... Prof. Dr. Taner Timur bakın bu konuda ne diyor: “Tasarı saçma... Ancak Türk siyasetçileri ve milliyetçilerinin yanıtı fevri, duygusal ve ölçüsüz... Peki Cezayir soykırımını anımsatmak inandırıcı mı? AKP’lilerin her fırsatta andığı Adnan Menderes, Cezayirliler özgürlükleri ve bağımsızlıkları için savaşırken Fransa’yı destekliyordu.” (Birgün gazetesi) İşte böyle... TV’lerde Fransa’daki yasadan yola çıkıp, Şeyh Sait isyanına değin işin rengini değiştirseler de gerçek bu. Arkadaşlar en azından ünlü Fransız düşünür ve yazar Jean Paul Sartre’ın Cezayirlilerin yanında olduğunu öğrenseler iyi olur. 1915’te savaş vardı... Savaş sürecinde oldu her şey... Bunu ünlü bilim insanı Bernard Lewis söylüyor, ben değil. Kitapları Türkiye’de satılıyor, alıp okusunlar... ??? Yandaşlar, candaşlar, tosuncuklar; birilerini yalamaktan dilleri nasırlaştı... Geçelim... Liselerde askerlik derslerinin kaldırılması çok iyi oldu... Yurttaşlık dersi kitabına askerlikle ilgili bir bölüm konur, olur biter. Bu tamam... Tamam da o manşetler ne öyle: CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’ndan, Erdoğan’ın Hrant Dink ile ilgili sözlerine tepki: Yeni mi fark ettiniz? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Hrant Dink davasıyla ilgili “Ankara’nın karanlık dehlizlerinde bunlar kaybolmayacak” sözlerini eleştirirken “İyi de Sayın Başbakan, yeni mi fark ettiniz? Bütün bunlar kayboldu” dedi. “Delillerin gizlendiğini” vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Siyasi otorite Emniyete baskı yaparsa, ‘şu delilleri vermeyin’ derse, deliller gitmez” dedi. Kılıçdaroğlu dün CNN Ankara temsilcisi Hande Fırat’ın sorularını yanıtladı. CHP lideri, Dink davasıyla ilgili olarak şu değerlendirmeleri yaptı: “Dönemin İstanbul Emniyet Müdürü cinayetten sonra bir açıklama yaptı: ‘Bir örgüt yoktur’ dedi. Çıkan karar bunu doğruluyor. Bu emniyet müdürü şimdi Osmaniye Valisi. Dönemin İstanbul Valisi, Kamu Güvenliği Müsteşarı yapıldı ki çok önemli bir görevdir; bütün istihbarat orada toplanır; sonra milletvekili yapıldı. Olayı önlemesi gereken, delilleri alıp yargıya intikal ettirmesi gereken kişiler... Sayın Başbakan diyor ki Ankara’nın karanlık dehlizlerinde bunlar kaybolmaya ‘CHP’yle ilgili dosya çıkaracaklar’ Kılıçdaroğlu, eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın istifasına yol açan kasete “örgüt” soruşturması açılmasıyla ilgili olarak “Önümüzdeki günlerde göreceksiniz, özel yetkili bir savcı CHP ile ilgili yine bir dosya çıkaracak. Ortalık, belgeler birbirine girecek” dedi. Kılıçdaroğlu, “Nasıl bir dosya” sorusuna “Bir sürü hayali isimler, isimsiz ihbar mektupları, gizli tanıklar... Bu olay kamuya yansıdığında Sayın Başbakan ‘Ben MİT’e talimat verdim, derhal ortaya çıkarın’ dedi. Aradan cak. İyi de Sayın Başbakan, yeni mi fark ettiniz? Bütün bunlar kayboldu. Nedim Şener’in kitaplarına bakalım, bunların hepsini yazdı. Şimdi Sayın Başbakan da bunları kabul ediyor. Trabzon’da başlayan bir süreç var. 17 kez ihbar yapılmış. Kimin suçu işleyeceği, nerede işleyeceği, hangi silahla işleyeceği belli! Ama hiç kimse bir şey yapmıyor, yapmayanlar belli. Siz onları alıp terfi ettirdiniz, yüksek bürokrat, milletvekili yaptınız.” Batıda yapılan “Ergenekon enerjisi, Dink davasına verilmedi” eleştirileri bu kadar zaman geçti, MİT ortaya çıkardı mı?” yanıtını verdi. Kılıçdaroğlu, sözlerini “Ama MİT’in soruşturma yapmadığını, Başbakan’ın talimat vermediğini de biliyorum. Sayın Başbakan niye millete çıkıp doğruyu söylemiyorsun? Bu olay ortaya çıkabilir mi? Çıkabilir. Devletin istihbaratı var, bilgisi var” diye sürdürdü. “CHP’yi yeniden dizayn etmek kim ister” sorusu üzerine de Kılıçdaroğlu, “Bunu ben ne bileyim, savcıya sormak lazım, bakalım savcı ne diyecek” demekle yetindi. anımsatıldığında da Kılıçdaroğlu, “Türkiye’deki hukuk garabetleri artık bütün dünyanın ilgisini çekmeye başladı” açıklamasını yaptı. ‘Somut bilgi dosyada var’ Soruşturma makamlarının özgürce delil toplayıp yargıya verebilmesi gereğinin altını çizen Kılıçdaroğlu, “Siyasi otorite Emniyete baskı yaparsa, ‘şu delilleri vermeyin’ derse deliller gitmez. Sonra da biz toplanacağız, hep beraber yargıyı suçlayacağız. Yargıç da ‘ben önüme gelen delillere göre karar verdim’ diyor” açıklamasını yaptı. Kılıçdaroğlu, “Soruşturma sürecinde delillerin siyasi otorite tarafından engellendiğine dair elinizde somut bilgiler mi var” sorusuna da “Muammer Güler’le ilgili somut bilgi, Trabzon Emniyet Müdürü’yle ilgili somut bilgi, dönemin İstanbul Emniyet Müdürü’yle ilgili somut bilgi var. Somut bilgiyi ben söylemiyorum. Dosyada var. Olayın üzerinden 36 saat geçmeden İstanbul Emniyet Müdürü çıktı, ‘örgüt yok’ dedi. Şimdi örgüt var deniyor. Sormayacak mı siyasi iktidar? ‘Kardeşim baştan yok dedin, şimdi ne oldu’ demeyecek mi? Hatırlayın bütün gazetelerde şemalar vardı, ama o şemalar şimdi dava dosyasında yok” yanıtını verdi. ANAYASA ALT KOMİSYONU’NDA İÇTÜZÜK KAVGASI Kılıçdaroğlu, kısa, öz, hedefler gösteren bir program yazılacağını belirtti MHP toplantıyı terk etti CHP ‘ampul resti’ çekti üzerinden bu çalışmayı yerine getirmek durumundayız” karşılığını ANKARA TBMM İçtüzü vermesi üzerine sinirlenerek “O zağü’nde, muhalefetin sesini kısmaya man ben size başarılar diliyorum” dönük değişikliklerin görüşüldüğü deyip toplantı salonunu terk etti. TBMM Anayasa Alt KomisyoKorkmaz’ın toplantıyı terk etmenu’nda iktidarla muhalefet arasında si üzerine alt komisyonda BDP’nin “restleşme” yaşandı. de üyesi olmadığı için tek muhalif Alt komisyonda, AKP grup baş üye CHP’li Ali Özgündüz kaldı. İçkanvekillerinin hazırladığı içtüzük tüzük değişikliği önerisinin Kamer değişikliği önerisi, AKP oylarıyla Genç’in “deniz feneri” ile genel kukabul edildi. CHP’li Kamer rul salonuna gelmesini engellemeGenç’in “deniz feneri” ile geye yönelik “çalışma düzenini ve nel kurul salonuna girmehuzurunu bozucu matersini engellemeye dönük yal” ifadelerinin yer aldı? TBMM düzenlemeler de içeren ğı maddesindeki “huiçtüzük değişikliğizur” sözcüğü, “kişiye Anayasa Alt nin görüşmelerinde göre anlamı değişeKomisyonu’nda, AKP grup tartışmalar yaşandı. bileceği ve belirsiz başkanvekillerinin Alt komisyonda bir ifade olduğu” geMHP’li üye Nevzat rekçesiyle metinden hazırladığı içtüzük Korkmaz, içtüzüdeğişikliği önerisi, AKP çıkarıldı, ancak “düğün “AKP’nin dezeni bozucu materoylarıyla kabul ğil, Meclis’in içtüzüyal” kavramı korundu. edildi. ğü” olacağını belirterek Buna tepki gösteren bunun da anayasa gibi siCHP’li Özgündüz, “Bu madyasi partilerin uzlaşmasıyla hade ile milletvekillerinin en temel zırlanması gerektiğini ifade etti. hakları olan kendilerini materyal 23. dönemde 4 siyasi partinin katı ile ifade etme özgürlükleri kısıtlımıyla oluşturulan “İçtüzük Deği lanıyor. Nedir bu düzen bozucu şikliği Komisyonu”nun yaptığı ça materyal? Fener mi? Yarın CHP lışmayı anımsatan Korkmaz, “Eğer grubu olarak biz partinizin semMeclis’i verimli çalıştırmak istiyor bolü olan ampullerle genel kurusanız, geçen dönem 4 parti arasın la gelirsek, ampul de düzeni bozan da sağlanan uzlaşma çerçevesinde materyal mi olacak?” dedi. ortaya konulan bir teklif metni var. Alt komisyonda, TBMM Plan ve Gelin o teklif üzerinden çalışmamı Bütçe Komisyonu’nun adının, Plan, zı yapalım” dedi. Korkmaz, AKP’li Bütçe, Ekonomi ve Kalkınma KoAlt Komisyon Başkanı Yahya Ak misyonu olarak değiştirilmesi de beman’ın “Önümüzdeki teklif metni nimsendi. AYŞE SAYIN CHP programı yenilenecek TÜREY KÖSE ANKARA CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, parti tüzüğünün yanı sıra “programını” da yenilemek için bir çalışma başlattıklarını açıkladı. Kılıçdaroğlu, “Az, öz, geleceğe ilişkin hedefler gösteren bir program olmalı” dedi. Yeni program çalışmasını başlatan Genel Başkan Yardımcısı, Ankara Milletvekili Sencer Ayata da, “Cumhuriyet değerleriyle sosyal demokrasiyi en iyi şekilde bir araya getirmeye çalışacağız. Kısa, özlü bir program olacak” açıklamasını yaptı. Kılıçdaroğlu, sorularımızı yanıtlarken “örnek alınacak bir tüzük hazırlanmasını” hedeflediklerini söyledi. Kılıçdaroğlu, “Partide sevgiyi ve hoşgörüyü egemen kılmak istiyorum. Kavga olmayacak, rekabet olacak” dedi. CHP lideri, tüzüğün yanı sıra parti programının değiştirilmesi için de çalışma başlattıklarını, Genel Başkan Yardımcısı Sencer Ayata’ya bu konuda talimat verdiğini açıkladı. Kılıçdaroğlu, “Parti programını yeniden yazmak lazım. 350 sayfa programı kim okur? Az, öz, geleceğe ilişkin hedefler gösteren bir program olmalı. Sıcak siyaset sorunlarıyla ilgili, güncel konular programa yazılmış. Buna gerek yok” dedi. Sencer Ayata da, “program çalışma Ergin hakkında gensoru ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP, “görev sorumluluğunu savsakladığı, aksattığı, yerine getirmediği, demokratik hukuk devletinin temel güvencesi olan yargı bağımsızlığının korunabilmesi için çaba göstermediği” gerekçesiyle Adalet Bakanı Sadullah Ergin için gensoru önergesi verdi. CHP Milletvekili Oğuz Oyan ve 59 milletvekilinin imzasıyla Meclis’e sunulan gensoru önergesinin gerekçesinde, “Türkiye’nin adil yargılanma hakkının ihlali ve çifte standart uygulamarıyla kaos ortamına sürüklendiği, hukuka ve devlete güvenin sarsıldığı” vurgulandı. Dink önergesine ret ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Genel Kurulu’nda dün CHP’nin Hrant Dink cinayetini aydınlatabilecek bilgileri mahkemeye göndermeyen TİB hakkındaki araştırma önergesinin öncelikle görüşülmesi istemine AKP “hayır” dedi. CHP Milletvekili Veli Ağbaba, “Vilayet, Emniyet ve Jandarma üçgenin temize çıkarılması için mahkeme heyeti cinayeti iki tetikçinin üstüne yıktı” dedi. AKP Mardin Milletvekili Muammer Güler ise her türlü soruşturmaya açık olduğunu, hakkında fezleke hazırlanırsa dokunulmazlığa sığınmayacağını söyledi. ‘Görevden almalı’ Bu konularda herhangi bir düzeltme yapma olanağı kalmadığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Hükümet bugün hiçbir şey yapamaz. Hükümetin o delilleri mahkemeye vermeyen, soruşturmaya vermeyen makamların tümü hakkında soruşturma açması lazım. Ve eksiklikleri varsa, bu davanın karartılması anlamına gelir. Gerekirse bu kişileri görevinden alması gerekir. Oysa, hepsini terfi ettirdi, bugün bir şey yapmaları mümkün değil” dedi. Kılıçdaroğlu, HSYK’nin siyasi otoritenin emrinde olduğunu vurgularken de “Bin kişilik bir salona Adalet Bakanı giriyor diye, bin hâkim ayağa kalkıyorsa, orada yargı bağımsızlığı yoktur. İnsan utanır! Yargıçlar ayağa kalkmaz” dedi. “Yargı içindeki cemaat yapılanması” savlarıyla ilgili soruya da CHP lideri, “Yargı içinde şöyle böyle kadrolaşma vardır demeyi doğru bulmuyorum. Yargıçların verdiği kararın kamu vicdanını örselememesi lazım” karşılığını verdi. sürecinin çok katılımcı olması ve çok kapsamlı bir tartışma sonucu hazırlanmasına önem vereceklerini” vurguladı. Daha kısa, daha özlü ve daha rahat okunabilen bir program hazırlanacağını belirten Ayata, “6 ok ne olacak” sorusu üzerine “Bu tartışmalara şu aşamada girmeye gerek yok. Daha çalışma başlamadı. Cumhuriyet değerleri programda elbette yer alacak” demekle yetindi. Yurtdışından da program örnekleri getirttiklerini anlatan Ayata, “Çok geniş katılım olacak en başta CHP’de siyaset yapanlar olmak üzere, sosyal demokrasi derneklerinde, vakıflarında çalışanlar, sivil toplum kuruluşlarında faaliyet gösterenler de katkıda bulunacak. Bir anayasanın hazırlanması ne kadar kapsamlı ele alınıyorsa o kadar kapsamlı bir çalışma olacak. Kapalı bir uzmanlar çalışması olmayacak” açıklamasını yaptı. Ayata, program kurultayı zamanlamasının ise belli olmadığını bildirdi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle