19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 OCAK 2012 CUMA CUMHURİYET SAYFA [email protected] EKONOMİ 13 İşsizlik Pusuda, Alacaklı Kapıda… Yeni yıla endişelerle girdik. Dünya ekonomisinden, özellikle Avrupa’dan beklenen feryatlar yükselmeye başladı. Fransa’nın da dahil olduğu 9 ülkenin notunun düşürülmesi, yeni kötü karnelerin yolda oluşu Avrupa’da kışın daha da sertleşeceğinin habercileri. AB’nin, özellikle Avro alanının kış rüzgârları bizde de fena halde hissedilmeye başlandı. Merkez Bankası, faizi arttırma ve rezervden döviz satma pahasına doları dizginlemeye çalışıyor ama her fırsatta dolara yöneliş eğilimi devam ediyor. Özellikle 2011’in son çeyreğinde büyüme temposu düştü. Bunun verileri mart sonunda açıklanacak. Yabancı kaynağın Türkiye’ye ilgisi iyice azalıyor. Cari açığı, dışarıda tutulan yerli sermayedar dövizleri ile kayıt dışı sermaye girişleri ancak finanse edebildi ama devamı nasıl gelecek, belli değil. Türkiye’nin dış algısı daha da kötüleşiyor. Bunun göstergesi olan risk primi (CDS), aralıkta 280 iken 2012 Ocak ortasında 322’ye fırladı. Yani yüzde 15 daha kötüleşti. Bunlar iyi işaretler değil elbette. ??? Pusudaki esas tehlike, yeniden yükselecek olan işsizlik. Krizlerde ilk küçülen sektör, inşaatta çarklar yavaşladı. İnşaat istihdamı, 2010 Ekim ayına göre, 12 ayda 251 bin artmıştı. Son 1 yılda gerçekleşen istihdam artışının dörtte birini inşaat sektörü yaratmıştı. Ancak, 2011 Ekim ayında, eylüle göre inşaatta 113 bin kişi işini kaybetti. Benzer bir durum imalat sanayiinde de yaşandı. Son 1 yılda 66 bin artmış görünen imalat sanayii istihdamı sadece eylülekim arası 45 bin azaldı. Madencilik kesiminden de 6 bin istihdam azalışı oldu. İnşaat ve sanayideki istihdam kayıpları, her nasıl oluyorsa, büyümeyen tarımda istihdam artışına dönüşüyor. Türkiye milli gelirinde yüzde 8 paya sahip tarım 6.2 milyon kişi ile istihdamda dörtte bir paya sahip!.. Dile kolay, 1 yılda 387 bin kişi sürünen tarımda iş bulmuş görünüyor. Bunun sırrını TÜİK bile çözemiyor!.. Tarımdaki bu veri kirliliğini hatta ayıbınıbir kenara bırakırsak, inşaat ve sanayideki istihdam kayıplarının hizmet sektörlerince telafi edildiğini görüyoruz. Eylül sonrası eğitim ve sağlık başta olmak üzere hizmetlerdeki istihdam, kayıpları azalttı, ama yine de eylülekim arası tarım dışı istihdam azalması 80 bini buldu. Evet, bir ayda 80 bin istihdam azalması yaşandı. Resmi işsiz sayısı 2 milyon 454 bin ama sayılmayan (umudunu yitirmiş vb.) işsiz sayısı da 1 milyon 750 bin… Yani gerçek işsiz sayısı 4 milyon 204 bin. TÜİK verilerine göre, kışın yaklaşmasıyla işgücü pazarından çekilenlerle birlikte “ev işleriyle meşgul” kadın sayısı ise 12 milyonu geçmiş görünüyor. Bunlar, 1564 yaş grubundaki kadınlar… ??? Ayak sesleri yaklaşan daralma ile birlikte, özellikle inşaat ve sanayiindeki işsizliğe, izleyen aylarda daha çok tanık olacağımız açık. 2011’in yüzde 10.5’lik resmi enflasyonu karşısında, ücret zammı alamayan ya da gerçekleşen enflasyonun altında alabilen 15 milyon ücretliyevmiyeli, işçimemur, sayıları 10 milyona ulaşan emekli kesim için geçim şartları biraz daha zorlaşıyor. Pusudaki işsizlik, haneye giren geliri daha da azaltacağa benzer. Bir bu kadar endişe kaynağı ise, hanelerin sırtındaki borç yükü… ‘Haksızlıkları dile getirme diyorlar ama bu davada vicdanım rahat değil’ ? Ümit Boyner, beş yıl önce öldürülen Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink davasında açıklanan mahkeme kararının kamuoyunu şoka soktuğunu ve vicdanları sızlattığını vurguladı. Boyner: Hukukun üstünlüğü, yargının işleyişi ve adalet duygusunun zedelenmemesi konularında ciddi adımlar atmamız gerektiğine inanıyorum. kiye’de adalete olan inancın sarsılması, hukuk anlayışımızın zaaflarıdır” dedi. Boyner, TÜSİAD’ın 42. olağan genel kurulunun açılışında, konuşmasında görüşlerini yalnızca ekonomik konulara odaklamayı planladığını ancak bir vatandaş olarak da Ekonomi Servisi Türk Sanayi başka bir maddeler dizisinden bahcileri ve İşadamları Derneği (TÜSİ setmeden konuşmasını sonlandırmaAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ümit ması gerektiğine inandığını söyledi. Bu maddelere girmediğinde ülkeBoyner, “Bu toprakların ve toplusini seven bir vatandaş, bir işkadını mun sevdalısı bir vatansever” olan olarak vicdanen rahat edemeyeceğiHrant Dink’in öldürülmesi davasında üç gün önce açıklanan mahke ni ifade eden Boyner, “Üstelik deme kararlarının duyarlı kamuoyunu ğinmek zorunda kaldığım konulaşoka soktuğunu ve vicdanları sızlat rın netameli olması nedeniyle, ‘her tığını vurgulayarak “Bu davanın gördüğün haksızlığı dile getirme’, ‘her akışında önümüze çıkan şey, en so aklına geleni söyleme’, ‘dikkatli ol, başını derde sokma’ uyarılarının mut haliyle Türarttığı bir ortamda bunları söylemenin daha da gerekli olduğuna inanıyorum” diye konuştu. Boyner, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Dink’in 5 yıl önce katledildiğini anımsatarak Hrant Dink davasının, bir gazetecinin öldürülmesinden daTÜSİAD Yönetim Kurulu Başha büyük anlamlar taşıkanlığı’na Ümit Boyner yeniyan, temsili bir olay olden seçildi. 42. olağan genel duğunu söyledi. Boykurulda TÜSİAD başkan yardımner’in konuşmasının cılıklarına Haluk Dinçer, Muharsatırbaşları şöyle: rem Yılmaz ve Erman Ilıcak getir? Bu davanın di. TÜSİAD’ın yeni dönem Yönetim Kurulu Üyeleri de şu isimlerden akışında önümüze oluştu: Cansen Başaran Symes, çıkan şey, en soNezih Batur, Tayfun Bayazıt, Cenk mut haliyle TürkiÇimen, Volkan Vural, Meral İnci ye’de adalete olan Zaim, Zafer Ali Yavan (üye, genel inancın sarsılması, sekreter). Dernek 79 yeni üye kahukuk anlayışımızın zanırken yıllık üyelik aidatları zaaflarıdır. Dink cinada yüzde 9 artışla 24 bin lirayetine ve onun davasıya yükseltildi. TÜSİAD nın seyrine dönüp göz 2011’i 244 bin lira açıkla ucuyla bakmamış olanlar kapatırken, 2012’de 14 bile, kamuoyunda dikkat çemilyon 445 bin liralık ken başka birçok davada adalet bütçe hedefledğini mekanizmasının işleyişini sorguaçıkladı. lamak zorunda kaldılar. Masumiyet karinesi, delillerin sağlam dayanakları bulunması, tutukluluğun istisnai bir hal sayılması konularında şikâyetler çığ gibi büyüdü. ? Aradan geçen zaman zarfında örtbas etme çabaları ortaya çıkarılmasına, eldeki delillere ve bulunan bağlantılara rağmen bu cinayetin gerisindeki asıl sorumlulara erişmek mümkün olmadı. Bir yandan bu kararlara doğru ilerlenirken, diğer yandan cinayetin arka plan bağlantılarını bazı görevlilerin cinayetin işlenmesindeki ya da önlenmemesindeki sorumluluklarını ortaya çıkaran bir gazeteci, deşifre ettiğini sandığı yasadışı örgütlenmenin parçası olduğu iddiasıyla tutuklandı. ? Bir zamanlar “Olur böyle şeyler, kurunun yanında yaş da yanabilir” diye düşünenler, ateş ocağa düştüğünde, yargıda usulün önemini daha iyi kavramak zorunda kaldılar. Bu olgular ışığında hukukun üstünlüğü, yargının işleyişi ve adalet duygusunun zedelenmemesi konularında ciddi adımlar atmamız gerektiğine inanıyorum. Kıssadan hisse, çok sıradan da gelse hukukun hepimize gerekli olduğudur. Eğer Türkiye kendi büyük iddialarının altında ezilmeyecekse, o zaman önündeki belki de en önemli hedef gerçek anlamıyla bir hukuk devleti olmayı başarmaktır. ? Önümüzde zorlu, güç kararların verilmesini ve alınan kararların çelik gibi iradeyle uygulanmasını gerektiren bir dönem olduğu kanısındayız. ? Her yıl ihracat rekoru kırmak işin en zor tarafı değil. Rekorları kırabiliriz eğer ihracatımızın mal kompozisyonu sıradansa büyümeye yapacağı katkı da göreli olarak güdük kalır. ? Türkiye’nin acilen ve mutlaka yeni bir reform ateşine kapılması gerekiyor. ? Siyasi açıdan Türkiye’nin önündeki en önemli hedef yeni anayasanın bu yıl sonuna kadar hazırlanmasıdır. BÜYÜMEDE 3 SENARYO TÜSİAD’ın “Türkiye Ekonomisi 2012” raporunda, üç senaryoya ve bu durumlarda olası büyüme tahminlerine yer verildi. İçeride Güven: Küresel sorunlar bugünkü boyutlarda devam ederken yurtiçi ekonomiye ve ekonomi politikalarına olan güven gücünü korumaya devam ederse, Türkiye ekonomisi yüzde 3.2 büyüyecek. Yabancı kaynak girişindeki kısıtlılık nedeniyle özel sektör yatırımları (yüzde 6.1) özel tüketim harcamaları (yüzde 3.5) yavaşlayacak, bu da büyümeyi yavaşlatacak. 1 ‘Hukuk hepimize gerekli’ BOYNER YENİDEN BAŞKAN Gecikmeli Makro Uyum Senaryosu: Dışarda küresel sorunlar gelişirken Türkiye’de bu gelişmelere uygun makroekonomik önlemlerin alınması gecikirse, en karamsar senaryo gündeme gelecek. Yabancı sermaye zaten kısıtlıyken, bir de güvende bozulma ortaya çıkınca yatırımlar azalacak, tüketim oranı düşecek. Bu kurguda milli gelir artışı yüzde 1.7’de kalacak. İşsizlik yüzde 11.2’yi bulacak. 2 İçeride Güven, Dışarıda İstikrar: İçeride güven ortamı devam ederken küresel ekonomide de istikrar sağlanabilirse, Türkiye canlı büyüme temposunu sürdürebilecek. Bu durumda yabancı kaynak girişi devam edecek. Büyüme oranı yüzde 5.1 olacak. İşsizlik oranı yüzde 9.8’e gerileyecek. 3 ALİ BABACAN: Yargı reformunda çok geri kaldık Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye’nin reformlar konusunda en geride kaldığı noktanın ‘yargı’ olduğunu ancak hükümetin bu konudaki kararlığının tam olduğunu söyledi. TÜSİAD’ın 42. Olağan Genel Kurulu’nda konuşan Babacan, şu noktalara dikkat çekti: ? Yargıda reform için süre gerek. Her konuda olduğu gibi bu konuda da sancılar olacak. Ne yapacağımızı iyi biliyoruz. ? Türkiye hukuk devleti olmadıkça ne demokratik bir ülkeden söz edilebilir ne de ilk 10 ekonomi içine girilebilir. ? Reform gündemi sadece Türkiye değil, içinde bulunduğu coğrafya açısından da önemli. ? İhracat pazarlarını genişletip Avrupa’ya olan bağımlılığı azaltmalıyız. ? Kredi hacminde bu yıl ortalama yüzde 15 büyüme bekliyoruz. ? Bu yıl yüzde 4’lük büyüme öngörüyoruz. ? Enflasyonda genel trendin aşağı doğru olacağını öngörüyoruz. ? Üç aylık ortalamalara göre cari açıkta geri dönüş görünüyor, finansman kalitesi artıyor. Kaynak: BDDK 2009 krizi sonrası, daralan dış pazarların yarattığı kayıpları telafi etmek için iç talebe reklam kampanyaları yapılmıştı, hatırladınız mı? İşte o kampanyaların da etkisiyle, hanelerin borç yükü hızla kabardı. Konut kredilerinin, taşıt kredilerinin yanı sıra, daha çok borcu borçla kapatmak için kullanılan ihtiyaç kredileri hızla arttı. Kredi kartlarıyla borçlanmalar dur durak bilmedi. 2009 sonunda hanelerin borçları 125 milyar TL’yi buldu. 2010 sonunda ise toplam hane borcu 170 milyar TL’ye ulaştı. Artış yüzde 36’yı buldu. Tüketici borçlanması 2011’de hız kesmedi ve yıl sonunda 223 milyar TL’ye ulaştı. Bu da yüzde 31 artış demekti. Bankaların bu dönemde kredilerinin dörtte birini tüketicilere kullandırdıkları anlaşılıyordu. Bu kadar borçtan şimdilik “batık” olarak tanımlananı, tüketici kredilerinde yüzde 2, kredi kartlarında yüzde 6 büyüklüğe sahip… Bankaların kapısına dayandığı tüketici kredisi borçlu sayısı 2011 Kasımı itibarıyla 791 bin. Kredi kartı borcu yüzünden bankalarla başı belada olanların sayısı ise 1 milyon 425 bin... Böylece borcunu ödeyemeyen nüfusun toplamı 2 milyon 216 bini buluyor. Yani bu kadar aile mensubunun kapısına bankalar dayanmış durumda. Ama şimdilik… Pusudaki işsizlikle beraber banka taksitlerini ödemede daha çok fire yaşanacağa benziyor. YİK BAŞKANI YÜCAOĞLU: Evrensel hukuka ulaşmak için yargı reformu şart ? Fransa ifade özgürlüğünü sınırlayan bir karara imza attı. İnşallah bu karar pazartesi günü Fransız senatosundan da geçip yasalaşmaz. Aksi halde Fransa ile ilişkilerimizde tamir edilmesi zor bir zarar ortaya çıkabilir. ? Dış politikada uzun soluklu ve kapsamlı çalışmaların ortaya çıkması gerekiyor. Defansif pozisyondan ofansif bir politikaya yönelinmeli. ?Türkiye’de yurtiçi talep arttıkça ithalat artıyor. İhracata rağmen cari açık daha hızlı artıyor. ? Eğitim reformu ile nüfusun eğitim seviyesi yükseltilmeli, ArGe ve inovasyona odaklanılmalı. ? Kadınların istihdama katılımı arttırılmalı ve evrensel hukuk reformlarına kavuşmak için yargıda reform yapılmalı. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle