19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 İstanbul Y Edirne B Kocaeli Y Çanakkale B İzmir B Manisa B Denizli Y Zonguldak Y Sinop K Samsun Y Trabzon PB Giresun Y Ankara K 7 3 6 6 9 7 5 7 8 8 12 11 0 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars K K K Y Y Y Y PB B PB PB PB PB 0 2 2 15 14 12 8 11 8 10 1 5 2 HABERLERİN DEVAMI Oslo PB 0 Belgrad B 8 Helsinki B 3 Sofya K 2 Stockholm B 1 Roma A 11 Londra B 10 Atina Y 9 AmsterdamPB 4 Zürih Y 4 Brüksel B 7 Moskova B 3 Paris B 7 Aşkabat A 13 Bonn B 7 Taşkent PB 9 Münih K 4 Baku PB 7 Berlin PB 5 Bişkek A 5 Budapeşte K 1 Tiflis PB 10 Madrid B 13 Kahire A 16 Viyana PB 3 Şam A 12 Ülke geneli çok bulutlu, Marmara’nın doğusu, Akdeniz, İç Anadolu, Batı ve Orta Karadeniz, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun batısı ile Muğla, Aydın, Kütahya, Afyonkarahisar, Giresun, Bayburt ve Diyarbakır çevreleri yağışlı geçecek. Yağışların Antalya ve doğu ilçeleri ile Anamur ilçesinde şiddetli yağış, Doğu Akdeniz, Orta Karadeniz, Konya, Kırşehir, Yozgat, Isparta, Burdur ve Sinop çevrelerinde kuvvetli olmak üzere karla karışık yağmur ve kar bekleniyor 10 OCAK 2012 SALI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 10 Ocak GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada üzerinde pek çok spekülasyon ve açıklamaların yapıldığı, toplumu derinden etkileyen bir olayla yakından ilgiliydi. Bir gece yarısına doğru Uludere’de Irak’tan kaçakçılık yapan kafile, terörist sanısıyla jetler tarafından bombalandı ve 35 vatandaşımız öldü. Ne ki olayın patlak verdiği ilk saatlerde yapılan açıklamalar, yorumlar 35 vatandaşımızın ölümüne neden olan istihbaratın hangi resmi makamlar tarafından verildiği ve bu facianın sorumlusunun saptanmasını içeren dayatmalar üzerinde yoğunlaştı. Olayı hata gibi göstermeye çalışan mazeretler; Afganistan’da ABD helikopterini yine ABD’li askerlerin düşürmesine, Kıbrıs Barış Harekâtı sırasında Türk uçaklarının bombaladığı Deniz Kuvvetlerimize bağlı firkateynin batırılmasına kadar uzandı. Fakatttt ne siyaset, ne medya ne de Güneydoğu’nun sosyal ve ekonomik sorunları ile uğraştığını iddia eden hükümet; Güneydoğu insanını Irak ve Suriye’den kaçakçılık yapmaya zorlayan sorunlarla ilgilendi. ??? Oysa kaçakçılık olaylarının dramatik yanlarını açıklamalarında ve çalışmalarda kullanmayı isteyenler; ressam ve yazar, dostum Fikret Otyam’ın iki kitabından yararlanabilirler. Sorunu toplumsal ve insan açılarından yansıtmak isteyenler için; Otyam’ın 1975 tarihli “Mayınlı Topraklar Üzerinde” kitabı ile 1983’te yayımladığı “Mayınlar Çiçek Açmaz” kitabı, değerli birer kaynak... Tabii önce toplumu aydınlatmayı, soruna ilgisini çekmeyi düşünenler, isteyenler için… ??? 35 vatandaşın ölümü olayının üzerinden günler geçtikten sonra bir TV’nin haber bülteninde şu kısa haber yer aldı. Nihayet hükümet kaçakçılığa karşı önlemler almanın gerekli olduğuna karar vermiş ve Başbakan RTE, Irak ve Suriye sınırları boyunca, kaçakçılığı önleyecek, ilki Uludere’de, yeni sınır kapıları açılmasını Gümrük Bakanlığı’na emretmişti. Hani şu PKK’nin örneğin Hantepe’de şehitler verdiğimiz karakol baskınlarında kullandığı katır sırtında ağır silahları içeriye soktuğu Uludere’ye… Güneydoğu insanının düşük ekonomik gücünü yükseltmek yerine; kaçakçılığı sınır kapısı açarak önlemeye girişmek ve önleneceğini sanmak! Böylesi bir önlemi ancak AKP hükümeti düşünebilir, uygulamaya girişebilir! ??? AKP hükümetlerinin kaçakçılığı önlemeye yönelik aldığı karar ve önlemlerin hiçbiri ya gerektiği ölçüde uygulanmadı ya da yarı yolda, hatta işin başında ıskartaya çıktı. 2007 yılında hükümet kaçakçılığı önleyecek önlem olarak sınır ticaretine başlanacağını ilan etti. Sınır ticareti kaçakçılığını önleyemedi. Bir heyecan dalgası estirildi geçen yıllarda. Sınır bölgelerindeki verimli topraklarda mayınlar temizlenecek, topraksız köylüye dağıtılacak ve mayınları temizleyecek şirket, 44 yıl bu toprakları işletme hakkına sahip olacaktı. Bir İsrail firması talip oldu: Kıyametler koptu. CHP bu olanağı veren yasayı Anayasa Mahkemesi’ne götürdü, iptal ettirdi. TSK’ye başvuruldu. Mayınları temizleyecek araç ve gereçler için 35 milyon (daha sonra bir milyar) dolara gereksinildiği yanıtı alındı. İhaleye gidildi, sonuç yok! Şimdi son çareye başvuruyor hükümet. Sınır boyunca sınır kapıları açmak! Ama örneğin SuriyeIrak sınırı boyunca Türk topraklarında derinliği 30 km’lik bir “yasak bölge”; bu bölgeyi aşacaklara Suriye ve Irak topraklarını “tehlikeli bölge” ilan etmek! Kaçakçılığa bu ve benzeri önlemler aranmıyor. Ah’lar vah’lar.. oy ama oy’a karışıyor ve bu gidişle karışacağa benziyor. Başbakan imamdan olunca... Tabii ki “bilgi, görgü, deneyim” kazanmaları için ilk ve ortaöğrenim öğrencilerini umreye götürme kararı normaldir... Barajı kaldırılıp da imam hatipliden vali, kaymakam, yargıç, savcı yaptıklarına göre... Umre “bilgisi, görgüsü, deneyimi” de lazım... Silikon Vadisi’ne götürecek değiller... ? Alfabe de değişmeli, söylemiştik burada: “Ali taşı tut... Taşı şeytana at Ali... Ali taş at... At ali at... Emine hurma ye...” ? İlkellik ve çağdaşlık iki zıt yöndür... Toplumlar hangi yöne gitmek isterlerse oraya varırlar hacı... Hadi Çocuklar Umreye... Bu ülkenin sayısal çoğunluğu olmasa bile sandıksal çoğunluğu böyle istedi... Çişini tek başına yapmaya henüz başlamış çocukları umreye göndermeye kalkıyorlar, ne yapacaksınız?.. Yeni Türkiye’dir bu... Kişi başına geliri 25 bin dolar olduğu halde medenileşmeyi başaramamış tek ülke Suudi Arabistan’a bakıp görgülerini... Kadının araba kullanmasının yasak olduğunu görüp deneyimlerini arttırır çocuklar... Umre de... ? Eeee o zaman yeni ders müfredatı: Biyoloji; üflenmiş çamurdan insanın yaradılışı... Matematik; mümin başına düşecek huri sayısı... Askerlik; minareler süngü, camiler kışla, kubbeler miğfer, bildiğiniz gibi... Fizik; şeyh hazretleri uçmasına uçuyor da, sonra nasıl konuyor?.. Beden eğitimi; zaten şeytan taşlaması... ? Sonra kendi teröristinizin yerini ABD’ye sorup... İsrail programlı uçaklarla gelenleri vurduğunuzda da bakarsınız ki... Kendi köylünüz... Aynı çuvala konulmuş cesedin ayaklarından birisi 32, öbürü 46 numara olunca da gâvur bilim adamlarının DNA teknolojisine başvurursunuz... Utanmadan... Coğrafya dersine göre; rahmetliye cennetin istikametini imam göstermeden hemen önce... ? Yazık ediyorsunuz Türkiye’ye ya... Türkiye’nin bundan haberi yok... Fransa’ya Cezayir Ayarı Söker mi? “Kanunsuzlar/HorslaLoi” filmini gördünüz mü? Türkiye’de geçen güz aylarında gösterildi. Kaçırdınızsa, bir DVD’sini edinin ya da internetten bulup izleyin… Cezayir ve “soykırım” lafları ne zaman yan yana gelse; şimdi bu Rachid Bouchareb’in çarpıcı filmini hatırlıyorum. Cezayir asıllı Bouchareb’in yapıtı her ne kadar Gillo Pontecorvo’nun “Cezayir Muharebesi” kalibresine ulaşan bir başyapıt değilse de bir hayli sürükleyici ve etkileyici... Film 1920’lerde… Çoluk çocuklarıyla yaşayıp giden bir Cezayir ailesinin elinden; Fransız sömürgecileri tarafından topraklarının çatır çatır alınmasıyla başlıyor. Topraklarını üç gün içinde “Fransız efendilerine” devretmek ültimatomu ile yüz yüze gelen aile, beklenmedik biçimde dımdızlak ortada kalıyor… Arkalarında her türlü varlıklarını bırakan ve de bu ukdeyi her daim içlerinde taşıyan ailenin üç çocuğu üç erkek kardeş! daha sonraki yıllarda da “Setif katliamından” kıl payı kurtuluyor... Kimine göre “katliam”, kimine göre “soykırım” olarak adlandırılan ama her halükârda Cezayir bağımsızlık mücadelesini fitilleyen “Setif vahşetini”; filmde olabildiğince yalın ve çarpıcı bir kamera gözüyle izliyoruz… 8 Mayıs 1945’te, sivil halka Setif’te soğukkanlılıkla ateş açan Fransız yetkililerin silahlarından çıkan kurşunlarla; yollar, kahveler, evlerin içi ceset doluyor… 35 köylü için yasta olduğunu belirten sanıklar erteleme talep etti KCK sanıkları molası istedi MAHMUT ORAL ık Duruşmaya 97 san ı ile avukatları katıld gösteren, Arap harfleriyle yazılmış, ancak Kürtçe bir belgeyi sundu. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Menderes Yılmaz “Demagoji yapıyorsunuz. Kürtçeye bilinmeyen bir dil demedik. Bilmediğimiz bir dil dedik. Ama bu konuda dışarıda yalan söyleniyorsa ben ne yapayım?” diyerek Güngör’ü eleştirdi. Edepsizce tepki verdiler “Kardeşler” FransaCezayir ilişkilerinde dönemeç olan bu olayın ardından Fransa’ya kaçıyor ve orada yeraltında faaliyet gösteren “Ulusal Kurtuluş Cephesi/FLN” içinde; kısasa kısas göze göz, dişe diş!ölümüne bir intikam/kurtuluş/bağımsızlık mücadelesi sarmalının içine giriyorlar… “Kanunsuzlar”, bu tarihi geçmişi yer yer Hollywood kıvamında; perdeye taşıyan bir film… Türkiye’ye ikide bir “soykırım sopası” gösteren ve “Hadi bakalım bellek dersinizi yapın!” diye parmak sallayan Sarkozy’nin partisi UMP milletvekilleri bu Cezayir filmi için edepsizce kıyametleri kopardılar… 2010 Cannes Festivali’nin yarışma bölümündeki filmi görmeye gelen izleyiciler yer yer taciz edildi. “Fransa karşıtı filme paye verdiği” için; festival, öfke saçan Fransız protestocularının gösterilerine sahne oldu. İğneyi de çuvaldızı da yalnız başkalarına batırmakta üstlerine olmayan Fransızlar; geniş genel kamuoyları bağlamında da, film konusunda kapıduvar bir duyarsızlık sergilediler. Eleştirmenler filmi hak etmediği ölçüler ve biçimde! yerdi, beğenmedi, tu kaka etti vs… DİYARBAKIR Terör örgütü PKK’nin şehir yapılanması olduğu belirtilen KCK Türkiye Meclisi (TM) davasında sanık avukatları, müvekkillerinin Ortasu’da yaşamını yitiren 35 köylü için yasta olduğunu belirterek mahkemeden erteleme talep etti. Avukatlar, mahkemeye “Bilinmeyen dil” göndermesi de yaptı. Aralarında milletvekilleri, belediye başkanları, il ve belediye meclisi başkan ve üyeleri, gazeteciler, insan hakları savunucuları, avukatlar ve siyasetçilerin bulunduğu 104’ü tutuklu, toplam 152 sanıklı KCKTM davası, dün 33. oturumuyla devam etti. Diyarbakır Özel Yetkili 6. Ağır Duruşmada kendisi hakkında gösterilen bir belgeyi kabul etmeyen Yerel Gündem 21 Kent Konseyi Genel Sekreteri sanık Fethi Suvari, ilk önce Kürtçe “Böyle bir şey yok” dedi. Suvari’nin, başka bir belge gösterilmesi üzerine bu kez de dalgınlıkla Türkçe savunma yapması mahkeme heyeti ve salonda bulunanların gülüşmesine yol açtı. Mahkeme Başkanı, Suvari’ye, “Gayet güzel Türkçe konuştunuz” dedi. Suvari Kürtçe devam edince mikrofonu kapatıldı. Dalgınlıkla Türkçe konuştu Ceza Mahkemesi’ndeki dava nedeniyle çok geniş güvenlik önlemleri alındı. Oturuma 96’sı tutuklu 1’i tutuksuz toplam 97 sanık ile avukatları katıldı. Sanıkların tamamının aynı siyasi gelenekten geldiklerini, bu yüzden de hepsinin birbirini tanıdığını belirten avukat Barış Güngör, dosya kapsamında bir silah, çakı ve patlayıcının bulunmadığına işaret etti. Dosyanın siyasi bir yaklaşımın ürünü olduğunu ileri süren Güngör, “Bilinmeyen dilde bir belge sunacağız” diyerek mahkeme heyetine, müvekkili Osman Ocaklık’ın Kuzey Irak’ta yaptığı işi vukatlar hakkında suç duyurusu Avukat Feride Laçin hem sanıklarla ilgili hukuki olmayan delillerin dosyaya konulduğunu, bunların çıkarılmasını istedi. Bu arada mahkeme heyeti, bir önceki oturumda, sanıklarla salonu terk eden avukatlar hakkında suç duyurusunda bulundu. A ‘Vantrilok Sarkozy’ hesabına mı konuşuyor? Şimdi büyük ihtimalle “Vantrilok Sarkozy” hesabına konuşan Cezayir Başbakanı Uyahya’nın; “Türk yetkililer Fransa ile girdikleri soykırım kavgasında Cezayir’e gönderme yapmasın. Türkler Cezayirlilerin kanları üzerinden çıkar sağlamaya çalışmasın!” şeklinde beyanlarını okuyunca, Fransa’nın şu en yakın dönemde dahi bu konuda yapılan bir filme gösterdiği bu tahammülsüzlükler akla geldi… Bu tahammülsüzlüğü gösteren, uluslararası düzeyde “Cezayir soykırımı” laflarına eli kolu bağlı, tepkisiz kalır mı? Erdoğan ve Davutoğlu’nun; “Biz de orada burada Cezayir soykırımını konuşuruz” şeklindeki atıp tutmaları karşısında, Sarkozy belli ki hemen “Cezayir ilişkilerini” götüren ekibini devreye sokup, Cezayirli hükümet yetkililerinin kulaklarını çekmiş, muhtemelen şöyle bir direktif vermiştir: “Bu Cezayir meselesini derhal masadan kaldırın!” Değil mi ya? Bölgeyi tutuşturan “Arap Baharı” gibi çok daha acil ve öncelikli konular ortada dururken; Uyahya yoksa neden başka işi gücü yokmuş gibi, üstelik de kendi iç kamuoyu nezdinde zor durumda kalmasına yol açan açıklamalara yönelsin? Fransa; şunun şurasında Cezayir’in en önemli ticaret partneri. Halen Fransa’da en az! 2 milyon Cezayirli yaşıyor. Paris’in, Cezayir’de çok büyük yatırımları, hiç küçümsenmeyecek bir kültürel etkisi var. Çok sayıda Cezayirli, Fransızcayı anadili gibi konuşuyor. “İslamcı baskı” tehdidini yaşayan Cezayirli kadınlar; Fransa’ya, “kadınerkek eşitliği” gibi konularda, “özgürleştirici” güç/etmen konumuyla bakıyor… FransaCezayir bağları her şeye rağmen hâlâ çok sıkı ve yoğun. Sırf Davutoğlu ve Erdoğan “şak” istedi diye Cezayir, “tak” Fransa’ya soykırım savaşı açar mı? Açmak istese dahi; Cezayir üzerinde etki ve güce sahip olan Fransa; buna geçit verir mi? Fransa Ankara’nın hamlesini baştan savuşturmak adına ilk günden mutlaka Cezayir nezdinde oynatılması gereken tüm taşları yerinden oynatıp, gereken önlemleri almıştır. Benim merak ettiğim, bizimkiler acaba “Cezayir soykırımı” tehdidini savurmadan önce hangi önlemleri aldılar? Ankara’nın Sarkozy’ye karşı çıkartabileceği tek kart Müslüman Kardeşler bağlantısı ve “Ennahda” mıdır? 35 KİŞİNİN ÖLÜMÜ KOMİSYONA KABUL Mardin’de 15 gözaltı MARDİN (Cumhuriyet) Kızıltepe ilçesinde evlere yapılan baskınlarda, aralarında BDP İlçe Başkanı Seyfettin Ateş’in de bulunduğu 15 kişi gözaltına alındı. Sabah 06.30’da düzenlenen ev baskınlarında, Ateş, Mustafa Akgül, Burhan Abic, Mizgin Çokal, belediye meclis üyeleri Melek Kahraman, Sadiye Aslan, A. Rahman Demircan, Amina Abic, Hamdulla Tekin ve Adnan Irmak’ın da aralarında bulunduğu 15 kişi gözaltına alındı. Gözaltı gerekçesinin BDP’nin başlattığı “Kendimi ihbar ediyorum. Ben de bu suçu işledim, işliyorum” kampanyasında verilen dilekçeler olduğu öne sürüldü. 17 askere soruşturma açıldı MAHMUT ORAL Uludere’ye inceleme heyeti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, tutuklu ve hükümlülerin yakınlarının cenazelerine gitmesine ve hastalık durumunda ziyaretlerine olanak veren yasa önerisine, “tali komisyon” sıfatıyla, “genel uygunluk” yönünde görüş bildirdi. Yasa önerisi Abdullah Öcalan’ın avukatlarıyla görüşmesine de sınırlama getiriyor. Öneri sahibi AKP’li Doğan Kubat, sınırlamayı “Görüşmelerin terör örgütüne aracılık etme ilişkisine dönüşmesi durumunda hukukun bunu düzenlemesi kaçınılmazdır” diye savundu. Toplantının başında CHP Milletvekili Malik Ecder Özdemir, Uludere’de 35 kişinin öldüğü olayla ilgili komisyon olarak inceleme heyeti görevlendirilmesini istedi. Yasa önerisinin görüşmelerinden sonra yapılan oylamayla alt komisyon kurulması benimsendi. Çocuklara ‘devlet eli’ DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Diyarbakır Valiliği’nin, sokakta çalıştırılan veya risk altında olabilecek çocuklarla ilgili alınan idari tedbir kararı, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Buna göre, 18 yaşın altında çalıştırılan, dilendirilen ve taş veya molotof atan çocukların aileleri polis tarafından uyarılacak, buna rağmen çocuk o eylemi yapmaya devam ederse bu kez aileye 150 lira ceza verilecek. Bu da çözüm olmazsa, bu kez 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’na istinaden çocuk, ailesinden alınacak. DİYARBAKIR Şırnak’ın Uludere ilçesine bağlı Ortasu köyünde 28 Aralık gece saat 21:30 sıralarında 19’u 18 yaşından küçük olan 35 kaçakçının bombardımanda ölmesinin ardından, ortada yanıtlanması bekleyen sorular dururken, soruşturma cephesinde çarpıcı gelişmeler yaşanıyor. Gülyazı Sınır Alay Komutan Vekili Jandarma Albay Hüseyin Onur Güney görevinden alınırken, özel yetkili savcılık ise “kaçakçılığa göz yumdukları” iddiasıyla 17 rütbeli asker hakkında soruşturma başlattı. Olayın kendisi hakkında ise “gizlilik” kararı sürüyor. “İstihbaratın kimden geldiği, kurumlar arası bir zafiyetinin olup olmadığı, grubun askeri birlik tarafından saatlerce durdurulup durdurulmadığı” gibi soruların yanıtı ise yanıtlanmadı. Kadınlardan Uludere’ye dayanışma ziyareti İstanbul Haber Servisi Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM) üyeleri, Şırnak Uludere’de yaşamını yitirenlerin yakınlarıyla dayanışmak için Uludere’ye gideceklerini açıkladı. Taksim tramvay durağında açıklama yapan SKM üyeleri, 10 kişilik SKM heyetinin Uludere’ye Diyarbakır üzerinden bugün gideceğini belirtti. Ziyaret öncesinde açıklama yapan SKM Sözcüsü Birsen Kaya, yeni yıla acılar içinde girdiklerini söyleyerek, “Çoğu çocuk yaşta 35 Kürt köylüsünün katledilişine tanık oldu insanlık. Kamuoyunun baskısı karşısında, devlet soğuk, manidar ve ürpertici bir tutumla bombalamanın operasyon hatası olduğunu açıklamak zorunda kaldı. Bu, ne bir bilgi eksikliğidir ne istihbarat hatasıdır. Bu, savaşta ısrar etmektir” dedi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle