19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 8 EYLÜL 2011 PERŞEMBE [email protected] 14 KÜLTÜR Yılın en büyük güncel sanat olayı, 12. stanbul Bienali sanatseverlerle buluşmaya hazırlanıyor için geri sayım Şaire çirkin saldırı stanbul Modern Bahçe’deki ‘Sözünü Sakınmadan’ın bugünkü konuğu küçük skender Kültür Servisi İstanbul Modern Bahçe’de bugün saat 19.00’da yapılacak “Sözünü Sakınmadan” adlı edebiyat etkinliğinin konuğu şair küçük İskender hakkında, “Haber Vaktim” adlı sitede yayımlanan “İstanbul Modern’de Küçük İ. skandalı” başlıklı yazı kınandı.. İstanbul Modern ve Sabit Fikir tarafından düzenlenen “Sözünü Sakınmadan” etkinliğinin düzenleyicilerinden, internetin Türkçe kitap eleştiri sitesi sabitfikir.com’un basılı dergisi Sabit Fikir, konuyla ilgili olarak “tüm edebiyatseverler adına” yaptığı kınama açıklamasında yazıyı “yakışıksız ve provokatif” olarak niteledi. Açıklamada “Yıllardır edebiyat dünyasına önemli katkılarda bulunan değerli bir edebiyatçıyı ve özenle düzenlediğimiz bu etkinliği desteklemek için herkesi perşembe günü İstanbul Modern Bahçe’de buluşmaya davet ediyoruz” çağrısı yapıldı. “Haber Vaktim” adlı sitede yer alan yazıda ise “hem eşcinsel hem Kemalist” olarak tanımladıkları küçük İskender için “Edebi bir söyleşiden ziyade cinsel maceralarını anlatması bekleniyor” deniliyor ve şu ifadelere yer veriliyordu: “Küçük İ... şiirlerinde eşcinsel ve satanist temaları yoğun olarak kullanmasıyla dikkat çekiyor. Şiirlerinde küfür kullanmayı alışkanlık haline getiren, masum dimağları kirletme projesinin Türkiye temsilcisi Küçük İ’nin kötü bir Jean Genet taklidi olduğu edebiyat çevrelerinde çokça konuşuluyor...” Eleştirmen Semih Gümüş ve Ömer Türkeş’in her ay edebiyat dünyasından bir ismi konuk ettiği bu etkinliğe en son yazar Elif Şafak konuk olmuştu. Kültür Servisi İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından Koç Holding sponsorluğunda düzenlenen 12. İstanbul Bienali, 17 Eylül13 Kasım tarihleri arasında sanatseverlerle buluşmaya hazırlanıyor. İstanbul Bienali, İstanbul’u bir kez daha dünya sanat çevrelerinin ilgiyle izlediği bir sanat platformuna dönüştürecek. 12. İstanbul Bienali, dünya güncel sanat platformunun pek çok önemli adını İstanbul’da ağırlayacak. Uluslararası sanat çevrelerinden eleştirmen, küratör, müze ve galeri yöneticileri ile yabancı basın mensupları olmak üzere 4 bine yakın konuk İstanbul Bienali’ni görmek için açılış haftasında İstanbul’da olacak. Sanatsal ve küratöryel ifadenin asıl biçimi olan serginin önemine yeniden dikkat çekmeyi amaçlayan İstanbul Bienali küratörleri Adriano Pedrosa ve Jens Hoffmann, İstanbul Bienali’ni, yapıtların sunumuna ve birbiriyle ilişkisine öncelik tanıyacak biçimde, tek bir mekânda toplamayı tercih ettiler. Temmuz ayından beri çalışmaların sürdüğü İstanbul Bienali sergi mekânları Antrepo 3 ve 5’te hazırlıklar son hızla devam ediyor. Marta Roster Dora Maurer KübalıAmerikalı sanatçı Felix GonzalezTorres’in işlerinden esinlenen stanbul Bienali’nin sergi mekânları Antrepo 3 ve 5. Ünlü mimar Ryue Nishizawa, Antrepo 3 ve 5’i etkileyici bir sergi alanına dönüştürdü. Bienalde, 5 karma serginin yanı sıra 50’den fazla da kişisel sergi yer alacak. ya mimari tasarım çevrelerince günümüzün en önemli mimarlarından biri olarak kabul edilen Nishizawa, 1995’te, mimar Kazuyo Sejima ile birlikte kurduğu SANAA (Sejima ve Nishizawa ve İş Ortakları) mimarlık ofisinin yanı sıra 1997’den bu yana Nishizawa Ofisi’nin de yöneticiliğini sürdürüyor. SANAA’nın projeleri arasında New York’taki Yeni Günsel Sanat Müzesi (2007), Japonya’daki Güncel Sanat 21. Yüzyıl Müzesi (2004) ve Christian Dior ile Prada’nın butikleri bulunuyor. 2004’te Uluslararası Venedik Bienali’nde Altın Aslan Ödülü’nü kazanan Nishizawa mimarlık dünyasının en saygın ödüllerinden biri sayılan Pritzker Mimari Ödülü’ne değer görüldü. 20. yüzyıl güncel sanatının en önemli adları arasında sayılan KübalıAmerikalı sanatçı Felix GonzalezTorres’in, siyasal konuları ele alırken biçimsel yenilikçiliği kullanarak oluşturduğu sanat dili, 12. İstanbul Bienali’ne esin kaynağı oldu. 12. İstanbul Bienali, başlığının yanı sıra temalarında da Felix GonzalezTorres’in işlerinden esinleniyor. Bienalde “İsimsiz” (Soyutlama), “İsimsiz” (Ross), “İsimsiz” (Pasaport), İsimsiz (Tarih), “İsimsiz” (Ateşli Silahla Ölüm) olarak farklı temalar altında düzenlenecek beş karma sergiye ek olarak, bu sorunlarla ilgili tartışmaları daha da ileriye taşıyacak 50’den fazla kişisel sergi de yer alacak. Mercury Ödülü PJ Harvey’in Kültür Servisi Britanya’nın en iyi albümünü belirleyen Mercury Ödülü’nün bu yılki sahibi, “Let England Shake” albümü ile PJ Harvey oldu. Harvey, 20 yıllık bir geçmişe sahip olan ödülü ikinci kez kazanan ilk sanatçı oldu. Ünlü sanatçı yaptığı konuşmada “Ödül için herkese çok teşekkür ederim. Bu albümdeki çalışmam fark edildiği için çok mutluyum” dedi. Geçtiğimiz sene Mercury’yi “The XX” grubu kazanmıştı. Teresa Burga Mekân tasarımı Nishizawa’dan İstanbul Bienali’nin mekân tasarımını yapan dünyaca ünlü mimar Ryue Nishizawa, çelik ve alçıpan konstrüksiyonlarla Antrepo 3 ve 5’in içini etkileyici bir sergi alanına dönüştürdü. 2010 yılının Kasım ayında başlayan tasarım süreci boyunca Nishizawa, mekânda gezen seyircilerin karma ve solo sergileri birbirinden ilk algıda ayırabilmesi için bir yöntem üzerinde çalıştı. Benzersiz konumuyla İstanbul’a ve onun çokkültürlü yapısına, kaotik hayat tarzına uyum sağlayacak bir mekân tasarlamayı amaçladı. Mekânı, her sanatçıya maksimum özgürlük sağlayacak biçimde, her sanat yapıtı ayrı bir pavyonmuş gibi tasarladı. Nishizawa, İstanbul hakkındaki düşüncelerini şöyle ifade etti: “İstanbul birçok güzel camiye sahip bir şehir. Özellikle Ayasofya dünyadaki sayılı eserlerden... İstanbul yapıları bana yarı Asya stili içeriyormuş gibi geliyor. Sanki Asya ve Akdeniz tarzının bir karışımı gibiler. Bu şehirde özellikle Boğaz ve orta kısımdaki topografya çok hoşuma gidiyor. Umarım bir gün bu topografya ve denizi birleştirecek bir proje üzerinde çalışabilirim.” Henüz 40’lı yaşlarında olduğu halde dün Portakal’da biletler çiçek açacak Kültür Servisi 48. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde gösterilecek uzun metrajlı filmlerin bilet fiyatları belirlendi. Altın Portakal yönetimi, bu yılki teması “Ve kadın dünyaya dokundu” olarak belirlenen festivalin teması doğrultusunda kadın izleyiciler için bilet fiyatını 1 lira olarak belirledi. Festival yönetimi, bilet alan kadın izleyicilere çiçek de verilmesini kararlaştırdı. 814 Ekim tarihlerinde yapılacak festivalde, Antalya Kültür Merkezi’nde gösterilecek uzun metrajlı filmler için öğrenci biletinin fiyatı 3 lira, tam biletin fiyatı 5 lira olarak belirlendi. AKM salonlarında gösterilecek belgesel ve kısa filmler ise ücretsiz izlenebilecek. Japon yönetmen Sono Sion’un ‘Himizu’ adlı filmi 68. Venedik Film Festivali’ne ağırlığını koydu Cihan Demirci Ödemiş’te Kültür Servisi Mizah yazarı, karikatürist Cihan Demirci, İzmir 27. Ödemiş Festivali etkinlikleri kapsamında yeni karikatür kitabını imzalayacak. Cihan Demirci, “Gereksiz Taramalardan Kaçınamadım” adlı yeni karikatür kitabı ile diğer kitaplarını 9 10 11 Eylül’de saat 19.00 21.00 saatleri arasında imzalayacak. Antikdekor’un yeni sayısı çıktı Kültür Servisi Dekorasyon dergisi Antikdekor’un 126. sayısı çıktı. Bu sayıda müzayede haberlerinde Marilyn Monroe’nun meşhur beyaz elbisesi ve ünlü Hollywood Yıldızı Tony Curtis’in hatıra eşyalarının satılması konularına yer verilirken, Dr. Canan Cimilli’nin kaleme aldığı Topkapı Sarayı Harem Dairesi ile ilgili makalesi de yer alıyor. Pera Film sokağa iniyor Kültür Servisi Pera Film, yeni sezona Streetart İstanbul oluşumu ve İAF (İstanbul Animasyon Festivali) işbirliğiyle sunduğu “Streetart Filmler” başlıklı program ile başlıyor. 16 Eylül – 2 Ekim tarihleri arasında gerçekleştirilecek program, sokaktan çıkan ve sokağa dair olan farklı bir sanatın, yeniliklerini ve yaratıcılığını keşfe çıkıyor. Programdaki uzun metrajlı filmler “streetart” ve güncel sanat alanlarındaki başlıca sanatçılara dair belgesellerden oluşuyor. Sokak sanatçıları tarafından veya onlar üzerine hazırlanmış deneysel, belgesel ve stopmotion animasyon filmlerin yer aldığı, Roman Tschiedl ve Pertev Emre Taştaban tarafından hazırlanmış bir kısa film seçkisi de programa eşlik ediyor. 1 Ekim Cumartesi günü saat 18.00’deki kısa filmler seçkisi ardından Tschiedl ve Taştaban ile bir söyleşi gerçekleştirecek. (www.peramuzesi.org.tr) JeanMichel Basquiat Japonya’dan gelen ‘tsunami’ MEHMET BASUTÇU VENEDİK Sinema düzeyi doyurucu bir dizi filmin benzer heyecanlar yaratacak güçte olması nedeniyle paradoksal bir doyumsuzluk yaşanırken, Japonya’dan gelen “sinemasal tsunami”, her şeyi önüne katıp götürdü. Çağdaş Japon sinemasının ustalarından Sono Sion (1961) imzalı “Himizu”, güncelliği, felsefi boyutları, el attığı sorunsalların derinliği, anlatım dili ve estetik özgünlüğüyle festivale ağırlığını koyuveriyordu. Sono Sion, altı ay önce yaşanan deprem ve tsunami gerçeğini de filminin içine yedirmiş; ancak, yaklaşımı, bu tür felaketler karşında sıcağı sıcağına gösterilebilecek tepkilerden çok ötelerde, güncellikten alabildiğine bağımsız bir yaklaşım. “Himizu”, insanlığın bugün içinde debelendiği açmazları derinlemesine irdeleyen, vizyonu olan, alabildiğine karamsar, ama bir o kadar da insanoğluna umut bağlayan bir film... Ses bandında Wagner müziğinin gururlu hüznüne eşlik eden deprem ve tsunaminin derinlerden gelen boğuk sesi, en ölümcül bombaların kullanıldığı savaşların da sesidir. Televizyon haberlerine yansıyan Fukuşima nsanlığın geleceği tehlikede. Ancak ne oranda tehlikedeyiz ve kurtuluş nasıl gerçekleşecek? Sono Sion, bu temel soruları ‘sinemasal bir senfoni’ eşliğinde soruyor. nükleer santral kazasının yol açtığı radyoaktivite, güncel haberlerle sınırlı kalmayan çok boyutlu bir tehlikenin simgesidir... Genç kuşaklar, yaşadıkları güncel acıların ötesinde tedirgindirler, kızgındırlar, yılgındırlar. Adını Japonya’da çok sevilen bir mangadan alan filmin lise öğrencisi yeniyetme kahramanları, küçük yaşlarından beklenmeyen bir olgunluk sergilerler: Sumida, sorumsuz bir insan olan babasından nefret eder; onu öldürmek istemektedir. Kendisi de intihar düşüncesiyle boğuşup durur; rüyalarında kafasına bir kurşun sıktığını görür hep... Kendisine tutkun olan sınıf arkadaşı Chazawa, çok daha yapıcı, olumlu bir kızdır; durmadan Sumida’ya yardım eli uzatır... Doğal felaketler karşısında iyice serseme dönmüş olan yetişkinler ise, yakuzaların simgelediği toplumsal ve bireysel şiddete karşın, geleceği inşa edecek bu gençlere ne pahasına olursa olsun yardım etmeye çalışırlar... Sumida ile Chawaka neyi miras alacaklardır? Geleceği nasıl daha iyi bir dünyaya dönüştüreceklerdir? Şiirsel özgün estetiğiyle olağanüstü bir yaratıcı sinema dili sergileyen Sono Sion, bir önceki filmi “Cold Fish” (Soğuk Balık) ile yarattığı beklentilerin haklılığını kanıtlıyor. Çağdaş dünya sineması içinde çok farklı, özgün bir çizgiye gelip yerleşiveren “Himizu”nun genç yorumcularının da yönetmenle son derece uyum içinde, olağanüstü bir performans sergilediklerinin altını çizelim. Evet, insanlığın geleceğinin tehlikede olduğunu biliyoruz; ancak, ne oranda tehlikedeyiz? Kurtuluş nasıl gerçekleşecek? Sono Sion, bu temel soruları sinemasal bir senfoni eşliğinde sorarken, yaratıcı sinemasının sonsuz bir heyecan ve esin kaynağı olduğunu haykırıyor... Altın Aslan yarışının beğenilen bir başka adayı, çok yönlü bir sanatçı olan genç İngiliz yönetmen Steve McQueen (1969), erkeklerin cinsel sorunlarına beklenmedik bir açıksözlülükle çok daha mesafeli, hatta soğuk bir sinema dili eşliğinde eğiliyor. 30 yaşlarında yakışıklı bir genç adamın cinsel yaşamının otopsisini yaptığı “Shame”de (Utanç) sergilediği başarının gerisinde, bu son derece zor ve tehlikeli konunun kaygan zemininde dimdik ayakta kalabiliyor olması yatmakta. Steve McQueen’in, ilk filmi “Hunger” (Açlık 2008) ile Cannes’da Altın Kamera ödülü aldığını unutmayalım... Orhan Kemal Rusça da Kültür Servisi Orhan Kemal’in “El Kızı” kitabı Rusya’da yayımlanıyor. Kitap, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın “Teda Projesi” kapsamında Hyperıon Yayınevi tarafından yayımlandı. Yu Plotnikov’un Rusçaya çevirdiği kitapta otoriter bir annenin oğlunu baskı altına alarak gelinini evden uzaklaştırmak üzere yaptığı çeşitli entrikalar, dönemin toplumsal ve sosyal dokusu içinde anlatılıyor. Sinema söyleşileri başlıyor Kültür Servisi SAE İstanbul tarafından bu yıl ilk kez gerçekleştirilecek olan sinema söyleşileri, Zeynep Özbatur Atakan ile başlıyor. Yarın SAE İstanbul’da gerçekleşecek söyleşide, 2010’da Avrupa Film Akademisi tarafından “Eurimages Yılın Yapımcısı” seçilen Özbatur, katılımcılara dünyanın gelişmekte olan mesleklerinden biri olan yapımcılığı anlatıyor. Herkese açık kontenjanın sınırlı olması nedeniyle kayıt yaptırmak isteyenler SAE İstanbul’un internet sitesinden kayıt yaptırabilirler. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle