17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 6 EYLÜL 2011 SALI 12 DIŞ HABERLER [email protected] Hükümet, ablukayı BM Genel Kurulu üzerinden Uluslararası Adalet Divanı’na götürmeye çalışacak BM üzerinden Lahey planı ‘AKP hükümeti tribüne oynuyor, sonuç çıkmaz’ BAHADIR SEL M D LEK Dr. Karlı: Ciddi bir ekip oluşturulması gerekiyor Dış Haberler Servisi Galatasaray Üniversitesi Uluslararası Hukuk Kürsüsü’nden Dr. Mehmet Karlı, Lahey’deki mahkemenin önüne uzlaşmazlık götürmenin iki ana yolu bulunduğunu, Türkiye’nin Birleşmiş Milletler üzerinden konuyu gündeme getirmeye çalıştığını söyledi. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun sözlerini Cumhuriyet’e değerlendiren Karlı, bunun için Türkiye’den ve dünyadan uluslararası hukuk uzmanlarından oluşan çok ciddi bir ekibe ihtiyaç duyulduğunu vurguladı. Bir sorunun adalet divanına götürülmesinin bir yolunun iki ülkenin Divan’ın yetkisini ortaklaşa tanımaları olduğunu kaydeden Karlı İsrail ve Türkiye için bunun geçerli olmadığını belirterek şöyle konuştu: “Türkiye ve İsrail Uluslararası Adalet Divanı’nın yetkisini sürekli olarak tanımamışlardır, mevcut uzlaşmazlığı adalet divanına götürmek konusunda da belirli bir anlaşma yoktur. Bunun en iyi örneği şu, Yunanistan senelerdir Ege’deki uzlaşmazlığı Lahey’e götürelim diyor, biz karşı çıktığımız için götüremiyor. İsrail hayır dediği için biz de götüremeyiz.” BM şartının 96. maddesi ve Uluslararası Adalet Divanı statüsünün 65. maddesi uyarınca BM organlarının, her şeyden önce de asli olarak BM güvenlik Konseyi ve Genel Kurulu’nun Uluslararası Adalet Divanı’ndan tavsiye görüşü talep etme hakkı bulunduğuna dikkati çeken Dr. Karlı, şu görüşleri dile getirdi: “Güvenlik Konseyi’nden bir tavsiye kararı çıkması mümkün olmayacağına göre, Türkiye BM Genel Kurulu’ndan böyle bir karar çıkartacağım, dedi. Genel Kurul’un çoğunluğuyla böyle bir resolution kabul edilebilir ve adalet divanından tavsiye görüşü vermesi istenebilir. Bu konudaki en yakın ve en alakalı karar 2004 tarihli duvar kararıdır. Teknik olarak bakıldığında bunun adı tavsiye görüşüdür, görüş uzlaşmazlığa taraf olan ülkeler için bağlayıcı olmayacaktır. Fiilen bakıldığında ise, adalet divanı uluslararası camiya dönüp, uluslararası hukukun gereği budur dediğinde, bağlayıcı olmasa da fiiliyatta ağırlığı ve etkisi yüksek olacaktır.” Genel Kurul’da Adalet Divanı’na yollanacak soru metninin çok büyük önem taşıdığını vurgulayan Dr. Mehmet Karlı, çıkacak sonucun hem Türkiye’nin istediği gibi olması hem de Filistin davasına hizmet etmesi isteniyorsa, bunun için hem yabancı, hem Türkiye’den uluslararası hukuk uzmanlarının yer alacağı ciddi bir ekibe ihtiyaç duyulduğunu sözlerine ekledi. Hüsnü Mübarek yanlılarıyla mahkeme binası önünde çatışan devrik liderin karşıtları, polisle de karşı karşıya geldi. (Fotoğraf: AFP) ANKARA Türkiye’nin Gazze ablukasını “BM Genel Kurulu’na sunulacak bir tasarı” ile Lahey Adalet Divanı’na götürme formülü sonuç almaktan uzak görünüyor. Tasarının yazımına bu hafta başlanacak ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın nihai onayından sonra tasarı BM’ye sunulacak. Bu başvurunun ardından BM Genel Kurulu’nun Adalet Divanı’ndan “Danışma görüşü istemesi” gündeme gelecek. Ancak Lahey’den bu formülle çıkacak bir kararın BM üyesi ülkeler nezninde hiçbir bağlayıcılığı bulunmadığı gibi, “Danışma görüşüne” BM üyesi her ülkenin görüş bildirme şansına sahip olması nedeniyle İsrail’e yakın ülkelerin Türkiye aleyhine bir karar çıkarması riski de bulunuyor. Türkiye’nin Lahey konusunu güçlü ifadelerle gündeme taşıması, “AKP iç kamuoyunda tribünlere oynuyor” yorumlarını da beraberinde getirdi. CHP PM üyesi Uluslararası hukuk uzmanı Prof. Hüseyin Pazarcı ve emekli Büyükelçi Onur Öymen’in değerlendirmelerine göre Türkiye dava açacaksa, bundan sonuç alınması mümkün görünmüyor. Pazarcı ve Öymen’in değerlendirmeleri şöyle: Türkiye, divanın yetkisini hali hazırda tanıyan bir devlet değil. Böyle bir dava açılması nedeniyle, “tanıyorum” demiş olabilir. Ama karşı tarafın da İsrail’in de tanıması gerekiyor. İsrail’in böyle bir konuda divanın yetkisini tanıması olası değil. İki taraf da divanın yetkisini tanıyor olsaydı, ülkeler hazırlayacakları bir tahkimle Lahey’e gidebilecekti. Mahkemede ayakkabılar havada uçuştu Dış Haberler Servisi Mısır’ın devrik lideri Hüsnü Mübarek dün üçüncü kez yargı önüne çıktı. Halk ayaklanması sırasında güvenlik güçlerine protestocuların öldürülmesi emrini vermenin yanı sıra oğulları Ala ve Cemal Mübarek gibi yolsuzluk suçlamalarından yargılandığı davanın görüldüğü Kahire’deki mahkeme binası dışında ve içinde ise çatışmalar yaşandı. Mahkeme binasına girmek isteyen,Mübarek karşıtlarına polisin müdahale etmesi üzerine başlayan çatışmaların, Mübarek yanlılarının da dahil olmasıyla büyüdüğü, çıkan olaylarda en az 15 kişinin yaralandığı belirtildi. Bazı görgü tanıkları mahkeme salonunda taraflar arasında “ayakkabı savaşı” yaşandığını anlattı. Mahkemedeki müdahil avukatlarla protesto gösterilerinde ölen kişilerin yakınlarının, duruşma salonunda Mübarek’in bir posterini açarak slogan atan savunma avukatına saldırmasıyla başlayan olaylar üzerine mahkeme başkanının duruşmaya ara verdiği kaydedildi. Bina içinde çıkan çatışmalarda 6 kişi yaralandı. Polisin en az 12 kişiyi gözaltına aldığı bildirildi. Batı Şeria’daki gösteride Türkiye’ye teşekkür edildi. (AA) Hem Türk hem srail yolcuları şikâyetçi Dış Haberler Servisi Şeker Bayramı’nı İsrail’de geçirmek için bu ülkeye giden Türk turistler Tel Aviv Havalimanı’nda kötü muamele gördüklerini belirtirken İsrail basını da İsrailli turistlere Atatürk Havalimanı’nda “saygısızca” davranıldığını ileri sürdü. Turla İsrail’e giden Türk yolculardan bazıları Telaviv Havaalanı’nda üstleri defalarca aranan Türk vatandaşların özel bir odaya alınarak sorgulandığını belirterek kötü muamele gördüklerini iddia ederken İsrail Yedioth Ahronot gazetesi ise İsrailli yolculara da Türk polis memurlarının “saygısız” davrandığını yazdı. Atatürk Havalimanı Mülki İdare Amiri Vali Yardımcısı Ahmet Aydın, “İsrail’den gelenlere de farklı bir uygulama yok ama bazı ülkelerde Türk vatandaşlarına yapılan uygulamaları biz de onlara uyguluyoruz” dedi. İsrail’in, Türkiye Dışişleri Bakanlığı’ndan açıklama istediği ancak Türk tarafının konudan haberdar olmadığı iddiası da İsrail basınında yer aldı. ‘Etkisi yüksek olur’ srail’in rızası gerekiyor cak bir anlaşmada olduğu gibi böyle bir yetki tanınmışsa söz konusu olabilir. Aksi takdirde tek taraflı başvuru mümkün değil. İsrail kabul edip divana gitse bile Mahkeme, “Türkiye’nin bu konuda hukuki bir hakkı var mı” diye bakar, Gazze’ye abluka konusu doğrudan Türkiye’nin üzerinde hukuki bir iddiada bulunacağı bir konu değil, bu abluka vesilesiyle Mavi Marmara’ya yapılan eylemde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının zarar görmesi gibi yandan yollarla bunu yanıtlar ama iş buraya gelmez. Uluslararası hukukta, tek taraflı başvuru an HAMA VE HUMUS’TA OPERASYON “Danışma görüşünün istenmesi”. BM Genel Kurulu, BM Güvenlik Konseyi ve BM’nin bazı diğer organları, isteme yetkisine sahip. Güvenlik Konseyi’nden böyle bir talepte bulunulması mümkün değil, veto edilir, Genel Kurul’a gidildiğinde, “Danışma görüşü istenmesi” yoluyla adalet divanına götürülmesi olasılığı siyaseten olabilir. İsrail’in tutumundan memnun olmayan devletler, 3. Dünya ülkeleri var, karar genel kuruldan çıkabilir, oyçokluğu yeterli görülüyor. Bunun hukuksal ve teknik bazı engelleri çıkabilir, genel kurul bunu bazı devletler aracılığı ile değerlendirebilir, divana kadar götürülürse oralarda da söz konusu edilebilir. BM Şartı’na göre eğer bir konu Güvenlik Konseyi’nin Divana götürülmesinin bir başka yolu Aynı konuya bakamıyor önündeyse, genel kurul o konuya müdahil olamıyor. İkisi aynı anda aynı konuya bakamıyorlar. Gazze konusu Güvenlik Konseyi’nin önündeyse, genel kurlun önünde bir yetki sınırlaması ortaya çıkar. Divandan “danışma görüşü” istenmesi durumunda o konunun divan önünde taraflar arasındaki bir davanın konusunu oluşturmaması gerekiyor. “Danışma görüşü” istendiğinde de ne çıkacağı belli olmaz. Sadece ilgili iddia sahibi taraflar görüş vermez, bütün BM üyeleri verir. Kosova’da 42 devlet görüş verdi. Divan bunu da sorar. Birçok devlet görüş verdiğinde, Türkiye’nin görüşü lehinde ifadeler yer alacaktır ama muhtemelen tersi görüşü ifade eden Batılı devletler bulunabilecektir. Her şeyin tam istendiği gibi olacağını beklememek lazım. Onun da sonucu şudur, tavsiye niteliğindedir, devletleri bağlamaz. BM Genel Kurulu isterse, BM organları nezninde uyulması gerekliliği vardır, ama üye devletler bakımından değil. Pazarcı, bu tablo ışığında AKP’nin attığı adı Devletleri bağlamaz mı “Bundan ne çıkar? İsterseniz propaganda diyebilirsiniz. İç politikada tribünlere oynuyor, bir şovdur, gösteridir. Dava açarsanız, dava dilekçesindeki görüşleri propaganda malzemesi olarak kullanabilirsiniz. Bunun Türkiye’ye bedelinin nelere mal olduğunun hesabının yapılmadığını görüyoruz. İsrail’in uluslararası kamuoyunu etkileme gücünü görmezden geliyoruz” cümleleri ile değerlendirdi. Bu arada Bilkent Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi ve uluslararası hukuk uzmanı Prof. Dr. Yüksel İnan da ANKA’ya verdiği demeçte “tarafların yargı yetkisini tanımadığı bir durumda Türkiye’nin Uluslararası Adalet Divanı’na gitmesi, evet yapabilir ama sonuç alınmaz.. hükümet eğer bir şov yapmak istiyorsa bu başvuruyu yapar” dedi. Türkiye’nin başvuruyu yapması halinde ise, “Mahkeme yaklaşık 1 1.5 yıl sonra etkisiz olduğuna karar verir. Dolayısıyla bu yol Türkiye için kapalı bir yol” diyen İnan, ancak hükümetin bunu, “iç politikası için bir unsur olarak kullanabileceğini” ve bu eylemi bu şekilde gördüğünü sözlerine ekledi. Suriye’de asker savcıyı arıyor Dış Haberler Servisi Suriye ordusuna mensup askerler ile güvenlik güçlerinin dün Hama ve Humus kent merkezlerine saldırıya geçtiği bildirildi. Yerel Koordinasyon Komitesi sözcüsü Ömer Idlibi Kıbrıs Rum Yönetimi’nin başkenti Lefkoşa’da AFP’ye yaptığı açıklamada Humus’ta askerlerin açtığı ateşte en az 2 kişinin öldüğünü söyledi. Suriye askerlerinin dün, ülkedeki insan haklarını protesto etmek için istifa eden Hama kenti başsavcısı Adnan Bakur’u bulmak için Hama’da ev baskınları gerçekleştirdiği ve çok sayıda kişiyi gözaltına aldığı bildirildi. Suriye yönetimi, Bakur’un istifasını silahlı çeteler tarafından kaçırıldı şeklinde yansıtmıştı. Ancak Bakur, videoyla ilettiği mesajında yönetimin bu iddiasını yalanlayarak güvenli bir yerde olduğunu söyledi. Videoda, “Esad rejimi ve çetesindeki görevimden istifa ediyorum” diyen Bakur, konuşmayı kendi rızası ile yaptığını belirtti. Ülkedeki insan hakları aktivistleri, son 10 günde ordunun operasyonlarında Hama’da en az 100 kişinin öldürüldüğünü ifade etti. KARAR TEBL Ğ ED LD srail müsteşarı bakanlığa çağrıldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dışişleri Bakanlığı, İsrail’in Ankara Büyükelçiliği Müsteşarı Ella Aphek’e Türkiye’nin ilişkileri 2. kâtip düzeyine indirme kararını önceki gün tebliğ etti. Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgiye göre, Müsteşar Aphek önceki gün Dışişleri Bakanlığı’na çağrılarak Türkiye’nin İsrail ile ilgili kararları kendisine sözlü olarak tebliğ edildi. Ancak Türkiye’nin, yarına kadar Türkiye’yi terk etmelerini istediği İsrail’in Ankara Büyükelçiliği diplomatlarının, Türkiye’den ayrılmaları konusunda herhangi bir hazırlık yapmadığı belirtildi. İsrail Büyükelçiliği’nin bir yetkilisi, ikinci kâtip üzerindeki tüm diplomatların Türkiye’den ayrılmalarına ilişkin olarak “Herhangi bir hazırlık yapmadık. Yeni durumu inceliyoruz ve ne yapılacağı üzerinde düşünüyoruz” diye konuştu. Aphek’in Türkiye’den ayrılması durumunda, İsrail’in Ankara Büyükelçiliği’nde profesyonel diplomat olarak sadece sözcülük görevini de yürütmekle olan Nizar Amir kalmış olacak. Davutoğlu: Abluka illegal Gazze ve Batı Şeria’nın işgal altında olmasının yasadışı olduğunu belirten Davutoğlu ‘İllegal uygulamanın illegal bir ablukayla tahkim edilmesini hukuki görmek mümkün değil’ dedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Gazze ve Batı Şeria’nın işgal altında tutulmasının yasadışı olduğunu ve “Zaten illegal olan bir uygulamanın bir de illegal bir ablukayla tahkim edilmesinin ve bunun hukuki görülmesinin mümkün olmadığını” söyledi. Davutoğlu, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın özel temsilcisi Nebil Şaat ile resmi konuttaki görüşmesinin ardından yaptığı basın toplantısında, Gazze ve Batı Şeria’daki yasadışı uygulamanın sona erdirilmesi için “uluslararası alanda hukuki mücadeleyi sürdüreceklerini” bildirdi. Dışişleri Bakanı Davutoğlu, görüşmede iki konuya odaklandıklarını, birincisinin, Filistin devletinin BM’de tanınması olduğunu belirtti. “Filistin devletinin tanınmasının, Filistin halkına yapılmış bir lütuf olmadığının” altını çizen Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın özel temsilcisi Nebil Şaat ile biraraya geldi. (Fotoğraf: İLKİN ESKİPEHLİVAN AA) EYALET MECL S SEÇ M NDE HEZ MET Merkel iktidarı için zor günler OSMAN ÇUTSAY ‘Herhangi bir hazırlık yok’ Davutoğlu, Filistin devletinin tanınmasının Filistin halkının “en doğal hakkı” olduğunu söyledi. Davutoğlu, BM’de Filistin’in tanınması için en yüksek oyun çıkması için çalışacaklarını söyledi. Davutoğlu, Şaat ile ele aldıkları ikinci konunun; Türkiyeİsrail iliş Erdoğan’la görüşme Türkiye’nin, İsrail’e yönelik al C MY B C MY B kilerinde gelinen son durum ve Türkiye’nin aldığı kararlar olduğunu belirterek Nebil Şaat’ın Türkiye’nin kararlı tutumu için şükranlarını ifade ettiğini belirtti. dığı 5 yaptırım kararının ardından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile görüştü. Davutoğlu Şaat ile görüşmesinin ardından AKP Genel Merkezi’ne geldi. Erdoğan’ın dış politika danışmanlarının da katıldığı görüşme 1 saat 10 dakika sürdü. FRANKFURT – Federal Almanya’nın doğu eyaletlerinden ve Başbakan Angela Merkel’in de “memleketi” MecklenburgVorpommern’de pazar günü yapılan eyalet meclisi seçimleri, hem iktidar partilerine ağır bir hezimeti hem de “Merkel 2 yıl daha bu hükümeti sürdürebilecek mi” sorusunu gündeme getirdi. Faşist eğilimli NPD’nin yeniden barajı aşmayı başardığı, katılım oranının ise yüzde 51.4 olduğu seçim sonuçları, toplumun çoğunluğunun yüzünü sol eğilimli partilere döndüğünü gösterdi. SPD oyların; yüzde 35.7’sini, Sol Parti yüzde 18.4’ünü ve Yeşiller Partisi de yüzde 8.4’ünü topladı. Merkel’in partisi CDU ise yüzde 23’te kaldı. Hükümetin küçük ortağı liberal FDP ise yüzde 2.7’lik oranıyla barajı bile geçemedi. Merkel.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle