17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 EYLÜL 2011 CUMA CUMHUR YET SAYFA HABERLER 5 TBMM Başkanlığı komisyon çalışmalarını içtüzük yerine yönergelerle belirlemek üzere harekete geçti Bir Fotoğraf Bir Mektup... Esintili bir sonbahar sabahı... Foça’da Siren kayalıklarından denize bakıyorum... Mavi bir atlası andıran sular, karşıda mor dağlar, arkamda zeytin, badem ve incir ağaçları. Düşünceler ormanındayım yine... O fotoğrafa bir kez daha bakıyorum. Cebeci Asri Mezarlığı... Doğan Yurdakul... Sivil giysili jandarmalar... Toprağa verilen Doğan’ın eşi Güngör Yurdakul. Doğan, Silivri Cezaevi’nden Adalet Bakanı’nın izniyle çıkarılıp Ankara’ya geldi... Cezaevi aracıyla Esenboğa’dan evine, bir gün sonra yine aynı araçla, camiye ve mezarlığa... Doğan, eşinin mezarına kürekle toprak atarken arkada cezaevi aracı görülüyor. Burası Türkiye... Olur böyle şeyler... Demokrasi var ülkede, özgürlükler, insan onurunu çiğnememe kavramı. Aslında hepsi laf salatası! Palavra! İkiyüzlülük! Gözlerim mor dağlarda... Sisler içindeki yarımadanın ucunda Karaburun var. İçim sıkkın... Ne yazdığımın bile farkında değilim aslında. Doğan Yurdakul, Nedim Şener ve Ahmet Şık Silivri Cezaevi’nde aynı hücrede birlikte kalıyor. Odatv davasından tutuklu Soner Yalçın ve Barış gibi... Doğan’ın o fotoğrafını Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de görmüş. Gül’ün canı acımış, içi yanmış, çok üzülmüş. Gazetelerden okudum, TV’lerden izledim... Peki Cumhurbaşkanı ne yapmış? Bakanlarla görüşmüş, o kadar! İnsan onuru çiğneniyor Türkiye’de. Bir ülke düşünün ki, sabah akşam ileri demokrasiden ve özgürlüklerden söz edilecek... Eh, biz de inanacağız... İnanmazsak “dilimizi kesecekler” diye korkacağız ve bir köşeye sinip havadan sudan yazacağız. Yok öyle yağma! Bildiğimizi, gördüğümüzü, gerçekleri yazıp çizeceğiz... Zaten candaş, yandaş, dindaş zibidiler kadınerkek piyasada gazeteci kimliğiyle dolaşıyor ortada. Zibidiler verilen görevleri yerine getirip, malum televizyonlarda sabah akşam bu ülkenin solcularına, sosyalistlerine, yurtseverlerine saldırıyor. Bol para da kazanıyorlar bu işten... Dönem yalakalık, zibidilik dönemi! Bu arada şunu belirteyim: AKP yarın iktidardan düşse yandaş ve candaşlar “durumdan vazife çıkarıp” iktidara gelen partinin safında yer alıp aynı işi sürdürürler, hiç kuşkunuz olmasın. Biz onların abilerini, ablalarını iyi tanırız 12 Mart ve 12 Eylül’lerden... İmbat esiyor yazımı yazdığım saatlerde... Hava sıcak ama bunaltıcı değil. Çocukluğumun renk renk uçurtmaları, balonları geliyor aklıma. Gençliğimin Selimiye Kışlası, işkenceler, zindanlar... Ve Silivri’den Nedim’in yazdığı mektup... Türkiye’nin içinden geçtiği süreci yansıtıyor Nedim mektubunda. Bir başka Türkiye fotoğrafı çıkıyor Doğan’ın hücre arkadaşı Nedim’in mektubundan: “6 ay, fazlası var azı yok tam altı ay.. beton bir mezarın içinde canlı ama ölü gibi iddianamenin çıkmasını bekledim...” Mektubun tümünü okuyunca içim yangın yerine dönüşüyor birden. İçimde fırtınalar esiyor, isyankâr ruhum ayaklanıyor. 6 aydır tutuklu meslektaşlarım (elbet Balbay, Tuncay ve Hikmet Çiçek’i unutmadım, yıllardır zindandalar)... Hazırlanan iddianame... Silahlı terör örgütü savı... Peki duruşma ne zaman başlıyor? İki ay sonra! Türkiye gerçekten laik, demokratik bir hukuk devleti midir? Bu soruyu her bireyin sorması gerekir. Yandaşlar, candaşlar, dindaşlar sabah akşam Doğan’a, Nedim’e, Soner’e, Ahmet’e, Barış’a ve öteki meslektaşlarımıza saldırmayı sürdürüyor. Adlarını saydığım arkadaşlarım gerçek gazetecilerdir. Onları diri diri mezara gömüp mürekkep görünümünde çimento döküyorlar üzerlerine Nedim Şener’in deyişiyle. Onların sesine bir kulak versin bu ülkenin savcıları, yargıçları... Ne diyor Nedim: “Beni ve Ahmet’i silahlı terör örgütü üyesi yaptılar önce... İddianame çıktı; terör örgütüne yardım ve yataklıkla suçlanıyoruz.” Bir fotoğraf bir mektup... İçim acıyor içim! Meclis’i ‘bypass’ hazırlığı AYŞE SAYIN ANKARA AKP hükümetinin “kanun hükmünde kararname” formülüyle devredışı bırakmasının ardından, bizzat TBMM Başkanlığı, Meclis’i bypass ederek komisyon çalışmalarının “içtüzük” yerine “yönerge” ile düzenlenmesi için taslak hazırladı. TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in siyasi parti gruplarının görüşüne “TBMM Komisyonlarının Çalışma Usul ve Esasları Hakkındaki” 21 maddelik yönerge taslağında, TBMM İçtüzüğü’ndeki bazı hükümler daha AKP hükümetinin “KHK” formülüyle Meclis’i devredışı bırakmasının ardından, TBMM Başkanlığı da “çalışmalarında tereddütleri giderme ve uygulama birliği sağlama gerekçesiyle” komisyon çalışmalarını “yönerge” ile düzenlemek için taslak hazırladı. CHP ve MHP’nin karşı çıktığı taslakta, komisyonlardaki bağımsız üye sayısı arttırılırken, komisyonların basın tarafından izlenmesi de komisyonun “iznine” bağlanıyor. “açık” hale getirilirken, içtüzükte yer almayan düzenlemelere de yer veriliyor. Bu kapsamda halen 3 ihtisas komisyonunda bağımsız milletvekilleri temsil edilirken, AB Uyum Komisyonu ve Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu’nda da bağımsız milletvekilleri görev alabilecek. Taslakta, “komisyon çalışmalarına katılan” milletvekillerinin genel kurul çalışmalarında da “var” sayılması öngörülüyor. Bu da komisyonlarda daha fazla üyesi olan ve zaman zaman muhalefetin yoklama istemesi nedeniyle “karar yeter sayısı” bulmakta zorlanan iktidar partisine daha fazla avantaj sağlayacak. Taslakta, TBMM Başkanlığı bir süre önce de Meclis çalışmalarının “canlı” yayımlandığı Meclis TV yayınlarına sınırlama getirilmesinin ardından, yönergeyle parlamento muhabirlerinin komisyonları izlemelerinin “izne bağlanması” dikkat çekti. İçtüzüğe göre komisyonlar, basına açık veya kapalı toplantı yapmaya karar verebiliyor. Ancak yönerge taslağında, “parlamento muhabirlerinin” komisyonları izlemelerinin “izne tabi” olduğu yazılı hüküm haline getiriliyor. Yönerge taslağına, TBMM Başkanlığı’nın görüş istediği CHP ve MHP’den “Meclis çalışmalarının ancak içtüzükle düzenlenebileceği ve yönergeyle yapılan düzenlemelerin ‘içtüzük ihdası’ anlamına geleceği” gerekçesiyle olumsuz görüş geldi. CHP, TBMM Danışma Kurulu kararıyla komisyona havale edilen tasarı ve tekliflerin 48 saat beklenmeden görüşülebilmesine olanak tanınmasını ise “baskın komisyon toplantılarına” yol açacağı ve böylece “milli iradenin bypass edileceği” uyarısında bulundu. Ankara’ya sır ziyaret ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) 11 Eylül saldırılarının ardından ABD’de 16 istihbarat biriminin kurduğu Ulusal İstihbarat Teşkilatı’nın başkanı James Clapper, sessiz sedasız geldiği Ankara’dan sır görüşmeler yaparak ayrıldı. Hafta başında Ankara’ya gelen James Clapper’ın, başkentte yaptığı temaslar sır gibi saklandı. Clapper’ın, MİT ve emniyet yetkilileriyle bir araya geldiği tahmin ediliyor. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle