Katalog

9 AĞUSTOS 2011 SALI CUMHUR YET SAYFA [email protected] DIŞ HABERLER srail’den Türkiye’ye ‘kaba’ değerlendirme Dış Haberler servisi İsrail Başbakan Yardımcısı Moşe Ya’alon, Mavi Marmara saldırıları nedeniyle Türkiye’nin İsrail’den “özür” istemesini “kabalık” olarak nitelendirdi. İsrail radyosuna konuşan Ya’alon “ortada bir provokasyon var ve bundan Türk hükümeti de sorumludur” dedi. “Türkiye’den özür dilesek bile diplomatik ilişkilerin düzeleceğini sanmıyorum” diyen Ya’alon, bu açıklamasını İsrail parlamentosunda Sekizler olarak adlandırılan komitenin Türkiye’ye özür konusunda karar almadan dağılan toplantısı üzerine yaptı. 9 Siyahların polise yönelik kızgınlığı yayılarak sosyal patlamaya dönüştü Londra diken üstünde Dış Haberler Servisi İngiltere’nin başkenti Londra’da Tottenham semtinde suç zanlısı siyah bir gencin polis tarafından öldürülmesiyle başlayan ve iki gün süren öfke ayaklanması, başka semtlere de yayıldı. Yapılan yorumlarda isyanın “sosyal patlama”ya dönüştüğüne dikkat çekiliyor. Londra Metropolitan Polis Teşkilatı yetkililerinin “birbirini kopya eden suç eylemleri” olarak değerlendirdiği olaylar daha önce de benzeri kalkışmaların yaşandığı Brixton başta olmak üzere diğer semtlere de sıçradı. Yaser Arafat zehirlendi iddiası RAMALLAH (AA) El Fetih, Filistin lideri Yaser Arafat’ın ölümünden El Fetih’in eski liderlerinden Muhammed Dahlan’ın sorumlu olduğunu iddia etti. Dahlan’ın, Paris’teki tedavi gören Arafat’a ilaç süsü verilmiş zehir gönderdiği ileri sürüldü. Bu iddiayı doğrulayacak bir delil gösterilmedi ancak, Dahlan’ın Arafat’ın korumalarına zehirin konulduğu şişeyi yakmaları talimatı verdiği iddia edildi. 200 kişilik grup saldırdı genci öldürmesine tepki gösteren siyahların başlattığı ayaklanma, komşu semtlerin yanı sıra Londra’nın kalbi sayılan Oxford Circus ile zenginlerin semti olarak bilinen Chelsea’ye de sıçradı. şan 200 kişilik bir topluluk dükkânları yağmaladı. Polisin kopya eylemler dediği olaylar dizisinde eylemciler, Kuzey semtlerinden Waltham Forest de bir polis memuruna otomobille çarparak yaralarken, yine Waltham Forest ve Walthamstow semtlerinde 30’dan fazla genç dükkânlara saldırarak yağmaladılar. Sayıları 50’ye yaklaşan bir başka grup da Londra’nın kalbi olan Oxford Circus’da tahribat yaptılar. Eski başbakan Tony Blair’in evinin de bulunduğu Islington’da bir polis aracı saldırıya uğradı. Londra’nın en lüks semtlerinden Chelsea’da gruplar bir mağazaya zarar verdiler. Alışverişi zinciri Tesco’nun Bir polisin siyah bir Ayaklanmanın başladığı Tottenham semtine yakın olan nispeten kalkınmış Enfield semtinde de organize gruplar lüks mağazalara, tanınmış fastfood lokantalarının şubelerine ve bankalara saldırdılar. Siyahların en yoğun yaşadığı güney bölgesindeki Brixton semtinde de gençlerden olu Ponders End’deki şubesi de saldırıya uğradı ve soyuldu. Olayları değerlendiren üst düzey bir polis yetkilisi, “bu gruplar herhangi bir toplum ya da fikir adına bu eylemleri yapmıyorlar. Bu, topluma, ticarete, mülkiyete ve konutlara karşı bireysel saldırı eylemleridir” dedi. Tottenham’da iki gün önce başlayan polisi protesto eylemleri sonunda 100’e yakın kişi tutuklanmış, eylemciler çok sayıda işyerine ve eve saldırarak yağmalamıştı. Olaylar sırasında semtin dünyaca ünlü futbol takımı Tottenham Hotspur’ın bilet satış gişeleri de zarar görmüştü. İngiltere İçişleri Bakanı Teresa May’in tatilini kesmesine yol açan iki gün süreli ayaklanmalarda 35 polis memuru yaralandı. Polis yetkilileri ayaklanmada soysal medyadan ve diğer yöntemlerden yararlanıldığını kaydetti. Olaylar yüzünden bazı toplu taşıma araaçlarının seferleri kaldırıldı, bazı metro istasyonları kapatıldı. ‘Mübarek’in Kafesi’ ve Okurlar “Cumhuriyet”i yurtdışından da ilgiyle izleyen okurlar var… Arap dünyasından yazdığını düşündüğüm Omar Alhamss isimli okur; ‘80’lik Mübarek’in, “demokratikleşme adına”(!), sedyeyle demir kafes içinde mahkemeye çıkartılmasını eleştiren yazımı yadırgamış… Söz konusu yazı için; “Okurken çok şaşırdım” diyen Alhamss özetle “Bu kadar zalim bir diktatörün yargılanmasından daha doğal bir durum var mı?” diyerek ekliyor: “Mısır halkı göstermek istediğiniz gibi barbar demokrasi hak etmez bir halk olsaydı; bu adam (Mübarek!) o söylediğiniz demir kafes içinde olmazdı, parçalanmış cesedini bir tabut içinde bulurdunuz…. Takıldığınız demir kafese gelelim… Herhalde siz Mısır’daki mahkemeleri daha önce hiç görmediniz. Demir kafes her zaman vardır ve sanık bu kafesin içinde hep durur mahkeme sırasında. Kafes sadece bu adama mahsus bir şey değil ki… (Mısır’da) mahkemeler NORMALDE bu şekilde cereyan eder” diyor. Mektup daha çok uzun. Buraya, en önemli gördüğüm bu bölümü alıyorum. Fark ‘insan haklarına’ saygıda “Şark Usulü Demokrasiye Geçişin Resmi” başlıklı yazımın temelinde yatan eleştiri “zalim bir diktatörün yargı önüne çıkarılıp/çıkarılmaması” değil; “zalim bir diktatörün zalim bir şovla yargılanması” idi… Bu tür şovların, demokrasinin olmazsa olmazı sayılan “hukuk devleti arayışıyla” ilgisi olmadığını; “intikam”, “hesaplaşma”, “ahalinin gazını almayla” şartlandığını; bunun bir Mısır usulü “normalleşme” olduğunu söylemekteydim. Otoriter rejimden demokratik sisteme gerçek anlamda geçiş amaçlayan modellerde “geçmişe yönelik intikamcı yargılama” türlerine pek rastlamadığımıza değinmiştim. Okurumuz oysa Mübarek’in yargılanış biçiminde, “hukuka uygun olmayan” hiçbir boyut bulmuyor. Ona göre, “demir kafes” zira “Mısır’da öteden beri var” ve “mahkemeler NORMALDE zaten bu şekilde cereyan ediyor…” Bu, biraz bizim buralarda; hem demokrasiyi savunduklarını iddia eden ve hem de “Yargısız, uzun tutuklamalar Türkiye’de Silivri öncesinde de vardı. Bu konu niye şimdi bu kadar mesele ediliyor?” diyen hızlı liberallerin mantığına benziyor. “Şark usulü” dediğim “demokrasiye geçişin”(!) resmi tam da budur işte ... Mısır mahkemelerinin muhalifleri özellikle “küçük düşürmek” amacıyla “kafeslerde” yargıladığını, öğrendik; biliyoruz… Çok sayıda Türk gazetesi Mübarek davası için nitekim; “Şimdi kendi kafesinde!” “Bir zamanlar rejim muhaliflerini mahkemeye kafes kurdurtup yargılatırdı. Mısır’da kafes onun için kuruldu”, “Kafesin intikamı! Mısır’ın devrik lideri 30 yıllık iktidarında sanıkları küçük düşürmek için kullanılan kafese dün kendisi girdi” tarzında cümleler kurdu. Bu satırlardaki ana tema bir “adalet arayışı” değil, “intikam” ve “Bak gör işte, etme bulma dünyası!” anlayışı idi... TA NEA GAZETES N N DD ASI NPD’den yine ırkçı kampanya BERLİN (AA) Aşırı sağcı Almanya Milliyetçi Demokratik Partisi (NPD), 18 Eylül’de yapılacak olan Berlin eyalet meclisi seçimleri için yürüttüğü kampanyada yabancı düşmanlığı içeren seçim afişleri kullanıyor. Afişlerden birinde, üzerinde “memleketinize iyi yolculuklar” yazan ve uçan bir halının üzerinde oturan başörtülü bir kadın, sarıklı bir erkek ile siyah birinin çizimleri yer alıyor. NPD Genel Başkanı Udo Voigt’u bir motosikletin üzerinde otururken gösteren “gaz ver” yazılı afiş, Nazi dönemindeki gaz odalarını hatırlattığı için büyük tepki gördü. Partinin internet sitesinde yayımladığı bir videodaysa, ezan sesi eşliğinde başörtülü kadınlar ve Türk bayrağı gösterilerek, “Biz Almanlar kendi mahallemizde yabancı hale geldik” deniliyor. ‘Türkiye sınıra duvarı kabul etti’ MURAT LEM ATİNA Yunanistan’ın kaçak geçişleri önlemeye yönelik Meriç Nehri bölgesinde yapacağı tel örgüye ilk önce “Türk halkına hakaret” olarak karşı çıkan Türkiye’nin, geçen hafta sonu geri adım atarak 10.3 km. uzunluğundaki tel duvara onay verdiği öne sürüldü. Yunan Ta Nea gazetesinde yer alan haberde, geçen hafta sonu Türk Dışişleri, İçişleri ve Emniyet Genel Müdürlüğü yetkililerinin Yunanlı mevkidaşları ile yaptıkları görüşmelerde tel örgünün yapımı konusuna onay verdikleri kaydedildi. Ege’deki kaçak geçişlerin AB’ye bağlı FRONTEX güçlerinin devreye girmesiyle zorlaşması üzeri ne, insan tacirleri geçişleri Meriç Nehri’ne kaydırmışlardı. Meriç Nehri’nin yazın kuruyup geçişlere imkân sağlayan deltasına yakın olan Kastanies bölgesi ile Nea Vissa bölgesine kadar uzanacak olan 10.3 km. uzunluğundaki tel örgünün, çift sıra halinde, sağlamlaştırılmış tel bloklardan oluşağı belirtildi. Habere göre, tel örgü yaklaşık 3 metre yüksekliğinde olacak. İki örgü arasında 1.2 metre genişlikteki ara bölge, nöbetçiler ve kameralar tarafından sürekli olarak kontrol edilecek. Yaklaşık 5.5 milyon Avro tutarındaki tel örgü için Yunanistan AB fonlarından da yararlanacak. Mahkeme binası önünde Timoşenko yanlıları gösteri yaptı. (Fotoğraf: AFP) Timoşenko’ya özgürlük yok DEN Z BERKTAY 3 metrelik KİEV Rusya ile imzaladığı doğalgaz anlaşmalarında yetkisinin dışına çıkma suçlamasıyla yargılandığı Kiev Peçersk İlçe Mahkemesi tarafından tutuklanan eski Ukrayna Başbakanı Yulya Timoşenko hakkında mahkeme, tutukluluğun devamı kararı aldı. Kiev Patrikhanesi’nin başı Filaret Timoşenko’ya kefil olduğunu söylerken, kefaletle serbest bırakılması talebine mahkeme ret yanıtı verdi. AB Kiev Temsilcisi davanın kaygı uyandırdığını belirterek, Timoşenko’nun Rusya ile imzaladığı doğalgaz anlaşması sayesinde Avrupa’nın Rusya’dan doğalgaz sevkıyatının önündeki engellerin kalktığını söyledi. Mahkemede konuşan Timoşenko ise Moskova’nın verdiği desteğe şaşırdığını ve bundan memnun kaldığını söyledi. Cumhuriyet gazetesine açıklamada bulunan Ukrayna’nın tanınmış siyaset bilimcilerinden Volodimir Fesenko da, Timoşenko’nun henüz hüküm giymeden tutuklanmasının, Ukrayna yönetiminin Batı kamuoyundan gelecek tepkilerin şiddetine göre Timoşenko’yu mahkum edip etmeyeceğine karar vermek istemesinden kaynaklandığını ifade etti. Diğer taraftan Fesenko, Ukrayna’da toplumun yüzde 70’inin Timoşenko’ya olumsuz yaklaşmasından ötürü ulusal kahraman haline gelmesi olasılığının çok düşük olduğunu söyledi. Kafes değişmiyorsa... Demokrasiye geçişin oysaki bir “hesaplaşma” ve “intikam”; dolayısıyla “acıma/acımama” türü yaklaşımlarla ilgisi yoktur… Demokrasiye geçişin birinci dereceden öncelikli kaygısı geçmiş dikta/baskı dönemlerinden farklı olarak “insan haklarına saygı”dır. Demokrasiye geçiş döneminin, ahlaki bir üstünlüğü olacaksa; o üstünlük “insan hakları” konusunda özen göstermek ve fark yaratmaktan geçer. Demokrasiye geçiş hukuku, Mübarek hukukundan daha iyi olmayacaksa, ne anladık Arap Baharı’ndan? İçindeki insanlar değişirken, “kafes” kalıyorsa; sistem aslında değişmemiş olur. Sonuçta yapılan “şov”dur. Bizim coğrafyamızda ne yazık ki genelde olan hep budur. Biz hep kafesin içine giren çıkana bakar, “keser döner, sap döner; gün gelir hesap döner” tekerlemeleriyle teselli bulur; yürek soğutmaya bakarız. “Kafesle” uğraşmak, aklımıza pek gelmez. “Şark usulü demokrasiye geçişle” kastettiğim bu… İntikam ateşi yakmak kolay… Demokrasiye geçiş sürecinde “bir gelecek projesi etrafında” bir araya gelmek ise çok daha zor. Öncelikle özgürlüklerin inşasından geçen ve hukukun üstünlüğünü içeren! ayrıntılı bir projenin ortaya konması gerekiyor. Ve bir “uzlaşma kültürü”, “toplumsal barış kültürü” içinde, o projenin geniş kesimlerin desteğini alması bekleniyor.. Bu süreç Batıda, yüzyıllar aldı. Yakın dönemde yalnız İspanya, “geçmişin intikam tuzağına” düşmeden; böylesine büyük bir gelecek projesine odaklanabildiği için, demokratikleşmede başarılı oldu… Demokrasiye geçiş sürecini, değişik ülkelerde izleyen bir gazeteci olarak; Doğu ile Batı arasında görebildiğim en büyük perspektif farkı işte bu büyük “geçmiş” ve “gelecek” şartlanmasındaki pozisyon oluyor. Bu konuya fırsat buldukça tekrar dönmek istiyorum... İstanbul Üniversitesi’nden almış olduğum öğrenci pasomu kaybettim. Hükümsüzdür. Yasemin Öcal T.C. ÇERKEZKÖY İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN GAYRİMENKULÜN AÇIK ARTIRMA İLANI DOSYA NO: 2011/370 TALİMAT SATIŞI YAPILACAK TAŞINMAZIN CİNSİ, NİTELİĞİ, KIYMETİ, ADEDİ, ÖNEMLİ ÖZELLİKLERİ: TEKİRDAĞ İLİ ÇERKEZKÖY İLÇESİ KAPAKLI KÖYÜ 881 ADA, 3 PARSEL SAYILI 886,00 M2 ÜZERİNDEKİ 15/228 ARSA PAYLI, BLOK/KAT/GİRİŞB.B.NO: /ZEMİN+ASMA/ (BAĞIMSIZ BÖLÜM NO: 27) ASMA KATLI İŞYERİ NİTELİĞİNDEKİ TAŞINMAZ 90.000,00 TL. MUHAMMEN BEDELLE SATILACAKTIR. İMAR DURUMU: BİTİŞİK NİZAM 6 KAT TİCARİ, KONUT İMARLIDIR. HALİHAZIR DURUMU; TAŞINMAZ, BETONARME OLARAK İNŞA EDİLMİŞ BODRUM KAT+ZEMİN KAT (ASMA KATLI)+5 NORMAL KATLI B.A. YAPI TARZINDA İNŞA EDİLMİŞ BİNANIN ASMA KATLI ZEMİN KATINDADIR. İŞYERİ ZEMİN KATTA 86,00 M2, ASMA KATTA 64,00 M2 OLMAK ÜZERE TOPLAM 150,00 M2 ALANLIDIR. DEĞER TESPİTİ İSTENİLEN İŞYERİNİN KABA İNŞAAT HALİNDE OLDUĞU TESPİT EDİLMİŞ OLUP, NATAMAM VAZİYETTEDİR. İŞYERİ ŞEHİR MERKEZİNDE KAPAKLI BELDESİNDE SARAY KARAYOLUNA CEPHELİDİR. YOLU ASFALT OLUP, ELEKTRİK, SU, ÇÖP TOPLAMA GİBİ BELEDİYENİN HİZMETLERİNDEN YARARLANIR KONUMDADIR. HER TÜRLÜ ULAŞIM İMKANINA SAHİPTİR. SATIŞ ŞARTLARI VE GÜNLERİ; l) Yukarıda ayrıntıları ile belirtilen taşınmazın birinci satışı 23.09.2011 günü, saat 15.15’ten 15.25’e kadar, Çerkezköy İcra Müdürlüğü’nde açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen kıymetin %60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa bunların alacakları mecmuunu ve satış masraflarını geçmek şartı ile en çok artırana ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak kaydı ile aynı taşınmazın ikinci satışı 03.10.2011 günü saat 15.15’ten 15.25’e kadar, Çerkezköy İcra Müdürlüğü’nde açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada da bu miktar elde edilememişse gayrimenkul en çok artıranın taahhüdü saklı kalmak kaydı ile artırma ilnanında gösterilen müddet sonunda en çok artırana ihale edilecektir. Şu kadarki artırma bedelinin tahmin edilen kıymetin %40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi gerekir. Aksi halde satış talebi düşecektir. 2) Satışa iştirak edeceklerin muhammmen bedelin %20’si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir. Alıcı, istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. İhale damga resmi, tapu harç ve masrafları ve KDV alıcıya aittir. Birikmiş vergiler ve Tellaliye resmi satış bedelinden ödenir. 3) İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını dayanağı belgelerle birlikte onbeş gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4) Satış bedeli hemen veya verilen müddet içinde ödenmezse İcra ve İflas Kanunu’nun 133. maddesi gereğince ihale feshedilir. İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelinin yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile en ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca bir hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark varsa öncelikle teminat bedelinden tahsil edilecektir. 5) Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup, masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6) Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2011/370 talimat sayılı dosya numarasıyla Müdürlüğümüze başvurmaları ayrıca İİK’nun 127. maddesi gereğince, işbu satış ilanının, tapuda adresi bulunmayan ve adli tebligatı iade olan diğer ilgililer hakkında da tebligat yerine kaim olmak üzere ilarn olunur. 26.07.2011 (İc. İf. K.126) (*) İIgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. (Basın: 50227) Afganistan’da ikinci helikopter vakası Dış Haberler Servisi NATO ve ABD Afganistan’da geçen hafta sonu içindeki 37 asker ve bir tercümana mezar olan NATO helikopterinin düşmesiyle sonuçlanan olayın şokunu atlatamazken dün de ülkenin doğusunda ittifaka bağlı bir helikopterin “sert iniş” yaptığı bildirildi. Yetkililer can kaybının yaşanmadığı iniş sırasında bölgede “düşman faaliyeti” olmadığını savunurken, Taliban helikopteri düşürdüğünü ve içindeki 33 ABD askerinin öldüğünü iddia etti. Taliban, geçen haftaki olayla ilgili olarak helikopterin açtıkları ateş sonucu düşürüldüğünü açıklamıştı. C MY B C MY B