27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 9 AĞUSTOS 2011 SALI 6 HABERLER Ergenekon’un tutuklu sanığı, gazetemiz yazarı ve CHP milletvekili Balbay’a Silivri’de büyük destek vardı Memleketimden Utanç ve Övünç Manzaraları 2011 Ağustos başı itibarıyla memleketimden utanç manzaraları: 1 07.08.2011 tarihli Milliyet gazetesi haberi: İçişleri Bakanlığı, Dink ailesinin açtığı tazminat davasına verdiği temyiz dilekçesinde, Hrant Dink talep etmediği için, kendisine koruma verilmediğini ileri sürdü. İçişleri Bakanlığı’nın temyiz dilekçesinin neresinden başlamalı ki? Bir kere hepimiz biliyoruz, Hrant Dink tehdit altında olduğu yolunda, İstanbul Valisi aracılığıyla devlete başvurdu, “Hayatım tehlikede” dedi. Kendisine nasihat ettiler “Aklımı başına al” diye. Dünya âlem biliyordu Hrant Dink’in öldürüleceğini, Nedim Şener’in “Kırmızı Cuma”sında her şey açık açık yazılmış. Kaldı ki, AİHM’nin ve Danıştay’ın yaşamı tehdit altında olan yurttaşın korunması için talebin şart olmadığı yolunda kararları var. Yoksa yargı kararları AKP’nin İçişleri Bakanlığı’nı bağlamıyor mu? İçişleri Bakanlığı temyize gönderdiği dilekçede şunu demek istiyor: Devlet bazen yurttaşını koruma görevini unutur, ona görevini anımsatmak gerek. Böyle bir şey nerede görülmüş? İşte memleketimden bir utanç manzarası! 06.08.2011 Erzurum: Erzurum Yakutiye ilçesi Esat Paşa Yokuşu Sokağı’nda erkek arkadaşı İ.M. ile yürürken, etrafta kimse olmadığına gören Z.B. sigara yakıyor. Sigarasından birkaç nefes çekiyor ki, karşıdan gelmekte olan M.Y. ve B.G. “Sigarayı söndür terbiyesiz” diyerek, genç kadına saldırıyorlar. Birden etraf kalabalıklaşıyor, saldırıya uğrayanlar hemen yakındaki erkek öğrenci yurduna sığınıyorlar. Saldırganlar, iki arkadaşı korumaya çalışan polisleri de tartaklıyorlar. İstanbul’da belediye zabıtalarının masa avının birkaç gün sonrasında meydana gelen bu olayın failleri ellerini kollarını sallayarak şimdi Erzurum’da dolaşmaktalar. Gazeteler de olayın ardını bırakacak ve Türkiye’de ramazan ayı süresince, benzer olaylar birbirlerini izleyecek. “Laik devlet!” de “bu münferit bir olaydır!” deyip, oruç tutmama özgürlüğünü korumak için hiçbir şey yapmayacak. Çünkü AKP’ye göre böyle bir özgürlük yoktur ve bugün Türkiye’de AKP iktidarda olduğuna göre, oruç tutmama özgürlüğü mevcut değil. 06.08.2011 tarihli, İstanbul’da yayımlanan Yeni Şafak gazetesindeki Prof. Dr. Hayrettin Karaman’ın yazısı: “Bir Müslüman imkânlar ve şartlar elverdiği takdirde, İslam ahkâm, ahlak ve adabının hâkim olduğu, kimsenin aleni olarak bunları çiğneyemediği bir toplumda yaşamak ister. Yine imkân bulduğunda, şartlar müsait olduğunda, düzelteyim derken bozma ihtimali bulunmadığında, daha büyük sakınca doğurmadığında her Müslüman aleni (açıkça kamuya açık yerde) dine, ahlaka, âdaba aykırı bir davranışa, engellemek veya ıslah etmek maksadıyla müdahale etmekle yükümlüdür.” ...Durum böyle olunca, çoğulcu bir toplumda yaşayan Müslümanın farklı olanlarla zorunlu ilişkisinin adına ben ısrarla hoşgörü değil, tahammül diyorum.” Bu yazı ile ilgili olarak herhangi bir yorum yapmıyorum. Yalnızca “Erzurum’daki olayı ve bu yazıyı bir arada ele alın, bir de öyle bakın” diyorum. 08.09.2011 Cumhuriyet gazetesinden : “Doğum Gününde Yazarımıza Destek/ Balbay Yalnız Değil. Bugün CHP milletvekilleriyle okurları, 52. doğum yıldönümü dolayısıyla Mustafa Balbay ile birlikte olmak üzere Silivri’ye gidiyorlar.” Bütün bu hengamenin ortasında, 2.5 yıldır tutuklu bulunan Mustafa Balbay, baskıya zulüme, sivil darbeye karşı, demokrasi ve hukuk mücadelesini sürdürürken, direncinde en ufak bir tavsama olmadan 161 gündür tek başına yaşadığı hücresinde 52. yaşına girdi. Mustafa zulme boyun eğmeyişin, teslim olmayışın simgesi ve hepimizin övünç vesilesidir. Bunca utanç manzarasına karşı işte bu da memleketimden bir övünç manzarası. ‘İyi ki doğdun Balbay’ HAT CE TUNCER İkinci Ergenekon davasında 2 yılı aşkın süredir tutuklu bulunan gazetemiz yazarı Mustafa Balbay CHP İzmir Milletvekili seçildikten sonra ilk kez hâkim karşısına çıktı. Dün 51. doğum gününü cezaevinde kutlayan Balbay’a destek için 50’ye yakın CHP milletvekili duruşmada hazır bulundu. Duruşmada söz verilmemesi üzerine söyleyeceklerini kaleme alan Balbay, “Son aylarda yargı kararlarının kaos ortamı yarattığını görüyoruz. Yargı kararları hukukun varlığını hissettirmek, düzen sağlamak için vardır. Üçüncü yargılama yılına girerken bu yönde bir muhasebe yapmanızı dilerim” dedi. Çapraz sorgusu yapılan tutuklu sanık Mehmet Koral, “Bu iddianamenin nasıl hazırlandığını biliyorsunuz. Suçluysam verin cezamı. 32 aydır beni burada tutuyorsunuz” dedi. CHP’nin yemin etmeyen milletvekili İsa Gök de duruşma başlamadan gelerek, Balbay ile bir süre görüştü. Davaya 2 aylık aranın ardından devam edildi. CHP milletvekilleri Emine Ülker Tarhan, Oktay Ekşi, İzzet Çetin, Faruk Loğoğlu, Umut Oran, Muharrem İnce, Süheyl Batum, Tolga ‘SANIKLAR S Z YÖNLEND R YOR’ Balbay, duruşmada kendisine söz verilmemesi üzerine söyleceklerini yazılı olarak hazırlayıp avukatlar aracığıyla basına ve izleycilere iletti. Balbay’ın duruşmada yapmak istediği konuşma şöyle: “... Bugün 2. Ergenekon davasının 3 yargılanma yılına girildi. 20 Temmuz 2009’da 56 sanık, 1900 sayfa iddianame, 248 delil klasörü ile başlayan dava bugün 118 sanık, toplam sayfası 4 bini geçen 5 iddianame ve yaklaşık 500 delil klasörü ile devam ediyor. 2 yıllık yargılamada 126 duruşma yapıldı ve sadece 31 sanığın ön sorgusu alındı. Yani dörtte biri. Bu sorgular tamamlandıktan sonra delillerin değerlendirilmesi aşamasına geçilecek. Onun tamamlanmasının ardından her sanığın tek tek esas sorgusu yapılacak. Ardından karar verilecek. Üç ana aşamadan birincisinin dörtte biri tamamlanmış durumda. Yeni yargılama yılında bu süreci ve tutuklu yargılamayı gözden, vicdan süzgeçinden geçirmenizi dilerim. 1 milyon sayfayı çoktan geçtiğini tatmin ettiğim ‘delil klasörlerinde’ pek çok dosya var. Bunların büyük bölümü delil değil, dosyadır. Yani davaya deliller değil, dosyalar eklenmektedir. Ergenekon davalarında sanıklardan birinin verdiği farklı bir ifade dava seyrini etkileyebilmekte, hatta değiştirmektedir. Bunun nedeni davanın kapsamı büyük ama gerçek anlamda içerikten yoksun olmasıdır. Hukuksal zemininin olmamasıdır. Benzetmemi hoşgörünüz, bu anlamda siz sanıkları değil, sanıklar sizi yönetmekte ve yönlendirmektedir. ddianamelerde sanıklara yönelik suçlamaların başında ‘kaos ortamı yaratmak’ geliyor. Oysa son aylarda yargı kararlarının kaos ortamı yarattığını görüyoruz. Yargı kararları hukukun varlığını hissettirmek, düzeni sağlamak için vardır. Üçüncü yargılama yılına girerken bu yönde bir muhasebe yapmanızı dilerim. ... Yargının bu dava bağlamında heyetinizin böyle bir sorumluluk ve halk iradesine bağlılık duygusuyla karar vermesini dilerim.” Halk iradesine bağlılık malarını alıyoruz. Bu nedenle reddi hâkim talebiniz varsa alacağım, bunun dışında söz vermiyorum” diye konuştu.Avukatlar Dizdar ve Akalın, salonda tavandan aşağıya sarkan mikrofonlardan rahatsız olduklarını belirterek “Mikrofonlar kapalı mı” diye söz almadan bağırdılar. Başkan Özese, “Anlaşıldı. Mikrofonlardan rahatsız oldunuz. Savunma hakkınız ihlal edilmiyor. Sözlü sataşmaları kaydediyor. Kalabalık ortamlarda ses kayıt edilemiyor. Ancak az insanın olduğu ortamlarda kayıt yapılabiliyormuş. Bize böyle söylendi” diye açıklamada bulundu. Koral’ın çapraz sorgusu Çapraz sorgusu yapılan tutuklu sanık işadamı Mehmet Koral’a ise İbrahim Şahin ile ilişkileri konusunda sorular yöneltildi. Üye hâkim Sedat Sami Haşıloğlu, Koral’a askerliğini nerede yaptığını sordu. Koral’ın Ankara’da yaptığını söylemesi üzerine Haşıloğlu, “Ona aynen şeyde yaptığımı Mardin’de PKK’lıya yaptığımı yapacam, sokacağım ... RPG7’yi basacağım tetiğine aynen onu yapacağım” şeklindeki telefon dinleme kaydını okudu. Bunların şakalaşma olduğunu söyleyen Koral, “Burada bayanlar var. Bunları neden okuyorsunuz” dedi. Haşıloğlu, “Bayanların yanında nasıl konuşulacağını biliyoruz. Her şeyi okumadım, okuyayım mı? Askerliğinizi Ankara’da yaptığınızı söylüyorsunuz. Ama Mardin’de yaptıklarımı yapacağım diyorsunuz. Açıklar mısınız” dedi. Çandar’ın da aralarında bulunduğu 43 milletvekili duruşmayı izledi. Ankara Barosu Başkanı Metin Feyzioğlu ve bir grup avukat da duruşmada gözlemci sıfatıyla hazır bulundu. Basın Konseyi Başkanı Orhan Birgit, gazeteci Nail Güreli ve Türkiye Gazeteciler Federasyonu Başkanı Atilla Sertel, Yalçın Bayer, Yazgülü Aldoğan ile çok sayıda gazeteci ve meslek örgütü temsilcisi destek için duruşma salonunda yer aldı. Kutlama ile karşılandı CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay salonu tamamen dolduran izleyiciler tarafından bir ağızdan “İyi ki doğdun Balbay” şeklinde kutla ma ile karşılandı. Gazeteci Tuncay Özkan da izleyicilerin yoğun alkışları arasında salona girdi. Başkan Hasan Hüseyin Özese saat 09.45’te oturumu açtığı sırada Mustafa Balbay, el kaldırarak söz isterken avukat Ali Rıza Dizdar ve Yiğit Kazım Akalın da söz istedi. Ancak Başkan Özese, “Sanık savun Ergenekon duruşmasını izlemek üzere Silivri’ye gelen CHP’li vekillerden uyarı: KAMU DAVALARI AKP eliyle faşizme doğru AL AÇAR CHP’L KART, ERDOĞAN’A SORDU Şinal’in can güvenliği var mı? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Konya Milletvekili Atilla Kart gazetemize yapılan saldırıda bombaları polisten aldığını itiraf eden sanık Bedirhan Şinal’ın açıklamalarının ardından davanın temel dayanağının sarsıldığını belirterek, Başbakan Tayyip Erdoğan’a Şinal’ın can güvenliğinin sağlanıp sağlanmadığını sordu. Kart, TBMM’ye sunduğu soru önergesinde, Şinal’ın ifadelerinin yargılamanın seyrini etkileyecek önemli açıklamalar olduğuna işaret etti. Kart, Şinal’ın “bazı polislerin Cumhuriyet gazetesine atması için kendisine önce el bombası, daha sonra yapılan plan gereği molotofkokteyli verdiği”ni ayrıntılı bir şekilde anlattığını ifade etti. Şinal’ın sözlerinin doğrulandığı takdirde, Ergenekon iddialarının temel dayanağının büyük ölçüde kalkacağını ifade eden Kart, Erdoğan’a “Şinal’ın can güvenliğini sağlayacakmısınız? Can güvenliğinin sağlanamaması halinde, bu durum hükümetin, gerçeklerin ortaya çıkmasından korktuğu ya da gerçekleri kararttığı anlamına gelmez mi?” diye sordu. CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce, Ergenekon davasının görüldüğü mahkemenin çadır tiyatrosuna döndüğünü, içeride siyasi bir oyun oynandığını söyledi. İnce, “Türkiye hızla AKP eliyle faşizme gidiyor. Türkiye’nin direnen bir noktası kaldı o da CHP. Herkes şunu bilsin ki CHP direnmeye devam edecek. Bu arkadaşlarımızı burada bırakmayacağız” dedi. CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan ise, “Buraya tutuklu milletvekili arkadaşlarımızın yanında olduğumuzu göstermeye geldik. Darbe dönemlerindeki gibi infaz kurumlarındaki yargılama utancını bir kez daha gördük” dedi. Emine Ülker Tarhan, Süheyl Batum, Muharrem İnce, İsa Gök, Ali Özgündüz, Umut Oran, Oktay Ekşi, Nur Serter, Musa Çam ve Tolga Çandar’ın da aralarında bulunduğu 45 CHP’li vekil Ergenekon soruşturması kapsamında yargılanan gazetemiz yazarı ve İzmir milletvekili Mustafa Balbay ile Zonguldak milletvekili Mehmet Haberal’a destek vermek amacıyla duruşmayı izledi. Mahkemeye İstanbul, Ankara, İzmir, Çanakkale başta olmak üzere yurdun birçok yerinden yüzlerce yurttaş da geldi. Duruşma salonunda yer kalmayınca yurttaşlardan bazıları duruşmayı yere oturarak takip etti. Haberal davadan vazgeçti Haber Merkezi CHP Mersin Milletvekili İsa Gök, tutuklu vekil Mehmet Haberal’ın, tüm kamu, kurum, kuruluş, personeline karşı, adına açılmış bütün davalardan feragat ettiğini açıkladı. Gök, Silivri Cezaevi’nde Haberal ve Mustafa Balbay ile görüştü. Gök, “Biz Türkiye’nin milletvekiliyiz, milletimizin vekiliyiz, diyorlar. Cezaevinde milletvekilliği yapıyorlar. Gündemdeki her konuyla ilgili bilgi topluyorlar” dedi. Gök, “Haberal, avukatlarına ‘Anayasa bana sadece Zonguldak halkını değil, bütün milletimizi temsil etme yetkisini vermiş olması sebebiyle, avukatlarım vasıtasıyla tüm kamu, kurum, kuruluş, kamu personeline karşı adıma açılmış bütün davalardan 13 Haziran 2011itibarıyla feragat ediyorum’ demiş” ifadelerini kullandı. Balbay ve Haberal’ın yazma sıkıntısı çektiğini belirten Gök, “Bilgisayar kullanma imkanı verilmiyor. Yalnız daktilo (internet aparatsız) olarak kullanmak istiyorlar, cezaevi bunu bile vermiyor. Yaklaşık 1200 tane hükümlü ve tutuklu var. 2 bilgisayar var. Savunmalarını dahi yazamıyorlar” diye konuştu. ahkeme çadır tiyatrosuna dönmüş’ Duruşma öncesi dışarıda bekleyen yurttaşlar tarafından alkışlarla karşılanan milletvekilleri içeriye girerek duruşma salonundaki yerlerini aldı. Mahkemeye verilen aranın ardından dışarıda yaklaşık 10 milletvekiliyle birlikte gazetecilere açıklama yapan Muharrem İnce, Türkiye’nin bir hukuk devleti olmanın ötesinde bir diktatörlüğe doğru gittiğini vurgulayarak “Türkiye tek adamlığa doğru gidiyor. En acısı faşizme doğru gidiyor. AKP’nin medyası, sermayesi, üniversitesi, sivil toplumu, YÖK’ü ve Çankayası oldu. Hatta ve hatta yargısı oldu” diye konuştu. İnce, nöbetleşe olarak davaları takip edeceklerini, cuma günü ise hep birlikte yeniden mahkemede olacaklarını söyledi. Tarhan ise “Darbe dönemlerini aratmayan cezaevlerinde ve infaz ‘M CHP’li vekiller mahkemeye verilen aranın ardından basına açıklamalarda bulundu. Salona giremeyen yurttaşlar ise gökyüzüne saldıkları beyaz güvercinler, balonlar ve uçurtmalarla Balbay, Haberal ve Tuncay Özkan’ın serbest bırakılması taleplerini yineledi. Bursa’da da CHP kadın kolları Balbay ve Haberal’a mektup yolladı. Kadınlara milletvekili Sena Kaleli de destek verdi. (Sağda) (Fotoğraflar: VEDAT ARIK / AA) astanede olması gerekiyor’ lar olduğunu göstermeye çalışıyoruz. ” dedi. CHP’li vekiller daha sonra gruplar halinde Haberal ile gazeteciler Ahmet Şık ve Nedim Şener’i de ziyaret etti. Ankara Barosu Başkanı Metin Feyzioğlu da Yönetim Kurulu ve bir grup stajer avukatla duruşmayı izlemeye geldiklerini söyledi. Amaçlarının yargılamalarda yapılan ağır insan hakkı ihlallerine dikkat çekmek olduğunu belirtti. Feyzioğlu ve beraberindekiler daha sonra Şener, Şık ve Avukat Serdar Öztürk’ü ziyaret etti. CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan da Haberal’ın, bireysel olarak AİHM’de ihtiyati tedbir başvurusunda bulunduğunu kaydetti. Tarhan, Haberal’ın sağlık nedenlerinin cezaevinde kalmasına engel teşkil ettiğini söyledi. Bu başvurunun adil yargılanmanın gereği olduğunu ifade eden Tarhan, “Şartlar çok ağır, infaz kurumunda değil, hastane şartlarında olması gerekiyor” dedi. ‘H kurumlarında nasıl yargılama yapılırmış bunun utancını hep birlikte yaşayarak gördük” dedi. CHP milletvekillerinden bir heyet Ahmet Şık ve Nedim Şener’i de cezaevinde ziyaret etti. Eskişehir Milletvekili Süheyl Batum, Birinci Ergenekon davasına CHP’li milletvekillerinin destek vermediğinin anımsatılması üzerine Batum, “Biz siyasal olarak algıladığımız, doğrusunu söyleyeyim Recep Tayyip Erdoğan’ın faşizmini yerleştirmek amacına yönelik bü tün davalara destek veriyoruz” diye konuştu. Mahmut Tanal “Sayın Başbakan bu davanın savcısıydı. Acaba Deniz Feneri’nin de savcısı olacak mı?” dedi. ‘Silivri’de hukuk yok’ Mersin Milletvekili İsa Gök ise Haberal’ı cezaevinde ziyaret etmek için mahkemeden çıkışı sırasında gazetecilere yaptığı açıklamada, “Silivri’de hukukun olmadığını, milletvekili arkadaşlarımız yönünden kesinlikle hukuk dışı uygulama C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle