27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 AĞUSTOS 2011 PERŞEMBE CUMHUR YET SAYFA [email protected] EMEK 9 Toplusözleşme hemen şimdi MUSTAFA ÇAKIR Futbol Yorumları Hiç ilgim yoktur ama bu aralar futbol tartışma programlarını kaçırmıyorum. Doğrusu, terörle mücadelede asker yerine polis olsun mu, YAŞ kararları ne sonuçlar doğuracak, asker sonunda demokrat oldu mu gibi tartışmalardan daha eğlenceli. (Bu arada askerin demokrat olması gibi garip bir beklenti de ayrı tartışma konusu tabii...) Bazı yorumcular şike operasyonundan çok memnun. Hatta öyle coşuyorlar ki ligin tamamını içeri atsalar sevineceklermiş gibi görünüyor. Bazıları temkinli. Bu arada futbol programları artık şekil değiştirdi. Avukatlar, spor hukuku uzmanları da katılıyor. En çok da gazetelere yansıyan telefon konuşmaları üzerine tartışmalar beni eğlendiriyor. Hani, o onu demiş, bu bunu demiş türünden deliller var ya... Yorumcular bunlar üzerine epey bir konuşuyor. Ama sanırsınız kendileri hep telefonda ciddi ve net konuşan insanlar. Hatta o anda programda bile olur olmaz saçmalamıyorlar... Özellikle sanık avukatlarının hali daha üzücü. Çünkü onlar yorumcuların bildiği konuşmaları bile görememişler genelde. Müvekkillerinin tam olarak neyle suçlandığını bile bilemiyorlar. Ama olsun yorumcular biliyor. Tartışmalar genelde, “heralde çok önemli bir durum olmasa bu kadar önemli şahsiyet içeri alınmaz,” cümleleriyle bitiyor. Eskiden bizde “kader kurbanı” diye bir söz vardı. Adam alenen birini öldürüp teslim olsa ona bile bir saygı gösterilir, taammüden adam öldürmesi bile önemsenmezdi. Şimdi durum değişik. İçeri düştünüz mü yandınız. Herkes polis kesilmiş durumda. Anlayabildiğim kadarıyla bütün yorumcular durumun farkındaymış, ama bugüne kadar idare etmişler. Sonunda Cüppeli Ahmet Hoca da şike konusunda konuşmuş. “Bu top işleri fuzulidir diye kaç kere söyledim, dinlemediniz” diyerek son noktayı koymuş. ANKARA Memur konfederasyonları ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik maaş pazarlıkları öncesinde bugün ESK grev masaya oturuyor. 3 memur konhakkında ısrarlı federasyonu da bu yıl anayasada Üç konfederasyondan KESK, öngörüldüğü şekilde toplu götoplusözleşmenin yanı sıra “grev rüşme değil toplusözleşme yahakkı” da istiyor. KESK, bu tupılması konusunda birleşiyor. tumunu MemurSen’e de aktardı. Anayasada yapılan değişiklikKESK Genel Başkanı Lami le memurlarla hükümet araMemurların Özgen, MemurSen yönesındaki toplu görüşme bugün başlayan pazarlıklarında ticilerinin ziyareti sırasüreçleri de sona ersında, toplu iş sözleşdi. Ancak topluöncelikli gündem yasa. Konfederasyonlardan mesinin grevden basözleşme için yaKESK, “grevli toplusözleşme” istiyor. Toplantıda ğımsız bir şekilde desa değişikliğinin toplusözleşme için gerekli olan yasa ğerlendirilmemesi geyapılmamış oldeğişikliği üzerinde ilk değerlendirme rektiği söyledi. Hükümeması nedeniyle tin anayasada yaptığı toplu nasıl bir pazarlık süyapılacak. iş sözleşmesi düzenlenmesinin recinin yürütüleceği bede yetersiz olduğunu belirten Özlirsizliğini koruyor. Çalışma Bakanlığı’nın ka cuk’u ziyareti sırasında, toplu gen, aradan geçen on aylık zanun hükmünde karar görüşme sürecinin sona erdiğini, mana rağmen yasada gerekli name ile değişikliğe sı artık toplu görüşmenin adını bile uyum değişikliklerinin hâlâ yacak bakmaması nede anmak istemediklerini söyledi. pılmadığına dikkat çekti. Bugün kamu emekçilerinin niyle görüşmelerin ya Gündoğdu, ikincil mevzuat kosa değişikliği için Mec nusunda yüzde 80 oranında bir uz karşı karşıya bulunduğu tablo laşmaya vardıklarını, TBMM açı karşısında KESK olarak, diğer lıncaya kadar bunu yüzde 100’e konfederasyonlardan net tutum beklediklerini söyleyen Özgen, çıkarabileceklerini kaydetti. Gerekli yasal düzenlemenin “Mutlaka grevli toplusözleşekim ayı ortalarına kadar bile çı me talebi konusunda tutum karılabileceğini belirten Gün almak, ortak mücadele etdoğdu, “Sayın Koncuk ile ben mek gerekiyor” dedi. lis’in açılacağı ekim ayına ertelenebileceğine dikkat çekiliyor. Bu kapsamda memur konfederasyonları ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik bugün Üçlü Danışma Kurulu toplantısında bir araya gelecekler. MemurSen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, Türkiye KamuSen Genel Başkanı İsmail Kon zer bir yaklaşımı içindeyiz, toplusözleşmeyi olmazsa olmaz görüyoruz. Bu ümitlerimizi arttırmıştır” dedi. K SES: Çocuklar kâr hırsına terk edilmesin Bakan Sendikaları Neden Tehdit Etti? Ortada, yanlış anlaşıldı denilecek ya da anlamamış gibi davranmayı gerektirecek bir durum yok: Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik 27 Temmuz 2011 tarihli gazetelerde yer alan açıklamasında “ statistikler yayımlandığında Türk ş’in 1516 sendikası kalıyor. Hak ş, D SK tarihe karışmış oluyor” diyerek sendikaları açık bir biçimde tehdit etti. Bakan, SGK verileri dikkate alınarak yayımlanacak işkolu istatistiklerinde sendikaların yüzde 10’luk işkolu barajını aşamayacağını yani yetkisiz hale geleceğini söyleyerek sendikalara aba altından sopa gösteriyor. Bakanın elinde tehdit aracı haline dönen yetki meselesinin özü şudur: Mevcut yasaya göre, bir işçi sendikasının, bir işyerinde toplu iş sözleşmesi imzalamaya yetkili olabilmesi için önce faaliyet gösterdiği işkolunda çalışan işçilerin yüzde onunu üye yapması gerek. Sendikanın yüzde on barajını aşıp aşmadığı, yani işkolunda yetkili sendika olup olmadığı, her yıl ocak ve temmuz aylarında, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından ilan ediliyordu. Yayımlanan bu istatistikler gerçek sendikalı işçi sayısını yansıtmaktan bir hayli uzaktı. Bakanlık, en son istatistiği Temmuz 2009’da yayımladı. 2009’un Şubatı’nda da sendikalı işçi sayısının belirlenmesinde Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarının esas alınması yönünde bir düzenleme yapıldı. O tarihten bu yana sendikal örgütlenmenin önündeki yüzde onluk antidemokratik engeli kaldırmak yerine çeşitli yasal düzenlemelerle zamana oynandı, istatistikler açıklanmadı. Mevcut durum korundu. Şimdi bu durum, koz olarak kullanılarak sendikalara hiza verilmek isteniyor. Gelelim bu tehdidin neden yapıldığına... Aslında aynı açıklamada yer alan “Hükümet programına yazdık. Kıdem tazminatında fona geçiş sağlanacak” ifadesi, tehdidin amacını ortaya koyuyor. Kıdem tazminatı, kayıt dışı çalışanlar dışında 4857 sayılı yasaya bağlı olarak çalışanların tamamına yakınının sahip olduğu önemli bir hak. Bu hak tasfiye edilirken büyük bir itirazın ortaya çıkması mümkün. Hükümet, kıdem tazminatına ilişkin yapacağı değişikliği kabullenmeyen, itiraz eden, tabandan gelen baskı nedeniyle itiraz etmek zorunda kalabilecek olanlara peşin peşin gözdağı veriyor. Kıdem tazminatını fona devrederken “kazanılmış hakların korunacağı” vb. cilalı lafları tatmin edici bulmayanlara, bu hakkı kararlılıkla savunanlara “gereğini yaparız” demeye getiriyor. Milyonlarca çalışan için önemli olan kıdem tazminatı, emek cephesi için de savunulacak son kale anlamına geliyor. Bu kale de düştüğünde çalışanların önemli bir hakkı tasfiye edilmiş, çalışma yaşamında güvencesizliğin sınırları daha da genişlemiş olacak. Hükümetin yapacağı düzenlemeye onay vereceğini ilan eden Hakİş’i bir kenara bırakacak olursak, kıdem tazminatını “kırmızı çizgi” olarak ilan eden, “kıdem tazminatına dokunulmasını genel grev ilanı sayan” Türkİş’in ve DİSK’in bu tehdide pabuç bırakmaması gerekiyor. Aksi takdirde... Hıdır Doğan İstanbul Haber Servisi KESK’e bağlı Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) İstanbul şubesi üyeleri, AKP iktidarının toplusözleşme hakkı üzerinde oyun oynadığını, toplu iş sözleşmesinin görmezden geldiğini belirterek “Toplu görüşme değil, toplusözleşme istiyoruz” dediler. Çemberlitaş’taki İstanbul İl Sağlık binası önünde dün bir araya gelen SES üyeleri “Emekliliğe yansıyacak temel ücret”, “Çocuklar vicdanların insafına, özel sektörün kâr hırsına terk edilemez. SHÇEK yasası geri çekilsin”, “Grev haktır, yargılanamaz” yazılı döviz ve pankartlar açtılar. Grup adına açıklama yapan SES Bakırköy Şube Başkanı Hıdır Doğan, taleplerini özetle söyle sıraladı:  “Bu alanda örgütlü sen dikalara ‘toplu görüşme değil, toplusözleşme ve hemen şimdi’ uygulamasında ısrar etmeyi öneriyoruz. Temel ücret asgari 1600 TL olmalı.  4/B, 4/C, 4924, vekil, taşeron gibi istihdama son verilmeli, böyle çalışanların tamamı kadroya alınmalı.  Sağlık emekçilerine dayatılan günlük 9 saat mesai uygulamasına derhal son verilmeli, çalışma süreleri günde 7, haftada 35 saate, iyonize radyasyona maruz kalınan yerlerde çalışanların günlük mesai saatleri de günde 5, haftada 25 saate indirilmeli.  Meslek hastalıkları, iş kazası ve iş güvenliği ilgi ilgili önlem alınmalı, yasal mevzuatlar hazırlanmalı, kadına yönelik ayrımcılık kaldırılmalı. Ekinciler’de yüzde 20 zam AKIN BODUR Birleşik Taşımacılık Sendikası çalışma koşullarının aşırı zorlanmasının ZBAN’da kazalara davetiye çıkardığına dikkat çekti CDD ile İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin birlikte çalıştırdıkları Aliağa Cumaovası arasındaki İZBAN banliyö işletmeciliğinde son altı ay içerinde kırmızı ışık ihlali nedeniyle 7 defa kazanın eşiğinden dönüldüğünün ortaya çıkması, sendikanın bu konuda bir araştırma yapmasına neden oldu. Birleşik Taşımacılık Sendikası tarafından yapılan araştırmada, yetersiz eğitim ve deneyimin yanı sıra çalışma sürelerinin uzun tutulmasının kazalara davetiye çıkarıldığını ortaya koydu. Sendikadan Genel Sekreter Nazım Karakurt imzasıyla yapılan açıklamada, İzmir’de her gün yüz binlerce kişinin kullanmakta olduğu banliyölerde 83 bröveli makinistten 13’ünün kırmızı sinyal ihlali yapması nedeniyle yedek kadroya aldıklarını kabul ettikleri dile getirildi. T BTS: şçi yorgun çalışırsa kaza olur Kırmızı sinyalin; “önünde tren var, bekle” anlamında olduğu belirtilen ve 6 ayda yaşanan bu 7 ihlalin, 7 defa ciddi kaza yaşanmasından kıl payı kurtulunduğu anlamına geldiğine vurgu yapılan açıklamada şu noktalara dikkat çekildi: Sendikamızca yapılan inceleme sonucunda; İZBAN’da görev yapmakta olan makinistler 9.5 hafta süren hızlandırılmış trafik ve sürücü kursunun ardından göreve başlıyor. Oysa TCDD’de 78 yıl makinist yardımcılığı yapılmasının ardından ve sınavda başarılı olunmasının ardından makinist olunuyor. İZBAN’da çalışanlar yetersiz eğitim alıyor. TCDD’nin ilgili mevzuatına göre tek makinistle çalışmak mümkün değilken, İZBAN’da pek çok parkurda tek makinist çalıştırılıyor. Hız sınırlarına uyulmuyor. Makinistlik mesleğinin yorucu ve yıpratıcı olması nedeniyle çalışma saatleri TCDD’de 8 saatle sınırlandırılmışken, İZBAN’da makinistler günde ortalama 1213 saat çalıştırılıyor. TCDD’de kırmızı ihlal olaylarında kazaya sebebiyet veren makinist hakkında yönetmelik gereği uygulamalar hayata geçirilirken İZBAN’da kırmızı ışık ihlallerinin ardından ihlale sebep olan personel rehabilite edilmesi ve psikoteknik muayenesinden geçirilmek yerine kısa bir süre sonra yeniden göreve çağırılıyor. Sendika, İZBAN yönetimini gerekli güvenlik önlemleri almaya ve protokolün gereklerini yerine getirmeye çağırdı. İSKENDERUN Çelikİş Sendikası ile Ekinciler arasında süren toplu iş sözleşmesi görüşmeleri, anlaşmayla sonuçlandı. Sözleşmeye göre, çalışanların ücretlerine, ilk altı ay için yüzde 15 ila 20 oranında zam yapıldı. İkinci altı ay için enflasyon oranında ücret zammı öngörülürken, üçüncü ve dördüncü altı aylarda da (1 Ocak 2012’den itibaren) maaşlara enflasyon+refah payı 2 puan eklenecek. Çelikİş Sendikası İskenderun Şube Başkanı Cengiz Gül, imzalanan toplu iş sözleşmesi ile Ekinciler Demirçelik’te çalışan 700 işçinin otalama maaşının 1400 lira olduğunu söyledi. Sendika ile fabrika yönetimi arasında imzalanan toplu iş sözleşmesiyle Ekinciler Demirçelik’te çalışan işçinin yüzde 90’lık bölümünün maaşına yılın ilk altı ayı için yüzde 20 zam yapılmasının sağlandığı da ifade edildi. Casper işçisi 150 gün sonra kazandı DİSK/Birleşik Metalİş Sendikası’na üye oldukları gerekçe gösterilerek şubat ayında işten atılan yaklaşık 20 işçinin başlattığı direniş tazminatların ödenmesi ile sona erdi. İşten atılan işçilerden 9’unun başlattığı direniş, kıdem ve ihbar tazminatlarının ödenmesi ile 159 gün sonra sona erdi. Sendika tarafından yapılan yazılı açıklamada, “159 gün süren ve belli ölçülerde amacına ulaşması nedeniyle sonlandırdığımız bu direniş süresince direniş çadırında zor şartlarda mücadele eden üyelerimizden, ilgisini esirgemeyen değerli basın mensubu arkadaşlarımıza ve onlara maddi, manevi her türlü desteği veren, yüreği işçi sınıfının haklı mücadelesiyle dolan sendikacılara, partilere ve tüm emek dostlarına teşekkür ediyoruz” dendi. Fındık işçisi mağdur oldu Fındık toplamak için Doğu ve Güneydoğu illerinden Ordu’ya gelen işçiler, sezonun 10 gün sonra başlayacak olması nedeniyle mağdur oldu. Fındık işçisi sa Yanık, “En az 10 gün işsiz kalacağız. Çoluk çocuk Adıyaman’dan geldik. Moralimiz çok bozuk” dedi. L MANDA SEND KA MÜCADELES AB D N YAĞMUR Aydın; Kristal ş Eğitim Uzmanı MERSİN Mersin Uluslararası Liman İşletmesi’nin (MİP) taşeron firması, 35 işçinin işine ‘zarar ettiği’ gerekçesiyle son verdi. Liman A Kapısı önünde eylemlerini sürdüren işçiler, “Eğer biz işten çıkarılmasaydık 2 Ağustos itibarıyla grevimiz başlamış olacaktı. Şirket grevi kırmak için bizi işten çıkardı” diyor. Şirketin çalışmaya devam eden işçileri ise işten çıkarılan arkadaşlarının görevlerini yerine getirmeyerek iş yavaşlatmayla arkadaşlarına destek veriyor. 2007’de özelleştirilerek PSAAkfen ortaklığına devredilen Mersin Limanı’nda sendikal faaliyet tamamen sıfırlanmıştı. O tarihten bu yana limanda yeniden örgütlenme ve grev hakkı kazanmaya çalışan sendikaların girişimcileri, üst işveren olan Mersin Uluslararası Liman İşletmesi’nin taşeron firmaları tarafından engelleniyor. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle