27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 8 İstanbul PB Edirne PB Kocaeli Y Çanakkale PB İzmir B Manisa B Denizli B Zonguldak Y Sinop Y Samsun Y Trabzon Y Giresun Y Ankara PB 31 33 30 31 32 34 33 27 26 27 26 24 31 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars PB PB PB PB PB PB B B B A PB PB PB 29 30 29 37 35 35 41 39 38 40 34 31 32 HABERLERİN DEVAMI Oslo Y Helsinki B Stockholm B Londra Y AmsterdamY Brüksel Y Paris PB Bonn Y Münih Y Berlin B BudapeştePB Madrid B Viyana Y 24 22 23 24 24 25 27 26 24 25 26 32 23 Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Moskova Aşkabat Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Y Y A B Y B A A A A B B A 28 29 27 33 24 21 42 42 34 37 30 41 32 Ülkemizin kuzey kesimleri ile Doğu Akdeniz, parçalı çok bulutlu, Karadeniz kıyıları, Kocaeli, Sakarya, Kastamonu ve Artvin çevreleri sağanak ve yer yer gök gürültülü sağanak, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Yağışların Trabzon, Rize ve Hopa çevrelerinde kuvvetli olması bekleniyor. 4 AĞUSTOS 2011 PERŞEMBE TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 4 Ağustos GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada Kimi köşe yazıları övgü sınırını da aştı. Hani sıkılmasalar, son krizle Türkiye’nin TSK’nin işgalinden kurtulduğunu yazacaklar! Üstelik bu türden köşe yazıları, yandaş dediğimiz, hatta asker düşmanlığı tescilli dinci basında da yer almadı. Bu tür yazılar, bağımsız ve büyüklük iddiasındaki medyada yayımlandı. Örneğin RTE’nin “ağabey” dediği bir yazar: Askerin 2000’lerde kendi vesayetini sürdürmek istediğini ancak RTE’nin teslim olmadığını... ...Çankaya’daki AKP’li ile Başbakanlık’taki AKP’linin; “bugüne kadar demokratik hukuk devletinin yolunu tıkamış olan askeri vesayetin çözülüşüne giden yolların taşlarını döşediklerini” yazacak kadar yalakaya dönüşebildi. Medyamızda RTE’nin gelecek yıllara yaydığı asıl amacını yazan, yorumlayan yok! RTE’nin; imam hatipten gelenlerin muhtar bile olamayacağını söyleyenlere karşın başbakan olduğunu, hatta imam hatiplinin cumhurbaşkanı bile olacağını sık sık söylediğini unutmamak gerek. Kendi geleceğini işaret ediyor. RTE askerlerin “durumdan vazife çıkarma” sloganını bakın nasıl kullandı. Genelkurmay Başkanı ve komutanların görevden kendi istekleriyle ayrılmalarından “vazife” çıkardı. Masanın sağ ve solunda sıralanan orgenerallerin ortasına tek başına oturarak sivil ve askerin tek egemen, emredici gücü olduğunu kanıtladı. Medyamız kuvvet komutanlıklarına kimlerin geleceğini, Hasdal’daki 250 askerin durumunu tartışır, RTE’nin bugün demokrasiye yeni bir ivme kazandırdığını yazarken; Çankaya sevdasını ve Çankaya’ya çıktıktan sonra asker sivil, yürütmeden yasamaya kadar “başkan” olarak her alanda ipleri elinde tutmaya hazırlandığını tartışma gereğini bile duymadı... Neyse ki Batı medyası, RTE ile ilgili Türk medyasının konuşup yazamadığı olası “demokratik sakıncaları” irdeliyor. Batı basını bugünkü krizi demokratikleşme yolunda bir adım diye yorumlarken; RTE’den kaynaklanan kaygı ve kuşkuların altını çiziyor. Wall Street Journal; sivillerin askeri denetleme sürecinden bir otoriter model olarak çıkması olasılığını sorguluyor. Financial Times ise “RTE’nin başkanlık arzusu ve otoriter çizgisi düşünüldüğünde yeni anayasayı bu amaç doğrultusunda hazırlatabileceğine” işaret ediyor. Medyamızın özene bezene yer verdiği iktidar yorumları ise YAŞ’taki son oturma düzeninin gayet normal, doğru bir uygulama olduğunu savunuyor. Başbakan’ın çoook yakını yeni İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in YAŞ’taki oturma düzeninde RTE’nin yalnız olduğuna işaret eden eleştirilere verdiği yanıt; aksini savunanları uzun süre eğlendirecek, siyasal demagojiye örnek arayanlara herhalde taze malzeme olacaktır. Tartışmalara neden olan YAŞ fotoğraflarını alaylı bir ses tonuyla Bakan şöyle yorumladı: YAŞ’ta RTE yalnız değilmiş. Sağında solunda asker siviller varmış! Dış medya ise; son gelişmeleri ve YAŞ’taki tek başına duruşu sergileyen fotoğrafları RTE’nin siyasal ve kişisel sınırsız ihtirasının olası sonuçlarına işaret ederek yorumluyor. YAŞ’ta gövde gösterisi yapan RTE ile TSK’nin nereye varacağını kestirmek zor değil. Bir adım kaldı: Yakın gelecekte TSK, RTE’nin kumandası altındaki Milli Savunma’ya bağlanarak; yat deyince yatacak, kalk savaş deyince savaşacak sıradan bir müsteşarlığa dönüştürülür! Harp okullarında Kurtuluş Savaşı’nda askerin zaferler kazanmasını imamların sağladığını, namaz kılma, abdest alma kural ve koşullarını öğretecek yeni bir eğitim düzenine de geçilebilir. “Yıldırımlar yaratan nesillerin” duygularına amaçlarına tercüman olan Harbiye Marşı da değiştirilebilir… RTE Cumhuriyeti’ne doğru; olmazlar mutlaka olur, olurlar ise olmaz! ‘Polis kışkırtıyor’ Zeytinburnu’ndaki saldırıların linç girişimine dönüştüğünün altını çizen İHD, olayların emniyet güçleri tarafından tetiklendiğini ileri sürdü İstanbul Haber Servisi İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nin raporuna göre, Zeytinburnu’nda Kürtlere ait işyerlerine ve parti binalarına yapılan saldırılar, nefret söylemiyle beslenen linç girişimine dönüştü. Saldırılar organize ve planlı. Polis, saldırgan grubu uzaklaştırmada isteksiz davranıyor. İHD’nin Taksim’deki binasında yapılan toplantıda, 16 22 Temmuz 2011 tarihleri arasında yaşanan olaylara ilişkin raporu açıklandı. Raporda, 67 Eylül, Maraş, Çorum, Sivas ve Gazi olaylarında görülen kışkırtıcı söylemin, Zeytinburnu’nda da kullanıldığı belertilerek, şu tespitlere yer verildi: “Bu saldırı, Kürtlerde ayrımcılığa uğradıkları ve ötekileştirildikleri duygusunun gelişmesine sebep olmuştur. İnternet üzerinden yapılan ‘Kürtler 2 kişiyi öldürdü’, ‘PKK’liler gösteri yapıyor’ gibi söylemlerle, kalabalık grup, altı gün boyunca bir araya getirildi. Emniyetin pasif tavrı saldırıgözaltına alındığını, 8 kişinin ise tutuklandığını anımsatan Boğa, 130 aracın, 70’e yakın ev, işyeri ile 2 banka şubesinin de tahrip edildiğini belirtti. Boğa, “Endişelerimiz artmış durumda. Emniyet, olayları yatıştırmak yerine kışkırtıcı rol alıyor” diye konuştu. Boğa, Kaymakam’ın ise “Bir etnik çatışma riski var. Güvenlik önlemi aldık, ancak bir noktaya kadar başarılı olabiliriz. Yaşanan sorunların çözümü bizi aşıyor. Bu siyasilerin ve Meclis’in işi” dediğini aktardı. BDP Zeytinburnu İlçe Başkanı Nezir Erdemci’nin açıklamaları da raporda yer aldı. Erdemci, “Gözaltına alınan BDP’liler Terörle Mücadele’ye, saldırgan grup ise Asayiş Şube’ye götürülüyor. Saldırganların ellerindeki sopa, bıçak, pala, satır gibi aletler suç unsuru olarak görülmüyor. Kaygılarımız devam ediyor. Polisin kontrolü altında saldırgan grupların kümelenmeleri devam ediyor” dedi. AM RALLERE SU KAST DD ASI ‘Suçlamalar hayal ürünü’ İstanbul Haber Servisi Amirallere suikast iddiasına ilişkin Koramiral Deniz Cora ve kurmay Albay Ümit Metin hakkında “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan düzenlenen iddianame İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi. Cora ve Metin’in 15 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını isteyen Savcılık, dosyanın Poyrazköy davasıyla birleştirilmesini istedi. Cumhuriyet Savcısı Salim Duran’ın hazırladığı 13 sayfalık iddianamede, Koramiral Cora’nın Gölcük Donanma Komutanlığı’nda 6 Aralık 2010’da yapılan aramada ele geçen 5 No’lu hardiskte, ‘Özel Öğrenci Tefriki Hakkında’ adlı word belgesinde adının geçtiği belirtildi. Belgede, Kurmay Başkan Tümamiral Deniz Cora adıyla, Beylerbeyi Deniz Eğitim ve Öğretim Komutanlığı’na gönderilen Ağustos 2007 tarihli gizli yazıda, Poyrazköy davasında yargılanan teğmenlerin, Deniz Harp Okulu’ndaki öğrenim süreleri boyunca yönlendirilmesi faaliyetlerine devam edilmesinin istendiği öne sürüldü. Suikast planında ismi geçen amiraller Eşref Uğur Yiğit ve Metin Ataç’ın, Suga Harekât Planı’nda terfi etmesi planlanmayan amiraller arasında oldukları belirtildi. Koramiral Cora, ifadesinde, teğmenler Faruk Akın ve Sinan Efe Noyan’ı tanımadığını, teğmenlerin yönlendirilmesiyle ilgili dijital belgenin sahte olduğunu belirtirken, “Suikast suçlaması hayal ürünü” dedi. Metin de, “Düzenlendiği iddia edilen Suga planında görev almadım. İddia edilen tarihlerde, TCG Gaziantep komutanıydım. Sonra da tatbikatlara gittim” diye konuştu. HD’nin Taksim’deki binasında gerçekleştirilen toplantıda artan nefret söylemlerinin büyük bir risk olduğu vurgulandı. ların başlamasında etkili oldu. 8 Kürt, terör örgütü üyesi oldukları iddiasıyla tutuklanırken, 65 Türk milliyetçisi, Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı’nca ifadeleri alınmadan serbest bırakıldı. Emniyet amirinin ülkücü gruba, ‘siz dağılın biz onlara yeteriz’ demesi, Kürtler arasında güvensizlik yaratmıştır. Kürtlerin can ve mal güvenliği risk altındadır.” Derneğin İstanbul Şube Başkanı Avukat Abdulbaki Boğa, Zeytinburnu Belediye Başkanı Murat Aydın ve MHP Zeytinburnu İlçe Teşkilatı’nın, görüşme taleplerini kabul etmediğini söyledi. Zeytinburnu Kaymakamı Mustafa Dündar, BDP ilçe yöneticileri ile olayın mağdurlarıyla görüşüldüğünü kaydeden Boğa, “Olayların tamamen provakatif eylem olduğu, önceden planlandığı ve polisi de arkasına alan bir grup tarafından düzenlendiği ortadadır” dedi. Bir hafta süren saldırıda 2 kişinin ağır yaralandığını, 72 kişinin KCK davasında yargıçlarla baro avukatları arasındaki gerilim artıyor Mahkemede restleşme Mahkeme yargılamanın engellendiği gerekçesiyle Diyarbakır Barosu Başkanlığı hakkında suç duyurusunda bulundu. DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Terör örgütü PKK’nin kent yapılanması olduğu iddiasıyla süren KCK TM davasında Kürtçe ifade krizinin ardından önceki gün başlayan avukat krizi derinleşiyor. Mahkeme, avukat görevlendirmeyen Diyarbakır Baro Başkanlığı yönetimi ve avukatlar hakkında “yargılamayı engellediği” gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. Baro Başkanı Mehmet Emin Aktar, “Bizler duruşma salonunun eksiğini tamamlayan aksesuvar değiliz. Mesleğin saygınlığını zedeleyeceğime, burada sanık olmayı tercih ederim” dedi. Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın 25. duruşmasına sanıklar katılmazken, avukatlar Mehmet Emin Aktar ve Selçuk Kozağaçlı hazır bulundu. Mahkeme Başkanı Menderes Yılmaz, sanıklardan Muharrem Erbey’in baronun kullandığı Otomatik Avukat Atama Sistemi (OCAS) üzerinden sadece 6 avukata duruşmaya katılmaları için tebligat gönderebildiklerini belirtti. Diyarbakır Baro Başkanı Mehmet Emin Aktar, mahkemenin talebine karşılık hazırladıkları 5 sayfalık dilekçede, mahkemenin baroya yazı üslubunun, hukukçu nezaketini zorladığı belirtilerek “Savcılar ve hâkimler avukatların üstleri olmadıkları gibi, barolar da mahkemelerin isteklerini değerlendirmeden yerine getiren kalemleri değildir” denildi. K NC ERGENEKON ‘Suikast’ davası birleştirildi HAT CE TUNCER çözülmez’ ‘Tehditle Örgüt propagandası suçlaması Elinde bomba patlayan çocuğa dava Haber Merkezi Adana’da terör örgütü lehine düzenlenen izinsiz gösteride polise atmak istediği el yapımı bombanın patlaması sonucu sağ eli kopan M.A.A. adlı çocuk hakkında 19 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Adana cumhuriyet savcısı patlayıcı maddenin pet şişeye yerleştirildiğini, içine çok sayıda çivi konularak parça tesirli hale getirildiği belirterek, M.A.A. hakkında “terör örgütünün propagandasını yapmak, görevi yaptırmamak için direnme, tehlikeli maddeleri izinsiz bulundurma ve genel güvenliği kasten tehlikeye düşürme” suçlarından ceza istedi. Avukat Selçuk Kozağaçlı da avukatların davadan çekilmediğini, adil bir yargılama yapılmasını istediklerini ifade ederek “Bu dava hukuksal olarak bu şekilde yürütülemez. Avukatlar celseden çekilmişse, meslek onurları bunu zorunlu hale getirdiği içindir. Bizi tehdit ederek bu sorunu çözemezsiniz. Yargılamanın devam etmesini istiyorsanız müvekkillerimizi toplu halda duruşmalara getirin. Tozlu sandalyelerin avukatlığını yapmak istemiyoruz” diye konuştu. Kozağaçlı, yaşanan krizin aşılmasının en kolay yolunun, tutuklu müvekkillerinin tahliye edilmesi olduğunu sözlerine ekledi. Mahkeme heyeti, kısa bir aranın ardından, sanıkların tutukluluk halinin devamına, “yargılamayı engelledikleri” gerekçesiyle ise sanık avukatları ve OCAS üzerinden yapılan görevlendirmeye rağmen duruşmaya katılmayan 6 avukat ve mahkemenin talebine karşın avukat görevlendirmeyen Diyarbakır Barosu yönetimi hakkında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunmasına karar verdi. Mahkeme heyeti, duruşmayı erteledi. Esad’a tepki Suriye Dayanışma Platformu üyeleri, Suriye’nin stanbul Başkonsolosluğu önünde oturma eylemi yaparak ordunun Hama kentine girmesini protesto etti. Eylemciler, “Suriye kan ağlıyor”, “Beşşar Lahey’de yargılansın”, “Erdoğan: kinci Hama’ya izin vermeyeceğiz” yazılı dövizleri taşıdı. (AA) ran’ı protesto etmek için başlatılan eyleme son verildi Sınırda gerginlik bitti HAKKÂRİ (Cumhuriyet) Hakkâri’nin Yüksekova ilçesine bağlı Esendere Gümrük kapısında İran’ın PJAK operasyonunu protesto için sınırı geçmek isteyen, ancak izin verilmeyince çadır kurarak oturma eylemi başlatan BDP’liler basın açıklaması yaparak eylemlerine son verdi. İki gündür eylem yapan BDP’liler sınırı geçmek isteyince gerginlik yaşanmış, Türk ve İran tarafları karşılıklı olarak sınırı kapatmıştı. Eylem nedeniyle her iki ülke tarafında 1500’e yakın TIR mahsur kaldı. Bunun üzerine Hakkâri Valiliği jandarmaya müdahale emri verdi. Jandarma da sınır kapısının önüne set çekti. Yüksekova İlçe Jandarma Komutanı Binbaşı Tamer Bilican, BDP milletvekili Özdal Uçer ile görüşerek “Valinin talimatı var, çadırı kaldırmanız ve dağılmanız gerekir. Aksi takdirde müdahale edeceğiz” uyarısında bulundu. Bunun üzerine BDP’liler yaptıkları basın açıklamasının ardından, eylemlerine son verdi. Sivas Ermeni cemaati liderine planlanan suikastta Glock marka tabanca kullanılacağına ilişkin İbrahim Şahin’in yargılandığı iki sanıklı davanın dün ilk duruşmasında İkinci Ergenekon davasıyla birleştirildi. İddianamede İkinci Ergenekon davasında tutuklu bulunan eski Özel Harekât Daire Başkanvekili İbrahim Şahin’in, tutuksuz sanık Garip İrfan Torun’a Glock marka tabanca sattığı iddia ediliyor. Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, “hukuki ve fiili irtibatı olması nedeniyle” davanın İkinci Ergenekon davası ile birleştirilmesi yönündeki mütalaasını açıkladı. İbrahim Şahin “Bunların benimle alakası yok. Birleştirme istemiyorum” diye konuştu. Mahkeme ise dosyanın, aralarındaki hukuki ve fiili bağlantı nedeniyle İkinci Ergenekon davasıyla birleştirilmesine karar verdi. 8 Ağustos’ta devam edilecek olan İkinci Ergenekon davasında sanık sayısı 118’e çıktı. KAÇIRILAN ER N BABASI ROJ TV’DE ‘Dönmeleri için destek bekliyoruz’ Haber Merkezi Diyarbakır’da PKK’li grup tarafından 9 Temmuz’da kaçırılan askerlerden Uzman Çavuş Zihni Koç’un babası Roj TV yayınına telefonla bağlanarak “Çocuklarımızın sağsalim dönebilmesi için herkesten destek istiyoruz” dedi. Zihni Koç’un babası Veysel Koç, akan kanın durması için sivil toplum kuruluşlarına ve aydınlara çağrıda bulunarak, “Çocuklarımıza kavuşmak için her türlü katkıya hazırız” şeklinde konuştu. Diğer iki aileye de çağrı yapan acılı baba, “Kimse çocuklarımızdan bahsetmiyor” diyerek bir an önce harekete geçilmesini istedi. Aynı programına bağlanan sanatçı Ferhat Tunç ve İnsan Hakları Derneği Başkanı Öztürk Türkdoğan da bir heyet oluşturulması gerektiğini söyleyerek bu heyetin içinde yer alabileceğini belirtti. BDP’lilere hapis istemi DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’in de aralarında bulunduğu 98 belediye başkanı ve 8 il genel meclis başkanı hakkında, 4 Aralık 2009’da terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan’ın tutukluluk koşullarının düzeltilmesiyle ilgili yaptıkları açıklama nedeniyle “örgüt propagandası yapmak” suçundan 20 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. İddianamede, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Baydemir tarafından okunan basın bülteninde, “Çözüm için Öcalan’ın barışa ve çözüme katkı sunabileceği koşullar oluşturulmalı, olgunlaştırılmalıdır” sözüne dikkat çekildi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle