19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 8 İstanbul B Edirne B Kocaeli B Çanakkale B İzmir B Manisa B Denizli B Zonguldak PB Sinop Y Samsun Y Trabzon Y Giresun Y Ankara PB 29 34 30 29 31 32 35 25 26 28 28 29 29 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars PB PB Y B B B B B B B PB PB PB 28 30 30 31 34 33 36 36 35 36 27 26 28 HABERLERİN DEVAMI Oslo PB Helsinki Y Stockholm PB Londra B AmsterdamY Brüksel PB Paris PB Bonn PB Münih PB Berlin Y Budapeşte Y Madrid Y Viyana Y 19 18 18 20 18 21 20 21 23 18 26 27 23 Belgrad PB 26 Sofya B 28 Roma B 29 Atina B 31 Zürih Y 23 Moskova Y 21 Aşkabat A 30 Taşkent A 28 Baku A 28 Bişkek Y 21 Tiflis A 28 Kahire A 31 Şam A 33 Yurdun kuzey ve doğu kesimleri parçalı ve çok bulutlu, Orta ve Doğu Karadeniz, İç Anadolu’nun kuzeydoğusu, Sivas, Çankırı ve Yozgat ile Kastamonu, Sinop ve Erzincan çevrelerinin sağanak ve yer yer gök gürültülü sağanak yağışlı, diğer yerlerin az bulutlu ve açık geçeceği tahmin ediliyor. Yağışların Trabzon, Rize ve Hopa çevrelerinde kuvvetli olması bekleniyor. Hava sıcaklığı kuzey ve iç kesimlerde 35 derece azalacak, Marmara ve Akdeniz’de 13 derece artacak. 31 AĞUSTOS 2011 ÇARŞAMBA TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 31 Ağustos GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada töreninde teşrif buyurdu Bay Başbakan RTE! Medyamızda iki olayın katmerli sevinci. Evet ama; RTE, GATA’ya gitti diye, bir. Genelkurmay internet sitesinden 28 Nisan emuhtırasının kaldırılması. Bu da iki! Demek ki yanıldık: AKP mantığına göre bayram sayısı 4! Genelkurmay Başkanımız Org. Necdet Özel’in; Sabah’taki habere göre, emuhtırayı tarihe havale ederken Çankaya’daki AKP’liye gönderdiği; “O üzüntünüzü telafi ediyoruz” notu hayli ilginç. Bu; hükümetle gül gibi geçindiğini saklamayan genelkurmay başkanlarından Hilmi Özkök’ten sonra son Genelkurmay Başkanımızın da aynı yönde hamlesi değil mi? Askerin de sivilleşmesi hayırlara vesile olur inşallahhh! Org. Özel, 30 Ağustos mesajında; “Son dönemde terörle mücadelede yaşanan birkaç acı münferit olay karşısında TSK’nin gücünü sorgulamak isteyenler, onun üstün niteliklerini gölgeleyemez” dedikten sonra devam ediyor: “…moral ve disiplin değerlerini aşındıramaz.” Genelkurmay Başkanı acaba neden “TSK’nin moral ve disiplin değerlerinin aşındırılamayacağının” altını çizdi? Bir süredir değerleri yadsınamaz kişilerin TSK’de moral ve disiplinle ilgili kimi eleştirilerini yanıtlamak mı amacı? Org. Özel’in bu görüşü, herhalde önceki Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner’in karargâhta özeleştiri anlamındaki konuşmasına yanıt değildir. Org. Koşaner’in açıklamalarından pek çok saptama arasında; örneğin; “…emir komuta birliğinin bazen sağlanamadığı… tim komutanı mevzide silahını bırakıp da kaçarsa biz bu işi yürütemeyiz… çöken mevziler… kendi erimizi alnından vurduk” gibi çarpıcı olanlar da var. Oysa askerde moral ve disiplin tartışmaları önceki Genelkurmay Başkanı’nın açıklamalarından önce başladı. 13 askerimizin şehit edildiği (son bir buçuk ayda bu sayıya 51 şehit daha eklendi) geçen temmuzda CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu; terörle mücadelede silahın yanı sıra moralin de gerektiğine değinen demecinde haklı olarak önemli bir noktadan söz etti: “Siz eline silah verdiğiniz kişinin moralini altüst etmişsiniz. Mücadele edecek moral bırakmamışsınız. Herkes (orgeneralleramiraller, albaylar, astsubaylar) tutuklu, herkes hapiste. Bu moralle (asker) terörle mücadele edilmez” dedi. Askerdeki moral yitmesine değinen bu sözlere Başbakan, tabiatının emrettiği yanıtı verdi: “Teröre destek oluyor!” Oysa Mustafa Kemal, “Orduyu imha etmek için mutlaka subayları mahvetmek, aşağılamak lazımdır. Bundan sonra milleti koyun sürüsü gibi boğazlamakta engeller ve müşkilat kalmaz” diyor, 31 Temmuz 1920, Afyonkarahisar Kolordu Dairesi’nde subaylarla konuşmasında. Kılıçdaroğlu’nun sözleri mi askerin moralini bozuyor? Yoksa kimi iktidar sahiplerinin her fırsatta askeri aşağılayan demeçleri mi? Sormak gerek: (Odatv’nin 19 Haziran 2011’deki yorumunda değindiği gibi) Bir yandan askerler tutuklanıp askeri birlikler aranırken, diğer yandan Öcalan’la yapılan görüşmeler ve avukatlarının pazarlık açıklamaları Türk ordusunu etkilemiyor mu? Onlarda ‘Ben boşuna mı savaşıyorum’ duygusu yaratmıyor mu? Kendimizi kandırmayalım. Elbette morallerini ve görev yapma isteklerini yaralıyor. “Devlet büyüklerine (Çankaya’dakinin eşinin elini sıkmayan generali kastederek) selam vermeyenler, şimdi karşılarında şak diye selam duruyorlar... (28 Nisan muhtırasına hükümetin yanıtını yorumlarken) askere, otur oturduğun yerde sen benim memurumsun” diyen Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, askerin moralini etkilemiyor mu? Bunları yapmak ve söylemek askerde moral bozmuyor da, Kılıçdaroğlu’nun gerçeğe parmak basan sözleri mi askerin moralini bozuyor? Pes doğrusu! Kimi konularda yıldızımızın barışmadığı Ertuğrul Özkök; (26 Ağustos 2011 Cuma günü) yayımlanan “Duygusal Ricat” yazısında şu vurgulamaları yapıyor: “…Türk ordusunu darmadağın ettik… Hep birlikte, bu yüzyılın en başarılı ordularından birini, hezimete uğrattık… Oysa o ordu, Kurtuluş Savaşı’ndan çıkmış yepyeni bir ülkenin gururuydu… Bu ülkenin hâlâ güçlü bir orduya ihtiyacı var… Ve en ihtiyacımız olduğu bir sırada, o asker elinde gazlı bezle yarasını sarmaya çalışıyor… Tarih bir gün bunu böyle yazacak…” Bugün ülkeyi yönetenlerin orduyu öven, onurlandıran demeçleriyle gerçekler çatışıyor. Önceki Genelkurmay Başkanı’nın özeleştirileri, bugün askerin moral ve disiplin açısından hangi düzeyde olduğunun son kanıtıdır. Türk ordusuna yakışmayan eleştirilere vesile olanlar utansın! OKURA VE YAZIİŞLERİNE DİLEKÇE: Gelecek hafta pazartesiye kadar izin rica ediyorum. Salı günü kaldığımız yerden devam... Işık Koşaner’in istifasının ardından Orgeneral Necdet Özel’in Genelkurmay Başkanlığı’na getirilişi sırasında Başbakanlık ve Çankaya Köşkü’nde saatler süren ikili ve üçlü zirveler gerçekleşmişti. O dönem, bu toplantıların ana konusunun yeni atanacak kuvvet komutanları ve Balyoz davası sanığı 14 amiral ve generalin durumuyla ilgili olduğu ileri sürülmüştü. Aradan geçen bir aylık sürede yaşananlardan anlaşılan o ki, o zirvelerde, hükümetin bugüne kadar hayata geçirilmesini bir türlü sağlayamadığı bazı şekilsel düzenlemelerin Org. Özel’in Genelkurmay Başkanlığı döneminde yapılması noktasında önemli bir uzlaşıya varılmış. 30 Ağustos’tan SivilAsker Manzaraları Doğruların Arasındaki Yanlışlar andaki TSK yönetimi, Genelkurmay Başkanlığımız, bu adımı atmıştır. Dolayısıyla olması gerekeni yerine getirdikleri için ben kendilerini kutluyorum” sözleri demokratik açıdan talihsizliktir. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nın, kendisine bağlı görev yapmış olan iki Genelkurmay Başkanı’na söz geçiremediğinin daha açık bir itirafı olamaz. Resmi bayram kutlamalarına ilişkin eski Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Güven Dinçer’in şu sözlerine devlet yöneticilerimizin kulak vermesinde fayda var: “Cumhuriyetimizin tüm kurumları, 23 Nisan’da halkın meclisi olan TBMM’nin kuruluşunu, 30 Ağustos’ta Türk ulusunun bileğinin gücünün sembolü olan Türk ordusunun düşmanları yenerek bağımsızlığımızı sağlamasını ve 29 Ekim’de de Türkiye’nin yönetim biçimi olarak Cumhuriyetin benimsenerek ilanını kutlar. Kutlamalar gelenekselleşmiş protokol kuralları çerçevesinde TBMM’de Meclis Başkanı’nca, Genelkurmay’da Genelkurmay Başkanı’nca ve Cumhurbaşkanlığı katında da Cumhurbaşkanı’nca kabul edilir. Bu törenlerde kişiler değil kurumlar kutlanır.” aşbakan ne kadar demokratik? Türkiye’de sivilasker ilişkilerinin Batı demokrasilerindekine benzer olması herkesin ortak arzusudur. Ancak bu doğruya ulaşırken yapılan önemli yanlışları da görmezden gelmemeliyiz. Sıralamak gerekirse; 1. YAŞ toplantısına başkanlık eden Başbakan’ın masanın başında tek başına oturması doğru olan görüntüdür. Ancak, bu görüntünün verilebilmesi için Koşaner’in istifasıyla Genelkurmay Başkanlığı’nın boşaldığı günün beklenmesi yanlıştır. O görüntünün adı demokrasi değil olsa olsa fırsatçılık olabilir. 2. Eski Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt tarafından kaleme alınan 27 Nisan Bildirisi’nin Genelkurmay resmi internet sitesinden çıkarılması doğru bir yaklaşımdır. Ancak Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “Biz bu arzumuzu daha önce de önceki yönetimlere ifade etmiştik. Onlar bu adımı nedense atmamıştı ama şu B Özel, 30 Ağustos Zafer Bayramı mesajının içinde Türk halkının Ramazan Bayramı’nı da kutlayarak bir ilke imza attı. Jandarma Genel Komutanlığı görevi sırasında da Özel, Ramazan Bayramı mesajı yayımlamıştı. Laik bir ülkede, devlet yöneticilerinin dini bayram kutlaması ancak bir koşulla doğru bir yaklaşım olabilir: Gayrimüslim vatandaşların dini bayramlarını da kutlamaları şartıyla. Daha önce Hıristiyan ve Musevi kökenli vatandaşlarımızın dini bayramlarını kutladığına ilişkin bir kaydına rastlayamadığım Özel’in, laik bir ülkenin Genelkurmay Başkanı koltuğunda bu konuya mutlak hassasiyet göstermesi gerekir. Boğazı yüzerek geçtiler ÇANAKKALE (AA) Çanakkale Rotary Kulübü tarafından 25’incisi düzenlenen; Avrupa yakasında Eceabat İskelesi ile Anadolu yakasında Çimenlik Kalesi İskelesi arasındaki 3.5 millik parkurda yapılan yarışmaya, 196’sı yabancı 488 yüzücü katıldı. Varış noktasına ilk ulaşan sporcu, 42.01’lik derecesiyle Boran Erdugan oldu. 9 Ekim fotoğrafını görelim Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Erdoğan ile Org. Özel arasında, Genelkurmay Başkanlığı ataması sırasında varıldığı anlaşılan uzlaşının gerçek kapsamı 29 Ekim’de ortaya çıkacaktır. Bundan önceki genelkurmay başkanlarının hiçbiri Cumhurbaşkanı’nın eşi Hayrünnisa Gül’ün yer aldığı 29 Ekim resepsiyonlarına katılmamıştı. Bakalım Org. Özel’in tercihi ne yönde olacak?.. 30 Ağustos Zafer Bayramınızı kutlar, Şeker Bayramı’nı sağlık ve mutluluk içinde geçirmenizi dilerim. 2 Onların bayram şekeri esrar AKSARAY(AA) Aksaray Emniyet Müdürlüğü ekipleri, Irak, İran, doğu ve güneydoğu illerinden temin edilen yüklü miktarda uyuşturucunun İstanbul, İzmir ve Avrupa ülkelerine sevk edileceği bilgisine ulaştı. Polis, yaptığı teknik takipte, şüphelilerin aralarında “bayram şekerlerini yetiştirelim” dediklerini belirledi. Ekipler, 180 kilo kubar esrar ile birlikte 3 kişiyi gözaltına aldı. ül’ün tek tebrik yeri Çankaya’dır 3. Genelkurmay Karargâhı’ndaki tebrik kabulünde, protokol sırasında Genelkurmay Başkanı’ndan önde olan TBMM Başkanı ve Başbakan’ın bekletilmesi yanlıştır. Ancak bunun doğrusu, karargâhtaki törende tebrikleri Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün kabul etmesi değildir. Cumhurbaşkanı’nın tebrik kabul edeceği tek yer Çankaya Köşkü’ndeki 29 Ekim Cumhuriyet Resepsiyonu olmalıdır. Yoksa o yanlış mantığa göre, dün Anıtkabir’e de komuta kademesinin başında Özel’in yerine Cumhurbaşkanı’nın gitmesi gerekirdi. Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın ortaya çıkan bu garip durumu ‘normal’ olarak gösterme gayretleri de bir başka yanlıştır. G Namazda yaşamını yitirdi BURSA (Cumhuriyet) Bursada merkez Yıldırım ilçesi Selimzade Mahallesi’nde oturan Osman İneroğlu, Akbaşak Camisi’nde bayram namazını kıldığı sırada fenalaşıp yere yığıldı. Caminin dinlenme salonuna alınan İneroğlu, olay yerine gelen 112 Acil Servis ekiplerinin yaptığı müdahaleye rağmen kurtarılamadı. İneroğlu’nun geçen ay kalbinden rahatsızlanması sonucu küçük bir operasyon geçirdiği öğrenildi. kutlaması Komutanın ramazan 4. Genelkurmay Başkanı Org. YALÇIN AĞABEY’E VEDA Türkiye’nin en iyi foto muhabirlerinden Milliyet Gazetesi Fotoğraf Servisi Şefi Sevgili Yalçın Ağabeyimizi (Çınar) kaybettik. Ailesine ve Milliyet çalışanlarına başsağlığı dilerim. Pompalı dehşeti: 8 yaralı BURSA(Cumhuriyet) İnegöl ilçesinde yaşayan Hasan S. (42), aralarında husumet bulunan Nevzat ve Sedat T. kardeşlerle köy meydanında karşılaşınca aralarında tartışma çıktı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine, Hasan S, pompalı tüfekle kardeşlere ateş açtı. Saçmalar, kavgayı ayırmaya çalışan köylülerden 8’ini yaraladı. Kaçan zanlı jandarma tarafından yakalandı. MEB’in öğretmenler için hazırladığı kitapta, sorun çözümüne ilginç yöntem: İmamla ilişki kurun MAHMUT LICALI Gemi parçalarken yakalandılar Yurt Haberleri Servisi Bandırma Jandarma Komutanlığı ekipleri, 5 ay önce İstanbul Kartal Limanı’ndan kaçak olarak ilçeye bağlı Sahil Yeni köyü açıklarına getirilen “Nur” adlı kuru yük gemisini parçalamaya çalışan 9 kişiyi suçüstü yakaladı. Hurdaların nakledilmek istenen araçlara ve söküm malzemelerine el konuldu. ANKARA Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) öğretmen adaylarına yönelik hazırladığı “Hoş Geldin Öğretmenim” adlı kitapta, öğretmenlere imamla iyi ilişkiler kurması, okulun sorunlarını çözme sürecinde imamdan destek alınması öneriliyor. Kitapta, eski Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) İlköğretim Genel Müdürü İbrahim Er öğretmen adaylarına “(Köyün imamı) senin için çok önemli biridir. İmamla geliştireceğin iletişim hem köy halkının seni benimsemesi kolaylaştıracak hem de halkın okula olan ilkisini arttıracaktır” diye tavsiyede bulunuyor. Eski Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun döneminde Aralık 2010 tarihinde öğretmen adaylarına ve göreve yeni başlayan öğretmenlere yönelik hazırlanan “Hoş Geldin Öğretmenim” adlı kitapta özellikle taşrada görev yapan öğretmenlerin görev yaptıkları bölgenin imamıyla iyi ilişkiler kurarak, okulun sorunlarını çözerken imamdan destek alması öneriliyor. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Danıştay üyeliğine 3 Mart 2011 tarihinde atadığı dönemin İlköğretim Genel Müdürü İbrahim Er’in kitapta yer alan yazısında öğretmenlere imamla iyi ilişkiler kurması öneriliyor. “Aday Öğretmene Mektup” başlığıyla yer alan yazıda Er, genç öğretmenlere ilk görev yerinde karşılaşabilecekleri sıkıntıları özetledikten sonra çeşitli tavsiyelerde bulunuyor. Er, yeni öğretmenlere köy halkıyla iletişimi güçlü tutması için köyün imamıyla iletişim içinde bulunmasını öneriyor. Yazıda köy muhtarı ile köy imamının aynı öneme sahip olduğunu, köylüler üzerinde önemli bir etkisi bulunduğunu belirten Er, şu ifadelere K.Irak’ta gazeteciye saldırı SÜLEYMANİYE(AA) Irak’ın kuzeyindeki Süleymaniye kentinde bölgesel yönetimi eleştiren yazılar yazan bir Kürt gazetecinin silahlı kişilerce dövüldüğü bildirildi. Polisin açıklamasında, Awina gazetesinde çalışan Asos Hardi adlı gazetecinin, silahlı kişilerin saldırısına uğrayarak tabanca kabzasıyla dövüldüğü belirtildi. Hekimler sorunları için sahnede H CRAN ÖZDAMAR İZMİR İzmirli aile hekimleri, yaşadıkları sıkıntıları sanat yoluyla topluma ulaştırıyor. Doktorlar Tiyatrosu’nu kuran hekimler, bürokrasi ve sistemin neden olduğu zorlukları sahneden aktarırken, hem meslektaşlarının hem de sağlık sisteminden yakınanların sesi oluyor. İzmir Aile Hekimleri Derneği Başkanı Alper Zobarlar, aile hekimliği sisteminde kuralların net olarak belirlenmediğini, yurttaşların sağlığından sorumlu olmalarının yanı yer veriyor: “Köy muhtarına değindik ama en az onun kadar önemli birini unutmayalım: köyün imamı... Senin için çok önemli biridir ve köylüler üzerinde etkisi yadsınamayacak düzeyde fazladır. İmamla geliştireceğin iletişim hem köy halkının seni benimsemesini kolaylaştıracak hem de halkın okula olan ilgisini arttıracaktır. Bunu da unutma lütfen... Sadece imamla değil ayrıca köyün ileri gelenleri ya da toplum liderleri de misyonunu yerine getirmende destek olacaktır.” sıra seslerini duyuracak yönetici kademesi bulamadıklarını söyledi. Tıp fakültesindeki eğitim dönemlerinde birçok hekimin mesleklerinin yanı sıra sanat dallarıyla ilgilendiğini, “tıp fakültelerinden daha çok sanatçı, arada bir de hekim çıkar” denildiğini kaydeden Zobarlar, bugüne dek Moliere’in “Cimri” oyununu sergilemenin yanında birçok etkinlik gerçekleştirdiklerini söyledi. Sistemin içindeki aksaklıklara tiyatroyla tepki verdiklerini vurgulayan Zobarlar, bu ay seyircilerin karşısına yeni bir oyunla çıkacaklarını söyledi. bilmesi ve okulun karşılaşabileceği sorunların çözümü sürecinde bu ilişkiden yararlanabilmesi gerekmektedir. Bu nedenle öğretmenin imam ile saygı ve güvene dayalı bir ilişki kurması gerekir. Kurulacak bu ilişki, okulun zamanla karşılaşacağı, okulaile ilişkilerinin geliştirilmesi, ailelerin okulun süreçlerine katılımı ve öğrencilerin okula erişimi ve devamları konusunda yaşanabilecek sorunların giderilmesine olumlu katkılar sağlayacaktır.” Dur Durak Bilmeyen Medine Baştarafı Arka Sayfada Medine’nin eline genç yaşta ölen kocasından sonra erkek eli değmemiştir. Tarlada aslanlar gibi çalışmış, kilim tezgâhında herkesin bir haftada yaptığı işi iki günde yaparak yörenin en çok kilim dokuyan kadını unvanını kazanmıştır. Dört oğlunu da kendi büyütmüş, kendi eliyle evlendirmiştir. Dört oğluna dört ev yapmıştır. Şimdi oğulları, gelinleri Medine’ye “artık sen çalışma” demişlerse de Medine çalışmadığı zaman ne yapacağını bilemediğinden kilim çuvalını sırtına vurup yollara düşmüştür. Medine’nin tek şikâyeti sızım sızım sızlayan kollarıdır. Ne yapsa ne etse fayda etmemiştir. Bu yaz herkeslerden habersiz, kalın giysilerini çıkarıp kolunu kumun içine sokmuştur. İyi de olmuştur. Ağrıları azıcık kalmıştır. Medine, gelecek yaz kollarını kuma daha çok sokmaya karar vermiştir. İşte çat orada çat burada sürekli koşturup duran Medine böyle biridir. Yerinde duramayan biri. Yaşlılığı kabul etmeyen biri. Torunlarına satış yapmayı öğreten, onları sürekli azarlayan biri. Kolları sızım sızım sızlayan biri. Okuma yazması olmadığından bu hikâyeyi okuyamayacak biri. Protokol kurallarından resmi yazışmalara kadar pek çok konuda göreve yeni başlayan öğretmenlere tavsiyelerde bulunulan kitapta, aday öğretmenlerin insan kaynaklarını etkin kullanmalarına ilişkin konuda da “imamlarla ilişki kurması” öneriliyor. Özellikle köylerde görev yapan din görevlilerinin, halk üzerinde saygın, sözüne değer verilen ve güvenilen konumları olduğu ifade edilen kitapta, öğretmen adaylarına şu öneriler sıralanıyor: “Öğretmenlerin bu ilişkiyi C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle