19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 31 AĞUSTOS 2011 ÇARŞAMBA [email protected] 10 EKONOMİ Borcunu bankaya ödeyemeyen 2.2 milyon kişi varlık yönetim şirketlerinin kapısında Alan da memnun satan da PEL N ÜNKER Enerjide Bağımlılık ve Kamu Müdahalesi Türkiye’nin kâbusu cari açığın, milli gelirin yüzde 89’una çıkmasında en önemli etkenlerden biri, enerjide hızla artan dışa bağımlılık. Bugün 72.5 milyar dolara ulaşmış yıllık cari açıkta enerji, bu açıkta dörtte bir büyüklüğe sahip. Türkiye’nin enerji politikalarındaki çarpıklığı, tutarsızlığı birçok yurtsever uzman takip ediyor. Ama bunlar içinde sorunları günbegün ayrıntılarıyla takip eden ve çözüm üreten iki ismi, Oğuz Türkyılmaz ile Necdet Pamir’i anmak isterim. ODTÜ kökenli bu iki mühendisuzman, ülkede ve dünyada enerji alanında yaşanan gelişmeleri, ekonomik, politik, diplomatik sonuçların neler olabileceğine ilişkin öngörüleri, kamuoyu ile her fırsatta paylaşıyorlar. Çeşitli kurul ve platformlarda yoğun mesai harcıyorlar. Kısa bir internet taraması ile çalışmalarına ulaşabilirsiniz. Necdet Pamir, 28 Ağustos tarihli Cumhuriyet’te Leyla Tavşanoğlu ile söyleşirken Türkiye’nin enerjideki bağımlılığının yüzde 72’ye ulaştığına işaret ediyordu. Pamir’in, Türkiye ile ilgili bu tespitini biraz genişleterek enerjide bağımlılar kulübü Avrupa’daki vahim yerimizi okurlara göstermek isterim. Bankaların tahsili gecikmiş alacaklarının oranı Aralık 2010’a göre yüzde 3.9’dan yüzde 3.1’e gerilese de günümüzde halen 2.2 milyon kişi banka borcunu ödeyemiyor. Bu da sorunlu kredilerin satılabilmesi ve yeniden yapılandırılması amacıyla kurulan varlık yönetim şirketlerini öne çıkarıyor. Mayıs 2011 itibarıyla elindeki toplam borç tutarı 18.7 milyar TL’ye ulaşan varlık yönetim şirketleri farklı çözüm önerileriyle müşteri sayısını arttırmaya çalışıyor. 2009’da kurulan Standard Varlık, 30 Ekim’e kadar sürdüreceği kampanya ile 100 bin civarındaki borçlusuna, borçlarını anapara üzerinden 4 taksitle kapatarak temizleme fırsatı sunuyor. Standard Varlık Yönetim Kurulu üyesi Sel Borç yapılandırmasında sunduğu esnek çözümler, varlık yönetim şirketlerine ilgiyi arttırıyor. Şirketlerin aktif büyüklüğü 700 milyon TL’ye ulaşırken artan rekabet yeni kampanyaları da beraberinde getiriyor. Standard Varlık, 30 Ekim’e kadar sürecek bir kampanya ile borçlularına tüm faizleri silerek borçlarını anapara tutarı üzerinden 4 taksitte ödeme imkânı sunuyor. çuk Tuncalı, BDDK’nin bankacılık sektörüne yeni sınırlamalar getirmesinin beklendiğini belirterek “Önümüzdeki dönemde kredi borçlarının, yeni kredi ve kredi kartları ile finansmanının zorlaşması gündemde. Bu noktada biz Standard Varlık olarak bugüne kadar çeşitli nedenlerle borcunu ödeyememiş olanların kemikleşmiş borç problemlerine çözüm bularak, kayıtlı ekonomiye geri dönebilmelerini sağlamak için çabalıyoruz” dedi. Tuncalı, 18 ayda 15 bin borçlunun ödeme sorununu çözüme kavuşturduklarını söyledi. Toplam 7 portföy yönettiklerini ifade eden Tuncalı, bu portföyleri 5 değişik bankadan satın aldıklarını belirtti. Nasıl işliyor? Donuk ve geri dönmeyen kredileri bankalardan ve diğer finansal kuruluşlardan satın alacak olan varlık yönetim şirketi, önce söz konusu kredi ve alacakları inceliyor. Mevcut ekonomik durumda ve sektörün koşullarında beklenen geri dönüşü belirlemek için borçluların finansal yapısını ve ödeme gücünü hesaplıyor. Varlık yönetim şirketleri sayesinde kredi veren kuruluşlar, hem varlık satışı yoluyla gelir elde ediyor hem de Haziran 2011 itibarıyla İMKB’de işlem gören sattıkları alacakları tahsil mevduat bankalarında takipteki krediler ve özel karetmek için gereken harşılıklar yüzde 11 oranında azaldı. Özel karşılıkların tacamalardan tasarruf kipteki kredileri karşılama oranı yüzde 87 olarak gersağlıyor. çekleşti. Tahsili gecikmiş alacakların kredilere oranı Varlık yönetim şirMart 2011’de yüzde 3.4 iken, Haziran 2011’de yüzde 3.1’e ketine satılan veya geriledi. Türkiye’de sekiz varlık yönetim şirketi bulunudevredilen donuk alayor. 2001 krizinden sonra BDDK’nin izniyle kurulan varcaklar hukuken aynı lık yönetim şirketleri finans sektöründe kâr artışına gökoşullarda el değiştirire bankalardan sonra ikinci sırada yer alıyor. BDDK veyor. Borçların yeniden rilerine göre varlık yönetim şirketlerinin Haziran yapılandırılması varlık 2011’de öz kaynak kârlılığı yüzde 15.2, aktif kâryönetim şirketlerinin esas lılığı yüzde 4.4 yükseldi. Şirketlerin kârı 33 milkonularından biri olduğu için yon TL’ye çıkarken aktif büyüklüğü Haziran borçluların imkânları ve ödeme 2011 itibarıyla 700 milyon TL’ye ulaşgücü dikkate alınarak kişiye özel tı. Aktifler, bir önceki yılın aynı döödeme planları ve esnek çözüm nemine göre 200 milyon önerileri sunulabiliyor. TL büyüdü. SEK Z Ş RKET VAR ENERJİDE BAĞIMLILIK ORANLARI, % Kömür ve Petrol ve Ülke/Bölge Toplam Türevleri Türevleri İrlanda 89.9 110.6 99.7 İtalya 85.2 101.8 91.1 Portekiz 82.8 91.2 102.1 İspanya 81.2 79.2 100.4 Belçika 79.9 106.8 98.8 Yunanistan 73.3 126.5 101.2 Türkiye 72.2 88.7 93.5 Almanya 60.9 71.7 95.3 AB (27 ) 54.7 64.7 84.1 Bulgaristan 52.1 113.8 98.7 Fransa 51 109.9 97.6 İsveç 37.9 104.5 102.6 Hollanda 34.4 105.9 97.6 Polonya 30.6 8.7 95.9 Romanya 27.7 99.5 51.5 Çek C. 27.6 40.7 97.4 İngiltere 26 75 8.7 Norveç 612.8 175.2 812.1 Kaynak: Eurostat veri tabanı Doğalgaz 92.1 90.3 100.1 100.9 100.4 100 100.2 84.5 62.3 96.2 97.8 100 72.7 72.7 28.4 98.7 26.1 1693.2 Kara tren bu kez tüketicinin ayağına gidecek DSmart, Unilever (Dove), Migros, Nestle, TEB ve Yataş’ın sponsor olduğu projenin maliyeti 2 milyon lira civarında Devlet Demiryolları’ndan kiralanan 13 özel vagonla yola koyulan Perakende Treni, bir yandan markaları tüketicinin ayağına götürürken bir yandan da son gelişmelerden haberdar edecek. 7 Eylül’de yedi kente ulaşmak için Haydarpaşa Garı’ndan hareket etmeye hazırlanan tren Konya, Adana, Gaziantep, Kayseri ve Ankara’ya gidecek. Toplam 2 bin 978 kilometre yol katedecek tren Ankara’dan stanbul’a dönecek. OLCAY BÜYÜKTAŞ AKÇA Şiirlere, şarkılara, filmlere konu olan kara tren bu kez rengârenk bir şekilde Anadolu’ya gidecek. IpsosKMG’nin Türk ortağı KMG’nin 2002’de kurduğu Yaratıcı Mecralar Şirketi’nin geliştirdiği projenin son aşamasına gelindi. Perakendeciler ve tüketicileri mağazaların dışında ilk kez farklı bir mecrada buluşturmayı amaçlayan proje kapsamında 7 Eylül’de yola çıkacak tren, yedi önemli ve yenilikçi markayı bir yandan tüketicinin ayağına götürürken bir yandan da taşıdığı uzmanlarla tüketiciyi pek çok konuda bilgilendirecek. Yaratıcı Mecralar Şirketi’nin Genel Müdürü ve Perakende Treni Eş Direktörü Gökçe Tabak, projenin ortaya çıkışı ve gidileGökçe cek illerin Tabak hangi kriterlere göre seçildiği, kaç kişiye ulaşılacağı gibi sorularımızı yanıtladı. Tabak’ın verdiği bilgiye göre 730 Eylül arasında yedi şehri dolaşmaya hazırlanan Perakende Treni, perakendeciler ve tüketicileri mağazaların dışında ilk kez farklı bir mecrada buluşturacak. “Perakende Treni”, perakendecilik hakkındaki yeniliklerin yanı sıra çeşitli etkinlikleri de tüketicilerle paylaşacak. “Perakende Treni fikrinin temelinde üç ana istek yatıyordu, gidilecek iller de bunlardan etkilenerek seçildi. Birincisi, perakendeci buluşmalarını gelenekselleşmiş konferans düzeninin dışında bir yapıya taşımaktı; ikincisi ise bu tür bilgi ve tecrübe aktarımlarının sadece perakendeciler arasında kalmasını engelleyerek tüketicilere ulaştırmaktı. En önemlisi de önde gelen markaların katılımıyla genelde İstanbul merkezli olarak gerçekleştirilen sektör buluşmalarını Anadolu’ya götürmekti. Bu üç istekten kaynaklanan arayışların sonunda Türkiye’nin önde gelen markalarını tüketicilere götürecek ve bunu Anadolu’nun farklı illerinde gerçekleştirebilecek bir proje gündeme geldi” diyen Tabak, kentlerin seçiminde de farklı etkenlerin göz önüne alındığını belirtti. Öncelikle şehirdeki nüfus büyüklüğüne bakıldığını dile getiren Tabak, mümkün olduğunca çok tüketiciye dokunabilme şansını arttırabilmek için bunun gerekli olduğunu söyledi. Tabak’ın verdiği bilgiye göre Anadolu’da son zamanlarda ticaret, sanayi ve perakendenin hızlı büyüme gösterdiği illere odaklanıldı. Tabii bir de işin pratik kısmı var. Bütün bu ekonomik göstergeler göz önüne alınırken trenimizin zaman ve mesafe açısından da sahip olacağı en optimum rotayı şekillendirmeye özen gösterildi. 13 vagondan yedisi, markalar tarafından süslenerek yola çıkacak. Her kentte 2025 bin kişiye ulaşılacak Gidilecek illerin nüfus büyüklüğü ve tren kullanımı göz önüne alındığında gar alanlarının genelde yoğun olduğu iller olduklarının görüleceğini belirten Tabak, gidilecek her bir ilde, trenin garda konaklayacağı 3 gün süresince ortalama 2025 bin civarında kişiye ulaşılacağını dile getirdi. Tabii erişilmek istenen kişiler sadece gar alanındaki kişiler değil. Perakende Treni, tüm tüketicilere farklı sektörlerdeki lider markaların en yenilikçi ürün ve hizmetlerini tanıtma amacını taşıdığından, Perakende Treni’nin iletişim faaliyetleri yerel seviyede ildeki tüm tüketicileri hedefleyerek hazırlanıyor. Organizasyon çerçevesinde özellikle Anadolu’daki yerel medyayla da işbirliği yaparak gidilecek illerdeki tüm tüketicilerin ve perakendecilerin bu aktiviteden haberdar olmasını sağlayarak mümkün olduğunca çok kişiye fayda sağlamak istiyorlar. Tabak’ın, “Bu boyutta bir işin maliyeti hakkında bilgi verebilir misiniz” sorusuna yanıtı da şöyle: “Bu organizasyonun sahibi biz değil tüm endüstri. Perakende Treni markası altında böyle bir treni oluşturmak açıkçası çok karmaşık ve meşakkatli bir süreç. Bizim organizasyon sahipleri olarak yaptığımız harcamalarımız ki bu tren kiralama bedeli, organizasyon bedelleri, reklam ve tanıtım faaliyetleri, yönetimsel personel maliyetlerini içeriyor ve bunlar yanında katılımcı markalarımızın yaptığı aktivitelerin ve tanıtım faaliyetlerinin maliyetleri tahmini olarak 2 milyon TL’lik bir operasyon olmasını sağlıyor. Fakat harcanan bu tutar, perakende sektörünün bu illerdeki algısının geliştirilmesine ve yenilikçi ürünlerin tüketicilere duyurulmasına neden olacağı için sektöre katkısı bu tutarın çok çok üstünde bir etki yaratacaktır.” AB(27)’nin enerjide ithalata bağımlılığı, ortalama olarak yüzde 55’e ulaşıyor. Bazı Avrupa ülkelerinin enerji üretiminde ihtiyaçlarını yerli üretimle karşılama oranları bu ortalamanın üstünde, bazılarında ise çok geride. Kuzey ve Orta Avrupa ülkelerinde petrol ve kömür kaynaklarının varlığı, bu ülkelerde dışa bağımlılığı azaltıyor. Örneğin Norveç, petrol ve doğalgaz, İngiltere, petrol ve kömür, Hollanda, Romanya petrol üretiminde söz sahibleri. Dolayısıyla enerji bağımlılıkları daha düşük. Buna karşılık, AB’nin en büyüğü Almanya önemli bir enerji bağımlısı. Güney Avrupa ülkeleri de öyle. Fransa gibi nükleer enerji riskini göze alarak ithalata bağımlılığını azaltmış ülkeler de var. Bu bütün içinde Türkiye’nin enerji bağımlılığı yüzde 72 ile dikkat çekici bir boyutta. Türkiye dahil olmak üzere, Avrupa kıtasının enerji tedarikçilerinin başlıcaları Rusya ile İran. İkinci planda, enerji ihracatçısı Ortadoğu ülkeleri var. Bu bağımlılık, sadece ekonomik alanda kalmıyor, politik, diplomatik tutum ve davranışlarda da kendini gösterebiliyor. Türkiye, ham petrol, doğalgaz, kömür gibi temel enerji hammaddelerinin hepsinde net ithalatçı. İthalat anlaşmaları bir felaket!.. 2000 sonrası izlenen sıcak para rüzgârıyla yaşanan hızlı büyüme, enerjiye duyulan ihtiyacı ve ithalatı da kamçıladı. Artan enerji ihtiyacı için yatırımlar nal toplarken ithalat tamgaz hızlandı. Enerjiyi özelleştirme saplantısı ile kamu, enerji yatırımlarından men edilirken özelin enerji yatırımları devede kulak mertebesinde kaldı. Enerji, bir girdi olarak üretimi güvence altında olan ve en düşük maliyetle üretilip satılması gereken bir ürün. Bu özelliğinden dolayı da daha çok bir kamu malı olması gerekirken, piyasacı zihniyet, kendi ayağına kurşun sıkarak neoliberal ezbercilikle sektörü özelleştirmeye ve ticarileşmeye açtı. Sektörü, kamuya yasakladı. Bugün gelinen yer itibarıyla sektör tam bir çıkmaz içinde. Yatırımlar istenen boyutta değil ve özellikle hidroelektrik kaynakları, dereler, çaylar talan halinde. Gelişkin teknolojilerle linyit kaynaklarının kullanımı etkinleştirilse, güneş, rüzgâr kaynaklarından daha iyi yararlanılsa, su kaynakları çevre faktörü dikkate alınarak işletilse, ithalata bağımlılık makul bir yere çekilecek. Ama bunlar kadar önemli olan ve sık sık sorulması gereken soru şu: Neden bu kadar enerji tüketiyoruz? Çarpık, hormonal büyüme olmasa, bu kadar enerji ihtiyacı ve bağımlılık olur mu? Enerjiyi yerinde tüketiyor muyuz? Örneğin, net ihracatçı görünen sektörlerden çimentotoprak sanayii ile ana metal (ağırlıkla demirçelik) gerçekten ihracatçı mı, yoksa yoğun enerji tükettikleri için son tahlilde ithalatçı mı? Bu sektörleri geliştirmenin net getirisi nedir? İzolasyon ile ne kadar tasarruf mümkün? Kaçakları önleyerek kaç dereyi kurtarabiliriz aslında? Özet olarak, enerji, özelleşmeye, sermaye birikimine, ticarileşmeye uygun bir alan hiç değil. Yol yakınken kamu üretimi, denetimine alınmalı ve bağımlılık bu yolla azaltılmalı. 5 Eylül Pazartesi’ne kadar yazılarıma ara veriyorum. Herkese iyi bayramlar, iyi tatiller diliyorum. IMF, küresel büyüme tahminlerini aşağı çekti MİLANO (AA) Uluslararası Para Fonu (IMF), bu yıl için küresel ekonomik büyüme tahminini aşağı yönlü revize ederek yüzde 4.2’ye çekti. İtalyan haber ajansı Ansa’nın Fonun Küresel Ekonomik Görünüm Raporu’nun taslak metnine dayandırdığı haberine göre, Fon, bu yıl için küresel ekonomik büyüme tahminini yüzde 4.3’ten yüzde 4.2’ye, gelecek yıl içinse yüzde 4.5’ten yüzde 4.3’e indirdi. Geçen yıl gayrisafi yurtiçi hasılası (GSYH) yüzde 3 artan ABD’nin büyümesinde yıl başından bu yana ciddi yavaşlama görülüyor. Dünyanın en büyük ekonomisinin GSYH’si bu yılın ilk çeyreğinde yıllık bazda yüzde 0.4, ikinci çeyrekte de yüzde 1 artış kaydetti. Fon, bu yıl için Avro bölgesi ekonomik büyüme tahminini yüzde 2’den yüzde 1.9’a, 2012 içinse yüzde 1.7’den yüzde 1.4’e indirdi. IMF yalnızca Almanya’nın 2011 için büyüme tahminini yüzde 3.2’de bırakırken, 2012’ye ilişkin büyüme tahminini yüzde 2’den yüzde 1.6’ya çekti. Gazeteci METİN ORAL’IN SEVGİLİ EŞİ Çelenk ve Mutlu Gün Bağışlarınız için NATALYA ORAL 21 Yüzyıl Eğitim ve Kültür Vakfı (YEKÜV) Tel: 0212.274 15 02 213 74 02 www.yekuv.org, [email protected] Vakıflar Bankası Osmanbey Şubesi 00158007287986476 Gazeteci MET N ORAL C MY B C MY B Nilüfer KUNT’un Annesi Yasemin KUNT’un Anneannesi Aramızdan ayrılışının 16. ayı oldu. İki Ramazan Bayramı beraber olamadık. Seni özlüyorum arıyorum. Hakkımı helal ediyorum. Hayat Arkadaşım, Sevgili Eşim Cenabı Allah nur içinde yatırsın
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle