19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 AĞUSTOS 2011 CUMARTES CUMHUR YET SAYFA HABERLER CANLI KALKAN EYLEM ‘BAYRAMI DEĞERLEND R N’ 7 16 ilden sınıra yürüyecekler MAHMUT ORAL Aydınlardan barış çağrısı Tazminatlar Genç’i bıktırdı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç, “Başbakan Erdoğan ve Bakanlar Kurulu üyelerine ödediği tazminatlar nedeniyle öğrencilere verdiği bursları kesmek zorunda kalacağını” söyledi. Genç, “Sürekli tazminat ödemem yargının maalesef iktidarın paralelinde hareket ettiğinin göstergesidir” dedi. Sağlık merkezine molotoflu saldırı İstanbul Haber Servisi Sancaktepe Hekimpaşa Aile Sağlık Merkezi’ne yaklaşık 15 kişilik grup, molotofkokteyli ve taşlı saldırıda bulundu. Merkezin dış kapısında ufak çaplı bir yangın çıkarken içerideki yaklaşık 10 kişi mahsur kaldı. Korku içinde olayların yatışmasını bekleyen vatandaşlar içerde büyük panik yaşadı. Korsan gösteriyi düzenleyenler ara sokaklara kaçtı. DİYARBAKIR Türk Silahlı Kuvvetleri’nin terör örgütü PKK’nin Irak’ın kuzeyindeki kamplarına yönelik hava operasyonlarının durdurulması için Demokratik Toplum Kongresi’nin (DTK) kararıyla bugün 16 kentten Hakkâri ve Şırnak sınırına yürünecek. Eylemciler, operasyonlara karşı “canlı kalkan” olacak. Barış Anneleri İnisiyatifi tarafından Şırnak ve Hakkâri’nin sınıra sıfır noktalarında başlatılan, BDP’lilerin de katılımıyla süren canlı kalkan eylemi, DTK’nin aldığı karar doğrultusunda genişletiliyor. DTK Örgütlenme Komisyonu’nun aldığı karar gereği Şırnak, Siirt, Mardin, Diyarbakır, Bingöl, Elazığ, Tunceli’den gelecekler Şırnak’ta, Hakkâri, Van, Iğdır, Kars, Ağrı, Erzurum, Muş, Bitlis’ten gelecek gruplar ise Hakkâri’de bugün canlı kalkan eylemi gerçekleştirecek. KESK Diyarbakır Şubeler Platformu da eyleme destek vermek için bir yürüyüş düzenledi. Ofis Sanat Sokağı’ndan AZC Plaza önüne yapılan yürüyüşün ardından 5 dakikalık oturma eylemi yapıldı. Öte yandan bir haftadır sınıra sıfır noktada bulunan Barış Anneleri İnisiyatifi’nin canlı kalkan eylemi Şırnak’ta sürüyor. Askeri konvoyların geçişini engellemeye çalışan çoğu kadın canlı kalkanlar geceyi Şırnak’ın Balveren beldesinde geçirdi. Konyaaltı plajında patlama FARUK KESK N/KORAY GEÇGEL ANTALYA Antalya’nın dünyaca ünlü Konyaaltı sahilinde dün öğle saatlerinde patlama meydana geldi. Çivi ve metal parçalarıyla desteklenmiş el yapımı bombadan kaynaklandığı belirlenen patlamada yaralanan olmadı. Konyaaltı sahilindeki 2 No’lu Plaj’da saat 12.00 sıralarında 3 metre uzaklıkta bir şemsiyenin altına yerleştirilen el yapımı bomba patladı. Patlamanın meydana geldiği 1.5 metrelik yerde çukur oluşurken şans eseri ölen ya da yaralanan olmadı. Bir görgü tanığı, polise verdiği ifadede, 3035 yaşlarında üzeri giyinik, kirli sakallı bir kişinin patlamanın olduğu bölüme gelerek şemsiyenin altında 20 dakika oturduğunu, ayrıldıktan 23 dakika sonra da patlama olduğunu anlattı. Antalya Valisi Ahmet Altıparmak, olay yerinde karton kutulara rastlandığını belirterek “ lk belirlemelere göre kumun içerisinde bir havai fişeğin patlaması sonucunda gürültünün çıktığını tahmin ediyoruz. Olay yerinde buna ilişkin emareler var” dedi. İstanbul Haber Servisi İşadamı İshak Alaton, Prof. Dr. Halet Çambel, gazeteci Hrant Dink’in eşi Rakel Dink, Prof. Dr. Şerif Mardin, yazar Orhan Pamuk, Prof. Dr. Turgut Tarhanlı ve Prof. Dr. Nermin Abadan Unat’dan oluşan bir grup aydın “bayramların barışmalara vesile olduğunu” belirterek, “Bayram mesajı” yayımlayan aydınlar, Kürt sorununun savaşmakla, çatışmakla, bastırmakla, sindirmekle, yok etmekle çözülemeyeceğini tek çözümün barış ortamının sağlanması olduğunu belirtti. Otuz yıldır on binlerce insanın karşılıklı çatışmalarda öldüğünü ifade eden aydınlar özetle şu görüşlere yer verdi: “Çareyi savaşmakta, çatışmakta değil, barışmakta gören bizler, TBMM’de grubu olan partileri, Meclis’in açılmasını beklemeden bir araya gelmeye çağırıyoruz. Ortak aklı oluşturacak, sürekli bir diyalog ortamı hazırlayacak adımları atmaya davet ediyoruz. BDP’nin bu sürece katılmasının kritik önemde olacağını düşünüyoruz. Bu bayramın barış umudunun gerçekleşmesine vesile olmasını diliyoruz.” çimiz Dışımız Kevgire Dönmüş! (*) Bağdat’ın, TSK’nin Kandil’e yönelik operasyonunda 7 kişinin öldüğü iddiası düzmece çıktı Sınır ötesi bir şey sağlamaz LONDRA (ANKA) İngiliz haftalık dergisi The Economist, Türkiye’nin PKK’ye karşı yürüttüğü sınır ötesi operasyonların “fazla sonuç vermeyeceği” yorumu yaptı. Yorumda, “Erdoğan, sık sık Kürt sorununun sadece askeri yollarla çözümlenemeyeceğini kabul etti ve reformlarını sürdürmeye söz verdi. Ancak, Başbakan’a yakın yetkililer, Kürtlerin ısrarlı taleplerden bıktığını söylüyorlar” ifadeleri kullanıldı. Irak’a fotoğraflı yanıt BAHADIR SEL M D LEK Çukurca saldırısına 17 gözaltı HAKKÂRİ (Cumhuriyet) Özel Yetkili Van Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği’nin, yürüttüğü soruşturma kapsamında Hakkâri’de operasyon düzenlendi. Operasyonda, 8 askerin şehit olduğu, HakkâriÇukurca karayolundaki patlama ile ilgili terör örgütü üyelerine yardım ettikleri öne sürülen şüphelilerin de aralarında yer aldığı 17 kişi gözaltına alındı. ANKARA Bağdat yönetiminin, TSK’nin Kandil Dağı’na yönelik operasyonu sırasında sivillerin vurulduğu ve 7 kişilik bir ailenin yaşımını yitirdiği iddiaları düzmece çıktı. Türkiye bu iddialara operasyon sırasında uçaklardan çekilmiş fotoğraflarla yanıt verdi. Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgilere göre, 1722 Ağustos tarihleri arasında Türkiye’nin Irak’ın kuzeyindeki PKK varlığına yönelik operasyonunun ardından, Roj TV, bir araç içinde yolculuk eden 7 sivil öldüğü yönünde haber yayımladı. Haberde, Irak’ın kuzeyindeki bir dağ yolunda hurdaya dönmüş bir araç görüntüsüne yer verildi. Haber, “Kandil’de katliam: 7 sivil yaşamını yitirdi. Yaşamını yitiren bir kadın hamile idi” altyazısı ile duyuruldu. Irak Dışişleri Bakanlığı da bu haberleri ciddiye alarak, resmi internet sitesine koydu. Bu haberler üzerine Genelkurmay Başkanlığı konuya ilişkin kapsamlı bir so ruşturma başlattı. Soruşturma sonucunda, Türk uçaklarınca vurulduğu iddia edilen aracın, uçakların asıl hedeflerinden “çok uzak bir bölgede yer aldığı” belirlendi. Ayrıca Türk uçaklarının attığı bombaların düştüğü yerde çok daha büyük bir tahribat oluşacağı, büyük çukurlar açılacağı görüşüyle; Roj TV’nin yayımladığı fotoğrafta, aracın durumunun atılan bombalar sonucu meydana gel meyeceği, yolda ve duvarlarda tahribat görülmediği değerlendirmesi yapıldı. Bu aracın Türk uçaklarının attığı bombalarca tahrip olduğu haberlerinin düzmece ve asılsız olduğu anlaşıldı. Bu değerlendirme, uçaklardan çekilmiş fotoğraflar ile birlikte Dışişleri Bakanlığı’na, oradan da Türkiye’nin Bağdat Büyükelçiliği’ne iletildi. Irak Dışişleri Bakan Yardımcısı Muhammed CeDavayı Şerzan Kurt’un anne ve babasıyla sivil toplum örgütü temsilcileri de izledi. vad Alldorki, 24 Ağustos’ta Türkiye’nin Bağdat Büyükelçisi Murat Özçelik’i Dışişleri Bakanlığı’na davet ederek sınır bölgelerinde gerçekleştirdiği askeri operasyonu derhal durdurmasını istedi. Ayrıca 7 sivilin de operasyon sırasında yaşamını yitirdiği iddiasını dile getirdi. Özçelik bunun üzerine fotoğrafları muhatabına aktardı ve söz konusu haberin Irak Dışişleri Bakanlığı’nın sitesinden çıkarılmasını istedi. Ancak Irak Dışişleri Bakanlığı, Türk savaş uçaklarının operasyonu sonucu Iraklı 7 sivil öldüğü bilgisini internet sitesinden çıkarmadı. Bunun üzerine ikinci girişimi Türkiye yaptı. Önceki gün akşam saatlerinde, Irak’tan sorumlu Genel Müdür Büyükelçi Yunus Demirer Ankara’daki Irak Büyükelçisi Abdul Amir Kamil AbiTabikh’i Dışişleri Bakanlığı’na davet etti. Kendisine Irak Dışişleri resmi internet sitesinde yer alan bilgilerin çıkarılmamasından duyulan rahatsızlık iletildi. Leyla Zana’dan liderlere mektup Haber Merkezi Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Leyla Zana, bölgede son günlerde meydana gelen olaylar ve Türkiye’nin Kuzey Irak’ta PKK kamplarına yönelik hava harekâtları üzerine liderlere mektup gönderdi. Zana, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ABD Başkanı Barack Obama, NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen, BM Genel Sekreteri Ban Kimun, Avrupa Parlamentosu Başkanı Jerzy Buzek, Avrupa Konseyi Başkanı Herman van Rompuy’a gönderdiği mektupta, PKK’nin Kandil’deki kampına düzenlenen hava operasyonunda bir ailenin hedef olduğunu ve bu operasyonun Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç tarafından savunulduğunu ileri sürdü. Zana, “Ortadoğu dikta rejimleri yıkılırken modern görünen bir başka diktatörlükle karşı karşıya kalabiliriz” ifadesini kullandı. Önceki Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner’in, aile içi özeleştirilerini kamuoyuna sızdıranların kim oldukları araştırılıyormuş! Fenerbahçe’ye yönelik acımasız yaptırımlarla ilgili gelişmelerden kalan küçük zaman dilimlerine sığdırılabildiği kadarı ile haber televizyonlarımızın yorumcuları, bu olayla ilgili gelişmeleri anlatıyorlar. Yeni değerlendirmeler yapıyorlar. O arada, Hocaefendinin medya holdinginin büyüklü küçüklü organlarında, bu açıklamaya dayanılarak, TSK’nin zafiyet noktaları öne çıkartılıyor. Gerçek demokratikleşme, geçmiş yıllarda ardı ardına yapılan müdahale ve darbe girişimlerinin sağladığı dokunulmazlıklar yüzünden Silahlı Kuvvetler’de de denetim zafiyeti yaratmıştır. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin, önce Bütçe Komisyonu’nda; daha sonra da genel kuruldaki görüşmelerde ele aldığı yıllık Bütçe Yasası üstündeki müzakerelerde, sıra Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilgili harcamalarla ilgili madde ve fasıllara geldiği zaman, “Orduya selam, bütçeye devam” şeklindeki özdeyiş devreye girmiş olurdu. Benim parlamenterlik yıllarımda, savunma bütçesi ile ilgili görüşmelerde CHP adına görev yapacak milletvekilinin hazırlıklarını Genel Başkan İsmet İnönü, önceden görmek isterdi. Orduya karşı bu özel dikkati ve itinayı gereğinden fazla bulabilirsiniz. Ama o arada, yürütmenin başı olan Başbakan’ın, bir kalemde 200 milyon doları tüyü bitmemiş yetimlerimizin hakkı olmaktan çıkartarak Libyalı isyancılara el altından vermesinin de, bu kadar kolay sarf edilmenin yönteminin araştırmasını yapmak ve alınacak yanıtlardan tatmin olmak koşulu ile. Başbakanımızın örtülü ödeneği bu yıl ne kadardı? Bunun kaç lirası sarf edilmiştir? Gerekirse milletin Meclis’ine kapalı oturumda bu konularda kim hesap verecektir? Kendisi de eski bir hesap uzmanı olan ana muhalefet lideri, bu sarf biçiminde bakanların ve başbakanların layüssel davranabileceklerini içine sindirebiliyor mu ki, üç gündür ağzını açmıyor? Silahlı Kuvvetler’in de 12 Eylül öncesi uygulamalarda yapıldığı gibi harcamalarının Sayıştay denetiminden geçirilmesini, bütçe görüşmeleri sırasında da gerekirse “kapalı oturum” yapılarak didik didik edilmesini elbette istemeliyiz. Yalnız... Evet yalnız, bu isteklerin hiçbir kurumun ve o arada özellikle ordumuzun profesyonel mensuplarının onurlarının yanı sıra moralleri ile de oynanmasının etki ve tepkilerini ulus olarak herkesin çok iyi hesaplaması gerektiğine inanarak. Ve o inancın yanında özen göstererek! Önceki Genelkurmay Başkanı’nın terörle mücadele sırasında askeri birliklerde gördüğü eksiklikleri, ihmal ve hataları öteki komutanlarla paylaşmak amacıyla yaptığı konuşmaları, çağımızın hastalığından uzak kalmayarak internet aracılığı ile cümle âlemle paylaşmak, etik midir? Ve de kimin yararına bir haberdir? Cumhuriyet Savcıları, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı’nın bir telefon konuşmasını alıp haber yaptığı için Aydınlık gazetesi ile Ulusal Kanal hakkında kovuşturma açarken, üstüne düşen görevi yapmış oluyor. Ama öteki olayda devekuşu gibi başların kuma sokulmuş olunması, kapılarında gözleri kapalı olarak adalet terazisini elinde tutan heykelciklerin bulunduğu yargı kurumlarımızı harekete geçiremiyor. Vicdanların tepki göstermeden kabul edeceği, ilgililerin içlerine sindirerek geceleri başlarını rahatlıkla yastıklarına koyabileceği bir durum mudur bu? Dün 26 Ağustos’tu. Üzerinde özgür ve bağımsız olarak yaşadığımız coğrafyanın istilacılardan arındırılmasını sağlayan Büyük Taarruz’un yapıldığı tarihin üzerinden 89 yıl geçmiş. Salı günü 30 Ağustos. Hem Zafer hem de Ramazan Bayramımız. Hükümeti şiddet kullanarak devirmeye hazırlanmaktan soruşturmaya uğrayan kaç general, amiral ve subayın ucu açık Ergenekon 1, Ergenekon 2 ve Balyoz suçlamaları ile tutuklu oldukları bir ortamda kutlamaları malum medyamız kim ve nerede kabul etmeli tartışmasını başlatmış! Sayın Gül mü? Cemil Çiçek mi? Yoksa Erdoğan mı soruları birbirini izliyor. O arada terörle savaşta şehit düşen evlatlarımızın babalarının Koşaner Paşa’nın açıklamaları üstüne yaptıkları yorumlar manşetlerde dolaştırılıyor. Suçlu suçsuz ayrımı yapma gereği bile duyulmadan askerini toptan suçlayan bu yeni modanın adı mıdır sizin sivilleşme ya da demokratikleşme dediğiniz? (*) Yazarımızın dün yayınlanması gereken köşe yazısı bir karışıklık nedeni ile bugüne kalmıştır. Suikast iddiası TBMM’de ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MHP’li Oktay Vural, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a yönelik suikasta ilişkin soruşturmanın hangi aşamada olduğunu sordu. Vural, Adalet Bakanı Sadullah Ergin’e verdiği soru önergesinde “Kozmik Oda’da yapılan aramada suikast planına yönelik bir bulgu bulunmuş mudur?” sorusunu yöneltti. BDP’DEN MECL S BOYKOTUNU KALDIRMA S NYAL ‘Bizim için 1 Ekim doğru zaman’ MAHMUT ORAL Kaçırılan 2 kişi serbest bırakıldı DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu)Bitlis’in Tatvan ilçesinde 4 gün önce kaçırılan 5 kişiden Mehmet Burak ve Adnan Başak dün sabaha karşı saat 01.30 sıralarında serbest bırakıldı. Yakınlarıyla görüşen 2 genç, dağda geçirdikleri günler boyunca üşüdüklerini ve operasyonlardan endişe ettiklerini bildirdi. DİYARBAKIR BDP Eş Genel Başkanı Hamit Geylani, boykota son verip Meclis’e gideceklerinin sinyalini verdi. BDP Eş Genel Başkanları Hamit Geylani ve Fizil Koçali, BDP Diyarbakır İl Başkanlığı’nda bir basın toplantısı düzenledi. TBMM’ye gitme tartışmalarına ilişkin görüşü sorulan Geylani, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “1 Ekim’de onlar da gelecek” sözünü anımsatarak “Doğru zaman ve doğru zemin bizim için çok önemli. 1 Ekim tarihinin bizim için de doğru bir zaman olduğunu düşünüyoruz. Ancak Başbakan provoka törlüğe devam ediyor. Meclis’e gitmemiz Başbakan’ın söylemiyle değil, kendi irademizle olacak” dedi. Geylani, “Öcalan ile görüşme kabul edilirse Öcalan’ı ikna edebileceğinizi düşünüyor musunuz?” sorusu üzerine, “Öcalan çekildiğini söyledikten sonra bu savaş başladı. Bayramdan sonra da kara operasyonunun başlatılacağı hesaba katılırsa en acımaz dönemdir. Sonlandıracak olan tek aktör Öcalan’dır. Öcalan’ın rolünü yerine getireceğine inanıyoruz. Ortada bir lider var ve bir hafta içerisinde gerillaları sınır dışına çekebileceğini söylüyor” dedi. Kurt’un ölümünü aydınlatacak görüntüler zamanında alınamamış Kayıt üstüne kayıt CAN HACIOĞLU ESKİŞEHİR Muğla’da geçen yıl 12 Mayıs’ta Muğla Üniversitesi’nde çıkan olaylarda İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü öğrencisi Şerzan Kurt’un yaşamını yitirmesiyle ilgili polis memuru Gültekin Şahin’in yargılanmasına devam edildi. Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada, sanık avukatları tarafından mahkemeye sunulan Uluslararası ve Ulusal Kriminal Bürosu tarafından hazırlanan raporda olay yerindeki bir işyerinin kamera görüntülerinin olay anını saniye saniye görüntülediği ancak bu görüntülerin zamanında alınmamaması nedeniyle başka kayıt yapıldığı belirtildi. Ayrıca o esnada olayı gören ve tanıklık yapmak isteyen kişilerin ifadelerinin de alınmadığını savundular. Sanık avukatları, polis memuru Şahin’in Kurt’u vurduğuna dair delil olmadığını ileri sürerek, olayı terör örgütü PKK’nin yurttaşları kışkırtmak için gerçekleştirmiş olabileceğini savundu. Kurt’un babası Ömer ve annesi Necla Kurt ise davanın 1 yıldır bitmemesine tepki gösterdi. Anne Kurt, “Her duruşma ayrı bir acı. Suç işleyenlerin cezasız kalması daha üzücü. Yargılanan kişi polis memuru. Avukatının parasını devlet veriyor. Maaşını alıyor. Anne olarak evladım için çok büyük hayallerim vardı. Ama artık hayal kuramıyorum” dedi. Mahkeme, gizli tanık X’in bir sonraki duruşmada dinlenmesine karar vererek, duruşmayı 21 Ekim’e erteledi. Kudüs Günü’ne Hamaslı konuk DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Diyarbakır’da Hizbullah’a yakınlığı ile bilinen MustazafDer öncülüğünde Ulu Cami önünde düzenlenen “Dünya Kudüs Günü” etkinliğine, Hamas Dışişleri Sorumlusu Dr. Nevvaf Haıl EtTekruri de katıldı. Yüzlerce kişinin katıldığı etkinlikte, İsrail’e karşı direniş çağrısı yapıldı. Türkçe ve Kürtçe “Kudüs’e özgürlük” sloganları atılan etkinlikte, “Gidin İsrail’e söyleyin biz Muhammed’in ordusuyuz, geri döndük, Kudüs yolunda ilerliyoruz” afişi açıldı. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle