19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 26 AĞUSTOS 2011 CUMA 6 HABERLER Yıldırım’ın hazırladığı iddia edilen belgede Güler, henüz vali değilken İstanbul valisi olarak anılıyor Geleceğin valisini bilmişler BAŞVURU GÜNDEME ALINDI HAT CE TUNCER A HM Haberal’ı sordu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklu bulunan CHP Zonguldak Milletvekili Mehmet Haberal’ın kalp rahatsızlığı nedeniyle yaptığı ihtiyati tedbir başvurusu üzerine Türkiye’den bilgi istedi. Türkiye’nin bilgi vermesinin ardından AİHM, Haberal’ın sağlık durumu nedeniyle cezaevinde değil hastanede kalması gerektiği yönünde karar verebilir. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Selçuk Ünal, konuya ilişkin bir soruya verdiği yanıtta Mehmet Haberal tarafından AİHM’ye yapılan başvurunun 10 Ağustos 2011 tarihinde hükümete iletildiğini belirtti. AİHM’nin başvuranın ihtiyati tedbir talebine ilişkin kararını vermeden önce, hükümete yöneltilen soruların yanıtlanmasını talep ettiğini ifade eden Ünal, “Bakanlığımızca, diğer bütün başvurularda olduğu gibi AİHM tarafından bu davayla ilgili olarak da yöneltilen soruların yanıtlanabilmesi için Adalet Bakanlığı başta olmak üzere ilgili kurumlarla temasa geçilmiş ve görüş talep edilmiştir” dedi. Mehmet Haberal’ın avukatı Köksal Bayraktar, Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada müvekkilinin düzensiz kalp atışı rahatsızlığı olduğunu anımsattı. Bu nedenle Haberal’ın 1.5 yıl hastanede kaldığını anımsatan Bayraktar, Adli Tıp’ın raporu üzerine hastaneden çıkarılarak Silivri Cezaevi’ne konulduğunu kaydetti. Müvekillinin bu süreç içerisinde rahatsızlığının daha da arttığını kaydeden Bayraktar, “AİHM yalnız kesin kararlar vermiyor, ihtiyati tedbir kararı da veriyor. AİHM, Haberal’ın başvurusu üzerine tutukluluğun kaldırılması gerektiği yönünde bir karar verebilir veya Haberal’ın sağlık durumunu gerekçe göstererek cezaevinde değil bir hastanede devamlı olarak kalmasına karar verebilir” dedi. Balyoz Harekât Planı davasında tutuklu sanık eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek, suçlamalara dayanak olan 19 CD’ye ilişkin 2 TÜBİTAK ve 2 emniyet raporunun incelendiğini dosya sayısının birbirleriyle çeliştiğine dikkat çekti. Örnek bilirkişi raporlarında CD’lerin işletim sistemleri, son kaydeden 10 yazarı gibi “sahtekârlıkları” ortaya koyabilecek analizlerin bulunmadığını belirterek Örnek, “Bu dava belgeler savaşı değil, üstveriler savaşıdır. Ama hiçbir bilirkişi sahtekârlık belirtisi olabilecek üstveri uyumsuzluklarına bakmıyor” dedi. Emekli Tümgeneral Behzat Balta, 28 Şubat sürecinde hassasiyetlerin farklı olduğunu belirterek “Bazı şeyler öcü gibi değerlendiriliyordu. Konjonktür öyleydi” diye konuştu. Davanın dünkü 42. oturumunda sanık ve avukatlar “İddiaları kabul etmiyorum, tahliyemi talep ediyorum” dedi. Örnek, mahkemenin dosyadaki CD’ler üzerinde yeniden bilirkişi incelemesi yapılması taleplerini reddettiğini anımsatarak “Ben mahkemenin cevabından şunu anlıyorum: Yapılacak her şey yapılmıştı ve elinizin altındadır. Onun için sizlere imajları vermeyeceğiz” diye konuştu. Örnek, savcılığa teslim edilen 19 CD’nin imajlarının alınması 1.5 saatte tamamlanmasına rağmen imaj işleminin ertesi gün bitirildiğini, CD’lerin seri no’larının karşılarına hash değerlerinin de yazılmadığını belirti. 287 mi, 297 mi? İddianamede suçlamalara dayanak olan 11 No’lu CD’nin içerisinde 287 dosya olduğunun yazıldığına dikkat çeken Örnek, “Emniyet analizinde 286 dosya, TÜBİTAK ise 297 dosya analiz etmişlerdir. Aradaki farklar hakkında raporlarında bir kelime yer almamaktadır. TÜBİTAK’ın 22 dosyayı iki kez analiz ettiğini, dolayısıyla gerçekte 275 farklı dosyayı incelediğini görüyoruz. 287’ye karşı 297 ve 275. Aradaki fark nereden kaynaklanıyor, bilinmiyor” dedi. TÜBİTAK’a ikinci kez analiz yaptırıldığını anımsatan Örnek, “İkinci analizinde TÜBİTAK 282 dosya için rapor veriyor. 287’ye karşı 282. Yine bu raporda bu fark için bir kelime yer almıyor” diye konuştu. Örnek şöyle devam etti: “Hiçbir bilirkişi sahtekârlık belirtisi olabilecek üstveri uyumsuzluğuna bakmıyor. Ama üstverilerde ‘CD yazılma tarihi ile uyum içindedir’ diyor. Bu inceleme sahtekârlıkları ortaya koyacak en geçerli analizlerdir.” ‘100 zaman ve mekân çelişkisi var’ Tutuklu sanık Jandarma Kurbay Albay Hanifi Yıldırım savunmasında kendisinin suçlanmasına neden olan yaklaşık 100 bin kişinin fişlendiği listelerin bulunduğu 11 No’lu CD’nin “şer odakları, satılmış iftiracılar” tarafından hazırlandığını anlattı. Yıldırım “Türk Subayına Nasıl Komplo kuruldu” başlığı altında iddia namede en az 100 zaman ve mekân çelişkisi olduğunu söyledi. Yıldırım’a çapraz sorguda emekli Korgeneral Ayhan Taş, “Eski İstanbul Valisi Muammer Güler’i valilik sandalyesine oturmadan önce tanıyor muydunuz” diye sordu. Yıldırım’ın “tanımıyordum” şeklindeki yanıtı üzerine Taş, “Yıldırım’ın hazırladığı iddia edilen ‘görevlendirilecek kamu personeli’ listesinde Muammer Güler İstanbul valisi olarak kayıtlı. Kayıt tarihine bakıldığında evrak Güler, daha valilik görevine başlamadan valilik sandalyesine oturtulmuş” diye açıklamada bulundu. Tutuklu sanık Kurmay Albay Mustafa Koç, ise şunları anlattı: “Tutuklanma nedenim Gölcük’te çıkan ‘Kilit görevlere atanacak personel’ listesinde adımın bulunması. Bu belgenin son kaydedilme tarihi 27 Aralık 2010 olarak görünüyor. Ben 27 Aralık tarihinde burada mahkemedeydim. Ben hiç İstanbul Jandarma Bölge Komutanlığı emrinde çalışmadım.” Balbay Şık Şener çişleri’nden garip açıklama Mahkeme gibi bakanlık ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Adalet Bakanlığı, tutuklu ve hükümlü gazetecilerle ilgili yaptığı açıklamada, mahkeme gibi davrandı. Bakanlık, cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlü 63 kişiden 59’un basın yoluyla işledikleri iddia olunan suçlardan yani yazdıklarından ve gazetecilik faaliyetlerinden dolayı değil, basınla ilgisi olmayan suçlardan dolayı tutuklandıklarını veya mahkum olduklarını ileri sürdü. Adalet Bakanlığı, tutuklu ve hükümlü gazetecilerle ilgili yazılı bir açıklama yaptı. Cezaevlerindeki basın mensubu tutuklu ve hükümlü sayısı konusunda, bazı sivil toplum kuruluşlarınca sağlıklı verilere dayanmayan çeşitli rakamlar verildiği iddia edilen açıklamada, şöyle denildi: “Bunlar arasında medyada en çok Türkiye Gazeteciler Sendikası tarafından yapılan açıklamaların yer alması nedeniyle, sendikadan, tutuklu ve hükümlü olduğu iddia edilen gazetecilere ilişkin listenin bakanlığımıza gönderilmesi istenmiştir. Sendika tarafından, 2 Ağustos 2011’de gönderilen 72 kişilik listedeki tutuklu ve hükümlülerin, hangi nedenle cezaevinde oldukları bakanlığımızca tek tek incelenmiştir. TGS’nin listesinde tutuklu ve hükümlü olduğu belirtilen 72 isimden 3’ünün cezaevlerinde kaydına rastlanmamış, 6’sının ise tahliye edildiği tespit edilmiştir. Listede yer alan isimlerin 63’ü halen cezaevindedir. Bu 63 isimden 36’sı hakkında dava açılmış ve bunların 18’iyle ilgili mahkumiyet kararları verilmiştir. 27 kişi hakkında ise soruşturmalar devam etmektedir. Cezaevindeki 63 kişiden 18’inin basın kartı varken 45’inin yoktur.” ‘Hastanede kalmalı diyebilir’ Yurt Haberleri Servisi Diyarbakır’ın Ergani ilçesinde teröristlerce askeri kontrol noktasına yapılan saldırıda kalbi duran ve doktorların yoğun çabası sonucu yaşama döndürülen Astsubay Ahmet Yumak, tedavi gördüğü GATA’da kurtarılamayarak şehit düştü. İlk anda şehit olduğu açıklanan 30 yaşındaki Yumak’ın duran kalbi Ergani Devlet Hastanesi’nde yeniden çalıştırıldı. Helikopterle Diyarbakır Asker Hastanesi’ne kaldırılan Yumak’ın burada yeniden duran kalbi ikinci kez çalıştırıldı. GATA’ya sevk edilen Yumak, önceki gece kurtarılamayarak şehit düştü. Yumak için GATA’da askeri tören düzenlendi. Şehit astsubay Afyonkarahisar’ın Sandıklı ilçesinde düzenlenen törenin ardından şehitlikte toprağa verildi. Askeri servise saldırı: 2 yaralı MAHMUT ORAL Fotoğraf: YILMAZ KAZANDIOĞLUAA ‘Mucize astsubay’ şehit düştü 4’ü basın suçu işlemiş! Hakkında dava açılan veya mahkumiyet kararı verilen 36 kişiden sadece 4’ünün, “basın yoluyla işlenen suçlar” arasında sayılabilecek olan “terör örgütünün propagandasını yapmak” suçundan dolayı cezaevinde olduğu öne sürülen açıklamada, “diğer 32 tutuklu ve hükümlünün cezaevinde bulunmalarının gazetecilik faaliyetiyle bir ilgisi yoktur” ifadesi kullanıldı. Açıklamada, haklarındaki soruşturmalar devam eden 27 kişiyle ilgili soruşturmaların gizli yürütülmesi nedeniyle, bu kişilerin hangi suç ve eylemlerden dolayı tutuklandıklarının ancak iddianame hazırlandığında açık bir şekilde görülebileceği ifade edildi. Soruşturması devam eden 27 ismin tamamının “silahlı terör örgütü üyeliği” gibi gazetecilik faaliyetiyle ilgisi olmayan suçlardan dolayı cezaevinde bulunduklarının görüldüğü savunuldu. D YARBAKIR Hakkâri’de Dağ ve Komando Tugay Komutanlığı’na asker taşıyan sivil minibüse düzenlenen mayınlı saldırıda 2 asker yaralandı. Yüksekova ilçesinde de zırhlı polis aracına mayınlı saldırı düzenlendi. Saldırıda ölen ya da yaralanan olmadı. Hakkâri Dağ ve Komando Tugay Komutanlığı’na 2 kilometre kala askerleri taşıyan sivil minibüsün geçişi sırasında patlama meydana geldi. Patlamada 2 asker yaralanırken araçta bulunan 15 askerden çoğunun ayakta tedavi edildiği belirtildi. Olay yerinde ikinci bir bombanın bulunabileceği ihtimaline karşı geniş güvenlik önlemi alındı. Hakkâri Valisi Muammer Türker, yol kenarına döşenen mayının patlatıldığını belirtti. Türker, patlamanın şiddetiyle sürücünün direksiyon kontrolünü yitirdiğini, minübüsün takla atarak duvara çarpması sonucu yaralanmaların meydana geldiğini açıkladı. Türker, yaralılardan birinin taburcu edildiğini, diğerinin de hayati tehlikesinin bulunmadığı belirtti. PEHL VAN A HM’YE BAŞVURDU ‘Özgürlük Savcıları HSYK’ye şikâyet hakkı ihlali’ ‘Bazı evraklar İstanbul Haber Servisi Ergenekon soruşturmasında yaklaşık 7 aydır tutuklu olan Odatv Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan, uzun tutukluluk nedeniyle ifade özgürlüğü ve adil yargılanma ve özgürlük hakkının ihlali nedeniyle AİHM’ye başvurdu. Pehlivan’ın avukatları Celal Ülgen ve Hüseyin Ersöz’ün dilekçesinde, tutuklama kararına yapılan pek çok itirazın, soyut ve klişe gerekçelerle reddedildiği belirtildi. Dosyadaki gizlilik kararı nedeniyle delillere ulaşamadıklarını belirten avukatlar şu ifadelere yer verdi: “Pehlivan, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti tarafından ödüllendirilmiş başarılı bir gazetecidir. Yapmış olduğu haberler arasında kamuoyunun yakından takip ettiği, Ergenekon ve Balyoz davalarında yaşanan hukuka aykırı işlemler de yer almaktadır. Savcılıkta, söz konusu haberler ve içerikleri sorulmuş ve Pehlivan’ın haber kaynakları sorgulanmıştır. Pehlivan, 18 Şubat’tan bu yana tutuklu. Pehlivan ile birlikte, gazeteciler Soner Yalçın, Doğan Yurdakul, Ahmet Şık, Nedim Şener, Barış Terkoğlu da tutuklu bulunmaktadır. Söz konusu gazeteciler Dink suikastı, Ergenekon ve Balyoz davalarındaki hukuka aykırılıkları konu ettikleri makale ve kitapları ile tanınmaktadır.” saklanıyor’ Bilirkişi raporu Avukatlar ayrıca suçlamalara dayanak olan Odatv’nin merkezindeki bilgisayarlardan ele geçtiği iddia edilen dokümanlarla ilgili bilirkişi incelemesi yaptırdıklarını, “dosyaların bir virüs ya da Truva atı aracılığı ile yaratılıp silinmiş olması ihtimali büyüktür” dendiğini anımsattı. İstanbul Haber Servisi Balyoz davası sanıkları emekli Orgeneral Çetin Doğan ve emekli Tuğgeneral Süha Tanyeri, savcılar Mehmet Ergül, Bilal Bayraktar, Ali Haydar, Süleyman Pehlivan, Murat Yönder ve Mehmet Berk’i HSYK’ye şikâyet etti. Avukatlar, savcıların görevini kasten yapmadıklarını, bazı evrakları mahkemeden gizlediklerini iddia etti. Avukatlar Celal Ülgen ve Hüseyin Ersöz’ün şikâyet dilekçesinde, savcıların yanlı davrandıkları, sanık lehine kanıt toplamadıkları belirtildi. Savcıların, 195 emekli ve muvazzaf askerin suçlu oldukları yönünde bir imaj yaratılmasında öncü oldukları savunularak savcıların Balyoz planı ve eklerinin olduğu CD’leri avukatların talebine karşın bağımsız üniversitelere inceletmedikleri, ısrarla TÜBİTAK’tan rapor alındığı kaydedildi. 1. Ordu Askeri Savcılığı’nın sanıklar aleyhine olan raporunun savcılıkça iddianameye dahil edildiği belirtilerek askeri savcılığın lehe olan raporunun ise kaybedildiği savunuldu. Dilekçede şu ifadelere yer verildi: “11 No’lu CD’den çıkan ‘Savunma Sanayi.xls’ belgesinde, Havelsan’da çalışıyor olarak 357 kişinin ismi, 32’sinin nereye tayin edileceği yazıyor. Listedeki 115 kişinin çalışmadığı anlaşılıyor. İddianamede ise ‘belgede ismi yer alan şahısların belirtilen yerlerde görevli oldukları anlaşılmıştır’ deniyor. Bu şekilde mahkemeyi yanıltıyorlar. Belge ile ilgili Bursa Emniyet Müdürlüğü’nden gelen cevap yazısı da savcılarca adli emanete saklanmış.” C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle