19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 12 AĞUSTOS 2011 CUMA 6 HABERLER Duruşma salonunun dar olması nedeniyle izleyicilerin içeri alınmaması gerginlik yarattı ‘Karargâh’ta kargaşa H LAL KÖSE osyalist Demokrasi Partisi (SDP) Genel Başkanı Rıdvan Turan Toplumsal Özgürlük Platformu (TÖP) Sözcüsü Oğuzhan Kayserilioğlu ile eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı’nın “örgüt üyesi” oldukları iddiasıyla yargılandıkları 57 sanıklı “Devrimci Karargâh” davası gergin başladı. Mahkeme heyeti, küçük ve havasız olduğu gerekçesiyle izleyicileri duruşma salonuna almayınca tartışma yaşandı. Adliye koridorunda sıcaktan bunalan sanık yakınları ve gazeteciler güçlükle salona girebildi. Bazı sanıklar, Hanefi Avcı ile aynı dosyada yargılandıkları için savunma yapmadı. İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki dava, saat 11.00’de başlaması gerekirken saat 13.45’te başladı. Oturuma, 20 tutuklu sanık katıldı. Hanefi Avcı, sanıklara ayrılan bölümde, arka sırada, diğer sanıklardan ayrı, etrafı jandarma görevlileriyle çevrili şekilde oturdu. Avukat Ercan Kanar’ın, 25 avukat adına yaptığı, hukuka aykırı delillerin dosyadan çıkarılması talebi reddedildi. Kanar, “Adliyeye gelirken şehrin tüm çevik kuvvet ekiplerinin buraya yığıldığını gördüm. Dışarda olağanüstü hal görüntüsü var. Bu da demokrasi ölçülerine ne kadar uyulduğunun göstergesi” dedi. S Albay Gökçeoğlu Valiziyle geldi tutuklandı Gökçeoğlu “Kamuoyunu yönlendirme amacıyla kara progapanda yapıldığı” iddia edilen Andıç’ta parafının bulunduğunu belirterek, “Kanunsuz bir durumda hukukçuların ve üstlerimin düzelteceğini düşündüğümden listede bana ayrılan yere paraf atmakta tereddüt duymadım” diye konuştu. stanbul Haber Servisi “ nternet Andıcı” davasında hakkında yakalama emri çıkarılan 14 sanıktan biri olan emekli Albay Cemal Gökçeoğlu tutuklandı. Gökçeoğlu, emekli Albay Fuat , ı Selvi, emekli Orgeneral Hasan Iğsız’ın ardından tutuklanan 3. sanık oldu. İnternet Andıcı davasında hakkında yakalama emri bulunan Gökçeoğlu, avukatı Rıdvan Yıldız ile Silivri Cezaevi bitişiğindeki duruşma salonunun olduğu binaya geldi. Gökçeoğlu’nun hazırladığı valiziyle duruşma salonuna gelmesi dikkat çekti. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi heyetinin karşısına çıkarılan Gökçeoğlu’na Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese tarafından suçlandığı konular okundu. Özese, “ ddia olunan Ergenekon silahlı terör örgütü amaçları doğrultusunda internet sitelerinde dezenformasyon amaçlı kara propaganda yapmak, devlet yöneticilerini baskı altına almaya çalışmak, kaos ortamı oluşturarak halkı devlet yöneticilerine karşı kışkırtmakla” suçlandığını hatırlattı. Gökçeoğlu suçlandığı konulara ilişkin şunları söyledi: “2005’te karargaha dari şler Şube Müdürlüğü’ne atandım. nternet siteleri faaliyetteydi. Benim internet andıcında parafımın olmasının tek sebebi, o dönemde internet sitelerinin yeniden yapılandırma çalışmaları vardı. nternet destek şubesi de bana bağlıydı. Parça temini gibi işler yapıyordum. Yüzbaşı (Murat Uslukılıç) Andıç’ı hazırlayıp bana imza için getirdi. nternetten ve ilgili kanunlardan anlamam. Andıç’taki bana ayrılan bölümü parafladım. Paraflayan ilk bendim. Bir aksaklık, hukuksuzluk olması durumunda hukukçuların ve bizden sonra gelen makamların düzelteceğini düşündüğümden imzalamakta tereddüt etmedim.” Avukat Rıdvan Yıldız, müvekkilinin hakkında yakalama emri çıkarıldığını basından öğrendiğini ve vakit kaybetmeden geldiğine dikkat çekti. Türk Silahlı Kuvvetleri’nde emre itaatsızliğin ağır müeyyideleri olan bir suç olduğunu belirten Avukat Yıldız, “Müvekkilim Cemal Gökçeoğlu karar aşamasında sorumlu bir konumda olan bir görevde değildir. Paraf atmasında kasıt yoktur. Bunu görevi gereği bilmiştir” dedi. Mahkeme heyeti Gökçeoğlu’nun hakkında “Türkiye Cumhuriyeti’ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek, silahlı terör örgütü yönetmek” suçlarından yargılandığını gözönünü alarak “kaçma, delilleri karartma şüplesi, dosya kapsamı” gibi gerekçelerle tutuklanmasına karar verdi. Öte yandan söz konusu 14 sanıktan Tümgeneral Mustafa Bakıcı ile Albay Sedat Özüer’in avukatı Mahir Işıkay, müvekkilleri hakkındaki yakalama kararının kaldırılmasını talep etti. Işıkay, dilekçesinde, CMK’ye göre yakalama emri verilebilmesi için sanığın kaçak olması şartı bulunduğunu anımsatarak, müvekkillerinin sabit ikametgâh sahibi olmaları ve halen görevlerinin başında olmalarına karşın kendilerine hiçbir çağrı yapılmadan haklarında yakalama emri düzenlendiğini belirtti. “ nternet Andıcı” davasında EDOK Konutanı Orgeneral Hüseyin Nusret , Taşdeler, Genelkurmay Adli Müşaviri Tümgeneral Hıfzı Çubuklu’nun da aran larında bulunduğu 22 kişi yargılanıyor. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi 8 Ağustos tarihinde 7’si general 14 sanık hakkında yakalama emri çıkarmıştı. Tutuklu SDP’lilere ve Toplumsal Özgürlük Platformu sözcülerine destek olmak amacıyla Beşiktaş’taki Barbaros Parkı’nda bir araya gelen “Sıra Kimde nisiyatifi”, “Hukuksuzluk son bulsun. Sosyalistler serbest bırakılsın” dedi. (UĞUR DEMİR) kinci Ergenekon davasında çapraz sorgusu yapılan Sağıroğlu’na Fatma Cengiz ile brahim Şahin arasında geçen mesajlar soruldu ‘Ermeni öldürülmeli’ Tutuklu sanıklar Fatih Aydın, Cemal Bozkurt ve Özgür Dinçer, Hanefi Avcı ile aynı davada yargılandıkları için savunma yapmadı. Fatih Aydın, “İşkenceci polis şefinin dosyasının bu davadan ayrılmasını istiyorum. Aksi halde çıkacak olaylardan mahkemeniz ve devlet sorumludur” dedi. Cemal Bozkurt da tutsak sosyalistlerin tahliyesinin hatırına bir kereye mahsus bu duruşmaya katıldığını ifade etti. Bozkurt, mahkemeye başkanlık yapan yargıç Eşref Aksu’nun “Suçlamalara ilişkin açıklama yapacak mısınız” sorusuna da tepki göstererek, “Bu bana bir hakarettir” dedi. Özgür Dinçer ise Hanefi Avcı nedeniyle burada bulunmaktan utanç duyduğunu söyledi. TÖP Sözcüsü Oğuzhan Kayserilioğlu, 35 yıldır, bir sosyalist olarak siyaset yaptığını belirterek “Görüşlerimi yüzlerce sayfalık yazılarımda anlattım. Kendi görüşlerim nedeniyle yargılanmak iyi bir şey olurdu ama şimdi ne yapacağımı şaşırıyorum. Bu örgütün örgütlenme biçimini, şiddeti merkez alan tarzını yanlış buluyorum” dedi. TÖP’un kuruluşunu ve 2001 yılında ÖDP’den kopuş sürecini anlatan Kayserilioğlu, TÖP olarak 1995’ten bu yana sosyalist politika yapma biçiminin değişmesi gerektiğini savunduklarını dile getirdi. Kayserilioğlu, “Yaptığım siyasetin meşru, haklı ve insanlığa hizmet ettiğini düşünüyorum. Sırf yaptığım şeyler yüzünden bile Devrimci Karargâh’a üye olamam” dedi. Bilim ve Gelecek Dergisi editörü Baha Okar, Toplumsal Özgürlük Platformu üyesi Semih Aydın, Red Dergisi yazarı Hakan Soytemiz de suçlamaları reddederek, tahliye talep etti. Dava bugüne ertelendi. Mahkemeye tehdit! Polat: Evren yaşı kaç olursa olsun yargılanmalı Mahkumun kafasını tüple Sağıroğlu, “Fatma Cengiz ile Şahin arasında Ermeni öldürülmeli diye mesajlaşmalar geçiyor. Haberiniz var mı?” sorusuna, “Bilgim yok. Ama brahim Şahin için iki önemli konu vardı. Biri PKK, diğeri milli değerler. PKK ile birlikte hareket eden Ermenilerden bahsederdi. Hatta futbol takımlarını Ermeni ve milli diye gruplara ayırırdı” dedi. HAT CE TUNCER yaktılar BEK R ŞAH N ‘Bu örgütün üyesi olamam’ Sosyalistlere büyük destek Davayı, bağımsız milletvekilleri Sabahat Tuncel, Ertuğrul Kürkçü, Levent Tüzel ile eski Milletvekili Akın Birdal, İsviçre’den gelen Demokrat Hukukçular Derneği üyesi avukat Marcel Bosonnet ile eski Emniyet Müdürü Emin Arslan da izledi. CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve bağımsız Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, davanın geç başlaması nedeniyle duruşmayı izleyemeden adliyeden ayrıldı. Beşiktaş’taki Barbaros Parkı’nda bir araya gelen “Sıra Kimde İnisiyatifi” üyeleri de tutuklu sosyalistlerin serbest bırakılmasını istedi. Grup adına açıklama yapan Akın Birdal, “Siyasi parti ve platformlarda demokratik siyaset yapan arkadaşlarımız, hiçbir ilişkilerinin olmadığı bu örgüte üye oldukları gerekçesiyle tutuklu yargılanıyor. Bu bir siyasi komplodur” ifadelerine yer verdi. GAZ ANTEP 12 Eylül darbesinde Gaziantep’te bir cinayetten dolayı gözaltına alınan ve idam ile yargılanarak 10 yıl hapis yatan 61 yaşındaki smet Polat, hâlâ kendini hücredeymiş gibi hissettiğini, ailesine ve topluma adapte olamadığını belirtti. Polat, “Yaşı kaç olursa olsun Kenan Evren yargılanıp cezasını çekmelidir” diye konuştu. Gaziantepli smet Polat, Türkiye Devrimci Komünist Partisi (TDKP) üyesi olduğu ve Sıddık Acar cinayeti nedeniyle bir arkadaşının ifadesi üzerine 16 Ekim 1980’de sabaha karşı polis tarafından gözaltına alındı. Olayla ilgili 10 yıl hapis yatan Acar, “Bir olayla ilgili 24 kişi belirlenmiş ama polisin yakaladığı sayı 23, eksik olanı polis bu sefer sokakta simit satan insanı arabaya atarak mevcudu tamamlıyordu. Çoğu insan böyle yıllarca hapis yattı” dedi. Cezaevi şartlarının çok kötü olduğunu ifade eden Acar, “40 hücrenin 25’inde Kahramanmaraş katliamı sanıkları kalıyordu. çeriye bıçak sokmuşlar, bazı cezaevi görevlileri Maraş katliamı sanıklarına ‘ çerde iki komünist var, öldürün onları. Nasıl olsa idam almışsınız’ diye konuşmuşlar. 40 hücrede ben ve bir arkadaşım dışında solcu yoktu” dedi. smet Polat “Hiç unutmam Sait Şimşek isimli PKK’den yargılanan bir mahkumun kafasını tüpün üzerine koyup yaktılar. Yaşadıklarım yüzünden psikolojim bozuldu. Destek istiyorum” dedi. kinci Ergenekon davasında tutuklu sanık Oğuzhan Sağıroğlu, İbrahim Şahin’in terörle mücadelede görev alacak teğmenler istemesi üzerine sanık teğmenler Onur Özdemir ve Cihan Arık’ın isimlerini verdiğini anlattı. Sanık Fatma Cengiz’in, Şahin’i kandırdığından şüphelendiğini belirten Sağıroğlu, “Cihan Arık ve Onur Özdemir’i bu konuda uyarmadım. Çünkü utandım” diye konuştu. Davanın 129. duruşmasında tutuklu sanık Sağıroğlu’nun çapraz sorgusuna devam edildi. Savcı Mehmet Ali Pekgüzel’in soruları üzerine Tokat’ta öğretmenlik yaptığını anlatan Sağıroğlu, “Şahin ile 2002 yazında bir çay bahçesinde tanıştık. Eski ülkü ocakları başkanı olan ağabeylerim vardı, onlar tanıştırdılar. Sonra ocaktaki seminerlere geldi” dedi. Sivas’ta Şahin’in suikast planlandığı iddia edilen Ermeni cemaati lideri Minas Durmazgüler’in adını hiç duymadığını ifade eden Sağıroğlu, Sivas’ta PKK’lilerle ilişkisi olduğu iddia edilen Serpil adıyla tanınan Matild Sansaryan ile ilgili bilgiyi Şahin’e verdiğini söyledi. Sağıroğlu, “Şahin de İ MİT’e bu ismi bildirmiş. Sonradan bu kadının bir dolandırıcı olduğu ortaya çıktı. PKK’yi de dolandırmış” diye konuştu. Şahin ile anne tarafından uzaktan hısım olduklarını anlatan Sağıroğlu, Şahin’in sürekli, “Terörle mücadele MİT ve emniyet dışında bir birim oluşturulacağını, başına da kendisinin geleceğini, Cumhurbaşkanı’nın imzaladığını tebliğ için komutanların Kayseri’ye geleceğini” söylediğini de anlattı. ‘Bizden sonrakiler düzeltir’ Özel birim iddiası ‘Empati yapıyorum’ Duruşmada tutuklu sanık eski Sivas Ülkü Ocakları Başkanı Oğuz Bulut’un savunması alındı. Bulut, kendisinde iki adet el bombası bulunmasını “Çingenelerden bir iki süs tavuğu almak isterken tanımadığım bir adam bir tabanca ile iki el bombası getirip ‘Patlama özelliği yok. Süs olarak kullanabilirsin’ dedi. Aldım” şeklinde açıkladı. Bulut, mahkemeye şöyle seslendi: “Sizinle empati yapıyorum. Yerinizde olsam ben de el bombası, suikast, Ergenekon suçlamarından sanık biri bunu anlatsa garipserim. Ama sizi temin ederim başka izahı yok. Çok pişmanım.” ‘Paraf görevi gereği’ Yakalamaya itiraz ÇEL KTEN BAŞBUĞ MASI: UCU NEREYE VARIRSA G D LECEK Haber Merkezi AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, katıldığı televizyon programında “İnternet Andıcı” ile ilgili eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’u eleştirerek, “Ucu hangi makama ulaşırsa ulaşsın, sonuna kadar gidilecektir” dedi. AKP Genel Başkan Yardımcısı Çelik, TSK içinde darbe yanlıları, darbe planlayıcılarının da olabileceğini belirterek “Siz bu insanları kurumsal olarak sahiplenirseniz, siz bu kurumu zan altına sokarsınız” ifadesi kullandı. Çelik, Bağbuğ’un Poyrazköy kazılarında yer altından çıkan lav silahlarıyla ilgili televizyonlarda verdiği açıklamalara da değindi. Çelik, şunları söyledi: “Sayın Başbuğ ‘Bu bir borudur’ dedi. Islak imza çıktığı zaman kâğıdı salladı ve dedi ki ‘Bu bir kâğıt parçasıdır.’ Bunun gereğini yaptı mı? Bunun faili olan insanları bizzat kendisi daha muvazzafken askeri yargıya teslim etseydi. Biliyorsunuz bu andıçlar emirkomuta zinciri içinde hazırlandı. Eğer bu da doğruysa en en üst makamdaki kişinin iradesi ile oluşmuş demektir. Temenni ederim ki kime ulaşırsa ulaşsın, hangi makama ulaşırsa ulaşsın, bununla ilgili sonuna kadar gidilir.” ‘Boru’ dedi, ‘kâğıt’ dedi’ Başbuğ’un açıklamaları Poyrazköy kazılarının ardından Başbuğ, hiçbir işe yaramayacak boş lav silahlarını boruya benzetmişti. Başbuğ, “İrticayla Mücadele Eylem Planı” adlı belgeye ilişkin de “Bu kâğıt parçası TSK’yi yıpratmak için hazırlandı” demişti. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle