27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 12 AĞUSTOS 2011 CUMA 4 HABERLER Erzurum Özel Yetkili Savcılığı, Hopa soruşturmasında örgüt üyeliği bağlantısı için takipsizlik kararı verdi rtica Artık Tehdit Değil Beyoğlu’nda kaldırım üzerindeki masaların kaldırılması, Erzurum’da iftar açılmadan sokakta sigara içen bir genç kızın tartaklanması ve olayın linç girişimine dönme eğilimi, İstanbul’da İETT otobüsünde şortlu bir genç kızın şortu yüzünden hakarete uğrayıp yumruk yemesi, otobüs yolcularının da saldırgandan yana çıkmaları. Darp edilen mağdureye Adli Tıp’ın darp raporu vermemesi ve Prof. Dr. Hayrettin Kahraman’ın, “her Müslümanın kamuya açık yerlerde, dine, ahlaka, adaba aykırı bir davranışa müdahale etmekle yükümlü olduğu”nu söyleyen makalesinin Yeni Şafak’ta yayımlanması, hep aynı hafta içinde olan olaylar. Bunların hepsinin aynı anda olması, yurdun çeşitli yerlerinde meydana gelmiş bulunması ve de kimseyi rahatsız etmemesi, içinde bulunduğumuz durumun vahametini gösteriyor. Bahçeşehir Üniversitesi’nden Prof. Yılmaz Esmer’in yaptığı araştırmaların ortaya koyduğu gerçekleri de, bu olayların ışığında bir kez daha gözden geçirin! Nereye varmış olduğumuzu kolaylıkla anlayabilirsiniz. Dün bunları tartıştığımız bir dostum, öfkesini dile getirdi: Bir de irtica tehdidi yok diyorlar, şu hale bak da söyle, tehdit var mı yok mu? Yok, diye yanıtladım, ortada bir tehdit yok. İrtica artık tehdit değil. Nasıl değilmiş, çevrende olup biteni görmüyor musun? diye şaşkınlıkla sordu. Öfkeyle karışık şaşkınlığına aldırmadan sakin sakin anlatmaya koyuldum: Bak canım, burada tehdit, yakın tehlike anlamına kullanılıyor. Tehlike ise zarara yol açabilecek, istenmeyen bir durum demektir. Deprem bir tehlikedir, fay hattı üzerinde bulunan yerleşim merkezlerinde, artık “deprem” olasılığı yakın ve büyük olduğu için “deprem tehlikesi” yerine “deprem tehdidi” deyimi kullanılır. Doğal afet tehditleri vardır, ekonomik tehlikeler vardır ki, zaman zaman kapıyı çalar tehdit olur, sosyal tehlikeler, tehditler vardır... Bir de bu konuda bir altın kural mevcuttur. Tehdit, yani gerçekleşmesi istenmeyen olası zarar verici durum gerçekleşince, artık tehdit olmaktan çıkar. Yani bir örnekle açıklamak gerekirse, şu anda İstanbul deprem tehdidi altında. Ama deprem gerçekleştiği anda tehdit olmaktan çıkacaktır. Artık o andan itibaren deprem tehdidinden söz etmek mümkün olmayacaktır. Eee, dedi dostum, bu laf kalabalığı bir şeyi değiştirmiyor, yani irtica... Yok, çok şeyi değiştiriyor, dedim ve yine anlatmaya başladım: “Deprem veya trafik kazası ne olursa olsun, bir tehdit tehdit olmaktan çıkarsa, artık tehlikeye karşı alınacak önlemleri tartışmanın anlamı kalmaz, çünkü tehdit aşaması geride kalmıştır. Yani artık sollama kuralları, hız sınırlaması veya binaların depreme dayanıklı olup olmadığı tartışmaları anlamını yitirir, yerine başka önlemler gerekir. Yani arabanın yanmaması için söndürücü kullanmak, yaralıları, vasıtadan veya enkaz altından çıkarmak, bir an önce hastaneye sevk etmek ve bunun gibi sorunlar geçer baş sıraya. Şimdi olaylara da bu şekilde bakmak gerek. Bu şekilde bakarsan, vardığın noktada alınacak önlemler konusunda daha gerçekçi sonuçlara varabilirsin ve durumu da daha iyi anlayabilirsin. Örneğin, şu sıralarda görülmekte olan İrtica ile Mücadele Eylem Planı soruşturması ve davası senin kafanı karıştırıyor. Oysa olaya doğru tanı koyarsan, daha sağlıklı düşünebilirsin. Örneğin, irtica tehdit iken, irtica ile eylem mücadele planı olması doğaldır (bu yetkili kişiler tarafından yasaya uygun yapılması koşuluyla, onaylanabilir, aksini kabul tabii mümkün değil). Ama irtica artık tehdit olmaktan çıkar vakıa olursa, o zaman tehdit hedefi olarak da başka şeyler gelir oturur, oraya mesela irticayla mücadele eylem plan tehdit oluverir...” Tam anlar gibi oluveriyorum ki, yine karışıyor, dedi dostum, keselim bari... Hayhay keselim, dedim, ama söyle, hiç değilse, artık irticanın neden tehdit olmadığını anladın mı? Hopa’da muhalefet var! Erdoğan’ın Hopa mitingi öncesinde çıkan ve Metin Lokumcu’nun yaşamını yitirdiği olaylarla ilgili haklarında “terör örgütü üyeliği” suçlamalarıyla dava açılan 36 kişi hakkında Erzurum Özel Yetkili Savcılığı, “kanıt, belge ve bilgi olmadığı gerekçesiyle” takipsizlik kararı verdi. ÖMER ŞAN KILIÇDAROĞLU MAL VARLIĞINI AÇIKLADI ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun mal varlığı 2011 yılı güncellemesi ile partinin internet sitesinde yayımlandı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun dün tarihli ve kendi imzasıyla yayımlanan mal varlığında, 5 konut, 9 tablo, bir otomobil, 2 kooperatif hissesi ile 7 bin lira alacağı görülüyor. Eşine ait bir pırlanta yüzüğün yer aldığı listede, değeri 25 bin lira gösterilen çerenköy’de, değeri 142 bin lira olan Ankara Balgat’ta, değeri 15 bin lira olan Akyurt’ta, değeri 3 bin lira olan Tunceli’de ve değeri 300 bin lira olan Balıkesir’in Burhaniye ilçesinde birer konut yer alıyor. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 14 bin lira değerinde 2004 model bir otomobilin de bulunduğu mal varlığında 9 tane de tablo yer alıyor. Kılıçdaroğlu’nun sahibi olduğu Nuri Abaç, Fikret Otyam, Güler Çakır, Hüseyin Yüce, Ayatullah Sümer, Hasan Mutlu imzaları taşıyan 9 tablonun edinme bedelleri ise toplam 2 bin 733 lira olarak açıklanıyor. Beyanda ayrıca Kılıçdaroğlu’nun Feridun Özgen’den 7 bin lira alacağı bulunuyor. RİZE Erzurum Özel Yetkiliği Savcılığı, Hopa soruşturmasında örgüt üyeliği bağlantısı için takipsizlik kararı verdi. MİT’in 3 kez valiliği uyardığı ortaya çıktı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 31 Mayıs’taki Hopa mitingi öncesinde çıkan ve öğretmen Metin Lokumcu’nun yaşamını yitirdiği olaylarla ilgili haklarında “terör örgütü üyeliği” ve “terör örgütü adına faaliyet yürütmek” suçlamalarıyla dava açılan 36 kişi hakkında Erzurum Özel Yetkiliği Savcılığı, “kanıt, belge ve bilgi olmadığı gerekçesiyle” takipsizlik kararı verdi. Cezaevlerinde bulunan 36 kişi hakkında sadece “2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet”, “Kamu malına zarar vermek”, “Görevli memura mukavemet” suçlamaları kaldı. Erzurum Özel Yetkiliği Savcılığı’nın “Terör örgütü üyeliği” suçundan takipsizlik kararı vermesinin ardından soruşturmanın özel yetkili savcılıktan çıkararak, başka bir savcılığa verileceği, yargılamaların da Ağır Ceza Mahkemesi’nde sürdürülmeyeceği belirtildi. Hopa olaylarının ardından başlatılan soruşturma kapsamında, İçişleri Bakanlığı’nca görevlendirilen müfettişlerin raporunda ilginç bir ayrıntı daha ortaya çıktı. Rapora göre, Hopa olayları öncesi Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), üç ayrı gizli yazıyla, Artvin Valiliği ve Trabzon Bölge Başkanlığı’na, “sol örgütlere destek veren kişilerin” Erdoğan’ı protesto edeceği bilgisini verdi. ‘Dindarlık arttıkça terör örgütü PKK’ye sempati azalıyor’ tespiti yapıldı estival Lokumcu’ya adandı Hopa’da bu yıl 8.’si düzenlenecek olan “Halkevleri HopaKemalpaşa Halk Festivali” ise olaylarda yaşamını yitiren Metin Lokumcu’ya adandı. Bugün kortej yürüyüşüyle başlayacak festivale Leman Sam, Bajar, Bayar Şahin, Umut Hamzaoğlu, Marsis ve İlkay gibi pek çok sanatçı da destek verdi. Öte yandan Halkevleri Genel Başkanı İlknur Birol, Onursal Genel Başkan Abdullah Aydın ile Genel Merkez yöneticisi Mesut Değer’in Artvin ve ilçelerinde incelemelerde bulunduğu bildirildi. F Polisin çözümü dindarlık ANKARA (AA) Polis Akademisi’nde yüksek lisans tezi çalışması olarak yapılan bir araştırmada dindarlık ile PKK’ye karşı tavır arasında ilişki kurulmaya çalışıldı. Araştırmada dindarlık arttıkça ülkenin değerlerine aidiyet duygusunun ve PKK’ye tepkinin arttığı ileri sürüldü. Kürtçe bilen 10 üniversite öğrencisinin desteğiyle Güvenlik Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. İsmail Dinçer Güneş danışmanlığında Onur Akyar tarafından, Güneydoğu Anadolu’dan yoğun göç alan Van’da yapılan anketin sonuçlarına ilişkin yapılan değerlendirmede, terör örgütü PKK ve elebaşı Abdullah Öcalan ile Kürt davasının özdeşleştirilmediği tespiti yapıldı. Araştırmada, dindarlık seviyesi arttıkça PKK’ye olan sempatinin ciddi oranda düştüğü, hiç namaz kılmayanların PKK sempatisinin, sadece bayram ve cuma namazlarına gidenlerle farklılaşmazken, namazlarını tam olarak kılanlara göre çok daha yüksek olduğu savunuldu. Ülkenin değerlerine aidiyet duygusunun hiç namaz kılmayanlarda yüzde 65 olduğu, günlük namazlarını tam olarak kılanlarda ise bu oranın yüzde 86’ya çıktığı belirtilen araştırmada, dindarlık arttıkça bu ülkenin değerlerine olan aidiyetin de güçlendiği yorumu yapıldı. Araştırmayı yorumlayan Polis Akademisi Başkanlığı Güvenlik Bilimleri Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Remzi Fındıklı da PKK’nin bölgede güçlenmesini Şeyhlerin kalmamasına bağladı. Türkiye’de halkın en önemli ortak değerinin İslam dini olduğunu söyleyen Fındıklı, “Gençleri terörden, dehşetten alıkoyacak en önemli şey dindir” dedi. Gençleri terörden uzaklaştıracak dini kanaat önderlerinin eksik olduğunu savunan Fındıklı, “Doğu’da son senelerde akil adamlar dediğimiz şeyh türü, ‘dur’ deyince durduran, itibar edilen, sözü dinlenen kişilerin kalmaması gençleri başıboş bıraktı. Terör örgütünü yönetenler, başıboş kalan bu gençleri bir şekilde kullanma imkânı buldu” diye konuştu. PKK’liler yol kesti DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) BingölDiyarbakır Karakolu’nda Abalı Jandarma Karakolu’na 1 kilometre mesafede bulunan Bıhlin Deresi mevkisinde bir grup PKK’li yol kesti. Yaklaşık 25 dakika süren propagandadan sonra yolcuların kimliklerini de toplayan PKK’liler, dağlık alana kaçtı. PKK’lilerin yakalanması amacıyla operasyon başlatıldı. RTÜK’TE İZDİVAÇ PROGRAMINA DİN TOLERANSI Arınç kızdı, AKP’li üyeler vize verdi Tunceli Valisi’ne tepkiler dinmiyor TUNCELİ (Cumhuriyet) Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’in Tunceli gezisi sırasında referandumda “hayır” dedikleri için Tunceli halkını bakana şikâyet eden Vali Mustafa Taşkesen’e bir tepki de EğitimSen Tunceli Şubesi’nden geldi. EğitimSen Tunceli Şube Başkanı Hasan Ölgün, sendika binasında düzenlediği basın toplantısında, “Tunceli halkı tarihten bu yana hep özgürlüklerden yana olmuştur. Biz Tuncelililer özgürlükçü, demokratik ve katılımcı bir anayasayı her zaman destekleriz. Sayın vali her zaman demokrasiden, özgürlüklerden bahsederek açıklamalarda bulunuyor. Ama demokrasi isteyen, özgürlükler isteyen ve demokratik hak arayışı yapan bir arkadaşımızı da sürgün ediyor. Özgürlükleri savunmadığımızı söylüyor, ama kendi yaptıkları ortada; bunun kararını kamuoyu verecektir” dedi. FIRAT KOZOK GAZETEC YE DESTEK VERD LER Karakaya’ya ÇGD ve CHP sahip çıktı SEL N GÖRGÜNER STANBUL Yaptığı bir haber nedeniyle 375 gün meslekten men cezası alan gazeteci Havva Karakaya’ya meslektaşları sahip çıktı. Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Genel Başkanı Ahmet Abakay başkanlığındaki heyet, bugün Karakaya’yı ziyaret edecek. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da Karakaya’ya tam destek verdi. Desteğin kendisini çok mutlu ettiğini belirten Karakaya, “Meslektaşlarımın desteği beni çok mutlu etti. ÇGD Başkanı Sayın Abakay’ın ziyareti de bana güç kattı. TGC Kırşehir Şube Başkanı Mehmet Emin Turpçu, aynı zamanda AKP il başkan yardımcısıdır. Bu süreçte, yaşadığım bu haksızlık karşısında yanımda olmasını beklerdim. Buradaki meslektaşlarımdan, yeterli desteği bulamadım. Ancak gerek ulusal gerek uluslararası medyadan birçok destek mesajı aldım” dedi. Kılıçdaroğlu ile önceki gün genel merkezde bir araya gelen Karakaya, Kılıçdaroğlu’nun da kendisine moral verdiğini ifade etti. Karakaya, “Sayın Kılıçdaroğlu ile görüşmemizde yaşadığım süreci kendisine aktardım. Gerek benim durumumu gerekse yolsuzluk iddialarını Meclis açıldığında gündeme getireceklerini belirtti. Kırşehir Postası’nın Ankara ekini çıkarmamızda destek olacaklarını belirtti. Sayın Başbakan, ‘Partim hakkında haber yapan hiçbir gazeteci ceza almadı’ demişti. lk ben oldum. Ama bu konuda hiçbir yorum yapmadı” diye konuştu. ANKARA Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, “Afedersiniz kusmak istiyorum” diye eleştirdiği televizyonlardaki izdivaç programlarına ceza önerisinin RTÜK’ün AKP’li üyeleri tarafından reddedildiği ortaya çıktı. TRT ve Anadolu Üniversitesi’nin işbirliği çalıştayında reyting uğruna yapılan izdivaç programları nedeniyle RTÜK’ü göreve davet eden Arınç, “Dört beş tane serseri buluyorlar, orada onları paçavraya çeviriyorlar. O kadınlar adına üzülüyorum... O akılsız erkekler adına üzülüyorum” yorumunu yaptı. Bu programlar için “Afedersiniz, kusmak istiyorum” diyen Arınç “RTÜK’ün inisiyatif kullanması lazım. Daha önce çağırdık, konuştuk. Bunlar rica minnetle yapılacak şeyler değil” diye konuştu. Arınç’ın bu çıkışının ardından gözler konunun muhatabı RTÜK’e çevrildi. Ancak, burada ilginç bir ayrıntı ortaya çıktı. Cumhuriyet’in edindiği bilgilere göre RTÜK geçen haftaki toplantısında Flash Tv’de yayımlanan bir evlilik programı ile ilgili uzman raporunu gündemine aldı. Rapora göre, “Ne Çıkarsa Bahtına” adlı programın 7 Temmuz tarihli bölümüne katılan bir erkek, evlenmek istediği kadının özelliklerini “Bakire olmak, örtünmek, namaz kılmak ve ibadetlerini düzenli olarak yerine getirmek” olarak sıraladı. Bu kişinin koşullarına sıcak bakan bir kadın da tüm bu koşulları yerine getireceğini, ancak bunların karşılığında bir evin kendi üzerine geçirilmesini şart koştu. Programa ceza verilmesi önerisinin oylanması sırasında da ilginç bir görüntü ortaya çıktı. Kurul’un 8 üyesinin AKP kontenjanından seçilen 4’ü kanala müeyyide uygulamaya gerek olmadığı görüşünü savunarak “ret” oyu verdi. CHP kontenjanından seçilen Hülya Alp ile Süleyman Demirkan ve MHP kontenjanından seçilen Esat Çıplak’ın “ceza verilsin” yönündeki oyları kanalı cezalandırmaya yetmedi. Konuyu değerlendiren Hülya Alp, “Burada önemli olan kadının kapanıp kapanmaması değil, bekâret de dahil olmak üzere mahrem konuların evlilik gibi saygın bir çatı adı altında 80 milyon kişinin önünde yapılıyor olması” dedi. Süleyman Demirkan ise, programda ciddi bir istismarın söz konusu olduğunu belirtti. RTÜK AKP’li üyelere takılmış C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle