27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 AĞUSTOS 2011 CUMA CUMHUR YET SAYFA [email protected] EKONOMİ 13 Cari açık 6 ayda geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 122 oranında artışla 45 milyar 8 milyon dolara yükseldi Cari açık zirvede Dış ticaret açığının 46 milyar 431 milyon dolara ulaşması ile cari açık ilk 6 ayda yine zirve yaptı. Analistlere göre, Orta Vadeli Program’da tatmin edici bir program olmazsa dış açık daha da artacak. Ekonomi Sevrisi Cari açık 2011’in ilk 6 ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 122 oranında, 24 milyar 761 milyon dolar tutarında artışla 45 milyar 8 milyon dolara çıktı. Bu gelişmede dış ticaret açığının 25 milyar 436 milyon dolar artarak 46 milyar 431 milyon dolara ulaşması etkili oldu. Merkez Bankası ocakhaziran dönemi ödemeler dengesi verilerini açıkladı. 2010 Haziranında cari işlemler hesabı 3 milyar 409 milyon dolar açık verirken, bu yılın aynı ayında yüzde 121 oranında artışla 7 milyar 548 milyon dolara ulaştı. 12 ay birikimli cari işlemler dengesi açığı bir önceki aya göre 4 milyar 326 milyon dolar artışla 68 milyar 174 milyon dolardan 72 milyar 500 milyon dolar düzeyine ulaştı. Ocakhaziran döneminde doğrudan yatırımlar, portföy yatırımları ve faizlerden oluşan diğer yatırımlarda gerçekleşen toplam net çıkış, 918 milyon dolar tutarında artarak 4 milyar 377 milyon dolar düzeyinde gerçekleşti. Krize Karşı Emek Barikatı... Hükümet istediği kadar karanlıkta ıslık çalıp “Bize bir şey olmaz” desin, olanlar olmaya başladı bile. S&P’nin, Sam Amca’nın karizmasını çizmesinin, notunu düşürerek gözünü morartmasının şoku atlatılamadı. Az kalsın bir yumruk da Fransa’nın gözüne geliyordu. Nefesler tutuldu ve “Çok şükür değişmedi not” diye derin bir oh çekildi. Ama bu kadarı bile ortalığı allak bullak etmeye yetmiş durumda. İtalya’sı, İspanya’sı ile Güney Avrupa’da devletlerin borçlanma maliyeti arttı. Kuyuya Belçika da düşmek üzere... Borcunu çeviremeyen bu devletleri kim, nasıl, hangi para kurtaracak? Bu fırtınanın kopardığı dalgalar yola çıktı, bizim kıyıları vurmasına az kaldı. Nasıl vuracak? Birincisi, ihracatın yüzde 52’sinin yapıldığı AB (27), talebi kısıyor. Bu, ihracat için kötü bir haber. Oradaki kaybı, başka pazarlardan telafi etmek, hele ki, Arap Baharı koşullarındaki Ortadoğu, Kuzey Afrika pazarlarında pek mümkün değil. Asya ve Rusya, satıyor, almıyor. Sonuçta, ihracatın gerilemesi, sanayinin kapasitesinde önemli bir daralmaya yol açacak. İkincisi, bütün Merkez Bankası faizdöviz operasyonlarına rağmen, içeride talep daralacak. Konut, otomobil, ihtiyaç kredisi, kredi kartı borçlanmaları ile sırtındaki borç yükü 200 milyar TL’yi bulmuş hane halkının, bu borç yüküyle tüketmeye devam edeceğini beklemek ham hayal. Dolayısıyla, iç ve dış talepteki daralma, İstanbul, Bursa, Kocaeli, İzmir ve Anadolu’daki fabrikaların kapasitelerinin düşmesine, üretimlerini azaltmalarına ve işçi çıkarmalarına yol açacak. 2008’de böyle olmuştu, önümüzdeki günlerde de böyle olacak. Bu, kaçınılmaz. Merkez Bankası’nın güya provoktif davranmış olması neyi değiştirecek? Faizi düşürmek, iç tüketime gaz vermeye yeter mi? Döviz kurundaki “düzelme”nin ihracata ivme kazandıracağını ummak, aşırı iyimserlik. İhracat, ithalat bağımlısı ve yükselen kur, ithal girdi maliyetlerini arttıracak ve rekabet gücü kazandırmak yerine, ihracatın ayağına dolanacak. İhracat tekleyince, iç tüketim azalınca, olacak şey, üretim gerilemesi, kapasitelerin düşmesi ve işçi çıkarma, yani tensikattır. Kurdaki artışın 300 milyar dolarlık dış borç yükünün üçte ikisine sahip özel sektörün başına ne işler açacağını ise yaşayarak göreceğiz... 10 günde 1.5 milyar dolar kaçtı Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, piyasalarda dalgalanmanın yaşandığı son 10 günde Türkiye’den 1.5 milyar dolarlık çıkış yaşandığını söyledi. Babacan, cari açığın yıl sonunda 70 milyar doların üzerinde olmasının beklendiğini ancak ekimkasım aylarında cari açık trendinin daha makul noktaya ulaşacağının tahmin edildiğini açıkladı. CNBCe’de konuşan Babacan, ödemeler dengesi rakamlarının kendilerinin ve piyasanın beklentilerine uygun olduğunu savundu. ABD ve Avrupa’nın önünde alınacak kararlar bulunduğunu, burada siyasi karar alma mekanizmalarının da büyük önem taşıdığını kaydederek böyle bir ortamda piyasa oyuncularının belirsizlik istemediğini dile getirdi. Babacan, “Ne yapacaksan yap, çabuk yap. Fed’in son açıklamaları net değil. Piyasa net açıklamalar bekliyor” dedi. Ayaydın: Yatırımcılar için risk CHP İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Aydın Ayaydın Türkiye’de cari açığın ulaştığı düzeyin hem iç hem de dış yatırımcılar açısından risk oluşturmaya başladığını kaydederek “Uluslararası piyasalarda Türkiye diğer gelişmekte olan ülkelere göre daha riskli bir gruba sokulmaya başlanmıştır” dedi. Son 12 aylık açığın (72.5 milyar dolar) milli gelirin yüzde 10 düzeyine çıktığını anlatan Ayaydın böyle giderse yıl sonu cari açığın 100 milyar doları geçeceğini vurguladı. Ayaydın, Türkiye ekonomisindeki gelişmeleri etki leyen başlıca akımın, küresel bazda yaşanan dengesizliklerle birlikte, içeride de kendisini gösteren bazı ekonomik göstergelerden ve özellikle cari açıktaki tarihi yüksekliğin sebep olduğu risk unsurundan kaynaklandığını anlattı. Ayaydın, “Hükümetlerin bütçe açıklarının düşürülmesi için hem gelir arttırıcı hem de harcama kısıcı önlemler alması gerekir ancak siyasi ortam, bu tür kararların alınmasını zorlaştırıyor. Sorunu ertelemek ise Merkez Bankalarına düşüyor” diye konuştu. Deflasyon engeli Destek Menkul Genel Müdür Yardımcısı Banu Kıvcı Tokalı, eylül ortası gibi Orta Vadeli Programla birlikte daha fazla detay görmeyi beklediklerini, bu konuda tatmin edici bir program sunulmadığı sürece de, dış açık kırılganlığının iç dinamikler üzerindeki baskısının devam edeceğini belirtti. JPMorgan ekonomisti Yarkın Cebeci, yıllık açığın tepe noktasına yakın olduğunu ve iç talepteki normalleşme, TL’deki sert zayıflama ile fiyat rekabet gücündeki artış ve düşük enerji fiyatları ile gelecek birkaç ayda gerilemesini beklediklerini söyledi. Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, ekonominin önündeki asıl engelin enflasyon değil, deflasyon olduğunu savunarak küresel yavaşlamanın fiyat istikrarını tehdit edebileceğini söyledi. Başçı, temmuz ayında cari açığın 5 milyar dolar, yılın ikinci yarısında ise 27 milyar dolar olarak gerçekleşebileceğini açıkladı. Turkcell’in ‘telafi‘ kurulu temettüyü onaylamadı Ekonomi Sevrisi Turkcell’in hissedarları TeliaSonera ve Altimo’nun geçen 21 Nisan’da kilitledikleri Turkcell Genel Kurulu’nun telafisi dün yapıldı. Borsa Yatırımcıları Derneği (BORYAD) Başkanı Ali Bahçuvan, Turkcell’in olağanüstü genel kurulunda ortaklara temettü dağıtılmasına ilişkin kararın onaylanmadığını kaydetti. Olağanüstü genel kurul sonrasında açıklama yapan Bahçuvan, muhtemelen bir ay içerisinde yeni denetçilerin, yeni bağımsız üyelerin seçilmesi ve üye sayısının arttırılmasını da gündeme alacak şekilde bir genel kurul çağrısı yapacağı öngörüsünde bulundu. Geçmişte genel kurula hükümet komiserinin gelmediğini anımsatan Bahçuvan, “Yeni genel kurul kararında, hükümet komiseri katılır mı katılmaz mı veya başka bir gelişme olur mu, hukuken durdurulur mu? Onları bilemiyoruz” dedi. VakıfBank kârını yüzde 20 arttırdı Ekonomi Servisi 2011 yılının ilkyarısında net kârını geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 20 arttırarak 649 milyon TL’ye çıkaran VakıfBank, toplam aktiflerini de yüzde 21 artışla 86.3 milyar TL’ye yükseltti. Aynı dönemde KOBİ kredilerinde yüzde 43 artış yakalayan banka, öncü olduğu taksitli ihtiyaç kredilerinde yüzde 11.6, konut kredilerinde ise yüzde 11.3 pazar payına ulaştı. Bankanın 30 Haziran 2011 tarihli konsolide olmayan finansal sonuçlarını açıkladı. Buna göre, bireysel krediler toplamı 19.1 milyar TL’ye ulaştı. Taksitli ihtiyaç kredilerinde yüzde 1.6’ya, konut kredilerinde de yüzde 11.3 seviyelerine geldi ve her iki kredi türünde sektörde ikinci sıraya yükseldi. Sonuçları değerlendiren VakıfBank Genel Müdürü Süleyman Kalkan, “2011 yılı için koyduğumuz büyüme hedeflerinin önemli bir kısmına yılın ilk 6 ayında ulaştık. Kredilerdeki güçlü büyümenin yanı sıra gerek takibe aktarılan kredilerdeki yüzde 60 oranındaki önemli azalma, gerekse yüzde 15.4 artan tahsilat performansı sayesinde aktif kalitemizde sektör ortalamalarının üzerinde bir iyileşme sağladık” dedi. argıya taşınmıştı Altimo ve TeliaSonera, Turkcell yönetiminin daha etkin hale getirilmesi için yönetim kuruluna atanacak 1 veya birden fazla bağımsız kurul üyesi için ek gündem maddesi önerisinde bulunmuş ancak bu kabul edilmemişti. Bunun üzerine iki ortak genel kurul maddelerini ibra etmeyerek şirketin elini ayağını bağlamıştı. Daha sonra konu yargıya taşınmıştı. Krizi aşmak için olağanüstü genel kurul kararı alınmıştı. Y T.C. ANKARA GAYRİMENKUL SATIŞ (22) İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTTIRMA İLANI DOSYA NO: 2010/3442 Es. Satılmasına karar verilen gayrimenkulün cinsi, kıymeti, evsafı Satış Şartları: Ankara ili, Keçiören ilçesi, Yayla Mahallesi, 1409. Sokak’ta, %60 seviyesi tamamlanmış NATAMAM 10 Kapı nolu yapının bulunduğu yere rastlayan imarın, 30764 ada, 11 parseli teşkil eden, 2136 m2 arsa üzerine inşa edilmiş, 66/2136 arsa paylı, CBlok 3. Kat 12 nolu, giriş kat, 2 oda, salon, antrekoridor, mutfak, banyo, wc ve bir balkondan, üst kat, merdiven holü, koridor, 2 oda, banyo ve terastan müteşekkil 154 m2 kullanım alanlı çatı aralı mesken vasıflı taşınmaz bir borç nedeni ile açık artırma suretiyle satılacaktır. Gayrimenkulün geniş evsafı dosyada mevcut bilirkişi raporunda açıklanmıştır. TAKDİR OLUNAN KIYMETİ: 80.000,00.TL %18 KDV alıcıya aittir. 1 Satış 29.11.2011 günü, saat 11.45’ten 11.55’e kadar Ankara Adliyesi Mezat Salonu’nda açık artırma sureti ile yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen kıymetin %60’ı ve rüçhanlı alacaklılar varsa mecmuunu ve satış ve paylaştırma masraflarını geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmaz ise en çok artıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla, gayrimenkul 09.12.2011 günü, saat 11.45’ten 11.55’e kadar Ankara Adliyesi Mezat Salonu’nda ikinci artırmaya çıkarılacaktır. Bu artırmada da bu miktar elde edilmemişse gayrimenkul en çok artıranın taahhüdü baki kalmak üzere artırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok artırana ihale edilecektir. Şu kadar ki artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin %40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka, paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmaz ise satış talebi düşecektir. 2 Açık artırmaya katılmak isteyenlerin takdir edilen kıymetin %20’si nispetinde nakit pey akçesi (TL) ya da bu miktar kadar milli bir bankanın kesin ve süresiz (Dosya numarası belirtilerek) teminat mektubunu vermeleri gerekmektedir. Satış peşin para iledir. Alıcı istediği takdirde kendisine 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Katma değer vergisi, ihale damga vergisi, alıcı adına tahakkuk edecek 1/2 tapu harcı satın alana ait olacaktır. Birikmiş emlak vergi borçları, Tellaliye resmi ile satıcı adına tahakkuk edecek tapu harçları satış bedelinden ödenir. Tahliye ve teslim giderleri ihale alıcısına aittir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla, diğer ilgililerin, varsa irtifak hakkı sahipleri de dahil olmak üzere bu gayrimenkul üzerindeki haklarını, faiz ve masrafa dahil olan iddialarını dayanağı belgeler ile 15 gün içinde müdürlüğümüze bildirmeleri gerekir. Aksi takdirde, hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça, paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4 Taşınmazı satın alanlar, ihaleye alacağına mahsuben iştirak etmemiş olmak kaydıyla, ihalenin feshi talep edilmiş olsa bile, satış bedelini derhal veya İİK. 130. maddeye göre verilen süre içinde nakden ödemek zorundadır. 5 Gayrimenkul kendisine ihale olunan kimse, müddetinde parayı vermezse ihale kararı fesh olunarak, kendisinden evvel en yüksek teklifte bulunan kim ise arz etmiş olduğu bedelle almaya razı olursa ona, razı olmaz veya bulunmazsa hemen artırmaya çıkarılır. Bu artırma ilgililere tebliğ edilmeyip yalnızca satıştan en az yedi gün önce yapılacak ilanla yetinilir. Bu artırmada teklifin İİK. 129. maddedeki hükümlere uyması şartıyla taşınmaz en çok artırana ihale edilir. İhalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedelle son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müfeselsilen sorumludur. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme gerek kalmaksızın icra müdürlüğünce tahsil olunur. 6 Şartname ilan tarihinden itibaren Müdürlüğümüzde herkesin görebilmesi için açık olup, masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örnek gönderilebilir. 7 Satışa iştirak etmek isteyenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2010/3442Es. sayılı dosya numarası ile müdürlüğümüze başvurmaları rica olunur. 02.08.2011 (İc. İf. K. 126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. (Basın: 51426) 2008’de hatırlayın, eylül ayında 9 milyon 165 bin olan sigortalı işçi sayısı ekimle birlikte hızla azaldı ve 2009 Şubatı’nda 8 milyon 362 bine kadar geriledi. Mevsimsel etkiler de vardı, ama istihdam kaybı 4 ayda, 800 bini aşmıştı. Sanayi kuruluşları hızla işçi çıkarıyordu, çıkaramayanların elini, kıdem tazminatı tutuyordu. Çoğu yerde de işverenler ya tensikat ya da ücret tenzilatı mengenesine sıkıştırıyorlardı işçileri. ERDEMİR’de ücretlerin yüzde 35 azaltıldığı hâlâ akıllarda. Bugün de aynı şeyi deneyecekler. Çıkarabildiklerini işten çıkaracaklar. Bir an önce de ellerini tutan kıdem tazminatı hakkına saldıracaklar. Üstüne, esnek çalışma saldırılarını ekleyerek yeniden gündeme taşıyacak ve krizin yükünü yine çalışan sınıfa yıkmak isteyecekler. Krizin 2008 fazında, “yaklaşan saldırı”ya karşı bütün uyarılara ve örgütlenme çağrılarımıza, emek örgütleri, iyi niyetlerine rağmen karşılık veremediler. Sonuçta 800 bini aşan istihdam kaybına engel olamadılar. Bırakın reel ücret kaybını, nominal ücretteki gerilemeler bile önlenemedi. Peki bugün? Bugün emek kesimi daha mı iyi durumda? Daha mı örgütlü? Değil, ama yaklaşan yeni saldırılara karşı bir emek barikatı oluşturma sorumluluğundan kimse uzak duramaz. İşçi sendikalarından kamu emekçileri sendikalarına, meslek örgütlerinden öğrenci derneklerine, emek yanlısı siyasi partilerden politik oluşumlara, öğrenci, gençlik, kadın örgütlerine kadar herkesin, hızla etkin bir emek barikatı oluşturması, tensikatlara, yeni yoksullaşmalara karşı yaratıcı bir program ve eylem, yol haritası çıkarması, gündemin en yakıcı maddesini oluşturuyor. Sabancı Vakfı’ndan kadın ve kızlara destek çağrısı Ekonomi Servisi Sabancı Vakfı’nın yaptığı açıklamaya göre, dünyanın en eski kadın fonu Hollanda merkezli Mama Cash’in “Kullanılmayan Potansiyel: Avrupalı Vakıfların Kadın ve Kızlar için Ayırdığı Fonlar” raporu, vakıfların fonlarının sadece yüzde 5’ini kadın ve kız çocuklara dönük projelere ayırdığını gösterdi. Sabancı Vakfı Genel Müdürü Zerrin Koyunsağan, kadının güçlendirilmesi ve toplumdaki rolünün dönüştürülmesine destek sağlama ihtiyacının ciddiyetini koruduğunu belirterek Türkiye’de de kadınların toplumsal katılımını ve haklarını geliştirmenin tüm sivil toplum kuruluşlarının ortak sorumluluğu olduğunu kaydetti. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle