19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 12 AĞUSTOS 2011 CUMA 18 SPOR AYYILDIZLILAR’IN KOORD NATÖRÜ OKAN BURUK, YURTDIŞINDAK GENÇ TÜRK OYUNCULARI ELEŞT RD ‘Forma pazarlık konusu’ CUMHUR ÖNDER ARSLAN SEZG N GELMEZ Ulusal Takım İdari Koordinatörü Okan Buruk, Euro 2012’ye katılma mücadelesi veren Ay Yıldızlılarda Azerbaycan yenilgisi sonrası başlayan gençleştirme projesiyle ilgili çarpıcı açıklamalar yaptı. Hiddink’in gençleştirme çalışmasıyla takımdaki yaş ortalaması 25’e indi. Taşlar yerine oturuyor mu? Okan Buruk: Hiddink’in göreve gelmesinden sonra uzun bir ABD kampı oldu, geniş bir kadro toplandı. Almanya ve Azerbaycan maçlarına kadar genellikle o kadro içindeki oyunculara şans verildi. Ama çok kötü geçen 2 maçın ardından ben de daha sonra göreve başladım. Hollanda hazırlık maçıyla birlikte özellikle ulusal takıma gelmemiş genç oyuncularla, bir ekip kurup hem yarışmacı hem de ileriye dönük bir kadro oluşturmak istedi hoca.. Hollanda maçında futbolcular B.Dortmund’un genç Türk yıldızı İlkay Gündoğan, Ay Yıldızlılar’dan teklif almasına karşın, Almanya Teknik Direktörü Löw’ün davetiyle Panzerlerin kadrosuna katıldı. olumlu görüntü çizdi. Bunlar sürecin başlangıcı oldu. İddianız olmadan da gençleştirmeyi gerçekleştirebilirdiniz. Bu belki daha kolay olurdu. Ama şu an hem yarışıyoruz, hem de takım 25 yaş seviyesine geldi. Bu takım ilerisi için bizi rahat ettirebilecek. Kendimize ait belli bir sistemimiz artık oturmalı. Hocanın istediklerinden biri de bu.. Çünkü zaman zaman oyuncuları değerlendiriyoruz. Belli bir sistem içinde olmayınca futbolcuların yüzde 100 performansını değerlendiremiyoruz. Özellikle Almanya’da yaşayan Türk gençlerin Ay Yıldızlıları tercih etmeme nedeni nedir? Okan Buruk: Almanya’daki ekibimizin başında Erdal Keser var; oradaki oyuncuları takip ediyor. Türkiye’de A Milli Takım scout ekibimiz var. Bunlar hem Türkiye’deki hem de yurtdışındaki oyuncuları takip ediyor. Bunun dışında Fuat Usta ve Pierre van Hooijdonk A2 takım için oyuncu bakıyor. A Milli Takım’a gelmeden bazı oyuncuları A2 Milli Takımı’nda görüp sonra onlara A Milli Takım’da şans verilebilir mi tarzında bir düşüncemiz var. Çünkü yurtdışındaki oyuncuları önce çağırıp görmeniz lazım, direk A takımda oynatamıyorsunuz. Kötü bir taraf da yurtdışında; özellikle diğer ülkelerin milli takımlarında oynayan isimler Türkiye için direk A Milli Takım’a gelmek istiyor. Diyelim ki Almanya’nın, Hollanda’nın 19 yaş milli takımında oynuyor, siz bu oyuncuyu almak istediğinizde hemen ‘Ben A Milli Takım’a gelirim’ diyor. Pazarlık konusu oluyor. Burası A Milli Takım, buraya belirli bir yol katederek gelmek gerekiyor. ‘S STEM OLMADAN OYUNCU YET ŞMES N BEKL YORUZ’ Türkiye’deki genç oyuncuların durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Okan Buruk: Türkiye’deki özkaynağımıza inmeliyiz. Önce kendi sistemimizi oturtup sonra yurtdışıyla ilgilenmeliyiz. Ülkemizde müthiş bir nüfus, futbol sevgisi, her şey var. Ancak yeteri kadar oyuncu çıkaramıyoruz. Süper Lig’de, Bank Asya’da genç oyuncular çok az şans buluyor. En büyük sıkıntı duyduğumuz şey bu... Bu Türk futbolunun yaralarından biri... Biz, hiçbir sistem içinde olmadan, yatırım yapmadan oyuncu yetişmesini bekliyoruz. Bir futbolcu 1 milyon Avro eksiğe alınsın, o para altyapıda kullanılsın. 2014 Dünya Kupası Elemeleri’ndeki şansımız nedir? Okan Buruk: Almanya karşılaşması Türk futbol tarihinin en kötü maçlarından biridir. Hiç alışık olmadığımız bir oyun sergiledik. Bu insanları ümitsizliğe sevk ediyor. Dünya Kupası elemelerinden umutluyum. Hollanda’nın oyun yapısı bize çok uygun. Oynayan ve oynamaya müsade eden bir ekip. Oyuncularımız bu tür rakiplere karşı çok daha etkili oluyor. Ama dönüp dolaşıp hep aynı şeyi söylüyoruz, bizim diğer takımlara karşı puan kaybetmememiz lazım. Yaşadığımız en büyük sıkıntılardan biri çok iyi görmediğimiz takımlara karşı kafa olarak iyi hazırlanamıyoruz. Hollanda tabii ki korkulu bir rakip olacaktır, ama bizim de onlar için korkulu bir rakip olduğumuzu düşünüyorum. Türkiye maçına çok rahat çıkacaklarını düşünmüyorum. ‘ÇOK PARA HARCIYORUZ AMA ORTADA BAŞARI YOK’ Şike soruşturması oyuncuları ne yönde etkiledi, Türk futbolu bu süreci nasıl atlatacak? Okan Buruk: Süreç başlayalı uzun bir süre oldu. Oyuncuların kafa yapısı ve psikolojisi ilk günlerdeki gibi değil. Zaman geçtikçe kendilerini toparlıyorlar. Düşünceleri değişiyor. Çünkü hayat ve antrenmanlar devam ediyor. İlk anlarda hepsi biraz demoralize olmuştu. Milli Takım kampı çok daha farklı, yeşil sahayı görünce hepimiz mutlu oluyoruz. Teknik ekip ve biz oyunculara destek olmaya çalışıyoruz. Olayı ilk duyduğumda büyük bir şok yaşadım. Hatta Emre ile bir aradaydık. Olayların bu kadar büyüyeceğini tahmin etmemiştik. Hepimize büyük görevler düşüyor. Çünkü kimse daha suçlu ilan edilmedi. Yargının kararını beklemek lazım. Olaylar sonrası belki çok geriye gittik diye düşünebiliriz, belki ileriye gittik derken çok daha geriye de gidebiliriz. Geçen sene futbolda yükselen paralara baktığımızda, Türk futbolu çok büyüdü derken, bir anda Avrupa’da o kadar başarısız olduk ki... İnanılmaz paralar harcanıyor, Avrupa’da hiçbir başarımız yok. Takımlarımız birinci, ikinci turlarda eleniyor. Bazen bu bolluk bize yaramıyor diye düşündüğüm oluyor. Ama bu süreci iyi değerlendirmemiz gerekiyor. Herkesin kendine pay çıkarması gerekiyor. Belki de Türk futbolu için milat olacak, herkes kendine çeki düzen verecek. ‘DEĞ Ş M ZOR KABUL ED YORUZ’ Kamuoyu sürekli başarı beklediği için değişimi zor mu kabul ediyoruz? Okan Buruk: Evet, değişimi zor kabul ediyoruz. Açıkça söylemek gerekirse yeniliklere ve genç oyuncuların milli takımda oynamasına çok alışkın değiliz. Bu tabii ki günlük ve hemen başarı gelsin diye düşündüğümüz için. Avusturya maçında genç futbolcularla oynadık, 20 kazandık. Belki çok iyi oynamadık. Ama bu takım yeni kurulan oyunculardan oluşuyor. İnsanların bakışlarına baktığımızda kimse mutlu değil. Zaman zaman bu dönemlerden geçip, kazandıktan sonra mutlu olmak gerekiyor. Hep ümitsiziz. Almanya ve Azerbaycan maçlarından sonra herkes ‘Artık bu şampiyona bitti’ gözüyle bakıyordu. Ama Avrupa Şampiyonası’na katılma şansımız çok yüksek. Ülke olarak biraz sabırsızız, çabuk eleştiriyoruz. İyi gittiğinde de bir anda oyuncuları çok pohpohluyoruz, onları bulundukları yerden yükseğe çıkartıyoruz. Sonra onlar da şaşırıyorlar. Dengeyi kurmalıyız. BAŞKAN YILDIRIM MEDYAYA SAVAŞ AÇTI Spor Servisi Futbolda şike iddialarına yönelik soruşturma kapsamında tutuklanan F.Bahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım, kendisi hakkında olumsuz yayın yapan ve yorumlarda bulunan çok sayıda medya kuruluşu, gazeteci ile yorumcu hakkında avukatı Faik Işık aracılığıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikâyet dilekçesi verdi. Dilekçede, “Aziz Yıldırım ve F.Bahçe Kulübü; devam eden yayınlarla‚ resmi makamların katkısı veya engellememe şeklindeki ihmali nedeniyle toplumsal lince tâbi tutularak medya yargısı neticesinde peşinen suçlu ilan edilmektedir” denilerek, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 285. maddesindeki ‘gizliliği ihlâl’, 288. maddesindeki ‘adli yargılamayı etkilemeye teşebbüs’, 125. maddesindeki ‘hakaret’ ve Basın Kanunu’nun 19. maddesindeki ‘yargıyı etkileme’ unsurlarının hiçe sayıldığı savunuldu. Çok sayıda gazete, TV ve internet sitesiyle birlikte Ahmet Çakar, Erman Toroğlu, Sanem Altan, Mehmet Baransu, Serhat Ulueren ve Gökmen Özdenak gibi isimler de şikâyet dilekçesinde yer aldı. Dilekçede şu çarpıcı ifadeler kullanıldı: Gizli denilen ve ne suretle elde edildiği‚ hukuken kabul edilebilir olup olmadıkları incelenmeyen polis hazırlıkları ve dokümanları basına servis edilmektedir. Kesin tutuklanmaları ve ceza almaları gerekir kanaati oluşturduktan sonra bununla da yetinmeyen; polis ve savcılık; basın bildirileri yayınlayarak deliller sağlam‚ suç tespit edilmiştir şeklinde beyanlarda bulunmuştur. Şüpheliler adliyeye sevk edilmiş ve linç kampanyası eşliğinde tutuklanmışlardır. TFF Başkanı Mehmet Ali Aydınlar 5 Temmuz’da yaptığı açıklamada‚ soruşturma savcısının, ‘F.Bahçe’nin son 5 maçının sonuçlarını önceden biliyorduk. Deliller çok sağlam ve uzun süredir bu işin peşindeyiz. Gözaltına aldığımız kişilerin önüne belge koyuyoruz. Kimse inkâr edemiyor’ dediğini basına açıklamıştır. Daha Aziz Yıldırım‚ savcılığa ifade bile vermemişken; odasına çağırdığı gazetecilere neyin nasıl sonuçlanacağını açıkladığına tanığımız vardır. Adil yargılama bu mudur? Ulusal Takımlar Sorumlusu Tanman, Emre’ye gösterilen tepkiye sert çıktı ‘G.Saray taraftarına protesto yakışmadı’ SAM GÜREL SPOR YORUM ARİF KIZILYALIN Rıdvan, Kaan Ark ve Kutlualp! Önce Rıdvan Dilmen’i kutluyorum. Kendisini bu sütunlardan yeri geldi eleştirdik, hatta gönül koydu Cumhuriyet’e; haklıdır. Ama bu kez Sezar’ın hakkı Sezar’a. Kocaman bir alkışı hak etti Rıdvan Dilmen. Uzun bir aradan sonra çıktığı ilk programda bence ‘hoşgörülü’ Türk halkının duygularına tercüman oldu. Özellikle şu an Metris’te tutuklu bulunan F.Bahçe Başkanı Aziz Yıldırım ile ilgili söyledikleri, altına imza atılacak cinsten... Biz nasıl bir ülke olduk? Düşene bir tekme de ben vurayım yarışının içine nasıl girdik anlayamamıştım, Rıdvan Hoca anlattı. 3 Temmuz öncesi karşısında esas duruşa geçenlerin şimdi Aziz Yıldırım’a karşı nasıl ‘Kahraman Çocuk’u oynadıklarını güzel ifadesiyle anlattı. Gerçekten kendimize gelmeliyiz. Bir kutlama da Kaan Ark’a... Belki ulusal maç gölgesinde kaldı, belki medyada hak ettiği yeri bulamadı ama spor iletişimcisi Kaan Ark’ın yönetimindeki Euroasia’nın düzenlediği ‘Global Şike Gerçekleri’ adlı konferans, 3 Temmuz’dan bu yana yaşadığımız travmaya ışık tuttu. Evet, ülkece travma yaşıyoruz, hatta akıl tutulması. Bunu yabancı katılımcıların ağzından duymak, biraz olsun rahatlattı panelistleri. Ne diyorlardı konuşmacılar? “Ne kadar büyük para, o kadar büyük skandal...” Gerçekten paranın döndüğü her yerde ‘kirli’ işler döner. Futbol topunu yeşil sahadan çıkarıp, kasaya atanlar biraz da suçu kendilerinde arasınlar. Hele İtalya’daki futbol skandalını irdeleyen Andrea Di Caro’nun söyledikleri ise sanki Türkiye gerçeğini ortaya koyuyordu: “Futbolda başarı için birçok şey göze alınabiliyor. Ve futbol bir oyun. Hapis cezaları çok gerçekçi değil. Bir başkanı, futbolcuyu, hakemi hapishaneye göndermek ne kadar mantıklı?” Di Caro bu konuşmayı yaparken Metris’teki futbol kadrosunu düşündüm. Başkanlar da içeride, futbolcular, teknik direktörler, menajerler, hatta masörler! Gerçekten de şike ve teşvik priminin ‘zanlı’larına ‘katil’, ‘hırsız’, ‘kaçakçı’ gibi davranmak çok adaletli mi? Ve Hakan Bilal Kutlualp. Eski bir F.Bahçeli yönetici. Şiketeşvik soruşturmasında adı geçtiği için ifade verdi. Sonra da çıkışta gazetecilerin sorularını yanıtları, dost sohbetlerinde görüşlerini bildirdi. Ne diyordu Kutlualp: “Suçlamalarda bazı görüşmeler var, kamuoyuna yansıdı. Ama bu görüşmeler ‘totocu’ yani ya tutarsa türünde aracıların rant elde etmek için kalkıştığı bir yol. Ne Fenerbahçe’yi bağlar ne de diğer kulüpleri. Önemli olan alın teridir. Ayrıca Türk futbolunda ciddi bir kutuplaşma oldu. Camialar birbirine düşman. Kan davalıları bile aynı sofraya oturup barışıyor. Birileri Fenerbahçe’yi, Trabzon’u, G.Saray’ı barıştırmalı. Türk futboluna asıl hizmet de odur.” Kulağımla duydum, kutladım da kendisini... Evet, 3 kişi, 3 farklı yorum. Ama ortak nokta aynı; ‘insanca duruş...’ Dilmen’e de, Kaan Ark’a da, Kutlualp’e de kocaman bir teşekkür... F.Bahçeli futbolcu Emre Belözoğlu’nun Ulusal Takım’ın Estonya ile oynadığı hazırlık maçında Türk Telekom Arena’da taraftarlarca ıslıklanması gündemi değiştirdi. TFF Ulusal Takımlar Sorumlusu olan ve yıllarca Ay Yıldızlı ekipte kaptanlık görevini üstlenen Cüneyt Tanman, konuyla ilgili gerekeni yapacaklarını söyledi. Tanman, “Milli takım forması giyen bir oyuncunun bu biçimde yoğun tepki görmesi beni çok üzdü. Ancak Emre’nin davranışı beni sevindirdi. Emre’yi kutluyorum. Geçmişte olsa farklı bir tepki verebilirdi. Ama çok olgun, tam bir kaptan ve lider gibi davrandı. Toplum psikolojisini iyi algıladı. Bu da onun ne kadar olgunlaştığını ve gelecekte milli takıma ne kadar faydalı olacağının göstergesiydi. Arena Stadı’nda G.Saray seyircisinin yaptığını eski bir G.Saraylı olarak hoş karşılamıyorum. Milli takımın kaptanına bu denli yoğun tepki G.Saray seyircisine yakışmadı” dedi. Tanman, Euro 2012 yolunda Ay Yıldızlıların Kazakistan ve Almanya ile Türkiye’de yapacağı maçların, önceki gece yaşanan tepki nedeniyle TT Arena’da oynanmaması gibi bir durumun kesinlikle olmayacağının altını çizerek, “Şu an böyle bir şey yok. Arena, milli maç oynamak için çok uygun bir stat. Bundan sonraki maçlarda G.Saray taraftarı gerekli davranış biçimini gösterecektir. Resmi bir maçta, hem de Kazakistan ve Avusturya karşılaşmalarının olduğu bir dönemde seyirci profili böyle olmayacaktır. Gerekli girişimleri yapmayı düşünüyorum. O tribünde tanıdığım insanlar var. Bu konuda kendileriyle gerekli teması kuracağım” ifadelerini kullandı. BASKETBOLA DA MI SIÇRADI? Spor Servisi Futbolda süren şike soruşturmasının basketbola sıçramasının muhtemel olduğu öne sürüldü. Dün basketbol kulislerinde konuşulan iddialara göre; Beko Ligi final serisinde karşılaşan Galatasaray ile Fenerbahçe Ülker’in son maçı öncesinde mücadelenin sonucunu etkileyecek bazı konuşmaların yapıldığı öne sürüldü. Fenerbahçe’nin Basketbol Şube Sorumlusu Semih Özsoy’un, hakem Recep Ankaralı’yla yaptığı bir görüşmenin teknik takibe takıldığı ve bu nedenle basketbol maçlarının da mercek altına alınacağı kaydedildi. Aynı zamanda Kadınlar Basketbol Ligi’nin final serisinde karşılaşan Fenerbahçe ile Galatasaray Medical Park’ın maçlarında da bazı ‘manipülasyonların’ olduğu belirtilirken bu mücadelelerin de araştırılacağı vurgulandı. Bilindiği gibi Sarı Kırmızılılar bu seriden sonra hakem yönetiminden şikâyet etmiş, hatta o dönemin G.Saray Başkanı Adnan Polat, TBF Başkanı Turgay Demirel’e serzenişte bulunmuştu. F.BAHÇE’DEN EMRE’YE DESTEK Türkiye’nin Estonya’yı 30 yendiği maçta tribünlerin protesto ettiği Emre Belözoğlu’na F.Bahçe Teknik Direktörü Aykut Kocaman, sosyal paylaşım sitesi Twitter’dan sahip çıktı. Kocaman, “Milli maçta Emre’ye yapılanları doğru bulmuyorum. Herkesi sağduyulu davranmaya davet ediyorum” dedi. F.Bahçe Kulübü’nden yapılan açıklamada ise “Estonya maçında milli formayı giyen futbolcularımıza karşı sergilenen tutum ve davranışları üzüntüyle karşıladık” denildi. ‘KARARI BEN VERECEĞ M’ Spor Servisi F.Bahçe eski yöneticisi Şadan Kalkavan, şike soruşturması kapsamında tutuklanan Sarı Lacivertlilerin başkanı Aziz Yıldırım’ı cezaevinde ziyaret etti. Kalkavan, Yıldırım’ın sağlık durumunun iyi olduğunu, tekrar ziyaret etmelerini beklediğini söylediğini anlattı ve “Aziz Yıldırım, ‘Cezaevinden çıktıktan sonra yine hep beraber olacağız’ dedi” ifadelerini kullandı. Yıldırım’ın “Hapishaneyi gören birisi olarak, artık bütün kararları ben vereceğim” dediğini belirten Kalkavan, F.Bahçe Başkanı’nın 6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun’un uygulanması halinde cezaevinden hemen çıkacağını söylediğini anlattı. Kalkavan, Yıldırım’ın çok neşeli olduğunu, vaktini kitap ve gazete okuyarak geçirdiğini ifade etti. ‘Yıldırım’la işim olmaz’ Birleşik Fenerbahçeliler Vakfı Başkanı Aziz Yılmaz, futbolda şike iddialarına yönelik soruşturma kapsamında ifadesine başvurulmak üzere İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne geldi. İfade vermek üzere emniyette gelen bir diğer isim menajer Zafer Demiray ise Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne gönderildi. Aziz Yılmaz, “Geçen yıl Fenerbahçe şampiyonlukta sonuna kadar yarış halindeydi. 3 kulüp bu süreçte zanlı. Yıldırım’la işim olmaz. 50 tane Aziz Yıldırım gelir, 50 tane gider” dedi. G.Saray koçu Mahmuti hakemlere tepki göstermişti. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle