18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 TEMMUZ 2011 PERŞEMBE CUMHUR YET SAYFA HABERLER Cumhuriyet ısrarla gündeme getirdi 9 27 Mart 2010 7 Haziran 2010 1 Temmuz 2010 16 Ocak 2011 Çatışma Derinleşirken Seçimden sonra, yeni dönemde bir uzlaşma beklemediğimi aksine çatışmanın giderek keskinleşeceğine inandığımı yazmıştım. En başta iktidar ve muhalefet partileri arasında köprülerin tamamen atılmış olması... İkincisi, Başbakan’ın, geri adım atma gibi bir huyu olmayışı balkon konuşmalarının bir işe yaramayacağını gösteriyordu. İktidar partisinin uzlaşma olarak anladığı şey, kendi önerilerinin karşı taraflarca da kabul edilmesi, olsa olsa ufak tefek değişiklikler getirilmesi... Bunun yanında Meclis’e giren üç muhalefet partisinin de birbiriyle anlaşamadığı düşünülürse bazılarının beklediği türden bir uzlaşma çıkması bence mucize olur. CHP Meclis’te yemin etse, komisyonlara katılsa, anayasa değişikliği için çalışsa, BDP boykot yerine uzlaşma zemini bulmaya uğraşsa bir şey değişir mi? Bu konuda herkes bir sağduyu çağrısı yapıyor ama ben zaten bir partinin büyük çoğunluğu ele geçirdiği andan itibaren Meclis’te öteki partilerin temsil yeteneğinin ancak görüntüde kaldığı düşüncesindeyim. Bizim parlamenter demokrasimiz böyle çalışıyor. Onun için Başbakan, “Onlar gelsin gelmesin Meclis çalışır,” diyor zaten. Büyük çoğunlukla iktidar olan parti istemedikten sonra muhalefetin, demokrasinin olmazsa olmaz koşulu sayılması ancak lafta kalıyor. Türkiye zaten uzun zamandır bir tek parti iktidarıyla yönetiliyor. Bizim gibi ülkelerde bu durum yalnızca yasama faaliyetini kapsamıyor. Bütün alanlarda iktidarın tek elde toplanması anlamına geliyor. Meclis dışında da muhalefet yapılamıyor. Medya da, sivil toplum kuruluşları da, iş dünyası da devletin öteki kurumları gibi bu sisteme ayak uydurmak durumunda kalıyor. Kaldı ki şu anda görünen, muhalefet partilerinin de bir uzlaşma için çok da hevesli olmadıkları... ‘Asıl failler’ gözaltında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, üç yıldır yürüttüğü Deniz Feneri e.V. yolsuzluğu soruşturmasında Zahid Akman ve Zekeriya Karaman ile Kanal 7 yöneticileri Karahan, Çelik ve Kara’yı sorguya aldı DOSYADA ÖNEML BELGELER VAR ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, yaklaşık 3 yıldır yürüttüğü Almanya bağlantılı Deniz Feneri e.V yolsuzluğu soruşturmasında dün harekete geçerek, ilk operasyona imza attı. Soruşturmayı yürüten 3 savcının talimatı üzerine polis, Alman makamlarının, “asıl failler” olarak gösterdiği RTÜK üyesi Zahid Akman, Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman ile Genel Yayın Yönetmeni İsmail Karahan, Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Çelik ve Finans Müdürü Erdoğan Kara’yı gözaltına aldı. Ankara Cumhuriyet Savcıları Nadi Türkaslan, Abdulvahap Yaren ve Mehmet Tamöz önceki gün Ankara Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’ne talimat vererek 5 ismin gözaltına alınmasını istedi. Bunun üzerine KOM ekipleri, dün sabah 07.00 sularında Zahid Akman’ın kaldığı Bilkent’e giderek Akman’ı gözaltına aldı. Buraya iki araçla gi YANIT BEKLEYEN SORU Fener’in dört ayağı AYKUT KÜÇÜKKAYA 18 kişinin mal varlığına tedbir konulduğu soruşturmada 5 kişinin gözaltına alınması “Operasyon dar kapsamlı mı?” sorusunu gündeme getirdi. Almanya’daki Deniz Feneri e.V iddianamesinde adı sıkça geçen ve bir dönem hem Kanal 7’nin hem de Deniz Feneri’nin muhasebesini üstlenen isim olarak bilinen Harun Kapuyoldaş’ın gözaltına alınan listede olmaması dikkat çekti. Bu durum Deniz Feneri e.V bağlantılı soruşturmada ikinci bir gözaltı dalgasının yaşanabileceği ihtimalini de gündeme getirdi. ? Zahid Akman Zekeriya Karaman Almanya’daki Deniz Feneri e.V bağlantılı soruşturmanın Türkiye ayağında dün sabah düğmeye basılırken Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma dosyasında çok önemli belge, delil ve ifadeler yer alıyor. Türkiye’deki soruşturmanın “dört ana ayağını” şu maddeler oluşuyor: TÜRK YE’YE PARA TRANSFER TESP T ED LD : Soruşturmanın başındaki isim Ankara Basın Savcısı Nadi Türkaslan ve ekibi bu yılın ocak ayı başında iki hafta süreyle Almanya’da Deniz Feneri e.V dava dosyasındaki belgeleri incelemişlerdi. Savcılık yetkilileri bu incelemeleri sırasında Alman makamlarından çok önemli belgeler aldı. Bu belgeler arasında Türkiye’deki bazı şirketlere yapılan para transferleri de yer aldı. Savcılık 6 aylık süreçte bu şirketleri de incelemeye aldı. Savcılığın elindeki şirket listesinin 21’e ulaştığı öğrenildi. MAKBUZ SORG U S U N D A ÖNEML DEL LLER GELD : Almanya’daki davada yargı kriminal incelemelerde çok sayıda bağış makbuzunun “sahte” olarak düzenlendiğini tespit etmiş, yargılama sonucunda Deniz Feneri e.V ve Euro 7’nin yöneticileri ceza almıştı. Deniz Feneri yolsuzluğunu soruşturan Savcı Türkaslan da Türkiye’de dağıtıldığı belirtilen bağış paraları için 60 il ve ilçedeki cumhuriyet savcılarından “Almanya’daki dernekten bağış yoluyla para yardımı aldığı belirtilen isimler ile bu bağışın alındığını onaylayan muhtarların” talimatla ifadesine başvurulmasını talep etti. İfadesi alınması istenen isimlerin sayısı “600 kişiyi” buldu. İl ve ilçelerdeki savcılar, makbuzlardaki imzaları, makbuzlarda yazan bağış miktarını alıp almadıklarını araştırdı. Ankara’ya gelen yanıtlar da Almanya’dakiyle benzer bir tabloyu gösteriyordu. Ortaya çıkan tablo savcılık yetkililerinde Türkiye’de dağıtıldığı belirtilen bağış paralarının en fazla “yüzde 1020 arasında” fakir yurttaşa gittiği kanısı oluşturdu. 1 2 DALI OLUŞTURUYOR: Almanya’da “Deniz Feneri e.V.’ye yapılan bağış paralarıyla, Euro 7 adına alındığı itiraf edilen” gemi Türkiye’deki soruşturmanın da en önemli omurgasını oluşturuyor. Olayı araştıran Türk savcılar gemi için Euro 7 tarafından çekildiği belirtilen iki krediyle ilgili önemli belgelere ulaştı. Bir kredinin gemi satın alındıktan sonra çekildiğini tespit eden savcılık ikinci kredinin de Türkiye’deki bir şirkete havale edildiğini belgeledi. Almanya’da hapis cezalarına çarptırılan Deniz Feneri e.V’nin son başkanı Mehmet Taşkan itirafında, “Deniz Feneri’nin bir hesabından da para verildiği kanısındayım. Bu paranın ne kadar olduğunu finans işleriyle fazla ilgilenmememden dolayı bilmiyorum. Türkiye’deki Mustafa Çelik, İsmail Karahan ve Zekeriya Karaman (Almanya’nın Türkiye’deki asıl failler olarak gösterdiği Kanal 7’nin tepe yönetimi) geminin kiraya verilmesine dair karar verdiler” demişti. Yine Almanya’da hapis cezasına çarptırılan diğer isim Euro 7 ve Deniz Feneri e.V’nin muhasebecisi Firdevsi Ermiş, “Bu geminin parasının yüzde yüzünün Deniz Feneri’nin parasından ödendiğinden eminim. Dışarıya bunu başka şekilde lanse edebilmek için, geminin satın alınmasından hemen sonra Vakıfbank’tan Euro 7 GmbH adına 1 milyon Avro kredi aldırıldı” itirafında bulunmuştu. ALINAN FADELER BAĞLANTILARI DEŞ FRE ETT : Türkiye’deki soruşturmanın önemli ayaklarından birisi de hem Türkiye’de hem Almanya’da alınan ifadeler oldu. En önemli ifade Euro 7 ve Deniz Feneri e.V’nin muhasebecisi Firdevsi Ermiş’in verdiği ifadeydi. Ermiş 17 milyon Avro’nun Türkiye’de nasıl yönlendirildiğini anlattı. Ermiş’in paraların nasıl aktarıldığıyla ilgili bilgileri Türk savcılara verdiği öğrenildi. Ermiş’in yanı sıra bu yılın başında Almanya’da alınan ifadeler Türkiye’deki isimlerin nasıl etkili olduklarını savcılara gösterdi. den polislere kapıyı Akman’ın açtığı ve gözaltı haberine hiç şaşırmadığı öğrenildi. Karaman Bayburt’ta, diğer isimler ise İstanbul’dan gözaltına alınarak öğlen saatlerinde uçakla Ankara’ya getirildi. Savcıdan 100 soru Kanal 7’nin finans müdürü Erdoğan Kara’nın ifadesi yaklaşık 6 saat sürdü. 14 sayfalık ifade veren Kara’ya, Deniz Feneri e.V.’nin Kanal 7’nin bilgisayarlarında çıkan gayri resmi muhasebe kaydı soruldu. Savcıların, söz konusu gayri resmi muhasebe kaydının Erdoğan Kara’nın “bilgisi ve yönlendirmesi olmadan” tutulamayacağını kaydetti. Savcılar, Tür kiye’de Kanal 7’de bulunan bir “server”da kaydedilen muhasebe kayıtlarına; Akman, Karaman ve diğer bazı kişilerin “online” olarak ulaşabildiği ve müdahale edebildiği bilgisine ulaştı. Zahid Akman’ın ifadesinin bugün alınacağı belirtilirken, tüm ifadelerin cuma günü biteceği kaydedildi. Edinilen bilgiye göre şüpheliler, “suç işlemek amacıyla örgüt kurmak”, “resmi belgede sahtecilik”, “nitelikli dolandırıcılıkla” suçlanıyor. Akman ve Karaman’a sorulmak üzere 100’ün üzerinde soru hazırlandığı öğrenildi. Bunlar arasında en önemli sorunun “Deniz Feneri e.V’nin paralarını ne yaptınız” olduğu bildirildi. CHP L DER KEMAL KILIÇDAROĞLU: Gecikmiş operasyon ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, RTÜK üyesi Zahid Akman’ın, Deniz Feneri e.V bağlantılı soruşturma kapsamında gözaltına alınmasını “gecikmiş bir operasyon” olarak değerlendirdi. Almanya’daki Deniz Feneri davasını yakından takip eden isimlerden olan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun danışmanı Ali Kılıç da, “yüzyılın yolsuzluğu” olarak nitelendirdiği Deniz Feneri skandalında Zahid Akman’ın “zincirin ilk halkası” olduğunu ifade ederek, “Zekeriya Karaman, İsmail Karahan, Mustafa Çelik, Harun Kapuyoldaş’ın aralarında bulunduğu 18 kişi ve işbirlikçileri ile ‘usta ağabey’ler de mutlaka hesap vermelidir. Alman savcısının iddiası, ‘bu para ile Türkiye’de bir siyasi parti finanse edildi’ sorusu mutlaka açıklık kazanmalıdır” dedi. Fotoğraflar: AA Mustafa Çelik smail Karahan ALMANYA BEKLEMEDE Frankfurt Savcılığı’nın, Almanya’daki ikinci Deniz Feneri e.V. iddianamesini kabul edip etmeyeceği, Türkiye’deki soruşturmanın akıbetine göre karara bağlayacağı öğrenildi. Deniz Feneri e.V. soruşturmasının her aşaması tartışma yarattı Üç yıl sonra operasyon ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Almanya’da “yüzyılın bağış yolsuzluğu” olarak adlandırılan Deniz Feneri e.V davasının “asıl sorumluları” olarak gösterilen Zahid Akman ve Zekeriya Karaman Türkiye’deki soruşturmanın başlamasından tam 2 yıl 10 ay sonra gözaltına alındı. Almanya’nın 1.5 yılda soruşturma başlatıp yargılamayı tamamladığı olayın Türkiye’deki her aşaması tartışma yarattı. Dönemin Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’in, “bana ne ya” dediği bağış yolsuzluğunda Türkiye’ye getirilen 17 milyon Avro’nun akıbeti bilinmiyor. Türkiye’de 3 yılı bulan soruşturmanın öyküsü şöyle: Alman savcılığı 25 Nisan 2007’de Kanal 7’nin Almanya’daki kuruluşu Euro 7 ile aynı binada bulunan Deniz Feneri e.V’nin Frankfurt’taki bürosuna baskın düzenledi. Euro 7’nin genel müdürü ve Deniz Feneri e.V’nin kurucu başkanı Mehmet Gürhan ile hem Euro 7’nin hem Deniz Feneri e.V’nin muhaErmiş HÜKÜMETTEN LK TEPK Eylül 2008’de soruşturma başlattı. Bu arada 6 Kasım 2008’de Yargıtay Başsavcılığı, AKP’nin Deniz Feneri Derneği’nden para yardımı aldığı yönündeki iddialar üzerine inceleme başlattı. Arınç: Onlarla ilişkimiz yok ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, “(Zahid Akman’ın gözaltına alınmasına ilişkin) İsmi geçen kişilerle bizim en ufak, en yakın, hiçbir ilişkimiz yoktur” dedi. TBMM’de gazetecilerin sorularını yanıtlarken Deniz Feneri e.V. davasındaki gözaltılara ilişkin, muhalefetin “gecikmiş bir operasyon” yorumları yaptığının anımsatılması üzerine “Bilemiyorum. Muhalefet, hangi konuda gecikmiş veya tam zamanında... Neye göre takdir ediyor bilemiyorum ancak bu kişilerin gözaltına alınma kararı bir yargı sürecinin başladığını gösteriyor. Hep beraber süreci takip edeceğiz. İsmi geçen kişilerle bizim en ufak, en yakın, hiçbir ilişkimiz yoktur” diye konuştu. 4 Gürhan Almanya’daki davada Gürhan, Ermiş ve Taşkan hapis cezası almıştı. Gürhan hâlâ Almanya’da hapis yatıyor. osya aylar sonra geldi Tüm Türkiye’nin merakla beklediği dosya ancak 24 Şubat 2009’da savcıların eline ulaştı. Dosyanın Türkçe’ye çevirisi ise ancak 21 Mayıs 2009’da tamamlanabildi. Savcılık, Haziran 2009’da Karaman ve Akman ile Kanal 7’nin üst yönetiminin de aralarında bulunduğu 18 kişinin mal varlığına mahkeme kararıyla tedbir koydurdu. MASAK’tan istenen raporda Akman ve Karaman’ın hesaplarında bazı para hareketleri şüpheli bulundu. 3 Ocak 2011 ise soruşturmayı yürüten 3 Cumhuriyet savcısı, delil toplama ve ifade almak için Almanya’ya gitti. Yaklaşık 3 yılı bulan sürecin sonunda, şimdi iddianame hazırlanması beklenecek. D 3 SORUŞTURMANIN OMURGASINI GEM SKAN sebecisi Firdevsi Ermiş gözaltına alındı. 20 Ağustos 2007’de Deniz Feneri e.V’nin son başkanı Mehmet Taşkan gözaltına alındı. Yaklaşık 1 yılda yapılan yargılama 17 Eylül 2008’de sona ererken, mahkeme Mehmet Gürhan’a 5 yıl 10 ay, Mehmet Taşkan’a 2 yıl 9 ay, Firdevs Ermiş’e ise 1 yıl 10 ay hapis cezası verdi. Savcı Lötz ise duruşmada “asıl faillerin Türkiye’de” olduğunu vurgularken, Zekeriya Karaman ve Zahid Akman’ı işaret etti. Deniz Feneri e.V’nin 20022007 arasında gurbetçilerden yaklaşık 42 milyon Avro yardım topladığı belirlenirken, 17 milyon Avro’sunun nakit olarak kuryelerle Türkiye’ye gönderildiği tespit edildi. Paraların taşınmasında Akman ve Karaman’ın kuryelik yaptığı iddia edildi. Türkiye önce izledi Almanya’daki dava karara doğru giderken Türkiye’de muhalefet, savcıların harekete geçmesini istedi. Kamuoyunun yoğun baskısı ve İşçi Partisi’nin suç duyurusu üzerine, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Almanya’daki davanın Türkiye’deki bağlantıları hakkında 9 BBC: Zahid Akman Emniyet’te LONDRA (AA) Deniz Feneri e.V bağlantılı soruşturmanın Türkiye ayağında dün yaşanan gözaltıları BBC, “Deniz Feneri Gözaltıları: Zahid Akman Emniyette” başlığıyla duyurdu. BBC, Almanya’da yürütülen soruşturma sonucunda, “derneğe yapılan milyonlarca Avro tutarındaki yardımın bir bölümünün amaç dışı kullanıldığı belirlendiği”ne dikkat çekti. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle