18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 TEMMUZ 2011 PERŞEMBE CUMHUR YET SAYFA HABERLER Yemin krizinde Ali Topuz arabulucu oldu, gözler KılıçdaroğluÇiçek görüşmesine çevrildi 5 hep birlikte! Hani sevgi ormanında yürüyecektik şarkılar söyleyerek! Ne çabuk unuttuk verdiğimiz sözleri, ne çabuk... Çözüm işaretleri TÜREY KÖSE ANKARA TBMM’de yaşanan yemin krizi için gözler CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun TBMM Başkanı Cemil Çiçek’e yapacağı ziyarete çevrilirken eski İstanbul milletvekili Ali Topuz, arabulucu olarak devreye girerek telefon görüşmeleri yaptı. Çiçek’in TBMM Başkanı seçilmeden önce “510 CHP’li Meclis’te olsa, bana oy verse, elim kuvvetlenirdi” mesajı verdiği öğrenildi. Çiçek dün sabah yeniden Topuz’u arayarak “Ne garanti istiyorlar, konuşalım. Krizin bir an evvel çözülmesini birinci görevim sayıyorum” dedi. Topuz, “Yapılacak hukuki düzenleme öngörülemeyen boşluklarla malul olacak, bunun için kimse sorumluluk almak istemiyor. Meclis Başkanı partileri TBMM DANIŞMA KURULU’NA CHP VE BDP ÇAĞRILMADI ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Başkanı Cemil Çiçek başkanlığındaki ilk Danışma Kurulu’na CHP ve BDP davet edilmedi. AKP ve MHP grup başkanvekillerinin katıldığı toplantıda hükümet programı ve güvenoyu takvimi belirlendi. 61. hükümetin programı 8 Temmuz Cuma günü Genel Kutoplar, ortak bir komisyon oluşturulur, bir metin çıkar, sorumluluk ortak olur” formülünü önerdi. Kılıçdaroğlu’nun 12 gün içinde TBMM Başkanı Cemil Çiçek’i ziyaret etmesi bekleniyor. Bu arada partinin deneyimli isimlerinden, bu dönem parlamento dışında kalan Ali Topuz devreye girdi. Kılıçdaroğlu ve Çiçek ile telefon konuşmaları yapan Topuz, “Bugün veya yarın bir araya geldiklerinde rul’da okunacak. Hükümet programı üzerindeki görüşmeler 11 Temmuz Pazartesi günü, güvenoylaması ise 13 Temmuz Çarşamba günü yapılacak. 23. Dönem’de 17 üyeli olan Başkanlık Divanı bu dönemde 18 üyeden oluşacak. Başkanlık Divanı’nda AKP 11, CHP 4, MHP 2, BDP ise bir üyelikle temsil edilecek. muz günü Kılıçdaroğlu’nu arayan Topuz, “Siz bir açıklama yaptınız, Çiçek’in çözüm konusunda bir inisiyatif kullanmasını istediniz. Ben Cemil Bey’le rahat konuşabilirim; siz ne istiyorsunuz, ne yaparsa sizin için makbuldür, gidip yemin törenine katılırsınız” diye sordu. Kılıçdaroğlu, “İlla bu yasal düzenleme yapılsın, hapishanedeki milletvekilleri aramıza katılsın, beraber yemin edilim, diye katı bir tav daha ileri bir adım atılabilir. TBMM Başkanı, bu ortamı yaratmak konusunda bir irade taşıyor. Başbakan ile Kılıçdaroğlu’nu da bir araya getirecek izlenimi aldım, umutluyum. Sorun 15 Temmuz’dan önce çözümlenebilir” açıklamasını yaptı. Yemin etmeme tavrını doğru bulmadığı bilinen Ali Topuz, çözüm için İstanbul’dan devreye girdi. TBMM Başkanlığı seçimlerinin yapıldığı 4 Tem ERDOĞAN: Elitaş’ın sözleri yanlış Başbakan Erdoğan, Mustafa Elitaş’ın “15 Temmuz, yoksa iş işten geçer” sözünü düzeltti, ‘’Böyle bir tarih vermeyi doğru bulmuyorum o yanlış bir şey’’ dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan dün gazetecilerin soruları üzerine Meclis’te yaşanan yemin krizine değindi. Arzularının muhalefetin yemin ederek TBMM’de yerini alması olduğunu belirten Erdoğan, burada bir önyargılarının söz konusu olmadığını söyledi. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Grup Başkanvekili arkadaşımın ayın 15’iyle ilgili böyle bir sürçülisanı olmuş. Tabii böyle bir tarih vermeyi doğru bulmuyorum o yanlış bir şey. Ana muhalefet herhalde marjinal değildir. İktidarın alternatifi olan bir ana muhalefet partisi marjinal düşünce kalıbı içerisinde hareket ederse bu öyle zannediyorum ki kendisine yetki verenleri de üzecektir. Ve şu anda ana muhalefetin tavrını tasvip etmemiz mümkün değildir. Sadece kendilerine verilen bir görev vardır o da milletvekili olmuşlardır, ama vekâleti tamamlayıcı o yemini yapmadıkları için ciddi bir sorumluluğun altındadır... Eğer bu süreç içerisinde kendileri yeminlerini yapmak suretiyle yasama görevlerine katılırlarsa biz bundan memnun oluruz fakat yasama görevlerini yerine getirmiyorlarsa o zaman da parlamento içi hukukun gereği neyse bunu da tabii yerine getirmek orada bizim görevimizdir.” Deniz Baykal ve Önder Sav Konya’da eski CHP l Başkanı Rahmi Baştoklu’nun oğlunun cenaze töreninde buluştu. kilinin samimi sohbetleri dikkat çekti. Baykal ile Sav yan yana geldi BARIŞ YAMAN KONYA CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal ve eski kurmayları, Konya’da CHP eski İl Başkanı Rahmi Baştoklu’nun kalp krizi nedeniyle yaşamını yitiren oğlunun cenazesinde buluştu. Konya’daki cenaze törenine, CHP eski Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal, CHP eski Genel Se kreteri Önder Sav, CHP eski Grup Başkanvekili Hakkı Suha Okay ve CHP eski Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz Ateş katıldı. Cenaze törenine katılan CHP’nin eski kurmayları oğlunu kaybeden Rahmi ve eşi Sadiye Baştoklu’ya baş sağlığı diledi. Baykal ve Sav’ın cenaze töreni sırasında samimi bir şekilde tokalaşması ve yan yana durması dikkat çekti. rımız yok. Çözüm konusunda güçlü bir irade ortaya koysunlar” karşılığını verdi. Topuz, “Ben bunu Cemil Bey’e söyleyebilir miyim” diye sordu ve olumlu yanıt alınca Çiçek’i telefonla aradı. Çiçek “Ben adayım, eğer CHP’den beş on kişi Meclis’te olsa, bana oy verse, CHP’nin bana güvendiği, benimsediği görüntüsü verselerdi elim kuvvetlenirdi” dedi. Topuz, “Bunu beklemeyin, yapamazlar. Ama aklıma şöyle bir formül geliyor: Genel Başkan ‘Biz şu gerekçeyle boykot ediyoruz, Meclis Başkanı olarak güvenerek destekleyeceğimiz Cemil Çiçek’e bile oy veremiyoruz, güvenimiz tamdır’ dese olur mu” diye sordu. Çiçek, “Elimi kuvvetlendirirdi” derken yeniden Kılıçdaroğlu’nu arayan Topuz, bu görüşmeyi aktardı. Kılıçdaroğlu da “Bu işin çözülmesini istiyoruz. Yargılama devam edecek, biz af istemiyoruz. Ben açıklama yaparım” dedi, ancak o gün bu yönde bir açıklama gelmedi. Grup toplantısında 16 maddelik manifesto açıklandı. Bu gelişmeler üzerine Çiçek, dün sabah 09.30’da yeniden Ali Topuz’u arayarak “Sen bu işi çözmek için araya girdin, biz de hakikaten çözmek istiyoruz, kötü bir yerlere gidecek bu iş. Başkanlık Divanı’nı oluşturamıyorum, komisyonlar oluşmuyor. Genel Başkan’la bir daha konuş. Benim çözüm iradem devam ediyor, başkanlık ettiğim Meclis krizle başladı. Ben bu krizin bir an evvel çözülmesini birinci görevim sayıyorum” mesajı verdi. Topuz’un telefon trafiği sürerken uzlaşma arayışları yoğunlaştı. Topuz, “Sizce çözüm formülü ne” sorumuza “Yapılacak hukuki düzenleme öngörülemeyen boşluklarla malul olacak. Kimse sorumluluk almak istemiyor. Meclis Başkanı partileri toplar, ortak bir metin yapın, der. Sorumluluğu ortak olur. Bence anayasa değişikliğine gerek olmadan, yasayla sorun çözülebilir” yanıtını verdi. Kılıçdaroğlu dün Twitter’da “Milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağına namusu ve şerefi üstüne yemin edenler, bunun gereğini yerine getirmek durumundadırlar” mesajı verdi. Kılıçdaroğlu, “Demokrasi Deklarasyonu”nu da yabancı temsilcilere yolladı. Grup Başkanvekili Muharrem İnce de dün düzenlediği basın toplantısında “Meclis’i boykot ya da protesto etmediklerini” vurguladı. İnce, “Bize, Meclis’e gelsinler, çağrısı yapıyorlar. Biz zaten Meclis’teyiz. Kimseden himmet beklemiyoruz, herkesin görevini yapmasını istiyoruz” açıklamasını yaptı. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “Yemin etmeden maaş alıyorlar” sözlerine dikkat çeken İnce, şunları söyledi: “Elimde bir AKP milletvekilinin yemin töreninden önce yaptığı sağlık harcamasıyla ilgili bilgi var. Kutusu 1000 lira, 7 kutu ilaç yazılmış. Bunu mu açıklayalım? Bunlar ufak işler. Sen Başbakansın, dedikodu yapma.” yi Bakın O Fotoğrafa... Sivil giysiler içinde caddenin ortasında kıvrılarak yatan o iki genç insanın fotoğrafına iyi bakın. Gözlerinizi açarak bakın, onların eşlerinin yerine koyun kendinizi. Babalarının, annelerinin, kardeşlerinin... İyi bakın o fotoğrafa; siyasetçiler, bilim insanları, gazeteciler, aydınlar, emekçiler, Türkler, Kürtler, Aleviler, Sünniler... Ey tüm insanlık! Orası Hakkâri’nin Yüksekova ilçesi... O cadde parke taşlarıyla döşenmiş... Göreve gitmek üzere evlerinden sivil giysilerle çıkan Uzman Çavuş Yahya Karakaya ve Murat Özkazanoğlu, yerde yatan iki genç. İki genç asker, Nedim Zeydan Caddesi’nde yürürken PKK’li teröristlerin kurduğu pusu sonucu delik deşik edilerek şehit düştü. Şimdi bir daha bakın o fotoğrafa... Tüm siyasi parti liderleri, milletvekilleri... Bakın fotoğrafa... Yaşamının baharında iki genç asker. İkisi de evli o cansız genç bedenlerin... Birinin eşi 1.5 aylık hamile, diğeri 14 Mayıs’ta evlenmiş. Gecenin içinde bir yolda değiller. Gün ışımıştı. Görevlerine gidecekti iki genç asker. Pusu kuruldu. İkisi de şehit oldu. Bakın fotoğrafa... Birinin elinde bir poşet var.. kıvrılıp yatmışlar.. sanki yaşıyorlar. Şimdi yumun gözlerinizi... Rüzgârların estiği ağaçlara, günden güne yeşeren yeşil bahçelere.. yalnızlığa, hüzne, acıya, ölüme seslenin var gücünüzle: “Yeter artık!” Neden sesiniz soluğunuz çıkmıyor, niçin onların cenaze törenine katılmıyorsunuz ey siyasiler... Katılsanız yuhalanacaksınız, biliyorsunuz! Siz BDP’liler, AKP’liler, CHP’liler, MHP’liler... Susmayın konuşun, ses verin, tümlüğümüzü gösterin. Hani yaşamı çoğaltacaktık yapın! Evet siz kayıkçı kavgasını yaşam biçimi olarak gören siyasiler, muhalefet artık bir ses verin! CHP lideri Kılıçdaroğlu, grup toplantısında “neden yemin etmediklerini” açıklarken, kameralar milletvekillerini gösteriyor. Hepsi şen şakrak, bazıları gülüşüyor; maşallah keyifleri yerinde... Bizim Mustafa Balbay da hücrede, halkın vekili olarak. Son on gün içinde kaç askerimiz şehit düştü, söyleyin bu ülkeyi yönetenler... Konuşun, anlatın, açıklama Etnik milliyetçilik üzerinden siyaset yapanlar, sıkıştıklarında TürkKürt kardeşliğinden söz edenler, şeyhlerin, şıhların, aşiret liderlerinin kuyrukçuluğunu yapanlar, Barzani’nin ABD’den gelen yeşil dolarlarını toplayanlar bakın Yüksekova’da şehit düşen o iki gencin fotoğrafına bir daha... Haydi konuşun, susmayın! İçinizde bir sızı var mı yok mu, söyleyin! Yağmurdan sonra gelen aydınlık günü arıyor bu toplum... Yaşama hakkını arıyor, temel hak ve özgürlükleri... Eli kanlı canileri lanetliyor! Bunun ayrımında mısınız? Gözleriniz buğulanıyor mu, yağmur bulutları geçiyor mu üzerinizden, kirpikleriniz ıslanıyor mu? Dünyadaki yıldızlı ellerin sonsuz düşünü anımsayın, puslu, bitimsiz, binlerce yıllık güneşi, insanca yaşamı, onurlu kalmayı. Bir gece vakti sınır boylarında devriye gezen Mehmetçiği... gökyüzünde kayan yıldızları... kurulan pusuları... Şimdi bir kez daha bakın o yerde cansız bedenleriyle yatan iki genç askerimize... Bakın!.. Bakın!.. Bakın!.. Ne hissediyorsunuz, aklınızdan neler geçiyor, bana anlatır mısınız? Gecenin içindeki çığlığı, yiten izlerin kanında yaşayanları, öfkeyi, kini, nefreti... İyi bakın o fotoğrafa, sonra Hopa’da biber gazıyla fenalaşan, kalp krizi geçirerek ölen sosyalist öğretmen Metin Lokumcu’yu düşünün; hücrede tutulan Balbay’ı, akan kanı, acıyı, hüznü... ‘ DARE LE SÜRTÜŞMEK STEM YORUZ’ DED ‘Zaten Meclis’teyiz’ Danıştay Başkanı’ndan AKP hükümetine açık çek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Danıştay’ın Başkanı Hüseyin Hüsnü Karakullukçu, hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını belirterek “Her şey çok güzel olacak. Çünkü bundan sonra ben ve arkadaşlarımın hata yapma hakkımız yok” dedi. Hüseyin Karakullukçu, Danıştay Başkanlığı’na seçilmesinin ardından kurum binasında bir grup gazeteciyle tanışma toplantısı düzenledi. Konuşmasında, hukuk devleti içinde Danıştay’ın önemine işaret eden Karakullukçu, baktıkları davalarda taraflardan birinin idare olduğunu, bu yüzden Danıştay’ın hep güncel kaldığını vurguladı. Karakullukçu, “İdare, siyasi iktidardır. Bizim derdimiz idareyle sürtüşme yaratmak değil. Ben burada idareyi yargılamıyorum” dedi. “Bizim bundan sonra şikâyet etmeye hakkımız yok. Önceden işimiz çok diyorduk, şimdi yeteri kadar daire ve üyemiz var” diyen Karakullukçu, iş yükünü azaltmaya yönelik tedbirler alacaklarını kaydetti. Danıştay Kanunu ve İdari Yargılama Usul Kanunu’nda değişiklikler yaparak, yürütmenin durdurulması istemiyle açılan davalarda daha ivedi sonuç almayı sağlayacak düzenlemeler yapılacağını bildiren Karakullukçu, bir gazetecinin “Geçmiş dönemde Danıştay yasakçı kararlarla anılıyordu, bu dönemde neler olacak” sorusu üzerine şöyle konuştu: “Yasak yok. Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Her şey çok güzel olacak. Çünkü, bundan sonra ben ve arkadaşlarımın yanlış, hata yapmaya hakkımız yok. Bunları takip edin, göreceksiniz. Hangi hâkim bu zamana kadar adaleti tecelli ettirmiş, böyle bir şey yok. Adalete yaklaşma var. İşin felsefe boyutu bunlar. Karakullukçu’nun saçı, bıyığı şöyleydi, ayakkabısı böyleydi, bu adam bekârdı... Bunlar beni küçültmez. Çünkü, ben sizden farklı, geniş düşünüyorum. Toplumun genel kuralları içerisinde özgür olmayı düşünüyorum. Adamsan sonuna kadar adam gibi yaşarsın. Tavuk gibi yaşasaydım, tavuk olurdum.” Arınç da umutlu konuştu CHP’lilerin vekilliğinin düşürülmesinin gündeme gelemeyeceğini söyleyen Başbakan Yardımcısı, yakın bir tarihte çözüm bekliyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, yemin etmeyen milletvekillerinin vekilliklerinin düşürülmesinin düşünülemeyeceğini belirterek krizin birkaç gün içinde çözüleceğini umduğunu söyledi. TBMM’de gazetecilerin sorularını yanıtlayan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, yemin etmeyen milletvekilleriyle ilgili olarak “Bence 15 Temmuz itibarıyla bu milletvekillerinin, milletvekilliğinin düşürülmesi konusu gündeme gelemez ve gelmemeli” dedi. Arınç, “Meclis çalışmalarında bugün için bir aksaklık yok ama önemli olan Anayasamız gereğince ‘parlamenterler, milletvekilleri ant içerek, görevlerine başlarlar cümlesini henüz gerçekleştiremedi iki parti. Bu, milletimiz nezdinde, bir eleştiri alıyor. Dolayısıyla bu partilerin de parlamentoya gelerek asli görevlerine başlamaları ve yasama çalışmalarına katkıda bulunmalarını hepimiz arzu ediyoruz. Bu mutlaka bir gün olacaktır” diye konuştu. BDP’ye sert eleştiriler Bir gazetecinin BDP’li milletvekillerinin de Meclis’e gelmediklerini anımsatarak “Cumhurbaşkanı ile bu konuda bir değerlendirmeniz oldu mu” sorusu üzerine Erdoğan, BDP’lileri sert bir dille eleştirdi. Erdoğan, “Sırtlarını nereye dayadıkları zaten belli. Eğer demokrasi içerisinde bir yol arayacaklarsa bunun yeri Diyarbakır değil. Diyarbakır hepimizin. Farklı hesaplar içine giriyorlarsa aldanıyorlar. Tek yeri var bu işin TBMM’dir. Adeta bir İl Genel Meclisi Üyesi olarak çalışıyorlar’’ dedi. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan’ın, “Grup başkanvekili arkadaşımın ayın 15’iyle ilgili sürçülisanı olmuş” açıklamasını, “Güzel bir şey” sözleriyle değerlendirdi. CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi de Erdoğan’ın açıklamalarını olumlu bulduğunu belirterek açıklamanın çözüm yolunda adım atılmasını kolaylaştıracağını ifade etti. Özkes: Kapusuz tükürdüğünü yalıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP Genel Başkan Yardımcısı Salih Kapusuz, TBMM’de berberde gazetecilerle sohbet ederken “İki vekil çıkamaz. Ayrıca 3 kişi daha var: İlhan Cihaner, Gürsel Tekin...” dediği haberlerini yalanlarken bu konuşmaya tanıklık ettiğini bildiren CHP İstanbul Milletvekili İhsan Özkes, “Sözlerinin arkasında duramıyor, tükürdüğünü yalıyor” dedi. Özkes, dün düzenlediği basın toplantısında, “Sayın Kapusuz, berberde ağzında cikletle tıraş oluyordu. Bana ‘Dedikoducu’ demiş. Ben, CHP Parti Meclisi üyesiyim ve milletvekiliyim böyle bir olayı anlatmamdan daha doğal ne olabilir. Ben emekli bir müftüyüm. Emekli bir müftü olmaktan da onur duyuyorum. Ben; yalanın, dedikodunun ve iftiranın ne olduğunu, manevi sorumluluğunun da ne olacağını çok iyi biliyorum. Ancak aynı sorumluluğu Sayın Kapusuz’da göremedim. Sözlerinin arkasında duramıyor ve bir anlamda tükürdüğünü yalıyor. Sayın AKP Genel Başkan Yardımcısı söylediği sözleri yalanlayarak aklanmaya çalışıyor” diye konuştu. THE ECONOMIST Y NE KIZDIRACAK Haber Merkezi İngiliz The Economist Dergisi Editörü John Peet, “Recep Tayyip Erdoğan’ın düşündüğü başkanlık sistemi Türkiye gibi bir ülkede tehlikeli sonuçlara yol açar” dedi. Londra’daki düşünce kuruluşu Chatham House’da, “2011 seçimlerinden sonra Türkiye: AKP hükümetini bekleyen zorluklar” başlıklı bir konferansta konuşan Peet, Erdoğan’ın eleştiriye karşı tahammülsüz olduğunu belirterek “Türkiye’de Çin’den daha fazla gazeteci cezaevinde, insan hakları karnesi Irak’tan bile daha kötü” diyerek hükümetin insan hakları politikalarını eleştirdi. “Son olarak gittiğim Konya’da alkollü içki satan bir dükkân bile bulamadım” diyen Peet, Türkiye’de esas tehlikenin İran benzeri bir rejim haline gelmek olmadığını belirtti. Peet, “Türkiye’nin karşı karşıya olduğu problem otoriter bir rejime yönelmektir” diye konuştu. Kılıçdaroğlu: Güzel bir şey hsan Özkes C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle