18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 TEMMUZ 2011 PERŞEMBE CUMHUR YET SAYFA [email protected] KÜLTÜR Rıfat Ilgaz doğumunun 100., ölümünün 18. yılında anılıyor 17 Yaşar Kemal haklı çıktı… Yaşar Kemal, Rıfat Ilgaz için, “Böylesine büyük ustalarımızın kadrini ancak sengi musallada biliriz” diye yazmıştı. Babam hep bir bahardan söz ederdi, yemyeşil bir bahardan. Yaşamının son çeyreğinde sözünü ettiği o baharı göremedi. AYDIN ILGAZ Bir daha çal, Sir ‘Sir’ unvanlı pop yıldızı Elton John 23 şarkılık bir repertuvarla stanbul’daydı MURAT BEŞER Önceki akşam, Maçka KüçükÇiftlik Parkı’nda bir şirketin yemeği ya da sosyetenin kır düğünü var sanabilirdiniz. Oysa gerek 4050 yaş arası kuşağın, gerek baloya geliyormuşçasına iddialı giysi ve makyajlarla mekânı dolduran kalabalığın tek nedeni “Sir” unvanlı pop yıldızı Elton John idi. Sahne önünden başlayarak alanın yarısına kadar uzanan üzeri kumaşla örtülmüş sandalyeli oturma düzeni, ayaktaki izleyiciyi epey arkalara atmıştı. Onlar belki de Elton John’un gerçek dinleyicisiydi ve uzakta ayakta dikilmek için, bir gün sonra Ankara’da konsere gidecek olanlardan 76 papel daha fazla ödeyerek tam 126 YTL bayılmışlardı. Bir kahraman gibi karşılandı, uzun bir enstrümantal pasajın ardından sahneye giren Sir. Kalabalığa el salladıktan sonra oturdu kuyruklunun başına ve “Love Lies Bleeding” dedi. Yıllardır çaldığı kırmızı piyanosu yoktu bu kez; ama üzerinde parlak Rocket Man işlemesi taşıyan siyah smokinin altındaki gömleği kırmızıydı; bir de heavy metal ruhlu iki genç çellocunun pantolonları. “Saturday Night’s Alright”ı bitirdiğinde Türkçe teşekkür etti. İngilizce “18 yıl sonra yine burada olduğum için çok mutluyum” ile devam etti. “Levon” için dört siyah kadın şarkıcı geldi (ki bunlardan biri Sly & the Family Stone şarkıcısı Rose Stone) ve böylece sahnede 12 kişiyi buldular. Tecrübeli topluluk, sorunsuz bir sahne sunuyor Sir’e. Aralarında 40 yıllık yol arkadaşları davulcu Nigel Olsson ile sahnede sayısız gitar değiştiren Davey Johnstone da var. Ağzını yayarak gülümseyen, izleyiciyle göz temasını, el sallamalarını, işaret parmağı oyunlarını, ayağa kalkıp selamlamalarını hiç kesmeyen Sir, 63 yaşına rağmen delikanlı gibi görünüyor. Arada bir sesi çatlasa, buruşup kırışsa da, 23 şarkıdan oluşan yoğun ve güzel bir repertuvarla tam 155 dakika ayakta. Bazen alaycı, bazen acı, bazen de hafif erotik sevgi temalarıyla görkemli bir dünyaya davet ediyor herkesi; bir o kadar da renkli. Sadece şarkıcı değil, iyi bir piyanist olduğunu da hissettiriyor. “Madman Across the Water”, “Philadelphia Freedom”, “Goodbye Yellow Brick Road”, “Sacrifice”, özellikle de “Rocket Man”; uzun, piyano pasajları tatminkâr çalınıyor. Sıra geliyor geçen yıl idolüm dediği Leon Russell ile yaptığı albümden parçalara; albümü Moby Dick’i avlamaya çalışan “Hey Ahab”, Amerikan iç savaşına değinen “Gone To Shiloh” ve blues coşkulu “Monkey Suit” ile geçiyor. Tüm bunlar yaşanırken, önümde oturan beş kadın aynı reflekslerle cep telefonlarına kayıt yapıyor. İki solumdaki ise her beş dakikada bir cepten twit atıyor. Biraz uzakta bir grup sahneye sırtlarını çevirerek, facebook’a resim koymak için poz veriyor. “Sad Songs”un ardından, uzun bir solo piyano pasajı geçiyor. “Sorry Seems to Be the Hardest Word” ile kalabalığın yüreği kabarıyor. Prenses Diana için yazdığı “Candle in The Wind” ise sürpriz oluyor. “Are You Ready For Love?” ile sandalyelerden fırlayanlar sahne önüne akın ediyor. Son şarkılar “Crocodile Rock” ve “Your Song” alkışlar arasında ve Sir’ün barış mesajlarıyla çalınıyor. Saat neredeyse 12’ye geldi dayandı, ama ben neden “Daniel”, “I’m Still Standing”, “Nikita” yok demekten kendimi alamıyorum. Çıkışta en çok Humphrey Bogart olmak isterdim, yanına gidip “Play it Again, Sir” demek için. Fotoğraf: Fatih ERDOĞDU 12 Eylül sonrası Rıfat Ilgaz tutuklu kaldığı Kastamonu’dan İstanbul’a döndüğünde Şan Tiyatrosu’nda “Rıfat Ilgaz 70 Yaşında” adlı bir kutlama töreni yapıldı. Kalabalık bir dost topluluğu vardı. Sanki 12 Eylül’e karşı bir başkaldırıydı. Törene katılamayan Yaşar Kemal bir mektup göndermişti: “Ilgaz Usta, inanılmaz çilelerin, yiğitliklerin adamıdır. O, çağımıza onur veren namuslu kişiliklerden birisidir. Hiçbir çile, hiçbir acı, hiçbir engel, hiçbir bela onu insanlık yolundan döndürememiştir. Onun elinin değdiği her şey altın olmuştur. Mizah yazmıştır, en güzelini. Şiir yazmıştır, ülkemiz şiirinin en güzel örneklerinden. Romanı, hikâyesi de öyle. O, bizim edebiyatımızın doruklarından biridir. Ama ne yazık ki, biz böylesine özverili, böylesi “Kapandı yüzümüze dergi kapakları” diyen, sağlığında hayıflanan Rıfat Ilgaz ölümünden sonra da gündemde. ne halkımıza timsal olmuş, böylesine büyük ustalarımızın kadrini ancak sengi musallada biliriz.” Babam 1940’lı yıllarda yazdığı bir şiirinde, “Kapandı yüzümüze dergi kapakları, / Bir varmış bir yokmuş olduk sağlığımızda. / Şiir... O yosmanın boyuna. / Gazete... Gelene gidene başyazı. / Ara ki bulasın sayfalarda / Şair Rıfat Ilgaz’ı” diyordu... “Yazılarımın, şiirlerimin altını kırmızı kalemle çizip, suç bulan yetkililere bir bakıma saygı duyuyorum. Onlar yazılarımı, şiirlerimi dikkatle okuyorlar. Asıl, benim adımı karakalemle çizen, beni yok bilen edebiyat araştırmacılarına kızıyorum” derdi. “Hababam Sınıfı” filmleri Rıfat Ilgaz ile özdeşleştirilir de TRT’de yayımlanmaz korkusuyla jenerikten adını bile çıkarmaktan çekinmediler... Bir keresinde çok kızdığını hatırlıyorum. O yılların iki meşhur dergisiydi Kadınca ve Erkekçe... Dönemin ünlü eleştirmenlerinden biri Kadınca dergisinde “Karartma Geceleri” adlı romanına değinerek “Hapishane edebiyatı yapıyor” dediğinde yanıtını Gösteri dergisinde vermişti: “Bu yazdıklarını Kadınca dergisinde yazacağına, erkeksen Erkekçe dergisinde yaz.” Yaşamının son çeyreğinde sözünü ettiği o baharı göremedi. Özgür, aydınlık bir 21. yüzyılı göremedi. Cide halkı Rıfat Ilgaz’ı bağrına bastı. Cideliler, özellikle de Cideli kadınlar onu yanıltmadı. Cide Loç Vadisi’ni HES’lere kaptırmamak için başkaldırdılar. Cide’de bir çocuk parkı... Cide’nin hemen girişinde çocukların oynadığı parkın kapısında Rıfat Ilgaz adı yazıyor. “Önce yerel olacaksın, sonra evrenselleşeceksin” derdi.. Öyle de oldu. Yapıtları son yıllarda pek çok dile çevrildi. “Hababam Sınıfı” filmleri, Uluslararası Film Seçkileri arasında komedi filmi dalında ilk üçe girdi. “Karartma Geceleri” romanından aynı adla Yusuf Kurçenli tarafından çekilen film ise yurtiçi ve yurtdışından 12 ödül aldı. 16 yıldır Cide’de Rıfat Ilgaz Sarıyazma Kültür ve Sanat Festivali düzenleniyor. Cide Belediye Başkanı Nejdet Demir’in önderliğinde bütün Cidelilerin de katılımıyla Rıfat Ilgaz’ın 1911 yılında doğduğu ev aslına uygun olarak restore edildi. Rıfat Ilgaz Müzesi adı verilen evde babamın bütün özel eşyaları, kitapları, el yazıları, fotoğrafları sergileniyor. Rıfat Ilgaz’ın 100. yaş günü nedeniyle İş Bankası Kültür Yayınları ve Çınar Yayınları ortaklığıyla bütün kitapları yeniden yayımlanıyor. MEB tarafından 100 Temel Eser listesine alınan “Halime Kaptan” adlı kitabı İş Bankası tarafından “Karneni göster kitabını al” kampanyası kapsamında 1 milyon adet basılarak öğrencilere dağıtıldı. İşte dostlar, bir zamanlar “Kapandı yüzümüze dergi kapakları” diyen, sağlığında hayıflanan Rıfat Ilgaz, ölümünden sonra da gündemde... Özlediği bahar geliyor mu dersiniz? Darısı ülkemin gençleri ve aydınlarına... Rıfat Ilgaz “Son Şiirim”de, “Elim birine değsin / Isıtayım üşüdüyse / Boşa gitmesin son sıcaklığım” demişti. Sıcaklığı yavaş yavaş bütün yurda yayılıyor... Yaşar Kemal haklı çıktı. Rıfat Ilgaz’ın doğumunun 100. yılında… [email protected] Amerikalı ressam Cy Twombly 83 yaşında Roma’da öldü Soyut resmin büyük ustasıydı Kültür Servisi 1950’lerin sonlarında “kaligrafik” resimleriyle ünlenen Amerikalı ressam Cy Twombly (83), önceki gün Roma’da yaşama veda etti.Twombly, II. Dünya Savaşı sonrası Amerikan sanatının en büyük ressamlarından biri olarak kabul ediliyordu. Soyut resimleriyle tanınan sanatçı, 2010’da Louvre Müzesi’nin bir tavanını resimlemiş; böylece, Georges Braque’tan sonra Louvre’un tavanına resim yapan ikinci sanatçı olmuştu. Twombly, soyut dışavurumculuğun doruğunda olduğu yıllarda New York’ta öğrenim görmüş, Robert Rauschenberg ve Jasper Johns’la birlikte Amerikan sanatında görülmemiş bir değişim yaratmıştı. 1950’lerin sonlarından yaşamının sonuna kadar Roma’da bu kentte yaşayan Twombly, yapıtlarında yeni çevresini ve düşünsel tutkularını Yemyeşil bir bahar özlemi (Fotoğraf: sa ÇEL K) yansıtmaya başlamış; Akdeniz’in ışığı ve görünümü, şiir, tarih ve mitoloji sanatının motifleri olmuştu. Daha sonraları resimlerine grafiti benzeri karalamalarla birlikte sözcükler ve dizeler de eklemeye başlayan sanatçı, bütün bunları resminin temel özellikleri kılmıştı. Twombly, pek çok sanat eleştirmenince, soyut dışavurumculuğun büyük ustalarından Jackson Pollock’un “mirasçısı” olarak değerlendiriliyordu. 1990’da Christie’s’in düzenlediği bir müzayedede, sanatçının 1971 tarihli bir resmi 5.5 milyon dolara (yaklaşık 9 milyon lira) satılmıştı. Yazdığı yazılar ve şiirlere adını sakıncalı bulanlardan, hatta “Aman buralarda dolaşma!” diyen dostlarından söz ederken bile gülümserdi. Hep bir bahardan söz ederdi. Yemyeşil bir bahardan: “YÜZYIL’ımı dörde böldüm... / Her bölümü bir mevsim, / Biri kaldı, üçü gitti... / YAZ’ı gitti, GÜZ’ü gitti, / Karlı, tipili KIŞ’ı gitti, / Yemyeşil bir bahar kaldı!” Memleketi Cide’de etkinlikler düzenleniyor ‘Yüz Yıllık Çınar’ Kültür Servisi Şair, romancı, öykü ve mizah yazarı, tiyatro ve sinemaya da uyarlanan “Hababam Sınıfı”nın yaratıcısı Rıfat Ilgaz ölümünün 18. yılında anılıyor. 7 Temmuz 1993’te yitirdiğimiz Ilgaz için her yıl doğduğu Kastamonu’nun Cide ilçesinde Cide Rıfat Ilgaz Sarı Yazma Kültür ve Sanat Festivali düzenleniyor. 8910 Temmuz tarihlerindeki festivalde kültür sanat etkinlikleri ve konserler de düzenlenecek. Cide Belediyesinin önderliğinde, Ilgaz Ailesi, Fida Film ve bütün Cidelilerin katkılarıyla Rıfat Ilgaz’ın 1911 yılında doğduğu ev Rıfat Ilgaz Müzesi yapılmıştı. Müzede Rıfat Ilgaz’ın kitapları, el yazıları, fotoğrafları ve özel eşyaları bulunuyor. Bu yıl festival kapsamında Rıfat Ilgaz Müzesi’nde de etkinlikler yapılacak… Festival kapsamında Önder Uygun tarafından çekilen “Yüz Yıllık Çınar: Rıfat Ilgaz” belgeselinin de gösterimi yapılacak. Kültür ve Turizm Bakanlığı destekli belgeselin yapımcılığını Karaşın Film üstlendi. Belgesel için 60 kişiyle görüşüldü, neredeyse yarıya yakını belgeselde kullanıldı. Belgeselde birbirinden tanıdık isimler var. Erol Şadi Erdinç, Doğan Hızlan, Hasan Pulur, Tarık Akan, Müjdat Gezen bunlardan sadece birkaçı. Belgeselin danışmanlığını, yazarın oğlu yayıncı Aydın Ilgaz üstlendi. Yoğun bir çalışmayla ortaya çıkan belgesel için 12 kişilik bir ekip görev yaptı. Yapımı 2 yıl süren belgeselin gösterimi yazarın doğum yeri olan Cide’de yapılacak. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle