18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 31 TEMMUZ 2011 PAZAR 4 HABERLER Normalde 16 kişi ile toplanması gereken YAŞ, bu kez 11 kişi ile kararlarını alacak Türkiye’yi Savunmak Sevgili, Her ikisiyle de tanışıklığım kırk yılın ötesine dayanan ve bu hafta birbiri ardından yitirdiğimiz önemli iki insan, Bakır Çağlar ile Arslan Başer Kafaoğlu, düzenin efendilerinin hoşuna gitmeyen, “aykırı” kişilerdi. Anayasa hukuku konusunda ve insan hakları alanında yetkinliğini herkesin teslim ettiği Bakır’ı hukuk fakültesinin son sınıfında tanımıştım. Benden 11, Bakır’dan 13 yaş büyük Arslan Başer Kafaoğlu’nu tanıdığımda ise, Akşam gazetesinin daha yirmili yaşlarını doldurmamış, çiçeği burnunda dış politika yazarıydım. Bakır ile aynı fakültede okuduk, Arslan Başer ile aynı gazetelerde yazdık. Şimdi bakıyorum da, bana hep aynı cephenin zaman zaman değişik, zaman zaman aynı saflarında yer almışız gibi geliyor. “Hangi cephe” diye soracak olursan, “Türkiye’nin insanlarını savunan cephe” derim. Öyle bir zehaba kapılacağını sanmam, ama yine de uyarmak isterim: Sözünü ettiğim savunma, ulusunu herkesten üstün gören, ırkçı şoven bir tavır olmayıp, insan haklarını, demokrasiyi, hukukun ve emeğin üstünlüğünü de içeren bir savunmaydı. Arslan Başer ve benden farklı olarak Bakır bir ara Türkiye’nin resmi savunmanıydı da. Üniversitede, kürsü başkanı olarak anayasa hukuku ve insan hakları dersleri veren Prof. Bakır Çağlar, Strasbourg’daki AİHM önünde Türkiye’nin savunmanlığı görevini de üstlenmek durumunda kalmıştı bir dönem. Onun görüşünde bir insan için bunun ne denli çelişkili ve güç bir iş olduğunu düşünürken, aklıma hep, birçok başkentte Türkiye’yi Büyükelçi düzeyinde temsil etmiş olan bir arkadaşımın, Türkiye’de demokrasi özgürlük ve insan haklarının ayaklar altına alındığı bir dönemde büyükelçi olarak basının sorularına yanıt vermek durumunda kaldığında neler hissettiğini anlatması gelirdi. Düşünebiliyor musun Ali? Bir yandan gazetecilerin sorularına Türkiye’nin resmi yanıtlarını verirken, öte yandan kendi kendime, “Ben burada ne arıyorum, asıl yerim dışarıdaki özgürlük göstericileri safları” derdim hep, diye dert yanmıştı. Bakır Çağlar da, kaçınılmaz olarak, aynı ikilemin içine düşmüş olmalı ki, bir süre sonra “Türkiye savunmanlığı”ndan istifa etti. Bence iyi de etti. Hatta diyebilirim ki, asıl savunmaklık işlevi gerçekten o zaman başladı. Çünkü bir insanın ülkesini savunması, orada iktidarı ellerinde tutanların onun adına yaptıkları yanlışları da doğru göstermek için kırk dereden su getirmesi demek değil. Tam tersine, ülkeyi savunmak, onda olan ve tehdit edilen veya olması gereken, çağdaş insancıl moral değerleri, herkese, hatta zaman zaman ona karşı bile savunmak demektir. Arslan Başer Kafaoğlu, işte bu tür bir Türkiye savunmanıydı, ülkesinin koşullarının kimseden geri kalmasına katlanamadığı için, onda bulunması gereken hasletlerin yaşama geçebilmesi uğruna mücadele etti ömrü boyunca. Bunu yaparken, hiçbir ikbal beklentisi olmadığı için, başına gelenlerden de yüksünmedi, yakınmadı. Oysa, donanımı, birikimi, ona yaşamı boyunca her türlü lüksü, unvanı sağlayabilirdi ve belki de o yolu tutmuş olsaydı bugün ölümünü bile neredeyse görmezden gelen yandaş medyada, devlet törenine dönüşmüş olan cenaze töreni ve yaşam öyküsü ile çarşaf çarşaf haberler çıkardı... Arslan Başer’e muhalif olduğu için kızanlar, herhalde Bakır Çağlar’a da, baskıcı Türkiye’nin savunmanlığından istifa ettiğinde aynı gerekçelerle kızmışlardır. Ve pek muhtemeldir ki, üniversite kürsüsünde dile getirdikleri yüzünden onun sesini de kısmak istemişlerdir. İki ölüm bana bunları düşündürürken, toplumun bir bölümünün Arslan Başer’in gidişine bu denli bigâne kalması da üzülmeme yol açtı. Oysa doğaldı. Çünkü ancak demokratik toplumlar, kendisinin ve değerlerinin gerçek savunmanlarını bağırlarına basarlardı, baskı ve bağnazlık toplumları olan diktalar değil. İstifalar gölgesinde YAŞ Yüksek Askeri Şura yarın Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner ve kuvvet komutanlarının istifasının gölgesi altında toplanacak. BARKIN ŞIK YAŞ’ta şerhten istifa krizine AKP iktidarı ile asker arasındaki ilk gerilim 22 Kasım 2002 seçimlerinden sonra gerçekleşen Yüksek Askeri Şura toplantısında yaşandı. Dönemin Başbakanı Abdullah Gül ile Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, ihraç kararlarına şerh koydu. Ordudan uzaklaştırmalar konusundaki anlaşmazlık, 12 Eylül 2010’da referandum ile yapılan anayasa değişikliği ile noktalandı. Hükümet ve asker arasındaki YAŞ geriliBalyoz Davası kapsamında tutuklu bulunan Korgeneral Nejat Bek, Korgeneral Korkut Özarslan, Koramiral Mehmet Otuzbiroğlu, Korgeneral Korcan Pulatsü, Korgeneral Ziya Güler, Tümgeneral Abdullah Dalay, Tümgeneral Salim Erkal Bektaş, Tümgeneral Ahmet Yavuz, Tümgeneral İhsan Balabanlı, Tümamiral Mücahit Şişlioğlu, Tümgeneral Beyazıt Karataş, Tuğamiral Ahmet Türkmen, Tuğgeneral Kasım Erdem ve Tuğgeneral Ali Aydın 2011’de terfi sırasında bulunuyordu. Orgeneral Komi, geçtiğimiz yıl doruk noktasına çıktı. Eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un, 1. Ordu Komutanı Orgeneral Hasan Iğsız’ı, Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na getirmek yönündeki talebi, hükümetten döndü. Bunun üzerine YAŞ’ın 4 günlük çalışmaları 8 günde ancak tamamlanabilirken, şurada terfi ettirilen 3 generalin kararnamesi hükümet tarafından onaylanmadı. leniyor. Balyoz Davası’ndan tutuklu Orgeneral Bilgin Balanlı’nın ise hükümetin tutumu nedeniyle bir daha komutan olma şansı kalmadı. Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Uğur Yiğit’in istifasının ardından bu makama da Donanma Komutanı Oramiral Emin Murat Bilgel’in gelmesine kesin gözüyle bakılıyor. Açılan davalar nedeniyle terfi sırasında tek isim olarak kalan Nusret Güner’in de bir üst rütbeye terfi ederek, Donanma Komutanı olması bekleniyor. En kıdemli ikinci orgeneral po ANKARA Yüksek Askeri Şura (YAŞ), yarın Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner ve kuvvet komutanlarının istifasının gölgesi altında toplanacak. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’ın katılımı ile normalde 16 kişi ile toplanması gereken YAŞ, bu kez 11 kişi ile kararlarını alacak. İnternet Andıcı iddianamesi kapsamında hakkında yakalama kararı istemi bulunan Ege Ordusu Komutanı Orgeneral Nusret Taşdeler de mahkemenin bu yönde karar vermesi durumunda YAŞ’a katılamayacak. Bu durumda şura, tarihinde ilk kez 10 kişi ile toplanacak. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yeni komuta yapısını Genelkurmay Başkanlığı’na atanacak olan Orgeneral Necdet Özel belirleyecek. şaner, terfi şansını kaybeden bu 14 general ve amiralin “Peşinen cezalandırıldığını” vurgulayarak, görevinden istifa etti. uvvet atamalarında alternatif yok Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Aksay’ın istifa etmesi üzerine, uzatma formülü gündemden düştü. Hava Kuvvetleri Komutanı olabilecek tek isim kaldı. Hava Lojistik Komutanı Korgeneral Mehmet Erten’in orgeneralliğe terfi ederek bu göreve getirilmesi bek K zisyonuna yükselen EDOK Komutanı Orgeneral Saldıray Berk’e de hükümet sıcak bakmıyor. Erzincan’da açılan “İrtica ile Mücadele Eylem Planı” kapsamında ve Başbakan’a hakaret iddialarıyla hakkında davalar açılan Saldıray Berk’in normalde Necdet Özel’den Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nı devralması gerekiyor. Ancak, bu atamanın yapılmasına imkânsız gözüyle bakılıyor. Kara Kuvvetleri için bu durumda en kıdemli orgeneral olarak Genelkurmay İkinci Başkanı Aslan Güner kalacak. Ancak, Cumhurbaşkanlığı, Aslan Güner ismine soğuk bakıyor. Bu durumda Birinci Ordu Komutanı Orgeneral Hayri Kıvrıkloğlu bu göreve atanabilir. Koşaner ve Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ceylanoğlu’nun istifa etmesi, Saldıray Berk’in ise Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na getirilmemesi durumunda, üç karacı orgeneral kadrosu boşalacak ve bu kadrolara terfiler gerçekleşecek. Bu sene orgeneralliğe terfi eden isim Genelkurmay Başkanlığı şansı yakalayacak. Kara Kuvvetleri’nde devir teslim Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na atanan Orgeneral Necdet Özel, görevini Orgerenal Erdal Ceylanoğlu’ndan basına kapalı yapılan törenle devraldı. Devir teslim töreni öncesinde Orgeneral Necdet Özel, Kara Kuvvetleri Komutanlığı Şeref Defteri’ni imzaladı. Törende yeni Kara Kuvvetleri Komutanı Necdet Özel, Orgeneral Ceylanoğlu’na komutanlık plaketini sundu. Daha sonra Ankara Anıttepe’deki Kara Kuvvetleri Garnizonu’nda kendisini uğurlayan askeri kıtayı selamladı ve veda etti. Devir teslim törenine ilişkin fotoğraflar, Kara Kuvvetleri Komutanlığı internet sitesine de konuldu. (Fotoğraf:AA) DIŞ BASINDA ST FALAR ‘Ordu güç ve itibar kaybetti’ The Guardian: Ordu hükümet anlaşmazlığının doruğa çıktığına işaret. Los Angeles Times: Türkiye’nin yönetiminde önemli bir kilometre taşı. Royal Bank of Scotland: TL baskı altında kalacak NEW YORK (ANKA) Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner ile kuvvet komutanlarının emekliye ayrılmaları dış basında yorum ve haberlere konu olmayı sürdürüyor. New York Times ordunun “ülke siyasi sistemini sarsacak kadar güçlüyüm” mesajı verdiğini, ancak Başbakan Tayyip Erdoğan’ın hızlı hareket edip “yeni lideri” seçmesiyle bu mesajın ters tepmiş göründüğünü iddia etti. Wall Street Journal, genişletilmiş yorumunda, orduya yönelik on yıl önce düşünülemeyecek olan eleştirel tavrın, silahlı kuvvetlerde hızlı bir güç ve moral, otorite kaybı yaşandığı duygusu yarattığını yazdı. New York Times gazetesi Washington’daki Dış İlişkiler Konseyi uzmanı Steven Cook’un “Bu tek hareket yanında, ordunun deposunda kalan fazla bir şey yok. İstifalar aynı zamanda bir demokrasi olarak Türkiye ile ilgili çok şey söylüyor, çünkü Sayın Erdoğan’ın gücünü giderek artıran AKP’den hoşlanmayanlar bile, artık askeri kuralları kabul etmeye hevesli değil. Türkiye bütün bunların dışında büyüdü” sözlerine yer verdi. NYT, Necdet Özel için “Sayın Özel Sayın Erdoğan’ın bir müttefiki olarak görülmese de düşmanı da değil, diğer birçok kıdemli subay gibi” dedi. Wall Street Journal, değerlendirmesini “Orta Doğu Köşesi”nde şöyle yaptı: “Güvenlik uzmanları Türk ordusunun, iktidardaki AKP ile giriştiği uzun süreli iktidar mücadelesinde kanatlarının kırpıldığının onayı olduğu görüşünde. Balyoz Davası’nı cadı avı olarak gören askeri liderler arasındaki huzursuzluk pek gizlenemeyen sırlardan.” The Guardian gazetesinde “İstifalar, ordu ile hükümet arasındaki anlaşmazlığın doruğa çıktığına işaret” denildi Los Angeles Times, görevden ayrılmaları “Türkiye’nin yörüngesinde önemli bir kilometre taşı” olarak yorumlayarak “AKP’nin, dokuz yıllık egemenliği altında, asker figürlerin yaklaşık 80 yıllık hâkimiyetinin gölgesinden çıkıyor” diye yazdı Royal Bank of Scotland analisti Timothy Ash’in “Ayrılmalar ekonominin aşırı ısınmasıyla ilgili kaygıların arttığı bir dönemde geldi. Lira kısa vadede daha büyük baskı altında kalacak” dedi. Özel, veda mektubunda ‘Huzur, gurur ve güvenle ayrılıyorum’ dedi Jandarmaya mektupla veda ile daha da ileriye taşımanın heyecanı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) çizgisi yakalamıştır” dedi. Orgereral Necdet Özel, Atatürk’ün ifa içerisinde olduğunu kaydetti. Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na atanan Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Nec deleriyle “yurt, ulus ve cumhuriyete ersoneline teşekkür etti det Özel, jandarma personeline bir mek aşk ve sadakatle bağlı, tevazu, fedakârTüm personeline teşekkür eden Özel, lık ve feragat örneği bir kanun ordusu” tupla veda etti. “Bugüne kadar olduğu gibi bundan Orgeneral Özel, veda mektubunda, sonra da ülkesi ve milleti için yügörev süresi boyunca Jandarma Genel Komutanlığı’na emir komuta etKara Kuvvetleri Komutanlığı görevini devralan rüttükleri hizmet yarışını aynı inanç ve kararlılıkla sürdüreceklerine menin onuru ve mutluluğunu yaşaÖzel, jandarma personeline yazdığı veda olan samimi inancımı ifade etmek dığını ifade ederek, “Türkiye Cummektubunda “Bugünden sonra da mensubunuz istiyorum. Komuta etmekten büyük huriyeti’nin en köklü kurumlarından biri ve Türk Silahlı Kuvolmakla gurur duyacak, başarılarınızla sevinecek, gurur duyduğum, tarihi şan, şeref vetleri’nin vazgeçilmez bir parçaiyi haberlerinizi bekleyeceğim” ifadesini kullandı. ve başarılarla dolu Jandarma Genel Komutanlığı görevinden husı olma özelliğine sahip bulunan zurla, gururla ve yarına güven duJandarma Genel Komutanlığımız, hem kanunlarla sorumluluğuna verilen olan jandarmanın, ulaşmış olduğu hizmet yarak ayrılıyorum. Bugünden sonra da vatan topraklarında emniyet ve asayişin kalitesini, Cumhuriyetin değerlerine gö mensubunuz olmakla gurur duyacak, eksiksiz sağlanmasında hem de ulus nülden bağlı, iyi eğitimli, üstün nitelikli per başarılarınızla sevinecek, daima iyi halararası görevlerde üstün bir başarı soneli ve modern silah, araç ve donanımı berlerinizi bekleyeceğim” dedi. P BDP GRUP BAŞKANI DEM RTAŞ ‘Demek ki olabiliyormuş’ MAHMUT ORAL CUMHURBAŞKANI’NDAN ST FA DEĞERLEND RMES TARAF YAZARI ÇINAR DEVRE ARKADAŞI ÖZEL’ YAZDI DİYARBAKIR Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Grup Başkanı Selahattin Demirtaş, Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner ve 3 kuvvet komutanın istifasıyla ilgili olarak istifaların Türkiye’de kriz yaratan bir durum olmadığını söyledi. Demirtaş, DTK kongresi öncesi TSK’nin komuta kademesindeki istifaları değerlendirdi. İstifaların Türkiye’de şok ve kriz yaratan bir durum olmadığını belirten Demirtaş, “De mek ki olabiliyor. Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanları istifa edince Türkiye’de bir kriz çıkmıyormuş ama bundan Türkiye’de askeri vesayetin tümden kalkarak yerine sivil demokrasinin geçtiği şeklinde bir anlam da çıkmıyor” dedi. Grup Başkanvekili Hasip Kaplan ise “Cesaretin varsa Genelkurmay Başkanı’nı Milli Savunma Bakanlığı’na bağla. İç Hizmet Kanunu’nun 35. maddesini kaldır” dedi. Gül: Olağanüstü ‘Özlenen generali ama kriz yok işaret diyor’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarının emekliliklerini istemesiyle ilgili, “Her şey kendi mecrasında devam ediyor, bir boşluk söz konusu değil” yorumunu yaptı. Ortada herhangi bir krizin söz konusu olmadığını vurgulayan Gül, şunları söyledi: “Tabii ki Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner, askeri yönünden saygı duyduğumuz ve değerli bir komutandır. Bir süredir kendisi ayrılmayı düşünmüş. Biz kendisinin devam etmesini arzu etmemize rağmen kendisi bu kararı verince onu da saygıyla karşıladık. Diğer komutanların emeklilik süreleri gelmişti, emekli olacaklardı. Dolayısıyla yeni komuta heyetinin sorumluluklarını alacakları için Askeri Şura’daki çalışmaları onların götürmeleri anormal karşılandı. Bunu normal görmeniz gerekir bu açıdan.” Türkiye’de kuvvetler ayrılığı bulunduğunu ileri süren Gül, “Yapılabilecek şu anda tabii bir şey yok” diye konuştu. Haber Merkezi Taraf gazetesi yazarı eski asker Namık Çınar, devre arkadaşı olan Genelkurmay Başkanı Vekili Orgeneral Necdet Özel için “Dengenin, vakâretin ve askeri olgunluğun simgesi. Bu ülkenin gereksinimi olan ‘çağdaş general’i temsil etmektedir” diye yazmıştı. Çınar, 9 Ağustos 2010 tarihinde yayımlanan yazısında harb okulundan devre arkadaşı Orgeneral Özel’i anlatmıştı. Çınar, Orgeneral Özel için “Özlenen yeni anlaşın mimarı olabilecek çağdaş general” profilini çizmişti. Çınar şu görüşleri dile getirmişti: “Bugüne kadar ‘hiçbir zamanda ve hiçbir zeminde’ ‘politik’ bir duruş sergilememiş, burnunu siyasete sokmayı marifet sanan generallerden olmamıştır. Olmadığı ve olmayacağı bir başka şey de; herhangi bir kliğin ya da siyasal grubun ‘adamı olmak’tır... Anayasal tarzda, ‘yürütme’nin emrinde... Profesyonel askerlik mesleğine meftun biri olarak, TSK’nin başında... ‘özlenen yeni anlayış’ın mimarı olabilecek... Generali işaret etmektedir...” C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle