18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
31 TEMMUZ 2011 PAZAR CUMHUR YET SAYFA [email protected] DIŞ HABERLER 11 Libya’da muhaliflerin komutanı Yunus’un öldürülmesi, muhaliflerin bölündüğü iddialarını güçlendiriyor Muhalif muhalifi vurdu Dış Haberler Servisi Libya’da muhaliflerin askeri önderi Abdülfettah Yunus’un aynı saftaki kökten dinci bir grup tarafından öldürüldüğü öğrenildi. İsyancı yönetimin bakanlarından Ali Tarhuni dün Abdülfettah Yunus’u, Libya lideri Muammer Kaddafi’yi devirme mücadelesinde kendileriyle aynı safta yer alan Übeyde İbni Cerrah Tugayı isimli milisin öldürdüğünü duyurdu. Tarhuni’nin verdiği bilgiye göre, söz konusu milisin lideri tutuklandı ve suçunu itiraf etti. Kaddafi yönetiminin sözcücü Musa İbrahim ise Yunus’un El Kaide tarafından öldürüldüğünü öne sürdü. Komutanın şüpheli ölümü isyancıların kendi aralarında bölündükleri söylentilerini de beraberinde getirdi. Sözcü Musa İbrahim “Bu, İngilizlerin suratına inen bir tokattır; tanıdıkları konsey kendi ordularının komutanını korumaktan aciz” dedi. Yunus, Muammer Kaddafi’nin iktidara geldiği 1969 darbesinde yer almış, o za Abdülfettah Yunus’un cenaze töreni önceki gün muhaliflerin kalesi Bingazi’de yapıldı. Cenazeyi omuzlarında taşıyan muhalifler sloganlar attı. (Fotoğraf: AP) çok muhalifin, 41 yıl Kaddafi’nin yakın çevresinde bulunan bir komutanın emrine girmekten rahatsız olduğu biliniyordu. İçişleri bakanıyken muhaliflere katılan Yunus’un, Kaddafi yönetimiyle hâlâ gizli görüşmeler yaptığına dair söylentiler de bulunuyordu. Breivik’in Kurbanı Gizem’i Hatırlarken Annesi, Gizem’in ölümüne son ana dek inanmadı, inanamadı. Güldener Hanımı anlamamak mümkün mü? Gazetelerdeki resimlerinde bile Gizem çok canlı; pırıl pırıl, ışık, enerji saçıyor. 17 yaşındaki genç kız, gördüğümüz tüm fotoğraf karelerinde yaşam dolu gülüşüyle gözlerimizin içine bakıyor. İri, kahve gözleri; yanağındaki tatlı gamzeleriyle, resimlerden fırlayıp hayata geri dönecekmiş gibi duruyor. Bu denli sağlıklı, cıvıl cıvıl bir evladın ölümüne bir anne nasıl inanır? Tanrı sabırlar versin. Doğan ailesi, kızlarını yarın Davutoğlu’nun da katıldığı bir törende, yaşadıkları kent Trondheim’da toprağa verecek ve yaşamlarının gerisini, bu dinmez acıyla geçirecek. Gizem’in mutlu olduğunu söylediği Trondheim’a Doğanlar vaktiyle kimbilir hangi “cennet” düşleriyle gitmişti? Oslo ve Bergen’den sonra Norveç’in en büyük üçüncü kenti olan Trondheim’ı gördüm. İki yıl önce, bir Norveç gezisinde geçmiştim. Aşağı yukarı tam bu zamanlar, yaz ortasıydı. “Gece yarısı güneşi” dedikleri olguya nerdeyse yakın uzunlukta, bitmek bilmeyen muhteşem yaz günleri ve büyük fiyorduyla anımsıyorum Gizem’nin şehrini… “Trondheimsfjord” adı verilen görkemli bir fiyort içindeki kent; yüksek teknoloji, üniversite ve araştırma merkezi olarak nam salmıştı. Yazları uzun günleri ile olduğu kadar, kışları sonsuz geceleriyle biliniyordu. Sabahları yaklaşık 9 civarında günün ağardığını, öğleden sonra 15:30 16 sularında karanlığın çöktüğünü anlatmışlardı. Uzun kış gecelerinin en büyük tesellisi; “Aurora Borealis” adı verilen “Kuzey Işıkları” idi. Gökyüzünün özellikle aydınlık göründüğü gecelerde, doğa kutup coğrafyalarından başka hiçbir yerde görülmeyen! masalsı bir ışık şöleni yaratıyor; gökkubbe, yeşilden, mavi, mor, sarı, turuncuya çalan ışık bulutlarıyla gerçek ötesi bir görünüm alıyordu. Ancak anlaşılan o ki bu “Aurora Borealis” dışında, tekdüze Norveç gecelerinin çok başka keyifleri yoktu. Aylarca yalnız beşaltı saat gün yüzü gören Norveçliler, kolay bunalıma giriyor; insanlar kışları mutlaka “sonsuz karanlıklardan kaçış” için yurtdışında tatil yapmanın yollarını arıyordu. Norveç’te en çok ilgimi çeken şey bu olmuştu: Güçlü, cömert doğa; refah, bolluk ve “petrol” dahil en değerli doğal kaynakların esirgenmediği muazzam zenginlikler içinde alttan alta hep kendini hissettiren bir saklı “cehennemin” varlığı vardı. Öyle ki Norveç folkloru bile mükemmel cennet içindeki bu cehennemden payını almıştı… Gittiğimiz her yerde, her vesileyle aktarılan “troll öyküleri” buna tipik örnekti… Söylenceye göre; kimi “cüce”, kimi “dev”; koca burunlu, uzun kuyruklu yarı insan/yarı doğaüstü yaratıklar olan ve her yerde önümüze çıkabileceği varsayılan “troll”ları ürkütmeye gelmezdi. Karanlıklar dünyasında ağaçlar ve kayalıklar arasında; fiyort yamaçları ve mağaralarda yeraltında biteviye gizlenerek kendilerini gizleyerek! yaşadığına inanılan “troll”ların; öfkelenmeleri halinde ne yapacakları belli olmazdı. Bazı “troll”lar çok acımasızdı. Bazıları, “iyi” tabiatlı olsalar da umulmadık biçimde gaddarlaşabiliyordu. “Troll”lerin kendileri de kötü kaderden muaf olamıyordu. Sürpriz biçimde gün ışığına yakalanmaları halinde onlar da oracıkta hemen, oldukları yerde “taş” kesiyordu. Rehberimiz, fiyortlar içindeki çok sayıda kayalığı; sular üzerinde yükselen ufak adacıkları –yarı şaka, yarı ciddi bir tonla“Bakın bu eski bir ‘troll’dü!” diye bize anlatmıştı. Breivik, deli değil belki ama işte böyle dipsiz karanlıklardan çıkan “çift doğalı” bir kuzey kültürünün ürünü. Breivik’in, öz babası oğlu için Avrupa’da çok politikacının yaptığı gibi, “münferit, meczup” tanımlarını kullanmıyor; lafı eveleyip gevelemeden “terörist” diyor. 76 yaşındaki emekli diplomat Jens Breivik, Fransa’da “La Depeche du Midi” gazetesine verdiği demeçte “Ben artık bir daha Norveç’e geri dönemem” diye konuşuyor: “Bu teröristle benim hiçbir bağımın olmadığını yazın. Terörist olan oğlumun adını anmak istemiyorum…” Breivik için, öz babasının saptamasına en yakın tahlil; Avrupa basınında Almanya’da “Berliner Zeitung”dan geliyor: Almanya’nın etkili yayın organı Breivik’ten söz ederken; “O, toplumun merkezinden çıkan bir terörist” diyor ve ekliyor; “(Breivik) dışlanmış bir ‘outsider’ değil. (Ahkâm üzerinden) böyle birine dönüştürülmemeli. (Breivik) kurban değil. O özgürce terorizmi seçen biri. Oslo’da olan sadece teamüden yapılmış bir şey değildi. (Gerçekleştirilen terör eylemi) aynı zamanda büyük bir entelektüel yatırımın ürünü olan sofistike bir plandı. Kötülük, aptal değildir. Kötülük, en azından, bizden daha aptal değildir. Eğitim, bizi kötülüğe karşı korumaz.” Dünyanın en büyük kültür birikimlerinden birine sahip olan Almanya’nın vaktiyle Hitler faşizmini nasıl üretmiş olduğunu insanlık çok sormuştu. Bu sorunun yanıtını iyi bilen bir Alman gazetesi, Breivik için işte düşünülebilecek en yalın tespiti, en özlü sözlerle dile getiriyor. ATO, Kaddafi’nin propaganda aracını vurdu NATO’ya bağlı savaş uçaklarının dün sabaha karşı Libya’da televizyon uydu vericisini bombaladığı bildirildi. Libyalı yetkililer, olayda 3 teknisyenin yaşamını yitirdiğini, 15 sivilin de yaralandığını açıkladı. NATO’dan yapılan açıklamada, “televizyon uydu vericilerinin bombalanarak Libya’da Muammer Kaddafi yönetiminin siviller üzerinde baskı kurma kabiliyetini azaltmasının hedeflendiği” belirtildi. Açıklamada, savaş sonrasında ihtiyaç duyulacağından bombardımanda televizyon yayını altyapısının korunduğu kaydedildi. Libya devlet televizyonunun, bu açıklamanın ardından da yayınlarını sürdürebildiği görüldü. N mandan beri de rejimin önemli isimlerinden biri olmuştu. Libya’da isyanın geçen şubat ayında başlamasıyla birlikte muhaliflere katılan Yunus, askeri komuta görevini üstlenmişti. Muhalif liderliğince cepheden alınarak Bingazi’ye getirilmesi emredilen Yu nus, bu işle görevlendirilen kişilerce perşembe günü öldürülmüştü. Adı açıklanmayan bir muhalif yetkili, köktendincilerin Yunus’u, içişleri bakanı iken yapmış olabileceği bazı şeylerden ötürü intikam amacıyla öldürmüş olabileceklerini söyledi. Pek Hedefte, Kraliyet Sarayı da varmış Dış Haberler Servisi Norveç’te 22 Temmuz’da düzenlediği iki saldırıda 77 kişiyi öldüren Anders Behring Breivik’in hedef listesinde, Norveç Kraliyet Sarayı ile İşçi Partisi Genel Merkezi’nin de bulunduğu bildirildi. Savcı PaalFredrik Hjort Kraby, yerel Verdens Gang (VG) gazetesine yaptığı açıklamada, sorgusu sırasında Breivik’in, başka hedeflere de saldırmayı planladığını söylediğini kaydetti. Gazete, Kraliyet Sarayı’nın sembolik değerinden dolayı, İşçi Partisi’nin ise saldırgana göre çokkültürlü bir toplum oluşturulmasındaki rolü nedeniyle hedef seçildiğini belirtti. Norveç polisi saldırıların ardından merkezi binaların civarında güvenlik önlemlerini artırdı. Berlusconi: ‘Kaddafi benim ölümümü istiyor!’ ASLI KAYABAL Flamenko’yla hükümete isyan hükümetin eğitim Şili’de öğrenciler isyanın dili Flamenko’ylaBaşkent Santiago’daki politikasına olan tepkilerini gösterdiler. Şili Üniversitesi’nde önceki gün dans gösterisi yapan öğrenciler, kamu üniversitelerine daha fazla fon aktarılmasını ve öğrenim harçlarında indirime gidilmesini talep ediyorlar. (Fotoğraf: EPA) MİLANO İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi, Corriere della Sera gazetesinde yayımlanan açıklamasında Libya lideri Muammer Kaddafi’nin, kendisinin ölümünü istediğini söyledi. Bu bilgiyi güvenilir kaynaklardan edindiğini açıklayan Berlusconi, bir tek kendisinin değil, ailesi ve çocuklarının da yaşamının tehdit altında olduğunu vurguladı. Berlusconi’nin dile getirdigi “güvenilir kaynakların” kimler olduğu açıklık kazanmasa da, İtalya Başbakanı geçtiğimiz yıla kadar dostu olan Kaddafi’nin İtalya’nın Libya’yı hedef alan NATO operasyonuna destek vermesi nedeniyle aldatıldığını düşündüğünü, bu nedenle kendisini hedef aldığını ve ölümünü istediğini iletti. Gerçekte Libya’ya yönelik bir operasyona karşı olduğunu söyleyen İtalya Başbakanı ABD’nin baskısı, İtalya Cumhurbaşkanı Giorgio Napolitano’nun NATO’nun yanında yer alınması yönündeki seçimi ve parlamentoda yapılan oylamanın ardından başka bir seçenek kalmadığını anımsattı. “Tek başıma karar vermedim” diyen Berlusconi, “Kaddafi gibi yönetmeye alışan bir lidere demokrasinin kurallarını anlatmak çok güç” dedi. Cennet cehennem bir arada T.C. MİLAS 1. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTTIRMA İLANI Dosya No: 2010/5916 1 Tapu Kaydı: Muğla ili Milas ilçesi, Kıyıkışlacık iöyü, Zeytinlikuyu mevkii, cilt No 22, sayfa No 2110, ada No 115, parsel No 261 olup, yüzölçümü 30.817,25 m2 büyüklüğünde, 77/100 hisse payı borçlu Dunbeg Properties İnşaat Turizm Emlak Tic.Ltd.Şti. adına kayıtlı taşınmaz. Halihazır Durumu: Zeytinlikuyu kevkiinde, Papaz yolunun batı tarafında bulunan parsel, denize 600700 m. mesafede ve meyilli, kıraç ve taşlık yapıdadır. Üzerinde 30 yaşın üstünde kapama zeytin ağaçları bulunan ve kısmen bakımsız olan parsel, zeytinlik olarak kullanılmaktadır. 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planında, tarım arazisi olarak imarlıdır. Borçlunun hissesine düşen miktar 237.292,82 TL’dir. İmar Durumu: Güllük Belediye Başkanlığı’nın 03/11/2010 tarih ve 2585681 sayılı yazısındaki gibi, Muhammen Bedeli: 237.292,82 TL Satış Saati: 10.00 10.10 arası Satış Şartları: 1 Satış 09.09.2011 günü yukarıda belirtilen saatler arasında MİLAS ADALET SARAYI ÖNÜ adresinde açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen değerin %60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış ve paylaştırma giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedele alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü saklı kalmak şartıyla 19.09.2011 günü MİLAS ADALET SARAYI ÖNÜ adresinde yukarıda belirtilen saatler arasında ikinci artırmaya çıkarılacaktır. Bu artırmada da rüçhanlı alacaklıların alacağını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok artırana ihale olunur. Şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin %40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin %20’si nispetinde Türk Lirası peşin para veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir. Alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Tapu alım harcı, damga vergisi ile KDV alıcıya aittir. Birikmiş vergiler ve tellaliye ücreti satış bedelinden ödenir. 3İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu taşınmaz üzerindeki haklarını hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile on beş gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaştırmadan hariç bırakılacaktır. 4İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak sureti ile ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğerzararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi aynca hükme hacet kalmaksızın Dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. İş bu ilan tebligat yapılamayan ilgililere tebligat yerine kaim olmak üzere ilan olunur. (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. Basın: 49413 ‘Kötülük aptal değildir!’ T.C. UZUNKÖPRÜ İCRA VE İFLAS MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN DÜZELTME İLANI SAYI: 2010/980 TAL. Edirne ili Uzunköprü ilçesi Değirmenci köyü istasyon civarı, pafta 10, parsel 1171’de kâin taşınmazın 09.07.2011 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi, 31321 sayı ile ilan edilen satış ilanında, dosya numarası her ne kadar 2011/980 Tal. Olarak ilan edilmiş ise de, dosya numarasının 2010/980 Tal. Olarak DÜZELTİLDİĞİ, ilan olunur. 12.07.2011 Basın: 49434 C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle