23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 TEMMUZ 2011 PAZAR CUMHUR YET SAYFA HABERLER CHP lideri, Gençlik Sempozyumu’nda Lenin ve Pamuk’tan alıntı yaptı PKK şantiyeyi 3. kez bastı ŞIRNAK (Cumhuriyet) ŞırnakCizre karayolunu yapan özel bir şirkete ait Cudi Dağı eteklerindeki şantiye, önceki gece saat 22.00 sıralarında Cudi Dağı’ndan inen bir grup terörist tarafından basıldı. Şantiyedeki işçileri bir araya toplayıp örgütsel propaganda yapan teröristler, söz konusu yolun kendilerine yönelik operasyonlarda kullanılmak üzere yapıldığını ileri sürerek şantiyede bulunan 3 dozeri benzin dökerek yaktı. Dozerler kullanılamaz hale gelirken teröristler Cudi Dağı’na kaçtı. Aynı şantiye daha önce de 2 kez basılmış ve 4 aracı PKK’liler tarafından yakılmıştı. 5 zor olduğunu bilenlerdenim... Umut ve umutsuzluk! Tutku ve sevgi! İçten bir soluk alışverişin, göğün ışıltısıyla buluştuğu zaman dilimi içinde nice acılara ortak olmuştur insan, nice sevinçlere ve Kılıçdaroğlu’ndan Zap Köprü’lü mesaj ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 1. Gençlik Sempozyumu açılışında yaptığı konuşmada, 1990’lara dönüş tartışmalarıyla ilgili olarak “O kadar mücadelelerin sonunda şimdi 1990’ların başına dönüyorsak demek ki siyaset kurumu görevini yapmıyor. O yıllarda yapılanlardan bir sonuç elde edilemedi, pek çok faili meçhuller oldu” görüşünü dile getirdi. CHP Gençlik Kolları’nın düzenlendiği 1. Gençlik Sempozyumu dün genel merkezde yapıldı. Kılıçdaroğlu’nun konuşmasında Lenin’den, Orhan Pamuk’tan alıntılar yapması, “darağaçlarındaki fidanları” anması ve “bir zamanlar gençlerin Zap suyu üstüne köprü kurduğunu” anımsatmasının altı çizildi. Devrimci gençlerin 1969 yılında “İstanbul Boğazı’na değil, Zap’a köprü” sloganıyla Zap suyu üzerine yaptığı ve halk arasında “Deniz Gezmiş Köprüsü” olarak anılan köprü 1999 yılında bombalanarak yıkılmıştı. Devrimci Gençlik Köprüsü geçen yıl yeniden açıldı. Kılıçdaroğlu’nun konuşması ana başlıklarıyla şöyle: Devrimcilik, milliyetçilik: CHP’li olmak, hele CHP gençliği olmak hiç kolay değil. Çünkü özünüzde ve ruhunuzda Mustafa Kemal’in devrimci kişiliğini yaşatmak durumundasınız. Milliyetçi olSayın Başbakana mı, yoksa Sayın Zafer Çağlayan’a mı? Siz hiç gazetelerde şöyle bir köşe yazısı okudunuz mu? Ya bu hükümet ekonomi konusunda bir karar versin Allah aşkına. Zap köprüsü anımsatması: Yolumuza devam edeceğiz. Ama halkla aramızdaki güven köprüsünü daha sağlıklı oluşturarak. O köprüyü kurmak, oluşturmak bizim elimizde. Unutmayın bu ülkenin gençleri bir zaman Zap suyunun üzerine köprü kurmuşlardır. Gençler o dönem devletin yapamadığını yaptılar. Biz şimdi siyasette sizlerin, belki de bizlerin, bizlerin yapamadığını sizlerin yapmasını isteyeceğiz. Dedikodu yapmayın: Kimsenin adamı olmayın. Ama unutmayın, ilkelerin adamı olun. Her şeyi yapabilirsiniz bir şeyi sakın yapmayın. Dedikodu olmayacak. Kılıçdaroğlu, çıkışta gazetecilerin soruları üzerine “Öyle anlaşılıyor ki AKP iktidar olduğu dönemde yaptığı açılımlarla ve uygulamalarıyla mücadele edemedi terörle. Bu kez 90’ların başına döndük. Herhalde yeni bir süreç başlayacak, öyle anlaşılıyor” dedi. Kılıçdaroğlu, “Özel harekâtçıların terörle mücadelede kullanılmasını 90’lara dönüş olarak nitelediniz, karşı mısınız buna?” sorusuna da “O yıllarda yapılanlardan bir sonuç elde edilemedi, pek çok faili meçhuller oldu. Dolayısıyla o yıllara dönmek doğru değil” yanıtını verdi. Hayat ve Umut... Gündüzün o büyük aydınlık kapısı düşüncelerimi altüst ediyor... Şiir gibi... Zaten şiir yaşamın adı değil midir? Jorge Carrera Andrade’nin dizelerinde, yıllar örtülüp giderken durmadan şişen havanın büyük yelkeni, hüznün içindeki aceleci günü çıkıyor karşıma... Biraz suskunluk... Biraz yalnızlık... Ve hüzün... Evgin Atalay’ın “Hayat Yeşil Umut Mavi” kitabını (Kırmızı Yayınları) okurken, Figen Atalay’ın 2000 yılında, Ebru Güzel’in 2001’de kas hastası Evgin için yazdıklarını okudum. Mario Levi, Evgin’in kitabının önsözünde “yolcu”yu anlatırken, kırgınlığı, örselenmişliği ve yaşama bağlılığı sorguluyor. Yazımı yazarken pencereden bakıyorum... Kuşlar havalanıyor çatıların üzerinden... Levi’nin martıları, sonbaharı, hüzünleri gibi. Evgin yürüyemiyor, uzun süreli oturamıyor, zar zor yazı yazıyor. Hastalığının tedavisinin olmadığının bilincinde. Ben de tanıdım Evgin’i... Ebru, bir gün gazeteye getirdi, onunla odamda konuştuk bir süre... 28 yaşındaki bir kas hastasının yaşamla olan savaşımı, en çok görmek istediği Venedik’e gitmek istemesi... Kitabını okurken, benden kitabı için Mario Levi gibi bir şeyler yazmamı isterken gözlerinin içindeki tutkuyu, sevgiyi görmüştüm. Kitabının basımını gerçekleştiren, Kırmızı Yayınları’nın Genel Yayın Yönetmeni Fahri Özdemir’di... Fahri’yi bu yüzden kutluyorum... Bir yardım elinin uzanması gerekiyor Evgin’e... Evinin üçüncü katına özel arabasıyla çıkabileceği bir yürüyen merdiven düzeneğinin yapılması. Acaba bir işadamı, bir dernek, bir varsıl bunu gerçekleştiremez mi? Yıldızların ve düşünceye dalmış gecelerin içinde yaşam sevincini yakalamanın ne denli hüzünlere. Ömerli Barajı tehdit altında İstanbul Haber Servisi 3. Köprü Yerine Yaşam Platformu üyeleri, yeni köprünün bağlantı yollarının geçtiği Ömerli Barajı çevresinde inceleme gezisi düzenledi. Platform üyeleri, barajın çevresindeki ağaçların yol yapımı için kesildiğini ve kirlilik tehtidi altında olduğunu belirterek İstanbul’un ranta kurban edilmemesi için 3. köprüden vazgeçilmesi gerektiğini vurguladılar. Evgin Atalay, bu ruh halinde zorlukla yaşıyor, konuşuyor... Yaşama direncidir bu! Öyle kolay bir şey de değildir! Hani Rene Char’ın “Boşlukta Oda” şiiri vardır ya hayatı anlatan... Evgin’in öyküsü aynen böyle: “Sağnak yaklaştığında yaban güvercininin söylediği türkü gibi, yağmurla açan güneşle toza bulanırken hava uyanıyorum yıkanmış, eriyorum yükseldikçe. Bağını bozuyorum acemi göğün. Yaslanmış, uzanmışım senin yanı başına, özgürlüğünü kıpırdatıyorum. Çiçeğini geri isteyen bir toprak keseğiyim ben. Yontulup biçim verilmiş bir göğüs var mı dünyada, seninkinden ışıltılı! Sormak ölmektir.” Karanlıkların sevinçle kapladığı ince bir güzelliği anlatıyor “Hayat Yeşil Umut Mavi” kitabında Evgin Atalay... Başımı göğe kaldırıyorum... Uzun uzun bakıyorum... Renk renk dal dal ağaçlar ve çiçekler. Çocuklar koşuşturuyor bahçede. Evgin’in yazdığı gibi hayat uyarıyor insanı... Sonra Figen Atalay’ın yazdığı yazıya bakıyorum... Evgin şöyle diyor: “Hastalığımın yaşamı yaşamama bir şekilde engel olduğunu ve ölüme ne kadar acı biçimde yaklaştığımı biliyorum. Ama ölüme bir gün bile kalsa, o gün, görmeyi en çok istediğim su kenti Venedik’e gidebilirim belki. Yani umudum, yaşamı yaşayabilme ihtimali.” Ebru Güzel ise şunları yazmış: “Evgin, var olma çabasını yazarak sürdürenlerden. O, kas hastası. Evgin yürüyemiyor, ellerini, parmaklarını, sesini istediği gibi kullanamıyor. Bacaklarını kabuğu soyulmuş elmanın, düşmeden kalan parçaları olarak tanımlıyor. Hastalığının tedavisi yok... Buna karşın her şeye inat o seni gülümseyerek selamlıyor.” Ben de Evgin Atalay’a gülümseyerek sesleniyorum: “Günaydın Evgin!” Sempozyuma AKP Gençlik Kolları MYK üyesi Uğur Avşar ve Üniversite Komisyonu üyesi Zeynep Müjde Sakar da katıldı. Adları anons edilen AKP’liler alkışlanırken Kılıçdaroğlu ikiliyle bir süre sohbet etti. (Fotoğraf: AA) mak durumundasınız. Halkçı olmak durumundasınız. Altı okumuz sizin felsefenizdir. CHP gençliği aynı zamanda dirençli bir gençliktir, direnen bir gençliktir. Ve CHP gençliği statükoya karşı mücadele eden gençliktir. Geçmişte siyasete giren kardeşlerimize ağır bedeller ödetildi. 12 Eylül faşizmi solun üzerinden de, devrimcilerin üzerinden de, halkçıların üzerinden de, demokratların üzerinden de, hukukun üstünlüğüne inananların üzerinden de bir silindir gibi geçti. Gencecik fidanlarımızı darağaçlarında yok ettik. Lenin’den alıntı: Siyaset yolu engebelidir, kararlılık ister. Bir maraton koşusuna benzer. Lenin şöyle diyor: “Or ganize olmuş azınlıklar organize olmamış yığınlara hükmederler.” Bu, örgütlenmenin önemini gösteriyor. Orhan Pamuk’un konuşması: “Babamın bavulu” diye bir konuşma yaptı Nobel ödülünü almadan önce. Diyor ki Orhan Pamuk, “Bana gerçekliğe müdahale etme şansı verdiği için yazıyorum.” Siyaset budur. Çocuklar açlıktan ölüyorsa bu bir gerçek. Ama o gerçekliğe müdahale etmenin yolu siyaset kurumunda yer almaktır. Ekonomik kriz: Başbakan “Türkiye şu anda sağlam zeminde yürüyor. Krizle mirizle işi yok” diyordu 8 Temmuz 2011’de. Hangisine inanacağız? Sayın Babacan’a, Yol kavgasında savcıyı bıçakladı SAKARYA (Cumhuriyet) Sakarya’nın Akyazı ilçesinde Barış Taşdelen, otomobil ile giderken Cumhuriyet savcısı Murat Akcaer ile yol verme konusunda tartıştı. Taşdelen, aracından inerek Savcı Murat Akcaer ile tartışmayı sürdürürken, aracının arka koltuğunda poşet içinden aldığı bıçakla saldırdı. Kolundan yaralanan cumhuriyet savcısı polise şikâyette bulununca, Taşdelen gözaltına alındı. Adliyeye sevk edilen Taldelen, “hakaret, tehdit ve yaralama” suçlarından tutuklandı. ‘A LE’ BAKANLIĞINA ÇALIŞANLARINDAN ELEŞT R : Güldal Mumcu ameliyat oldu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP’li TBMM Başkanvekili Güldal Mumcu, dün akşam saatlerinde rahatsızlanması sonucu yakınları tarafından Güven Hastanesi’ne kaldırıldı. Yapılan tetkikler sonucu rahatsızlığın apandisitten kaynaklandığı belirlendi. Apandisitinin patlamak üzere olduğu belirtilen Mumcu hemen ameliyata alındı. Kısa süren ameliyatın başarılı sürdüğü ve Mumcu’nun bugün de hastanede kalacağı öğrenildi. AKP hükümeti eşitliğe inanmıyor le ilgili mücadelemizdeki sorumluluğumuz anlaşılmaz hale geldi. ANKARA Elektronik kelepçe Sığınmaevlerinin KSGM’ye uygulamasıyla tartışma yaratan Aidevredilmesi halinde, mevcut perle ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nı, sonel olarak bu hizmeti nasıl verekendi personeli de eleştirdi. Sağlık ceğimizi bilmiyoruz. Eksiklik söz Emekçileri Sendikası’nın (SES) konusu. bakanlığa bağlı Kadının Statüsü Yeni bakanlıkla ilgili açıklanan Genel Müdürlüğü (KSGM) çalıyasada, “kadınerkek eşitliği” ifaşanlarıyla ilgili hazırladığı raporda, desinden kaçınılıp, “toplumsal cinyeni yasanın kadınerkek eşitliğini siyet eşitliği” ifadesi kullanılmagörmezden geldiği vurgulandı. Ramıştır. Böylece kadınerkek eşitliporda, “Kadınerkek eşitliği ğinin sağlanması gerekliliği ifadesinden kaçınıyorgörmezden gelinmiş. “Kalar. Kadın ve erkeğin dın ve erkeğin eşit olaSES’in bakanlığa eşit olamayacağı fikmayacağı” fikrine rine olan inanç hü bağlı Kadının Statüsü Genel olan inanç, hükümetkümetçe bir kez Müdürlüğü çalışanlarıyla ilgili çe bir kez daha ortadaha ortaya konya konmuştur. hazırladığı raporda, yeni muştur” denildi. Kadının statüsü Aile ve Sosyal Po yasanın kadınerkek eşitliğini uzman ve uzman litikalar Bakanlıyardımcıları, aile ve görmezden geldiği ğı’nın yaşama geçiresosyal politikalar uzvurgulandı. ceği elektronik kelepçe manı ve uzman yardımuygulamasının tartışmalalığına dönüştürüldü. Barı devam ederken bakanlığa kanlıktaki isim değişikliği, kabağlı KSGM’nin çalışanları dikkat dının görmezden gelinmesi anlaçekici eleştirilerde bulundu. SES’in mına gelmektedir. çalışanlar üzerine hazırladığı ra Biz memurların fazla çalışma ücporda, öne çıkan noktalar şöyle: reti kaldırıldı. Kadın ve Aileden Sorumlu Daire başkanlarına, genel müDevlet Bakanlığı’nın kaldırılıp, dür ve yardımcısına adeta “sus KSGM’nin Aile ve Sosyal Politipayı” olarak bakanlık müşavirliği kalar Bakanlığı’na konumlandırılverilip özlük hakları iyileştirildi. ması, geriye gidiştir. Ama diğer personel unutuldu, ge Yeni bakanlıkta, kadın birey deleceği belirsizleştirildi. ğil ailenin bir unsuru olmuştur. Genel müdürlüğümüzde 5 bin Bu durum KSGM çalışmalarının et49 adet kadın konulu, kadınlar takinliğinde azalmaya yol açacaktır. rafından yazılmış kitaplardan olu Sığınmaevleri, KSGM’ye bağşan kütüphane var. Yeni yasada külanırken diğer yandan Sosyal Hiztüphane hizmeti yürütmek yer almetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu, mamıştır. Kamu kurumları arasınİl Özel İdareleri’ne devredildi. Bu dedaki kadın konulu tek kütüphaneğişiklikler çelişki yaratıyor. Şiddetmizin ne olacağı belirsizleştirildi. SEV L ARINAN Sayısal Loto devretti ANKARA (AA) Sayısal Loto’nun bu haftaki çekilişinde kazanan numaralar “10, 13, 16, 26, 36 ve 48” olarak belirlenirken 6 bilen çıkmadı. Çekilişte 1 milyon 335 bin 719 lira 66 kuruş haftaya devretti. Çekilişte 5 bilen 276 kişi 2 bin 39 lira 45’er kuruş, 4 bilenler 31 lira 45’er kuruş, 3 bilenler 4 lira 60’ar kuruş ikramiye kazandı. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle