18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 TEMMUZ 2011 PAZAR CUMHUR YET SAYFA [email protected] DIŞ HABERLER 13 Kuzey Avrupa’nın sakin ülkesi Norveç, başbakanının ‘cennet’ dediği adadaki katliamın şokunu yaşıyor Cennet cehenneme döndü OSMAN K Z Töre ‘BBG’leşiyor... Biz Seyrediyoruz İstanbul’da opera ya da caz festivali etkinliğinde muhteşem yaz mehtabına karşı doya doya biz müzik dinlerken… Ya da evimizde... ayaklarımızı altımıza almış televizyon karşısındaki koltukta rasgele bir dizi tekrarını izlerken… Hatay’ın Dörtyol ilçesi… Özerli Çay Mahallesi Onur Sokak’taki bir evde… 21 yaşında genç bir kadın… Babası tarafından bir odaya kapatıldı. Emirle kendisine diz çöktürüldü. Karnına, yetmedi... göğsüne birer kurşun sıkıldı. “Can çekişirken” içeri birileri girip kurtarmaya yetişmesin diye, oda kapısı üzerine kilitlendi. Klimalı evlerimizde biz serin serin “Öyle Bir Geçer Zaman ki” hikâyeleriyle oyalanıp vakit geçirirken; Hatay’ın Dörtyol ilçesi, Özerli Çay Mahallesi Onur Sokak’taki evde; Hicri ailesi fertleri kilitli kapı ardındaki odadan gelen inlemelere kulak kesildiler. Hiçbir şey yapmadan o kapı önünde öylece beklediler… Soluklarını kaybetmediler, haykırmadılar, bağırmadılar, “Bu vahşete yürek mi dayanır?” diye isyan edip cinnet geçirmediler… İnlemeler kesilince odanın kapısı açıldı ve kadının cesedi arkadan polise teslim edildi! Haber bültenlerinde, bir otobüs şirketinin “güvenlik/BBG evi kamerasıyla” yakalanan son anlarına tanık olduğumuz Ceylan Soysal böyle öldü. Evlilik problemleri yaşadığı kocasıyla son telefon konuşmasını yaparken izlediğimiz Ceylan’ı, konuşmasını bitirmesine fırsat dahi vermeyen amcası, kolundan tutarak sürükleye sürükleye otobüs şirketinin bekleme salonundan çıkardı… Oracıkta bebesi elinden alınan Ceylan’ın; infaz edileceği eve götürülmek üzere kapıdan dışarı sürüklenirken; “Ferdi ile konuşuyorum. Eşimle konuşuyorum. Bırakın, bırakın beni!” diye çaresizce yükselen sesini tüm Türkiye duydu. O ses sizin, benim... hâlâ kulaklarımızda. Ama biz de Hicri ailesinin fertleri gibi son kertede, hiçbir şey yapmadık; yapmıyoruz. Biz de sonuçta cinayeti gördük! Ama Ceylan Soysal’ın anısına “Artık bu son olsun. Bir daha asla!” diyerek toplanıp, sokaklara düşmüyoruz…. Her zamanki malum birkaç kadın örgütü, birkaç gazeteci, bir avuç hukukçu dışında toplumdan tepki dalgası yükselmiyor. Başbakan’a, “Şu töre cinayetlerini lanetleyin!” baskısı konmuyor. Çiftlerin icabında yapacağı çocuk sayısına bile müdahil olabilen bir Başbakan’a “Çıkın ve lütfen ‘Bizim ne din anlayışımızda, ne töre anlayışımızda böyle bir vahşete yer yoktur. Bu barbarlığı kabul edemeyiz!’ deyin” diyen birileri çıkmıyor. OSLO Norveç’te önceki gün başkent Oslo’da meydana gelen bombalı saldırı ve Utoya Adası’ndaki silahlı saldırıda hayatını kaybedenlerin sayısı 92’ye çıktı. Saldırıyla ilgili iki kişi gözaltına alındı, saldırıyı gerçekleştirdiği şüphesiyle sorgulanan bir kişinin aşırı sağcı bir Norveçli olduğu belirtiliyor. Başkent Oslo’da önceki gün başbakanlık ve bakanlıkların bulunduğu bölgede 7 kişinin ölümüne yol açan bombalı saldırıdan birkaç saat sonra, Oslo yakınlarında Utoya Adası’nda iktidardaki İşçi Partisi’nin gençlik kampında polis üniformalı bir kişinin açtığı ateş nedeniyle en az 85 kişi hayatını kaybetti. Adadaki silahlı saldırıdan ölü taklidi yaparak kurtulan Adrian Pracon, saldırganın “Hepinizi öldüreceğim. Hepimiz öleceğiz” diye bağırdığını anlattı. Saldırganın kamptaki toplantı odasında Oslo’daki saldırılarla ilgili toplantı yapan gençlere olayla ilgili bilgi verme bahanesiyle yaklaştığı öğrenildi. Saldırganın elinde iki tabancayla bir otomatik silahın bulunduğu kaydedildi. Olayda omzundan vurulan Pracon, Amerikan CNN televizyonuna hastane odasından telefonla verdiği röportajda olayı şöyle anlattı: “Kampa katılan yüzlerce genç, Oslo’daki saldırılar hakkında bilgi edinmek için toplantı odasında bir araya gelmiştik. Bu arada polis kıyafeti içindeki kişi yaklaşarak gençlere hitap edip edemeyeceğini sordu. Tabii ki ona izin verdik. Daha sonra ateş açmaya başladı.” Görgü tanıklarının ifadelerini göre, saldırganın kurşunlarını panik ve kaos izledi. Çok sayıda kişi, suya atladı ve yaklaşık bir kilometreyi yüzerek karşı kıyıya çıkmaya çalıştı. Bazı çocukların yüzerek kaçmaya çalışırken vurulduğu belirtiliyor. Bu nedenle dün suda da ceset araması yapıldı. Kampa katılanların yaşlarının 16 ile 22 arasında değiştiği, en gencinin 13, en yaşlısınınsa 30 yaşında olduğu öğrenildi. Türkiye’nin Oslo Büyükelçisi Hayati Güven Norveç İşçi Partisi gençlik kolları üyesi Türkiye kökenli bir kızın da kayıplar arasında olduğunu söylerken Türkiye de saldırıyı kınadı. Saldırının ardından ilk yapılan yorumlarda Norveç’in Afganistan’da yaklaşık 400 askerinin bulunduğundan yola çıkılarak, “İslamcılar mı” sorusu gündeme getirilmekle birlikte, adadaki yaklaşık bir saatlik silahlı kovalamacanın ardından gözaltına alınan Norveçli Anders Behring Breivik’in aşırı sağcı ve aşırı dinci eğilimleri olan biri olduğunun kaydedilmesi, olayın rengini değiştirdi. Fotoğrafı basına yansıyan 32 yaşındaki saldırganın, Hıristiyan köktendinci görüşlü internet sitelerinde yorumlar yaptığı da bildirildi. Sal Oklahoma’yı anımsattı orveç’teki saldırı, Timothy McVeigh’in Oklahoma’daki kamu binasına 16 yıl önce düzenlediği saldırıya benzetiliyor. “Oklahoma bombacısı” olarak anılan Timothy McVeigh, 19 Nisan 1995’teki saldırı 168 kişinin ölümüne neden olmuştu. Hükümet karşıtlığı nedeniyle saldırıyı gerçekleştiren ve eski bir Amerikan askeri olan McVeigh 2001 yılında idam edilmişti. Kuzey Avrupa’nın bu sakin köşesinde Norveçlilerin hâlâ şoku Başbakan, atlatamadığı belirtiliyor. En üst kurbanların düzey siyasetçilerin sokaklarda yakınlarını serbestçe dolaşabildiği ülkede teselliye yaşananlara kimse anlam veremiyor. çalıştı. Saldırı Norveçlilerin en çok önem verdikleri değerleri de hedef aldı. Açıklık, ifade özgürlüğü, bir güvenlik duygusu... Şimdi hepsi temelinden sarsılmış gibi. Norveç’in güvenliğe gerek görülmeyen yaşamı büyük ölçüde nüfusunun azlığından ve nispeten homojen olmasından kaynaklanıyor. Bu yüzden Norveç’i çokkültürlülüğün “tehlikelerinden” korumaya kalkıştığı gözüken bir aşırı sağcının ülkesine bu kadar büyük n az 92 ölümle sonuçlanan korkunç saldırıların ardında zarar vermesi büyük bir paradoks. gözaltına alınan iki kişiden birisinin aşırı dinci ve sağcı bir Ülkede geçmişte Neonazilerle ilgili sorunlar yaşanmış olmasına karşın Norveçli olduğu belirtiliyor. Bir zamanlar göçmen karşıtı lerleme artık bu tarz grupların tehdit Partisi’ne üye olan 32 yaşındaki Breivik’in (solda), ülkesini oluşturmadığı görüşünün hâkim “çokkültürlülükten” korumak adına bir katliam yapması olasılığı olduğu belirtiliyor. N Demokrasi hedef alındı Tepki veren bir avuç aydın E ise tam bir paradoks oluşturuyor. (Fotoğraflar: AFP/REUTERS) dırganın parlamentoda şu an en büyük ikinci parti olan göçmen karşıtı İlerleme Partisi’ne geçmiş yıllarda üye olduğu da açıklandı. Anders Breivik’in, Facebook’taki profiline “Hıristiyan ve muhafazakâr olduğunu”, ayrıca av ve “World of Warcraft” ile “Modern Warfare 2” gibi savaş oyunlarıyla ilgilendiğini yazdığı belirtildi. Breivik’in Norveççe yazdığı bloku Minerva’da Müslüman ve göçmen karşıtı Hollandalı siyasetçi Geert Wilders’ın hayranı olduğunu belirttiği de kaydedildi. Tarım ürünleri satan Felleskjoepet Agri zinciri, zanlının kendilerinden mayıs ayında 6 ton suni gübre satın aldığını açıkladı. Suni gübre bomba yapımında kullanılıyor. Breivik, 2009 yılında kendisini tarım üreticisi olarak kayıt ettirmişti. Bombalı saldırı ve silahlı saldırının bağlantılı olduğu tahmin ediliyor. Polis Sözcüsü Are Frykholm, adada gözaltına alınan kişinin, Oslo’daki bombalı saldırının hemen öncesinde hükümet binaları yakınlarında görülen kişinin profiline uyduğunu söyledi. Polis Şefi Sveinung Sponheim adada otomatik silahlar ve infilak etmemiş patlayıcılar bulunduğunu açıkladı. Saldırganın evine baskın düzenleyen polis, çok sayıda silah, patlayıcı malzeme, asker ve polis üniformaları ele geçirdi. Norveç radyosu NRK, polisin Başbakan Stoltenberg’in, adadaki saldırının ardından kendilerinden henüz haber alınamayan gençlerin ailelerinin bulunduğu oteli ziyareti sı Türk asıllı bir genç kız kayıp 6 ton gübre almış rasında genç bir erkeği gözaltına aldığını duyurdu. Gözaltına alınan kişinin gazetecilere “Bıçağım olduğu için gözaltına alınıyorum” dediği öğrenildi. 20 yaşlarında olan İşçi Partisi gençlik kollarının bir üyesi olduğunu söyleyen kişi, “Bıçak taşıyorum çünkü kendimi güvende hissetmiyorum” dedi. Norveç Başbakanı Jens Stoltenberg dün saldırılarla ilgili yaptığı açıklamada gençliğinde birçok yazını geçirdiği bu adaya düzenlenen saldırıyla ilgili olarak, “Gençlerin cenneti cehenneme dönüştü” ifadesini kullandı. Genel olarak saldırıyı bir örgütün gerçekleştirdiğinden şüphelenilmese bile Başbakan Stoltenberg olayda başka kişilerin de yer alma ihtimalini dışlamadıklarını ifade etti. Türk Tarihinin Dönüm Noktası Bağımsızlık Belgemiz DIŞ ŞLER ’N N YAZ KARARNAMES şit değiliz dendikçe öldürülüyoruz!’ Gelişme tam ters yönde… Örnek vermek gerekirse… “2010 İstanbul Avrupa Kültür Başkenti” etkinlikleri altında hatırlarsınız hani, bir “Kadınİst” toplantısı yapılmıştı… “Kadınİst”te konuşan Başbakan’a, ellerinde tuttukları pankartlarla “Eşit değiliz dendikçe biz daha çok öldürülüyoruz!” hatırlatmasında bulunan kadınlar, hemen derdest edilip salondan uzaklaştırılmıştı… Arkada kalan kadın grupları.. töre cinayetlerini hatırlatan hemcinslerine sahip çıkacakları yerde; derhal akabinde “iktidar yanında saf tutmuş” ve bir kadın konferansından kadınların atılmasına göz yuman Başbakan’a... tersine avuçları patlayana dek “Türkiye seninle gurur duyuyor!” alkışları tutmuşlardı… 2011’de hâlâ törenin önünü alamamamızın başlıca nedeni işte bu: “Mağdurdan” yana çıkan hiçbir büyük dayanışma sergilenememesi ve buna mukabil her durumda ve her düzeyde “egemen olana” arka çıkılması… Töre kurbanının kendi ailesi içindeki kadınlardan başlayarak toplumun tüm katmanlarındaki bu eğilim; halka halka en tepeye dek böyle devam ediyor. “Töre infazını” kararlaştıran aile meclisinde kadınlar, kurbana siper olma gayretine girmiyorlar. Siper olmayı bırakın; her şey olup bittikten sonra dahi, öldürülen kadının en yakınlarından bir damla gözyaşı akmıyor. En son Ceylan Soysal örneğinde de gene böyle oldu. TV kameralarına konuşan Soysal’ın annesi, gözleri önünde kümes hayvanına bile reva görülmeyecek şartlarda katledilen kızına gözyaşı dökmedi. Töre cinayetlerini araştıran uzmanlar; bu “insanlıktan çıkma” halini, “kadının da erkek cephesine, iktidar safına geçmesiyle” açıklıyor. Ve ülkemizde eşit yurttaş olmayan kadının, “ancak iktidar safına geçerse güç sahibi olabileceğine dair geliştirdiği inancın” devreye girdiğini söylüyorlar. Bu tüyler ürpertici, insanlık dışı döngüyü kırmanın tek yolu, töreye karşı geniş çapılı “toplumsal baskı” koymak. Ancak Yılmaz Esmer’in araştırmasında okudunuz… Bir toplu dilekçeye dahi imza atmaktan kaçınan insanımız; Güldünya’lar, Ceylan’lar için rahatını hiç bozar mı dersiniz? ‘E LOZAN ANTLAŞMASI 88. Yılında 24 Temmuz 2011 Saat: 17:30 Sunuş ve Şiirler Gülsen TUNCER (Tiyatro Sinema Sanatçısı) Saygı Duruşu İstiklal Marşı Konuşmalar Nazan MOROĞLU ( KKB Koordinatörü, TÜKD Genel Bşk.) lhan GÜLEK (USTKB Dönem Sözcüsü, ADD Beşiktaş Şb. Bşk) smail ÜNAL (Beşiktaş Belediyesi Başkanı) ** Gösteri Troya Folklor Araştırmaları Derneği, Zeybek Ekibi Türküler Sinem HACIOĞLU Yer: Ortaköy Meydanı (Beltaş Kafe önü, Sahil Tarafı) Düzenleyenler: stanbul Kadın Kuruluşları Birliği Ulusal Sivil Toplum Kuruluşları Birliği Beşiktaş Belediyesi katkılarıyla Abdullah Gül’ün küpeli müdürü Berlin’e atandı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dışişleri Bakanlığı’nda yaz dönemi atamaları şekillenmeye başladı. Yabancılar politikasını eleştirmesi nedeniyle Avusturya’nın soğuk baktığı Viyana Büyükelçisi Ecvet Tezcan’ın yerine halen bakanlıkta AB’den Sorumlu Müsteşar Yardımcısı olarak görev yapan Ayşe Sezgin atandı. Yaz kararnamesi ile yeni görev yerleri belli olan büyükelçilere tebligatlarını Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu önceki gece yaptı. Kararnameye göre, bakanlıkta Kafkasya Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yapan Ahmet Rıza Demirer Gabon’a büyükelçi olarak atanırken kardeşi Irak Dairesi Genel Müdür Yardımcısı Yunus Demirer de Türkiye’nin yeni Bağdat Büyükelçisi oldu. Yabancılar politikasını eleştirmesi nedeniyle Avusturya’nın soğuk baktığı H. A. Karslıoğlu Viyana Büyükelçisi Tezcan’ın yerine halen bakanlıkta AB’den Sorumlu Müsteşar Yardımcısı olarak görev yapan Ayşe Sezgin atandı. Bir diğer Müsteşar Yardımcısı, Kamu Diplomasisinden Sorumlu Büyükelçi Selim Yenel de Türkiye’nin yeni AB Daimi Temsilcisi oldu. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Özel Kalem Müdürü Hüseyin Avni Karslıoğlu Berlin Büyükelçiliği’ne atanırken Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Kimun’un Pakistan Özel Temsilciliği görevini yürüten Büyükelçi Engin Soysal Avrupa Konseyi Daimi Temsilcisi oldu. İsmail Hakkı Musa Brüksel Büyükelçisi, Taner Seben Singapur Büyükelçisi, Ali Kemal Aydın Amman Büyükelçisi, Gülhan Ulutekin de Bratislava Büyükelçisi olarak atandı. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle