18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 19 TEMMUZ 2011 SALI 4 HABERLER Darbe soruşturmalarının gölgesinde geçecek olan YAŞ’ta, 131 generalamiralin terfisi görüşülecek Sağduyu Zamanı 13 Mehmetçiğimizin şehit olduğu haberini duyduğum zaman yüreğim sızladı. Yurtdışında bir gezideydim, bırakılmış yedek yazım vardı ve bulunduğum yerden, onları iptal edip, yenisini yazacak olanağım yoktu. Olsaydı ne yazacaktım? Herhalde ilk andaki isyanıma yol açan duygu ve düşüncelerin tümünü olmasa gerek. Çünkü gergin bir ortam içinde yaşıyoruz ve bize düşen ilk görev, gerginliği daha da arttıracak görüşler ileri sürmekten kaçınıp, mümkün olduğunca sağduyuyu egemen kılacak davranışlar içinde olmak, o yönde çağrılar yapmak. Ne var ki, sağduyu çağrısında bulunmak kolay, ama onun yankı bulması zor. Sağduyu çağrısı sanıldığı gibi tek yanlı olmaz, olamaz. Kimse yalnız bir tarafa, bir gruba “Sen kışkırtmalara kapılma, sen onlara uyma!” çağrısını sağduyuya davet olarak algılamamalıdır. Bu ancak dangalaklara mahsus bir davranıştır ki, aynı grubun kulislerinde yankı bulur ancak. 13 Mehmetçiğimizin şehit edilmesi üzerine, hâlâ bunun diyaloğu baltalamak isteyen “derin devlet” tarafından yapıldığını ileri sürmeye kalkışmak, PKK’yi temize çıkarmak için TSK’yi suçlayan imalarda bulunmak, bilmem ki, ihanet mi, yoksa hamakat mı? Bu tür çabalamalar kimilerinin sandığı gibi sağduyu çağrısı olmayıp, tam tersine kışkırtmanın hasıdır. 13 Mehmetçiğimizin şehit olması üzerine, terörü yapanlara da, destek verenlere de karşı çıkmak gerekmektedir. Çünkü hem teröre yandaş olup, hem demokratik barışçıl çözüm istiyor görünmek tutarlı değil. Ancak, terörü ve teröre destek çıkanları kınarken, bütün Kürtleri terörist kefesine koymak da yanlıştır. Teröre ve bu tür girişimlere karşı çıkalım, bu tür eylemler bitmediği sürece, demokratik çözüm olmayacağını hiçbir kuşkuya yer vermeyecek açıklıkla söyleyelim ve eylemlerimizle o söylemin arkasında duralım. Ama bunu yaparken, haklı istekler ile terörü birbirine karıştırmayalım. Yapılması gereken, hangi isteklerin gerçekleşmesi için, hangi yöntemlerle, hangi sınırlar içinde işbirliği yapılacağını açıklamak ve bu söylemin arkasında durmaktır. Ama terör eylemlerini kınayanlara şiddetle saldıranlar söz konusu olduğunda sağduyu çağrısı kime yönelecek? Çıkıp da “Kimse tahrik olmasın, onun için 13 şehitle sonuçlanan eylemi kınamayın!” demek sağduyu çağrısı mıdır? Yoksa tam tersine kışkırtma sonucunu mu doğurur? İstanbul Caz Festivali’nde “Suyun Kadınları” projesinde; Kürt sanatçı Aynur iki Kürtçe şarkı söyledikten sonra, dinleyiciler arasında bulunanlardan birinin “Şehitler ölmez” sloganı atması üzerine ortalık karışmış. Bu olay, en küçük bir kıvılcımda bile ateş almaya hazır bir ortamda yaşadığımızı gösteriyor. Dikkatinizi çekmek isterim, Kürt sanatçı Aynur’un kendi anadilinden şarkı söylemesinden çıkmamış karışıklık. Mehmet Yılmaz’ın da belirttiği gibi, ilk şarkı alkış almış, ikinci şarkı da keza... İkinci şarkının bitiminden sonra, bir seyircinin sloganı üzerine başlamış her şey. Demek ki, sağduyu olsaydı, olay çıkmayabilirdi. Tabii ki Kürt kökenli yurttaşlarımızın kendi anadillerinde şarkı söylemeleri ile şehitler arasında bire bir bağlantı kurulamaz. Tabii ki Kürt sanatçıların kendi anadillerinde şarkı söyleme haklarını savunmak için PKK yandaşı olmak da, Kürt olmak da gerekmez, her demokrat insan, Alman, Fransız, Kürt, Arap, Türk, ne olursa olsun, bu hakkı savunur. Nitekim bu hakkı savunmak için Kürtçe şarkı söyleyen Türk kökenli sanatçılarımız olmuştur. Belki de en sağduyulu davranış, Türk kökenli şarkıcıların, kendi etnik kökenlerinden olanları, öbür kökenden kardeşleriyle empatiye çağırmaları, buna karşılık, kendi ezgilerini kendi anadillerinden söyleyen Kürt sanatçılarımızın da, kendi etnik tabanlarına dönerek, aynı anda sağduyu çağrısında bulunmalarıdır. Terfilere ‘Balyoz’ indi BARKIN ŞIK ANKARA Yüksek Askeri Şura (YAŞ) 131 general/amiralin terfi durumunu masaya yatıracak. Balyoz davası kapsamında tutuklu 14 generalin ise terfi şansı bulunmuyor. Hükümetin bu isimlerin emekliliğini isteyebileceği dile getiriliyor. Şuradaki en kritik konulardan birisi Hava Kuvvetleri Komutanlığı. Mevcut komutan Orgeneral Hasan Aksay’ın görev süresi ya 1 yıl uzatılacak ya da Hava Kuvvetleri Lojistik Komutanı Korgeneral Mehmet Erten bir üst rütbeye terfi ederek yaş haddi nedeniyle 2 yıl Hava Kuvvetleri Komutanlığı yapmasının ardından emekliye ayrılacak. Şura sırasında ortaya çıkabilecek muhtemel krizlerin ise hükümetin elindeki “Kanun Hükmünde Kararname” yetkisi ile aşılabileceği Ankara kulislerinde dile getiriliyor. Balyoz Davası kapsamında tutuklanan general/amiral sayısı 43’ü buldu. Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu’na göre, haklarında açılan dava kapsamında tutuklananlar, daha sonra salıverilseler dahi terfi edemiyorlar. Bu yüzden bu seneki şurada terfi sırasında bulunan 14 ismin bu şansını yitirdiği değerlendiriliyor. Beyazıt Karataş Korcan Pulatsü Bekir Kalyoncu KARA KUVVETLER : ORGENERALLER Necdet Özel: Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na atanması bekleniyor. Erdal Ceylanoğlu: Yaş haddi nedeniyle emekli olacak. Saldıray Berk: Görev süresi bittiği için emekliye ayrılacak. KORGENERALLER İsmail Hakkı Pekin (temditli), Abdullah Atay (temditli), Nejat Bek (temditli tutuklu), Ömer Necati Özbahadır (temditli), Mustafa Korkut Özarslan (tutuklu), Ahmet Turmuş, Galip Mendi, Hulusi Akar, Abdullah Yaşar Cihansız. TÜMGENERALLER Gürbüz Kaya (geçen yılki terfisi hükümet tarafından onaylanmadı tutuklu), İsmail Serdar Savaş (temditli), Ahmet Yavuz (temditli tutuklu), Salim Erkal Bektaş (temditli tutuklu), Ali Erdinç (temditli), Bülent Dağsalı (temditli), Abdullah Dalay (temditli tutuklu), İhsan Balabanlı (temditli tutuklu), Alaeddin Örsal (temditli), Muharrem Mutlu Arıkan (temditli), Tahir Bekiroğlu, İhsan Uyar, Raşit Atila Onkök, Yüksel Öztekin, Berkay Turgut, Yaşar Bal, Musa Avsever, Ömer Bayraklı, Orhan Turfan, Yıldırım Güvenç, Mehmet Çetin, Selahattin Kısacık. TUĞGENERALLER Şahin Tarlan (temditli), Orhan Köprü (temditli), İshak Ceylan (temditli), Namık Kemal Çalışkan (temditli), Tacettin Coşkun (temditli), Hamza Koçyiğit (temditli), Satı Bahadır Köse (temditli), Azmi Utfan Cinek (temditli), Göktürk Gökbayrak (temditli), Mehmet Ali Yıldırım (temditli), Osman Gazi Kandemir (temditli), Kasım Erdem (temditli tutuklu), Naim Barbüroğlu (temditli), Şendoğan Karakuş (temditli), Asım Bülent Aker (temditli), Levent Gözkaya, Yavuz Türkgenci, Erdoğan Akyol, Levent Çolak, Tayyar Süngü, Ersun Altunsoy, İlyas Bozkurt, İzzet Çetingöz, Oktay Bingöl, Yakup Battal, Özhan Ayaş, Şeref Oguş, İlhan Bölük, Mete Salt, Ali Doğan İnce, Mustafa Güler, Osman Ünlü, Muammer Bayram, Mustafa Özsoy, Mustafa Küçükayan, Mehmet Şahingöz, Murat Üçüncü, Fevzi Cömert. DEN Z KUVVETLER : ORAM RAL Eşref Uğur Yiğit (emekliye ayrılacak). KORAM RAL Nusret Güner (terfi edecek tek isim olarak kaldı). TÜMAM RALLER İzzet Artunç (temditli), Halit Özkoç (temditli), Haydar Mücahit Şişlioğlu (tutuklu), Atilla Kezek, Veysel Kösele. TUĞAM RALLER Abdullah Gavremoğlu (Geçen yılki terfisi hükümet tarafından onaylanmadıtutuklu), Mustafa Doğan Denizmen (temditli), Ahmet Türkmen (temditli tutuklu), Mustafa İpteş (temditli), Nurhan Kahyaoğlu (temditli), Kemalettin Gür, İsmail Taylan, Sualp Tayfun Atılır, Nadir Hakan Eraydın, Ercüment Tatlıoğlu, Alaettin Sevim, Hasan Şükrü Korlu, Emin Sami Örgüç. HAVA KUVVETLER : ORGENERAL Hasan Aksay (Görev süresi doldu, hükümet görev süresini uzatabilir). KORGENERALLER Korcan Pulatsü (temditli tutuklu), Ziya Güler (temditli tutuklu), Mehmet Erten. TÜMGENERALLER Fuat Özakdağ (temditli), Semih Birdoğan (temditli), Nezih Damcı, Beyazıt Karataş (tutuklu), Mehmet Çetin, Atilla Özler. TUĞGENERALLER Kazım Öndül (temditli), Adnan Demirci (temditli), Ahmet Barlas (temditli), Muhittin Fatih Sert, Mustafa İlhan, Atilla Öztürk, Ziya Cemal Kadıoğlu, Ateş Mehmet İrez, Cemal Sancak, Yılmaz Özkaya, Haşmet Cihangir Kadakal. JANDARMA: KORGENERALLER Fikret Demirtaş TÜMGENERALLER Halil Helvacıoğlu (geçen yılki terfisi hükümet tarafından onaylanmadı tutuklu), Tunay Bilgen. TUĞGENERALLER Ali Aydın (temditli tutuklu), Erhan Güder (temditli) Vahdettin Bereceli (temditli), İsmail Salim Olguner, Ali Lapanta, Arif Çetin, Ümit Yılmaz, Murat Kırkaya. GATA: TUĞGENERALLER Harun Tatar (temditli), Ersoy Işık (temditli), Sadettin Çetiner (temditli), Yusuf Ziya Yergök (temditli), Mustafa Kutlu (temditli) Okan Özcan (temditli) Mehmet Tahir Ünal. Balyoz davası kapsamında tutuklu 43 general nedeniyle YAŞ sırasında ortaya çıkabilecek muhtemel krizlerin hükümetin elindeki “Kanun Hükmünde Kararname” yetkisi ile aşılabileceği dile getiriliyor. Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu’na göre, haklarında açılan dava kapsamında tutuklananlar, daha sonra salıverilseler dahi terfi edemiyorlar. Bu yüzden bu seneki şurada terfi sırasında bulunan 14 ismin bu şansını yitirdiği değerlendiriliyor. Korgeneral Nejat Bek, Korgeneral Korkut Özarslan, Koramiral Mehmet Otuzbiroğlu, Korgeneral Korcan Pulatsü, Korgeneral Ziya Güler, Tümgeneral Abdullah Dalay, Tümgeneral Salim Erkal Bektaş, Tümgeneral Ahmet Yavuz, Tümgeneral İhsan Balabanlı, Tümamiral Mücahit Şişlioğlu, Tümgeneral Beyazıt Karataş, Tuğamiral Ahmet Türkmen, Tuğgeneral Kasım Erdem ve Tuğgeneral Ali Aydın 2011’de terfi sırasında bulunuyordu. Bu yılki şurada Balyoz Darbe Planı davası nedeniyle Deniz Kuvvetleri’nin önümüzdeki iki dönem komutanları belli olacak. Olağanüstü bir durum yaşanmaması durumunda, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Uğur Yiğit, koltuğunu Donanma Komutanı Oramiral Emin Murat Bilgel’e devredecek. Bu yılki şurada terfi sırasında bulunan Koramiral Mehmet Otuzbiroğlu, Balyoz davası kapsamında tutuklandığı için terfi şansını yitirdi ve Koramiral Güner terfi ederek Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na gelecek tek isim olarak kaldı. Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Erdal Ceylanoğlu, kuvvet komutanlığına 1 yıl önce atanmasına rağmen yaş haddini doldurması nedeniyle emekli olacak. Orgeneral Ceylanoğlu’nun emekliliğinin ardından ağustosta Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Necdet Özel atanacak. Jandarma Genel Komutanlığı’na ise Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı Orgeneral Bekir Kalyoncu’nun getirilmesi bekleniyor. Şurada, durumu görüşülecek ve Cumhuriyet’in ilk kez açıkladığı terfi sırasında general ve amirallerin listesi ise şöyle: Zeybek: Şehitler terfi edebilmeli DP Genel Başkanı Namık Kemal Zeybek, dün TBMM Başkanı Cemil Çiçek’i ziyaret etti. Görüşmenin ardından gazetecilerle sohbet eden Zeybek, Çiçek’e hayırlı olsun ziyaretinde bulunduklarını belirtti. Görüşmede, Çiçek’e şehit kamu görevlilerine ilişkin bir kanun teklifi hazırlamayı istediklerini söylediklerini aktaran Zeybek, “Madem, ‘şehitler ölmez’ diyoruz. Öyleyse bunun hukuki bir sonucu olmalı. Herhangi bir kamu görevlisi sivil ya da asker, şehit olduktan sonra emsalleri gibi terfi etsin istiyoruz” dedi. (Fotoğraf: AA) BDP, 1 Ekim’de Meclis’e, kurulacak çatı partisinin altında girme formülünü tartışıyor Çatı ile dönme planı AYŞE SAYIN ANKARA “Yemin krizi”ni Meclis’in 1 Ekim’deki açılışına erteleyen BDP, Meclis’e, seçimlere beraber girdiği “blok partileri”nin katılımıyla oluşturulacak “çatı partisi” altında dönmeyi planlıyor. Bu kapsamda “çatı partisi” oluşumu çalışmalarına hız verilirken çalışmaları yürütmekle görevlendirilen ve blok milletvekillerinden oluşan komisyon, dün Ankara’da ilk geniş kapsamlı toplantısını yaptı. “Demokratik özerklik” ilanının zamanlamasının çatlak yarattığı BDP’de, KADEP ve EMEP’in de aralarında bulunduğu çatı partisi çalışmalarına hız verildi. Eski EMEP Başkanı ve İstanbul Bağımsız Milletvekili Levent Tüzel, BDP milletvekilleri Sebahat Tuncel, Ertuğrul Kürkçü’nün de aralarında bulunduğu “çatı partisi” çalışmalarını yürütmek amacıyla oluşturulan komisyon dün izlenecek yöntemi değerlendirdi. Silvan’da 13 askerin şehit edilmesi ve “demokratik özerklik ilanı” nedeniyle kamuoyunda tepkilerin odağı haline gelen BDP’lilerin, hem daha “geniş temsil” hem de bu tepkileri kesmeye dönük “çatı par tisi” formülünü hızlandırdığı belirtiliyor. Bu kapsamda BDP’nin ağustos ayında yapılması planlanan olağanüstü kongrede de “çatı partisi” kararını bir bildiriyle açıklayabileceği ifade ediliyor. Ziya Güler Nejat Bek zerklikte ‘zamanlama’ çatlağı BDP; hem “çatı partisi” süreci, “demokratik özerklik kararı” ve bun Ö Tan, demokratik özerklik bildirgesini imzalamadı. Tan, bildirgeyi imzalamadığını ve zamanlamaya karşı olduğunu doğruladı. BDP yönetimi de özellikle Van’daki toplantıya kadar grup ve parti yöneticileri dışındaki partili milletvekillerinin “konuşmaması” kararı aldı. ‘Samimiyetsizlik’ DTK’nin demokratik “Demokratik özerklik” ilanının zamanlamasının çatlak yarattığı BDP’de, KADEP ve EMEP’in de aralarında bulunduğu çatı partisi çalışmalarına hız verildi. Bu çerçevede, BDP içinde “çatı partisi” çalışmalarını yürütmek üzere oluşturulan komisyon Ankara’da ilk geniş kapsamlı toplantısını yaptı. dan sonra izlenecek yöntemi perşembe günü Van’da yapılacak toplantıda değerlendirecek. BDP’de “demokratik özerklik” ilanının zamanlaması ve asker kaçırma, Silvan’da 13 askerin şehit edilmesi olayları “çatlak” yarattı. Ankara’da önceki gün yapılan MYK toplantısında aralarında Diyarbakır Milletvekilleri Altan Tan, ve Şerafettin Elçi’nin de bulunduğu bazı milletvekilleri, demokratik özerklik ilanının zamanlamasını eleştirdi. Altan özerklik ilanı kararı ve Silvan’da 13 askerin şehit edilmesi olayıyla ilgili eleştirilere yanıt veren İstanbul Bağımsız Milletvekili Levent Tüzel, Silvan olayının barış ve demokrasi arayışını “tahrip edici” bir olay olarak kamuoyuna yansıtılmasının doğru olmadığını savundu. Çatışmasızlık sürecinin devamı için devletin harekete geçmesi gerektiğini kaydeden Tüzel, “Ortada açık olmayan bir samimiyetsizlik var. Bir yandan İmralı ile görüşmeler sürdürülü yor, bu dönüp Türkiye kamuoyuyla paylaşılmıyor, tartışılmıyor, öte yandan Türkiye’ye barışı kazandıracak bir gelişme olmuyor, operasyonlar sürüyor” dedi. Askerlerin şehit olma nedeninin “askeri güçlerin helikopterlerle yaptığı bombalama sonucu çıkan yangın olduğu” yönünde kuşkular olduğu ve bu nedenle BDP’nin “otopsi raporlarının açıklanması” talebinde bulunduğunu kaydeden Tüzel, öncelikle askerlerin ölüm nedenlerinin aydınlatılması gerektiğini kaydetti. Demokratik özerklik ilanı tartışmalarını da değerlendiren Tüzel, alınan kararın “kopuş, bölünme” gibi algılanmaması gerektiği görüşünü dile getirdi. Blok içinden bazı milletvekillerinin “zamanlama”ya karşı çıkmasına karşın, 14 Temmuz tarihinin “simgesel” anlamı olduğunu kaydeden Tüzel, “İlan kararına yeni bir anayasa yapım sürecinde Kürtlerin ne yapmak istediğinin, nasıl bir yaşam ve yönetsel ortam istediklerinin deklare edilmesi diye bakmak lazım” diye konuştu. BDP Kadın Meclisi ise 14 Temmuz’da DTK tarafından alınan “demokratik özerklik” kararına destek kararı aldı. E M NE AYN A ‘Kürtler artık talep etmiyor ilan ediyor’ MAHMUT ORAL C MY B C MY B DİYARBAKIR Terör örgütü PKK’nin lideri Abdullah Öcalan’ın projesi olan demokratik özerklik projesinin DTK tarafından ilan edilmesiyle dikkatleri çeken BDP’li milletvekillerinden çarpıcı bir açıklama geldi. Roj TV’de önceki akşam yayımlanan bir programa katılan BDP Diyarbakır Milletvekili Emine Ayna, talep etmek ile ilan etmek arasında büyük bir fark olduğunu belirterek şöyle konuştu: “Demokratik özerklik ilanının anlamı ‘Ben senden artık talep etmiyorum. Ben yapıyorum, sana düşen beni tanımaktır’. Sonuçta bu kolektif haklara diğer kolektif halklar nasıl sahipse Kürtler de sahiptir. Bugüne kadar kullanmalarına izin verilmemiştir. Şimdi de Kürtler diyor ki, ‘Ben senin iznini beklemeyeceğim. İznini de istemiyorum, bu benim hakkımdır, kullanıyorum. Demokratik özerklik ilanı ile bu benim hakkımdır. Ben hakkımı kullanıyorum’ diyor.”
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle