23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 TEMMUZ 2011 PAZARTES CUMHUR YET SAYFA HABERLER 9 ‘Rantın adı dönüşüm’ Ayakkabıcılık sektörüne damgasını vuran tarihi Gedikpaşa semti, oldubittiye getirilen kentsel değişim projesinin yanı sıra büyük sermayeye karşı da umutsuzca direniyor ERK ACARER Semte ve sektöre darbe vuruldu 990’ın ikinci yarısından sonra Gedikpaşa’nın talihi tersine döner. Peş peşe açılan büyük alışveriş merkezleri, hem semtin hem de varoluşunu buraya borçlu olan küçük esnafın tükenişini hazırlar. “Vahşi üretim ilişkileri” kartlarını daha açık oynamaya başlamıştır. O kartların üzerinde, “Büyük balık küçük balığı yutar” diye yazmaktadır. Küçük çapta üretim yapan sektörel işletmeler, büyük sermayenin “daha hızlı”, “daha fazla” diye özetlenebilecek üretim tarzıyla rekabet etmeyi başaramazlar. Kendini her geçen gün daha fazla hissettirmeye başlayan ekonomik sıkıntı, deri satıcısından atölye sahibine, freze işçisinden mağaza işletmecisine kadar bölgede var olma savaşı veren herkesi etkiler. Gedikpaşa, içine düştüğü durumdan bir çıkış yolu ararken daha da ağır bir sorunla karşılaşır. Sıkıntıların üzerine, bölgeyi içine alması planlanan “kentsel dönüşüm projesi” tuz biber eker. Gedikpaşa’da ayakkabıcıların başka bir bölgeye taşınacak olmasından ilk kez, İstanbul yerel yönetiminde Anavatan Partisi’nin (ANAP) söz sahibi olduğu dönemlerde söz edilir. Aynı yıllarda Eminönü Belediye Başkanı da hakkındaki yolsuzluk davalarıyla ünlü Dr. Ahmet Çetinsaya’dır. Esnaf, Gedikpaşa’nın göz göre göre dibe vurduğunu fark etmektedir. Gelişmeler, sadece kunduracı olarak faaliyet gösterenleri değil diğer esnafı da etkiler. Bölgede halen bir içkili restoran işleten ve tüm zorluklara rağmen ayakta kalmaya çalışan Murat Ö. adlı esnaf, Gedikpaşa’nın yakın tarihinde yaşanan olumsuz gelişmeleri şu sözlerle özetliyor: “1995 yılında İkitelli Organize Sanayi Bölgesi’nde Aymakoop ve Ayoksan adında iki site kuruldu. O yıllarda yerel yönetim ANAP’taydı. İlk kez Gedikpaşa’daki ayakkabı imalatçılarının İkitelli’ye taşınıp mahallede bir kentsel dönüşüm projesi uygulanacağı o dönemde duyuldu. Eminönü Belediye Başkanı Dr. Ahmet Çetinsaya tarafından ayakkabı imalatçılarına buradan ayrılmaları için baskı yapıldı. Bunlar arasından pek azı organize sanayi bölgesine gitmeye razı oldu. Gidenler ise çok geçmeden geri dönmenin yollarını aramaya başladılar.” Beyazıt üzerinden Marmara Denizi’ni selamlayan yamaçlarda kurulu olan Gedikpaşa, Bizans döneminden bu yana kalabalık bir yerleşim yeri olarak dikkat çeker. Fatih ilçesindeki, Emin Sinan, Küçük Ayasofya, Kadırga, Şahsuvar, Muhsine Hatun, Nişanca, Mimar Kemalettin ve Beyazıt mahalleleriyle çevrili olan semt, bugünkü adını Osmanlı İmparatorluğu’nun İstanbul’daki ilk dönemine borçludur. Semte namını, Fatih Sultan Mehmet’in ünlü sadrazamı Gedik Ahmet Paşa’nın kendi adına yaptırdığı hamam vermiştir. Gedikpaşa’ya önceleri Rum ve Ermeniler, ardından da Türkler yerleşirler. Semtte bulunan Süryani ve Rum kiliseleri ile camiler, mahallenin farklı dinlerle harmanlanan kültürel tarihinin özeti gibidir. 1859 yılında açılan tiyatro nedeniyle kültürel bir mabede dönüşen bölge uzun süre, “tiyatro caddesi” olarak da anılmıştır. Gedikpaşa, özellikle Cumhuriyet’in ilk yıllarında kalburüstü bir semt olmuştur. Kalabalık, iç içe geçmiş yaşam tarzları ve belli bir dönemi etkisi altına alan kültürel yapı… Tüm bunlar bir yana, semt öteden beri ayakkabıcılık sektörünün de nabzını tutmuştur. Bölgeyi etkisi altına alan ayakkabıcılık faaliyetlerini ve sektörel yapılanmanın izlerini Fatih Sultan Mehmet döneminde sürebiliriz. 1 Kamalak yeniden SP genel başkanı ANKARA (Cumhuriyet) SP’nin 4. Olağan Kongresi’nde genel başkanlık için tek aday olan Mustafa Kamalak, oy kullanan 610 delegenin 597’sinin oyunu alarak genel başkanlık koltuğuna oturdu. Erbakan ailesi kongre salonuna gelmemesine karşın yeni yönetimde yer aldı. Erbakan’ın oğlu Fatih Erbakan ile kızı Elif Erbakan Altınöz yeni genel idare kurulu listesine giren isimler arasında yer aldı. Erbakan’ın damadı Mehmet Altınöz de, yüksek disiplin kurulu üyesi oldu. 75 kişilik GİK listesinde Şevket Kazan, Oğuzhan Asiltürk, Celal Asiltürk, Süleyman Arif Emre, Yasin Hatipoğlu, Prof. Dr. Oya Akgönenç, Hasan Bitmez, Birol Aydın gibi isimler de yer alıyor. (Fotoğraflar: Kaan SAĞANAK) Savcılık: Gezmiş adı suç olmaz İstanbul Haber Servisi Ataşehir Belediyesi, 68 hareketinin öğrenci liderlerinden Deniz Gezmiş’in adını yaşatmak için ilçedeki bir parka Deniz Gezmiş Parkı adını vermişti. Heykeltıraş Hüseyin Yüce’nin yaptığı heykelle birlikte 26 Mart’ta CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu tarafından açılan park, Ankara’da yaşayan Ali İhsan Yıldırım adlı vatandaş tarafından “Deniz Gezmiş” adı nedeniyle savcılığa şikâyet edilmişti. Şikâyeti inceleyen Kadıköy Cumhuriyet Savcılığı, kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. Savcılık, “Deniz Gezmiş tarihsel süreç içinde siyasi bir figür olarak yerini almıştır. Güncel hukuk sistemi içinde de sürdürülen herhangi bir yargılama söz konusu olmayıp, varlığını koruyan bir mahkumiyetinfaz gündemi bulunmamaktadır” diyerek dava açmadı. ş yok, işçi çok Bölgede ayakkabı imalathanelerinin pek çoğunun merdiven altına indiği gözleniyor. Moldovya, Azerbaycan ve Özbekistan’dan gelen kadın işçiler haftalık 100 TL yevmiyeyle, son derece sağlıksız koşullarda çalışıyor. Ayakkabı imparatorluğu Deriden giyim ve günlük kullanım malzemeleri ile ayakkabı yapılan Saraçhane’de çıkan büyük yangın, İstanbul’un çehresinde ilginç bir değişikliğe neden olur. Yangının ardından belini doğrultamayan esnafın başka bölgelere taşınmasına karar verilir. Deri imalatçıları Sultanahmet ile Beyazıt arasına, ayakkabı imalatçıları ise Parmakkapı, Divanyolu, Uzunçarşı ve Tavukpazarı olarak bilinen bölgeye yerleşirler. Bu geniş alan, Osmanlı İmparatorluğu’nun hüküm sürdüğü tüm yıllar boyunca, ayakkabıcılık ve dericilik sektörüyle anılmıştır. Cumhuriyetin ilanından sonra da söz konusu iş kolları faaliyetlerini bulundukları yerde sürdürürler. Ticaretin canlanması ve üretimin artması, ayakkabıcılık sektörünün egemenliğini ilan edip tamamen kendisine özerk bir bölge aramasına yol açar. Bu nedenle ayakkabıcılar, bulundukları noktadan daha aşağılara, Gedikpaşa’ya doğru kaymaya başlarlar. Semtte kurulmaya başlayan sektörel imparatorluk yaşam tarzına da yansır. Mahalle sakinleri, ikamet ettikleri konutları, meslek erbaplarına bırakıp semtten ayrılırlar. Eski konak ve binalar da ayakkabı üretimi yapan işyerlerine dönüşmüştür. 1980 sonrasında, iş hacminin çoğalması ve ekonomik faaliyetlerin farklılaşması, mağazacılığın artmasına olanak verir. Gedikpaşa’nın ara sokakları ve aşağı kesimlerinde üretim sürerken Beyazıt’a yakın bölgelere deri giyim, çanta ve ayakkabı satan pa sajlarla beraber mağazalar açılır. Semt, inişli çıkışlı günleri olsa da genel olarak parlak bir hükümranlık sürmüştür. 90’lı yılların başlangıcının mahallenin tarihinde ekonomik açıdan özel bir yeri olmuştur. Sovyetler Birliği’nin dağılması ve Türkiye’de bavul ticaretinin başlaması Gedikpaşa’yı paranın su olup aktığı bir merkeze dönüştürür. Bu dönemde, semte yatırım yapanların sayısıyla birlikte açılan işyeri ve inşa edilen binalarda da önemli bir artış olur. Kısaca, Gedikpaşa, çok uzun yıllar boyunca, hem üretim hem de pazar faaliyetleriyle, bir “ayakkabı imparatorluğu” olarak adından söz ettirmiştir. ran’da 5 PJAK üyesi öldürüldü TAHRAN (AA) Terör örgütü PKK’nin İran’daki uzantısı PJAK’ye üye 5 teröristin öldürüldüğü bildirildi. İran resmi haber ajansı İRNA’da yayımlanan haberde, Irak sınırı yakınlarında, nüfusunun çoğunluğunu Kürtlerin oluşturduğu Serdaş kasabasında dün gece başlayan ve bu sabaha kadar süren çatışmalarda, İran Devrim Muhafızları’nın 5 PJAK’liyi öldürdüğü belirtildi. İRNA, ülkenin kuzeybatısında teröristlere yapılan baskında grubun bir karargâhının yerle bir edildiğini, çatışmalarda ölen bir askerin ise Serdaş’ta toprağa verildiğini duyurdu. İranlı bir askeri yetkili, geçen hafta yaptığı açıklamada, PJAK’nin Irak’taki kamplarına saldırma tehdidinde bulunmuştu. ‘Bölgeyi cemaatlere peşkeş çektiler’ G RESTORASYON ÇALIŞMALARI Küçük esnaf, Gedikpaşa’da yaşam şansının gün geçtikçe azaldığı noktasında birleşiyor Maden ocağını tahrip ettiler Yurt Haberleri Servisi Osmaniye’de terör örgütü PKK üyesi bir grup, maden ocağına ait iş makinelerini ve binayı yaktı. Kızılyüce Dağı mevkisinde yaklaşık 15 kişi oldukları belirlenen terör örgütü PKK üyeleri, Akdağ Maden Ocağı’ndaki iş makinelerini ve maden ocağına ait binayı yakarak kaçtı. Saldırıda ölen ya da yaralanan olmazken, güvenlik güçlerinin maden ocağındaki çalışanların ifadesini aldığı belirtildi. Kaçak katları bina içinden çıkıyorlar Semtin kültürel ve ekonomik yapısı hızla değişirken, restoran işletmecisi Murat Ö. semtte yakın gelecekte yaşanacakları değerlendirmeye çalışıyor: “İşletmeci, işçi ve satıcının yanı sıra mal sahipleri de tedirgin. Sulukule’deki dönüşüme benzer bir proje herkesi rahatsız eder. Bina sahiplerinin en büyük endişesi haklarını tam olarak alamamak. Büyük bir rant var. Aslında bundan kimlerin nemalanacağı belli. Bölgede cemaatlerin etkisi çok büyük. Gedikpaşa’nın turistik bir bölge olacağı kesin. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, burayı ikametgâh bölgesi olarak açıkladıysa da ada ve parselleri otel ve pansiyon olarak işaretledi.” Semt esnafı, tarihi binaların “sözüm ona” aslına uygun bir biçimde restore edildiğini söylüyor. Gerçekten de restorasyonu tamamlanan binaların, dışarıdan görünümünde aykırılık yok. Ancak içlerine girildiğinde iş değişiyor. Gedikpaşa’da fazla katları binanın içinden çıkıyorlar. Dışarıdan dört katlı görünen bir binanın içine girildiğinde beş kat bulmak şaşırtıcı bir durum. Yöntem dahice olsa da aslına uygun restorasyonla uzaktan yakından ilgisi olduğunu söylemek mümkün değil. Elbette amaç daha fazla kâr elde etmek. edik Ahmet Paşa tarafından 1475 tarihinde Osmanlı döneminin en ünlü mimarlarından Mimar Hayrettin’e yaptırılan hamam ile ünlü semt geçmişin parlak günlerini arıyor. İstanbul’un çizilen ruhu ve bozulup siyaha boyanan silueti son derece rahatsız edici bir durum. Ne var ki, küçük esnaf bunlardan daha çok ekonomik gelişmelerle ilgileniyor. Açıkçası Gedikpaşa’da bir yaşam savaşı veriliyor. Semtte, suni deri satarak yaşamını idame ettirmeye çalışan Candan S. “Burası artık dikiş tutmaz” diyerek anlatıyor: “Ayakkabıcılıkla uğraşan küçük esnafın durumu 2004 yılından itibaren hep geriye gitti. Hükümet düşük kur politikası uygulayıp ithalatın önünü açtı. Sözde vergi kaçağı önlenecekti. İthalatçının vergisini ödeyip ödemediğiyle kimse ilgilenmiyor. Devlet bize, küçük esnafa gelindiğinde ise alacaklarını sonuna kadar tahsil ediyor. Başba Hayat mücadelesi verenler, mahalleyi yeni sahiplerine devredecek olmanın huzursuzluğunu yaşıyorlar. kan, ‘Bakkallar birleşsin süpermarket açsınlar’ diyor. Artık mahalle bakkalının süpermarket karşısında hiçbir şansı yok. Bir süpermarketin açılması aşağı yukarı 200 bakkalın aç kalması demek. Bunu düşünen yok. Açıkçası ayakkabıcılık da benzer bir durumda. Dışarıdan ithal ayakkabı geliyor. Her gün yeni bir alışveriş merkezi açılıyor. Küçük üreticinin bu merkezlere girip kartellerle başa çıkabilmesine olanak yok. Ayrıca sektörün kimin elinde olduğu da herkes tarafından biliniyor. Sektöre hükmeden Gedikpaşa’ya da hükmediyor. Rantın adını ‘dönüşüm’ koydular. Semti ve küçük esnafı bitirmekle kalmadılar, bölgeyi cemaatlere peşkeş çektiler.” Gedikpaşa’da dükkân sahibi olan Kirkor M. de benzer şeyler söylüyor: “Sektör, Uzakdoğu ülkelerinden getirilen ucuz mallar karşısında boyun eğdi. Emek yabana atılır oldu. Gedikpaşa, sosyal dönüşüm projesinden de olumsuz yönde etkilendi. Esnafa, burayı terk etmesi için çok baskı yapıldı. Mal sahipleri bile bıkıp gayrimenkullerini çok düşük fiyatlara satarak bölgeyi terk etti. Şimdi bu binaların çok büyük rakamlarla başkalarına satılacağı söyleniyor.” Esnaf önünde sonunda Gedikpaşa’nın bir turizm alanına dönüşeceği konusunda hemfikir. Ortak görüşlerini şu sözlerle anlatıyorlar: “Sosyal dönüşüm, bir bölgeyi baştan aşağı yıkarak gerçekleşmez. Kültür, doku ve kentin yapısıyla birlikte insan emeği de hiçe sayılıyor. Yakın zamanda buradaki kepenklerin tümü inecek. Biz bu davayı kaybettik.” Gençler gölette kayboldu BAYBURT (AA) Bayburt’un Aydıntepe ilçesinde 17. Uluslararası Dede Korkut Kültür ve Sanat Şöleni kapsamında Aydıntepe Yayla Göleti’nde düzenlenen yayla günü etkinliğine aileleriyle birlikte katılan Ahmet G. (17) ile Beyzami Z. (16) gölet içerisinde bulunan deniz bisikletine bindi. Bir süre gölet içerisinde gezen iki genç, rüzgârın etkisiyle oluşan dalgaya karşı koyamayarak devrilen deniz bisikletinin altında kaldı. Durumu fark eden çevredekiler, güvenlik güçlerine haber verdi. Ulusal Medikal Kurtarma Ekipleri’nin çalışmasından sonuç alınamadı. Çocuklarının gölette kaybolduğu haberini alan aileleri sinir krizleri geçirdi. nternetten açık arttırma ile fuhuş ANTALYA (Cumhuriyet Bürosu) Antalya polisinin, örgüt üyeleri arasında 3 kız kardeşin bulunması nedeniyle “Sisters: Kız kardeşler” adını verdiği fuhuş operasyonunda gözaltı sayısı müşteriden dönen 2 kadınla birlikte 38’e yükseldi. Şüphelilerin sorgusu sürerken, açık arttırmaya katılan ve binlerce dolar karşılığında erkeklerle fuhuş yapan kadınların fotoğrafları ortaya çıktı. Polisin yaptığı baskın sırasında örgüt lideri olduğu ileri sürülen Turgay O’nun evi de arandı. Gecelik hasılatı topladığı belirlenen Turgay O’nun kadınların paralarını ödedikten ve yanında çalışan personelin yevmiyelerini verdikten sonra geriye kalan parayı yatağının altına koyduğu ortaya çıktı. Kaderine terk edilmiş bölgenin kısa bir süre içinde ranta açılacağı söyleniyor. ‘TÜM MAHALLE METRUK HALE GELD ’ Yerel yönetimin AKP’ye geçmesi, sosyal sıkıntılar ve bölgeyi etkisi altına alan ekonomik zorlukları daha da arttırır. Murat Ö., yerel yönetimin el değiştirmesinin ardından bölgede yaşananları anlatıyor: “Dönemin AKP’li Eminönü Belediye Başkanı Nevzat Er, bu konuda hiç taviz vermedi. Atölye sahipleri buradan gönderilmeye çalışıldı. Pek çok kişi baskılara boyun eğdi. İmalatçılardan bazıları da ya kepenklerini indirip kaçak çalışmaya başladı ya da merdiven altına indi. Hanlar boşaldı. Tüm mahalle metruk hale geldi. Bunun sonucu başka gelişmeler de meydana geldi. Sözgelimi atölyelerden boşaltılan Nişanca bölgesi, bir göçmen mahallesine dönüştü. Buradaki binalar Afrika’dan gelen göçmenlere kiraya veriliyor. Son derece sağlıksız koşullar var. Ülkelerinden ayrılıp Türkiye’ye gelenler burada, bir odada 40 kişi yaşıyorlar. Geceleri hepsine yatacak yer olmadığı için dönüşümlü uyuyorlar.” Polis memuru kız arkadaşını vurdu AYDIN (AA) Aydın Çine Emniyet Müdürlüğü’nde görevli polis memuru Nahit K, Hamitabat Mahallesi’ndeki bir evde, arkadaşı Sıla Sadı ile henüz belirlenemeyen bir nedenle tartıştı. Tartışma sınasında Nahit K. (38), beylik tabancasını ateşleyerek Sıla Sadı’yı (27) vurdu. Silah sesini duyan komşuların ihbarı üzerine olay yerine ambulans ve emniyet görevlileri geldi. Ambulansla Çine Devlet Hastanesi’ne kaldırılan Sıla Sadı, yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Olayın ardından teslim olan polis memuru Nahit K. gözaltına alındı. Semtte emeğin hükmü geçmiyor. Esnaf vergi ödememek için tabelasını bile söküyor. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle