24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 TEMMUZ 2011 PAZARTES CUMHUR YET SAYFA [email protected] DIŞ HABERLER 11 Savunma Bakanlığı yetkilileri, Türk örgütlerinin açacağı davaların durdurulmasını istiyor İsrail özrü düşünüyor Hüsnü Mübarek komada iddiası KAHİRE (AA) Halk ayaklanması sonucu devrilen eski Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek’in felç geçirerek komaya girdiği iddia edildi. Şarm El Şeyh Uluslararası Hastanesi’nde tedavi gören Mübarek’in felç sonucu komaya girdiği haberi avukatı Farid el Deeb tarafından verildi. Ancak hastane kaynakları avukatın açıklamalarının doğru olmadığını duyurdu. Dış Haberler Servisi İsrail’in, Mavi Marmara baskınında öldürülen Türkler için Türkiye’den özür dilemeyi düşündüğü bildiriliyor. İsrail’de yayımlanan Haaretz gazetesinin haberine göre, Savunma Bakanlığı yetkilileri, “Türkiye’den dikkatli bir şekilde dilenecek özrün, İsrail Savunma Güçleri’ne karşı Türk örgütleri tarafından açılabilecek olası davaları durdurabileceği ve bu meseleyi artık bitirebile ceğini” söyledi. Son birkaç haftadır Savunma ve Adalet bakanlıkları arasında konunun tartışıldığını yazan gazete, Savunma Bakanlığı’nda, İsrail ile Türkiye arasındaki krizin, “İsrail’in Türkiye’den özür dilemesi pahasına” çözülmesi görüşünün giderek artan bir destek gördüğü belirtildi. İsrail Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman’ın, özür dilenmesine karşı çıktığı, böyle bir özrün İsrail’i aşağılayıp, ulusal gurura darbe vuracağını söylediği hatırlatılan haberde, Savunma Bakanlığı yetkililerinin buna karşı, dilenecek bir özrün, İsrailli subay ve askerlerin karşı karşıya kalacakları hukuki sorunları engelleyeceğini savundukları kaydedildi. Gazeteye göre, üst düzey savunma yetkilileri, bölgedeki itibarı, İsrail ile geçmişteki ekonomik ilişkileri ve savunma malzemeleri satışı için yeni fırsatlar dikkate alındığında, Türkiye ile ilişkilerini düzeltmede İsrail’in büyük çıkarı olduğunu söyledi. Benzer bir haber, birkaç gün önce İsrail’in Kanal 2 televizyonunda da yer almıştı. Haberde, bu görüşlerin İsrail Savunma Bakanlığı’nın resmi tutumunu temsil etmediği belirtilmekle beraber, Savunma Bakanı Ehud Barak’ın geçen hafta İsrail’in Kanal 1 televizyonuna yaptığı açıklamaya dikkat çekildi. Barak açıklamasında, “Stratejik açıdan Türkiye ile ilişkilerdeki pürüzleri gidermek çıkarımızadır. Ulusal gurur tabii ki önemlidir ama sonuçta bu konuyla ilgili başka çıkarlarımız da var. Suriye, İran, Lübnan ve Hamas’la ilişkili sorunlarda Türkiye önemli rol üstlenebilir” demişti. Geçen mayıs ayında Gazze’ye yardım filosunda yer alan Mavi Marmara gemisine İsrail askerleri tarafından düzenlenen operasyonda 9 Türk hayatını kaybetmişti. İran’ın Nükleer Silahlanmasının Türkiye’ye Bedeli İran’ın nükleer silahlanma girişimleri Türkiye üzerinde, “doğrudan etkileri ile değil ama özellikle dolaylı etkileri ile” büyük bir faturanın çıkmasına neden oluyor ve olacak da. İsrail kendisini korumak için, ABD ve AB ile birlikte Kürdistan projesini desteklemek zorunda kalıyor. Bu durum Türkiye, Irak ve Suriye’nin sınırlarının ve iç yapısının değiştirilmesi gereksinimini ortaya çıkarıyor. Terör, küresel güçlerin bir aracı oluyor. Bölgedeki Şii yapılanmasına karşı Sünni bir cephenin oluşturulması ihtiyacı doğuyor ve mezhep çatışmalarına dayalı kavgalar Suriye’den Körfez’e her yanı sarıyor. Arap ülkelerinde iç kargaşa ortamı derinleştiriliyor. İşin ucu bir boyutuyla Türkiye’ye de yansıyor. Türkiye, “füze kalkanı uygulamasına bağlanmak zorunda bırakılıyor”. Ankara’nın ABD’ye olan bağımlılığı derinleştiriliyor. Ayrıca Türkiyeİran ve TürkiyeSuriye ilişkileri dışarıya endekslenmiş oluyor. İran’ın nükleer silahlanma girişimi Türkiye yanında, bölgedeki Arap ülkeleri ve İsrail’e de bir fatura çıkartıyor; İsrail, İran’ın potansiyel tehdidine karşı çevredeki ülkelere daha radikal yaklaşmak zorunda kalıyor. Bölgedeki yumuşamaya ve barışa giden yollar daha da daralıyor. İran’ın nükleer silahlanma girişimlerinden yararlanan ülkelerin başında ABD ve İngiltere’nin olduğunu düşünmek şaşırtıcı gelebilir. Ancak bu doğrudur; Bu sayede BOP’u uygulamada daha rahat bir konuma geliyorlar ve adım adım bunu gerçekleştiriyorlar. Kürdistan projesi ve Sünni Şii çatışmaları, normal bir zemine oturtulabiliyor. Cepheleşmeleri derinleştirme olanağı doğuyor. BOP’u yürütenler Türkiye ve bölge ülkeleri ile pazarlıkta, daha güçlü konuma geliyorlar. Örneğin Ankara, füze kalkanı sistemini kabullenmek zorunda bırakılıyor. Irak’ın 2003’te işgalinden sonra petrolün paylaşımı rahatça sağlanabiliyor. Arap ülkelerinde çıkan (ve çıkarılan) çatışmalar petrol ve doğalgaz konusundaki planların da kolayca uygulanmasına olanak sağlıyor. ABD ve İngiltere’ye, kısmen diğer Avrupa büyüklerini eklemek yanlış olmaz. Çin ve Rusya şimdilik bundan yararlanma olanağına sahip değiller. Ancak “İran’ın, Rusya ve Çin’in siyasi desteklerine ihtiyacı olduğu için”, bu durumdan onlar da belli bir ölçüde yararlanacaklardır. Bağımsızlık isteyen Kürt etnik milliyetçilerini de İran’ın konumundan yararlananların başına koymak gerekir. ABD ve İsrail desteği, büyük ölçüde “İran’daki rejim ve nükleer girişim sayesinde” sağladıklarını söylersek yanlış olmaz. Kürdistan projesinin ana hedeflerinden birinin “İran meselesi” olduğunu unutmamak gerekir. Kısacası İran’ın nükleer projesi bir bumerang gibi kendisine ve bölge ülkelerine dönmekte ve faturayı başta Irak, Türkiye ve Suriye olmak üzere tüm bölge ülkeleri paylaşmaktadır. İran nükleer silahlanma girişimlerini başlatmasaydı, ABD, AB ve İsrail ile “daha yumuşak ilişkiler içinde olan bir rejime sahip olsaydı” pek çok şey değişirdi. Bu değişiklikten yarar sağlayan ülkelerin başında da Türkiye gelirdi. Kürdistan projesine Batı ve İsrail bu kadar asılamazlardı. Küresel aktörler Türkiye, İran ve büyük Arap ülkeleri ile ilişkilerini yumuşak bir biçimde yürütürlerdi. Ne İran tehdidini ne de SunniŞii ayrımcılığını kullanabilirlerdi. Bu tahlildeki en önemli eksik, “İran’ın nasıl bugünkü durumuna itildiğinde yatmaktadır”. Dün Musaddık rejimini devirenler, bugünkü şikayet ettikleri İran’ın yeşermesine ortam hazırlamışlardır. Çölde bir vaha gibi,1950’li yıllardan beri bölgede küçük küçük filizlenen demokratik gelişmeleri, askeri darbeler ve dış müdahalelerle sürekli engelleyenler bugünkü kaosun en büyük sorumlularıdır. Şimdi de kendi yarattıkları sonucu ortadan kaldırmaya çalışıyorlar. J. P. Sartre’ın dediği gibi; “Savaşları zengin ülkeler çıkarır ama ölenler hep fakirlerdir”... TELEKULAK SKANDALI Brega’da çatışmalar Dış Haberler Servisi Libya’da muhaliflerin, daha önce çekildikleri petrol kenti Brega’ya dün tekrar girdikleri ve Libya lideri Muammer Kaddafi’ye bağlı kuvvetlerle sokak sokak çatıştıkları bildirildi. Hastane kaynakları dünkü çatışmalarda 9 muhalifin öldüğünü, 79 muhalifin de yaralandığını duyurdu. Kaddafi ise dün yaptığı açıklamada bir kez daha iktidardan çekilmesi yolunda yapılan çağrıları reddederek, “Asla doğduğum toprakları terk etmeyeceğim” dedi. İstanbul’da geçen cuma günü gerçekleştirilen Libya Temas Grubu toplantısından da Kaddafi’nin derhal iktidardan çekilmesi çağrısı çıkmıştı. Rebekah Brooks tutuklandı Dış Haberler Servisi İngiltere’yi sarsan telekulak skandalının önde gelen kahramanlarından Rebekah Brooks dün tutuklandı. İngiliz polisi, skandalın patlak vermesinden bir süre sonra Rupert Murdoch’a ait medya grubu yöneticiliğinden ve skandal nedeniyle kapanan News of The World gazetesi editörlüğünden istifa eden Brooks’un tutuklanmasına “telefon dinleme ve görevi kötüye kullanma” gerekçelerini gösterdi. Yapılan açıklamada Brooks’un gönüllü olarak polise gittiği de belirtildi. Başbakan David Cameron’un eski iletişim danışmanlarından olan gazetenin eski editörlerinden Andy Coulson da bir süre önce tutuklanmıştı. Muhalefetteki İşçi Partisi lideri Ed Miliband, telekulak skandalının ardından meydana gelen gelişmeler sonrası Robert Murdoch medyasının bitirilmesi çağrısında bulundu. Observer gazetesiyle yaptığı söyleşide, ülkedeki tüm siyasi partilerin, yeni bir medya kanunu üzerinde anlaşmaları halinde Murdoch’un pazar payının azalacağını belirten Miliband, “Murdoch’un Britanya kamu yaşamında çok fazla gücü var” dedi. Telekulak skandalına imza atan News Of The World gazetesinin eski genel yayın yönetmenini işe aldığı için eleştiri oklarına hedef olan Londra Emniyet Müdürü istifa etti. Emniyet Müdürü Paul Stephenson, düzenlediği basın toplantısında görevini bıraktığını duyurdu. Kurumunun zarar görmesini engellemek için böylesi bir karar aldığını vurgulayan Stephenson, skandalla ilgili yanlış bir şey yapmadığını savundu. Kimler yararlanıyor? Yeni yasa çağrısı srail uçakları önceki gece Gazze’yi bombaladı. Saldırılarda bir evin vurulması üzerine Filistinli bir ailenin 4’ü çocuk 7 üyesi yaralandı. srailli yetkililer saldırı haberlerini yalanlarken srail radyosu, ön Evler vuruldu ceki gün Gazze’den 3 Kassam roketi atıldığını, saldırılarda kimsenin yaralanmadığını duyurdu. Gazze’ye son 2 haftadır yoğunlaşan bombardımanlarda 3 kişi öldü. (Fotoğraf: REUTERS) Obama, Çin’i kızdırdı Dış Haberler Servisi Çin, ABD Başkanı Barack Obama’nın önceki gün Tibet’in sürgündeki ruhani lideri Dalay Lama ile görüşmesine sert tepki gösterdi. Çin Dışişleri Bakan Yardımcısı Cui Tienkay, ABD’nin Pekin’deki elçilik müsteşarı Robert S. Wang’ı bakanlığa çağırarak görüşmeyle ilgili tepkilerini iletirken Çin’in ABD’deki büyükelçisi Can Yesui de Washington’da Amerikan makamları nezdinde girişimlerde bulundu. Çin Dışişleri Bakanlığı’nın konuyla ilgili yaptığı açıklamada Başkan Obama’nın “inatla” Beyaz Saray’da Dalay Lama ile görüşmesinin “Çin’in içişlerine müdahale ettiği, Çin halkının duygularını incittiği, Çin’in temel çıkarlarını baltaladığı ve Çin Amerikan ilişkilerini zedelediği” ileri sürüldü. Çin’in söz konusu görüşmeye kesinlikle karşı çıktığı ifade edilen açıklamada, ABD tarafına görüşmenin etkilerini gidermek için önlemler alması çağrısında bulunuldu. Açıklamada, Çin Amerikan ilişkilerinin gelişmesinin iki tarafın somut çabasına ihtiyaç duyduğu belirtilerek Amerika tarafından Tibet’in Çin’in bir parçası olduğu ve Tibet’in bağımsızlığına karşı çıktığı şeklindeki taahhütlerine bağlı kalması, somut eylemlerle Çin hükümeti ve halkının güvenini yeniden kazanması istendi. NATO devrediyor Dış Haberler Servisi NATO, Afganistan’da güvenliğin sorumluluğunu Afgan kuvvetlerine devretmeye başladı. Afgan birlikleri ilk olarak, ülkenin orta kesimlerindeki Bamyan vilayetinde törenle sorumluluğu devraldı. Devir sürecinin 2014’te tamamlanması planlanıyor. Emniyet müdürü istifa etti GEBZE 1. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ TAŞINMAZIN AÇIK ARTTIRMA İLANI Dosya No: 2009/513 TAL. Bir borçtan dolayı rehinli olup satılmasına karar verilen taşınmazların cinsi, niteliği, kıymeti, adedi, önemli özellikleri; 1. TAŞINMAZ: Kocaeli ili, Darıca ilçesi, 108 pafta, 128,00. m2 yüzölçümlü, 7793 parselde kat irtifaklı, zemin kat 100/550 arsa paylı 2 bağımsız bölüm nolu işyeri. 2. TAŞINMAZ: Kocaeli ili, Darıca ilçesi, 108 pafta, 128,00. m2 yüzölçümlü, 7793 parselde kat irtifaklı, zemin kat 100/550 arsa paylı 3 bağımsız bölüm nolu işyeri. GAYRİMENKULLERİN İMAR DURUMU: Darıca Belediye Başkanlığı’nın 31/03/2011 tarih, 2528 sayılı yazısında, taşınmaz parselin imar planında Konut Alanında kaldığı, bitişik nizam, 4 kat, H= 12,50 m, ön bahçe ve yan bahçe çekme mesafesi 3,00.m, arka bahçe H/2 olduğu belirtilmiştir. GAYRİMENKULLERİN HALİHAZIR DURUMU VE MUHAMMEN BEDELİ: l Taşınmaz (2 bağımsız bölüm nolu ) (İŞYERİ): Taşınmaz Darıca, Taşliman Caddesi’nde, 80 kapı nolu binada, zemin kattaki işyeridir. Darıca Şehir merkezinde, çevresi yoğun yapılaşmalarla çevrilidir. Dükkânın iç ve dış sıvaları tamamlanmış, beton zemin şapları atılmış, içersinde tuvalet yeri örülmüş ve doğramasız, sadece demir kepenkleri takılmış, kilitli olarak bakımsız durumdadır. Dükkân Net: 37,00.m2’dir. Muhammen Bedeli: 40.000.00. TL’dir. 2. Taşınmaz (3 bağımsız bölüm nolu) İŞYERİ: Taşınmaz Darıca, Taşliman Caddesi’nde, 80 kapı nolu binada, zemin kattaki işyeridir. Darıca şehir merkezinde, çevresi yoğun yapılaşmalarla çevrilidir. Dükkânın iç ve dış sıvaları tamamlanmış, beton zemin şapları atılmış, içersinde tuvalet yeri örülmüş ve doğramasız, sadece demir kepenkleri takılmış, kilitli olarak bakımsız durumdadır. Dükkân Net: 26,00.m2’dir. Muammen Bedeli: 30.000,00. TL dir. SATIŞ SAATİ YERİ VE ŞARTLARI: Birinci Satış 12/09/2011 günü Gebze l. İcra Müdürlüğü’nde; l.Taşınmaz: saat: 14.0014.05 2.Taşınmaz: Saat: 14.1514.20 arası açık arttırma suretiyle yapılacaktır. Bu arttırmada tahmin edilen değerin %60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok arttıranın taahhüdü saklı kalmak şartı ile 22/09/2011 günü aynı yer ve saatler arasında ikinci arttırmaya çıkarılacaktır. Bu arttırmada da taşınmazın muhammen badelinin %40’ı ile rüçhanlı alacaklıların alacağını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok arttırana ihale olunur. 2 Arttırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin % 20’si oranında pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebilir. KDV, ihale damga vergisi, 1/2 tapu harç ve masrafları alıcıya aittir. Birikmiş vergiler, tellaliye ve 1/2 tapu satım harcı satış bedelinden ödenir. Alıcının ödemesi halinde makbuz ibrazı ile iadesi yapılır. 150.00 M2 ve altındaki meskenler için %1 KDV, üzeri meskenler ile arsa ve işyerleri için %18 KDV ihale bedeli üzerinden ayrıca ihale alıcısı tarafından yatırılacaktır. (KDV oranlarında yapılacak yasa değişiklikleri saklıdır.) 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgilerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır; aksi takdirde hakları tapu sicil ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4 Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra ve İflas Kanunu’nun 133’üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İki ihale arasındaki farktan ve %10 faizden alıcı ve kefilleri mesul tutulacak ve hiçbir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edilecektir. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışı iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2009/513 TAL. sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 14/07/2011 NOT: İşbu satış ilanı İİK. 127. maddesi gereği tüm ilgililere tebliğe çıkartılmış olup adresi bilinmeyen ve tebliğ yapılamayanlar yönünden ilanen tebliğ yerine kaimdir. (İİK. m.126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. (Basın: 46860) Öz Canımız ÖZCAN KESGEÇ’i Tarih: 19 Temmuz 2011 Saat: 12.00 Yer: Eğer tersi olsaydı... ACI KAYBIMIZ Doç. Dr. ALİ NAHİT BABAOĞLU Değerli meslektaşımız, 19941996 dönemi İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu, 19982000 dönemi Onur Kurulu üyesi Doç. Dr. Ali Nahit BABAOĞLU hayatını kaybetmiştir. Meslektaşımızın cenazesi, 18 Temmuz Pazartesi (bugün) öğle namazının ardından Ataköy 5. Kısım Camii’nden kaldırılacaktır. Ailesinin ve sevenlerinin acısını paylaşıyor, başsağlığı diliyoruz. Muhalif yazar gözaltında Dış Haberler Servisi Suriyeli muhalif yazar Ali Abdullah’ın başkent Şam’ın güneyindeki Katana kentinde gözaltına alındığı bildirildi. 61 yaşındaki muhalif yazar, demokrasi çağrısı yaptığı için Aralık 2007’de mahkum edilmiş, 2.5 yıl hapis cezasına çarptırılan yazar, Haziran 2010’da da açıklamalarından dolayı bir kez daha hapsedilmişti. Suriye’de değişim isteyen “Şam Deklarasyonu”nda imzası bulunan ve 12 kişiden biri olan Ali Abdullah, geçen mayıs ayında Devlet Başkanı Beşşar Esad’ın genel affıyla serbest bırakılmıştı. İSTANBUL TABİP ODASI YÖNETİM KURULU C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle