24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 8 İstanbul B Edirne B Kocaeli B Çanakkale B İzmir B Manisa B Denizli B Zonguldak PB Sinop Y Samsun Y Trabzon Y Giresun Y PB Ankara 32 38 34 33 36 37 38 28 28 29 28 29 34 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars PB B B B PB B B B PB PB B B Y 32 30 30 32 33 34 38 38 36 36 30 27 26 HABERLERİN DEVAMI Oslo Y Helsinki Y Stockholm Y Londra Y AmsterdamY Brüksel Y Paris Y Bonn Y Münih Y Berlin Y Budapeşte Y Madrid PB Viyana Y 20 22 25 19 19 18 20 22 26 24 33 32 24 Belgrad B 34 Sofya B 32 Roma Y 28 Atina A 334 Zürih PB 22 Moskova Y 27 Aşkabat A 36 Taşkent A 37 Baku A 34 Bişkek Y 27 Tiflis B 33 Kahire B 38 Şam B 38 Ülkemizin kuzey ve doğu kesimleri parçalı ve çok bulutlu, Orta ve Doğu Karadeniz, Doğu Anadolu’nun kuzeyi ile Çankırı, Kastamonu ve Sinop çevreleri sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. 18 TEMMUZ 2011 PAZARTES TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 18 Temmuz Sola hayır, sağa evet ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) 12 Mart ve 12 Eylül darbeleri döneminde mahkeme kararı olmadan ordudan çıkartılan sol görüşlü askerlerin, ‘YAŞ’zede’ düzenlemesinden yararlanmak için yaptıkları başvurular Milli Savunma Bakanlığı’nca reddediliyor. Darbe dönemlerinde mahkeme kararı olmadan ordudan çıkartılan askerlerin oluşturduğu Askeri Darbelerin Asker Muhalifleri (ADAM) Platformu’ndan yapılan açıklamaya göre; Milli Savunma Bakanlığı 12 Mart ve 12 Eylül döneminde ordudan atılan askerlerin geri dönüş başvuruları reddediliyor GÜNDEM Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY ‘ŞER ATIN KEST Ğ PARMAK ACIMAZ’ ADAM’ın açıklamasına göre yeni Bakan smet Yılmaz da askerlere olumlu yanıt vermedi. Yılmaz, kendisini ziyaret eden subaylara, 6191 sayılı yasanın eksiklikleri olabileceğini, haklarını mahkemede aramaları gerektiğini söyledi. Yılmaz, itirazlara “Kanunlar bazen böyle hak sızlığa da sebep olabilir, ne yapalım, şeriatın kestiği parmak acımaz” diye yanıt verdi. Açıklamada “Hükümeti cuntacıların zulmünü sahiplenip kendince meşrulaştırmaktan ve ayrımcılıktan vazgeçmeye, 6191 sayılı yasanın eksikliklerini gidermeye çağırıyoruz” denildi. rı arasında emekli Jandarma Üsteğmen Ahmet Şener’in dosyası da de bulunuyor. özaltına alındı, ordudan atıldı Ahmet Şener, 1983 yılı Mayıs ayında Cizre’de Hudut Bölük Komutanı iken sınırdaki çatışmada ağır yaralanınca, 25 Mayıs 1983’te 7 bin askerin katılımıyla Kuzey Irak’ta ilk sınır ötesi harekât düzenlenmişti. Şener, sonrasında gözaltına alınıp, ordudan atılmıştı. G (MSB), 28 Şubat sürecinde Yüksek Askeri Şura (YAŞ) kararıyla ordudan ilişiği kesilen askerlerin başvurularını sonuçlandırdı. Bakanlık, beklettiği 12 Eylül 1980’de ordudan çıkarılan as kerlerin başvurularını ise temmuz ayı başında yanıtlamaya başladı. 28 Şubat sürecinde irtica suçlamasıyla ilişiği kesilmiş askerlere olumlu yanıt veren Milli Savunma Bakanlığı, baş vurularını incelediği 12 Eylül dönemine ilişkin dosyalardan 3’üne kabul, 12’sine ise ret yanıtı verdi. ADAM’ın açıklamasına göre, başvurusu reddedilen 12 Eylül dosyala konuşmanızın “yapay” ve “gerçekdışı” olduğunu düşünenleri haklı çıkardı. “Acaba” diyenlerin beklentilerini de bir ay içinde boşa çıkarmayı başardınız. Aynı konuşma içine birkaç farklı kişilik sokma geleneğiniz de devam ediyor. Şiir okuduğunuz için uğradığınız haksızlıklara bir kez daha değindiniz. Şiiri yarım da olsa, vurgularını zayıflatarak da olsa tekrar okudunuz. Bu, sadece şiir okuma değil, 90’lı yılların yargısına meydan okumaydı. Oysa bugün henüz okunmamış kitabı yargılayan bir “hukuk sistemimiz” var. Ve siz bunu savunuyorsunuz, “Kitap bombadan daha etkli olabilir” diyorsunuz. Sizin bu mantığınızdan hareket eden biri çıkıp şöyle derse ne yapacaksınız? “Şiir, kurşundan daha etkili olabilir.” Bu anlayışı benimsedikten sonra işin sonu gelir mi? Sayın Başbakan, Eksik Meclis kriziyle ilgili muhalefete ağır sözlerle yüklenmeniz akla şu yorumları getiriyor: Demek ki, yargının yakın gelecekte de ne karar vereceğinden yüzde yüz eminsiniz. Demek ki, yargının siyasi gerilimin parçası olmama düşüncesini benimseyip farklı bir karar verme olasılığı yok. Demek ki, Meclis’in eksik toplanması sizin çözmeniz gereken değil, kullanmanız gereken bir sorun. Bu yorumlara neden olan ortam giderilmezse devamında yaşanabileceklerle ilgili fikir yürütmek bile insanı ürkütüyor. Akla gelenlerden biri şu: Devlet bürokrasisine bakanların yanı sıra bir de bakan yardımcıları yerleştirmeye hazırlanıyorsunuz. Bu kişiler, bakanlar gibi hükümetle birlikte gelip hükümetle gidecektir. Yargının belli başlı noktarını da böyle yapmayı mı planlıyorsunuz? Hükümetle gelip hükümetle gidecek özel yargıçlar! Bugün için bu saptama abartı gelebilir. Ancak yakın geçmişte, “o kadar da olmaz” denilenlerden daha ileri gidildiği dikkate alınırsa, bu saptama yetersiz bile kalabilir. Sayın Başbakan, Gerek sizin kökenlerinizi oluşturan gerekse merkez sağın ana gövdesinden çatallanan partiler, son derece başarılı çoktan seçmeli politikalarla sizin potanızın içinde eritildiler. Şimdi sıra eritemediğiniz partilerin kişiliksizleştirilmesinde. Konuşmalarınızdan bu seziliyor. Muhalefetin atacağı her adım sizin partinizden geçecek, muhalefet sizin varlığınızın güçlendiricisi olacak, sizin ekseninizin dışına çıktıkları an sistemin de dışına çıkmış olacaklar... Bunları istiyorsunuz. Ben, demir parmaklıkların arkasında buna hayır deme özgürlüğümü kullanıyorum. Sayın Başbakan, Konuşmalarınızdaki olumlu bir nokta, Nasreddin Hoca’yı anımsamış olmanız. Nasreddin Hoca’nın anlatımlarına fıkra diyoruz. Halkbilimciler ona “güldüşün” diyor. Hem güldüren hem düşündüren anlatımlar... CHP’nin “eksik Meclis” sorununu gündemden düşürmeme biçimini Nasreddin Hoca fıkrasıyla eleştirdiniz. Muhalefeti küçük düşürmeye çalışıyorsunuz, Meclis’in eksikliğini üzerinize almıyorsunuz. Unutmayın, o eksikliğin içinde siz de varsınız. Bir Nasreddin Hoca fıkrası da benden... Hocanın evinden büyük bir gürültü gelmiş. Komşular kapıya üşüşmüş. Sormuşlar: Hayrola Hocam, bir şey mi oldu? “Yok bir şey” demiş, “cüppem merdivenden yuvarlandı...” Az sonra kolundaki, yüzündeki sıyrıklar kanamaya başlayınca, sözün arkasını şöyle getirmiş: “Cüppenin içinde ben de vardım.” Kaygılarımla... TANRIKULU’NDAN DESTEK ‘Ayrımcılık zarar verir’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, 18. İstanbul Caz Festivali kapsamında Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi’ndeki konser sırasında Kürtçe şarkı söyleyen Aynur Doğan’ın protesto edilmesini “akıl almaz bir ayrımcılık ve dışlama” olarak nitelendirirken “yeni bir Ahmet Kaya vakası yaşanmaması” uyarısında bulundu. Tanrıkulu, yaptığı açıklamada “sanatçı Aynur’un Kürtçe şarkı söylemesi nedeniyle protesto edilmesinin barış ve kardeşliğe büyük zarar veren bir durum olduğunu” vurguladı. Tanrıkulu şu değerlendirmeleri yaptı: “Ülkemizin neresinde ne acı varsa bu hepimizin ortak acısıdır. Ama bu acının sebebi ne Kürtçedir, ne de Kürtçe şarkı söyleyen Aynur’dur. Kürtçe şarkıya tahammül edemeyen bir ortamda barış, kardeşlik ve birlikte yaşama konusunda nasıl yol alınacağı merak konusudur. Başta siyasiler olmak üzere bütün kanaat önderleri ve tüm toplum söylemlerindeki ve eylemlerindeki nefret, dışlama, ayrıştırma, küçümseme, yok sayma ve aşağılama unsurlarını temizlemelidir. Ne zaman ki bu ülkede insanlar en temel insan hakkı olan anadilinde şarkı söyleme hakkını hiçbir baskı, şiddet ve protesto görmeden gerçekleştirir işte o zaman gerçek bir demokrasi ve barıştan söz edilir.” Hopa’da ‘av’ sürüyor İlçedeki eylemlerden sonra başlayan gözaltı furyasının devam ettiği iddia edildi. ÖDP, polisin ‘cadı avı’ yürüttüğünü ve tutuklu sayısının 21 olduğunu söyledi ANKARA (ANKA) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim döneminde Hopa’da düzenlediği miting öncesi yaşanan ve polisin attığı gaz bombası sonucu emekli öğretmen Metin Lokumcu’nun yaşamını yitirdiği protesto gösterileri sonrası başlayan gözaltı furyasının sürdüğü bildirildi. ÖDP Hopa eylemleri sonrasında güvenlik kuvvetlerinin adeta bir “cadı avı” yürüttüğünü belirterek “Bu haftanın bilançosu İstanbul’da ev baskınları, Ankara’da tutuklama. Ankara’da eylemler sonrasında tutuklama sayısı 21 oldu” bilgisini verdi. Açıklama yapan ÖDP Genel Başkan Yardımcısı Önder İşleyen şunları kaydetti: “Adana’da ailesinin yanında göz altına alınarak Ankara’ya getirilen arkadaşımız Eda Dişkaya tutuklanarak Sincan F Tipi Cezaevi’ne gönderildi. Böylece Ankara’da yapılan eylemde tutuklananların sayısı 21 oldu. Hopa tutuklamaları AKP’nin toplumsal muhalefetle hesaplaşma operasyonudur. Bu yolla toplumsal muhalefet sindirilmeye çalışılmaktadır. Medyadan polise ve yargıya uzanan F tipi örgütlenme toplumsal muhalefeti terorizmle özdeşleştirmek için her tür demokratik eylemi, terör eylemi ilan etmeye çalışmaktadır. Bilinmelidir ki, Metin Lokumcu’ya sahip çıkmak, onun çevresi olmak bir onurdur. Hopa halkının isyanı ve ülkenin dört bir yanındaki eylemlerde yükselen ses haklıdır. Bu sesle sokakları doldurmaya devam edeceğiz.” ‘Acı ortak acıdır’ 25. yılda kardeşlik çağrısı HD’nin kuruluş yıldönümü nedeniyle stanbul Şubesi tarafından yapılan açıklamada herkes insan haklarını savunma hakkını korumaya davet edilerek “Herkesi, insan hakları ve özgürlük için çalışmaya, barış ve kardeşliği yüceltmeye ve şiddet unsuru barındıran tüm eğilim ve düşüncelere, savaşlara karşı mücadele etmeye çağırıyoruz” denildi. Abdülbaki Boğa tarafından yapılan açıklamada HD’nin 25 yıllık geçmişinde 27 şube ve 7 temsilciliği ile yaklaşık 10 bin üyesi ile Türkiye’nin en eski ve en büyük insan hakları örgütü olduğu belirtildi. 25 yılda HD hakkında bin soruşturma ve dava açıldığı belirtilen açıklamada yönetici ve üyelerinden 22’sinin öldürüldüğüne dikkat çekildi. Açıklamada yer alan OcakTemmuz 2011 tarihleri arasında toplam 555 kişinin maruz kaldığı hak ihlalleri şöyle sıralandı: Dur ihtarına uymadığı gerekçesiyle 1 kişi ölüdürüldü. 415 erkek, 28 kadın, 52 çocuk gözaltına alınırken bunlardan 119’u tutuklandı. 89 kişi gözaltında işkence ve kötü muamele gördüğünü belirtirken 136 kişi gözaltı dışında işkence gördüğünü savundu. Başvurulara göre cezaevlerinde 58 kişi işkence kötü muamele gördü. 25 kişi, kolluk kuvvetleri tarafından tehdit edilirken, toplumsal gösterilerde güvenlik güçleri tarafından dövülen ve yaralanların sayısı 152 kişi. Özel güvenlik görevlilerince kötü muameleye 12 kişi maruz kalırken 1 kişi okulda şiddet gördüğünü öne sürdü. AYNUR DOĞAN’DAN AÇIKLAMA ‘Sanat kardeşliktir’ Haber Merkezi 8. İstanbul Caz Festivali kapsamında “Suyun Kadınları” konserinde, Kürtçe şarkı söylediği için protesto edilen sanatçı Aynur Doğan, “Her ne yaşamış olursak olalım biz sanatın kardeşlik olduğunu göstermeye devam edeceğiz” dedi. Protestoyu anlatan Doğan, “2 şarkı seslendirdim. 3. parçaya başlarken bir gürültü duymaya başladım. Sonra karşılıklı yuhalama sesleri yükseldi ve pet şişeler, minderler atıldı. Durum ciddi bir hal alınca sahneden indim” dedi. Aynur Doğan, en çok böyle bir zamanda protestoya maruz kaldığı için üzüldüğünü belirtti. Doğan, “Beni yuhalamaları belki o kadar önemli değil. Ama burada üzerinde düşünülmesi gereken en önemli konu ‘yan yana oturup bir konser izleyememek’. Bu Türkiye adına çok hüzün verici...” diye konuştu. “Türkçe türkü söyle. 13 şehidin daha kanı kurumadı” sözlerini duymadığını sözlerine ekleyen Doğan, “Bu konserin yapılacağı ve birçok dilde şarkılar söyleneceği aylar öncesinden belliydi. Yapılanları bir provokasyon olarak algıladım” dedi. EVL KADINLARIN SADECE BEKÂRLIK SOYADLARINI KULLANMALARINA ONAY VER LD Kadının da artık soyadı var ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara 11. Aile Mahkemesi, evli bir kadının, yalnızca bekârlık soyadını kullanmak için açtığı davayı kabul etti. Karadeniz Teknik Üniversitesi Sürmene Deniz Bilimleri Fakültesi Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği bölümünde araştırma görevlisi olarak çalışan Hatice Yılmaz Yüksekyıldız, 13 Ocak 2011’de, evlilik soyadının iptaline ve yalnızca bekârlık soyadını kullanmasına karar verilmesi talebiyle dava açtı. Aynı zamanda uluslararası gemilerde 3. kaptan olarak ça Meclis TV’ye sınırlama geldi Haber Merkezi TBMM çalışmalarını ve liderlerin grup toplantısındaki konuşmalarını canlı olarak yayımlayan Meclis TV’ye sınırlama getirildi. Yeni alınan karara göre Meclis TV, haftada üç gün, 14.00 19.00 arasında canlı yayında olacak. İktidar partisi, muhalefetin canlı yayınları propaganda aracı olarak kullandığını savundu. Kısıtlamanın nedeninin muhalefetin kürsüdeki konuşmaları, “propagandaya çevirmesi” olduğu belirtiliyor. MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, alınan karar için “Meclis’i susturma girişimidir” yorumunda bulundu. CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi karara tepki göstererek TBMM Başkanlığı ve TRT’yi göreve çağırdı. Meclis Başkanvekili AKP’li Sadık Yakut konuyu “görüşeceklerini” belirtti. ‘Türkiye adına hüzün verici...’ Hatice Yılmaz Yüksekyıldız’ın yalnızca bekârlık soyadını kullanmak için açtığı dava mahkeme tarafından kabul edildi. lıştığını, birçok ülkeye “Yılmaz” soyadıyla girdiğini ve mesleğinde bu soyadıyla tanındığını ifade eden Hatice Yılmaz Yüksekyıldız, birey olarak, kendi soyadını kullanma hakkının kişiye sıkı sıkıya bağlı, devredilemez hak olduğuna dikkati çekti ve Türk Medeni Kanunu’nun 187. maddesinin, Türki ye’nin onayladığı uluslararası sözleşmelere aykırı olduğunu ifade etti. Dava, Ankara 11. Aile Mahkemesi’nde görüldü. Dahili davalı Ercan Yüksekyıldız da eşinin kendi soyadını kullanma isteğini kabul ettiğini dava sürecinde mahkemeye bildirdi. Hâkim Mustafa Karadağ da davanın kabulüne karar verdi. Hâkim Karadağ’ın yazdığı gerekçeli kararda, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ve Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Uluslararası Sözleşmesi’ne atıfta bulundu. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle