18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 17 TEMMUZ 2011 PAZAR 4 HABERLER Türkiye’yi ziyaret eden ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’dan terör ve anayasa mesajı Havaalanında da Damak Keyfi Olabiliyormuş Sevgili, Önce bir fıkra ile başlayalım. Marsilya’nın esprileri ve palavralarıyla ünlü iki kahramanı vardır. Marius ve Olive. Öykü bu ya, bir gün Olive’in oğlu gelmiş, palavracı ve açıkgöz Marius’un oğluna caka satmış: Dün doğum günümdü, babam bana alüminyum çatal, kaşık, bıçak getirdi, üstlerinde, “Sevgili oğluma” yazıyordu. O da bir şey mi, demiş beriki, geçen Noel, babam 12 kişilik komple gümüş çatal bıçak takımı getirdi, hepsinin de üstünde “Marsilya Gar Lokantası” yazıyordu. Ne zaman gar lokantalarından söz açılsa aklıma hep bu fıkra gelir. Gar lokantaları, aaah gar lokantaları... Demiryolcu büyük babamın peşine takılarak gidip masanın bir köşesine sıkıştığım cennet mekânları! Rakının yalnız su ve buzla değil, Türkiye’nin sorunlarıyla beyazlandığını ilk kez gördüğüm yerlerdi oralar. Beni ömür boyu peşinden koşturan gar lokantaları, demiryollarını “mefahiri milliye” (ulusal övünç) olarak algılayan bir ülkenin halkçı trenlerine binilen, Avrupa ülkelerine oranla alçakgönüllü ve tenha garlarının mekânlarıydı. 19. yüzyıl Avrupası’nda ise gar lokantaları şık yerlerdi. Tren de zaten kıyı kentleri için vapurla birlikte, uzun yolculukların tekeline sahipti, henüz ne otobüsler, seyahati avamlaştırmış ne de otomobiller yolculuğu özelleştirmişti. Şık insanlar trenlerin şık kadife kaplı birinci mevki vagonlarında seyahat ederler, gar lokantalarının mükellef sofralarında otururlardı. O trenlerde, ünlü roman kahramanların refakatinde veya film yıldızlarının eşliğinde çok yolculuk ettim de illa o gar lokantaları konusundaki merakımı gideremedim. Dediğim gibi, benim gar lokantalarım popülerdi, demiryolcu mekânlarıydı, onun için de bambaşka bir havaları vardı. Son yıllarda Paris’te, Belle Epoque’un o gar lokantaları ihtişamını çağrıştıran birkaç yer açıldı, ama çoğunda aradığım ve gerçekte var olup olmadığını bilmediğim, tadı bulamadım. Bende hem tat hem ambians açısından unutulmaz anılar bırakan ise İstanbul Limanı Yolcu Salonu binasının en üst katındaki “Liman Lokantası”dır ki bir zamanlar metropolün, sayıları iki elin parmaklarını geçmeyen seçkin mekânlarından biriydi. Konuğa gösterilen özen, masa örtüsünden çatal bıçaktan başlardı ve mekân, bana göre dünyanın en güzel liman manzarasına bakardı. Uçak, yolculuğun süratini arttırırken boyutunu da değiştirdi. İster yolculuğun başlangıcında olsun, ister aradaki transit beklemelerde, havaalanlarında güzel restoranlardan çok hoş barlar arayanlar takımından oldum hep. Bende bu duyguyu uyandıran, yemeğin uzun zamana yayılması alışkanlığı ile uçağın hızı arasındaki çelişki mi bilmiyorum. Ama dediğim gibi havaalanları bende uzun ve keyifli yemek isteği uyandırmıyor. Daha doğrusu uyandırmıyordu ta ki 4 Temmuz Pazartesi günü yerli ve uluslararası birçok havaalanında catering hizmetleri veren TAV’ın Yeşilköy Atatürk Hava Limanı İç Hatlar binasında açtığı “Tadında Anadolu”daki enfes Anadolu tadlarıyla bezenmiş unutulmaz akşam yemeğine kadar. Doğrusu, hiç düşünmemiştim havaalanında, şöyle yerleşik bir yemeği, uluslararası mutfak yerine Anadolu tatlarından oluşan mönüyle taçlandırmayı. Anadolu’nun yoğurtlu, soğuk fasulyeli mısır çorbasının ardından, deniz börülcesi, cibez, sübüra, fava, manca, sakız murcu, deniz fasulyesi, rahip köftesinden oluşan ordövlerin (beyaz şarapla tatmanızı tavsiye ederim) ardından oruk yaprak ciğer, domates soslu yerli biberle devam eden mönünün tümünü yazmaya kalksam yerim yetmeyecek. Ama kavun karlamayı sorbet olarak sunmalarındaki isabeti belirmeliyim. “Tadında Anadolu” self servis hizmet sunan, uçak yolculuğuna yeni boyut katan, güzel bir mekân. Market kısmından Anadolu tatlarından ürünler de almak mümkün. Eh demek ki bundan böyle artık ben havaalanlarında da lezzet peşinde koşup, 10 yıl önce Heatrow’da ünlü Guinnes birası yüzünden Washington uçağını kaçırmam gibi birçok menzile rötarla varmak durumunda kalacağım. Bravo TAV’a ! ‘Desteğimiz sarsılmaz’ BAHADIR SEL M D LEK ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, anayasa reform sürecine Türkiye’deki bütün siyasal partilerin ve siyasal yelpazenin dahil edilmesini isterken terör konusunda da net mesajlar verdi. Clinton, “Türkiye’ye desteğimiz kaya gibi sarsılmazdır” dedi. Clinton ikili temaslarına dün Fener Rum Patriği Bartholomeos ile görüşerek başladı. Fener Rum Patrikhanesi’nde gerçekleşen ikili görüşme basına kapalı yapıldı. Buradan Aya Yorgi kilisesine geçen Clinton, mum yakıp dua etti. PERDE ARKASINDA KAYGILAR VE BEKLENT LER Edinilen bilgiye göre, Davutoğlu ile görüşmesinde Clinton, iki ülke arasındaki siyasi ve askeri ilişkilerin iyi seviyede olduğunu dile getirerek ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi gerektiği üzerinde durdu. Davutoğlu, Clinton’a, Ortadoğu ülkelerindeki gelişmelere ilişkin görüşlerini aktardı ve bu konuda değerlendirmelerde bulunuldu. Clinton, Balkanlar konusundaki kaygılarını dile getirdi ve bu konuda Türkiye ile siyasi ve teknik temasların devam etmesini istedi. Kıbrıs konusunda ise Türk tarafının yapıcı olduğunu belirten Clinton, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs’la ilgili çabalarına destek olacaklarını söyledi. Terörle mücadelede işbirliği konusunun nasıl arttırılabileceğinin de gündeme geldiği görüşmede, füze kalkanı konusunda ise temas içinde olunması kararlaştırıldı. Clinton’a, ran temasları hakkında da bilgi aktaran Davutoğlu, ran’ın nükleer programı konusunda görüşmelerin sürmesi gerektiğini kaydetti. ‘En köklü ilişkiler’ Clinton daha sonra Dışışleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile bir araya geldi. Baş başa görüşme sonrasında verilen çalışma yemeğinin ardından düzenlenen basın toplantısında ilk sözü alan Davutoğlu, TürkiyeABD ilişkilerinin modern dönemin en iyi yapılandırılmış, en köklü diplomatik ilişkileri arasında olduğuna dikkati çekti. Davutoğlu, ABD Başkanı Barack Obama’nın ziyaretinde kullandığı, “model ortaklık” tanımının son iki buçuküç yıldaki yoğun temaslarla önemini bir kez daha ortaya koyduğunu söyledi. Terör konusuna değinen Davutoğlu, “Bu konuda teröre karşı gösterilmesi gereken uluslararası daya nışma ihtiyacını vurguladık. Bu konuda TürkAmerikan ilişkilerinin bundan sonra da teröre karşı mücadelede en etkin şekilde kullanılmasının önemini bir kez daha ele aldık” diye konuştu. Başsağlığı... Clinton ise konuşmasının başında Diyarbakır’da şehit olan 13 asker için başsağlığı dileğinde bulundu. Sözlerini “ABD, bölgesel istikrarı tehdit edenlere karşı müttefikimiz Türkiye ile yan yanadır. Türkiye ve onun güvenliğine olan bağlığımız kaya gibi sağlam ve sarsılmazdır” diye sürdüren Clinton, AKP hükümetinin anayasa reformu konusunda ise kritik mesajlar verdi. “Türkiye’nin önündeki anayasa reform süreci ile ilgili genç Türklerden bugün ifade ve din özgürlüğü konusundaki sınırlamalar hakkında endişeleri duydum. Aynı zamanda bu sürece sivil toplumun ve bütün siyasi partilerin dahil edileceğini umuyoruz” görüşünü kaydeden Clinton sözlerini şöyle sürdürdü: “Umuyorum ki yakın bir zamanda Heybeliada Ruhban Okulu’nu açmak gibi ek adımlarla Türkiye, demokrasisinin gücünü ve değişen bir bölgede liderliğini vurgulayacaktır. Ortadoğu ve özellikle Kuzey Afrika’daki insanlar, daha köklü demokrasilerden, Türkiye’nin deneyimlerinden ders çıkarmak istiyor. Türkiye’nin tarihi, demokratik gelişmenin aynı zamanda sorumlu liderliğe bağlı olduğunu gösteriyor. Bu liderlik, diğer ülkelerdeki sonraki nesil liderlere destek olmalı ve yol göstermelidir.” ‘Suriye halka bağlı’ ANKARA VE STANBUL Clinton’a protestolu karşılama ANKARA/İSTANBUL(Cumhuriyet) ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’un Türkiye ziyareti, ABD’nin Ankara Büyükelçiliği binası önünde ve İstanbul’da protesto edildi. Ankara’daki elçilik binası önünde bir araya gelen Halkın Kurtuluş Partisi üyeleri, “Emperyalistler, işbirlikçiler, ne Büyük Ortadoğu Projeniz ne Genişletilmiş Ortadoğu Projeniz ne de Yeni Sevr Planınız asla hayat bulmayacak” yazılı dövizler açtı. Halkın Kurtuluş Partisi İl Başkanı Sait Kıran, Clinton’un ziyaretinin nedeninin “Libya Temas Grubu 4’üncü Dönem Toplantısı” olarak göründüğünü ancak asıl nedenin “Füze Kalkanı Projesi”ni Türkiye’ye kabul ettirmek olduğunu öne sürdü. Söz konusu projenin Türkiye ile İran’ın arasını açacağını savunan Kıran, “ABD, planlarını bir bir uygulamaya çalışıyor. Bu projelerin hiçbirisi halkların çıkarına hizmet etmiyor” diye konuştu. Conrad Oteli’ndeki görüşmeye, ABD’nin Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone ve ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Philip Gordon’un yanı sıra CHP milletvekilleri Faruk Loğoğlu ve Osman Korutürk de katıldı. (AA) Clinton, ABD’nin Suriye’yle ilgili nasıl bir süreç izleyeceğine ilişkin bir soru üzerine, “Suriye halkının siyasi ve ekonomik reform iradesini konuştuk. Dün, bugüne kadar en büyük protestolara şahit olduk ve doğrudan hükümete Suriye halkının reform arzusunu dile getirme çabasıydı bu. Aynı zamanda hükümetin barışçıl protestoculara karşı gerçekleştirdikleri şiddeti gördük elbette. Suriye’nin geleceği Suriye halkına bağlıdır” dedi. “2012 yılı başında Kıbrıs’ta bir referandum yapılması konusunda ülkenizin duruşu nedir” sorusu üzerine de Clinton, ABD’nin çok aktif bir şekilde Kıbrıs halkına 2004’te sunulan referandumu desteklediğini ancak bunun sonucunun kendilerini hayal kırıklığına uğrattığını söyledi. Clinton şunları söyledi: “Şu andaki Kıbrıs’taki statükonun hiç kimsenin yararına olduğunu düşünmüyoruz. Gereğinden fazla süredir devam ediyor. İki tarafın da bir anlaşmadan yararlanabileceğini düşünüyoruz. Yenilenmiş ve yeniden enerji kazanmış BM’nin çabalarını destekliyoruz ve Kıbrıslıların kendileri bundan sorumlu. Biz 2012 yılına kadar iki bölgeli, iki toplumlu federasyon görmeyi arzu ediyoruz. Bunun, BM’nin söylediği, Türkiye’nin ve ABD’nin inandığı bir şey olduğunu biliyorum.” ‘Kıbrıs hayal kırıklığı’ CHP’den Kandil uyarısı Kılıçdaroğlu, Clinton’la görüşmesinde terörle mücadeleyi gündeme taşırken herkesin katkı vermesi gerektiğini belirtti Hillary Clinton, temasları kapsamında iktidarın yanı sıra TBMM’de grubu bulunan muhalefet liderleriyle de görüştü. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Clinton’a “Kandil’deki yapılanmaya karşı ABD daha aktif bir politika izlemeli” dedi. Clinton, Başbakan Tayyip Erdoğan’la görüşmesinin ardından Kılıçdaroğlu ile bir araya geldi. reform sürecini takip ettiği anlaşıldı. Clinton, Kılıçdaroğlu’na, yemin konusunda “Sizin oradaki tavrınızını takip ettik, belli bir mutabakat sağladıktan sonra yemin ettiniz. Bu anlaşılabilen bir durumdur” dedi. Kılıçdaroğlu da Türkiye’deki demokraside geriye gidiş olduğunu, kuvvetler ayrılığının artık geçerli olmadığını, yargı bağımsızlığının zedelendiğini, basın üzerinde baskılar olduğunu anlattı. Clinton, Arap ülkelerindeki halk hareketlerine CHP’nin bakışını sordu. Kılıçdaroğlu da ülkelerin egemenlik ve toprak bütünlüğüne halel getirilmemesine vurgu yaptı. Clinton Ermenistan’la imzalanan protokolleri anımsattı. Clinton, Kılıçdaroğlu’na CHP’nin bu konudaki tavrını sordu. Kılıçdaroğlu da “AKP bu konuda bize bilgi vermiyor. Biz talep ediyoruz. Bizimle hiçbir diyalog kurmadılar” yanıtını verdi. Clinton, BDP Grup Başkanı Selahattin Demirtaş’la da 20 dakikayı bulan bir görüşme yaptı. Demirtaş, çıkışta yaptığı açıklamada, “Sorunlarımız olmakla birlikte biz gelecekten umutluyuz. Her gün sorun ve sıkıntı yaşayan bir ülke olsak da biz kendi sorunlarımızı çözebilecek güçlü bir demokratik muhalefete, demokratik potansiyele sahibiz. Görüşlerimizi bu şekilde ifade ettik” diye konuştu. MHP’nin lideri Devlet Bahçeli ile bir araya gelemeyen Clinton, Grup Başkanvekili Meral Akşener ile yarım saatlik bir görüşme yaptı. TGB’den eylem ABD Dışişleri Clinton, Beyoğlu’nda katıldığı program sonrası Türkiye Gençlik Birliği üyesi Erkan Can Çakıroğlu tarafından protesto edildi. Restoranın karşısındaki evinin penceresinden Türk bayrağı açarak slogan atan gösterici, polisi harekete geçirdi. Polis ekipleri binaya yönelirken Clinton’un konvoyu da hareket etti. Gözaltına alınan Çakıroğlu, “PKK’ye silah veren ABD Dışişleri Bakanı Clinton’u ağırlıyoruz. Ne konuşuyoruz? Milyonlarca Müslümanı nasıl öldürebiliriz, bunu konuşuyoruz” dedi. Demirtaş’a 20 dakika Erdoğan görüşmesi... Clinton, daha sonra Başbakan Tayyip Erdoğan ile bir araya geldi. Dolmabahçe’deki Başbakanlık Çalışma Ofisi’ndeki kabul, 1.5 saat sürdü. Görüşmede terörle mücadele konusunda ortak tavır ve işbirliğini sürdürme konusunda mutabakat sağlandığı öğrenildi. Libya Temas Grubu’nun İstanbul’da önceki gün yaptığı toplantının başarısı üzerinde duruldu. Görüşmede füze savunma sistemi de gündeme geldi. NATO çerçevesinde sürdürülen görüşme ve müzakerelere devam edilmesi kararlaştırıldı. Davet ABD’den geldi Edinilen bilgeye göre, görüşme konusunda CHP’ye davet ABD tarafından geldi. Görüşmede Clinton, Türkiye’deki duruma ilişkin bir taktim yaptı. Clinton’ın sözlerinden kendisinin TBMM’deki yemin olayını takip ettiğini, demokratikleşme sürecindeki gelişmeleri ve anayasa HSYK KARARNAMES STANBUL’U KAPSIYOR CAN’IN FADES N ALAN 2 POL S 3 özel yetkili mahkeme daha ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ergenekon ve Balyoz gibi davalara, özel yetkili mahkemelere yenileri eklendi. HSYK, CHP’nin, kaldırılması için teklif verdiği özel yetkili mahkemelere 3 daha eklenmesine karar verdi. HSYK İstanbul Adliyesi’nde görevli 227 hâkime ilişkin müstemir yetki kararnamesini yayımladı. HSYK’nin müstemir yetki kararnamesiyle İstanbul’da 15., 16. ve 17. özel yetkili ağır ceza mahkemeleri kuruldu. HSYK, kararnameyle yeni kurulan İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı’na İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi üyesi Ali Alçık’ı, İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı’na İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi Üyesi Resul Çakır’ı ve İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı’na İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi üyesi Gökmen Demircan’ı görevlendirdi. ‘Tarihi ve saati değiştirdik’ Huber’de sürpriz görüşme Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Başbakan Tayyip Erdoğan, dün programlarında yer almadığı halde Tarabya’daki Huber Köşkü’nde bir araya geldi. Üsküdar’daki evinden sabah saatlerinde çıkan Başbakan Erdoğan, sürpriz bir şekilde, stanbul’da bulunan Cumhurbaşkanı Gül’ün kaldığı Tarabya’daki Huber Köşkü’ne gitti. Basına kapalı gerçekleşen görüşme, 2 saati aşkın sürdü. Cumhurbaşkanlığı’ndan verilen bilgiye göre, programda olmayan görüşme, son anda gelişti. Görüşmenin özel nitelikte olduğu ve Cumhurbaşkanı Gül’ün eşi Hayrunnisa Gül ile Başbakan Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın da hazır bulunduğu belirtildi. Başbakan Erdoğan, Huber Köşkü’nden çıktıktan sonra Dolmabahçe’deki Başbakanlık Çalışma Ofisi’ne geçti. Görüşmenin içeriğine ilişkin açıklama yapılmadı. Sokak ortasında infaz KOCAELİ (AA) Kocaeli’nin Kartepe ilçesinde köprü girişinde plakası tespit edilemeyen beyaz bir otomobilden kimliği henüz belirlenemeyen kişi ya da kişilerce İlknur Büyükyazıcı adlı kadına ateş açıldı. Büyükyazıcı, olay yerinde yaşamını yitirdi. Polis, olayla ilgili soruşturma başlattı. Kadının, eski eşi tarafından vurulduğu, olay sırasında 6 yaşındaki oğullarının da yanlarında bulunduğu öne sürüldü. 5 adliye birleşti Kararnameyle İstanbul Ağır Ceza Merkezi’ne bağlı olarak faaliyet gösteren Fatih ve Şişli adliyeleri, Beyoğlu Ağır Ceza Merkezi ve bu yere bağlı Sarıyer Adliyesi ile birlikte Bakırköy Ağır Ceza Merkezi’ne bağlı olarak faaliyet gösteren Eyüp Adliyesi, İstanbul Adliyesi ile birleştirildi. Savcı Kiremit eşine ağladı İstanbul Haber Servisi Bakırköy’de savcısı Yunus Kiremit’in eşi Mine Kiremit, (47) Ataköy’deki lojmanı önünde ağır yaralı bulundu. Tüm müdahaleye karşın kurtarılamayan Kiremit’in bazı komşuları, kadının 5’inci kattaki evinin penceresini sildiği sırada düşerek yaşamını yitirdiğini söyledi. İstanbul Haber Servisi Gözaltına alındıktan 22 gün sonra yaşamına son veren genç mimar Onur Yaser Can’ın ifadesini alan iki polis, “evrakta sahtecilik” suçundan önceki gün yargıç karşısına çıktı. İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan Narkotik Şube Müdürlüğü’nde görevli polisler Soner Gündoğdu ve Salih Bahar, suçlamaları reddetti. 28 yaşındaki Can’ın ifadesindeki maddi hataları düzeltmek için ikinci kez ifadeye çağrıldığını söyleyen polisler, “Yoğunluktan dolayı tarih ve saat hatalarında düzeltme ihtiyacı doğdu. Onun aleyhine bir değişiklik yapmadık. Polislerden şikâyetçi olan baba Mevlüt Can, “Dosyada imzası olan bütün polisler yargılanmalı” diye konuştu. C MY B C MY B Eski ifadesini ona gösterdikten sonra imha ettik” dedi. Polisler, Can’ın ilk ifadesini imha ettiklerinde ve Onur’u ikinci, üçüncü kez ifadeye çağırdıklarında tutanak tutmadıklarını söyledi. Onur’un emniyete girişinde doktor raporuna gerek duyulmadığını ifade eden polislere, “Onur’a ifadesinin bir örneğini alabileceğini söylediniz mi” diye soruldu. Polisler Can’ın tüm yasal haklarının hatırlatıldığını söyledi. Aile şikâyetçi oldu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle