23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 TEMMUZ 2011 CUMA CUMHUR YET SAYFA HABERLER Hukukçular, Şengün’e verilen cezayı ‘Ayrıkotlarını temizleme operasyonu’ diye yorumladı: 7 ‘Tehdit ve gözdağı’ HÜLYA KESK N Ergenekon duruşmalarının başladığı 20 Ekim 2008’den bu yana davaya bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Heyeti Başkanı Köksal Şengün’ün görev yerinin değiştirilmesine tepkiler sürerken HSYK’nin kararı hukukçular tarafından “yargıya tehdit” olarak değerlendirildi. İstanbul Barosu Başkanı Doç. Dr. Ümit Kocasakal, Şengün’ün Bolu’ya atanması ile ilgili “Bu Beşiktaş Adliyesi’ndeki ‘son ayrıkotlarını da temizleme’ operasyonudur” değerlendirmesini yaptı. ocasakal, “Beşiktaş Adliyesi’nde birileri ‘dikensiz gül bahçesi’ yaratmak istiyor. Yakında İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Şeref Akçay’ın da bir yerlere gönderileceğini düşünüyorum. O da muhalefet şerhleri ile bazı çevrelerde rahatsızlık yaratıyor” dedi. Ergenekon davalarında, CHP İzmir Milletvekili ve gazetemiz Yazarı Mustafa Balbay’ın avukatı Aydın Metin, “Bu aşamaya kadar gelen hâkimin görevden alınması stanbul Barosu Başkanı Doç. Dr. Ümit Kocasakal, Köksal Şengün’ün Bolu’ya atanması ile ilgili “Bu Beşiktaş Adliyesi’ndeki ‘son ayrıkotlarını da temizleme’ operasyonudur” değerlendirmesini yaptı. Kocasakal, “ahliye kararı veren ya da tutuklamaların reddedilmesini isteyen tüm hâkimler başka yerlere atandı” diye konuştu. Mustafa Balbay’ın avukatı Aydın Metin de, “Bu yalnızca Şengün için alınmış bir karar değil, HSYK söz konusu kararı ile tüm hâkimleri etkisi altına almaya çalışıyor” dedi. davayı olumsuz etkileyecektir. Yeni atanacak hâkimin kim olacağı yönündeki kararın da ‘oybirliğiyle alınması’ bizim için çok önemli. Savunma olarak bunu gözlemleyeceğiz” diye konuştu. Ergenekon davalarında, Balbay’ın da aralarında bulunduğu sanıkların büyük çoğunluğunun tahliyesi yönünde oy kullanan Şengün’ün Bolu’ya tayin edilmesi konusunda görüşlerine başvurduğumuz Kocasakal, “Vicdanı olan herkes referandumdan sonra oluşan Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) atamalarına bir baksın. Kim hangi özelliklerinden dolayı nereye atandı, bu incelensin. Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemeleri konusunda İstanbul çok kritik bir konumda. Tahliye kararı veren ya da tutuklamaların reddedilmesini isteyen tüm hâkimler başka yerlere atandı” diye konuştu. Hakkında disiplin cezası olan ve soruşturma olan tek kişi o mu? Hayır. Bu bir dayanak bulma çabasıdır. Bu Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemeleri, DGM’leri rahmetle aratıyor. Bu mahkemeler muhalifleri tasfiye etme aracı oldu. Türkiye’de bu mahkemeler yüzünden kimsenin güvenliği kalmadı. Bu özel yetkili mahkemeler, bu HSYK yapılanması tekrar gözden geçirilmeli. Yargının iktidara bağlı olması herkes için tehdittir. Bu çok tehlikeli bir durum” ifadelerini kullandı. SYK yine kimseyi şaşırtmadı Son HSYK yapılanmasıyla yargının bağımlı hale geldiğine dikkat çeken Kocasakal, “Şimdi bir de ‘yürütme ile iş yapan uyumlu yargı’ açıklamaları dolanıyor. Bunları düşündükçe kanım donuyor. Böyle bir şey olabilir mi? Burada bir işbirliği uygulanamaz. Yargı gerekirse idarenin canını da acıtır. Karar kimseyi şaşırtmadı” dedi. Şengün hakkında soruşturma olduğu iddialarına yönelik ise Kocasakal, “Kanıtlanan hiçbir şey yok. H raç’tan önceki en ağır cezadır. Yüzyılın davası olarak bilinen Ergenekon davasının Mahkeme Başkanı için, 40 yıla yakın süredir mesleğini yürüten kıdemli bir hâkim için verilen bu karar son derece düşündürücü” dedi. Söz konusu atama hakkındaki en uygun yorumu Şengün’ün kendisinin “Bu karar gözdağı” cümlesi ile yaptığını söyleyen Metin, “Bu yalnızca Şengün için alınmış bir karar değil, HSYK söz konusu kararı ile tüm hâkimleri etkisi altına almaya çalışıyor. Böyle bir cezanın böyle bir hâkime verilmesi çok istisnai bir durum” diye konuştu. ‘ ktidar cezası’ Yargıçlar ve Savcılar Sendikası (YARGISEN), Şengün’e verilen disiplin cezasını “iktidarın beklentilerini karşılamayan kararlar veren hâkimlerin cezalandırılması” olarak değerlendirdi. Açıklamada “Bu durum HSYK’nin, yürütmeyle aynı eksende hareket ettiğinin de yeni bir kanıtıdır” denildi. ‘Düşündürücü karar’ Balbay’ın avukatı Metin, görev yeri değişikliğinin Şengün’e “yer değiştirme cezası” olarak verildiğini anımsatarak “Yer değiştirme ‘ih Tutuklamalara muhalif kalan mahkeme başkanına verilen yer değiştirme cezası, ceza hiyerarşisinde sondan bir önceki yaptırım Şengün’ü ihraca bir adım Ergenekon soruşturmasında tutuklama kararlarına muhalif kalan ve şerh koyan stanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Heyeti Başkanı Şengün’e verilen ceza, hâkimler ve savcılara “suçlarının” niteliği ve ağırlığıyla orantılı sıralanan hafiften ağıra doğru 7 cezalandırmadan 6. sıradaki oldu. LHAN TAŞCI Erdoğan’dan Denktaş’a ziyaret Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, geçirdiği rahatsızlık sonucu uzun süre tedavi gördüğü Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi’nden geçen hafta Ankara’ya getirilen KKTC’nin Birinci Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ı Bilkent’teki TSK Rehabilitasyon ve Bakım Merkezi’nde ziyaret ederek geçmiş olsun dileğinde bulundu. Ziyarette, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Adalet Bakanı Sadullah Ergin ile Sağlık Bakanı Recep Akdağ da bulundu. (Fotoğraf: AA) ANKARA Özel yetkileri alınarak Bolu’ya tayin edilen Ergenekon davasına bakan mahkemenin başkanı Köksal Şengün’ün meslekten ihraç cezasına ramak kaldı. Çünkü yer değiştirme cezası, hâkimler ve savcılara uygulanacak cezalar silsilesinde en ağır yaptırım olan meslekten ihraç cezasından bir adım önceki yaptırım. Şengün’ün yer değişikliğine karşı çıkan isimlerden 2. Daire üyesi Ali Suat Ertosun’un özel yetkili mahkemelere “neşter” vurulması önerisini dile getirdiği öğrenildi. 12 Eylül 2010’da yapılan anayasa değişikliğinin ardından HSYK yeniden şekillendirilmiş ve üç daire kurulmuştu. Başkanlığını Nesibe Özer’in yaptığı 2. Daire, hâkim ve savcıların; görevlerinden dolayı veya görevleri sırasındaki suç soruşturması ile disiplin soruşturma ve kovuşturması sonucu hakkında kararını verme görevini üstleniyor. Daire üyeleri Ertosun ve Ziya Özcan’ın karşı oyuna karşın 2. Daire’nin Başkan Özer ve üyeler Ahmet Gökcen, Hüseyin Serter, Ali Aydın ve Birol Erdem’in oylarıyla Şengün’e verilen yer değiştirme cezası, hâkimler ve savcılara “suçlarının” niteliği ve ağırlığıyla orantılı sıralanan hafifHSYK: ten ağıra doğru 7 cezalandırmadan 6. sıradaDD ALAR SAB T ki oldu. Hâkimler ve Savcılar Yasası’na gö’e verilen cezaŞengün re, hâkim ve savcılara ya tepkiler üzerine hafiften ağıra doğru HSYK dün bir açıkla“uyarma, aylıktan Açıklamada ma yaptı. kesme, kınama, kagün’ün “Verdiği Şen deme ilerlemesini karar ve muhalefet durdurma, derece şerhleri nedeniyle böyyükselmesini durle bir tasarrufa tabi tudurma, yer değiştirtulduğu” iddialarının me” ve en ağır ceza gerçeği yansıtmadığı olarak da “meslekten belirtildi. Şengün’ün, çıkarma” cezası veErgenekon davasında hakkında soruşturma riliyor. başlatılan bazı şahıszel yetkiliye larla uygunsuz hareket neşter ve ilişkiler kurduğu kaydedildi. AçıklamaŞengün’ün Boda, Şengün’e açılan lu’ya tayin kararıyla soruşturma sonucunda sonuçlanan “iddiaların sabit HSYK’deki görüşolduğu” belirtildi. meler sırasında, özel yetkili mahkemelerin tartışmalı durumu da gündeme geldi. Şengün’e verilen cezaya karşı çıkan üyelerden Ertosun, Ceza Muhakemesi Yasası’nın 250. maddesinde düzenlenen özel yetkili mahkemelerin tamamına “neşter” vurulması önerisini gündeme getirdi. Ertosun’un gündeme getirdiği öneriye göre, HSYK bütün özel yetkili mahkemelerdeki yargıçları ve heyetleri mercek altına alacak. Yapılacak irdelemenin ardından özel yetkili mahkemelerdeki bazı üyeler, diğer mahkemelerde görevlendirilecek. Bu yargıçlardan boşalan yerlere ise HSYK üyelerinin üzerinde mutabakata vardığı isimler atanacak. Ancak bu görüş çoğunluk tarafından benimsenmedi. İstiklal Mahkemeleri, kurulmakta olan yeni devletin önündeki engelleri aşması için zorunluydu. O zorunluluğu, Cumhuriyetin ilanı için toplanan Teşkilatı Esasiye (Anayasa) Encümeni’nde kendisine “Paşam, bu kararı vermezsek ne olur” sorusunu yönelten ve padişahlığın devamından yana olan mebusa, Gazi’nin verdiği yanıt tarih sayfalarına geçmiştir. Mustafa Kemal, bugünkü kuşaklarca haklı olarak antidemokratik karşılanacak cevabında “Hocam, bazı başlar kesilir. Ama yine de Cumhuriyet ilan edilir” demiş ve “Anlaşıldı Paşam” karşılığını almıştır. Gazi ve arkadaşlarının o cevabın yaptırımı olarak kurulmasına önayak oldukları İstiklal Mahkemeleri de, yargı birliğini hiçe sayarak, yasama üyelerinden oluşturulmuş organlardı. Onlar bir süre sonra sözde kaldırıldı. Yurttaşların doğal hâkim beklentilerinin karşısına bu kez Örfi İdare Mahkemeleri çıktı. Asker kişilerin çoğunluğunu oluşturduğu bu mahkemeler de, “demokrasiye geçiliyor” denilerek sahneden çekilirken, vizyona “Özel Yetkili Olağan Üstü Mahkemeler” dönemi açıldı. Daha çok hürriyet vaadi ile iktidara gelen Demokrat Parti’nin, 1954’ten sonra yargıyı Adalet bakanlarının iki dudağı arasından çıkacak emirlerle karar vermeye yöneltmesi, sandıktan çıkmış olan çoğunluğun dümeni kilitlenen bir transatlantik gemisi gibi kayalara çarpmasına yol açtı. O çarpmanın sonunda da, yönetime el koyan Silahlı Kuvvetler’in darbesi, bu kez Yüksek Adalet Divanı adı ile Yargıtay ve Danıştay yargıçlarından oluşmuş bir sistemin önüne devrilmiş yasama ve yürütme erki mensuplarını sanık olarak çıkarttı. Tarihe Yassıada Mahkemesi adı ile geçen o mahkemenin başkanı sanıklara “Sizi buraya getiren güç böyle istiyor” sözleri ile darbeyi yapanların iradeleri altında olduklarını gizlemedi. Size, adalet düzenimizin matruşka kutusu gibi nasıl iç içe girmiş bebeklerden oluştuğunu bu öykü ile anlatmamın nedeni, daha çok demokrasi vaadi ile gelen AKP iktidarının önüne ana muhalefet partisi tarafından konulan bir öneri fırsatının nasıl değerlendirileceği konusunda kafalarda oluşan soruya hep birlikte yanıt aramak isteğidir. CHP, önceki gün TBMM’ye verdiği bir yasa değişikliği ile tabii hâkim ilkesi ile çelişen özel yetkili ağır ceza mahkemelerinin ve savcılarının yerlerini doğal yargı sistemine bırakmasını istedi. Başbakan ve ekibi, bu teklifi gündeme aldırtacak mı, yoksa önüne bariyerler mi koyacak? Dahası sanıkların uzun ve ucu açık tutukluluk sürelerine karşı çıkan Silivri’deki 13 cü Ağır Ceza Mahkemesi’nin Başkanı Köksal Şengün’ün tutumuna bile tahammül edemeyen HSYK zihniyetinin son atama kararı, siyasi iktidar tarafından beğeni ile mi karşılanacak? Yoksa, HSYK üyelerine ayıp ettiniz mi denilecek? Bekleyelim ve görelim. CHP Meclis Grubu’nun önceki gün verdiği yasa teklifi altın değerinde bir fırsat sunmuş oldu iktidara. Ağır bir sınav bekliyor AKP iktidarını. CHP’den Somut Adımlar ŞENGÜN’E GÖZDAĞI TEPKİSİ ‘Muhalif’ yargıçlar kızağa alındı LHAN TAŞCI ‘Direnenler için gereği düşünülüyor’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Köksal Şengün’ün Bolu hâkimliğine atanmasıyla ilgili “Özgürlükleri korumaya kalkışan her saygın yargıç ya sürgüne gönderilmekte ya da soruşturmalarla taciz edilerek susturulmaya çalışılmaktadır. Haksızlıklara direnen ve itiraz edenler için ‘gereği düşünülmüştür’” açıklamasını yaptı. Tarhan düzenlediği basın toplantısında, özel yetkili mahkemelerin kaldırılması için önceki gün verdikleri yasa önerisi hakkında bilgi verdi. “Bu mahkemeler artık iktidarın tüm muhalifleri ve hatta bitaraf olan çevreleri sindirmeye endeksli bir yapıya dönüşmüştür” diyen Tarhan, şöyle konuştu: “DGM orijinli bu mahkemeler kaldırılmalıdır. Bu mahkemeler gücünü kanıtlardan değil işkenceye dönüşen uzun tutukluluklardan almaktadır. Özgürlükleri korumakla görevli yargı artık bu mahkemelerle özgürlüklerin sindiricisi, muhaliflerin ipini çekme aygıtı olmuştur.” Ö ANKARA Ergenekon davasına bakan mahkemenin başkanı Köksal Şengün’ün özel yetkileri alınarak Bolu’ya tayin edilmesi, bu dosyalarda çoğunluktan farklı kararlara imza atan yargıçların tek tek yerlerinin değiştirildiğini bir kez daha gözler önüne serdi. çErgenekon ve Balyoz soruşturma ve davalarında görev alıp tutuklamama ya da tahliye yönünde oylar kullanmalarının ardından yerleri değiştirilen yargıçlardan bazıları şöyle: Oktay Kuban: İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi üyesi Kuban, nöbetçi olduğu sırada aralarında generallerin de bulunduğu 21 sanık ile ilgili tahliye kararı verdi ve bu kararın ardından Eskişehir hâkimliğine atandı. Başkurt ve Canak: Balyoz davasına ba kan İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığını yapan Zafer Başkurt ile Hrant Dink davasının yanı sıra Ergenekon itirazlarını da karara bağlayan 14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Erkan Canak, “Uyuşturucu sanıkları ve avukatlarıyla ilişki’ iddiasıyla yürütülen soruşturma kapsamında bu görevlerinden alındı. Başkurt, Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın tahliyesi yönünde oy kullanmıştı. Başkurt Gebze’ye, Canak ise Sakarya’ya tayin edildi. İrticayla Mücadele Eylem Planı soruşturması davasının tutuklu sanığı Albay Dursun Çiçek hakkında “kaçma ve delilleri karartma şüphesi yok” gerekçesiyle verilen ilk tahliye kararının altında da Canak’ın imzası vardı. Mehmet Faik Saban: İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi üye hâkimi Mehmet Fa ik Saban, albay Dursun Çiçek’in Ergenekon davasında tahliyesine karar veren isimdi. Talebi olmaksızın Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı’na atandı. Zekeriya Öz: “Beklenmedik” bir anda özel yetkileri alındı. İdris Asan: İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi Üyesi Asan Yargıtay üyeliğine seçildi. Yılmaz Alp: İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi üyesi, Balyoz davası kapsamında aralarında emekli Orgeneral Çetin Doğan ve emekli Korgeneral Engin Alan’ın da bulunduğu 14 kişiyi tahliye etti. Alp, özel yetkileri kaldırılarak Fatih hâkimliği’ne atandı. Tuncay Aslan: 9. Ağır Ceza Mahkemesi üyesiyken Balyoz tutuklusu 9 askeri tahliye etti. Özel yetkileri kaldırılan Aslan, Bakırköy hâkimliğine tayin edildi. ‘Sürek avı’ Tarhan, “bugün ülkemizde bir sürek avı yaşandığını” vurgularken de, “Bu sürek avı ile HSYK, bağımsız yargının temsilcisi yargıçları ve savcıları, özel yetkili ağır ceza mahkemeleri ise farklı düşünenleri ‘halletmektedir’” ifadelerini kullandı. CHP Konya Milletvekili Atilla Kart da düzenlediği basın toplantısında, “Hükümetin istediği şekilde karar vermeyen, hukuka uygun davranan bazı yargıçlara karşı intikam duygularıyla işlem yapıldığını” belirterek “Şengün’e karşı yapılan işlemin esasında da bu vardır” dedi. Kart, “HSYK, Adalet Bakanlığı’nın talimatlarıyla görev yapan birimi haline gelmiştir” diye konuştu. AKP Gezen’den tazminat alamadı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ ile Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın da aralarında yer aldığı AKP’li 15 kişinin bir televizyon kanalındaki sözleri ve kendisine ait internet sitesinde yazdığı yazıda, “AKP’ye oy verenleri aptal olmakla itham ettiği” iddiasıyla Müjdat Gezen aleyhinde açtığı tazminat davası reddedildi. Ankara 21. Asliye Hukuk Mahkemesi’ndeki duruşmaya, Erdoğan’ın avukatı Muammer Cemaloğlu ile Gezen’in avukatı Turgut Kazan katıldı. Cemaloğlu, Gezen’in bir televizyon programında, AKP’ye oy verenlerle ilgili olarak “Aziz Nesin kriterleri” dediğini ifade ederek “Bu ifade, ‘aptal’ yerine kullanılmıştır. AKP’ye oy verenler aptal olarak nitelendirilmiş, dolayısıyla hakaret oluşmuştur” dedi. Kazan ise müvekkilinin programa katıldığı tarihte henüz seçimlerin yapılmadığını, müvekkilinin de seçimleri değil, anketleri değerlendirdiğini belirterek, “Aziz Nesin söz konusu ifade nedeniyle beraat etmişti. İleri demokraside de Aziz Nesin’e atıf yapmak suç sayılamaz” diye konuştu. Hâkim Ahmet Metin Tüzün, bu beyanların ardından davanın reddedildiğini açıkladı. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle