23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 15 TEMMUZ 2011 CUMA 16 Ortaöğretim okullarına giriş için tercih süresi 20 Temmuz’da bitecek Tercihler ‘geniş aralıklı’ olmalı KOB ’lere uzaktan eğitim Okan Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi, çevre bölgelerdeki ekonomik sektörlerin bilgi ve teknoloji odaklı üretim yapmaları, bilgi ve teknoloji transferini kolaylaştıracak işbirliği ağlarının ve ortak kullanım alanlarının geliştirilmesi ve işlevsel hale getirilmesi amacıyla “KOBİMe Projesi”ni başlatıyor. Proje kapsamında İstanbul Bilişim Sektörü KOBİ’leri için ortak paylaşımlı bir eöğrenme platformu hayata geçirecek Okan Üniversitesi, bilişim sektöründeki KOBİ’lerde çalışan yaklaşık bin KOBİ personeline uzaktan eğitim verecek.Türkiye Bilişim Sanayicileri Derneği’nin proje ortaklığında yürütülecek uygulama, ilk aşamada 12 ay sürecek. İlköğretim 8. sınıf öğrencilerinin girdikleri SBS sonrası tercih dönemi 20 Temmuz’da bitecek. Yerleştirme sonuçları ise 26 Temmuz’da açıklanacak. Yerleştirme sonuçlarına göre kayıt dönemi ise 15 Ağustos 2011 tarihlerinde yapılacak. Fen Bilimleri Dershanesi SBS Rehberlik Birimi uzmanları, tercih yapacak öğrencilere şu önerilerde bulundular: 1. Tercih listelerinde 12 okul tercih edilecek ve bu liste sadece bir kez oluşturulacaktır. Bu nedenle öğrencilerimizin tercihlerinin geniş bir aralıkta yapılması sağlanmalıdır. 2. Öğrencilerimizin tercihlerinde: a. İlk sıralardaki tercihlerinde kendi başarı sırasının ve yüzdelik diliminin üzerinde başarı sırası ve yüzdelik diliminden öğrenci alan okullara; b.Orta sıradaki tercihlerinde yerleşme ihtimali yüksek olan, kendi başarı sırası ve yüzdelik dilimi içinde olan okullara; c. Son sıradaki tercihlerinde ise yerleşme olasılığı çok yüksek ve kendi başarı sırasının ve yüzdelik diliminin altında olan okullara yer verilmelidir. 3.Yerleştirme işlemi tamamlandığında: Sınava başvuran öğrenci sayısı: 1.070.445 Sınava katılan öğrenci sayısı: 1.054.508 Tercih yapma hakkı kazanan öğrenci Sayılarla 2011 8. sınıf SBS sayısı: 1.009.569 Tüm soruları doğru yanıtlayan öğrenci : sayısı: 921 stanbul’da yeni açılan Anadolu Liseleri 1. Başakşehir TOKİ Kayaşehir Anadolu Lisesi (Kontenjan 300) 2. Çekmeköy Güç kardeşler Anadolu Lisesi (Kontenjan 120) 3.Kartal Hasan Ferruh Özgen Anadolu Lisesi (Kontenjan 150) Takvimden Bir Yaprak Özal’lı yılların “çağ atlatma”“ yavelerinden Tayyip Erdoğan’lı dönemin “Benim 75 tane Kürt milletvekilim ve ileri demokrasim var!” söylemlerine uzayan zamanın tahlilini üniversitelere bırakalım.. Ama yine de bu köşecikten soralım: Tayyip Bey neden kendisini Menderes/Özal ekseninde konuşlandırdı? Bu konuda bir kayıt yok. Her yiğidin yoğurt yemesi farklı da, diyemiyoruz. Çünkü bazılarınınki birbirine çok benziyor. 18 yıl önce “Herkesin Apo’su Kendine” başlığı ile buna parmak basmışız ( 25 Mart 1993, Aktüel dergisi); “Apo ile Turgut Özal arasında benzerlikler çok. İkisi de ‘federasyon düşüncesine’ kapalı değil. İkisi de televizyon ve gazeteler üzerinden siyaset yapmaya meraklı. İkisi de ‘seçilmiş’ ve ‘davetiyeli’ basın mensuplarıyla iş tutmanın yararına inanıyor. İkisi de risk almayı seviyor. İkisi de kendi halkına çağ atlatmaya kendisini programlamış. İkisi de Demirel ile pek anlaşamıyor. İkisi de gündem değiştirmeye bayılıyor. (…) Ancak, Apo ile Özal arasında benzemezlikler de var. Örneğin Apo’nun hem dedesi hem anneannesi Kürt, Özal’ın ise yalnız anneannesi. Apo’nun Ankara Emniyeti Müdürlüğü’ndeki sicilini araştırdık. İşte sicil özeti: ‘Aslen Urfa ili, Halfeti ilçesi, Ömerli Köyü nüfusuna kayıtlı, Ömer’den olma, Ayşe’den 1949 yılında doğma, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi 4. sınıfta 993 numara ile kayıtlı öğrenci. Son olarak Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nu çiğneme iddiasıyla gözaltına alınmış. 4 Aralık 1974 tarihinde verdiği ifadenin doğru olduğuna kanaat getirilerek serbest bırakılmış.’ Eğer SBF öğrencisi Abdullah Öcalan, geçen hafta açıkladığı (18 Mart 1993) ‘siyaset yapma’ kararını, o tarihte verse ve uygulasa ne olurdu? Herhalde o da okul arkadaşı 1971 mezunu Mesut Yılmaz gibi bir başbakan veya Mehmet Keçeciler veya Hasan Celal Güzel gibi bakan olabilirdi. Çünkü Apo, fazla göstermek istemese de iddialı, ihtiraslı ve zeki bir TC yurttaşı. Hemşerisi İ. Tatlıses’in ‘Urfa’da Oksfort vardı da bitirmedik mi?’ sözüne uymuş, Urfa’daki en yüksek okulu bitirmişti: ‘Ş.Urfa Tapu Kadastro Meslek Lisesi’ mezunu olarak ilk resmi görevi birçok edebiyat adamı gibi, tapuda memuriyet olmuştu. Acaba Apo’nun ‘toprak davası’, Kürdistan hayali o günlerde mi başladı? (…) Lise fark derslerini verip Müikiye’ye girmek, kaymakam veya vali olup, tayin edileceği ilk Güneydoğu ilini merkezden kopartarak, ‘Apoland’i kurmak. (…) Osmanlı’nın Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa’nın bu işi nasıl gerçekleştirdiğini öğrenmek üzere, tıpkı Özal gibi bir ara tarihe çok merak sardı. Bu arada fark dersleri verip, üniversite giriş sınavlarına hazırlanıp SBF’ye girmeyi başardı. 4. sınıfa kadar kazasız belasız geldi. Ne oldu ise o son sınıfta oldu. (…) Biraz beklese, kaymakam olarak Cizre’den Şırnak’a her kazayı, kazasız belasız tek tek ‘kurtarma’ olanağına sahipken, sabırsızlığa düşmüş. Güneydoğu’yu topyekun kurtarmak üzere eline silah alıp dağlara vurmuş. Ondan sonrası ise kan, ter, gözyaşı. Apo’nun şahsında, Türkiye siyaseti genç bir lider daha kazanabilir mi? Neden olmasın? Yeter ki, (…) ölen,öldürülen insanların ahları elversin.” Tayyip Bey Menderes/Özal çizgisinde ilerliyor. Öcalan ve PKK de ilerliyor.. Ama ikisinin yolu da Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran siyasi irade ile kesişmiyor... a. Bazı öğrenciler hem asil hem yedek; b.Bazı öğrenciler sadece asil; c.Bazı öğrenciler sadece yedek olarak tercihlerine yerleştirilmiş olabilirler. d. Bazı öğrenciler ise hiçbir tercihine asil ya da yedek olarak yerleştirilmemiş olabilir. 4.Asil listeden kayıt hakkı kazanan öğrenciler 15 Ağustos 2011 tarihleri arasında saat 17.00’ye kadar kayıt yaptırmamaları durumunda bu haklarını kaybederler. 5. Tercihler sonucunda yapılacak olan yedek yerleştirmelerde açık kalan kontenjanın 8 katı kadar öğrenci yedek listede yer alacaktır. 6.Öğrencinin asil listeden kayıt hakkı kazandığı okula kayıt yaptırması, yedek yerleştirme dönemlerinde daha üst sıralardaki tercihine yerleşmesine bir engel oluşturmayacaktır. ’nde 6 yeni program Tohum Otizm Vakfı Özel Eğitim Okulu’ndan bu yıl 6 öğrenci mezun oldu. Okul bahçesinde düzenlenen mezuniyet töreninde, öğrenciler diplomalarını aldıktan sonra keplerini de attı. Otizmli öğrencilerin hazırladığı gösterilerin de sahnelendiği törende “Bando Takımı” ve “Grease Müzikali” izleyenlere hoş anlar yaşattı. Özyeğin Üniversitesi, 20112012 akademik yılına altı yeni lisans programıyla girmeye hazırlanıyor. Üniversitede, Girişimcilik, Bankacılık ve Finans, Hukuk, Psikoloji, İktisat ve Sivil Hava Ulaştırma İşletmeciliği bölümleri açılacak. Tüm öğrencilerin farklı oranlarda burs alarak okuduğu Özyeğin Üniversitesi’nin bu yılki toplam kontenjanı ise 717 öğrenci. Özyeğin Üniversi tesi’nin yapımı bu yıl tamamlanan Çekmeköy kampusunda yaşam, Ekim 2011’de başlayacak. Yeni kampusta, 20112012 akademik yılı itibarıyla 450 kişi kapasiteli yurtlar, 1.500 öğrenci kapasiteli akademik öğrenim yapıları, teknolojik ve modern 15 uygulamalı laboratuvar, öğrenci merkezi, kütüphane, yemekhane, 350 kişi kapasiteli oditoryum, açık sportif ve rekreatif alanların faaliyete geçmesi hedefleniyor. ‘Öfkelenin!’ MER Ç VEL DEDEOĞLU K M K ME DUM DUMA BEH Ç AK İnsan Hakları”nı kabul etmiş; laik ve demokratik olduğunu “beyan” etmiş bir ülkedeki “yönetim”e; “hukuk devleti” ilkesini “çiğneme” özgürlüğünün de kesinlikle “tanınamayacağı”nı vurgular. Ne var ki yukarıda yazılan ilkeleri kabul ve beyan etmişTürkiye’de, “AKP” iktidarının Başbakanı R. T. Erdoğan, “tilkinin denetimsiz özgürlüğünü”, birkaç kat aşan, “Ben yaptım oldu!”, “Kanun benim!” yaklaşımıyla ve Hessel’in dediği gibi “kendisini” ülkenin “efendisi” olarak gören “Hitler”i aratmayacak bir anlayışla ülkeyi yönetmektedir. İnsan haklarına bu boyuttaki bir “tecavüz” karşısında Hessel: “İlk aşama kayıtsız kalmamak, ‘öfkelenmek’ ise ‘ikinci’ ve ‘belirleyici aşama’, “EYLEM”e geçmektir” diyor. Ayrıca sık sık gençlere sesleniyor: “Bu dünyada katlanması mümkün olmayan şeyler vardır. Bunları görmek için iyi bakmak gerekir. (...) En kötü tavır kayıtsızlık, ilgisizliktir. ‘Elimden bir şey gelmez, ben kendi işime bakarım’ demektir. Böyle davranıldığında, insanlığı oluşturan ‘temel değer’lerden birini yitirirsiniz; ‘öfkelenme yeteneği’ni!” Hessel’in kitabında birçok kez yinelediği “öfkelenin!” çağrısını her okuduğumda, gözlerimin önüne “öfke”den çakmaklaşan gözleriyle Sevgili Türkân Erkin belirdi. O da, “genç” kalmış “yürekli”lerden biri. “Öfke”sini o güzelim Türkçesiyle, dolgun sesiyle bıkmadan usanmadan açığa vuruyor. Bu da yetmiyor ona; gelen geçenin yoğun olduğu bir cadde üstündeki evinin pencerelerine yapıştırdığı Atatürk posteriyle, sloganlarla sesleniyor insanlara; “olup biteni kanıksamayın!” diye. Kuşkusuz, “Hessel”in “ikinci aşama” dediği “eylem”lere de katılıyor. Eylemlere katılım cılız olunca da, “Neden bu kadar azız?” sorusuyla yine öfkeleniyor. Haklı; ülkede öfkelenen öfkelenene; ama ikinci aşamaya, “eylem”e yoğun olarak çoğu kez geçilmiyor, geçilemiyor. Oysa eylem, “anayasal” hakkımız; kuşkusuz yasal çerçevede kalarak. Üstelik Stephan Hessel de uyarıyor: “Belirleyici olan eylemdir!” diye. Bu vurgulamanın, çağrının bizim için çok önemli olması gereken bir “süreç” yaşıyoruz. Kulak verelim, sonra da “katılalım”! Otizmli öğrencilere diploma [email protected] [email protected] C MY B C MY B 18 Haziran’da, “2. Kartal Kitap Fuarı”nda, “Cumhuriyet Kitapları” standındaki imza etkinliğinde aldım “Öfkelenin!” kitapçığını. Bundan söz etmemin nedeni, kitapçığın adının “Sinirlenin!” olarak aklımda kalması; görevliden de bu adla istemem, onun da hiç duraksamadan “Öfkelenin!”i bana uzatıvermesi. Demek, “sinirlenme” ile “öfkelenme”yi “anlamdaş” olarak görüyoruz, diye düşündüm Bilge Stephane Hessel’in küçücük ama ünü büyük kitapçığını elime aldığımda. Bilgilerimizi tazeleyen “Sunuş”u ve kitapçığın bir bakıma birinci bölümünü oluşturan “Önsöz”ü bir yana bırakırsak, Hessel’in “Öfkelenin!” çağrısı tam “18” sayfacık. “Bir solukta okudum!” demeyi somut olarak onaylıyor, kuşkusuz yalnız sayfa sayısıyla değil “içerik” ile de. Kimi tümceleri yineleye yineleye okuyup son sayfalara geldiğimde, Hessel, “öfkelenme” ile “sinirlenme” arasındaki ayrımı ortaya koyuverdi. “Sinirlenme negatif bir sözcüktür; sinirlenmemek gerekir; umutlu olmak gerekir. Sinirlenme umudun inkâr edilmesidir!” diyerek. Ardından da “öfkelenme”ye geçip: “Benzersiz zenginliklere sahip şu yeryüzünde, bilgi ve iletişim çağı 21. yy’a yaraşır, eşitlikçi, özgürlükçü, adil ve çevreci olan, sermayenin diktatörlüğüne hayır! diyen bir düzen için sivil, barışçıl bir başkaldırıdır öfkelenmek” diyor. Bu “93’lük genç” şöyle de sürdürüyor sözlerini sakin sakin: “Yetti artık! Olup bitenlere duyarsız kalmayın; liberal masallara kanmayın. (...) Uluslararası finans pazarı diktatörlüğünün etkisi altında da kalmayın; sizlere empoze edilen bu dünya baskısından tiksindiğinizi, kızdığınızı gösterecek insana has en basit tepkiyi verin! ÖFKELENİN!” Bunun yanında, uzun soluklu bir yaşamın kazandırdığı deneyimlerine dayanarak da: “Öfkelenmenin hedefi daha fazla adalet, daha fazla özgürlüktür!”; ama istenen bu özgürlük, “kümesteki tilkinin denetimsiz özgürlüğü değildir!” uyarısında da bulunuyor haklı olarak. “Bu uyarı”, “özgürlüğü”, “terör örgütü”nü destekleyip besleyerek isteklerini alma “özgürlüğü” olarak görenler için olduğu gibi; “Evrensel Ç ZG L K KÂM L MASARACI [email protected] BULMACA SEDAT YAŞAYAN HAYAT EP K T YATROSU MUSTAFA B LG N [email protected] OTOBÜSTEK LER KEMAL URGENÇ [email protected] YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Çoğaltılacak nesnenin en kusursuz, en gelişkin örneği. 2/ Aralıksız yinelenen ve artık düşünmeksizin yapılan eylemlerin tümü... Dar, uzun ve hafif bir yarış kayığı. 3/ Göçebelerin konak yeri... Moritanya’nın para birimi. 4/ Divan şiirinde meyhaneci, tasavvufta ise tarikat şeyhi anlamında kullanılan sözcük. 5/ Küçük mağara... Su kaynağı. 6/ Lantan elementinin simgesi... Divan şiirinin ölçüsü. 7/ Mitoloji... Bir cetvel türü. 8/ Havadaki su buharı... Argoda gizli yere verilen ad. 9/ Ayrıca değerli taşlarla süslü olmayan, altın ya da gümüşten yapılmış kuyumculuk işleri. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SOLDAN SAĞA: 1/ Petrolden elde 1 edilen renksiz, yanıcı ye gaz halinde 2 ki hidrokarbon. 2/ 3 Mora dönük canlı 4 kırmızı renk... Osmanlılarda gece 5 bekçisi. 3/ “Deni 6 zayısı” da denilen 7 fok türü... Gözleri görmeyen. 4/ Titan 8 elementinin simge 9 si... Ayak direme. 5/ 1 2 3 4 5 6 7 8 9 Kötü bir durumdan kurtuluş; felah... Bir ilimiz. 6/ 1 B A T A R Y A A Saçların tümünü ya da bir 2 A L A C A R O L bölümünü tepede topla 3 T A A N T İ K A yarak yapılan yüksekçe 4 A C A R A F Y topuz. 7/ İstanbul ilinde, 5 R A N E K A R Türkiye’nin en uzun ma6Y T A K A N A K ğaralarından biri... Bir noÜ ta. 8/ Kuru fasulye, soğan 7 A R İ F A N E 8 O K R A U R ve maydanozla hazırlanan K Ü R E zeytinyağlı bir yemek... 9 A L A Y Azerbaycan ve Kars yöresinde yaygın telli bir çalgı. 9/ Üzeri küçük çerezlerle süslü ekmek dilimi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle