22 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 15 TEMMUZ 2011 CUMA 12 Beşiktaşstone Beşiktaş ve Galatapalace da Galatasaray olur” deniliyor. Kuşkusuz, yabancı oyunculara bu resmi kayıt dışında da ödemeler yapılıyor. Kulüp yöneticilerinin Türk ekonomisinden daha büyük pay almak hevesinin yanı sıra basında da başrolde olmak için “zuladan” ödeme yaptıkları biliniyor. Şikede kullanılan da “zula” değil mi? Son yıllarda “Bizans Sermayesi”nin yerine “Yeşil Sermaye”nin girmek istemesinde bu şike olgusunun parmağından da söz ediliyor.  3 büyüklerin değeri 1 milyar lirayı aştı.  Takımlarımızın en önemli gelirlerini TV yayınlarından, bahis oyunlarından aldıkları payların yanı sıra bilet paraları, reklamlar, hamilerin katkıları, başarı ödülleri ve özel mağaza satışları oluşturuyor. Bu girdiler takımların ligdeki derecelerine göre değişiyor. Örneğin geçen mevsim şampiyon Fenerbahçe TV yayınından 63 milyon lira, bahisten 5 milyon lira; sonuncu Kayserispor ise 16 ve 3 milyon lira aldılar.  Spor kulüplerinin hisseleri de borsada değerlendiriliyor. Örneğin şike olayından sonra Fenerbahçe borsada 394 milyon dolar yitirmişti. Ancak birkaç gün içinde önce yüzde 19, yüzde 11 ile toplamda bunun 226 milyon dolarını geri alabildi. Bir süre önce İstanbul borsasında vurgun yapan bazı kişiler tutuklanmıştı. O da borsanın şikesiydi. At yarışlarında da şike olmuyor mu? Üniversite giriş sınavlarında da şike olmuyor mu? Benim anlamadığım bir başka nokta var. Merkez Bankası son ödemeler dengesinde ne idüğü belirsiz diyebileceğim 5.3 milyar doların Türkiye’ye girişine yer verdi. Dikkat edin “milyon” değil “milyar” dolar! Bu “sıcak” para ile borsada yeni alımlarla bazı hisseleri yükseltilmeyecek mi? Yükseltilecek, yükseltilecek, ondan sonra donmaya başladığında satılıp kazançlar tekrar yurtdışına çıkartılmayacak mı? Bu da bir çeşit, hem de milyar dolarlık “yasal şike” değil mi? DIŞ HABERLER [email protected] ABD’den Kıbrıs baskısı ELÇ N POYRAZLAR Futbola Yıldırım Düştü! düştü! Bu yazı yazıldığı Türk futboluna “yıldırım” ana kadar futbol arenasında tutuklananların sayısı 31 idi! “Şike” savı, denize atılan taş gibi daireler halinde büyüyor, dalgalanıyor; dalgalandıkça da Türk spor dünyası çalkalanıyor. Futbol karşılaşmaları önemli bir “ekonomi dalı” olunca TC Merkez Bankası da “Dış Ödemeler” dengesine “futbol” kalemini ekledi. Bu kaleme göre Türkiye, yurtdışından alınan yabancı oyuncular için 52 milyon dolar (yaklaşık 83 milyon lira) ödemiş, gönderilenler karşılığında 16 milyon dolar (yaklaşık 25.5 milyon lira) girmiş. Futbolcu alışverişinde 52.5 milyon liralık açık vermişiz. Takımlar, ister yabancı, ister yerli oyuncu alışverişlerinde büyük paralar ödeyerek yeni oyuncu alır, posası çıkmış limona dönen ya da başarısız oyuncularını düşük bedelle satınca kendi bütçelerinde de oldum olası açık verirler. Milliyet gazetesinde “transfer gelir giderlerinden doğan açığın yüzde 79’unun yabancı oyuncu alımından” kaynaklandığını yazan Güngör Uras’ın verdiği son beş yıldaki açık tablosu olarak şöyle: Futbol dünyasından bazı ekonomi istatistiklerine yer verelim:  Tüm Avrupa’da futbol ekonomisinin değeri 23 milyar lira, Türkiye’de ise 1.1 milyar lira.  Avrupa’da oyuncu alımında uygulanan gelir vergisi yüzde 30– 50 oranında değişiyor. Türkiye’de oran 1. ligde yüzde 15; 2. ligde ise yüzde 10. Aynı değerde geliri olan bir doktor, avukat, mühendis bunun 2, 3 katı, işçi ise 2 katı vergi ödüyor. Yabancı yıldızların son yıllarında Türkiye’ye gelmelerinin temeli bu vergi olgusudur. “Oran artarsa yabancılar kaçar, sonra Fenergarden Fenerbahçe, Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi’nin başkanı başta olmak üzere bazı kongre üyeleri Türk askerinin Kıbrıs’tan çekilmesi gerektiği mesajı verdi teleyerek “Temmuz 1974’te Türk askeri egemen Kıbrıs topraklarını işgal etti ve bu düşmanca, saldırgan eylemin sonunda 5 bin Kıbrıslı Rum öldü ve 200 bin Kıbrıslı Rum da evlerinden sürüldü” ifadelerini kullandı. her bir Türk askerine iki Kıbrıslı Türk’ün düştüğünü” söyleyen RosLehtinen, “Bu böyle devam edemez, bu kabul edilemez” diye konuştu. Türk hükümetine Kıbrıs’taki barış görüşmelerine tam destek verme ve Rum lider Dimitris Hristofyas ile KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun vardıkları anlaşmaya uyma çağrısında bulunan RosLehtinen, “Kıbrıslı liderler Kıbrıs’ın birleşmesine yönelik koşulları Ankara’nın perde arkası baskıları ve koşulları olmaksızın müzakere edebilme özgürlüğüne sahip olmalı” dedi. Toplantıda konuşan Florida milletvekili Cumhuriyetçi Gus Bilirakis, New York milletvekili Demokrat üye Carolyn Maloney ve New Jersey milletvekili Demokrat üye Frank Pallone da Türk askerinin Kıbrıs’ı terk etmesi gerektiği yönünde mesajlar verdi. WASHINGTON ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Cumhuriyetçi üye Ileana RosLehtinen Türk askerinin Kıbrıs’tan çıkması gerektiğini söyledi. ABD’deki etkili Yunan lobi kuruluşu Amerikan Helenik Enstitüsü (AHI) ABD Kongresi’nde önceki gün “Türkiye’nin Kıbrıs’ı Yasadışı İşgalinin 37. Yıldönümü” başlıklı bir toplantı düzenledi. Toplantıya konuşmacı olarak katılan RosLehtinen, Türk askerinin adaya çıkmasını “kara bir gün” olarak ni nkara barış görüşmelerini desteklesin’ Kuzey Kıbrıs’ta 43 bin Türk askerinin bulunduğunu ileri süren ve “adadaki ‘A Kritik ziyaret BAHADIR SEL M D LEK PLANIN AYRINTILARI NETLEŞİYOR ANKARA ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, hem Libya Temas Grubu’nun dördüncü toplantısına katılmak hem de ikili görüşmelerde bulunmak üzere Türkiye’ye geldi. Bugün “Libya Temas Grubu” toplantısına katılacak olan Clinton yarın Türk yetkililerle görüşecek.. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından kabul edilecek olan Clinton, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile de görüşecek. Clinton’ın ziyaretinin gündem maddelerini Dışişleri Bakanlığı’ndan üst düzey bir yetkili Cumhuriyet’e şöyle sıraladı: Arap Baharı: Arap ülkelerindeki halk hareketleri ve özellikle Suriye’de son dönemde yaşanan olaylar ele alınacak. Türkiye, Clinton’a “Suriye’ye yaptırıma gerek yok, biz zaten Suriye ile konuşmayı sürdürüyoruz ve elimizden geleni yapıyoruz” mesajı verecek. ran: Türkiye, İran ile diyalog kapısının açık tutulması için diplomasinin daha fazla devrede olmasını isteyecek. srail: İsrail’in Türkiye’den özür dilemesi, tazminat talebini kabul etmesi ve Gazze’ye ablukanın kaldırılması için ABD’yi ikna etmeye çalışacak. Irak ve terör: Irak konusunda Türkiye ile ABD arasında sorun bulunmuyor. Terör konusundaki işbirliğinden de Türkiye memnun. Ancak Silvan’da 13 askerin dün şehit edilmesinden sonra Clinton ile yapılacak görümelerdeki terörle mücadele başlığı büyük önem kazandı. Türkiye’nin terörle mücadelede ABD’den daha fazla destek talebi söz konusu. Görüşmelerde ve daha sonra yapılacak basın toplantısında Türk yetkililerin terörle mücadele konusunun önemini net bir dille ortaya koyması bekleniyor. Füze kalkanı: Füze kalkanı meselesi NATO çerçevesinde ele alındığı için anlaşmaya varılsa bile bir anlaşma imzalanması söz konusu olmayacak. Kongre: Kongre’de İsrail Türkiye ilişkileri nedeniyle oluşan Türkiye aleyhtarı bir hava var. Bu havanın ortadan kaldırılması için destek istenecek. Çözüm ilk kez ‘içeriden’ BAHADIR SEL M D LEK NATO’ya protesto NATO kuvvetleri Afganistan’da yine sivilleri vurdu. Ülkenin doğusundaki Host kenti yakınlarında bir köye baskın düzenleyen NATO kuvvetlerinin evlere ateş açtıkları ve 7 sivili öldürdüğü bildirildi. Olayın ardından sokaklara dökülen halk NATO, ABD ve Afgan hükümetini protesto etti. Göstericilerin sayısının bini bulduğu öğrenildi. Güneydeki Kandahar kentindeyse Devlet Başkanı Hamid Karzai’nin öldürülen üvey kardeşi Ahmet Veli Karzai için düzenlenen mevlit sırasında bir camide düzenlenen intihar saldırısında 4 kişi öldü, 13 kişi yaralandı. (Fotoğraf: AP) Ağlayangelinden gelinböceğine! iki Hollandalının Haziranda,de denilen “son Erzurum’dan “ağlayangelin” gelenlerin ölü derileriyle besleniyorlar. Dişleri olmadığı için cilde de zarar vermiyorlar. kalan 57 ters lale soğanını” Bu ilk olay değil! 2009’da kaçırırken 160 türe ait 5 bin bitki ABD’nin başkenti Vaşington ve tohum çeşidi ile DC’de de bir güzellik merkezinin yakalandığından söz etmiştik. sahibi olan John Ho, “doktor Aynı yazıda bir İspanyol doktora balıklardan” salonlarında öğrencisinin 61 “ender” bitki yararlandığını, o tarihe kadar topladığı için yakalandığına, 114 yaklaşık 5 bin kişiye bu bin lira cezaya çarptırıldığına da balıklarca “pedikür” yaptırdığını dikkati çekerek sormuştuk: açıklamıştı. “Ender bitkileri korumak fikri, Dün bizim gazetede “Böcek ancak yurtdışına Casusları” başlıklı bir kaçırıldıklarında haber vardı. Haberde kafamıza dank 6 Çek vatandaşının, ediyor; tıpkı aralarında topluiğne tarihsel, kültürel, başı büyüklüğünde dinsel miras olanlarla birlikte 48 kaçakçılığında türe ait 6 bin kadar olduğu gibi… Bu böceği kaçırırlarken bitkileri korumak yakalandığı için biz ne bildiriliyordu. yapıyoruz?” Böceklerin çoğunu; çocukların Geçen hafta gazetelerimize “uçuç”, genç kızların “gelin”, İsveç’ten bir haber yansıdı. geçkinlerin dilekte bulundukları İsveç’te bir güzellik merkezi “uğur” böceği oluşturuyordu. sahibi olan Maria Karlström, Uğurböceklerinin larvaları ve Türkiye’de tatilde iken Sivas’ın yetişkinleri, yaprakbitleri ve Kangal ilçesinin ünlü “doktor koşniller denilen zararlı balıklarından (garra rufa)” 500 böcekleri yediklerinden doğal tanesini ülkesine götürmüş, mücadelede kullanılıyor. Küçük Türkiye’den nasıl çıkardığını boylarına karşın çok faydası var. açıklamamış. Çeşitli nedenle rahatsız Bırakın yurtdışına çıkması, edildiklerinde ayaklarını altına Kangal’dan başka alıp ölü taklidi Türkiye’de herhangi yapıyor, tehlike bir yere geçtikten sonra gönderilmesine izin çok iyi uçuyorlar. verilmeyen bu Anımsarım, balıkların tanesine topluca da dokuzar lira ödemiş. görülen Bayan Karlström uğurböceklerini mart ayında, Bodrum’da bir Skövde kentindeki Doktor balıklar pedikürde. tatil sitesi çam güzellik salonunda ağaçlarına zarar bir akvaryum yaptırmış ve verecek düşüncesiyle balıkları İsveçli bayanların ilaçlayarak yok etmişti. Bunları bacaklarının güzelleşmesine yok ederek, zararlı böcekleri sunmuş! güçlendirdiklerini 37 dereceye varan sıcaklıkta düşünmemişlerdi. yaşayan, 10 santime kadar Ne dersiniz, biz büyüyebilen bu ender balıkların koruyamadığımıza göre dişleri yok. O ısıda suda yiyecek koruyanları mı desteklemeliyiz? bulamayan balıklar, Kangal’da Yoksa koruma bilincini mi kaplıcalarda tedavi görmeye geliştirmeliyiz? ANKARA Kıbrıs Rum kesiminin 1 Temmuz 2012’den önce AB dönem başkanlığını devralması öncesinde Türkiye’nin çabalarıyla Kıbrıs sorununun çözümü için hızlandırılan sürecin ayrıntıları netleşmeye başladı. Süreç, Kıbrıs’ta 46 yıllık müzakere döneminde birçok ‘ilk’i de beraberinde getiriyor. Daha önce BM genel sekreterlerinin “iyi niyet” misyonu çerçevesinde doğrudan müdahil olduğu süreçte bu kez BM “kolaylaştırıcı” sıfatıyla yer alırken, öngörülen plan ilk kez Kıbrıs içinden şekillenmiş olacak. Henüz adı bulunmayan plan, 2004 yılında referanduma sunulan Annan Planı formatında olmayacak. Kıbrıs Rum kesiminin “Kıbrıs Cumhuriyeti” sıfatıyla AB dönem başkanlığını devralacağı 1 Temmuz 2012 tarihine 1 yıl kala Kıbrıs diplomasisi hız kazandı. BM’nin şekillendirdiği beş aşamalı süreç işlemeye başladı. Taraflar, ekim ayı başında New York’ta buluşacak. 1 Temmuz 2012’den önce çözüm konusunda net bir tablonun ortaya çıkması için 2011 yılı bitmeden bir planın şekillenmiş olması büyük önem taşıyor. Anlaşma taslağının bahar aylarında Kıbrıs’ta halkoyuna sunulması gerekiyor; çünkü yeni kurulacak ortaklık devletinin dönem başkanlığını devralması konusunda AB’nin gerekli hukuksal ve yönetsel değişiklikleri ve düzenlemeleri yapması için zamana gereksinimi bulunuyor. Yıl sonundan önce anlaşma taslağına dönüşecek olan planın ayrıntılarında ise Kıbrıs’ın görüşme sürecinde yaşanan birçok “ilk” bulunuyor. Çözüm Kıbrıs içinden: Daha önceki planlar ve süreçler doğrudan BM genel sekreterleri tarafından şekillendiriliyordu. 80’li yıllarda dönemin BM Genel Sekreteri olan Peres de Cuellar’ın belgesi, 90 yıllarda görev yapmış olan Butros Gali’nin “Fikirler Dizisi” son olarak da 2004 yılında referanduma sunulan ve yine Genel Sekreter Kofi Annan’ın adıyla anılan plan çözümü getirmedi. Planın ilk kez adanın içinden ve tarafların yürütmekte olduğu görüşmeler sonucunda şekillenmesi söz konusu olacak. Planın adı yok: Kıbrıs görüşmelerinde ilk kez bir hazırlanma sürecindeki bir planın adı konmadı. BM’nin misyonu: BM Genel Sekreteri bu kez, “iyi niyet misyonu” çerçevesinde doğrudan görüşmelere müdahil olmuyor. BM Genel Sekreteri Ban Kimun, De Cuellar, Gali ve Annan’ın aksine sadece süreç içinde “kolaylaştırıcı” bir işlev üstlenmiş durumda. İRAN URANYUM ZENGİNLEŞTİRİYOR Dağın altında nükleer tesis Dış Haberler Servisi Batılı istihbarat örgütlerinin, İran’ın Kum kentindeki bir dağın altına gizlediği bir uranyum zenginleştirme tesisini ortaya çıkardığı bildirildi. İngiltere’de yayımlanan Telegraph gazetesinin haberine göre, istihbarat kaynakları, Fordov tesisin henüz hazırlık aşamasında olduğunu söylediler. Uzmanlar, İran’ın nükleer programını yeraltına taşımasının, Tahran rejiminin nükleer silah üretme çabasında son aşama olabileceğini belirtiyorlar. Fordov tesisinin tespit edilmesinin ardından Tahran, hava ve füze saldırılarına karşı korunma amacıyla inşa edilen tesisin varlığını kabul etti. İran nükleer programının başındaki isim Feridun Abbasi, bu ay başında, İran’ın yüzde 20 oranında zenginleştirilmiş uranyum üretimini üç katına çıkaracağını duyurmuştu. BM müfettişleri ise İran’ın geçen yıl saflık derecesini yüzde 3.5’ten yüzde 20’ye çıkardığı uranyumdan 56.7 kg. ürettiğini, bu miktarın, nükleer silah üretimi için gereken miktarın yarısı olduğunu bildirmişti. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle