18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 TEMMUZ 2011 CUMA CUMHUR YET SAYFA [email protected] KÜLTÜR şu ki Montaigne’in evlat edinmiş olduğu Marie de Gournay’ın, yazarın ölümünden hemen sonra “Denemeler”in kendi elyazısı ile notlandırmış olduğu metinleri yayına hazırlamasıyla başlayan bu çalışmalar, dört yüz yıl boyunca kesintisiz sürmüş, sonunda da, “Denemeler”in hazırlıklarına Fransa’da 1906 yılında başlanan ve Montaigne’in 400. doğum yıldönümüne rastlayan 1933 yılında tamamlanan ünlü “Bordeaux Baskısı” (Edition Municipale) ile doruğuna varmıştır. Bu olguların Batı’da Montaigne’den sonra yetişen kuşaklar için taşıdığı anlam, şudur: “Denemeler”in yazarının ölümünden sonraki her yeni kuşak bu kişi ile ilişki kurduğunda kendisinden önceki bir bilim ve düşünce geleneğinin kendisine kadar –bütün tartışmalarıyla, verileriyle ve sonuçlarıyla hazırlamış olduğu bir düşünsel zeminle karşılaşmış, böylece de bu zemine kendi tohumlarını ekerek yeni düşünceler, yeni bakış açıları üretebilme olanağına kavuşmuştur. Daha da kısa, şöyle denilebilir: Batı’nın düşünsel geleneği, Rönesans ile oturduğu yörünge doğrultusunda, Montaigne’in yalnızca varlığıyla yetinmemiş, fakat onu çözümleyecek kuşakları da yetiştirmiştir. Bugünkü yazımı, Prof. Dr. İlber Ortaylı’dan –daha önce de kullanmış olduğum– bir alıntıyla noktalayacağım. Ortaylı, “Abdülbaki Gölpınarlı ve Yeni Nesil” başlıklı yazısında (Tarih Sohbetleri, Profil Yayıncılık, Mart 2011, s. 1315) şöyle diyor: “Türkiye üniversite öğrencisine klasik edebiyat okuması için donanımı veremiyor… (Gölpınarlı) Şifahi bir dönemin ve kültürün insanıydı, hafıza eğitimini esas alan bir neslin mensubuydu, bugün bu yok. Bugün irfan meclisleri de yok. Çünkü insanlar bir araya geldi mi, iki kişinin üçüncüyü dinleme sabrı yok. Dinlemeden konuşan, okumadan yazan insanların dünyasında dinlemek, disiplinle dinlemek, susmak, saygılı bir dikkatle dinlemek ve o şekilde öğrenmek mümkün değildir… Eğer yaşam biçimimizi ve kültürü tevarüs etme kalıplarımızı değiştirmezsek, yukarıda isimlerini hürmetle yaad ettiğimiz hocalar ve Abdülbaki Gölpınarlı hocaları sadece yâd ederiz, yerine yenileri gelmediği için de vah ederiz…” 19 2001’den 2011’e tam 8 filmle dünyayı etkisine alan beyazperde büyüsü gösterime girdi Montaigne Nasıl Özümsenir? Yaklaşık bir aydır, zaten sürmekte olan çeviri çalışmalarımın yanı sıra çok zevkli bir çalışmanın daha içindeydim. Can Yayınları, Stefan Zweig’ın daha önce “Yarının Tarihi” başlığı altında toplamış olduğum denemelerden birini daha bağımsız bir kitap olarak basmaya karar verdi. Bilindiği gibi, daha önce aynı yazarın “Rotterdam’lı Erasmus’un Zaferi ve Trajedisi” başlıklı denemesi de ayrı kitap haline getirilmişti. Şimdi onun yanına “Montaigne”in de eklenmesiyle, Zweig’ın en ünlü iki biyografik denemesi aynı yazgıyı paylaşmış, yani bağımsızlaşmış oluyor. “Montaigne” başlıklı denemeyi yayına hazırlarken bir önsözün yanı sıra, kitabın sonu için “Montaigne’in Yaşamı ve Sonrası” başlıklı bir çalışma daha düşünmüştüm. Bu çalışmada sadece bu büyük hümanistin yaşadığı yılları (15331592) kapsayan kronolojik bir düzenleme ile yetinmeyecek, Montaigne’in ölümünden geçen yüzyıla kadar uzanan süreç içersinde Batı düşüncesi içersinde nasıl bu kadar yaygın ve kalıcı biçimde sindirilebilmiş olduğunun da izini –elimden geldiği kadar– sürmeye çalışacaktım. Bu konuda kaynak araştırmaları yaparken, sadece Montaigne’in Shakespeare üzerindeki etkileri konusuna ilişkin iki buçuk milyona yakın başlığa rastladığımı söylersem, sözünü ettiğim özümseniş ya da sindirilme durumunun ne kadar ciddi olduğu kendiliğinden anlaşılır. Bu başlıklar altında zamanın akışı boyunca sayısız incelemeler, kitaplar ve tartışmalar bir araya getirilmiş. “Denemeler”in yazarının hayatın her alanına ilişkin görüşleri ve düşünceleri, değişen zamanların değişen düşünsel atmosferlerine göre yandaş veya hasım bulmuş. Ama asıl önemli olan Bu son ‘Harry Potter’ ALPER TURGUT 2001’den 2011’e tam 8 film (7 bölüm, uzun final de ikiye ayrıldı) ile dünyayı etkisine alan, önce çocukları, ardından da yetişkinleri peşine takan bir serinin adı “Harry Potter”… Her bölümü sabırsızlıkla beklenen, kitabı okuyanların da en az okumayanlar kadar merak ettiği bu 10 yıllık beyazperde büyüsü, önceki gün gösterime giren serinin son filmi “Harry Potter ve Ölüm Yadigârları 2” ile bizlere veda ediyor. Üstelik final, kitaba neredeyse bire bir sadık… Seriyi takip edenler, zaten kaçırmayacaktır. Ancak yeni başlayanlar için bu son bölüm tek ba10 yıllık ünlü seri, şına bir anlam ifade etmiyor, “Harry Potter ve Ölüm çünkü doğrudan konuya giriyor. Yadigarları 2” ile Ya ilk bölümden başlayacaksınız ya da tutkunlarına veda ediyor. hiç bulaşmayacaksınız. Çek ressam Zdenek Sykora öldü Kültür Servisi Çek Cumhuriyeti’nin tanınmış soyut ressamı Zdenek Sykora, 91 yaşında yaşamını yitirdi. Sykora, 1940’lı yıllarda peyzaj resimlerinden geometrik soyut resimlere geçiş yapmış, 1960’lı yıllarda soyut resimler yaratmak için bilgilsayar yardımı kullanan ilk sanatçılardan olmuştu. Sykora’nın yapıtlarının sergilendiği galeriler arasında Paris’teki Centre Pompidou da yer alıyor. da Staunton, David Thewlis, Julie Walters ve Bonnie Wright. “Harry Potter ve Ölüm Yadigârları 2”yi David Yates yönetti. Senaryo J.K. Rowling’in kitabından Steve Kloves tarafından uyarlandı. Düşmanla son mücadele Harry Potter bir kahraman, büyülü bir dünyada, dostlukla desteklenen bir maceraya atılıyor. Çarpıcı bir serüven bu, inadına akılda kalıcı ve elbette iyiden yana. Evet, zorlu yollar aşıldı, arkadaşlıklar edinildi, şimdi düşmanla son bir mücadele daha var. Harry Potter, Türkiye genelinde 277 kopyayla gösterime girdi. Bundan önceki filmler, ülkemizde 680 bin ile 800 bin arasında izleyici toplamıştı. Her yıl 70’e yakın film çekilen ülkemizde bu seyirci sayısına birkaçı dışında ulaşan olmuyor. Sonuçta, bu bir gişe filmi, ancak kaliteden ödün vermediği de aşikâr. Bundan önceki filmler ülkemizde 680 bin ile 800 bin arasında izleyici toplamıştı. Sonuçta bu bir gişe filmi, ama kaliteden ödün vermediği de açık. Büyücülük dünyası Büyücülük dünyası, Karanlık Lord’un tüm düşmanları için tehlikeli bir yer haline gelmiştir. Uzun zamandır korkulan savaş başlamış ve Voldemort’un Ölüm Yiyicileri Büyü Bakanlığı’nın kontrolünü zorla ele geçirerek terör estirmekte ve kendilerine karşı olabilecek herkesi tutuklamaktadırlar. Ancak, kötülüklerin biricik efendisi Voldemort için en değerli olan ganimeti; Harry Potter’ı hâlâ bulamamışlardır. Seçilmiş kişi artık aranan kişidir ve Ölüm Yiyiciler Voldemort’a “canlı” olarak teslim etmek üzere onu aramaktadırlar. Yazarımızın yazısı elimize ulaşmadığından yayımlayamıyoruz. Eski bir efsane Harry’nin tek umudu Voldemort onu bulmadan Hortkuluklar’ı bulmaktır. İpuçlarını araştırdıkça neredeyse unutulmuş olan eski bir efsaneyi ortaya çıkartır: Ölüm Yadigârları’nın efsanesi. Bu efsane gerçekleşirse, Voldemort aradığı üstün güce erişebilecektir. Aslında Harry’nin geleceği, geçmişte yaşadığı ve tüm geleceğini etkileyen “sağ kalan çocuk” olduğu kader gününde belirlenmiştir. O, artık sadece bir çocuk değildir; Harry Potter, Hogwarts’a ilk adımını attığı günden beri hazırlanmakta olduğu Voldemort’la nihai mücadelesine giderek daha da yaklaşmaktadır. Ve o gün gelir. İyi ile kötünün mücadelesi, büyük kavgası başlar. Büyücülük dünyası, yaşam alanı bulmak için ölümlerden başkaca bir çıkış noktası bulamamıştır. Hemen herkes, gönüllü veya gönülsüz, bu devasa çatışmanın içinde yer alacaktır. Gizli tehdit görünür olmuş, tehlike büyümüş ve güvenli alan kalmamıştır. Son çarpışma, Büyücülük Okulu’nda gerçekleşir. Aslında herkes figürandır, bu hesaplaşma, kahramanımız Harry Potter ve Lord Valdemort’un arasındadır. Filler tepişirken, elbette çimenler ezilecektir. Pek çok yaşam solacak, ancak sonunda iyiler kazanacaktır. Büyük bir pazar Oyuncakları, oyunları, kitapları, filmleriyle büyük bir pazara dönüşen “Harry Potter”, işsizlik maaşıyla geçinen, çocuklu ve boşanmış İngiliz ev hanımı J. K. Rowling’i bir anda dolar milyarderi yaptı ve ülkesinin en zengin kadınına çevirdi. Gerçek hayatta da büyünün karşılığı vardır. “Harry Potter” hayranları için final öncesi bu son durak, beklentileri karşılayacak gibi… Başrollerdeki üçlüyü anlatmaya gerek yok, “Harry Potter” filmleriyle resmen büyümelerine tanık olduk. “Felsefe Taşı”nda çocuktular, bugün Daniel Radcliff 22, Rupert Grint 23, Emma Watson da 21 yaşına geldi. Hatta aşk var artık, hormonlar, kıskançlık var, anlaşılacağı üzere durum hayli fantastik bir hal aldı. Filmin her biri yetenek abidesi olan mükemmel bir de oyuncu kadrosu var; Helena BonhamCarter, Robbie Coltrane, Tom Felton, Ralph Fiennes, Brendan Gleeson, Richard Griffiths, John Hurt, Jason Isaacs, Helen McCrory, Bill Nighy, Miranda Richardson, Alan Rickman, Maggie Smith, Timothy Spall, Imel Borders Kitabevi kapanıyor Dış Haberler Servisi Dünyaca tanınmış Amerikan kitabevi zinciri Borders kapanma tehlikesiyle karşı karşıya. Wall Street Journal gazetesinin haberine göre, firmanın, iflastan kurtulmak için yatırım şirketi Najafi ile yaptığı görüşmeler başarısızlıkla sonuçlandı. Najafi grubunun 215 milyon dolarlık teklifte bulunduğu Borders’ın, anlaşmanın gerçekleşmemesi üzerine müzayede yoluyla satışa çıkarılmadan önce tasfiye kurulu yetkilileri ile görüştüğü bildirildi. Borders Yönetim Kurulu Başkanı Mike Edwards çalışanlara yazdığı mektupta, Najafi gurubunun önerisini geri çektiğini belirterek, yapılacak diğer tekliflerin şirketi kurtarmayı umduğunu ifade etti. Gelişme üzerine Borders 399 şubesini kapatacak, sayısı 11 bini bulan çalışanlarını da işten çıkaracak. Yakın bir tarihte, milyonlarca dolar kaybettiği açıklanan firma, şubat ayında 200 şubesini kapatmıştı. PATRICK WOLF KONSER BUGÜN 2011 TBD Bilimkurgu Öykü Yarışması Bugün aklımıza bile gelmeyecek pek çok alet veya yöntem, ilk ortaya çıktığı dönemde, insanlık için bir devrim yaratmıştı. Örneğin su kabağı, suyu taşıma ve depolamanın yolunu açtığı için mağaralarda yaşayan atalarımızın yaşamına büyük bir kolaylık getirmişti. Ateş, yazı, takvim, tekerlek, barut, pusula, elektrik, çit, buharlı motor, telgraf, telefon, radyo, sinema, televizyon gibi her yeni buluş, dünyamızı öncesinde düşünemeyeceğimiz kadar değiştirdi. Üstelik farkında olmadığımız pek çok gereksinimi yaşamımıza kattı ya da yeni gereksinimlerin ortaya çıkmasına yol açtı. Değişimi yönetebilmenin dolayısıyla gelişmenin yolu, teknolojiyi “tüketmekten” değil üretmekten geçiyor. Teknolojiyi üretebilmek için de öncelikle engin bir “düş gücü” gerekiyor. Bilimkurgu, bilim ve teknoloji kılavuzluğunda işte bu düş gücünü harekete geçiren, deyim yerindeyse “şimdinin tuğlalarıyla” “geleceği inşa eden” bir sanat türü. Bu sanat türü, bilim ve teknolojinin içselleşerek düş dünyamızda boy atmasını sağlıyor... Geleceği bilimkurgu edebiyatı aracılığıyla düşlemek ve inşa etmek için bu yıl on üçüncüsü düzenlenen Türkiye Bilişim Derneği Bilimkurgu Öykü yarışmasına öykülerinizi bekliyoruz... Pasaport krizi çözüldü Arjantinli halk şarkıcısı Facundo Cabral’a veda Kültür Servisi Geçen cumartesi günü Guatemala’da silahlı saldırıya uğrayarak yaşamını yitiren ünlü Arjantinli halk şarkıcısı Facundo Cabral (74), önceki gün düzenlenen cenaze töreniyle sonsuzluğa uğurlandı. Cabral’ın naaşının yer aldığı Arjantin bayrağı ve çiçeklere sarılmış tabut, ilk önce Guatemala’dan Arjantin’e getirilerek Buenos Aires’te bulunan Ateneo Tiyatrosu’nda 24 saati aşkın bir süre, kapalı bir şekilde halkın ziyaretine sunuldu. Ünlü sanatçı, taziyelerin sunulmasının ardından sadece ailesi ve yakın dostlarının katılımıyla gerçekleştirilen özel bir törenle yakıldı. Cabral’ın eşi Venezüellalı psikolog Silvia Pousa, eşinin küllerine ne yapılacağını açıklamadı. Cabral’ın ölümünü araştıran yetkililer, aslında arabayı kullanan Nikaragualı işadamı Henry Farinas’ın öldürülmek istendiğinin düşünüldüğünü açıklamış, sürdürülen soruşturmada iki kişiyi tutuklamıştı. Kültür Servisi 18. İstanbul Caz Festivali kapsamında dün akşam gerçekleştirilmesi planlanan Patrick Wolf konseri bugüne ertelendi. Sanatçının pasaportuyla ilgili bir sorun nedeniyle ertelenen konser bu akşam saat 21.00’de İstanbul Modern’de gerçekleştirilecek. İzleyicilerin 14 Temmuz 2011 tarihli biletleri, bu akşamki konser için de geçerli olacak. Tarih değişikliği nedeniyle biletlerini iade etmek isteyen izleyicilerse, Patrick Wolf 19 Haziran Salı akşamı saat 18.00’e kadar biletleriyle birlikte satın alımı gerçekleştirdikleri gişeye (İKSV’den alanlar İKSV merkezine, Biletix’ten alanlar herhangi bir Biletix satış noktasına) başvurabilir. Konser saatinden sonra yapılacak iadeler için biletin kesilmemiş olması gerekiyor. Ayrıca festival kapsamında bugün Harbiye Cemil Topuzlu Açık Hava Tiyatrosu’nda saat 21.00’de de “Mujeres de Agua Suyun Kadınları” konseri gerçekleştirilecek. Bu konser için ilk kez bir araya gelecek Buika, Aynur, Rita ve Glykeria’ya, Açık Hava’da, İspanyol besteci gitarist Javier Limón eşlik edecek. Türkiye Bilişim Derneği YARIŞMA KOŞULLARI 1. SONUÇ VE ÖDÜLLER Yarışmayı kazanan öyküler, 17 Ekim 2011 tarihinde açıklanacaktır. Ödül olarak birinci gelen yarışmacıya 3000 TL, ikinci gelen yarışmacıya 2000 TL ve üçüncü gelen yarışmacıya da 1000 TL verilecektir. 2. KATILIM KOŞULLARI Yarışmaya Türkiye Bilişim Derneği (TBD) Yönetim Kurulu üyeleri ile TBD Bilişim Dergisi Yayın Kurulu Üyeleri dışında herkes katılabilir. Öykü Türkçe yazılmalıdır. Konu serbesttir, her yazar öyküsünü istediği konuda yazabilir... Öykülerde bilimkurgusal ögeler aranacağı kuşkusuzdur. Öykü, daha önce herhangi bir yarışmada ödül almamış olmalıdır. 2011 yılından önce ya da yarışmaya yollandıktan sonra yayımlanmış öyküler yarışmaya kabul edilmeyecektir. Her yazar yalnızca bir öyküsüyle yarışmaya katılabilir. Dereceye girecek öyküler TBD’nin İnternet sitesinde ya da Bilişim Dergisi’nde yayımlanacaktır. TBD isterse, yarışmayı kazanan öykülerle, seçici kurulun yayımlanmaya değer bulduğu öyküleri kitap olarak yayımlayabilir. Öykülerin İnternet sitesinde, Bilişim Dergisi’nde ya da kitaplaştırılarak yayımlanması için http://www.tbd.org.tr/onayliyorum adresinde bulunan “Onaylıyorum” adlı belgenin yazar tarafından doldurulması ve doldurulan bu belgenin mektupla, faksla ya da taranmış bir dosya olarak eposta yoluyla TBD’ye gönderilmesi gerekmektedir. Onaylıyorum, adlı belgeyi TBD’ye göndermeyen yarışmacılar yarışmaya kabul edilmeyeceklerdir. 3. SEÇ C KURUL Hikmet Temel Akarsu, Bülent Akkoç, Murat Batmankaya, Zarife Biliz, Erdem Erkul, Nezih Kuleyin, M. Ali Özenci, Irmak Zileli. 4. BİÇİM Öykü, yaygın olarak kullanılan bir kelime işlemciyle, “12” büyüklükte “Arial” karakter” seçilerek, yazılmalı ve epostaya ekli bir dosya olarak gönderilmelidir. Gönderilen dosyanın adına öykünün adı verilmelidir. Öykü dosyasının içinde yazarla ilgili hiçbir bilgi olmamalıdır. epostaya ekli diğer bir dosyanın içinde yazarın açık adı, kısa özgeçmişi, açık adresi ve telefon numarası ayrıca varsa internet adresleri bulunmalıdır. Yazarın kimlik bilgilerinin bulunduğu dosyanın adına yazarın adı verilmelidir. Yarışmada rumuz kullanılmamaktadır. Öykü en fazla iki bin sözcükten oluşmalıdır. 5. YAPITIN TESL M Yapıt, 1 Ağustos 2011 tarihine dek [email protected]” adresine gönderilmelidir. Postayla gönderilen öyküler yarışmaya kabul edilmeyecektir. Bilgi ve iletişim için: Ceyhun Atuf Kansu Caddesi 1246. Sokak No: 4/17 Balgat/ANKARA Tel: +90 (312) 473 8215 web: www.bilisimdergisi.org/, e posta: [email protected] C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle