23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 TEMMUZ 2011 ÇARŞAMBA CUMHUR YET SAYFA HABERLER 9 FESTUS OKEY DAVASINDA GERG NL K Anayasa Mahkemesi’nin kararıyla üniversiteden atılanlara geri dönüş yolu açıldı ‘Eğitim hakkı engellenemez’ HÜKÜMDE DEĞ Ş KL K YOK Etnik soyada izin verilmedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Anayasa Mahkemesi, Soyadı Kanunu’nun yabancı ırk ve millet isimlerinin soyadı olarak kullanılamayacağına ilişkin hükmünün iptal istemini oyçokluğuyla reddetti. Yüksek mahkemenin 9 üyesinin aldığı ret kararına Başkan Haşim Kılıç ve 7 üye farklı gerekçelerle katılmadı. Kılıç ve arkadaşları “milli dayanışma ruhu ve milli birliğin, farklılıkları bastırarak değil, onları tanıyarak” mümkün olabileceği görüşünü savundu. Favlus Ay isimli Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, ad ve soyadını Paulus Bartuma olarak değiştirmek için dava açtı. Davacının Süryanice Bartuma kelimesini soyadı olarak kullanmak istemiyle açtığı davada, Midyat Asliye Hukuk Mahkemesi, Soyadı Kanunu’nun “Rütbe ve memuriyet, aşiret ve yabancı ırk ve millet isimleriyle umumi edeplere uygun olmayan veya iğrenç ve gülünç olan soyadları kullanılamaz” hükmünü içeren 3. maddesindeki “... yabancı ırk ve millet isimleriyle...” ibaresinin anayasanın eşitlik ilkesine aykırı olduğu iddiasıyla Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Yüksek mahkemenin iptal istemini oyçokluğuyla reddine ilişkin kararı Resmi Gazete’de yayımlandı. Başkanvekili Osman Paksüt de karşı oy gerekçesinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin ırk esasına göre kurulmadığını belirterek, “Atatürk’ün ‘Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir’ şeklindeki veciz sözünün anlamı Türk milleti kavramının Türk ırkı ile eşanlamlı olmadığıdır” ifadesini kullandı. Meclis önünde eyleme gözaltı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM önünde oturma eylemi yapan PTT işçisi 6 kişi, gözaltına alındı. Dikmen Kapısı’nda bir araya gelen ve kendilerine “Direnişçi PTT Taşeron şçileri” adını veren 6 kişilik grup basın açıklaması yaparak “taşeron işçi uygulamasının sonlandırılmasını ve işten çıkarılanların işe iadelerinin yapılmasını” istedi. Basın açıklamasının ardından, TBMM’de milletvekilleriyle görüşme talebinde bulunmak istediklerini bildiren işçilere, polis izin vermedi. Eylem yaptıkları için ilgili yönetmelik gereği Meclis’e girişlerine izin veremeyeceklerini belirten polis, grubu dağılmaları için uyardı. Oturma eylemi yapan 6 işçi, uyarılara rağmen dağılmayınca çevik kuvvet ekibi tarafından gözaltına alındı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Anayasa Mahkemesi’nin, üniversiteden atılanlara geri dönüş yolu sağlayan Yükseköğretim Kanunu’nun 54. maddesinin iptaliyle ilgili kararının gerekçesi yayımlandı. Gerekçede, “Eğitim ve öğretim kurumlarınca öğrenciler için eğitim ve öğretim faaliyetleri süresince uygulanacak disiplin kuralları içerisinde ağır disiplinsizlik eylemleri için eğitim veya öğretim kurumundan öğrencinin çıkarılmasını öngören düzenlemeler getirilebilirse de bu hakkın kullanımı tümüyle engellenemez” denildi. Yükseköğretim Kanunu’nun, “Yükseköğretim kurumundan çıkarma cezası verilen öğrenciler bir daha herhangi başka bir yükseköğretim kurumuna alınamazlar” konulu 54. maddesini iptal eden Anayasa Mahkemesi kararının gerekçesi Resmi Gazete’de yayımlandı. Gerekçede, bir yükseköğretim kurumundan disiplin cezası ile çıkarılanların, daha sonra tekrar sınava girerek başka bir yükseköğretim kurumuna kaydolamadığı, sınava girseler dahi yaptıkları tercihlerin ÖSYM Başkanlığı tarafından geçersiz sayıldığı belirtildi. Gerekçede, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne Ek 1. Protokolün 2. maddesinde de “Hiç kimse eğitim hakkından yoksun bırakılamaz” denildiğine vurgu yapıldı. Gerekçeli kararda, şunlar kaydedildi: “Anayasanın özüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve laik cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine uygun olarak yasayla bazı sınırlamalar getirilebilirse de bunlar, eğitim ve öğretim hakkını tamamen ortadan kaldıracak nitelikte olamaz... Bir yükseköğretim kurumundan disiplin cezası sonucu çıkarılan öğrencilerin, daha sonra başka bir yükseköğretim kurumunda öğrenimlerine devamını engelleyen düzenleme, yükseköğrenim hakkından yararlanmayı imkânsız hale getirerek hakkın özüne dokunmaktadır.” Avukatların çıkarılması için polis çağrıldı HÜLYA KESK N Beyoğlu Emniyet Müdürlüğü’nün nezarethanesinde 2007’de bir polis silahından çıkan kurşunla yaşamını yitiren Nijerya uyruklu Festus Okey davasında avukatlarla Mahkeme Başkanı İshak Eken arasında sert tartışmalar yaşandı. Mahkeme Başkanı’nın talepleri dinlemeden davayı bitirmek istemesi ve duruşma salonuna avukatların zorla çıkartılması için polis çağırması gerginliği arttırdı. Beyoğlu 4.Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya tutuksuz yargılanan Cengi Yıldız ile müdahillik talebinde bulunmak isteyen avukatlar katıldı. Mahkeme Başkanı Eken, Okey’in kimlik bilgilerine ilişkin daha önce Adalet Bakanlığı’na yazılan yazıya yine cevap gelmediğini ve tekrar son bir kez yazı yazılacağını belirtti. Prof. Dr. Gencay Gürsoy adına müdahillik talebinde bulunacak olan avukat Ömer Kavili de Okey’in ceset teslim tutanağının bulunduğunu belirterek, “Burada ölenin kimliği var. Türk hükümet yetkilileri, cesedi Nijerya’ya teslim ederken kişinin Okey olduğuna ikna oldu ve bu nedenle cesedi teslim etti. Yeniden cesedin kimliği konusunda Nijerya’yla yazışma yapmaya gerek yok. Davanın uzatılmamasını istiyoruz” dedi. Mahkeme duruşmaya ara verdi. Aradan sonra avukatlar duruşma salonuna girmek istedi ancak başkan duruşmanın bittiğini söyledi. Talepler alınmadan duruşmanın bitirilmesine tepki gösteren avukat Kavili, bu uygulamanın hukuka aykırı olduğunu söyledi. Avukatlar ile başkan arasında gergin anlar yaşandı. Başkan daha sonra adliyede görevli polis memurlarına dönerek, avukatlara hitaben “Atın bunları dışarı” diyerek talimat verdi. Tartışmaların büyümesi üzerine Eken salonu terk etti. Avukat Kavili, İstanbul Barosu Yönetim Kurulu’nun temsilcilerini telefonla arayarak adliyeye çağırdı. Baro temsilcileri de olayla ilgili tutanak tuttu. ‘Karikatür hayatın aynası’ Ekibiyle birlikte çıkardığı Harakiri adlı mizah dergisinin henüz ikinci sayısında Muzır Kurulu’na takıldığına dikkat çeken Kutlukhan Perker, çizginin gücüne dikkat çekiyor LEYLA TAVŞANOĞLU V CDAN RETÇ NAN SÜVER ‘A HM kararı dikkate alınsın’ İstanbul Haber Servisi Vicdani Retçi İnan Süver’le Dayanışma İnisiyatifi, İnan Süver’in sağlık durumunun kötüye gittiğini belirterek, derhal serbest bırakılmasını istedi. İnsiyatif üyeleri, AİHM tarafından bir süre önce açıklanan “vicdani ret” kararını anımsatarak, Süver’in vicdani ret itirazının dikkate alınması gerektiğini vurguladı. Taksim’de bulunan İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nde toplantı düzenleyen Vicdani Retçi İnan Süver’le Dayanışma İnisiyatifi üyeleri adına açıklamayı avukat Davut Erkan okudu. 2009 yılından bu yana tutuklu bulunan İnan Süver’in sağlık sorunları nedeniyle hemen tahliye edilmesi gerektiğini belirten Erkan, “Süver’in tekrar ceza alması onun sürekli cezaevinde kalmasına, sağlık durumunun giderek bozulmasına ve daha da ötesinde cezaevinde kendisine zarar verici eylemler içine girmesine neden olmaktadır” dedi. AİHM’nin 7 Temmuz 2011 tarihli bir kararını anımsatan Erkan, “Bu karar uyarınca artık ‘vicdani ret’ hakkı, kişilerin ‘düşünce, din ve vicdan özgürlüğü’ kapsamında değerlendirilmektedir” ifadesini kullandı. Kutlukhan Perker genç bir karikatürcü. ABD’de ünlü New York Times, Wall Street Journal gibi gazetelerde çizgileri yayımlanıyor. Muhafazakâr bir ailenin oğlu. Babası MHP kökenli. Ama anne tarafı CHP’li. Hatta dayısı daha da solda. Sol görüşleri yüzünden cezaevine girip çıkmış. Kutlukhan Perker’in babası muhafazakâr olmasına karşın hiçbir şekilde karikatürle ya da sol yayınlarla ilgilenmesine karşı çıkmamış. Çıkmadığı gibi ona eliyle istediği yayınları da getirmiş. Dedesi Suat Süreyya Saracoğlu Ankara’nın ilk önde gelen matbaacılarından. “Ben bu iki kutup arasında, ama öte yandan da birbirine çok bağlı bir aile içinde büyüdüm. MHP Üsküdar ilçe başkanının oğlu olarak hep Cumhuriyet gazetesi okudum. Ama babam hiçbir zaman bana, ‘Bu gazete niye bu eve giriyor?’ diye sormadı” diye anlatıyor... Perker ünlü gülmece dergisi Leman’ın beyin takımından. Kendi ekibiyle “Harakiri” isimli bir mizah dergisinin daha ikinci sayısını çıkarmaya başladığı sırada olanlar oluyor. Muzır Kurulu’nun hışmına uğruyor ve “Harakiri”nin yayın hayatına son veriyor. Leyla Tavşanoğlu’nun sorularını yanıtlayan Kutlukhan Perker, “Eserleri, özendirici bulmak ve hakaret biçimi olarak kabul etmek sanat eseri tüketmeyen toplumlarda olur” diyor. ‘Cezaya çok şaşırdık’ Perker’le Leman Kültür Merkezi’nde bir araya geliyoruz. “Ne gibi muzırlıklar yaptınız da Muzır Kurulu’nun hışmına uğradınız”, diye sorunca şöyle yanıt veriyor. “Biz hiçbir muzırlık yapmadık diye düşünüyorum. Amacımız hem görsel açıdan güzel, hem de edebi öykülerin yayımlandığı bir dergi yapmaktı. Hatta ilk sayısı çıktığında herkes, ‘Mizah dergisinin fırlama olması lazım. Bu çok edebi olmuş’ dedi. Ama bu tepkiler üzerine Muzır Kurul’dan böyle bir ceza gelince çok şaşırdık.” Peki, “Harakiri”nin neresi muzır bulundu? “Harakiri’de Muzır Kurul’un muzır bulduğu üç hikâye var. Birisi Mehmet Arsoy’un ‘İlişkiler’ isimli köşesi. Bunun muzır bulunmasının gerekçesi insanları evlilik dışı iliş gidemiyoruz.” Bu durumda ne yapacaksınız soruma şöyle diyor: “Yürütmeyi durdurmak için başkilere özendirmesi. Diğer ikisi Ser tekrar geri verirler.” vuruda bulunabiliyoruz. Ama bu hat Gürpınar ve Bahadır Boysal’ın hiyürütmenin durdurulması da kâyeleri. Bu iki arkadaşımızın hiemyize gidilemiyor’ mümkün görünmüyor. Parayı ödekâyeleri de Türk halkını maceraKutlukhan Perker, Harakiri’yi ya dikten sonra bizim kararın bozulperestliğe ve tembelliğe özendir yımlamaktan neden vazgeçti? Bu ması için dava açmamız gerekiyor. mekle suçlanıyor. Aynı anda bir in soruma şu yanıtı veriyor: Bu iş AİHM’e kadar gider diye düsan hem tembelliğe hem de mace“Harakiri’yi çıkarmaktan vaz şünüyoruz. Bakın bizimki bağımraperestliğe nasıl yönlendirilebi geçmemiz Muzır Kurul kararından sız bir mizah dergisi. Biz reklam allir? Böyle bir çelişki olur mu?” dolayı değil para cezası yüzünden. mıyoruz. Bağımsızlığımızın en Aklıma kimin evlilik dışı ilişki Basında bazı yaönemli ilkesi o. Gelirlerisinden kime ne sorusu miz sadece satışa dayalı. geliyor. Kutlukhan PerDolayısıyla reklam almaker gülüyor: dan o kalitede bir dergiyi Harakiri’nin Muzır Kurulu’na takılmasını “O da ayrı bir konu. yaşatmak çok zor. Ayrıca anlayamadıklarını söyleyen Perker, “Amacımız, Muzır Kurul ya kafayı Ben yazançizen insana, kaliteli bir dergi yapmaktı” diyor. takar da yeni cezalar ve‘Senin böyle bir özenrirse? Aslında biz poşete dirme gibi bir derdin var sokulma cezası aldık. Tıpmı’ diye soruyorum. Şaşırıyor. Ayrıca olsa bile kime ne? nıltıcı haberler çıktı. Harakiri’ye kı müstehcen dergiler gibi. Üç hakkımız varmış. İki kere daBir şeyi özendiren ya da hakaret 150 bin lira ceza kesildi dendi. edeni kabul etmek sanat eseri tü Ama öyle değil. Bunun bir hesap ha poşete sokma kararı verirlerse ketmeyen toplumlarda olur. Yıllar lama yöntemi var. Derginin baskı dergiyi daimi olarak poşete sokuönce bir televizyon dizisindeki ka adedinden yola çıkarak net satışmış yorlar. Poşete sokulduğunuz anda pıcı karakteri yüzünden kapıcılar gibi kabul ediliyor. Gelirin yüzde da her sayıda gelirin yüzde kırkıayaklanmıştı. O zaman şöyle bir so 40’ı alınıyor ve bu en yüksek KDV nı alıyorlar, en yüksek KDV oraru akla geliyor: Bundan sonra ci oranıyla çarpılıyor. Bizim örneği nıyla çarpıyorlar ve para cezasını nayet içeren bir çizgi roman yapı mizde çıkan sonuç 150 bin liraya ya tahsil ediyorlar.” lamayacak mı? Bir çizgi romanda kın. Bu tabii bizim yaptığımız heurtdışında farklı evlilik dışı ilişki varsa ve bu özen sap. Aşağı yukarı böyle olacağını dirmek olarak kabul ediliyorsa ci tahmin ediyoruz. İşin kötüsü bir Hürriyet’ten Ertuğrul Özkök’le nayet, hırsızlık çizgi romanı da mahkeme sonucu 150 bin lira para konuşurken taş atan Filistinli çocukyapamayız. Çizgi romanda da, cezasına çarptırılmış olsaydık bize ların attıkları taşların İsrailli askerler edebiyatta da yazarlar, çizerler temyiz kapısının açık olacağıydı. tarafından toplanıp duvar örüldüğühayatta neler yaşanıyorsa onları Ama bu durumda otomatik ceza nü anlatan karikatürünün New York alır bunları kreatif bir yolla bize olarak kabul edildiği için temyize de Times gazetesinde değil ama başka ‘T Sağlık Bakanlığı karar üzerine “Sayın Bakanımız, muayenehane hekimleri ile görüşmeler yaparak gerekli esnekliklerin sağlanması hususunda, ilgili genel müdürlüğümüze çalışma talimatı vermiştir” açıklaması yaptı. C MY B C MY B Y yayın organlarında rahatlıkla yayımlanacağını söylüyorsunuz. Neden? “Bu karikatür ABD’de ‘Progressive’ isimli bir dergide yayımlandı. ABD’yle Türkiye arasındaki anlayış farkları şöyle. Her editörün değerlendirme farkı vardır. Bana göre o karikatür o nedenle New York Times gazetesinde yayımlanmaz. Ama Türkiye ile yurtdışı arasındaki fark şu: Bir editör yayın kararı verirse dışardan bir kurum araya girip, ‘Hayır bunu yayımlayamazsınız’ demez. Bir de diyelim ki benim karikatürüm Progressive’de yayımlandı. New York Times bir daha benim karikatürlerimi yayımlamamazlık yapmaz. ABD’deki en etkili basın meslek dergilerinden Columbia Journalism Review dergisi 2005’te bir sayı hazırladı. Orada New York Times gazetesinin kültür ve sanat haberlerini ucuzlaştırıp popülerleştirmeye başladığı yazıldı. Konuyu kapaktan vereceklerdi ve bir illüstrasyon istiyorlardı. Beni arayıp, ‘New York Times’dan çok tanıdık bir çizgiyi kullanmak istiyoruz,’ dediler. Ben Türk gibi düşündüğüm için korktum. ‘Ya New York Times bana bir daha iş vermezse?’ diye sordum. Güldüler ve ‘Hiç öyle şey olur mu?’ dediler. İnanmadım. New York Times’ın sanat direktörünü aradım. O da güldü ve endişemin yersiz olduğunu söyledi. Karikatürüm yayımlandıktan sonra da New York Times’dan tebrik aldım.” HEK MLER SEV ND REN KARAR Muayenehane kriterlerine ‘dur’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Danıştay 10. Dairesi, Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelik’in 12. maddesindeki muayenehanelerdeki asansör, merdiven ve kapılara yönelik düzenlemelerin yürütmesini durdurdu. Dairenin kararında, daha önce konuyla ilgili açılan davalarda yine 10. Daire’nin “muayenehanelerin fiziki şartlarının bilimsel kurul uzmanlarının görüşü alınarak ve her uzmanlık dalının ihtiyaçlarına göre belirlenmesi gerektiği, bütün muayenehaneler için aynı standartların uygulanamayacağı” yönünde karar verdiği anımsatıldı. Kararda, yönetmelikte fiziki şartların hizmet gereği asgari standart boyutlarını aşar şekilde belirlenmiş olduğu sonucuna varıldığı belirtildi. Bakanlık: Esneklik sağlanacak
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle