23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 13 TEMMUZ 2011 ÇARŞAMBA kultur@cumhuriyet.com.tr 16 KÜLTÜR Büyülü nsanlar İnsanoğlu yeryüzünde varolalı beri büyülü olana sevdalanıp, peşinden gitti. Bu yüzden bütün sanatların kökeninde büyü unsuru temel bir yer tutar. Müzikteki, resimdeki, şiirdeki, oyundaki büyüden etkilenen insan, bu yolla anlatılmazı anlatmanın, hayatı yeniden yorumlayabilmenin yolunu bulabildiğini gördü. Kimi zaman sanatçı, kimi zaman düşünür olarak karşımıza çıkan büyülü insanlar, yaratıcılıklarıyla insanoğluna hep farklı bir dünyanın kapılarını açtılar. Campanella’nın “Güneş Ülkesi”, Thomas Moore’un “Ütopya”sı, Şeyh Bedrettin’in “Ballı incirleri hep beraber yiyebilme” düşü, Karl Marx’ın ete kemiğe bürünebileceğini gösterdiği komünizmi ve daha niceleri insanlığa yaşadığı hayatın da, toplumsal düzenin de çok ötelerinde düşünceler, düşler sunabildi. Zeynep Oral, Cumhuriyet Kitapları arasında yayımlanan “O Büyülü İnsanlar” adlı yeni kitabında, yakından tanıma fırsatı bulduğu çağdaş sanat ve düşünce insanlarından yirmi dördünün rengârenk portrelerini çizmiş. Bu büyülü insanlara ilişkin izlenimlerini, düşüncelerini okurken insan Bertolt Brecht’in o bulunmaz tanımını anımsamadan edemiyor: “Yeryüzündeki bütün sanatlar, hayat dediğimiz yaşama sanatına hizmet etmeye yarar.” Yalnız sanatlarla da sınırlamamalı bu tanımı. Yeryüzündeki her şey, bütün ekonomik, ticari, kültürel etkinlikler insan hayatının kalitesini yükseltmeye, daha iyi bir hayat yaşamalarına yardımcı olmuyorsa neye yarar? Yere göğe konulamayan ekonomik büyüme rakamlarını düşünün. Ülke ekonomileri büyüyor, dünya ekonomisi büyüyor. Ya insanlar? Onların hayatlarında nitelikli bir değişim, gelişme olabiliyor mu? Bunca ekonomik büyüklüğün yaratıldığı yeryüzünde açlık, yoksulluk, hastalıklar, eğitimsizlik ortadan kalkabiliyor mu? O zaman neye yarar bütün bunlar? Servet belirli insanların kasalarına hapsedilecekse, sınırsız mala mülke dönüşecekse neye yarar? O yüzden biz dönüp çağımızın büyülü insanlarının sözlerine, yapıtlarına kulak verelim. Onlar bize hem yapıtlarıyla hem de hayatlarıyla insanoğlunun dünya üzerindeki konukluğunda iyinin, yararlının, güzelin yolunu gösteriyorlar. “O Büyülü İnsanlar”ı okurken yeryüzünde sıradanlığın dışına çıkabilen, yaşam enerjisini yaratıcılığa dönüştürebilen insanların nasıl cennet adaları oluşturabildiğini göreceksiniz. Böyle böyle değişecek dünya. O büyülü insanların kurdukları dünyalar birleştiğinde, bütün bir insanlık olduğunda, dünya insanoğluna yaraşır bir düzene kavuşacak. Sevinmeliyiz ki, ne çok değerli sanatçımız, düşünce insanlarımız var. Onların yaratı dünyaları çevremizi kuşatmış, bizi güzellikler içinde yaşamaya durmadan çağıran varlıkları her an yanımızda, buluşmaya hazır. Raul Midón ve Richard Bona, Arkeoloji Müzesi bahçesinde dört dörtlük bir konser sundu Bir HANDE EAGLE gecesi Kingston’da çıplak bir güneşin ğım seslerdi, onlar en koyu Raul Midón’un altında mıydık, yoksa Arkeolotoprağa gömülmüş müzikal ji’nin bahçesinde pırıl pırıl bir ay köklerdi”. Bence bu Bona parmakları gitarın ışığının gölgesinde mi oturutellerinde dolaşıyor, gitarı için de geçerli... of Blues” yorduk? Keşke Midón da “gö“The Ten Shades evi, gurbeti, yaşam gücü rebilseydi” ne denli etkilendi(2009) albümünden “M’bemğimizi. Etienne Stadwijk’in ba Mama”yı hep birlikte çalgibi kullanıyor. Richard klavyesinden üflemeli çalgıların maya başlıyorlar... Melodi tüm Bona, kadife sesi, vokal sesleri dağılıyordu sandalyelekatmanlarıyla bahçedeki mave enstrümantal rimizin arasındaki boşluklara... nolya ağacının çiçekleri gibi Gelelim gecenin meşhur isaçılıyor. doğaçlamalarıyla hüzün mine... Richard Bona. Sadece Kırılgan, yumuşak bir ses save umut veriyor. “genç” kuşağın en iyi bas gitarıyor tüm bahçeyi, sakin davul risti mi? Kadife sesi, sakin şarzilleriyle derinleşiyor ses, sözkıları, vokal ve enstrümental lerini anlamasak da ardındaki doğaçlamalarıyla üstün bir müzisyen Richard duyguları benimsiyoruz. Barış duyguları yükBona. lü bu şarkıda büyük olasılıkla hüsran da vardır, Bona’yı dinlerken de aklıma Ray Char umut da; çünkü Bona hep gülümsüyor. Bedeni les’ın ünlü bir sözü geliyor: “Müziğimin kökeni rahat, elleri basın üzerinde hafif ve son derece kendi çocukluğumdan kazıyıp çıkardıhâkim hareket ediyor. “O Sen Sen Sen”e giriş yapıldığında “sen” kelimesinin Türkçe bir anlamı olduğunu bildiğini söylüyor. Olanca muzırlığıyla, “Zaten ben de bu şarkıyı sizler için yazmıştım” diyor ve devam ediyor o pürüzsüz sesi ve bas gitardaki ustalığıyla. Konser boyunca elindeki bas gitarla bir oyuncakmış gibi oynuyor. Sanki çok kolaymış, herkes öyle çalabilirmiş gibi... Hikâyeler anlatıyorlar: Midón, Bona’yı yere göğe sığdıramıyor, Bona da Midón’u... Ama her şeyden önce müziğin insanları ne denli bir araya getirici bir güç olduğunu hissettiriyorlar izleyicilere. Sonuçta konser süresince dinleyicileri derinden etkileyen üç etken sayacak olursak: Katmanlı harmoniler, tarzlar arası dinamik geçişler, derin anlamlara sahip sözler ile çalması ve söylemesi oldukça zor parçaları çok kolaymış gibi icra etme becerisi. (hande.eagle@gmail.com) rkeoloji Müzesi bahçesinde daha önce konser izlemiş olanlarınız bilir. Bu mekân tüm İstanbul’un en estetik ve tarihsel mekânlarından biri... Önceki akşamki konsere yetişemeyenler için yazıyorum bu yazıyı. Önceki akşam gerçekten uzun zamandır beklenen bir ikiliyi (aslında dörtlü demek gerekir) dinledik. Kamerunlu bas gitar, enstrümantal ve vokal doğaçlama dahisi Richard Bona, babası Arjantinli bir folklor dansçısı olan New Mexico’lu akustik gitar ve genç harmoni ustası Raul Midón, Barbados kökenli, New York’un Queens bölgesinde büyümüş, sağlak olmasına rağmen davulda solak olan, inanılmaz davul solosuyla seyirciyi eriten Lionel Cordew, Rotterdam’dan Etienne Stadwijk klavyede harikalar yaratırken bu dört muhteşem müzisyen “Duwala Malambo Project” başlıklı performanslarıyla izleyicileri hem eğlendirdi, hem duygulandırdı. Ancak konserin asıl önemli noktasına gelecek olursak, konserin sonundan başlamak gerekecek. Midón’un en bilindik şarkısı “State of Mind”ı (2005’te piyasaya çıkan “State of Mind” albümünün büyük olasılıkla en popüler şarkısı) isteyen dinleyiciler dileklerine kavuştular konserin son dakikalarında. Bu şarkının tüm toplumlar ve tüm kitleler için büyük önem taşımasının nedeni belki de yaşadığımız hayatlara dair en basit arzuları en yalın biçimde dile getirmesinde: “Ve zengin olmak istiyorum, mutlu olmak istiyorum. Hayat boyunca ışıyacak bir aşk yaşamak istiyorum. Düş gücümün sunduğundan daha zengin olmak, tüm rüzgârları aşıp tırmanmak istiyorum. Çünkü bunların tümü bir ruh hali.” Sevdiği işi yaparak kim zengin olmak istemez ki? Bundan seneler evvel “Müzik sektöründe çalışmamın bir tek amacı var, para kazanmak” diyen Nat King Cole değil miydi? Bir başka Midón şarkısı, “Invisible Chains” konserin ikinci yarısında bizi bizden koparıp Bob Marley’in “Redemption Song”unu andıran bir güzelliğe büründü. “Bir niyet varsa, şüphesiz yolu da bulunur” diye sesleniyor Midón. Parmakları gitarın tellerinde dolaşıyor, gitarı evi, gurbeti, yaşam gücü gibi kullanıyor. Sonra yumuşak, evcil, ince sesi değişiyor ve ağzıyla çıkardığı trompet sesini bire bir aktarıyor bize. Neredeydik o anda... Hâlâ emin değilim, A STANBUL CAZ FEST VAL ’NDE BUGÜN Bir gecede iki konser Kültür Servisi Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi’nde saat 21.00’da “Joe Sample Trio feat. Randy Crawford” ve Natalie Cole konseri izlenebilir. Randy Crawford, müzik kariyerine 1960’ların sonunda Quincy Jones ve George Benson gibi büyük müzisyenlerle başladı. Joe Sample’ın The Crusaders grubuyla şarkı söyledi; pop, caz ve R&B’nin harika bir karışımını sunduğu eşsiz vokal tekniğiyle dikkat çekti. Pop caz sahnesinin en önemli isimlerinden, Amerikalı piyanist ve besteci Joe Sample, kurucusu olduğu The Crusaders dağıldıktan sonra da solo kariyerinde başarısını devam ettirdi. Beraber üç albüm çıkaran Crawford ve Sample, 14. İstanbul Caz Festivali’ne de konuk olmuştu. İkilinin ardından, 1975’te yayımladığı ilk albümden bu yana dokuz Grammy kazanan ve albümleri 50 milyondan fazla satan Natalie Cole sahnede olacak. Patti Smith’ten yeni albüm Kültür Servisi Patti Smith’in “Outside Society” adlı yeni toplama albümü 12 Eylül’de piyasaya çıkıyor. Albümde Smith’in klasikleri arasında yer alan ‘Gloria’, ‘Pissing In A River’, ‘Because The Night’, ‘Rock ‘N’ Roll Nigger’, ‘People Have the Power’, ‘1959’ gibi parçaları bulunuyor. Kariyeri boyunca on albüm çıkaran Smith’in, 2007 tarihli son albümü Jimi Hendrix, The Rolling Stones ve REM şarkılarının cover versiyonlarından oluşuyordu. Smith’in, geçen yıl dilimize “Çoluk Çocuk” ismiyle çevrilen ve “2010 National Book Award”a değer görülen ilk kitabı yayımlanmıştı. ‘Joe Sample Trio feat. Randy Crawford’ Hezarfen’de her telden Dört ana sahnenin kurulduğu Rock’n Coke şenliğe hazır Kültür Servisi İki yılda bir yapılacağının duyurulmasının ardından merakla beklenen müzik festivali Rock’n Coke, 16 ve 17 Temmuz tarihlerinde Hezarfen Havaalanı’nda müzikseverlerle buluşacak. Yedinci kez düzenlenecek festivalde geçen yıllardan farklı olarak dört sahne yer alacak; Ana Sahne, Vodafone Freezone Sahnesi, CocaCola Zero Sahnesi ve Şehir Sahnesi. Festival alanına yayılmış olan bu sahnelerde, farklı müzik türlerinden sanatçılar performanslarını sergileyecekler. Sosyal paylaşım sitelerine de kayıtsız kalamayan festivalde, girişte dağıtılacak bilekliklerle katılımcılar, yaşadıkları festival deneyimini aynı anda sosyal medya hesaplarına yansıtabilecekler. 1.5 aylık sürede 150 kişinin çalışmasıyla inşa edilen festival alanı, bu yıl çeşitli ülkelerden 24 yabancı, 39 yerli grup olmak üzere 350’den fazla müzisyeni ağırlayacak. Katılımcılar Ana Sahne’de Limp Bizkit, Motörhead, Travis, Moby, Paolo Nutini, Skunk Anansie, 2manydjs, The Kooks, Athena, Duman, Kurban, Çilekeş, Gripin ve Friendly Fires’ı dinleyebilecek. (www.rockncoke.com) ‘Hayal gerçek oldu’ Kültür Servisi 65 yaşındaki ABD’li aktris ve şarkıcı Liza Minnelli, Paris’te düzenlenen törenle “Fransa Onur Nişanı”nı aldı. Ödül için “Hayal gerçek oldu. Beni seyrettiğiniz ve beni düşündüğünüz için teşekkür ederim” diyen Minelli’nin yanı sıra bu ödüle Robert Redford, Arnold Schwarzenegger ve Clint Eastwood gibi sanatçılar da değer görülmüştü. ‘ART ST Onur Ödülleri’ açıklandı Kültür Servisi 21. İstanbul Sanat Fuarı / ARTİST 2011’in onur ödülleri açıklandı. Her yıl plastik sanatlara katkıları ve farklı alanlardaki çalışmaları nedeniyle alanlarında saygın isimlere verilen onur ödüllerinde bu yıl, “Sanatçı Onur Ödülü”ne Türk grafik sanatına önemli katkıları nedeniyle Prof. Dr. Yurdaer Altıntaş, “Eleştirmen Onur Ödülü”ne Prof. Dr. Uşun Tükel’, “Sanatsever Kurum Onur Ödülü”ne Pera Müzesi ve “Koleksiyoner Onur Ödülü”ne ise Prof. Dr. Münir Ekonomi değer görüldü. Bu yıl 1220 Kasım tarihleri arasında düzenlenecek fuar, TÜYAP Tüm Fuarcılık Yapım AŞ ve Türkiye Yayıncılar Birliği işbirliği ile düzenlenen “30. İstanbul Kitap Fuarı” ile eşzamanlı olarak gerçekleştirilecek. ‘Destina’ romanı talyancada Kültür Servisi Mine G. Kırıkkanat’ın “Destina” romanı, İtalya’nın önemli yayınevlerinden Gremese Yayınları tarafından “Il sangue dei sogni” ismiyle İtalyanca yayımlandı. Literatür Yayınları tarafından 2008’de yayımlanan “Destina”, geçen yıl Valerie GayAksoy’un Fransızca çevirisiyle Editions Metailie’den çıkmıştı. Mine G. Kırıkkanat’ın eserleri 2011 yılı içinde İngilizce, Lehçe, Arapça, Bulgarca, Romence ve Arnavutça da yayımlanacak. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle