17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 9 HAZ RAN 2011 PERŞEMBE 2 verilen oylar doğru çöplüklere gidecek!.. Böylece iktidardaki AKP bir kez daha çoğunluğu elde edecek, belki de anayasayı keyfine göre değiştirme olanağını da... OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 12 Haziran Yaklaşırken... Şimdi bizlere düşen görev, CHP’nin oyunu bir fazla arttırabilmenin çabası olmalıdır. Herkes elinden gelen gayreti göstermeli, yorulanları, arkadan gelenler kucaklayıp daha da ileri taşımalıdır. Dr. Hüseyin ÖZKAHRAMAN Oyumuz Çöplüklere Gitmesin... 12 Haziran sabahı... Elinizde bir seçim pusulası, içinde otuza yakın partinin adı var... Hücreye gireceksiniz, bu listedekilerden birinin altına mührü basacaksınız... Sevdiğiniz parti var, sevmediğiniz var... Ama hangi partiye oyunuzu vermelisiniz? Bir an düşünün, doğru karar verin!.. Oyunuz boşa mı gitsin, yoksa bir işe mi yarasın? 2002’de AKP yüzde otuz küsur oyla Meclis’te çoğunluğu elde etti. Önceki iktidarı oluşturan DSP’nin, DYP’nin, MHP’nin aldığı milyonlarca oy, havaya gitti. Daha doğrusu çöplüklere!.. AKP iktidarının dört yıl daha egemen olmasında yarar görüyorsanız, oyunuzu ona verin, ama görmüyorsanız, hatta “tek parti” yönetimine dönüşmüş bir durumun, dört yıl daha egemen olmasını istemiyorsanız, oyunuzu başkalarına vereceksiniz... Başkalarına, ama yüzde 10 çizgisini geçebilecek olanlara!.. Çok parti var; DP var, DSP var, sağda solda başka partiler var, ama hangisi yüzde 10 sınırını aşabilir? Hiçbiri!.. Çoğu yüzde ikilerde, üçlerde kalacak, onlara Oyunuzu sandığa atmadan iyi düşünün, oyum havaya gitmesin, bir işe yarasın, öyleyse yüzde 10’u geçebilecek CHP’ye, MHP’ye ve Güçbirliği adaylarına vermek en iyisi... Hem bu partiler iktidara gelince yüzde 10 seçim barajını kaldıracaklar. Sizin beğendiğiniz parti de, gelecek seçimde kendine yer bulabilecek. 2002 seçimlerinde AKP 10 milyon, CHP 6 milyon oy almıştı. DYP 3 milyon, MHP 2.5 milyon, Genç Parti 2.1 milyon, Anavatan 1.5 milyon oy kazandıkları halde yüzde 10 barajı geçemediklerinden Meclis’e girememişlerdi... Kısaca, o seçimlerde 13 milyon seçmenin oyu boşa gitmişti. Boşa, yani çöplüklere!.. Bir bakıma da iktidar partisi, AKP’nin yararına!.. Seçmen olarak oyunuzu barajı geçeceğine inandığınız CHP’ye, MHP’ye ve Güçbirliği’ne vermeniz gerekiyor. Bu ülkenin gerçek bir demokrasiye kavuşmasını istiyorsanız... “Oylar çöplüklere gitmesin” diye yazmıştım. Bir kez daha anımsatıyorum. Son karar sizin! 12 CHP Bahçelievler İlçe Başkanı Haziran’a az kaldı. Uzun maraton sona ererken devamında ülke ve siyaset çok şeylere gebe. Seçimler ne koşulda, hangi oranda sonuçlanırsa sonuçlansın 12 Haziran sonrası Türkiye’yi zor günlerin beklediği aşikârdır. Yoksulluk, işsizlik Doğu ve Güneydoğu sorunu, demokrasi haklar ve özgürlükler CHP iktidarının çözeceği temel sorunlardan olup düşünce ve mücadele tarzı bu eksende gelişmeli, mevcut siyasal iktidar alaşağı edilmelidir. CHP’ye gönül veren, emek harcayan tüm kadroların ve seçmenlerin beklentisi de budur. Olası bir yenilgide mutsuz olmak istemiyorsak meydanlardan meydanlara koşan genel başkana tüm örgütlerin ve kadroların ayak uydurması gerekir. Doğru organizasyon güçlü bir motivasyon çalışmalarda başarıyı getirse de saha çalışmaları bunun başarılı bir şekilde planlanmadığını gösteriyor. Bunda en büyük pay ve ihmal örgütler ve onların önderlerinin adaylaşması sürecinde hesaba katılmamasıyla açıklanabilir. CHP’nin temel taşlarının ödüllendirilmediği, aksine emek ve çabalarının cezalandırıldığı adaylaşması süreci büyük kentlerde sağlıklı gelişemedi. Bölgesini bilmeyen tanımayan adaylarla çalışmalar yürütülse de yine görev, cefakâr ve fedakâr ilçe örgütlerine düşüyor. Siyaset, gönüllülük esasında yükselen bir uğraşıdır. İnanç, sevgi ve paylaşmaya ihtiyaç duyulan bir çabadır. Bu uğurda mücadele verenlerin yarınlarla ilgili beklenti içinde olmaları da doğaldır. Bu beklentilere olumlu yanıt alamayanlar üzülmüş, kırılmış olsalar bile parti içi demokrasi kanallarının açık olmadığı durumlarda bu hep yaşanılır. Eksik ve de yanlış liste oluşumu emeği en yüce değer sayan bir siyasal partinin bu değeri göz ardı edişi gerçekten düşündürücüdür. Daha fazla özgürlük, daha fazla demokrasi ve daha fazla temsil yeni dönemin umut verici söylemleriydi ama olmadı, olamadı. CHP’nin doğasına aykırı yürürlükteki tüzük ve o tüzüğe uygun mantalite olduğu sürece emek yönünde bir değişim beklentisi de hayaldi... rel adayların olmadığı bu süreçte onlara gereksinim çok daha fazladır. Onlar ki mahallesini bilen, esnafını tanıyan, sivil örgütlerle ve sokaktaki ahaliyle şöyle veya böyle ilişkisi olanlardır. Partinin çalışma ivmesinin yükseltilmesinde herkese ihtiyaç varsa, onlara daha fazla ihtiyaç duyulduğu bilinmelidir. Bi Daha Bi Daha... Ankara’da metro bizim evin neredeyse altından geçiyor. Eniştemin “Metroya gider” tabelasına bakıp da binmeye gidişinin üzerinden altı yıl geçti... Deliği var da, binilecek içi yok... “Artık esnafımız evvel Allah yeni işyeri açacak” demesinin üzerinden beş yıl... 350 bin esnaf iflas etti... Kızılay Meydanı’nda “AB’ye girdik, hadi bakalım hayırlı olsun” diye havai fişek patlatmalarının üzerinden yedi yıl geçti... AB’ye Kıbrıs Rum Kesimi girdi... “Açılım” ile Kürt sorununun çözümü ve Sezen Aksu ile Balık Ayhan’ın da açılımı çok beğenmelerinin üzerinden üç yıl geçti... Kimse “açılımın” ne olduğunu hâlâ bilmiyor... Zaten bilmediğimiz şeyden kendisi de vazgeçti... “Üniversitelere sınavsız giriş” vaadi sekizinci yılında... Sınava girip de başardığı halde üniversiteye giremeyen çocuklar bugün itibarıyla eyleme başlıyorlar... İsterseniz katılın... “Ne KPSS ile öğretmen seçiyorsun, bırak öğretmen kendi okulunu seçsin... 72 bin öğretmen açığı var, hâlâ öğretmen seçiyor...” Dokuz sene önce, İzmit mitinginde söyledi Tayyip Erdoğan... Öğretmen açığı 172 bin... “Şehirlerde içinde dere akan parklar açmayı” müjdeleyeli 6 sene oluyor... Geçen hafta “Dağda akan dereme dokunma” diyen öğretmeni öldürdüler... “Şimdi de Cumhurbaşkanı’nın yetkilerini azaltıyoruz” kararı alındı, sene 2004... Komisyon Başkanı Abdullah Gül... Dün Cumhurbaşkanı Gül, haklarında herhangi bir karar olmayan tutuklu gazetecilerin aslında terörist olduklarını söyledi, yargı yetkisini de üstlenerek... Hukukun halini, demokrasi kepazeliklerini... Açlığın, yoksulluğun işsizliğin bitmesi için kaçıncı kez oy verildiğini yazmıyorum bile... Şimdi “Aynı bağın gülüyüz biz” diye oynuyor göbek... Tabii ki oy istiyor... Bi daha, bi daha... Sözcüklerin gücü Sokakta olmak yaşamaktır ve en büyük yaşam alanları hiç şüphe yok ki evlerdir, kahvelerdir, hastanelerdir. Toplu taşıma alanları düğünler derneklerdir. Sık sık ziyaretler, insan ilişkilerinin canlı kalmasında en büyük etkendir. Gerektiğinde oturup muhabbet etmek, birlikte bir çay, kahve içmek insani ilişkilerde sempatik kanalları açacaktır. Sıkça kullanılan bir laf var ya, bir acı kahvenin kırk yıl hatırı vardır diye, bundan yola çıkarak tatlı bir dil, saygın bir davranış seçmeni derinden etkileyerek, birlikte yürüyerek yolculuğun ilk adımları atılmış olacaktır. Sözcüklerin inanılmaz iyileştirici gücü vardır, bir o kadar da itici sözcükler bizden her daim konuşmadan önce düşünmeye davet eder. Karşılıklı etkileşimde basit ama güçlü bir hedef vardır. Ne söylediğimize ve nasıl söylediğimize dikkat etmek gerekir. Dokuz yıla yakındır ülkeyi yöneten siyasal iktidar, iktidar olmanın olanaklarını valiler, kaymakamlar ve belediyeler kanalıyla gayri ahlaki davranışlarla sergiliyorlar. Yalan dolan ve aldatma AKP iktidarının adeta adıdır. Bu çalışma tarzına CHP’li kadroların göstereceği tepki, seçmenle daha sık ve samimi buluşmalarla kırılacaktır. “Doğru kişinin ağzı yaşam pınarıdır!” Yüreklerimiz ve sevgimiz onların paralarından ve iktidarından daha güçlüdür. Evet, sona yaklaşırken o gün en büyük görev sandıkta görev alanlara düşüyor. Yani 12 Haziran önemli bir gün... Allah’ın yanından peygamberi çalacak zihniyete karşı görevlimiz aç da kalsa, susuz da kalsa gerektiğinde kendini o gün için oruçlu kabul edip canını ve malını korur gibi sandığını, oyunu korumalıdır. Seçmenin verdiği oy bizim namusumuzdur. Birlikte koruyalım, birlikte mutlu güne ulaşalım. O gün hastalanmak yok, ölmek de... Asla. Yarınların bugünlerden daha kötü olmaması için olağanüstü günde olağanüstü gayret; Kendimiz için, Çocuklarımız için, Ve en önemlisi, Ülkemiz için, haydi sandık başına!.. Haydi görev aşkına!.. Bizlere düşen görev Bütün bunlar ileride çokça tartışılacak konular olsa da şimdi bizlere düşen görev, CHP’nin oyunu bir fazla arttırabilmenin çabası olmalıdır. Herkes elinden gelen gayreti göstermeli, yorulanları, arkadan gelenler kucaklayıp daha da ileri taşımalıdır. CHP çatısı altında seçim süreçlerini defalarca yaşamış kadrolar vardır. Onlar kenarda köşede kalsalar bile küskünlüğe ve dargınlığa kapılmadan mevcut çalışmalara el vererek bu süreç başarılı bir şekilde tamamlanmalıdır. Hele hele ye C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle