17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 HAZ RAN 2011 PERŞEMBE CUMHUR YET SAYFA [email protected] EMEK Kamuda çalışan yaklaşık 230 bin işçiyi kapsayan toplusözleşmelere ilişkin görüşmeler seçim sonrasına kaldı. Türkİş kamu sözleşmelerinde gelinen duruma ilişkin teşkilatını bir duyuruyla bilgilendirdi. Duyuruya göre, Türkİş üyesi 22 sendika, bu yıl, çoğunluğunun yürürlük başlangıcı mart ayı olmak üzere 101 toplu iş sözleşmesi ba 11 Kamuda sözleşme seçimden sonraya kaldı ğıtlayacak. Ancak, söz konusu 101 toplu iş sözleşmesinin küçük bir kısmı için yetki itilafı halen devam ediyor. Taraflar arasında sözleşmelerin 30 tanesi için 60 günlük görüşme süresi tamamlandı. Diğerleri içinse görüşmeler sürüyor. Duyuruda, “Bütün arzumuza ve çalışmalarımıza rağmen toplu iş sözleşmelerinin sonuçlanması için gerekli çerçeve anlaşmasının 12 Haziran tarihi öncesinde yapılamayacağı anlaşılmaktadır. Genel seçim, yerel seçim dönemleri de dahil olmak üzere 1989 yılından bu tarafa kamu sözleşmeleri çerçeve protokollerinin haziran ayı sonunda ve çoğunlukla da temmuzağustos aylarında imzalandığı hatırlanmalıdır” denildi. nternete ‘Düşmek’ İnternetin ilk dönemleriydi. Herkes bu yeni “bilgi otoyolu” üzerine konuşmaya, yazmaya bayılıyordu. Doğrusu, “Millet bilgiye ulaşmak için çırpınıyordu da bugüne kadar yolunu mu bulamamıştı” diye soran pek yoktu. Birkaç kez en azından üniversite kitaplıklarındaki telif hakkı geçmiş ve nadir bulunan eserlerin elektronik ortama yüklenmesi üzerine yazmıştım, ama pek ilgilenen olmadı. Yine aynı biçimde bir eüniversite projesiyle uğraşmıştım, ama buna da pek ilgi gösteren çıkmadı. Doğrusu bunca yılda yurtdışındaki örnekler gibi belli hobiler, koleksiyonlar, ilgi alanları çevresinde toplananların bu meraklarıyla ilgili ayrıntıları bulacakları, alışveriş yapacakları, bu ilgilerini geliştirecekleri siteler de pek kurulmadı. Galiba internet en çok gevezelik, seks, dedikodu kısmıyla hayatımızda yerini aldı. Bilgiye ulaşmak kolaylaştı derken aslında bilgi de giderek dayanılmaz bir hafifliğe ulaştı. Herhangi bir sözcüğü girip arama yaptığınız zaman evet pek çok sonuçla karşılaşıyorsunuz, ama bunların doğruluğu oldukça kuşkulu... Hatta gazete adı altında açılan sitelerde yazılanlar bile son derece tartışmalı. En çok merak uyandıran şeylerse, ciddiye alınacak olaylar ya da örneğin uzay aracındakileri canlı izlemek veya onlarla konuşmak türü şeyler değil de, komik mi saçma mı olduğuna karar vermenin zor olduğu klipler ve haberler oldu. Daha da beteri, internet, insanların birbirini karalayıp kavgaya tutuştuğu, müzik kliplerinin bile altında siyasi kavgaya giriştiği, takma isimlerle küfürleştiği, onun bunun dedikodusunu yaptığı, gizli çekimlerin yayımlandığı bir tür karanlık medyaya dönüştü. Her tür gizli işi çevirmek ve birilerini karalamak için yollar bulurken bunca yılda doğru dürüst bir şey yapmaya fırsat bulamadık anlaşılan. “İnternete düşmek” diye bir kavram yaygınlaştı. Bilgi otoyolu “korku otoyolu” haline geldi. Burger King’de sipariş yok destek var Çalışma koşullarını iyileştirmek için sendikaya üye olan ve işten atılan işçilere Çağrı Merkezleri Derneği’nden destek geldi Ç ağrı Merkezi Çalışanları Derneği, çalışanların insanlık dışı koşullarda çalıştırıldığı Burger King Çağrı Merkezi’ni protesto için “Burger King’i Arıyoruz” eylemi başlattı. 12.0014.00 ile 19.0020.00 saatleri arasındaki eyleme daha sonra da destek verilmesi istendi. Burger King Çağrı Merkezi’nde çalışma koşullarının ve ücretlerinin iyileştirilmesi için Tez Koopİş Sendikası’na üye olan çalışanlara baskı yapıldı ve dört kişinin işine son verilmişti. İşten çıkartılan işçiler yaşadıklarını duyurmak ve anayasal haklarına sahip çıkmak için Burger King’e karşı bir kampanya örgütledi. Söz konusu destekle ilgili yapılan açıklamada, Burger King Çağrı Merkezi’ndeki direnişin kısa sürede kitlelere yayıldığı ve insanların “Bu kadar saat çalışmaya bu kadar kısa mola olur mu, Bu tempoya bu ücret hak mıdır” diye sorarak dayanışma eylemleri örgütlediği belirtildi. Destek vermek isteyenler, Facebook’ta açılan “Sipariş Yok, Destek Var” kampanyasında bir araya geldi. Sayfada Beşiktaş Çarşı grubundan televizyon kanallarına onlarca kurum ve binlerce kişinin direnişi desteklediği görüldü. Dernek tarafından yapılan açıklamada, “Burger King’in tavrı değişmezse neler yapılabileceğine dair birçok öneri var, ama şimdilik kararımız; 444 54 64’ü arayıp 1’i tuşlamak ve karşımıza çıkan çağrı merkezi çalışanına ‘sipariş yok, destek var’ minvalinde bir konuşma yapmak” denildi. Açıklamada eyleme nasıl katılacağı da şöyle anlatıldı: Burger King çalışanlarıyla dayanışmak için 444 54 64’ü arayıp 1’i tuşladıktan sonra şu metni okuyun: “Merhaba ben sipariş vermek için değil, destek olmak için aradım. Yaşadıklarınızdan haberdarım ve size yaşatılanlardan sonra Burger King hamburgerini sindiremeyeceğimizi belirtmek için aradım. Haklı talepleriniz kabul edilene kadar Burger King ürünlerini tüketmeyeceğim. Hakkını arayan sendikalı kardeşlerinizin yanındayız. Siz de sendikaya, hakkını arayan arkadaşlarınıza katılın. Yalnız olmadığınızı bilin.” Çalışanlar bugün bir de açıklama yapacak. 14.00’te Mecidiyeköy’de Tez Koopİş önünde buluşulacak ve 14.30’da Gayrettepe’deki Burger King önüne kadar yürünecek. Harb ş sözleşmeyi hatırlattı Türk Harb ş üyeleri, Milli Savunma Bakanlığı ve çişleri Bakanlığı’nda çalışanları ilgilendiren toplu iş sözleşmesine dikkat çekmek için yürüyüş düzenledi. stanbul Yolu Batıkent Jandarma Kavşağı’nda toplanan çok sayıda sendika üyesi, ellerinde, “Onurlu Çalışmaya Evet”, “Vergi Canavarını Durdurun”, “ nsanca Yaşamaya Evet” pankartları taşıyarak, hükümet aleyhinde sloganlar attı. Toros Gübre’de grev sinyali AB D N YAĞMUR MERSİN Toros Tarım AŞ ile Petrolİş Sendikası Mersin Şubesi arasındaki toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin anlaşmazlıkla sonuçlanması üzerine, şirkete ait 2 fabrikada toplam 217 işçi grev kararı aldı. Sendika, 23 Haziran’da sonuç alınamaması halinde grev kararının uygulanacağını duyurdu. Sendikanın şube başkanı Murat Marangoz ve Toros Gübre çalışanları fabrikada yaptıkları basın açıklamasının ardından grev kararını işyerine astılar. Marangoz, ilk 1 yıl için seyyanen 300 TL zam istediklerini, 1300 TL’nin altında maaş alan arkadaşları içinde 100 TL iyileştirme istediklerini ifade etti. 2019’da “dalya” demeye hazırlanan Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (UÇÖ/ILO) kural koyucu en üst organı Uluslararası Çalışma Konferansı (UÇK), 117 Haziran 2011 tarihlerinde 100. toplantısını gerçekleştiriyor. Dünyanın en yaşlı tek uluslararası kuruluşudur UÇÖ. Yapısı içinde kurulduğu Milletler Cemiyeti’nin İkinci Dünya Savaşı’yla dağılmasına karşın Philadelphia Bildirgesi’yle felsefesini yenileyip kurumsal varlığını sürdürdü. 1919’da, “evrensel ve kalıcı bir barış, ancak sosyal adalete dayalı olarak kurulabilir” diyerek yola çıkmıştı. 1944’te, insan hakları yaklaşımıyla dayandığı ilke ve değerleri güçlendirdi. “Yoksulluk, nerede olursa olsun, tüm insanların refahı için tehlike oluşturur” diyerek “tüm insanlara ırk, inanç ve cinsiyetleri ne olursa olsun, özgürlük, onur ve ekonomik güvenlik içinde ve fırsat eşitliğiyle maddi ilerlemelerini ve manevi gelişmelerini izleme ve gerçekleştirmeye çalışma hakkı” tanıyarak sosyal adaletin içini doldurdu. UÇÖ, 1980’li yıllardaki “ultraliberal karşıdevrim”in, dünyada ve ülkelerde sosyal eşitsizlikleri alabildiğine derinleştirip gelir dağılımını bozan acımasız ekonomik ve sosyal sonuçlarının yaşanması üzerine, gündeminden düşürdüğü sosyal adaleti 1990’lı yıllardan başlayarak yeniden anımsadı / anımsattı. “Temel Haklar ve İlkeler Bildirgesi” (1998) ile “Hakça Bir Küreselleşme İçin Sosyal Adalet UÇÖ Bildirgesi” (2008), bu yaklaşımın başlıca “yumuşak hukuk” belgeleridir. “Uzmanlar Komisyonu 2011” raporunda; Türkiye’nin onayladığı sözleşmelerden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediğini bir kez daha ortaya koyuyor. Rapor göndermeme, aykırı kuralları değiştirmeme, 100. UÇK ve Düşündürdükleri istenen bilgi ve belgeleri iletmeme, sendikaların yakınmalarına yanıt vermeme gibi eleştirilerini üzülerek(!) yineliyor. Özellikle 2821, 2822 ve 4688 sayılı yasaların, 87 ve 98 sayılı sözleşmelere aykırılığı süren kurallarının dökümünü yapıyor. ÇSGB’nin “yasak savma” yaklaşımıyla görevlendirdiği “bilim kurulu” taslağına ilişkin olumlu ve olumsuz değerlendirmelerini sıralıyor. Bunların bir bölümünü ele almak bile “Emek Dünyası”na ayrılan sayfanın tümüne sığmaz! 12 Eylül sonrasından beri, TürkiyeUÇÖ ilişkilerini, özellikle sendikal haklardaki gelişmeleri, sayısını bilmediğim tasarı ve taslakları izler dururum... UÇÖ’yü “oyalama ve atlatma” politikasının doruğuna ulaştığı ANAP döneminde, “aykırılıkların sonu gelmeyecek mi” diye sormuştum, umutsuzca… Ondan aşağı kalmayan AKP dönemindeki bir yazımın başlığı ise şuydu: “Yine ILO Mevsimi Geldi, Yine Taslaklar Hazırlandı!” Siz olsanız, usanmaz mısınız? Çöplüğe dönüştürülen taslaklara harcadığınız emeğe üzülmez, sizinle alay edildiğini düşünmez misiniz? Üstelik onca tasarı ve taslak, anayasa taslaklarında da olduğu gibi, “cami avlusuna bırakılan bebek” konumuna düşürülmüşse! Artık biliyorum, hiçbir zaman, aykırılıkların sonu gelmeyecek! Hem hükümet(ler), hem işverenler (TİSK ve TÜSİAD), hem de işçi ve memur sendikalarından gelecek karşı çıkışlar, direnmeler nedeniyle, 87 ve 98’in özüne uygun, gerçekten özgür ve özerk bir sendika ve toplu pazarlık düzeni kurulamayacak! Anayasa Mahkemesi’nin kararına karşın gözünü devlet bütçesine dikmiş “nicel olarak” büyük iki memur konfederasyonu oldukça, anayasadan birkaç aykırı kural kaldırıp yenilerini yazdıkça, kimi anayasa taslak ya da raporlarında sosyal haklar göz ardı edildikçe, “worker” sözcüğüyle 87 yorumu yapan ve ne UÇÖ’nün adını ne de “zırvaladığını” bilen sendika uzmanları oldukça, ulusalüstü sosyal insan hakları hukukuna uygun düzenlemeler için umutlu olabilir misiniz? İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi’nin kararlarına uymayan bir hükümet için UÇÖ komisyon ve komitelerinin rapor ve kararlarının ne önemi olabilir ki! TC TOKAT 2. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN GAYRİMENKULÜN AÇIK ARTTIRMA İLANI DOSYA NO: 2009/625 Tal. Satılmasına karar verilen gayrimenkulün cinsi, kıymeti, adedi, evsafı: TAPU KAYDI: Tokat, Merkez, Çağgölü mah., 26 cilt, 2503 sayfa. 381 ada, 668 parselde kayıtlı 502.23 m2 yüzölçümlü ana taşınmazda 3/200 arsa paylı, Bodrum kat, 21 bağımsız bölüm nolu depo vasfındaki taşınmazın tamamı: ÖNEMLİ ÖZELLİKLERİ: Taşınmaz Çağgölü mah. GOP Bulvar Şoförler cemiyeti yanı Yadigar Apt. No:5 Tokat adresinde Lines Mağazası olarak hali hazırda kullanılmakta. Ana binanın ısınma sistemi merkezi sistem katı yakıt kaloriferli olup, asansör tesisi bulunmaktadır. Kargir apartmanın bodrum katında, deponun takriben bürüt inşaat alanı 110.00 m2, net kullanım alanı ise takriben 105,00 m2’dir. Taşınmazın taban döşemesi laminat parke kaplama, duvarlar saten alçı sıva, pvc boya, tavan alçıpan kaplama yapılmıştır. Taşınmazın tamamı üzerinde yer alan dükkânla olan bağlantı merdivenin kaplaması mermer, korkuluklar ise paslanmaz profilden yapılmıştır. Taşınmaz şehir merkezine takriben 500600 metre mesafede, her türlü belediye hizmetlerinden kolaylıkla yararlanmakta, çarşı, pazar, okul, resmi kuruluşlara, tüm sosyal merkezlere ulaşımı kolay bir mevkide bulunmaktadır. Ana binanın inşaat 1993 yılında tamamlanmış yapı yıpranma payı %20 olarak belirlenmiştir. Taşınmazın şerh/beyan hanesi kısmında belediyece 6785 ve 1605 sayılı kanunun 48. maddesi hükümlerine tabidir şerhi bulunmaktadır. İMAR DURUMU: Belediyeden gelen yazıda, taşınmaz imar planı içerisinde iskan + ticaret alanında kalmakta, bitişik nizam 6 kat olup. ön bahçe ve yan bahçe mesafesi yoktur denilmektedir. MUHAMMEN BEDEL: Taşınmazın kıymetine etki eden tüm hususlar ile günün iktisadi koşulları da göz önünde bulundurularak, taşınmazın tamamının muhammen bedeli 64.000,00TL’dir. (Altmışdörtbintürklirası). SATIŞ ŞARTLARI: 1) Birinci satış 01.08.2011 günü Tokat 2.İcra Müdürlüğü odasında saat: 13.30’dan, 13.40’a kadar açık arttırma suretiyle yapılacaktır. Bu arttırmada tahmin edilen bedelin %60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları mecmuunu ve satış masraflarını geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla 11.08.2011 günü aynı yer ve aynı saatte ikinci açık arttırmaya çıkarılacaktır. Bu arttırmada da muhammen bedelin %40’ına ve varsa rüçhanlı alacaklar toplamını ve satış masraflarını geçmek şartıyla ihale olunur. 2) Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin %20’si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil alabilir. Katma Değer Vergisi, Damga Vergisi ve Tapu Alım Harcı alıcıya aittir. Gayrimenkulün aynından doğan birikmiş vergiler ve tellaliye satış bedelinden ödenir. 3) İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını hususi ile faiz ve masrafa dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile 15 gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır, aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4) Satış bedeli hemen veya verilen müddet içinde ödenmez ise İcra ve İflas Kanunu’nun 133. maddesi gereğince ihale feshedilir. İki ihale arasındaki farktan ve temerrüt faizinden alıcı ve kefilleri mesul tutulacak ve hiçbir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edilecektir. 5) Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup. masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6) Satışa iştirak edenlerin, şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2009/625 Tal. sayılı dosya numarası ile müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 11.05.2011 (İcra ve İflas Kanunu Madde 126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. (Basın: 38406) Sağlık Bakanlığı tüm muayenehaneleri keyfi ve hukuksuz olarak kapatmaya çalışıyor. Sadece muayenehanede çalışan hekimleri ve çalışanlarını işsiz bırakıyor. Hekimin serbest çalışma hakkını ve hastanın hekim seçme özgürlüğünü kaptırmayacağız. KAPATMAYACAĞIZ; KAPATTIRMAYIN Tüm hekimlerimizi, halkımızı ve hastalarımızı 9 Haziran Perşembe (bugün) saat 18.00’da Şişli Camii önündeki basın açıklamamıza bekliyoruz. C MY B ‘Belediye çalışanları üvey evlat mı?’ MUSTAFA ÇAKIR ANKARA Türkiye KamuSen, kadroya geçirilecek sözleşmeli personel arasında ayrımcılık yapıldığı gerekçesiyle Başbakanlık ve Maliye Bakanlığı’na başvuruda bulundu. Belediye çalışanlarının neden kadroya alınan sözleşmeliler arasında olmadığını soran sendika, ekledi: “Onlar üvey evlat mı?” Türkiye KamuSen’in başvuru dilekçesinde, kamu kurum ve kuruluşlarında sözleşmeli olarak çalışan personelin memur kadrolarına atanması amacıyla hazırlanan Kanun Hükmünde Kararname’ye (KHK) dikkat çekildi. 657 sayılı Devlet Memurları Yasası’nın 4/C maddesine göre geçici olarak istih dam edilenlerin KHK’nin kapsamı dışında kaldıklarına dikkat çeken Türkiye KamuSen, şunları kaydetti: “Bu kişiler, 4/C’li olarak çalışmaya devam edecektir. Bununla birlikte, KHK’nin yalnızca 657 sayılı kanunun 4/B maddesi ve 4924 sayılı kanuna tabi olarak çalışanları kapsama aldığı; 5393 sayılı kanunun 49. maddesine göre belediyelerde istihdam edilen sözleşmeli personel, 5302 sayılı kanunun 36. maddesine göre il özel idarelerinde çalışan sözleşmeli personel ile dayanağını teşkilat kanunlarındaki hükümlerden alan sözleşmeli personelin kadroya geçirilip geçirilmeyeceği konusunda tereddütler oluşmuştur.” STANBUL TAB P ODASI C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle