Katalog

SAYFA CUMHUR YET 4 HAZ RAN 2011 CUMARTES 4 HABERLER Kemal Kılıçdaroğlu, AKP’nin OHAL’i geri getirdiğini, Erdoğan’ın konuşan herkesi tehdit etmeye başladığını söyledi Kentin Göbeğine Kışla Diken Kafa Önce Karadeniz’den Marmara’ya kanal açma gibi çılgın değil de, saçma bir proje atıldı ortaya, ardından İstanbul’a iki İstanbul daha katılması getirildi gündeme. Kimsenin aklına ise şu soru gelmedi: Acaba İstanbullular bu konuda ne düşünüyor? Böyle bir soru gelmedi akla, çünkü bu kentte yaşayanlar içinde İstanbullu denebilecek olanlar, hesaba değmeyecek kadar küçük bir azınlık, onlar kent kalabalığının onda biri kadar bile etmiyor. Zaten onlara “nere İstanbullususun?” diye soranlar da, “İstanbul İstanbullusu yanıtını aldıklarında “o da ne demek?” diye afallıyor. Her biri başka bir yöre İstanbullusu olanların da, soluk alacak rekreasyon alanlarının, kültürel mekânların, yerlerini alışveriş merkezlerine bıraktığı, kentin yaşam kalitesinin ranta feda edildiği projelere ne bir itirazları var ne de bu konuda geliştirdikleri herhangi bir alternatif önerileri. Meydanı boş bulanlar, miri mal üzerinde dilediğince tasarruf eden padişah misali istediğini yapıyor. Bunlardan biri daha geçen gün İstanbul’da değil, Diyarıbakır İstanbullularının ana vatanı Diyarbakır’da, başbakan tarafından seçim konuşması sırasında ortaya atıldı. Başbakanın projesi Taksim’de araç trafiğini yer altına almak ve Taksim Gezisi’ne, bir kışla kondurmak. İstanbul projesinin Diyarbakır’da açıklanmasının garipliğini bırakın bir yana; o AKP’nin ekonomik talanının İstanbul rantının ilanihaye sömürülmesine dayanmasından kaynaklanıyor. Taksim Meydanı ve ona bağlanan caddelerde, araç trafiğini yeraltına alma projesi, eski ve kent merkezlerinin yayalara açılması yolundaki çağdaş eğilime de uygundur. Ama eski topçu kışlasının yeniden yapılmasını anlamak mümkün değil. Bilindiği gibi, bugün Taksim Gezisi’nin bulunduğu yerde eskiden bir kışla vardı. III. Selim zamanında 1806’da Tophane Müşiri Halil Paşa tarafından yaptırılan, Hint Rus mimarisi kırması eklektik yapı, 31 Mart Vakası sırasında olayların odağında olmuş, 12 13 Nisan 1909 gecesinde, buradan çıkan Avcı Taburu’na mensup askerler subaylara başkaldırmışlardı. Kışlanın avlusu, daha sonra, futbol sahasına çevrilmiş, çevresindeki kırık dökük tribünleriyle orada, 1923’de Romanya’ya karşı oynadığımız ilk milli maç da dahil olmak üzere, birçok futbol karşılaşması oynanmıştı. Daha sonra 1939 yılında İstanbul Valisi ve Belediye Başkanı Lütfi Kırdar, şehircilik uzmanlarının önerilerine uyarak kışlayı yıktırmış, yerine bugünkü parkı yaptırmıştı. Aradan yetmiş küsur yıl geçtikten sonra parkın yıkılarak yeniden kentin göbeğine bir kışla dikilmesinin gerekçesini anlamak gerçekten zor. Herhalde kentin ortasını kışlaya dönüştürmek değil amaç. Askeri diktanın bile cüret edemediği bu girişimi sivil faşizmin üstleneceğini düşünmek güç. Park olsa olsa, bir otele veya alışveriş merkezi ya da benzeri bir yapıya feda edilecek. Tabii bunu da kabullenmek güç. Kentin yeşil alanı zaten azken Taksim Meydanı’nın yayalara açılmasıyla oluşacak alanın yanında daha da işlevselleşecek parkın halka kapatılması, yeşil alan yerine orada bina yükseltilmesi aklın alacağı bir girişim değil. Daha AKM’nin akıbeti belli olmadan, orada kentin tek operası kapalı ve atıl dururken parkın üzerine bina yapılmasını, şehrin orta yerine kışla dikilmesini anlamak mümkün değil. Anlaşılması mümkün olmayan bir başka nokta ise koskoca İstanbul’un bu talan karşısında sessiz ve seyirci kalması. Yarının İstanbulu’nda yaşayacak olanların, neden hiçbir insanca yaşam olanağı sunmayan bir kentte yaşamak zorunda bulunduklarını düşünürlerken babalarını pek hayırla yâd etmeyeceklerini tahmin etmek zor olmasa gerek. Kendi bugününe karşı bigâne olanların da evlatlarının yarınlarına duyarlılık göstermelerini, onlar tarafından iyi ya da kötü anılacak olmayı önemsemelerini beklemek ise herhalde bir kentli deformasyonu olsa gerek. Özgürlük ve huzur sözü KAHTA/BATMAN (Cumuhuriyet) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kâhta ve Batman’da büyük coşkuyla karşılandı. Özgürlük ve huzur sözü veren Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın işadamı İnan Kıraç ve gazeteci Nuray Mert’e yönelik çıkışını da eleştirerek “OHAL’i Türkiye’ye getirdiler. Sıkıysa konuş. İşadamı konuşuyor tehdit, gazeteci konuşuyor tehdit, belediye başkanı konuşuyor tehdit, ne olacak tehditlerin sonu?” dedi. Adıyaman’ın Kâhta ilçesindeki mitingle güne başlayan Kılıçdaroğlu, “İstanbul’a kanal yapacağına gel önce Adıyaman’a su kanalı yap. Hayali projelerle uğraşıyorsun. Millet aç, millet işsiz” dedi. Kılıçdaroğlu, kentte petrol olmasına karşın buraya rafineri ya Barış ve huzur içerisinde, kardeşçe yaşamak istediklerini ve hiçbir çocuğun yatağa aç girmesini istemediklerini söyleyen Kemal Kılıçdaroğlu, “Diyorlar ki, ‘Doğu ve Güneydoğu’da OHAL vardı biz kaldırdık’. Yalan söylüyorlar. OHAL’i Türkiye’ye getirdiler. Sıkıysa konuş. şadamı konuşuyor tehdit, gazeteci konuşuyor tehdit, belediye başkanı konuşuyor tehdit, ne olacak tehditlerin sonu? Demokrasi gelecek herkes özgürce konuşacak. Herkes özgürce düşüncesini ifade edecek. Türkiye’de OHAL’i de özel yetkili mahkemeleri de kaldıracağız” dedi. pılmamasını eleştirdi. Halk iktidarında işsizlik ve yolsuzluğun son bulacağını, her evde tencere kaynayacağını anlatan Kılıçdaroğlu, “İşçinin, emekçinin, köylünün partisi yeni CHP’dir. Her insanın inancıyla, etnik kimliğiyle bizim başımızın üstünde yeri vardır. Huzuru getirmek için sözüm söz, sözüm Kemal’in sözüdür” dedi. Economist dergisinin “Demokrasi için CHP’ye oy verin” yönündeki haberini değerlendirerek “Son derece memnun oldum. Gerçekleri, demek ki sadece benim içerde gördüğümü bütün dünya da görüyor” dedi. Kemal Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın Isparta’da CHP bürosunu ziyaretiyle ilgili bir soruya da “Demek ki Sayın Başbakan’ın ayakları yere değmeye başladı” yanıtını verdi. Valilik Kavşağı’nda halka hitap eden Kılıçdaroğlu, barış ve huzur içerisinde, kardeşçe yaşamak istediklerini ve hiçbir çocuğun yatağa aç girmesini istemediklerini söyledi. Seçme ve seçilme hakkını CHP’nin getirdiğini anımsatan Kılıçdaroğlu, “Diyorlar ki, ‘Doğu ve Güneydoğu’da OHAL vardı biz kaldırdık’. Yalan söylüyorlar. OHAL’i Türkiye’ye getirdiler. Sıkıysa konuş. İşadamı konuşuyor tehdit, gazeteci konuşuyor tehdit, belediye başkanı konuşuyor tehdit, ne olacak tehditlerin sonu? Demokrasi gelecek herkes özgürce konuşacak. Herkes özgürce düşüncesini ifade edecek. Türkiye’de OHAL’i de özel yetkili mahkemeleri de kaldıracağız. Herkes bağımsız yargıda yargılanacak ve herkes bu ülkede rahat bir nefes alacak. Bizim hedefimiz bu” diye konuştu. “Her türlü kaset, kamera çekimi itina ile yapılır. Tayyip kasetçilik” yazılı pankarta atıfta bulunan Kılıçdaroğlu, hiç kimseyi ötekileştirmeyeceklerini, herkesi kucaklayacaklarını söyledi. Akdağ’a gönderme Kılıçdaroğlu konuşmasını sürdürdüğü sırada platforma görme engelli Nurullah Mehmetoğlu çıktı. Mehmetoğlu’nu yanına alan ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın görme engelli bir yurttaşa söylediği “Sen iş bulduğuna dua et” sözlerine atıfta bulunan Kılıçdaroğlu, “Kim olursa olsun kimsenin ekmeğiyle oynanmaz. Görme engelli olması hak talebinde bulunması için engel değil. Hepinizin huzurunda ona saygı duyuyoruz” dedi. The Economist yorumu Kâhta’dan sonra Batman’a giden Kılıçdaroğlu, havaalanında gazetecilerin soruları üzerine The TUNCAY ÖZKAN’DAN MEKTUP Hücrede fotoğrafın öyküsü Tuncay Özkan: Benim meramım, yaşadığım yerin görüntülerini sunabilmek. Ama yasaklar var. Hücre net olarak gözükmeyecek! Kötü, çirkin, cezaevinde bulunduğunu gösteren fotoğraf olmayacak. Kameraların ya da küflü bölümlerin fotoğrafı yasak. İstanbul Haber Servisi İstanbul 1. Bölge bağımsız milletvekili adayı Ahmet Tuncay Özkan, Silivri Cezaevi’nden gönderdiği son mektubunda yurttaşlara seslenerek “Bu böyle yarım kalacak sananlara inat, 13 Haziran’da yeni kavgalara tutuşmak için desteğinizi istiyorum” dedi. Özkan cezaevinden gönderdiği son mektubunda, seçim çalışmaları için nöbetçi gardiyan tarafından çekilen fotoğrafların öyküsünü yazdı. Özkan, seçimlere 22 gün kala fotoğraf çekimi için gardiyanın demir kapıdan içeri girdiğini, fotoğraf çekiminin dahi tecrit altında gerçekleştirildiğini belirterek “Gardiyan hücreye giriyor, ‘O bölüm olmaz. Duvarların badanası yapılsın ondan sonra!’ diyor. Benim meramım, yaşadığım yerin görüntülerini sunabilmek. Ama yasaklar var. Hücre net olarak gözükmeyecek! Cezaeviyle ilgili net görüntü yer almayacak. Kötü, çirkin, cezaevinde bulunduğunu, hücrede olunduğunu gösteren fotoğraf olmayacak. Hücrede tek başına olunduğu, yani tecrit hissi verecek fotoğraf yasak. Kameraların, nemli alanların ya da küflü bölümlerin fotoğrafı yasak. Uygun bulunmayan fotoğraflar siliniyor” dedi. Tecritte 96 gündür tek başına suçunu bilmeden yattığını anlatan A. Tuncay Özkan, mektubunda seçmenlere “13 Haziran’da Anadolu yakasında buluşalım” diye çağrıda bulundu. Öte yandan, Balyoz davası tutuklu sanığı İstanbul Bağımsız Milletvekili adayı Çetin Doğan’ın ise seçim propagandası için cezaevinde video ve fotoğraf çekimi yapılmasına olanak verilmesi talebiyle Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) yaptığı başvuru kabul edilmedi. YSK, bu konuda yasal düzenleme olmadığından, talebin cezaevi idaresine ve savcılığa iletilmesine hükmetti. Kemal Kılıçdaroğlu Adıyaman’ın Kâhta ilçesinde yurttaşlara seslendi. (Fotoğraf: AA) zerkliğin bence sakıncası yok Mitingin ardından bir kahvehaneyi ziyaret eden Kılıçdaroğlu’na bir yurttaş, Avrupa kriterlerine göre özerklik istediklerini söyledi. Kılıçdaroğlu, “Bence hiçbir sakıncası yok. Ama şöyle bir yanlışlık olmasın. Yerel yönetimde özerklik şartı bütün Türkiye içindir” dedi. Ö Bahçeli, MHP ile BDP arasında gerilim yaratmaya çalışanlara dikkat çekti ‘TürkKürt kavgası istiyorlar’ KIRŞEHİR (Cumhuriyet) MHP’nin Kırşehir’de düzenlediği mitingde konuşan Genel Başkan Devlet Bahçeli, genel seçimlerin çok kritik bir süreçte yapıldığını belirtti. Bahçeli, “AKP’ye oy vererek onları iktidar yapan aziz kardeşlerimize sesleniyorum, evlatlarınızın büyük bir çoğunluğu işsiz ise iş bulabildiler mi? Evinizde her gün çocukların istediği şekilde aş kaynıyor mu? Türkiye’nin asayiş, terör yönünden tamamen problemleri çözülmüş, huzur ve güven ortamında can ve mal emniyetiyle yaşanabilen bir ülkede mi bulunuyorsunuz? Eğer bunları yaşıyorsanız AKP’ye oy verin, değilse ‘Artık git’ demenin zamanı gelmiştir” dedi. AKP’nin 9 yılda yapamadığını 4 yılda yapamayacağını ifade eden Bahçeli, “Başbakan halkımızın hayatındaki gerçeklerden kopmuş, hayaletle, rüyayla, hülyalarla kendisini avutuyor. Çıldırmış ve çılgın projeler peşinde koşuyor. AKP’ye 3. dönem vermek demek, Türkiye’yi bir yol ayrımına, bir kardeş kavgasına ve ‘yeni bir Türkiye’ sloganı altında bölünen bir Türkiye’ye götürmek olur” dedi. len emir inanıyorum ki, ‘PKK ile MHP’yi çatıştırın, Türkiye’de bir KürtTürk kardeş kavgası çıksın’ istiyorlar ama bu ülkenin sahibi biziz, bu ülkede bin yıldır beraber yaşıyoruz. Dolayısıyla kardeş kavgasına MHP imkân ve fırsat tanımayacaktır. Bunu teşvik edenler, 1 Ağustos 2009’da, demokratik açılımla ‘PKK’yi siyasallaştıracağım’ diye cesaretlendirip terörü azdıranlar, bir kardeş kavgasının bir cephesi haline getirme tilkiliğinde olanlardan Yüce Divan’da hesap soracağım” diye konuştu. Valilerin AKP İl Başkanı gibi çalıştığını ifade eden Bahçeli, “MHP iktidarında, ayakkabı silen validen tutun, polisi yanlış kullanan valiye kadar hesap sorulacaktır” ifadesini kullandı. Emniyete eleştiri İstanbul Kazlıçeşme’de MHP ve BDP üyeleri arasında yaşanan gerginliğe değinen Bahçeli, emniyetin hiçbir güvenlik önlemi almadığını, gelen istihbarata aldırış etmediğini söyledi. Bahçeli, “Bir güvenlik temin edip, sağlıklı bir miting yapmaya imkân vermiyor. Niye? Yukarıdan ge CHP BUGÜN, AKP YARIN TRT’DEN PROPAGANDA BAŞLIYOR Partilerin stanbul kapışması başlıyor İstanbul Haber Servisi Türkiye’nin en çok milletvekili çıkaran ve TBMM’ye 85 milletvekili gönderen İstanbul, CHP, AKP ve MHP mitingleriyle sıcak bir hafta sonu geçirecek. Siyasi partilerin İstanbul mitingleri, “en büyük, en kalabalık miting bizim” tartışmalarına sahne olacak. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu 41. günde, 72. il mitingini bugün saat 15.00’te Zeytinburnu’ndaki Kazlıçeşme Meydanı’nda gerçekleştirecek. CHP’nin “Büyük İstanbul Mitingi”, “Hakkını yiyene gününü göster, İstanbul’un gücünü göster” temasıyla düzenleyeceği mitingde, “1 milyon yürek Kazlıçeşme’de atacak, haydi sen de yüreğini kat” sloganıyla 1 milyon katılımcı hedefleniyor. AKP’nin İstanbul mitingi ise CHP’nin mitinginin ardından pazar günü aynı alanda gerçekleştirilecek. AKP’nin mitingi için örgütün seferber olduğu ve gövde gösterisi yapmaya hazırlandığı belirtiliyor. Saat 17.00’de başlayacak olan mitinge AKP İstanbul İl Örgütü 2 binden fazla otobüsle partilileri taşıyacak. TKP öğrenci ve işçi ile seslenecek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye Komünist Partisi (TKP), seçimlerde “boyun eğmeyen” 500 bin kişi arıyor. TKP Genel Başkanı Erkan Baş, önceki gün gazetecilerle Nâzım Hikmet Kültür Merkezi’nde bir araya geldi. Baş, seçimlerde ana sloganlarının “Boyun eğme” olduğunu vurgularken şu açıklamaları yaptı: “Boyun eğmeyen 500 bin insan arıyoruz. TKP tüm Türkiye’de seçimlere giren tek sosyalist parti. Elbette ÖDP’nin sokulmamasını da protesto ediyoruz. TKP barajı aşamayacağını biliyor, milletvekili çıkarmayı o kadar önemsemiyoruz. Her yerde aday gösterdik. İnsanları komünist siyasetle tanıştırmak istiyoruz.” Siyasi parti temsilcilerinin, TRT’de 5 ve 11 Haziran’da iki propaganda konuşması yapacağını anımsatan Erkan Baş, bu konuşmaları TKP adına parti yöneticilerinin değil, TEKEL işçisi Yıldız Gök ile “YGS mağduru” 19 yaşındaki Şebnem Topal’ın yapacağını açıkladı. Sanatçılardan CHP adayı Yıldız’a destek Türk halk müziği sanatçıları Erdal Erzincan ve Tolga Sağ, CHP 2. Bölge milletvekili adayı rfan Hüseyin Yıldız’a destek için sahaya çıktı. Önceki gün Esenler ilçe örgütünün seçim irtibat bürosuna gelen Erzincan ve Sağ, ilçe başkanının verdiği görev doğrultusunda Davutpaşa bölgesinde esnafı ziyaret etti, yoldan geçen vatandaşlara CHP’nin seçim bildirilerini dağıttı. C MY B C MY B