17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 2 HAZ RAN 2011 PERŞEMBE 6 HABERLER Terörden yargılanacaklar Özel yetkili savcı bakacak Metin Lokumcu’nun cenaze töreninde açılan pankart. Lokumcu’nun son görüntüleri Yeter bunalttınız 54 yaşındaki Metin Lokumcu’nun ilk olaylar sırasında polisle karşı karşıya geldiği ve coplu müdahaleye maruz kaldığı ortaya çıktı. Lokumcu’nun hem göstericileri yatıştırmak için çabaladığı, elindeki limonla gazdan etkilenenlere yardım ettiği görüntülere yansıdı. Görüntülerde Metin Lokumcu’nun ‘Yeter, beni bunalttınız’ dediği duyuluyor. Metin Hoca, polisin önüne geçip ellerini arkasından bağlayarak, ‘Hadi al, kurtar memleketi’ diyor. Biber gazına bağlı kalp krizi Trabzon Adli Tıp Kurumu’nda yapılan otopsiden sonra Metin Lokumcu’nun “biber gazı ve heyecanın tetiklemesi sonucu geçirdiği kalp krizinden öldüğü” açıklandı. Lokumcu’nun arkadaşları ise göğsüne aldığı darbe sonucu nefes alamadığı için öldüğünü iddia ederek kesin otopsi sonucunu bekleyeceklerini belirtti. Yaralı polis uyutuluyor Göstericilerin attığı taş sonucu düştüğü iddia edilen polis memuru Servet Erkan’ın sağlık durumuyla ilgili basın toplantısı düzenleyen Rize Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Hasan Türüt “Şu anda hastamız yoğun bakıma alındı. Hayati bulguları şu anda dengede seyrediyor. 72 saat boyunca hastamızı uyutmayı düşünüyoruz. Başbakan da sık sık bizden bilgi alıyor” diye konuştu. Erkan’ın 40 gün önce bebeğinin dünyaya geldiği öğrenildi. Hopa’da yaşanan olayları Ankara’da protesto ederken gözaltına alınanlarla ilgili basın savcılarının başlattığı soruşturmayı terör ve organize suçlarına bakmakla görevli özel yetkili savcılığın devraldığı öğrenildi. Bu nedenle emniyette gözaltına alınan şüpheliler terörle mücadele şube müdürlüğü ekipleri tarafından sorgulanıyor. Eylemcilere, başta terör örgütü propagandası yapmak olmak üzere çok sayıda suçlama yöneltildiği öğrenildi. Çok Eşlilik Değil... Çok Karılılık Kulaklarımda Başbakan’ın Kılıçdaroğlu için söylediği “Ben onun kadar edepsiz, alçak, ahlaksız değilim..” ve benzeri sözleri.. Ama hayır, siyasetin ahlakı ve ahlaksızlığı, muktedirliğin ve hükmetmenin felaket nitelikleri ve ortaya çıkardığı insap tipolojisi üzerine yazacak değilim. Her şey herkesin gözü önünde cereyan ediyor.. Yazı planımı bozmayacağım ve bu iktidarın sahneye çıkarttığı başka bir tip üzerine yazacağım.. Neydi o? Tamam, Üresin... Sahnede sunumun bütün çağdaş olanaklarını kullanıyor... Kulaklarından sarkan ve ağzına uzanan krem renkli mikrofonu, ellerini ve dilini tamamen özgür bırakıyor. Karşısında bir dizi kadın dinleyici, hepsine hâkim.. Kim onlar, dertleri ne, bilmiyorum, ama kestirebiliyorum.. Üresin, AKP örgütlerine çalışıyormuş. Bir tür terapist. Aile terapisti! Ama AKP’li değilmiş.. Modern kılıklı bir şeriatçı savaşçı kadın, bir din Amazon’u da diyebilirsiniz.. Kocasına izin vermiş, dört kadın alabilirsin diye.. Ama tek eşlilik sürdürdüklerini açıklıyor! Kocası, üstüne kumalar, yeni kadınlar (eve) getirir/alırsa, yani vaaz ettiği gerçeklikle karşılaşırsa, ne eder bilemem.. Çünkü pratiktir insanın aynası! Arınç’ın derdi jandarma Hopa’daki olaylarla ilgili bir açıklama yapan Bülent Arınç bir fotoğraf karesine atıf yaparak şöyle konuştu: “Fotoğrafta polis göstericilere müdahale ederken jandarma bir köşede duruyor. Bu soru işaretidir. Peki neden jandarma hareketsiz kaldı diye sormak gerekir. Eminim oradaki en yüksek mülki amir olan kaymakam bir açıklama yapacaktır. Ama polis bir çaba içindeyken askerlerin hareketsiz kalması açıklamaya muhtaç bir durum.” Emniyet müdürü merkeze çekildi ÖMER ŞAN HOPA Hopa’da önceki gün yaşanan olayların ardından, Artvin Valisi Mustafa Yemlihalıoğlu ile Artvin İl Emniyet Müdürü Muhsin Armağan’ın istifa ettiği kamuoyuna yansıdı. Konuya ilişkin kısa bir açıklama yapan Vali Yemlihalıoğlu, “Soruşturmanın selameti açısından ayrılmam gerekirdi diye düşündüm” dedi. Fakat bu açıklamadan bir süre sonra vali bir açıklama daha yaparak istifasının söz konusu olmadığını söyledi. Yemlihalıoğlu, Emniyet Müdürü Armağan’ın, olaylardan sonra merkeze alınması yönündeki talebinin kabul edildiğini; Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından merkeze alınarak yerine de geçici görevlendirme ile Hüsrev Salmaner’in atandığı açıkladı. Hopa’da yaşamını yitiren öğretmen binlerce kişinin katılımıyla toprağa verildi. lçe ise ablukaya alındı, polis 60 kadar kişiyi gözaltına aldı. Eylemciler terör suçuyla, özel yetkili savcı tarafından incelenecek. ÖDP ise yaşananları bu sözlerle değerlendirdi ‘Devlet terörü’ Eylemcinin kalça kemiği kırıldı Gazetelere yansıyan açıklamasında kullandığı terim “çok eşlilik..” Bu yanlış.. Doğrusu: “Çok karılılık”tır.. Kullandığı bu terim bile, dünyanın erkekler çevresinde döndüğünü baştan kabul ettiğini gösterir.. Çünkü “çok eşlilik..”, kadınların da çok kocalı hayatını gündeme getirir. Ama hayır, çok eşli deyince, düşünce dünyasında akla gelen “çok karılı adam” oluyor. “Çok kocalı kadın”ı akla bile getirmez.. Özel hayatı kimseyi ilgilendirmeyebilir, bu konuyu gündeme getirmemde derdim başka.. Merak ettiğim, Sibel Üresin’in “aile terapisti” veya danışmanı olarak, kendisini dinlemeye gelen kadınlara ne söylediği. AKP’nin organize ettiği toplantılarda konuşuyor anlaşılan.. AKP’li zamanlarda yaşıyoruz.. Bu iktidarın hem nimetlerinin hem de savunur göründüğü dini inançlarının yarattığı bir dizi aile sorunu var. İktidar erkeklerin çevresinde döndüğü için para bol. Hayal bile edemeyecekleri yeni bir hayata doğdular! İktidarın ve paranın gücü ve cazibesi, istenilen pek çok şeyi satın alabiliyor. Evse ev.. İkinci, üçüncü evlerse evler.. Garsoniyerler, gırla.. Başakşehir öyküleriyle dolup taştı, iktidar yanlısı gazetelerin sayfaları.. Dolayısıyla, “dindar erkeğin” hayatı şenlendi, renklendi! Şu dünyaya gelmiş bir kez, ötesi için inanç var, ama hiç de belli olmaz, gidip de görmemek, gidip de gelmemek, tatmamak var.. Bir boşluğun bile ayırdına varmadan! Hayatın kendisine sunduğu nimetlerden tatmadan mı göçüp gidecek! Acaba iktidar evlerinde neler yaşanıyor? Hangi dertler, facialar, kavgalar, küslükler, psikolojik sorunlar, evleri terk etmeler, hatta intiharlar... Dert bir değil, bin.. Dolayısıyla iktidar sahibi erkeklerin evlerinde yaşanan kitlesel sorunların iyileştirilmesi gerekir. Düşünüyorum da, Sibel Üresin’lere, işte tam da böyle bir ortamda yoğun istek, ilgi, gereksinim fazla fazla olmalı.. Acaba AKP, örgütlerindeki toplantılarda dertli kadınlara ne anlatıyor? Yoo yoo, onlara, bırakın kocalarınızı özgür, demiyordur. Ve şöyle bir nutuk attığına da da sıfır olasılık veriyorum: “Tanrı zaten onları özel yarattı, bizleri de onun kaburga kemiğinden.. Onların erkek olarak cinsel/kadın gereksinimleri de bizleri katbekat aşar.. Allah bu nedenle gönderdiği kutsal kitapta da, erkeklere, 4 kadına kadar alabilirsin izni verdi... Bize düşen, dinin bu vecibelerini yerine getirmektir, kocalarımıza yardımcı olmaktır, kaçamaklarına karşı çıkıp yuvamızı bozmak yerine, bu kaçamaklarını resmi hale getirmek için çalışmaktır, eğer koca kaçamak yapıyorsa, gelsin getirsin eve, gözümüzün önünde yapsın...” Diyelim ki bunları topluluk önünde demiyorlardır, Üresin’ler gibileri.. Acaba özel kliniklerinde veya özel toplantılarda, kadınlara bu vaazları ediyorlar mı? Ve böylece yasaların, toplumun dayandığı aile ilişkileri temellerini oyuyorlar mı? Sadece merak ediyorum.. Biliyorum, iktidarın savcıları, (Cumhuriyetin savcıları değil!) iktidar ideolojisi ve uygulamaları söz konusu olunca, anayasanın, yasaların ayaklar altına alınmasını görmezler... Dahası, bunları kolaylaştırırlar bile.. Sibel Üresin Hanım acaba gerçekten AKP’li değil mi? Yoksa, bu görüşlerini AKP örgütlerinin düzenlediği toplantılarda savunduğu için, AKP’nin anayasa suçu işleyeceği endişesinden mi böyle konuşuyor? Toplumda çok karılılık görüşünü savunduğu için, Sibel Üresin’lerin, kamusal bir iş olan aile terapistliği yapması, yasalarca uygun mudur? Erdoğan’ın eşkıya lafı polisin dilinde ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan’ın miting için geldiği Hopa’da yaşanan olayları Ankara’da protesto ederken gözaltına alınanlara emniyette “kötü muamelede” bulunulduğu ileri sürüldü. Daha önceki bir eylemde polisten yumruk yiyen Halkevleri MYK üyesi Dilşat Aktaş’ın önceki günkü sert müdahale nedeniyle kalça kemiğinin kırıldığı öğrenildi. Aktaş’ın kalça kemiğine platin takıldığı ve hastaneye gittiği sırada da hayati tehlikesinin bulunduğu belirtildi. Gözaltına alınan 57 kişinin 3’ü avukat. Avukatlar Duygu Demirel, Pınar Akdemir ve Bülent Teoman Özkan dün serbest bırakıldı. AHMET ŞEF K / ÖMER ŞAN ‘20 polis üzerime yüklendi’ AL CAN ULUDAĞ ANKARA Hopa’da çıkan olayları Ankara’da protesto ederken polisin müdahalesi sonucu kalça kemiği kırılan Halkevleri Merkez Yürütme Kurulu Üyesi Dilşat Aktaş yaşadıklarını, “20 kadar polis, ‘gel bakalım sen miydin’ diye yüklendiler. Tekme ve copla vurdular. Vatandaşlar ellerinden aldı” sözleriyle anlattı. Aktaş, kaldırıldığı SSK Dışkapı Hastenesi’nin ortopedi bölümünde yer olmadığı gerekçesiyle beyin cerrahi servisinde tedavi görüyor. Cumhuriyet’in ziyaret ettiği Aktaş, suç duyurusunda bulanacağını belirterek yaşadıklarını şöyle anlattı: “Eylemin ardından kitle dağılmıştı. Polis peşimizden gaz bombası atarak geliyordu. Yaklaşık 20 kadar çevik polis, ‘gel bakalım sen miydin’ diye yüklendiler. Tekme ve copla vurdular. Zaten ilk vuruşlarında yere düştüm ve o anda kalçamdaki kırıklığı fark ettim. Beni sürüklemeye başladılar. ‘Kalçamı kırdım’ dedim. ‘Daha dur sana ne yapacağız’ diye yanıt verdiler. Olayı seyreden vatandaşlar ‘Ne olur onu bırakın çok kötü oldu onu hasteneye götürelim’ diyerek ve ellerinden aldılar. Eğer alamasaydılar, o halde nezarethaneye götürülecektim. Hastanede üç tane vida takıldı. Altı ayda toplayacağımı söyledi doktorlar.” “Sendika, demokratik kitle örgütleri üyeleri, muhalefet sözcüleri dövülerek, kemikleri kırılarak hakaret ve küfür altında gözaltıa alındı” dedi. Olaylar sırasında üç ÇHD üyesi avukatın dövülerek gözaltına alındığını iddia eden Kozağaçlı, “ l emniyet müdürlüğünde polis aracında işkence gördüler. 4 saati geçen sürede elleri arkadan kelepçelendi. Bu herkes için geçerlidir. Bu kelepçe işkencesinin yanı sıra hakaret gördüler, darp edildiler, taciz edildiler” diye konuştu. TRABZON / HOPA Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın önceki gün Artvin’in Hopa ilçesinde düzenlediği miting öncesi ve sonrasında yaşanan; 1 kişinin öldüğü 2’si polis 3 kişinin de ağır yaralandığı olayların ardından polis yaklaşık 60 kişiyi gözaltına aldı. Olaylarda yaşamını yitiren Metin Lokumcu dün toprağa verildi. Olaylar sivil toplum örgütleri ve siyasi parti temsilcilerince yapılan açıklamalarla protesto edildi. ‘Hepimiz eşkıyayız’ Lokumcu’nun cenazesi için polis ve jandarma ekipleri Hopa’da geniş güvenlik önlemleri aldı. İlçeye girişler kontrol altına alınırken özellikle Kemalpaşa ve diğer ilçelerden gelen gruplar engellenmeye çalışıldı, kimlik kontrolleri ve GBT taramaları yapıldı. Hopa’da yaklaşık 5 bin kişi tarafından alkışlarla karşılanan cenaze yüzlerce araçlık konvoyla Dereiçi köyüne götürüldü. Cenazeye katılanların “Hepimiz eşkıyayız” pankartı açtığı görüldü. ÖDP Genel Başkanı Alper Taş, CHP ‘Polis devletine dönüştürüldü’ Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı Kenan Kabak’ın 25 üzerinde avukata “alenen küfrettiğini ve kovduğunu” iddia eden Kozağaçlı şunları kaydetti: “Avukatlara ‘şehir eşkıyaları’ demiştir. Küfrederek emniyetten ‘defolun gidin’ demiştir. Tabii ki buna pabuç bırakılmayacaktır.” Kozağaçlı, başta Müdür Yardımcısı Kenan Kabak olmak üzere, çevik müdürü ve güvenlik müdürü ve sıralı amirlerin görevlerini bırakması gerektiğini belirterek “Bir polis devleti haline dönüştürülüyor devletimiz, kentimiz” dedi. ‘Şehir eşkıyaları defolun gidin’ Eylemcileri savunmak için emniyete gelen bir grup avukata da polis müdürünün “Şehir eşkıyaları, defolun gidin” dediği savlandı. Çağdaş Huk ukçular Derneği (ÇHD), Ankara Barosu, İnsan Hakları Derneği ve KESK üyeleri, avukatların gözaltına alınmasını Ankara Adliyesi önünde protest o etti. ÇHD Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı, önceki gün Ankara’da “bir vahşet” olduğunu belirterek Artvin milletvekili adayları Uğur Bayraktutan ile Yüksel Çorbacı ve ESP’nin milletvekili adayı Birsen Kaya, Derelerin Kardeşliği Platformu, CHP, ÖDP, EMEP, ESP, Halkevleri, KESK’e bağlı sendikaların üyeleri de konvoya katıldı. Lokumcu’nun cenazesi, çevre il ve ilçelerden gelen yoğun kalabalık ve sloganlar eşliğinde ikindi namazının ardından toprağa verildi. ÖDP lideri Alper Taş, yaşananların devlet terörü olduğunu belirterek, “Başbakan, ‘Eşkıya Hopa’ya inmiş’ gibi laflar söylüyor ama orada eşkıyanın kim olduğu açıkça belli. Üniformalı bir devlet terörü var orada. Metin’in hesabını soracağız” dedi. Artvin’den ESP’nin desteklediği bağımsız milletvekili adayı Birsen Kaya, ilçede adeta bir jandarma ablukası olduğuna dikkat çekti. Lokumcu’nun hayatını kaybetmesini protesto etmek için Trabzon’da da gösteri yapıldı. PTT binası önünde yapılan basın açıklamasını okuyan Muhammet Ekinci, “Bu ülkeyi, bu ülkenin doğasını, vadisini, deresini sevmekse eşkıyalık evet biz eşkıyayız” dedi. İstanbul Okmeydanı’nda bir araya gelen yaklaşık 200 kişilik grup polisin Hopa’daki sert tutumunu protesto etti. Erdoğan, Kılıçdaroğlu’na hakarete varan sözlerle yüklendi, ölen öğretmeni ise anmadı bile Üzerinde durmaya değer görmedi İstanbul Haber Servisi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Hopa’daki 1 kişinin ölümüyle sonuçlanan olaylarla ilgili olarak, “CHP Genel Başkanı’nın söylediği şu, ‘Rüzgâr eken fırtına biçer.’ Ya böyle bir siyasetçi olur mu, böyle bir genel başkan olur mu? Neyin rüzgârını ektik ki fırtına biçeceğiz? Yani sen şu anda miting yapmaya giderken, yani birileri sana bunu yaptığı zaman kalkıp aynı şeyi ben mi söyleyeceğim? Ama ben bu bu kadar edepsiz bu kadar ahlaksız değilim” dedi. Erdoğan’ın, olaylar sırasında yaşamını yitiren emekli öğretmen Metin Lokumcu’nun adını dahi anmadan, “Bu arada bir tanesi de kalp krizi geçirerek şu anda kimliğini bilmiyorum üzerinde de fazla durmak istemiyorum” şeklindeki değerlendirmesi dikkat çekti. Erdoğan, “Bir gün önceden CHP, CHP yanlıları ve müşterek hareket ettikleri Halkevleri gibi illegal, legal tüm örgütlerin orada, kendilerine göre bize pres yapma veya bizi Hopa’ya adeta sokmama gibi bir gayretin cüretin içine girdiler. Eğer düşüncene inanıyorsan düşünce özgürlüğünden korkmayacaksın ama bunlar düşüncelerine inanmıyorlar çünkü bunlarda düşünce yok, bunlarda fikir yok. Bunlar eli sopalı taşlı, maalesef şehir eşkıyaları” diye konuşan Erdoğan, bu grupların sokaklarda emniyet teşkilatı ve jandarmaya taşlarla adeta mücadele içinde olduklarını ifade etti. Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz konuşmamızı yaptıktan sonra artık döneceğiz. Dönüş esnasında çıkıyorlar taş atıyorlar. Tabii bu bize karşı yapılmış ilk saldırı değil. Çok enteresan CHP’nin büyük bir pankartı büyük bir inşatta asılı.” ‘Şiddeti de orantısız gücü de tasvip etmem’ Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, Hopa mitingi sonrası yaşanan olayları değerlendiren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Bir siyasetçinin otobüsünün taşlanmasını, ona şiddet gösterilmesini doğru bulmuyorum. Demokrasilerde olması gereken karşıt görüşlerin de dinlenilmesidir. Yurttaşlarımız iradelerini sandıkta beyan edeceklerdir. Ama bir tepki geldi diye orantısız güç kullanmak da yanlıştır. Hiçbir yerde şiddeti tasvip etmeyiz ama şiddeti tetikleyecek söylemlerden de özenle kaçınmamız gerekiyor. Özellikle sayın Başbakan’ın bunu bilmesi lazım” dedi. Davutoğlu’nun aracı çocuğa çarptı KONYA(Cumhuriyet) Seçim çalışmaları çerçevesinde Konya’nın Bozkır ilçesine giden Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun içinde bulunduğu makam aracı, aniden yola fırlayan 8 yaşındaki Fatmanur Atalay isimli çocuğa çarptı. Çocuğa çarpmamak için manevra yapan makam aracının önündeki araca da çarptığı belirtildi. Konya Numune Hastanesi’ne kaldırılan çocuğun durumunun iyi olduğu bildirildi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle