17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 2 HAZ RAN 2011 PERŞEMBE [email protected] 10 EMEK İşçi zincirlendi Gazi Devlet Hastanesi’nde çalışıyorlardı. Dev Sağlıkİş’e üye olmak istediler. Sonuç: Önce kapı önü, sonra karakol... CEM L C ĞER M Hastanede hukuk yok, işçiye baskı var SAMSUN Samsun’daki Gazi Devlet Hastanesi’nde DİSK’e bağlı Dev Sağlıkİş Sendikası’nda örgütlendikleri gerekçesiyle işten atılan ve “İşyerimiz hastanedir, terk etmiyoruz, işimizi geri istiyoruz” diyerek 124 gündür hastane bahçesinde kurdukları çadırda direnişlerini sürdüren Cemalettin Kömpe ve Ali Arslan Şahin adlı işçiler, Bayındırlık ve İskân Bakanı Mustafa Demir’in bir okul ziyaretinde seslerini duyurmak için kendilerini okulun kapısına zincirledi. Polis önce işçilere saldırarak gözaltına aldı, sonra işçilerin direniş çadırını dağıttı. Gözaltından çıkıp hastane önünde yeniden direniş çadırını kuran işçileri polis bir kez daha gözaltına aldı. TKP, ÖDP, Halkevleri, Sosyalist Parti ve EHP üyelerinin de destek için beklediği hastane önünde Dev Sağlıkİş Sendikası üyeleri gözaltıyla ilgili bir basın açıklaması yaptı. A Sadece Atina’da sayıları bir haftada 10 binden yüz bine ulaşan protestocular, Atina merkezindeki sintagma (anayasa) meydanında hükümeti topa tuttu. ktidar Partisi PASOK rengi olan yeşil laser ışıkları ile parlamento binasını hedef alan on binlerce kişi “defolun gidin” sloganları ile tepkilerini dile getirdi. Hiç bir parti bayrağının açılmadığı, her seviyede ve partiler üstü katılımın olduğu gösterilerin, hükümeti düşürene kadar süreceği belirtiliyor. Yüz bin oldu bile çıklamada, yoksulluk ve yolsuzluklara ses çıkarmayan yetkililerin işçilerin meşru direnişini kırmak için ellerinden geleni yaptıklarına dikkat çekilirken şu ifadelere yer verildi: “Bizim üzerimizden şirketlere kamunun parasını peşkeş çekenler her geçen gün yerel basında usulsüzlük ve yolsuzluk haberlerine rağmen başhekimlik hakkında işlem yapmayanlar bizlere saldırılarını sürdürüyorlar. Bu hastanede hu kuk yok, bu hastanede yasalar işlemiyor, bu hastanede kölece bir çalışma sürdürülüyor, işçilere baskı uygulanıyor. Biz Devrimci Sağlıkİş üyesi işçiler hak mücadelemizde yasaları hiçe sayanlara karşı mücadelemizi sürdüreceğiz.” Açıklamanın ardından yeniden çadırlarını kurmaya çalışan işçilere hastanenin özel güvenlikçileri saldırdı, işçiler ve işçilere destek olmak için orada bulunanlar kol kola girerek zincir oluşturdular. Arbede ve tartışmalara rağmen hastane başhekiminin emriyle direniş çadırının kurulmasını engellemeye çalışan güvenlikçiler başarılı olamadı. Bu arada, hastaneden saldırıyı izleyen hasta ve yakınları alkışlarla işçilere destek verdi. Direniş çadırını kurup önünde oturan işçilere bu kez çevik kuvvet ekipleri saldırarak yeniden gözaltına aldı ve direniş çadırını yıktı. Bıkkınlar iki milyona çıktığında yönetim gidecek MURAT LEM 230 bin kamu işçisi için pazarlık başlıyor Kamuda çalışan yaklaşık 230 bin işçinin beklediği ücret zammı için Türkİş yönetimi ile Devlet Bakanı Hayati Yazıcı bugün bir araya geliyor. Taraflar, bugün 10.30’da Trabzon’da toplanacak. Türkİş Trabzon İl Temsilciliği’ndeki toplantıya Yazıcı, Türkİş Genel Başkanı Mustafa Kumlu’nun yanı sıra diğer yetkililer katılacak. Kumlu, Türkİş’e bağlı sendikalarda, kamu kesiminde yürürlük tarihleri çoğunlukla ocak, şubat ve mart olmak üzere 103 işyeri/işletmede çalışan 230 bin işçi ile ilgili toplu iş sözleşmesi görüşmelerine ocaktan itibaren başladıklarını söyledi. Kumlu, Türkİş’in, kamu kesimi toplu iş sözleşmelerinin genel seçimler öncesinde imzalanabilmesi için 2 ayda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Hayati Yazıcı ile defalarca görüşmede bulunduğunu, ancak hükümetten sözleşmelere ilişkin bir teklif gelmediği için bu görüşmelerin kamuoyu ile paylaşılmadığını anlattı. Çaykur’da fetva da kâr şçilerin sendika değiştirmesi için etmedi camilerden fetva bile verilmiş R ize’nin en büyük sanayi kuruluşlarından Çaykur Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü ve bağlı işlerinde 2008 sonlarında başlayan sendika değiştirmeye zorlama, sendikalı işçilerin kararlı tutumlarına karşın bitmek bilmiyor. Akla gelebilecek her türlü yöntemin denendiği, hatta camilerden fetva bile verdirilen bölgede işçilerin büyük kısmı, Tek Gıdaİş’te kalmalarının bedelini sözleşme yapamamakla ödüyor. Tek Gıdaİş Sendikası Doğu Karadeniz Bölge Temsilciliği 1 No’lu Şube Başkanı Ziya Aksoy, sözleşme ve işletmelerdeki son duruma ilişkin bilgi verirken, “Ellerinden ne geldiye yaptılar. Kaç yıldır sendikamıza üye olan, sözleşmeden yararlanmış işçilere sahte üyelik suçlamasından, camilerde fetva vermeye kadar her şeyi yaptılar. Buranın bazı yerleri jandarma bölgesi, jandarma çeviriyor işçiyi, hakkında sahte imza suç var diye... İşçiler o kadar yıldı ki... Bu durumun uzaması, diğer sendikaya giden işçiyi bile kızdırdı. Hatta geri gelenler bile var” dedi. nı, 2010’da itiraz üzerine mahkemenin yetkinin reddine karar vererek davanın Rize’ye gönderildiğini, Rize 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin Çaykur’a ait işyerlerinde yetkinin Tek Gıdaİş’te olduğunun belirtildiği bilgisini veren Aksoy, söz konusu kararda; Çaykur işletmelerinde 8 Eylül 2008 başvuru tarihi itibarıyla 12 bin 945 işçinin çalıştığını, bunlardan 9 bin 104’ünün Tek Gıdaİş Sendikası’nın üyesi olduğunun saptandığının ve sendikanın gerekli yetkiyi sağladığının yer aldığını anlattı. Sendika üyesi işçilerin baskılar sonucu sendikadan ayrılmak yerine, üyesi oldukları partiden ayrılmayı bile tercih ettiklerini söyleyen Aksoy, yalnız Rize’nin değil, tüm Doğu Karadenizlilerin direndiğini, hatta belediye seçimlerinde, AKP’nun tutumdan ötürü zora girdiğini ileri sürdü. Diğer sendikanın tüm itiraz haklarını hem de en son gün kullanarak zamana oynadığının altını çizen Aksoy, tek yapmak istediklerinin belirsizliği seçim sonrasına taşımak olduğunu dile getirdi. çözüyorlar. Yeşil kart olmayanların da sağlık harcamaları “ceplerinden” karşılanıyor. Mayıs göç ayı, aynı zamanda mevsimlik tarım işçilerinin iş ayları. Bu sene yine çocukları okulu erken bırakacaklar ve geç başlayacaklar, bu sene yine civardaki illerde iş bulamayanlar geri dönecekler. Bu sene yine günlük ücretlerinin düşüklüğü karşısında şikâyet edecekler ve bu sene yine çalıştıkları yörelerde insanlar ayrıma tabi olacaklar. Belki de hepsinden önemlisi ellerine geçen para onların geçimlerine yetmeyecek ve borçlanarak bir sonraki senenin parasını şimdiden harcamaya başlayacaklar. Mevsimlik tarım işçileri duyulamamanın, hissedilememenin yalnızlığını bir kez daha yaşayarak kasım ayına kadar benzer sorunlarla boğuşmaya devam edecek. Hoş geldin bahar bile diyemeyerek... (*)Kocaeli Üniversitesi. Öğretim Üyesi SDEM R’de grev kararı AKIN BODUR İSKENDERUN Çelikİş Sendikası ile İskenderun Demirçelik AŞ (İSDEMİR) arasında devam eden ve 6 bin işçiyi kapsayan 24. dönem toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine grev kararı alındı. Sendika yönetiminin grevin uygulama tarihini 3 gün sonra belirlemesi bekleniyor. Çelikİş Sendikası Genel Merkez Yönetim Kurulu üyesi ve İskenderun Şube Başkanı A. Cengiz Gül, 20112012 dönemini kapsayan sözleşme görüşmelerinde uyuşmazlığın, ücret maddelerini kapsadığını belirtti. Mayıs hem bahar ayıdır hem de birçok etkinliğin bir arada bulunduğu bir aydır. Bir dostum söyledi en çok tatil gününün ve etkinliğin bulunduğu ay mayıs imiş. Ben araştıranın yalancısıyım. Mayıs ayı aynı zamanda mevsimlik tarım işçilerinin de göç mevsimidir. Çoğunlukla Güneydoğu illerinden, Batı Anadolu’ya, Kuzey Anadolu’ya birçok göç kervanı yola çıkar. Kimileri kendi tuttukları minübüslerle kimileri tren ve otobüslerle bu ay içinde yolculuklarını tamamlar. Kasıma kadar dönüş yolu tutulmaz. Mevsimlik tarım işçileri çoğunlukla aileleriyle birlikte yola çıkarlar. Onlar hangi mevsimde nerede dikim, hangi mevsimde nerede sulama, hangi mevsimde nerede toplama işi olduğunu çok iyi bilirler. Bu nedenle nereye gidecekleri önceden bellidir. Hangi bahçede veya tarlada kimin için çalışacaklarını başlarındaki tarım aracısı onlara söyler. Geriye kalan sadece onların Tek Gıda ş Partiden ayrıldılar, Sendikası 1 No’lu Şube sendikadan değil Başkanı Ziya Aksoy, üyeleri Sendika değişmeye zorlamayıpratmak için akla gelebilecek ların 2008’de başladığını, Hakİş’e bağlı Özgıda İş’in çalışma her türlü hilenin yapıldığını, bakanlığından yetki tespiti isteancak yine de sendikalı işçilerin diğini, bakanlığın 24 Ekim 2008 çok az bir bölümünün Özgıdatarihli yazısıyla Özgıdaİş’in yetkili olduğunu bildirir yazıyı gönş’e geçtiğini söyledi. derdiğini, Tek Gıdaİş’in dava açtığı ATİNA Yunanistan’da Yorgo Papandreu hükümeti, IMF ve Avrupa Merkez Bankası’na (ECB) karşı başlayan kamuoyu hareketi “bıkkın vatandaşların” hedefi iki milyon katılım. Bir hafta önce başlayan ve günün 24 saati süren bıkkınlar hareketinin sayısı ilk 168 saat sonunda on binden yüz bine ulaştı. Ünlü sanatçı Mikis Teodorakis’in de destek verdiği halk hareketinde, katılımcılar arasında en alt düzeyde çalışandan en üst düzeydeki bilim adamlarına kadar insan bulunuyor. Papandreu hükümetinin ekonomik kriz nedeniyle uygulamaya koyduğu ekonomik önlemleri protesto eden göstericiler, başkent Atina’nın ünlü Sintagma (anayasa) meydanından ayrılmıyor. Her akşam saat 18.00 de başlayan gösterilerde atılan sloganların ilk hedefi Başbakan Papandreu. Yapılan komuoyu yoklamalarında halkın yüzde 76’sı hükümetin bu güne kadar aldığı, bundan sonrası için önerdiği kemer sıkma politikalarının krizden çıkışta başarısız olacağına inanıyor. Dünyaca ünlü müzik adamı Mikis Teodorakis protestoculara destek anlamında yaptığı açıklamada “Sintagma meydanında toplanan halkın sayısı iki milyona ulaştığında, bu hükümet ceketini alıp gitmek zorunda kalacaktır” dedi. Teodorakis’in bu sözleri üzerine harekete geçen halk hareketi “bıkkın vatandaşların” sayısı giderek artmaya başladı. “Hükümet defol git, bankaların ve politikacıların oyuncağı olmayacağız, Gerçek demokrasi istiyoruz, Anayasamızı geri alacağız” sloganları ile protestolarını sürdüren ülke genelindeki milyonlarca Yunanlı, kararlılıkla her konuda direneceklerini dile getiriyorlar. durumda kalan Papadreu’dan ise peşpeşe açıklamalar gelmeye başladı. Konuşmalarında bir taraftan halkı yatıştırmaya çalışan Başbakan, diğer taraftan kemer sıkma politikalarına devam edileceği yönünde mesajları veriyor. Yunanistan’da 2. Dünya savaşındaki işgalcilere karşı başlatılan ilk isyan hareketinin merkezi olan Kalavrita kentinde bir konuşma yapan Papandreu, uyguladıkları ekonomi politikalarından kesinlikle geri atmayacaklarını söyledi. Ülkenin bu duruma gelmesinde önceki hükümetin payı olduğu mesajını veren başbakan, konunun siyasi boyutunun kendilerini ilgilendirmediğini ileri sürdü. Hükümet, IMF ve Avrupa Merkez Bankası’na karşı başlayan ve günün 24 saati süren bıkkınlar hareketine katılım sayısı yüz bine ulaştı. Halk hareketi üyelerinin parlamento binasının ana kapılarını tutması üzerine bakanlar korkudan arka kapılardan kaçırıldı. Papandreu: Geri adım atmayacağız Yunanistan’da halkın başlattığı protesto gösterileri karşısında zor Göç Ayı, Mayıs Ayı ve ailelerinin emekleridir. Bulgur, un, şeker, çay gibi nevaleler yola çıkmadan önce borca yazılarak alınır. Varılan yerde derme çatma naylon çadırlar kurulur, ateşler yakılır demli kaçak çaylar içilir. Sabah gün doğarken tarlaya, bahçeye gidilecektir. Öğlen yarım saat paydos verilir akşam ise güneş battıktan sonra iş bırakılır. Bu çalışma süresinin bütün bir mevsim sürdüğünü unutmadan günlük ücretin 2010 için 23 lira olduğunu anımsatmak gerekir. Bu sene ne ücret alacaklarını çalıştıkları ilin yetkili makamları belirleyecektir. Bu sene haziranda seçim var. Tarım işçileri çoktan işlerinin başında. Onların oy kullanmaları çok zor, memleket uzakta, ekmek derdi ise yakında. Mevsimlik tarım işçileri bu sene ilk kez sosyal güvence altına alındılar. Ayda 18 gün prim yatırarak sigortalı sayılacaklar. Yasa elbette geçmiş yılları güvence kapsamı altına almıyor. İnsanın aklına “Gözlerin görmüyor ama seni işe almışlar” sözü geliyor. Buna da şükür diyerek mevsimlik tarım işçileri çalışmaya kaldıkları yerden devam edecekler. Mevsimlik tarım işçilerinin sağlık sorunlarını önemli ölçüde yeşil kartla Almanya: IMF yoksa ben de yokum Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) Yunanistan’a yardım diliminde payına düşen miktarı ödemeyeceğine artık kesin gözüyle bakılıyor. Almanya’da iktidardaki koalisyonda yer alan FDP’den bütçe uzmanı Otto Fricke, IMF’nin ödeme yapmaması halinde Almanya’nın da kendi payını ödeyemeyeceğini söyledi. Fricke Reuters’e yaptığı açıklamada, “IMF’nin katkısı, Almanya’nın yardımda kendi payına düşen bölümü ödemesi için temel ve yasal bir önkoşuldur” dedi. Almanya’nın toplam tutarı 110 milyar Avro olan Yunanistan kurtarma paketindeki payı 22.4 milyar Avro’ya kadar çıkabiliyor. Almanya maliye bakanlığı sözcüsü ise, Yunanistan’a daha fazla yardım sağlanmasının ancak Atina’nın tek başına daha fazla çaba göstermesi ve özel kreditörlerin katılımı halinde mümkün olacağını söyledi. Alman hükümeti, görüşmelerin bu haftanın sonunda veya en geç gelecek hafta başında tamamlanmasının beklendiğini açıklamıştı. Yunanistan’ın ağır borç yüküne bir çözüm getirilmesi için düşünülen planda özel sektörün nasıl yer alacağı konusu ise hâlâ açıklık kazanmadı. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle